Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Tangül Ünal Çağıner Çocuklara Yardım Vakfı işbirliğinde hayata geçirilen “Tangül Ünal Çağıner Vakfı Sevgi Evleri” projesinin açılış töreni, Türkiye Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın da katılımı ile Haspolat’ta gerçekleştirildi.

Törende konuşan Tangül Ünal Çağıner Çocuklara Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı İçim Çağıner Kavuklu, vakıf olarak daha çok çocuklara yönelik çalışmalar yapıldığını anlattı.

“Vakfın kurulduğu günden buyana bir çok projeye imza attık, vakfın en gururlu günü olan bugün ise devlet koruması altındaki çocukların mutlu, şefkatli yuvalarda yaşamasını sağlayacak olan sevgi evleri projesinin açılışını yapıyoruz” “Çocuklar Mutlu Bizler Mutlu” sloganı ile yola çıktıklarını ve sevgi evlerinin çocuklara sadece bir yuva değil, eğitim ve gelişimlerine katkıda bulunacağını vurgulayan Kavuklu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na katkılarından dolayı teşekkür etti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Sadık Gardiyanoğlu da, “bu tesis bakanlığımızın hedeflediği mega 4 projeden amiral gemisi olandır” dedi.

Başbakan Ünal Üstel’in talimatları ile her bölgede yapılan rehabilitasyon merkezlerinin ve 12 yıldır açılmasıı beklenen Demirhan Engelsiz Yaşam Evi’nin de Eylül ayında hizmete girdiğini söyleyen Bakan Gardiyanoğlu, Sosyal hizmetler anlamında ilerlemeye devam edeceklerini kaydetti.

Gardiyanoğlu, mevcut yasaları yenileyerek, eksik yasalar da tamamlayarak yollarına devam edeceklerini söyledi.

Gardiyanoğlu, Yenierenköy Dipkarpaz bölgesinede yaşlı bakım evi ve 18 yaş üstü enlelli gençlere rehabilitasyon merkezlerinin de protokollerinin imzalandığını söyledi.

Devlet korumasındaki çocukları ve gençleri de, “Tangül Ünal Çağıner Vakfı Sevgi Evleri” ne yerleştireceklerini söyleyen Gardiyanoğlu, ülkede otistik çocuklar için bir otizim merkezi yapımına başlanacağı müjdesini verdi.

Türkiye Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da, açılışı gerçekleştirilen projenin çocuklara sevgi dolu bir yuva olacağını belirterek, hayırlı olmasını diledi.

KKTC ve Türkiye’nin sarsılmaz dayanışma ve birbirine kilitlenen can yoldaşı olduğunu kaydeden Bakan Göktaş, Kıbrıs’ın güzel yürekli çocuklarına bu yuvanın hayırlı olmasını diledi.

Başbakan Ünal Üstel de, çok değerli bir iş insanı olan İçim Çağıner Kavuklu ve Dima Çağıner’in anne ve babasının vefatından sonra kurulan vakıfla çok güzel işlere imza attıklarını kaydetti.

Başbakan, “Bugün yine bir ilke imza atıyoruz. Biz hükümete geldiğimiz gün ülkenin ihtiyacı ne ise ona öncelik vereceğiz. Geçmişte istikrara sağlanamadığı için o zaman başlatılan projeler yarım kaldı. Biz hem yarım kalanları hem de ihtiyaç duyulan projeleri tamamladık ve tamamlamaya da devam ediyoruz” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katkıları ile tamamlanan Yeni Ercan Havalimanı’nın da kendi hükumetleri döneminde bitirildiğini söyleyen Üstel, Türkiye ile imzalanan iktisadi ve Mali işbirliği protokolü ile bu yatırımların devam edeceğinin altını çizdi.

Başbakan, “2025 yılı gençlerin yılı olacak, sağlıkta dev adımların atılacağı bir yıl olacak, gençlere yeni yuvalar yapatrken, eğitimlerini çağdaş yerlerle tamamlamalarını sağlarken, çağdaş binalarla çağdaş yapılarla onları korumak ve ülkenin geleceğini sağlam temellere oturtmak için çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise konuşmasında, Cumartesi günü Ünal Çağıner’i saygı ile andıklarını söyleyerek, çocuklar için yapılan bu büyük organizasyon için emeği geçen herkese teşekkür etti.

Tatar, “KKTC Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devleti olarak, çok cefalar çekmiş Kıbrıs Türkü’nün çağdaş değerlerle yaşayabildiği bir yurttur KKTC’de yıllar itibarı ile başarılarımız vardır. bu başarılarda iş insanlarımız da vardır. Temennim bu projenin örnek alınarak diğer iş insanlarının da KKTC adına bu güzel adımları atmalarıdır. Anavatan Türkiye’nin de desteği ile aile değerlerimize sahip çıkarak bu günlere geldik” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nde bu yılın aile yılı olarak belirlendiğini söyleyerek, KKTC’de de buyılın aile yılı olacağını ve güzel projeler için çalışmaların devam edeceğini kaydetti.

Konuşmaların ardından “Tangül Ünal Çağıner Vakfı Sevgi Evleri” projesinin açılışı gerçekleştirildi.

Cumhuriyet Meclisi Hukuk Siyasi İşler, Dışilişkiler ve Güvenlik Komitesi ile TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu toplantı gerçekleştirdi.

Meclis Mavi Salonda 17.15’te başlayan toplantıda konuk heyete Kocaeli Milletvekili Veysal Tipioğlu başkanlık ederken, Meclis Hukuk Siyasi İşler, Dışilişkiler ve Güvenlik Komitesine Milletvekili Yasemi Öztürk başkanlık yaptı.

Toplantı öncesi konuşan Öztürk, Ortadoğu’nun bugün adeta bir ateş topu haline geldiğini belirterek, dünyaya demokrasi dersi vermeye çalışan küresel güçlerin, kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman basit bir kınama dışında sessizliğe büründüklerini söyledi.

İngiliz ve Fransızların üsleri vasıtasıyla Güney Kıbrıs’ı bir uçak gemisi gibi kullanıp İsrail’e destek sağladıklarına dikkat çeken Öztürk, Kıbrıs’ın bir uçak gemisine dönüşmesini ve Kıbrıslı Türklerin bir sabah uyandıklarında kendilerini savaşın ortasında bulmasını istemediklerini vurguladı.

Öztürk, Türkiye Cumhuriyeti ve TBMM’nin desteğini her zaman yanlarında hissettiklerini, fakat bugün heyetin KKTC’de olmasının aynı zamanda mevcut ilişkilerin devamının dünyaya duyurulması adına da önemli olduğunu ifade etti.

TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı Veysal Tipioğlu da Adada adil ve kalıcı bir barışın iki devletli çözümden geçtiğini söyleyerek, artık dünyanın Kıbrıslı Türklerle doğrudan ilişki kurması zamanının geldiğini belirtti.

Tipioğlu konuşmasında 79. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (BMGK) TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine de atıfta bulundu ve KKTC’nin eşit ve egemen statüsünün tanınması aynı zamanda Güney Kıbrıs’la KKTC arasında ilişki ve işbirliğine dayalı ortaklığın geliştirilmesine önem verilmesi gerektiğini aktardı.

Dünya devletlerinin Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs’ta bir azınlık durumuna düşürme politikalarını sürdürdüğüne de işaret eden Tipioğlu, Türkiye’nin her hal ve şartta KKTC’nin yanında olduğunu ve KKTC ile aynı yolu yürümeye devam edeceğini sözlerine ekledi.

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın “Federasyon bizim için bir saplantı değildir” açıklamasını değerlendirdi.

Erhürman’ın, Kıbrıs meselesindeki federasyon modelini artık ideolojik bir görüş olduğu için değil, “Bilgi” diye nitelediği BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarında; iki toplumlu, iki kesimli ve siyasal eşitlik temelinde, tek egemenliğin olacağı bir çözüm” tanımlalamasına dayanan ve değişmeyecek bir pozisyonu olduğu için partisinin benimsediğini açıkça ifade etttiğini belirten Oğuzhan Hasipoğlu, şunları ifade etti:

“Burada unuttukları nokta, bahsedilen parametrelerden; gerek tek egemenliği, gerek siyasal siyasal eşitliği, iki bölgeliliği Rum tarafının bizlerden çok farklı yorumlamasıdır. Diğer bir edinilmiş tecrübe; Rum tarafının, bizlerle bu adanın yönetimini ve zenginliğini paylaşma niyeti olmadığıdır. Bu iki husus da CTP”nin UBP ile birlikte kabul ve tecrübe ettiği kesin bir “Bilgidir”.

Hatırlamakta fayda var, 2017 yılında Crans Montana görüşmeleri çöktüğü gün, bavulunu toplayan dönemin Rum Başkanı Anastasiades, dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Cavusoğlu`na, “bundan sonra artık Federasyonu değil iki devlet de dahil olmak üzere başka modelleri görüşülmesi gerektiğini” ifade edebilmiştir. Yani onlar için bile bu parametreler değişmez değildir.

Sonuç olarak BM”nin parametreleri değişirse CTP`nin Kıbrıs konusundaki ideolojisi de mi bu görüşe göre değişecektir? CTP ideolojisi, BM Güvenlik konseyi Daimi üyeleri ABD, Rusya, Fransa, Çin ve İngiltere iradesine tabi bir hale mi gelmiştir? Zira bu “Bilgi” 5 daimi devletin ortak kararı ile oluşmuştur.”

UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu, 2025 yılının yeni gelişmelere gebe olabileceğini, Kıbrıs Türk Halkı olarak siyaseti dünya ve ada gerçekleri üzerinden değil de BM Daimi üyelerinin çağdışı kalmış ve adil olmayan kararları üzerinden yapmamak gerektiğini kaydetti.

Oğuzhan Hasipoğlu, “Kıbrıs Türk halkının çoğunluğu Annan planına “evet” dedikten sonra, Annan raporunun, özellikle bu raporda geçen “Kıbrıs Türklerine uygulanan haksız izolasyonlara artık son verilmelidir” ifadesinin bir Güvenlik Konseyi kararına dönüşmemesi ne kadar adildir. Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere, bir çok devlet BM’nin adil olmayan bu sistemini değiştirmek için uğraşırken, bizim bu kararlara mutlak bağlılığımız neden?” diye sordu.

Çağdışı kalmış BM kararlarının artık adadaki gerçeklikle bağdaşmadığını, Kıbrıs konusundaki ilgili BM kararlarının değişmesi için iktidarı ve muhalefetiyle tek ses olunması ve adadaki gerçeklik temelinde, egemenlik için hep birlikte mücadele verilmesi gerektiğini anladıklarını vurgulayan Hasipoğlu, “CTP’nin Kıbrıs konusundaki BM kararları sevdasına karşı, 40 yıl süren tecrübe edilmiş sonuçsuz federasyon müzakerelerinden bizim çıkardığımız ‘Bilgi’ budur” dedi.