Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Gardiyanoğlu : Türkiye, KKTC’nin dış dünyaya açılan kapısı oldu

Published

on

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, uzun yıllardır Türkiye’nin desteğiyle uluslararası arenada görünürlük kazandıklarını belirterek, “Türkiye, KKTC‘nin dış dünyaya açılan kapısı oldu.” dedi.

Gardiyanoğlu, İstanbul’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 1. Sosyal Politikalar Bakanlar Toplantısı’na gözlemci devlet statüsüyle katılımlarına dair AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

KKTC‘nin uluslararası bir platformda kendini ifade edebilecek zemin yakaladığına işaret eden Gardiyanoğlu, “Tarihsel parçası olduğumuz, et tırnak gibi olduğumuz, Türk olmaktan gurur duyduğumuz bu coğrafyalara diğer devletlerin oy birliğiyle aldığı kararla KKTC artık Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye oldu. Katkılarından dolayı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş Hanımefendi’ye çok çok teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.

Gardiyanoğlu, Türk Devletleri Teşkilatının bir parçası olarak sosyal politikalar anlamında entegrasyon için bu toplantıyı önemsediklerini, en kısa sürede ise Birliğe tam üye olacaklarına inandıklarını kaydetti.

Bu tür toplantıların KKTC‘nin uluslararası arenadaki tanınırlığını artırdığını belirten Gardiyanoğlu, “Bu büyük bir ailenin de parçası olmaktan son derece mutlu ve gururluyuz. Türkiye, KKTC‘nin dış dünyaya açılan kapısı oldu.” şeklinde konuştu.

– “Dünya, görmek istemese de KKTC gerçeği, tüm dünya basını ve siyasi kuruluşlarının önünde”

Türk devletlerinin KKTC‘yi tam tanımasının süreç içerisinde olacağını söyleyen Bakan Gardiyanoğlu, “Şimdi bir anda tanınmanın olmayacağını bizler de biliyoruz. İlk önce altta entegrasyonların olması, önce bakanlıkların birbirini tanıması, sistemlerin birbirini bilmesi lazım. Çünkü KKTC belki aynı coğrafyada olsak da Doğu Akdeniz’deki en son güneyindeki Serhat bekçisidir. Bulunduğu coğrafik konum itibarıyla ve yüzyıllarda da tek bağı olduğu yer Türkiye Cumhuriyeti’ydi. Diğer Türk devletlerinin Kuzey Kıbrıs’ta ancak belki bireysel ticari anlamda teması olsa da bugüne kadar siyasi anlamda maalesef bir teması olamamış.” değerlendirmesinde bulundu.

Gardiyanoğlu, izolasyon ve ambargolardan dolayı KKTC‘nin yurt dışına açılamadığı ve tanınırlığının zayıf olduğunu söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Bilindiği üzere Azerbaycan Parlamentosu oy birliğiyle KKTC Parlamentosu Dostluk Grubunu kabul etti. Bu çok ciddi bir açılımdır ve buna benzer açılımlarda eminim ki diğer Türk devletlerinde de yine parlamentolar seviyesinde başlayıp bakanlar ilişkisi düzeyine geldikten sonra ve tam olarak kendimizi tüm Türk devletlerine ifade edebildiğimiz zaman tanınma gerçekleşecektir diye düşünüyorum.”

Erdoğan’ın coğrafya üzerinde bilinen ama görülmek istenmeyen ve yıllardır izolasyonlar altında kalan Kıbrıs Türklüğünü ve ülkesi KKTC‘yi tüm dünyanın vitrinine getirdiğini vurgulayan Gardiyanoğlu, “Şu anda tüm dünya her ne kadar bizi görmek istemese de KKTC gerçeği tüm dünyadaki basının ve siyasi kuruluşların önündedir.” dedi.

KKTC, sosyal politikalara hız verdi

KKTC‘de yaşlı, engelli ve ihtiyaç sahiplerine yönelik çok ciddi çalışmalara başladıklarını kaydeden Gardiyanoğlu, bu kapsamda, bu yıl içinde 2 yeni huzurevi ve 2 rehabilitasyon merkezinin yanı sıra görev süreleri içerisinde ise 6 yeni huzurevi inşa edeceklerini aktardı.

Gardiyanoğlu, 5 yıl içinde 500 engelliye yönelik istihdamla ilgili alan açtıklarını ve bu kişilerin sosyal yaşama katılımıyla ilgili çok ciddi bir projeyi hayata geçirmeye başladıklarını dile getirdi.

Sosyal devlet anlayışı içerisinde kadınlara da çok büyük önem verdiklerinin altını çizen Gardiyanoğlu, “Kıbrıs kültürünün yaşatılması, el becerilerinin geliştirilmesi ve sanatının devam etmesiyle ilgili kurslar düzenledik. Bu kurslarda sertifika alan tüm kadınlarımıza şu anda tam sosyal prim desteği ve maaş desteği vermeye başladık. Onları hem ekonomik hayatın içinde tutalım hem de evlerine gelir elde etsinler.” şeklinde konuştu.

– “Türkiye’nin varlığı KKTC‘ye güven veriyor”

“Türkiye’nin 1958’den bu yana varlığı ve desteğinin kendilerine güven verdiğini” söyleyen Gardiyanoğlu, “Türkiye, Ada’ya gelerek barışı getirdi ve o Ada’da şu andaki varoluşu, gerek askerimizin gerek idari kadrolarının varlığı bize büyük bir güç ve motivasyon veriyor.” dedi.

Gardiyanoğlu, Türkiye’nin KKTC için özgüven kaynağı olduğu değerlendirmesini yaparak, şunları kaydetti:

“Arkanızda bir güç olması sizin de özgürlüğünüzü artırır. İsrail-Filistin olayları şiddetlenmeye başladığında Filistin Devlet Başkanı rahmetli Yaser Arafat, KKTC‘nin Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Raif Denktaş’a ‘Sayın Denktaş siz çok şanslısınız çünkü arkanızda bir ana vatanınız var.’ diyor. Şu anda bunu söylerken bile insanın yüreği kabarıyor. Çünkü biliyoruz ki bizim de arkamızda ana vatan Türkiye’miz var. Eğer Filistin’in arkasında bir ana vatan olmuş olsaydı bugün farklı şeyler konuşurduk. İsrail zulmünü soykırımını konuşmazdık. Türk olmaktan gururluyum. Bu büyük ailenin bir ferdi olmaktan ciddi anlamda gururluyum.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam