Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Çavuşoğlu: “Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak gören bu zihniyeti biz de artık yok sayıyoruz”

Published

on

Cumhurbaşkanı  Ersin Tatar ve TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda ortak toplantısı düzenledi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptığı konuşmada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Cenevre’de yapılan Kıbrıs görüşmelerinde Kıbrıs Türklerini eşit toplum değil azınlık olarak gören bir yaklaşım sergilediğini belirterek, “Kıbrıs Türk halkını azınlık olarak gören bu zihniyeti biz de artık yok sayıyoruz. Rum tarafının raf ömrü dolmuş Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının ardına saklanıp çözümsüzlüğü çözüm arayışı gibi takdim etmesini artık kabul etmiyoruz. Bu devir kapandı.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımızın (Doğu Akdeniz konusunda) bölgesel konferans önerisi halen masadadır. KKTC’nin de hakça paylaşım konusunda, gelir paylaşımı konusundaki önerileri de masadadır.” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, hem Türkiye’nin hem de KKTC’nin hiç kimsenin hakkında gözü olmadığını belirterek şöyle devam etti:

“Ama şunu da herkes bilsin. Hakkımızı da kimseye yedirmeyiz. Ne Türkiye Cumhuriyeti’nin ne de KKTC’nin, Kıbrıs Türk halkının hakkını yediririz. Kıbrıs Türk halkının beka, istiklal ve istikbal mücadelesinde tüm imkanlarımızla KKTC’yi desteklemeye devam edeceğiz. Çünkü davamız ortak ve Kıbrıs Türk halkının hakkını, hukukunu garantör ülke olarak korumak bizim en doğal hakkımızdır.”

“Şu anda bir özel temsilcinin atanması fikrini doğru bulmuyoruz”

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs Özel Temsilcisi atama fikrine de değinen Çavuşoğlu, müzakere başlama kararı alındıktan sonra özel temsilci atanmasının bir anlamı olacağını söyledi.

Çavuşoğlu, Jane Holl Lute’un Guterres’in Kıbrıs özel danışmanı olarak görev yaptığını hatırlatarak “Özel temsilcinin yapacağı bir görev yoktur, o nedenle biz şu anda bir özel temsilcinin atanması fikrini doğru bulmuyoruz.” diye konuştu.

“AB ve BM hakça paylaşım konusunda gerekli adımı atmalı”

Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda hakça gelir paylaşımı yapılmasının önemini işaret ederek şunları kaydetti:

“Bu konuda KKTC’nin üç önerisi halen masada. AB ve BM, bu hakça paylaşım konusunda gerekli adımı atmalıdır. Aksi takdirde biz gerekli adımı attık ve atacağız. Bunda hiç kimsenin bir endişesi ya da tereddüdü olmasın. Türkiye olarak KKTC’nin lisans verdiği yerlerde, ruhsat verdiği yerlerde biz de gerekli faaliyetlerimizi sürdürürüz bugüne kadar olduğu gibi. Kıbrıs Türk halkının ve KKTC’nin haklarını da kimseye yedirmeyiz.”

Tatar ve Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun Antalya Diplomasi Forumu’ndaki (ADF) temaslarının başarılı geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Çavuşoğlu, “Sizin buraya katılmanızdan rahatsız olanlar oldu, evet. Esasen, bunların rahatsızlığı bizim Cenevre’de de ortaya koyduğumuz tezi destekliyor.” dedi.

Herkesin özgürce düşüncesini söyleyebileceği, herkesin davet edildiği gayrı resmi bir forum olan ADF’ye Kıbrıs Türk halkının temsilcilerinin katılmasına ve düşüncesini paylaşmasına tahammül edemeyenlerin olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Hatta başkalarına da katılmayın diye telefon da açtılar. Esasen bu, bunu yapanları küçültücü bir davranıştır. Gerçek yüzlerini inşallah bu arkadaşlarımız da görmüş. Bu telefonlardan son derece rahatsız olduklarını Avrupalı dostlarımız da bize söylediler.” ifadelerini kullandı.

– “Cenevre toplantısı Kıbrıs meselesinde bir dönüm noktası oldu”

Çavuşoğlu, Cenevre’de düzenlenen gayriresmi toplantıdan sonraki gelişmeleri değerlendirdiklerini belirterek şöyle devam etti:

“Cenevre toplantısı Kıbrıs meselesinde bir dönüm noktası oldu. Artık bir dönem kapandı ve yeni bir dönem başlamış oldu. Kıbrıs Türk tarafı Cenevre’de gerçekçi, yeni ve sonuç odaklı bir öneri gündeme getirdi. 1960’ta kazandığı egemen eşitliği ve eşit statünün tescil edilmesini talep etti. Müzakerelerin ancak bundan sonra başlayabileceğini de gerek BM’ye gerekse tüm dünyaya ilan etmiş oldu.”

Kıbrıs konusunda kalıcı çözümün ancak bu çerçevede mümkün olabileceğini söyleyen Çavuşoğlu, Rum tarafına ve uluslararası topluma bu fırsatı iyi değerlendirmeleri yönünde çağrıda bulundu.

– Kapalı Maraş konusu

Çavuşoğlu, KKTC temaslarında Kapalı Maraş ve hidrokarbon kaynakların paylaşımı konularını da ele aldıklarını belirterek, “Biz Kıbrıs‘ta iki halkın da yararını gözeten her türlü girişime destek verdik ve destek vereceğiz.” dedi.

Kapalı Maraş bölgesinde Rum mülk sahiplerinin açılım sürecini ilgiyle takip ettiklerini, hatta başvuru sayısının arttığını da dile getiren Çavuşoğlu, “Maraş açılımı herkese söylediğimiz gibi şeffaf ve hukuki çerçevede olacaktır. BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal etmemiştir, etmeyecektir atılan adımlar. Aynı şekilde mülkiyet haklarını da ihlal etmemiştir. Bu konuda KKTC’nin atacağı her türlü adıma desteğimiz tamdır.” diye konuştu.

– “Hakça gelir paylaşımı olmadan atılacak her adıma karşı KKTC ve Türkiye gerekli adımları atacaktır”

Çavuşoğlu, toplantının soru cevap kısmında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Cenevre’de yapılan Kıbrıs konulu 5+BM toplantılarında getirdiği Kıbrıs özel temsilcisi atama önerisine yönelik açıklamada bulundu.

Yapılan toplantıların amacının ortak bir zemin olup olmadığını görmek olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, “Şu ana kadar yaptığımız çalışmalarda henüz ortak bir zemin yok.” derken Guterres’in Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un bu yaptığı görüşmelerle bu zeminin olup olmadığını tespit etmeye çalıştığını söyledi.

Çavuşoğlu, özel temsilci konusunun Cenevre’de gündeme gelmesi üzerine Guterres’e bunun kabul edilmeyeceğini söylediklerini de vurguladı.

GKRY Enerji Bakanı Nataşa Pilidou’nun sondajlara devam etme kararını açıklamasına da değinen Çavuşoğlu, “Burada gerek AB’nin gerek BM’nin Rum kesimine şu mesajı vermesi gerekiyor, hakça gelir paylaşımı olmadan atılacak her bir adıma karşı KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti gerekli adımları atacaktır.” diye konuştu.

Geçmişte Türkiye’nin ve KKTC’nin telkinlerine rağmen GKRY’nin sismik araştırma ve sondaj çalışmalarına devam ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, “Biz de sahaya indik. KKTC’nin haklarını savunmak ve tabii ki kendi kıta sahanlığımızda Türkiye Cumhuriyeti’nin haklarını savunmak için sismik araştırma ve sondaj gemilerimizi sahaya sürdük ve çalışmalar yaptık. Burada yapılması gereken şey hakça paylaşım.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımızın konferans teklifi masadadır, KKTC’nin de hakça gelir paylaşımı konusunda teklifi masadadır. Gereken esnekliği de göstermiştir. Bu çerçevede adım atılırsa problem yok. Aksi takdirde biz de gereğini yaparız.” değerlendirmesinde bulundu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam