Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

BM’den İran’a “su krizini çözme” çağrısı

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri, İran’a Huzistan eyaletindeki su kesintilerine karşı düzenlenen protestoları “aşırı güç kullanarak ve toplu gözaltılarla bastırmak yerine eyaletteki su krizinin çözümüne odaklanma” çağrısınd

Published

on

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, İran’ın güneybatısındaki Huzistan eyaletinde ölümlerin de yaşandığı protesto gösterilerine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, “Geçen hafta boyunca meydana gelen ölüm ve yaralanmaların yanı sıra yaygın tutuklama ve gözaltılar konusunda son derece endişeliyim.” değerlendirmesini yaptı.

İranlı Arapların yoğun nüfusa sahip olduğu Huzistan eyaletinin daha önceki yıllarda ülkenin temel su kaynağı olduğunu hatırlatan Bachelet, suyun ülkenin diğer bölgelerine transfer edilmesi de dahil olmak üzere uzun yıllar boyunca uygulanan yanlış yönetim ve ihmallerin ülke çapındaki kuraklıklarla birleşmesi nedeniyle eyaletin su kaynaklarının tükendiğine dikkati çekti.

“İnsanları vurmak ve tutuklamak sadece öfke ve umutsuzluğu artıracaktır”

Tahran yönetimine Huzistan halkının yaşamı, sağlığı ve refahını etkileyen su krizinin “yıkıcı” etkisini ortadan kaldırma çağrısında bulunan Bachelet, açıklamasına şu sözlerle fevam etti:

“Su gerçekten de bir haktır. Yetkililer, vatandaşların bu hakkın korunmasına yönelik meşru çağrılarına kulak vermek yerine çoğunlukla bu çağrıları yapanları ezmeye odaklandı. Durum felakettir ve yıllardır derinleşmektedir. Yetkililerin bunu anlaması ve ona göre hareket etmesi gerekiyor. İnsanları vurmak ve tutuklamak sadece öfke ve umutsuzluğu artıracaktır. Mevcut kriz sırasında internet ve diğer iletişim biçimleri kesintiye uğradı, hükümet yetkilileri protestocuları isyancılar ve ayrılıkçılar olarak etiketliyor.”

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin geçtiğimiz günlerde vatandaşların “kurallar çerçevesinde” kendilerini ifade etme ve protesto hakkına sahip olduğunu belirttiğini hatırlatan Bachelet, ülkedeki insanların genel olarak şikayetlerini dile getirecek etkili kanallardan yoksun olduğuna dikkati çekti.

Huzistan’daki su kesintilerine karşı protestolar

Huzistan eyaletinin önemli su kaynaklarından “Hur’ul-Azim” göletlerinin, Kerhe Nehri’nin kuruması ve Karun Nehri’nden başka bölgelere su transferi ile bölgedeki kuraklık sonucu ortaya çıkan içme suyuna erişim sorunu nedeniyle Hamidiye, Bostan, Şadegan, Şuş, Danyal ve Mahşehr kentlerinde 15 Temmuz’da başlayan gösteriler 9 gecedir devam ediyor.

Hava sıcaklığının 50 dereceyi aştığı eyaletteki su kıtlığına çözüm talep eden kent sakinleri, kalabalık gruplar halinde sokaklara dökülüyor. Göstericiler, Huzistan’daki Karun Nehri’nden başka bölgelere su transferi sağlayan projenin de su kıtlığına neden olduğu gerekçesiyle durdurulması için yetkililere çağrıda bulunuyor. Güvenlik güçleri, protestoculara karşı “aşırı güç” kullandığı gerekçesiyle eleştiriliyor.

Sorunun çözümü için bölgeye yetkililer gönderildi

İranlı yetkililer, 5 göstericinin ve bir polisin “provokatör grupların” açtığı ateş sonucunda hayatını kaybettiğini açıklarken, Uluslararası Af Örgütü 8 göstericinin hayatını kaybettiğini öne sürmüştü. İran İnsan Hakları Aktivistleri Ajansı (HRANA) ise protestolara katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınan 102 kişinin isimlerini yayınlamış ve can kaybının en az 9 olduğunu iddia etmişti.

İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani de gösteriler sırasında gözaltına alınan kişilerin herhangi bir suç işlemediğinin tespit edilmesi halinde derhal serbest bırakılacağını belirtmişti.

İranlı yetkililer hayatını kaybeden göstericilerin “provokatör grupların” açtığı ateş sonucu öldüğünü iddia ediyor. Aktivistler ise yaşamını yitiren göstericilerin, güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü savunuyor.

Bölgedeki su sorununun çözümü için hükümet ve yargı yetkilileri tarafından ayrı ayrı çalışma grupları oluşturulmuş ve yetkililerin bölgeye gönderildiği duyurulmuştu.

İran lideri Hamaney’den “protestocular suçlanamaz” açıklaması

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney ise dün yaptığı bir konuşmada, “İnsanlar rahatsızlığını dile getirdi ancak kimse onları suçlayamaz. Çünkü Huzistan’ın sıcak ikliminde su sorunu küçük bir sorun değildir.” ifadelerini kullanarak bölgedeki su sorunun bir an önce çözülmesini istemişti.

İnternetin de kesintiye uğradığı eyaletteki bazı bölgelerde elektrik kesintilerinin de yaşandığı bildirilmişti.

İran son haftalarda ülke genelinde yaşanan toplu elektrik kesintileri nedeniyle başta Tahran olmak üzere gösterilere sahne olmuştu.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

DAÜ-SEN Başkanı’ndan Başbakan Üstel’e mektup…

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) Başkanı Ercan Hoşkara, Başbakan Ünal Üstel’e hitaben mektup yayınlayarak 4 Nisan 2024’te hükümet, DAÜ yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan 4 yıllık protokolün eksiksiz uygulanması için sürece müdahale etmesini istedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin protokole uymadığını farklı ortamlarda dile getirdiğini belirten Hoşkara “DAÜ-SEN olarak Sayın Eğitim Bakanını haklı bulmakla beraber protokolün yürütülmesinden sorumlu olan İstişare ve Eşgüdüm Komisyonunun Başkanı olan Eğitim Bakanının da bu tablodan sorumlu olduğunu belirtmek gerekiyor. Hükümetinizin, DAÜ yönetimindeki en üst karar organı olan Vakıf Yöneticiler Kurulu’nu göreve getiren noktada olduğunu da hatırlatmak isteriz. Hükümetinizin ve Eğitim Bakanının, ayrıca yüksek öğretim alanında uygulanması gereken Stratejik Planı uygulamadığını da gözlemlemekteyiz” dedi.

DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara, protokol gereği İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu Başkanı Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun 28 Mayıs’ta toplantı düzenlediğini belirtti. Hoşkara, sendikanın toplantıda mevzuata açıkça aykırı karar ve uygulamaları, yasalara ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği önerilerini, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarını ve protokolün yürütülmesiyle ilgili diğer konuları gündeme getirdiğini söyledi.

-“Üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilerin burs oranlarının yüzde 70-80’e çıkarılması üniversitenin intiharı olacak”

Hoşkara, daha önce üniversite kamuoyunda ve yetkili kurullarda paylaştıkları görüşleri toplantıda da dile getirdiklerini ifade ederek, üçüncü ülkelerden gelecek öğrencilere uygulanacak burs oranlarının yüzde 70-80 aralığına çıkarılmasının üniversitenin mali açıdan intiharı olacağını vurguladıklarını kaydetti. Hoşkara, DAÜ Rektörlüğü ve Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun aldığı bu kararla KKTC vatandaşlarının tarihte ilk kez yabancı öğrencilerden daha fazla harç ödemek durumunda kalacağını belirttiklerini aktardı. Ayrıca mevzuata açıkça aykırı kararlar ile tüzük değişikliklerinin DAÜ’de kaosa yol açacağı uyarısında bulunduklarını ifade etti.

Hoşkara, İstişare ve Eşgüdüm Komisyonu toplantısının ardından 29 Mayıs’ta Başbakanlık’ta Eğitim Bakanı ve Başbakanlık Müsteşarı’nın da katıldığı görüşmede, sorunları Başbakan Ünal Üstel ile paylaştıklarını ve diyalogla, uzlaşı içinde mevzuata uygun çözümler bulma konusunda anlaştıklarını söyledi. Ancak aradan bir buçuk ay geçmesine rağmen yaptıkları tüm makul önerilerin sonuç vermediğini belirten Hoşkara, Başbakan başkanlığında yapılması beklenen toplantının da gerçekleşmediğini kaydetti.

DAÜ’de protokol gereği giderlerin azaltılmasına yönelik tedbirlerin yüzde 90’ının hayata geçirildiğini ifade eden Hoşkara, geriye kalan yüzde 10’luk kısmın ise DAÜ yönetiminden kaynaklanan nedenlerle tamamlanamadığını dile getirdi. Hoşkara, çalışanların maaşlarından fedakarlık yaptığını, yeni istihdam yapılmadığını, iş yükünün arttığını ve devlet mali katkısının yükseldiğini belirterek, tüm bu fedakarlıklara rağmen öğrenci gelirlerinin oransal azalışının devam etmesi riski bulunduğunu söyledi. Hoşkara, ayrıca mevzuat ihlallerinin kurumda kaos yarattığını ifade etti.

-“Tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrenciler yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldi”

Hoşkara, tüm itirazlara rağmen Eğitim ve Maliye Bakanlarının desteği ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayıyla DAÜ Rektörlüğü’nün, üçüncü ülkelerden gelen öğrencilere uygulanan yüzde 50 burs oranını yeni yabancı öğrenciler için yüzde 80’e çıkardığını kaydetti. Bu uygulama sonucunda eski kayıtlı yabancı öğrencilerin yeni kayıtlılardan daha fazla harç öder duruma geldiğini belirten Hoşkara, tarihte ilk kez KKTC vatandaşı yeni kayıtlı öğrencilerin yabancı öğrencilerin iki katı harç öder noktaya geldiğini söyledi. Çift uyruklu öğrencilerin KKTC vatandaşı olarak değil, yabancı öğrenci statüsünde kayıt yaptırmayı tercih etmeye başladığını aktaran Hoşkara, DAÜ yönetiminin ucuz harçlarla yabancı öğrenci getirme kervanına katıldığını ifade etti.

-“Karar devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar”

Hoşkara, bu kararın devlete ve DAÜ’ye kaybettiren, öğrenci getirme acentelerine kazandıran bir karar olduğunu belirterek, yıllardır dengesi oturmuş harç politikasının tamamen bozulduğunu söyledi. KKTC vatandaşlarının eskiden en az harcı verirken şimdi en çok harç ödeyen kesim haline geldiğini kaydeden Hoşkara, yeni kayıtlı yabancı öğrencilerin de eski kayıtlılardan daha az harç öder hale geldiğini, bunun öğrenciler arasında huzursuzluk yarattığını vurguladı.

Hoşkara, bir taraftan yeni harç politikasıyla öğrencilerin huzursuz edildiğini, diğer taraftan mevzuata aykırı kararlar ve anayasaya aykırı tüzük değişikliği girişimleriyle çalışanların da huzursuz edildiğini belirtti. Üniversitenin gereksiz hukuki tartışmalar ve mahkeme süreçlerine sürüklendiğini söyleyen Hoşkara, sendikanın sorunları çözmek için yaptığı tüm önerilerin sonuçsuz kaldığını ifade etti.

Hoşkara, DAÜ’de protokolle sağlanmaya çalışılan istikrar ve sürdürülebilirlik ortamının, yanlış ve hatalı yönetim kararları nedeniyle bilinçli veya bilinçsiz şekilde bozulduğunu söyledi. Üniversitede yeni bir kaosa neden olacak yönetimsel kararların alındığı bir sürecin yaşandığını ifade eden Hoşkara, bu mektubun daha önce Başbakan’a ilettikleri uyarıları kamuoyu huzurunda tekrarlamak amacıyla yazıldığını belirtti.

Hoşkara, daha fazla geç olmadan sürece müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, aksi takdirde DAÜ için yapılan tüm fedakarlıkların sonuç vermeyeceğinden endişe ettiklerini kaydetti.

Devamını Oku

Dünya

Srebrenitsa Soykırımı’nın 7 kurbanı bugün toprağa verilecek

Published

on

By

Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da 1995’te Sırplar tarafından yapılan soykırımda öldürülen ve kimlikleri tespit edilen soykırım kurbanlarından 7’si daha bugün düzenlenecek cenaze töreninin ardından toprağa verilecek.

Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen soykırımda öldürülen ve kimlik tespiti yapılan 7 kurban için cenaze namazı kılınacak.

Cenaze namazı öncesinde Srebrenitsa Anıt Merkezi’nde soykırımın 30. yılı dolayısıyla anma programı düzenlenecek.

Anma törenine katılacak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Srebrenitsa Anıt Merkezinin ortaklaşa gerçekleştirdiği proje kapsamında hayata geçirilen Srebrenitsa Soykırım Kurbanlarını Anma Müzesi açılışını da yapacak.

– Anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek

Srebrenitsa Soykırımı’nın 30’uncu yılında, kimlik tespiti yapılan ve ailesinin onay verdiği 7 soykırım kurbanı daha Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnedilecek.

Potoçari Anıt Mezarlığı’nda 11 Temmuz’daki anma törenlerinde defnedilecek 7 kurbandan en gençleri, öldürüldüklerinde 19 yaşında olan Senajid Avdic ve Hariz Mujic. Bu yıl defnedilecek tek kadın ve en yaşlı kurban olan Fata Bektic ise öldürüldüğünde 67 yaşındaydı.

Bu yıl toprağa verilecek 7 kişinin isimleri şöyle sıralandı:

“Senajid Avdic, Hariz Mujic, Fata Bektic, Hasib Omerovic, Sejdalija Alic, Rifet Gabeljic, Amir Mujcic.”

Bu yılki törenin ardından anıt mezarlıkta toprağa verilen kurbanların sayısı 6 bin 772’ye yükselecek.

– Srebrenitsa’da ne oldu?

Srebrenitsa’nın 11 Temmuz 1995’te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin ardından Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, daha sonra Sırplara teslim edildi.

Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşmasına izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık alanlar, fabrikalar ve depolarda katletti. Katledilen Boşnaklar toplu mezarlara gömüldü.

Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalarda, toplu mezarlarda cesetlerine ulaşılan kurbanlar, kimlik tespitinin ardından her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenle toprağa veriliyor.

Devamını Oku

Dünya

İtalya’da farklı noktalardaki orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi

Published

on

By

İtalya’nın farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları hayatı olumsuz etkiledi. Toskana Bölgesi’nde 600 turist tahliye edildi.

İtalyan basınında yer alan haberlere göre, ülkenin batısındaki Sardinya Adası’nda Olbia ile Sassari kentleri arasındaki Trambuccone mevkisinde geniş çaplı orman yangını çıktı.

Olbia Havalimanı çevresindeki hava sahası bir süreliğine kapatılırken, bu durum gecikme ve aksaklıklara yol açtı. Olbia varışlı bazı uçuşlar da Cagliari, Alghero ve Roma gibi havalimanlarına yönlendirildi.
Söz konusu yangına 1 söndürme uçağı ve helikopterlerle müdahale edildi. Karadan da itfaiye ekipleri ve gönüllülerin müdahalesi sürüyor.

600 turist tahliye edildi
Ülkenin rağbet gören tatil ve kamp beldelerinden Toskana Bölgesi’ndeki Castiglione della Pescaia’da bir tuz arıtma tesisinde çıkan yangın da kısa sürede rüzgarın etkisiyle ormanlık alana sıçradı.

Hızla büyüyen yangına itfaiye ekipleri karadan ve havadan müdahale etti. Grosseto Valiliğinin talimatıyla bölgede tatil yapan yerli yabancı 600 turist, kamp alanından tahliye edildi.

İtalyan İtfaiyesi, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, havadan 4 helikopterle yangına müdahale edildiğini, akşam saatlerinde yangının söndürüldüğünü bildirdi.

Diğer taraftan, ülkenin güneydoğusundaki Otranto’da dün akşam saatlerinde başlayan ve rüzgarın etkisiyle yayılan yangında 150 hektarlık makilik yandı.

Haberlerde, yetkililerin, kundaklama sebebiyle yangın çıkmış olabileceği şüphesi üzerinde durduğu ifade edildi.

Matera’ya bağlı Metaponto di Bernalda beldesi yakınlarında geçen günlerde çıkan yangınların kasıtlı çıkarılmış olabileceği belirtilen haberlerde, Matera Cumhuriyet Savcılığının soruşturma başlattığı kaydedildi.

İtalyan İtfaiyesinin sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlara göre, itfaiye erleri son günlerde Sicilya ve Sardinya Adaları, Toskana, Lazio, Puglia, Campania gibi pek çok bölgede irili ufaklı çok sayıda yangına havadan ve karadan müdahalede bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam