Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

BM’den “İran’a yapılan yaptırımların kaldırılması” çağrısı

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Güvenlik Konseyi, İran nükleer anlaşmasının tekrar işlerlik kazanması ve İran’a yapılan yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu.

Published

on

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerine sunduğu raporda, İran’ın 2015’te Almanya’ya ek olarak konseyin beş daimi üyesi (ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin) ile imzaladığı nükleer anlaşmanın tam olarak uygulanmasının önemini vurguladı.

Genel Sekreter ve Konsey üyesi 15 ülke, nükleer anlaşmanın normal seyrine döndürülmesi ve Tahran’ın anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine tam olarak uyması karşılığında İran’a uygulanan ABD yaptırımlarının kaldırılması gerekliliğini de dile getirdi.

“Tahran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması gerekiyor”

BM’nin New York’taki genel merkezinde yapılan toplantıda, Birleşmiş Milletler Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rose Marie DiCarlo, nükleer anlaşmayla ilgili, “ABD’nin Kapsamlı Ortak Eylem Planı’na (KOEP) katılması memnuniyetle karşılanacak bir gelişme olacaktır.” dedi.

Avrupa Birliği Birleşmiş Milletler delegasyonu başkanı Büyükelçi Olof Skoog da ABD’nin Mayıs 2018’de çekildiği nükleer anlaşmaya dönmesi ve ardından Tahran’a uygulanan yaptırımların kaldırılması gereğine atıfta bulundu.

ABD ve Rusya’dan karşılıklı açıklamalar geldi

Aynı toplantıda bulunan ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Büyükelçi Jeffrey DeLaurentis, İran’la iki ay önce Viyana’da başlatılan nükleer müzakerelerin “KOEP’ye karşılıklı uyum sağlamak için” seçeneklerin belirginleşmesine yardımcı olduğunu söyledi.

DeLaurentis, “ABD, bölgesel müttefiklerimiz ve ortaklarımızla koordineli olarak diplomasinin İran’ın nükleer silah elde etmesini önlemenin en iyi yolu olduğuna inanıyor. Viyana’daki son birkaç tartışma turu, İran ve ABD’nin tercihlerini netleştirmesine yardımcı oldu. KOEP’ye uyum konusunda karşılıklı bir geri dönüş sağlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.

İran’a nükleer silah taşıyabilecek şekilde tasarlanmış balistik füzelerle ilgili herhangi bir faaliyette bulunmama çağrısında bulunan ABD Büyükelçisi, “Rusya ve İran’ın bu faaliyetlerin 2231 sayılı BMGK kararı kapsamında olmadığına dair güvencelerini reddediyoruz.” dedi.

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya ise ABD büyükelçisinin raporla ilgili yorumlarını “teklif” olarak nitelendirerek reddetti.

Nebenzya, Washington’un Mayıs 2018’de nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından İran’a uygulanan ABD yaptırımlarının kaldırılması çağrısında bulundu.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Gazze’ye yardım için yola çıkan gemiye saldırı İstanbul’da protesto edildi

Published

on

By

Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği üyeleri, Özgürlük Filosu Koalisyonunun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) Gazze’ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan gemisine Malta yakınlarında insansız hava aracıyla saldırı düzenlenmesini protesto etti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sona erdirmek için dünyanın farklı yerlerinden kampanya ile inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan FFC yardım gemisinin Malta yakınlarındaki uluslararası sularda insansız hava araçlarının saldırısına uğramasına tepki amacıyla İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde gösteri düzenlendi.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından gruptakiler, ellerindeki pankartlarla İsrail aleyhine slogan attı.

– Dernek başkanı Songür gemiden canlı bağlantıyla yaşananları anlattı

Saldırıya uğrayan gemide bulunan Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür, protestoya canlı bağlantıyla katılarak, gemide yaşananları aktardı.

Gemiye tekrar bir saldırı yapılmasını beklediklerini kaydeden Songür, protestocu gruba, “Orada İsrail’e karşı göstereceğiniz destek bizler için koruma kalkanı olacak.” dedi.

Songür, Gazze’ye destekten vazgeçmediklerini, gerekirse aylarca limanlarda kalacaklarını, denizin ortasında yatacaklarını ve bu gemileri İsrail’in sınırlarına yığacaklarını belirtti.

Derneğin Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Ekrem Kubilay Karadeniz ise yalnızca sivil aktivistlerin bulunduğu ve amacı Gazze’deki ablukayı kırmak, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine dikkati çekmek olan gemiye, İsrail tarafından iki ayrı dron saldırısı düzenlendiğini söyledi.

Karadeniz, “Gemi limandan ayrılmadan önce, elektrik sistemine ve iletişim altyapısına yönelik saldırılar gerçekleştirilmiş, geminin dünyayla bağlantısı kesilmeye çalışılmıştır.” bilgisini verdi.

Saldırının uluslararası kamuoyunda geniş yankı bulduğunu ifade eden Karadeniz, “Tıpkı Mavi Marmara’da olduğu gibi, İsrail bu saldırısıyla bir kez daha kendi ayağına sıktı. Dünya, İsrail’in hukuk tanımaz ve saldırgan tutumunu bir kez daha görmüş oldu.” diye konuştu.

Özgürlük Filosu’nun, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yaşanan sivil kayıplara dikkati çekmek ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Tunus’tan yola çıktığını anımsatan Karadeniz, geminin Malta Limanı’ndan katılacak yeni aktivistlerle Akdeniz’e açılacağını aktardı.

Grup, daha sonra konsolosluk önünden ayrıldı.

Devamını Oku

Dünya

Guterres’ten yapay zekanın basın özgürlüğü için ciddi riskler oluşturduğu uyarısı

Published

on

By

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, yapay zekanın basın özgürlüğü açısından ciddi tehditler barındırdığı uyarısında bulundu.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla X’teki hesabından açıklama yapan Guterres, basın özgürlüğünün benzersiz bir tehdit altında olduğunu belirtti.

Guterres, paylaşımında “Yapay zeka, ifade özgürlüğünü destekleyebilir ya da bastırabilir. Önyargılı algoritmalar, açık yalanlar ve nefret söylemleri internetin mayınlarıdır.” ifadelerini kullandı.

Guterres, dijital tehditlerle mücadelenin en etkili yolunun doğrulanmış gerçeklere dayanmak olduğunu vurgulayarak, doğruluk ve tarafsızlık ilkesine bağlı haberciliğin önemine dikkati çekti.

BM tarafından 1993 yılında alınan kararla 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmaya başlandı.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün bu yılki teması ise “Cesur Yeni Dünyada Habercilik: Yapay Zekanın Basın Özgürlüğüne ve Medyaya Etkisi” olarak belirlendi.

Devamını Oku

Dünya

Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini söyledi

Published

on

By

İngiltere Kralı 3. Charles’ın oğlu Sussex Dükü Prens Harry, ailesiyle barışmak istediğini belirtti.

Kraliyet Ailesiyle yaşadığı sorunların ardından ABD’de yaşamaya başlayan Prens Harry, kendisine sağlanan polis koruması seviyesinin düşürülmesi kararını taşıdığı mahkemenin karar duruşması ardından BBC’ye açıklamalarda bulundu.

Prens Harry, ailesiyle olan ilişkilerine yönelik değerlendirmelerde bulunarak, “Bazı aile üyelerimle aramda çok sayıda anlaşmazlık vardı.” ifadelerini kullandı.

Prens, Kraliyet Ailesi’ni affettiğini ancak 2023’te yazdığı anılar yüzünden ailesinin kendisini affetmediğini söyledi.

Prens Harry, “Ailemle barışmak istiyorum. Kavgayı sürdürmenin bir manası yok. Hayat çok değerli. Babamın (Kral Charles) ne kadar ömrü kaldığını bilmiyorum ama bu koruma meselesi yüzünden benimle konuşmuyor. Barışmak iyi olurdu.” ifadelerini kullandı.

– “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum”

Kendisine sağlanan polis korumasının kaldırılması ve güvenlik seviyesinin düşürülmesini taşıdığı mahkemeyi kaybetmesinin kendisi açısından üzücü olduğunu aktaran Prens Harry, “Şu an ailemi İngiltere’ye güvenli şekilde getirmem imkansız. Eşimi ve çocuklarımı İngiltere’ye getirebileceğim bir dünya göremiyorum.” dedi.

İngiltere’yi özlediğini anlatan Sussex Dükü, “Memleketimi çocuklarıma gösteremeyecek olmaktan dolayı üzüntü duyuyorum.” diye konuştu.

Prens Harry, Başbakan Keir Starmer ve İçişleri Bakanı Yvette Cooper’dan kararı gözden geçirmesini isteyeceğini de kaydetti.

Eşiyle ABD’ye taşınma kararı almalarının ardından koruma seviyesinin düşürüldüğünü hatırlatan Prens Harry, bu kararın Kraliyet Ailesine geri dönmeleri için alındığını savundu.

Prens Harry, “Hükümet de olsanız, Kraliyet Ailesi de olsanız, babam ya da ailem de olsanız tüm farklılıklara rağmen güvende olduğumuzdan emin olmak istemez misiniz?” diye sordu.

Sussex Dükü Prens Harry ve eşi Meghan Markle, 2020 yılında Kraliyet Ailesiyle yaşadıkları sorunları öne sürerek kraliyet görevlerinden ayrılmış ve ABD’ye taşınmaya karar vermişti.

Dük ve Düşese verilen yüksek düzeyli polis koruması seviyesi düşürülmüştü.

Devamını Oku

Trending

Reklam