Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Buse Savaşkan: Bu mutluluğun bir tarifi yok. Kendime verdiğim sözü tuttum. Başarımı Şampiyon Meleklere adıyorum

Published

on

Milli Atlet Buse Savaşkan, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda elde ettiği başarıyı Şampiyon Meleklere adadı. Savaşkan, “Bu mutluluğun bir tarifi yok. Küçüklüğümden beridir hayalim olan yarışmaya katıldım, olimpiyatları gördüm ve kendime verdiğim sözü tuttum” diye konuştu.

2028 Los Angeles Olimpiyatlarında madalyayı hedeflediğini vurgulayan Savaşkan, “O madalyayı alıp, ülkeme geleceğim” dedi.

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda kadınlar yüksek atlama finalinde 1.86m’lik atlayışıyla Olimpiyat 10’uncusu olan Buse Savaşkan,  basın toplantısı düzenledi.

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Kompleksi’nde yer alan toplantıda, KKTC Atletizm Federasyonu Başkanı Ferhat Sakallı ve Genel Sekreteri Derya Atamer, Savaşkan’a eşlik etti.

Basın toplantısına, genç milli sporcular Erdinç İnçay, Kayla Uysal ve Hatice Asrın Yiğit ile aileleri de katıldı.

Milli Atlet Buse Savaşkan konuşmasında, “Çok mutluyum, bu mutluluğun bir tarifi yok. Küçüklüğümden beridir hayalim olan yarışmaya katıldım, olimpiyatları gördüm, bir sporcunun en büyük hayallerinden biri…” diyerek, bunu gerçekleştirip, kendine verdiği sözü tuttuğunu söyledi.

Bu yolculuğun çok zorlu olduğunu ifade eden Savaşkan, “Hem psikolojik, hem mental hem fiziksel olarak çok zorlu yollardan, sıkıntılardan geçtim” diye konuştu.

Zor geçen bu sürecin ardından ulaştığı başarı nedeniyle mutlu ve gururlu olduğunu dile getiren Buse Savaşkan, “Yanımda olan ve beni destekleyen herkes bunu başarabileceğimin benden daha çok farkındaydılar” dedi.

Buse Savaşkan açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

-“İçimdeki gizli Buse’yi göstermiş oldum”

“Yeni hedefiniz nedir?” sorusuna Savaşkan, “Şu anda önümüzde Avrupa Şampiyonası ve Dünya Şampiyonası var… 1.95’lerin madalya aldığını gördük. Kısa dönemlik bir sakatlığım oldu ve bir ay antrenman yapamadım. Bu dönemde ben bile kendime güvenmiyordum ama orada içimdeki gizli Buse’yi göstermiş oldum” yanıtını verdi.

Avrupa Şampiyonası ve Dünya Şampiyonası’nda ilk üçe girmek istediğini ifade eden Savaşkan, daha sonraki hedefin 2028 Los Angeles Olimpiyatları olduğunu kaydetti.

Başbakan Ünal Üstel’in maddi-manevi destek sözünün hatırlatılması üzerine Savaşkan, “Ben bu yola çıktığım zamandan itibaren destek hissettim, bana çok yardımları, katkıları oldu. Yine rahattım ama bir başarıya ulaşınca ve verilen sözlerin daha üstü yapılacağı söylendiğinde biraz daha rahatladım” diye konuştu.

Gelecek anlamında kaygıları olup, olmadığıyla ilgili soruyu ise Buse Savaşkan, “Bunun sözünü aldık. İlerisi için bir iş imkanı sunulacağını söylediler” şeklinde yanıtladı. Savaşkan, okulunun bu yıl bittiğini, iş imkânının bu anlamda çok önemli olduğunu ifade etti.

Başka bir soru üzerine, bundan sonraki sürecin KKTC ve Türkiye Atletizm Federasyonu ile iş birliği içerisinde ilerleyeceğini dile getiren Savaşkan, Ukraynalı antrenörünün de kendisine çok inandığını ve onunla dört senelik bir çalışma süreçleri daha olacağını belirtti.

-Olimpiyat anısı… “Beni küçük gördünüz ama ben şu an buradayım”

Olimpiyatlardan bir anekdot da paylaşan Buse Savaşkan, elemede, kendisine, “Sen yapamazsın” gibi bir bakış atan Fransız atletin atlayışında çıtayı düşürdüğünü ifade etti. Kendi sırası geldiğinde ise atladıktan sonra Fransız atletin yanına doğru gittiğini ve ona bir bakış attığını dile getiren Savaşkan, şöyle konuştu:

“Onlar hep beni geçen insanlardı. Hem dünyaya duyurdum kendimi hem de dedim ki ‘Beni küçük gördünüz ama ben şu an buradayım’. Şu an dünyadaki elit atletler beni tanıyor. Onların antrenörleri yarıştan sonra yanıma gelip beni tebrik ettiler. Bu benim için yeterli bir gurur.”

Yarış veya ısınma sırasında atletlerle tanıştığını da anlatan Savaşkan, kendisine nereli olduğu sorulduğunda özellikle “North Cyprus” dediğini dile getirdi.

Başka bir soruya karşılık Buse Savaşkan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden bir tebrik almadığını söyledi.

Paris Olimpiyatları’nın ardından ülkeye geldiğinde farklı hissettiğini ifade eden Buse Savaşkan, gösterilen ilgiden dolayı çok mutlu olduğunu dile getirdi.

Yüksek atlamayla ilgilenen küçük sporcuların antrenman sürecini görmeleri için yanına gelebileceğini belirten Savaşkan, “Umarım ileride benim kırdığım rekorları, KKTC vatandaşı bir sporcu kırar. Bunun için elimizden geleni yapacağız” dedi.

“Gençler için tavsiyeleriniz nedir?” sorusuna karşılık Buse Savaşkan, “Hedef koyup, bunu kendilerine aşılarlarsa büyüdükleri zaman ona göre davranırlar ve ona göre bazı şeylerden feragat ederler… Arkadan gelen nesiller çok yetenekli, hedeflerimden bir tanesi de benim gibi nesiller yetiştirmek” yanıtını verdi.

Başka bir soru üzerine, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda sakatlığına rağmen elinden geleni yaptığını ifade eden Savaşkan, “2028 Los Angeles Olimpiyatları’nda madalyayı hedefliyorum ve o madalyayı alıp, ülkeme geleceğim” dedi.

-“Başarımı Şampiyon Meleklere adıyorum”

Olimpiyatlardaki başarısını Şampiyon Meleklere adayan Buse Savaşkan, “Belki onların da benim gibi hedefleri vardı ve onlar da bunu başarmak istiyordu. Onların hedeflerini belki de gerçekleştirdim. Bu yüzden hem ailelerine hem de rahmetle andığımız Şampiyon Meleklere başarımı adamak istiyorum” diye konuştu.

-Sakallı: “Asıl hedefimiz yurt dışı olmalı”

KKTC Atletizm Federasyonu Başkanı Ferhat Sakallı da, alttan çok sağlam bir nesil geldiğini belirterek, yıllardır Türkiye Milli Takımlarında yer alan ve madalya kazanan birçok sporcu olduğuna dikkat çekti ve “Ama hep gelecek kaygısı vardı. Bugün Buse ile bunları aştığımızı düşünüyorum” dedi.

“Asıl hedefimiz yurt dışı olmalı” diye konuşan Sakallı, federasyonların birlik olup, sporcular için dik durması gerektiğini söyledi. Sakallı, Buse’nin başarısının motivasyon kaynağı olduğunu belirtti.

Atilla Topaloğlu Stadı’nın kendilerine verilmesiyle girişimler yaptıklarını da anlatan Sakallı, “Sporun beslendiği alan okul sporları, bizim tek hedefimiz Lefkoşa’nın merkezinde bir sahamızın olması” diye konuştu.

Tesislerle ilgili sıkıntılarını da yetkililerle görüştüklerini kaydeden Sakallı, “Tesis varsa, sporcu var” dedi.

-“Bu onların utancı olmalı… Çocuklara ambargo uygulanması ne demek?”

Sporun evrenselliği ve siyasetten arınmış olmasının en büyük kural olduğuna vurgu yapan Sakallı, şöyle konuştu:

“Bugün bunları yaşıyor olmamız bence onların utancı olmalı… Çocuklara ambargo uygulanması ne demek? Biz burada siyasetin bir parçası değiliz, bizi kabul ederse dünya, federasyonuz. Ama ‘federasyonuz’ dediğimiz anda bütün kapılar kapanıyor bize… İlk baktıkları ülkeniz, siyasi durumunuz, bunların artık son bulması lazım. Sporcuların, çocuklarımızın önünün açılması lazım… Bunun için de kavga etmekten çekinmeyiz. Her türlü kavgamızı, her yerde veririz.”

KKTC Atletizm Federasyonu Genel Sekreteri Derya Atamer ise, çocukların olimpiyat sporcusu olması için annelerin motive edilmesi gerektiğini ifade ederek, çok motive U14 ve U16 takımları olduğunu vurguladı ve annelere teşekkür etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam