Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, 1 Mart’tan itibaren aşılı ve aşısız kişilerin ülkeye giriş kurallarını yeniden düzenledi

Published

on

Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, aşılı kişi tanımına göre ikinci doz aşısının üzerinden (Johnson için tek doz) 14 gün geçmiş ve 270 gün (9 ay) geçmemiş 18 yaş ve üzeri kişilerin tam aşılı sayılacağını ve PCR/antijen testi göstermeksizin ülkeye giriş yapabileceklerini duyurdu.

Öte yandan, ikinci dozlarının (Johnson için tek doz) üzerinden 270 gün (9 ay) geçmiş 18 yaş ve üzeri kişiler, hatırlatma dozlarını yaptırmış olmaları halinde PCR/antijen testi göstermeksizin ülkeye giriş yapabilecek.

Sağlık Bakanlığı, 45/2018 Bulaşıcı Hastalıklar Yasası kapsamında önceki gün toplanan Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi, 1 Mart’tan itibaren aşılı ve aşısız kişilerin ülkeye giriş kurallarını yeniden düzenleyerek, kamuoyuyla paylaştı.

Kararlara göre, 18 yaş altı kişiler, hatırlatma dozu aranmaksızın ikinci doz aşısının üzerinden (Johnson için tek doz) 14 gün geçmesi halinde PCR/antijen testi göstermeksizin ülkeye giriş yapabilecek.

Hastalığı geçirmiş kişilerin pozitif PCR testinin üzerinden en az 10 gün geçmiş ancak 180 gün geçmemiş kişiler PCR/antijen testi göstermeksizin ülkeye girebilecek.
Öte yandan, aşılı tanımlarına uymayan aşısız kişiler ise, son 72 saatlik negatif PCR veya son 24 saatlik negatif antijen testi ile karantina olmaksızın ülkeye giriş yapabilecek ve bu kişiler ülkeye girişlerinden 72-120 saat içerisinde PCR testlerini yineleyecek.

ADA İÇİ SINIR GEÇİŞ KURALLARI
Ada içi geçiş kurallarında ise, ada içi epidemiyolojik durum değerlendirmesi neticesinde geçişlerde “Seviye 3” kuralları uygulanmaya devam edilecek.
İkinci doz aşılarının üzerinden, 3-7 ay geçmemiş veya geçmesi halinde hatırlatma dozunu yapan kişilerle aşısız orta eğitim öğrencileri, 5-11 yaş arası çocuklar 7 günlük PCR/Antijen testiyle geçebilecek.

Hiç aşı yaptırmamış kişilerle 12 yaş ve üzeri olup, hatırlatma dozu zamanı gelen ve hatırlatma dozunu yapmayan kişiler 72 saatlik PCR ve 48 saatlik antijen test göstermek zorunda

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Yusuf: Meclis iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için kararı almalı

Published

on

By

Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Hüseyin Macit Yusuf, Cumhuriyet Meclisi’nin Meclis’in iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için karar alması, KKTC’nin tanınması için kampanya başlatılması gerektiğini söyledi.

Yusuf, 20 Temmuz Barış Ve Özgürlük Bayramı mesajında, 20 Temmuz 1974’ün “Mukavemetçi Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesinin taçlandırıldığı, özgürlüğüne kavuştuğu” gün olduğunu belirtti.

Yusuf, mücahit ve Mehmetçiğin, 20 Temmuz’da emperyalist güçlerin desteklediği Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunan yapma emellerine, eli kanlı EOKA teröristlerinin Megali İdea ve Enosis rüyasına son verdiğini kaydetti.

Kıbrıs Türk Halkı’nın can ve kanla koruduğu topraklarda Müslüman Türk varlığının sonsuza dek bağımsız ve egemen olarak yaşayacağını 20 Temmuz 1974’te ilan ettiğini kaydeden Yusuf, “Bağımsız Devletimiz KKTC’nin temelleri ve adada iki ayrı devlete dayalı çözümün coğrafi zemin ve siyasi temeli bu şanlı günde atılmıştır” dedi.

Yusuf mesajında şu ifadeleri kullandı: “Kıbrıs’ta Türk varlığını hazmedemeyenler müzakere masasında bin bir ayak oyunuyla, Kıbrıs’ın tamamına sahip çıkıp, Kıbrıs Türkünü ve KKTC’yi yok etmek, Türk ordusunu adadan çıkarmak, Anavatan’ın garantörlüğüne son vermek ve Anavatan’la olan bağlarımızı koparmak istemektedir. Bunu yaparken de diplomasi, baskı, tehdit, şantaj, adam satın alma, yalan ve dolan dahil her yolu mubah görmekten çekinmemektedirler. Şer planlarıyla ve Bizans oyunlarıyla Kıbrıs elimizden alınmak istenmektedir. Emperyalist planlarla Kıbrıs’ın Rum – Yunan yapılmasına asla müsaade etmeyeceğimiz bilinmelidir.”

Avrupa Birliği ve ABD’nin Kıbrıs’ta iki devletin varlığını kabul etmeyecekleri yönündeki söylemlerini “safsata” olarak değerlendiren Yusuf, bu açıklamaların Türk tarafını bağlamadığını ifade etti.

Yusuf, şöyle devam etti: “Faşist Eokacı/Enosisçi Rum lider Hristodulidis, Rumların lehine olan statükonun devamından yanadır ve bu durumu sürdürmeye çalışmaktadır. Rum liderin en büyük korkusu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve adada kurdukları yalana/dolana dayalı sahte düzenlerinin bozulmasıdır. KKTC’nin tanınmasını engellemek için Hristodulidis kapı kapı dolaşmakta ve işbirlikçileri emperyalist batı ile yeni tezgahlar hazırlamaktadır”

Yusuf, Rum-Yunan ikilisi ile federasyoncuların son günlerde Türk tarafının mevcut siyasetinden vazgeçerek taviz vereceği söylemlerini yaydığını belirterek bunların KKTC’nin tanınmasını engellemek üzere ortaya atılmış boş laftan başka bir şey olmadığını söyledi.

Türkiye’nin KKTC’nin tanınması çağrılarının ve iki egemen devlete dayalı siyasetin olumlu adımlar olduğunu kaydeden Yusuf, “KKTC Cumhuriyet Meclis’i de, iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için karar almalı ve KKTC’nin tanınması için kampanya başlatılması doğrultusunda adımlar atmalıdır” dedi.

Yusuf, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) sosyal, siyasi, kültürel, sportif, ve benzer alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini de ifade etti.

Maraş’ın vakıf toprağı olduğunu ve kesinlikle Rum’a iadesinin söz konusu olmaması gerektiğini belirten Yusuf, “Eski sakinlerin, arzu etmeleri halinde, KKTC idaresinde geçmişte işgal ettikleri mülklere kiracı olarak dönmelerinde ise sakınca yoktur” dedi.

-” Guterres vakit kaybetmeden 60 yıla yakın süren müzakerelerin başarısızlığını ilan etmelidir”

BM Genel Sekreteri Guterres’in iyi niyet misyonu çerçevesinde düzenlediği zirvelerden “adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüm çıkmasının mümkün olmadığı” görüşünü ifade eden Yusuf, “Son New York Zirvesi’nde Rum lider Hristodulidis’in geçiş kapılarının açılması için sürdürdüğü uzlaşmaz tutum ibretliktir. Rumlarla en basit konularda bile anlaşmak mümkün değildir ve ortak zemin arayışları da beyhude çabalardır. Guterres vakit kaybetmeden 60 yıla yakın süren müzakerelerin başarısızlığını ilan etmelidir” dedi.

Yusuf, “Kıbrıs Türkünün self determinasyon-kendi geleceğini belirleme- hakkından taviz verilmeyecektir” dedi ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün Kıbrıs türkü için olmazsa olmaz olduğunu kaydetti.

Yusuf, “Gazze’de Filistinli kardeşlerimizin hunharca katledilmeleri ve dünyanın gözü önünde soykırıma tabi tutulmaları Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğünün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.” dedi.

Devamını Oku

Dünya

Japonya’da halk sandık başında

Published

on

By

Japonya’da halk, üst meclis seçimleri için sandık başına gitti. Seçim sonucunun, Başbakan İşiba Şigeru liderliğindeki koalisyon hükümetinin geleceği üzerinde belirleyici olması bekleniyor.

Kyodo News’ün haberine göre Japonya’da, ulusal parlamentonun üst kanadı Danışman Meclisi’nde (Sangiin) görev yapacak yeni milletvekillerini belirlemek üzere oy verme işlemleri başladı.

248 sandalyeli meclisin 125’inin yenileneceği seçimde, Başbakan İşiba liderliğindeki Liberal Demokrat Parti (LDP) öncülüğündeki koalisyonun çoğunluğu koruyabilmesi için en az 50 sandalye kazanması gerekiyor. Koalisyon, şu anda seçime dahil olmayan diğer yarıdaki 75 sandalye üzerindeki kontrolünü sürdürüyor.

– Sonuçlar, İşiba’nın siyasi geleceğini belirleyebilir

Seçimin odak noktası ise iktidar koalisyonunun üst meclisteki çoğunluğunu koruyup koruyamayacağı konusu.

Eğer koalisyon 50’nin altında sandalye kazanırsa, geçen yıl alt mecliste yitirdiği çoğunluğun ardından bu kez üst mecliste de aynı durumla karşı karşıya kalacak.

Bu durum gerçekleşirse, Eylül 2024’te LDP liderliğine seçilen İşiba döneminde, iktidar iki ardışık ulusal seçimde de yenilgi yaşamış olacak.

Olası “kötü” bir seçim sonucu, Ekim 2024’teki alt meclis seçimlerinde çoğunluğun sağlanamaması sonrasında ortaya çıkan zorlukları artıracak.

Meclis çoğunluğu kaybedilirse iktidar koalisyonu, yasa tasarıları için geçici muhalefet desteği aramak zorunda kalabilir.

Bu yönde bir seçim sonucu İşiba’nın konumunu LDP’de zayıflatabilir ve bu sonuç İşiba’yı istifaya götürebilir. LDP’deki lider değişikliği de ülkede yeni bir başbakanın belirlenmesine yol açabilir.

Devamını Oku

Dünya

Metehan’daki Rum öğrencilerin eylemine polis müdahalesi

Published

on

By

20 Temmuz Barış Harekatı’nın yıldönümü sebebiyle bazı Rum öğrenci birliklerinin Metehan (Ayios Demetios) Sınır Kapısı’nın Güney Kıbrıs kontrol noktasında dün akşamüzeri düzenlediği eyleme Rum polisi biber gazıyla müdahale etti.

“Philenews” ve diğer haber siteleri, Güney Kıbrıs’ta örgütlü “DRASİS-KES” öğrenci birliklerinin dün saat 18.00’da yaptığı eylem nedeniyle Metehan Sınır Kapısı “kısa süreliğine” kapatıldığını yazdı. Haberde, Rum polisi ile öğrenciler arasında arbede yaşandığını ve polisin öğrencilere müdahale ettiği belirtildi.

“DRASİS-KES” öğrenci birliği tarafından sosyal medyada yapılan açıklamada ise, polisin öğrencilere “ilk olarak hakaret ve küfürlerle ardından da kimyasallarla müdahale ettiği” vurgulandı. Eylem devam ederken yapılan ikinci açıklamada ise “mevcut sistemin müdahalesine karşın mücadeleden vaz geçilmeyeceği” belirtildi.

Devamını Oku

Trending

Reklam