Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

BM Zirvesi’nin gündemi: Afganistan, koronavirüs ve iklim değişikliği

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı BM Genel Kurulu Görüşmeleri’nde Afganistan, koronavirüs salgını ve iklim değişikliği konuları öne çıkacak.

Published

on

Sıkı COVID-19 tedbirleri kapsamında New York’ta bu yıl 76’ncısı düzenlenecek ve 21 Eylül’de başlayacak BM Zirvesi’ne, 100’den fazla devlet ve hükümet başkanı ile dışişleri bakanı ve delege katılacak, liderlerin bazıları ise video mesaj gönderecek.

Geçen sene bütün dünya liderleri gibi BM Zirvesi’ne video mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yıl Genel Kurul Görüşmeleri’ne katılmak için New York’a seyahat edecek.

Biden ilk kez başkan olarak hitap edecek

ABD Başkanı Joe Biden da BM Genel Kurulu’na ilk kez başkan olarak hitap edecek.

Biden yönetimin bu yılki zirvede önceliği COVID-19 ile mücadele, iklim değişikliği ve insan hakları olacak.

BM Genel Kurul Başkanlığını ise görevi Büyükelçi Volkan Bozkır’dan devralan Maldivler Dışişleri Bakanı Abdulla Shahid yapacak.

Zirvede bu yıl Taliban’ın ülkede kontrolü ele geçirmesiyle dünya gündemine oturan Afganistan, COVID-19 salgını ve aşılar ile iklim değişikliği konuları liderlerin gündeminde olacak.

Geçen yıl sanal ortamda düzenlenmişti

COVID-19 önlemleri kapsamında ayrıca BM binasına her ülke delegasyonundan 6 kişinin, liderlerin konuşmasını yaptığı genel kurul salonuna ise 4 kişinin girmesine izin verilecek.

New York kenti de salgının yayılmasını engellemek için ABD’ye gelen ve aşı olmayan delegelere BM binası dışında aşı olma fırsatı sunacak ve delegeler isterse COVID-19 testi de yaptırabilecek.

Geçen sene salgın nedeniyle zirve sanal ortamda düzenlendiği için sokakları sessiz kalan New York, bu yıl diplomasi trafiğiyle yeniden canlanacak.

BM’ye ev sahipliği yapan ABD, New York’a çok sayıda delege geleceği için zirvenin virüsün hızla yayılacağı etkinlik olmasından endişe duyuyor ve ülke liderlerinin video mesaj göndermesini tercih ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkevi’nin açılışını yapacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve öncesi BM Genel Merkezi’nin hemen karşısında yer alan Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği ile New York Başkonsolosluğunun yer alacağı Yeni Türkevi Binası’nın açılışını da yapacak.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da 2 devletli çözümü anlatmak için BM Zirvesi haftasında New York’ta olacak.

Zirveye katılacak diğer bir lider de İngiltere Başbakanı Boris Johnson olacak.

İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Wodward, zirvede önceliklerinin bu yıl kasım ayında İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) öncesi iklim değişikliği olacağını söyledi.

Putin, Cinping, Merkel ve Macron katılmayacak

Hindistan Başbakanı Narendra Modi de zirveye katılmak için bu yıl New York’a seyahat edecek.

Zirveye Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise katılmayacak.

Afganistan ve Myanmar’ı kimin temsil edeceği merak konusu

Zirvede bu yıl Myanmar ordusunun darbe ile yönetime el koyması ve Taliban’ın Afganistan’da kontrolü ele almasının ardından bu ülkeleri kimin temsil edeceği de merak ediliyor.

Myanmar’ı BM’de hala darbeye karşı çıkan Büyükelçi Kyaw Moe Tun temsil etse de Myanmar ordusu örgüte kendi temsilcisini göndermek istiyor.

Afganistan’ı da BM’de Taliban yönetimine karşı çıkan eski hükümetin BM Daimi Temsilcisi Ghulam Isaczai temsil ediyor ancak büyükelçinin zirvede konuşup konuşmayacağı bilinmiyor.

BM kendi geleceğini de sorgulayacak

Barış ve güvenliği sağlama konusunda başarısız olmakla eleştirilen, her geçen gün etkinliği sorgulanır hale gelen ve giderek zayıflayan BM, salgın sonrası yüz yüze diplomasinin gerçekleşeceği bu zirvede kendi geleceğini de sorgulayacak.

BM, insani yardımlar konusunda lider olsa da 50 yılı aşkın süren İsrail-Filistin sorunu, Kıbrıs sorunu, onuncu yılına yaklaşan Suriye krizi ve daha birçok küresel krize çözüm bulamadı.

Son on yılda BM verilerine göre 80 milyon kişi savaş ve çatışmalar nedeniyle mülteci konumuna düştü ve yerlerinden edildi.

Kurulduğu günden beri 76 yılda bünyesindeki tüm ülkelerin sesi olması ve tüm insanlığı temsil etmesi gereken BM’de, güç ve yetki ise 193 ülkenin temsil edildiği ana organ olan BM Genel Kurulu’nda bulunmuyor.

“Kronik bir çıkmaz”

BM yapısı gereği gücü ve yetkiyi, İkinci Dünya Savaşı’nın galibi, veto hakkı olan beş ülke ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya’nın yer aldığı BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) veriyor.

Ekonomik yaptırımlar uygulayabilen, askeri güç kullanma ve konuşlandırma konusunda tek yetki sahibi olan BMGK’nın kararlarının aynı zamanda uluslararası toplumda yasal bağlayıcılığı bulunuyor.

BMGK’nın beş daimi üyesinden hiçbiri güç dengelerini değiştirmeye yanaşmıyor ve bu nedenle de konsey, bu ülkelerin çıkarları doğrultusunda kronik bir çıkmaz yaşıyor.

Suriye’den Myanmar’daki Rohingya krizine kadar uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden küresel sorunlar, BMGK’da kimi zaman ABD ve Rusya’yı bazense ABD ve Çin’i karşı karşıya getiriyor ve veto hakkını kullanan bu ülkelerce kilitleniyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

EİT üyesi ülkeler dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde Tahran’da toplandı

Published

on

By

Türkiye’nin kurucularından olduğu Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) üyesi ülkeler dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde Tahran’da toplandı.

Tahran’da düzenlenen EİT Dışişleri Bakan Yardımcıları Yüksek Düzeyli Komitesi Birinci toplantısında Türkiye, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’dan bakan yardımcıları ve temsilciler yer aldı.

EİT üyesi ülkeler arasında bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesi ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin istişarelerin yapıldığı toplantıya Türkiye’yi temsilen Dişişleri Bakanlığı Uluslararası Ekonomik İşler Genel Müdürü Büyükelçi Aylin Sekizkök başkanlığındaki heyet katıldı.

Toplantıya ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Sekizkök, “Kurucusu olmaktan büyük onur duyduğumuz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nı yeni bir on yıla hazırlamak, teşkilat için gerekli reform ihtiyacını tespit etmek ve gerekli adımları atmak üzere kurulan bir teknik komisyon toplantısı yapıldı.” dedi.

EİT üyesi ülkelerin bölgesel işbirliğini güçlendirmeyi hedeflediklerini belirten Sekizkök, “Değişen ve son derece farklı sınamalarla karşı karşıya kaldığımız küresel ve bölgesel ekonomik düzende bu uluslararası bölgesel işbirliğini, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın önderliğinde en iyi şekilde realize edebilmek ve üye ülkelerin kalkınma amaçlarının yararına olacak şekilde teşkilatın etkin ve sağlam projeler geliştirmesine katkıda bulunmak için toplandık.” diye konuştu.

Sekizkök, bugünkü toplantının temel hedefinin EİT’yi uluslararası alanda daha etkin bir hale getirmek olduğuna dikkati çekerek, “Üye ülkeler ve sekreterlik kendi somut önerilerini ortaya koyacaklar. Türkiye olarak çok hazırlıklı geldik ve biz de kendi önerilerimizi ortaya koyacağız.” ifadelerini kullandı.

Türkiye, İran ve Pakistan tarafından 1985’te kurulan EİT, üye ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunmak, EİT bölgesi içindeki ticari engelleri kaldırmak, bölge içi ticareti geliştirmek, EİT bölgesinin küresel pazarlarla bütünleşmesini teşvik etmek ve üye ülkeler arasındaki kültürel ve tarihi bağları güçlendirmeyi hedefliyor.

EİT son olarak 3 Aralık 2024’te İran’ın Meşhed kentinde dışişleri bakanları düzeyinde toplanmıştı.

Devamını Oku

Dünya

Yunanistan’daki 4 adada, Ege’deki sismik hareketlilik nedeniyle eğitime cumaya kadar ara verildi

Published

on

By

Yunanistan’daki 4 adada, son günlerde Ege Denizi’ndeki artan sismik hareketlilik nedeniyle okullarda eğitim eğretime cumaya kadar ara verildi.

Yunan Devlet Televizyonu ERT’nin haberine göre, Ege Denizi’ndeki artan sismik hareketlilik nedeniyle İklim Krizi ve Sivil Koruma Bakanı Vasilis Kikilyas’ın başkanlığında düzenlenen toplantıda, Santorini, Yamurgi, Niyoz ve Anafiya adalarındaki okullarda cumaya kadar eğitim öğretime ara verilmesi kararlaştırıldı.

Yeni bir değerlendirmeye kadar, vatandaşlardan kapalı alanlarda toplanmamaları, metruk binalara yaklaşmamaları, Santorini Adası’ndaki heyelan tehlikesi bulunan Ammudiou, Armenis, Korfu ve Palaio Limena sahillerine gitmemeleri ve havuz sularının boşaltılması istendi.

Santorini Adası’ndan ayrılan tüm gemi ve uçaklar, deprem endişesiyle adayı terk etmek isteyenlerle doldu.

Deprem endişesiyle Santorini’den Atina’ya uçakla gelen bir kişi havaalanında gazetecilere yaptığı açıklamada, yaklaşık her beş dakikada bir deprem yaşandığı için korktuklarını belirterek, “İnsanlar adadan ayrılmak istiyor. Gemilere biniyor. Şimdi 2 (ekstra) uçuş koydular.” diye konuştu.

Bir başka Santorini sakini ise adaya ne zaman döneceğine karar vermek için gelişmeleri takip edeceğini söyledi.

Bilet fiyatlarının çok yüksek olduğundan şikayet eden bir ada sakini de insanların endişe içinde olduğunu kaydetti.

Öte yandan bölgede yaşanan depremler nedeniyle Santorini Adası’nda meydana gelen heyelana ilişkin görüntüler de sosyal medyada yer buldu.

– Okullar bugün tatildi

Son günlerde Ege Denizi’ndeki artan sismik hareketlilik nedeniyle bölgedeki 4 adada okullar bugün de tatildi. Kapalı alanlardaki kültürel etkinlikler iptal edilirken, vatandaşlardan kapalı alanlarda toplu halde bulunmamaları istendi.

Tedbir amacıyla Santorini Adası’na arama kurtarma ekipleri sevk edildi ve deprem nedeniyle endişe yaşayan birçok kişi, geceyi araçlarında geçirdi.

Devamını Oku

Dünya

Santorini Adası’nda 30 kilometrelik fay hattının aktif hale geldiği belirtildi

Published

on

By

Ege’deki artan sismik hareketlilik sebebiyle çok sayıda kişinin ayrıldığı Santorini Adası’nda 30 kilometrelik fay hattının aktif hale geldiği bildirildi.

Deprem uzmanı Gerasimos Papadopulos ve Selanik Aristoteles Üniversitesinden Sismoloji Profesörü Manolis Skordilis, Yunan basınına yaptıkları açıklamada, bölgedeki sismik hareketliliğin tektonik kökenli ve aktif hale gelen fay hattının 30 kilometre uzunluğunda olduğunu belirtti.

Papadopulos, sismik hareketliliğin 24 Ocak’tan bu yana sürdüğünü ancak 1 Şubat sabahından itibaren yoğunlaştığını, depremlerin sayısı ve büyüklüklerinin arttığını dile getirerek, “Şu ana kadar sistemimiz 400’den fazla deprem kaydetti ve analiz etti ancak daha küçük ölçekli çok sayıda depremi analiz edemiyoruz.” dedi.

Sismik hareketlerin deniz altında gerçekleşmesi nedeniyle büyük çaplı yıkıcı etki göstermesi olasılığının düşük olduğuna dikkati çeken Papadopulos, “Depremler, deniz altı tektonik çukurunda meydana geliyor. Depremlerin ciddi hasara yol açabilmesi için çok daha büyük şiddete ulaşması gerekir.” diye konuştu.

Papadopulos, Santorini Volkanı’nın etkilenme ihtimaliyle ilgili ise şu an için bu tür bir hareketliliği tetikleyecek jeofiziksel koşulların oluşmadığını dile getirdi.

– “Sismik hareketlilik endişe verici”

Sismoloji Profesörü Skordilis de Santorini açıklarındaki sismik hareketliliğin endişe verici olduğuna işaret etti.

20 kilometreden uzun fay hattının aktif hale geldiğini söyleyen Skordilis, aynı hattın 1956 yılında 7,3 büyüklüğünde deprem ürettiğini söyledi.

Skordilis, daha büyük deprem olasılığına ilişkin, “Kesinlikle göz ardı edilemez. Olası bir senaryo değil ancak bu ihtimalin tamamen dışlanamayacağını söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam