Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

California Valisi Gavin Newsom görevinde kaldı

Demokratlar için tarihi önem taşıyan California Valisi Gavin Newsom’un görevden alınması referandumunda, büyük bir farkla valinin görevde kalması kararı çıktı.

Published

on

Oyların yüzde 60’tan fazlası sayıldıktan sonra eyaletin yüzde 66,6’sından onay aldığı ortaya çıkan Newsom zaferini ilan etti.

Vali Newsom, zafer konuşmasında, bu referandumda California halkının, bilime, aşılara, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınını sona erdirmeye, özgürce oy vermeye, kadınların kendi bedenleriyle ilgili kararları alabilmesine, çoğulculuğa, ekonomik, sosyal ve çevresel adalete “evet” oyu verdiğini söyleyerek, herkese teşekkür etti.

Referandumdaki başarısı, Newsom’un politikalarının ve özellikle de sıkı COVID-19 tedbirlerinin California halkından onay aldığı şeklinde yorumlandı.

Diğer yandan, valinin en yakın rakibi olan Cumhuriyetçi ve Trump yanlısı Larry Elder’ın asgari ücrete, annelik iznine, kürtaja ve COVID-19 düzenlemelerine karşı politikalarının, ABD’nin en ilerici eyaletlerinden California’da tepki görmesinin, Newsom’un başarısına katkı sağladığı yorumu yapıldı.

Nüfusu 40 milyona yaklaşan eyalette referandum için yaklaşık 22 milyon seçmenin adresine oy pusulaları gönderildi. Eyaletteki seçmenlerin yaklaşık 8,6 milyonunun seçim gününden önce postayla oyunu gönderdiği bildirildi.

Seçimin eyalete maliyeti ise 270 milyon dolardan fazla oldu.

Cumhuriyetçiler seçimde hile olduğunu iddia etti

Trump destekçisi olan Elder, referanduma günler kala seçimin hileli olabileceğini ima ederek, Trump’ın 2020 seçimindeki iddialarını tekrarladı.

Seçimlerde hile yapıldığına dair bir kanıt öne sürülmemesine rağmen, Elder, seçimlere iki gün kala resmi sitesinden “California Hilesini Durdurun” kampanyasına bağlantı vererek, takipçilerini seçim sonuçlarının incelenmesi için imza vermeye davet etti.

Newsom, zafer konuşması sırasında hile iddiaları hakkında “Demokrasi futbol topu değildir, etrafa fırlatamazsınız. Hassas antika bir vazo gibidir.” diye yorum yaptı.

Referandum neden önemliydi?

Seçmenlerin üçte ikisinin Demokrat olduğu California’da yaz aylarında yapılan anketlerin sonuçlarına göre Demokrat Newsom’un görevden alınarak yerine Cumhuriyetçi aday Larry Elder’ın geçmesi olası görünüyordu.

Demokratların kalesi olarak görülen eyaletin kaybedilmesi, Demokratlar için ara seçimlere bir yıl kala önemli bir moral bozukluğu ve utanç kaynağı olmasının ötesinde, ABD Senatosunda çoğunluğu yitirmelerine neden olabilirdi.

Demokratlar, 88 yaşındaki California Senatörü Dianne Feinstein’ın sağlık sorunları nedeniyle görevden çekilmesi ve yerine California Valisi tarafından atanacak senatörün bir Cumhuriyetçi olması durumunda, ABD Senatosunda Cumhuriyetçilerin çoğunluğu ele geçirmesinden endişe ediyordu.

Anket sonuçları, Bernie Sanders ve Elizabeth Warren gibi isimlerin Newsom’a desteklerini açıklaması, ABD Başkanı Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in de kampanya için sahaya inmelerine neden oldu.

Newsom neden görevden alınmak istendi?

California eyaleti uzun zamandır evsizlik, yüksek vergiler ve hayat pahalılığının yanı sıra yaz aylarında orman yangınları ile mücadele ediyor.

Newsom’u referanduma taşıyan en büyük neden olaraksa COVID-19 konusundaki kriz yönetimi ve salgına karşı alınan tedbirleri her endüstriden eşit biçimde talep etmemesi gösterildi.

Geçen kasım ayında Newsom’un kendi koyduğu COVID-19 kurallarına uymayarak kalabalık bir restoranda maske takmadan yemek yerken görüntülenmesi özellikle tepki çekmişti.

Ancak, Newsom görevden alınmasına neden olan COVID-19 krizini kampanyasında yine merkeze yerleştirdi.

Zira referandumda Valiye alternatif adaylar arasında lider durumda bulunan Cumhuriyetçi radyo programcısı Larry Elder, göreve gelmesi durumunda COVID-19 maske ve aşı düzenlemelerini kaldırmaya söz vermişti.

Görevden alma referandumu nedir?

California’da valilerin göreve gelirken aldıkları oy sayısının yüzde 12’si kadar imza toplandığında görevden alma referandumu düzenleniyor.

Bu referandumlarda, oy pusulalarında seçmenlere valinin görevden alınmasını isteyip istemedikleri ve istiyorlarsa yerine kimin geçmesini istedikleri soruluyor.

Referandumda seçmenlerin yüzde 50’den fazlası valinin görevden alınmasını onaylarsa, ikinci bölümde en çok oy alan isim vali seçiliyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Türkiye-ABD Suriye Çalışma Grubu toplantısı yarın Washington’da düzenlenecek

Published

on

By

Türkiye-ABD Suriye Çalışma Grubu toplantısının yarın ABD’nin Washington kentinde düzenlenmesi planlanıyor.

TC Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre toplantı, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile ABD’li mevkidaşı Christopher Landau’nun eş başkanlıklarında kurumlar arası formatta gerçekleştirilecek.

Toplantıda, Türkiye ve ABD’nin Suriye politikalarındaki önceliklerinin üzerinde durulması, Suriye’de güvenlik ve istikrarın tesis edilmesine dönük işbirliği imkanlarının ele alınması öngörülüyor.

DEAŞ’la ve diğer terör örgütleriyle mücadelenin toplantının gündeminde yer alacak konuların başında gelmesi beklenirken, bu çerçevede, Türkiye tarafından son dönemde DEAŞ’la mücadele bağlamında Suriye yönetimine verilen destek ve öncülük edilen bölgesel çabalar ele alınacak.

Toplantıda, Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamplar kapsamında işbirliği imkanlarının değerlendirilmesi, ayrıca ABD tarafının, Suriye’deki askeri birliklerinin konsolidasyonuna ilişkin yürütülen süreç hakkında bilgi vermesi bekleniyor.

ABD ile Suriye arasında liderler düzeyinde doğrudan angajmanın başlatılmasının ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını açıklamasının hemen ardından tertiplenmesi açısından toplantı büyük önem taşıyor.

Bu çerçevede, toplantıda Suriye’ye yönelik ABD yaptırımlarının kaldırılması bağlamında izlenecek süreç ve takvimin de ele alınması planlanıyor.

Türkiye Bakan Yardımcısı Yılmaz’ın, görüşmeler kapsamında, Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması suretiyle, Suriye’de güvenlik ve istikrarın sağlanması amacıyla siyasi ve ekonomik konular ile güvenlik alanında ABD’yle çok boyutlu eş güdüme verdiği önemi vurgulaması bekleniyor.

Yılmaz’ın, Suriye’nin içinden geçmekte olduğu tarihi sürecin, ülkenin tüm terör unsurlarından arındırılmasıyla sonuçlanması yönünde Türkiye’nin beklentisini paylaşması öngörülüyor.

Devamını Oku

Dünya

Portekiz’de sağ ittifak seçimleri kazandı, aşırı sağ yükseldi, sol parti çöktü

Published

on

By

Portekiz’de yapılan erken genel seçimin resmi olmayan sonuçlarına göre mevcut durumda azınlık hükümeti ile iktidarda olan iki sağ partinin ittifakından oluşan Demokratik İttifak (AD) birinci parti çıktı.

İçişleri Bakanlığının yüzde 98’i açılan sandıklara göre verdiği sonuçlarda AD, 14 ay önce yapılan son seçimlere kıyasla yüzde 28,85 olan oy oranını yüzde 32’ye kadar çıkardı.

Portekiz’de 230 sandalyeli Meclis’te tek başına iktidara gelecek çoğunluğu (116) yakalayamayan AD’nin son seçimlerde 80 olan milletvekili sayısını 90’ın üzerine çıkarması bekleniyor.

Sosyal Demokrat Parti (PSD) ve Hristiyan Demokratların (PP-CDS) ittifakından oluşan AD’ye liderlik eden, PSD’nin Genel Başkanı ve görevdeki Başbakan Luis Montenegro’nun gelecek günlerde Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa’dan hükümeti kurma görevini alması ve ilk seçenek olarak yine bir azınlık hükümeti kurmayı denemesi öngörülüyor.

Montenegro’nun aile şirketiyle bağlantılı yolsuzluk iddialarından Meclis’te 11 Mart’ta güvenoyu alamayan hükümetin düşmesiyle erken seçime gidilirken, Portekizlilerin buna rağmen sağcı lidere desteğini artırdığı görüldü.

– Sol çöktü, aşırı sağ yükseldi

Portekiz’deki seçimlerin öne çıkan diğer başlıkları ise sol görüşlü Sosyalist Parti’nin (PS) düşüşe devam etmesi ve PS’ye çok yakın oy oranı alarak, iktidar alternatifleri arasına girmeye başlayan aşırı sağcı Chega’nın yükselişini sürdürmesi oldu.

Ülkede 2015-2022 arasında iktidarda olan, son 1,5 yıldır Pedro Nuno Santos’un liderliğini yaptığı PS, büyük bir çöküş yaşadı.

PS’nin son seçimlerde yüzde 28 oy oranı yüzde 23’e gerilerken, 78 olan milletvekili sayısı da 50-55 aralığına kadar düştü.

Şu anda Avrupa Birliği Konseyi Başkanı olan Antonio Costa’nın liderliği zamanında PS, 2022’deki seçimlerde 120 milletvekili çıkarmıştı.

– Aşırı sağcı Chega lideri Ventura: “Chega, Portekiz’de 50 yıllık iki partili sistemi öldürdü”

Portekiz’de 48 yıl süren diktatörlük döneminin sona erdiği 25 Nisan 1974’teki Karanfil Devrimi’nin ardından ülke demokrasi tarihinde ilk kez, aşırı sağcı bir siyasi parti ülkeyi yönetmeye aday bir siyasi güç haline geldi.

Sadece 6 yıllık bir siyasi geçmişi olan Chega, 2024’te büyük bir yükselişe geçerek yüzde 18’e çıkardığı oy oranını bu seçimlerde daha da artırdı.

Chega, yüzde 22-23 aralığında oy alırken, teknik eşitlik yakaladığı PS’ye çok yakın oranda yer aldı.

“Sistemi değiştirdik. Chega bugün Portekiz’de 50 yıllık iki partili sistemi öldürdü. Tarihi zafer elde ettik.” diyen aşırı sağcı Chega’nın lideri Andre Ventura, Portekiz’de “istikrarlı ve saygın bir hükümet için mücadele edeceğini” söyledi.

Chega ile PS arasındaki milletvekili sayısının birbirine çok yakın çıkması beklenirken, yurt dışından gelen oylar da dikkate alındığında PS’nin Chega’dan 1-2 daha fazla milletvekili çıkarma olasılığı halen bulunuyor.

AD’nin lideri ve Başbakan Luis Montenegro’nun aile şirketiyle bağlantılı olarak hakkında çıkan yolsuzluk iddialarından Meclis’te güvenoyu alamaması sonucu 11 Mart’ta hükümetin düşmesi sonucu erken seçim kararı alınmıştı.

Portekiz, Bulgaristan’ın ardından son 10 yılda en fazla genel seçime giden ikinci Avrupa Birliği (AB) ülkesi olarak dikkati çekiyor.

Portekizlilerin çözüm bekleyen öncelikli sorunları, diğer AB ülkelerine oranla düşük asgari ücret ve emekli maaşları, konut krizi ve sağlık başta olmak üzere kamusal hizmetlerdeki eksikliklerin yarattığı sosyal zorluklar olarak sıralanıyor.

Devamını Oku

Dünya

Polonya’da seçmenler, cumhurbaşkanı belirlemek için sandığa gitti

Published

on

By

Polonya’nın yeni cumhurbaşkanını belirlemek üzere yapılan seçimlerin ilk turunda, yaklaşık 29 milyon kayıtlı seçmen için oy verme süreci başladı.

Polonya’da Başbakan Donald Tusk hükümeti ile muhalefet arasında, özellikle Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, yargı reformları, kürtaj yasaları ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi konularda yaşanan çekişmelerin gölgesinde geçen seçimin ilk turu için sandıklar açıldı.

Seçmenler, ülkeyi 5 yıl temsil edecek yeni cumhurbaşkanının belirleneceği seçiminin ilk turu için sandıklara gitti.

Seçimlerin, ülkenin AB ile ilişkilerinden iç politikalar, yargı reformları ve sosyal politikalara kadar pek çok konuda belirleyici olacağı değerlendiriliyor.

Polonya’da yaklaşık 29 milyon kayıtlı seçmen bulunuyor.

Anketlere göre seçimin, iktidarın adayı ve aynı zamanda Varşova Belediye Başkanı Rafal Trzaskowski ile muhalefetin adayı tarihçi Karol Nawrocki arasında geçmesi öngörülüyor.

Yerel saatle 07.00’de başlayan oy verme işlemi, 21.00’de sona erecek. Resmi olmayan ilk sonuçlarının bu gece açıklanması bekleniyor.

İlk turda adaylardan hiçbirinin yüzde 50 barajını geçememesi durumunda en çok oy alan iki isim, 1 Haziran’da yapılacak ikinci turda yarışacak.

Devamını Oku

Trending

Reklam