Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Çavuşoğlu, okulların son durumunu görüşmek üzere İnşaat Mühendisleri Odası’nı ziyaret etti

Published

on

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, 6 Şubat depremi ardından başlatılan okulların depreme dayanıklılığının tespiti çalışmalarına ilişkin son durumu görüşmek üzere Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (KTMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası’nı (İMO) ziyaret etti.

Sözleşmenin imzalanması ardından başlatılan çalışmalarda gelinen aşamanın ve gelecek sürecin ele alındığı görüşmede, Milli Eğitim Bakanlığ’ından ilgili bürokratlar ve İMO Yönetim Kurulu üyeleri yer aldı.

Görüşme öncesinde Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu ve İMO Başkanı Gürkan Yağcıoğlu açıklamalarda bulundu.

İMO yetkilileri, okullarda depreme dayanıklılık çalışmalarının son hızla devam ettiğini, en kısa sürede sonuçları Bakanlıkla paylaşacaklarını bildirdi. Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu ise, zaman baskısına dikkat çekerek, yeni eğitim-öğretim yılına hazır girmek için çaba gösterdiklerini ifade etti.

– Yağcıoğlu: “Çalışmalarımız sürüyor, ekiplerimiz aktif olarak sahada”

İlk olarak sözü alan İMO Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, okulların deprem dayanıklılık çalışmalarını değerlendirmek üzere bir araya geldiklerini belirterek, Milli Eğitim Bakanı’nın ilk günden beri konuya ilişkin hassasiyetini koruduğunu kaydetti, Oda ve toplum adına teşekkürlerini iletti.

-162 okul… Ekipler sahada…

Yağcıoğlu, mevcut 162 okulda proje çalışmalarının devam ettiğini ve ekiplerin şu anda aktif olarak sahada olduğunu kaydederek, öncelikli olarak belirlenen, toplam okulların yüzde 30’unun laboratuvar sonuçlarının tamamlandığını ve yüzde 70’inin ise laboratuvar çalışmalarının devam ettiğini söyledi; bunun yanında okullarda güçlendirme senaryolarının çalışıldığına dikkat çekti.

162 tane okulun 5-6 yapıdan oluştuğunu, aslında 700-800 binada çalışma yapıldığına dikkat çeken Yağcıoğlu, bu binalara toplumda sanıldığının aksine sadece karot testi yapılmadığını, röntgen de yapılarak, hem basınç dayanımını hem de donatı korezyon tespiti yapıldığını, ardından binayı tekrar modelleyip deprem karşısındaki davranışının incelendiğini aktardı.

– “Okulların yanında, hastanelerin çalışmaları da yapılıyor”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanında Sağlık Bakanlığı’nın da kendilerine bir liste verdiklerini ve özellikle diyaliz, kan bankası gibi ünitelerin öncelikli olarak çalışmalarının yapılmasının istendiğini kaydeden Yağcıoğlu, diğer yandan bu binaları da hızlı bir şekilde projelendirmeye çalıştıklarını bildirdi.

Gelinen durumun siyasetle alakası olmadığını, ülkenin 50 yıllık geçmişle yüzleşme vaktinin geldiğini söyleyen Yağcıoğlu, hükümet önderliğinde çözümler arandığını ve gerekenin maksimum seviyede yapılmaya çalışıldığını belirtti.

Analiz sonucunda sadece küçük müdahaleler ve dıştan destek verilerek güçlendirilebilecek okulların tespit edileceğine dikkat çeken Yağcıoğlu, bu okulların kısa sürede tamamlanacağını söyledi. Bunun yanında, yıkımı ve dönüşümü gereken okulların da ortaya çıkacağını vurgulayan Yağcıoğlu, bu okulların şantiyeye dönebileceği konusunda uyardı.

– Bakan Çavuşoğlu: “Mühendislerimiz ne derse o doğrultuda yürüyeceğiz”

Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu ise, 6 Şubat’taki depremlerin ardından inşaat mühendislerinin ülkedeki tedirginliği bir nebze azaltmak adına yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini ve tüm binalarda gözlem ve risk sıralaması yaptıklarını hatırlatarak, İnşaat Mühendisleri Odası’na tüm çabalarından dolayı teşekkür etti.

Depremin ardından Namık Kemal, Dr. Fazıl Küçük ve Cumhuriyet Liselerinde okula gitmeme kararı alındığını, bu okullara dair bir rapor olmamasından dolayı eğitime devam edilmesine yönelik bir karar alamadıklarını, çadırda eğitim gibi bulunan çözümlerin ülkede tartışıldığını anımsatan Çavuşoğlu, bu tartışmalardan şikâyetçi olmadıklarını, ülkenin gerçeklerinin ifade edilmesi ve mücadele edilmesinin herkesin görevi olduğunu kaydetti.

“Ülkemiz binalarının tüm fotoğraflarının çekilmesi, incelenmesi ve projelendirilmesi, mühendislerimiz ne derse o doğrultuda yürüme noktasında bir kararlığımız var” diyen Çavuşoğlu, ilk günden itibaren mühendislerle yakın çalışma yürüttüklerini vurguladı; Oda ile imzalanan protokol ve hükümet tarafından ayırılan kaynak hakkında bilgi verdi.

– “Akşamdan sabaha okulun test edilmesi, projelendirilmesi ve ihalesinin yapılması mümkün değil”

“Sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi ve sağlıklı bir proje süreci yaşanabilmesi için bir süreye ihtiyaç var. Ancak eğitime ilişkin binalar söz konusu olduğunda önümüzde bir zaman baskısı var” ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, inşaat mühendislerinin kendi işlerinin yanında kısa sürede kamu binalarının da tespiti ve projelendirilmesi için baskı altına girdiğine işaret ederek, akşamdan sabaha bir okulun testinin yapılması, projelendirilmesi ve ihalesinin yapılmasının mümkün olmadığını ifade etti.

Risk sıralamasında ön sırada olan okullara öncelik verildiğine de dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, kısa süre sahada çalışmaların görülmeye başlanacağını, temennilerinin 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı’na hazır girmek olduğunu kaydetti.

Bazı okullara ilişkin “asılsız” söylemlere de açıklık getirmek istediğini dile getiren Çavuşoğlu, Cumhuriyet Lisesi’nin kapatılacak olmasına dair söylemlerin doğru olmadığını duyurdu.

– “Namık Kemal’ın fiziksel yapısı ve dokusu korunacak”

Namık Kemal Lisesi binasının değişeceğine yönelik söylemlerin de “dedikodudan ibaret” olduğunu belirten Çavuşoğlu, tüm ülke için manevi değeri olan Namık Kemal’ın fiziksel yapısını ve dokusunu korumak adına, gerekirse en üst masrafları yapmak pahasına gerekli tedbirleri alma niyetleri olduğunu bildirdi.

En çok tartışılan okullardan birinin Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi’nin de eylül ayına kadar güçlendirilmesi, gerekli yerlerinin yenilenmesinin planlandığını aktaran Çavuşoğlu, “Bunun için inşaat mühendisleri büyük sorumluluk gösteriyor, risk sıralamasında önde olan okulları tamamlamak için büyük gayret ortaya koyuyorlar” dedi.

Çavuşoğlu, herkesin sorumluluk alması ve elbirliğiyle çalışmasının öneminin altını çizdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı’yı kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı’yı kabul etti.

Kabulde, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Çağın Zort, Cumhurbaşkanı Özel Danışmanı Gökhan Güler, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetimler Danışmanı İlker Edip, Kıbrıslı Türk şair-yazar Feyzan Korur ve Uluslararası Final Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı İbrahim Taşel de hazır bulundu.

Kabaklı kabulde, vakıf yayını olan “Bil Oğlum” adlı kitabını Tatar’a takdim ederek, Kıbrıs’ta “Türk Dünyası Şiir Akşamları” etkinliğinin düzenlenmesi için destek talebinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının kendi dili, dini ve değerleriyle bu topraklardaki yaşamını yıllardır başarı ile sürdürdüğünü belirterek, “Bu bizim övünç kaynağımızdır.” dedi.

Vakıfla birlikte düzenlenecek etkinliklerde Kıbrıs Türk halkının kendi şairlerinin, yazarlarının, edebiyatçılarının yer almasının kendilerine güç vereceğini dile getiren Tatar, “Onun için yeni projenizi selamlıyorum.” ifadesini kullandı.

Tatar, bu tür organizasyonlarda sadece Türk dünyasının ve Türk devletlerinin değil, Bulgaristan, Macaristan, Tataristan, Uygur gibi diğer ülkelerin de katılabileceğini belirterek, önemli olanın gönül birliği olduğunu kaydetti.

Tatar, bugünün dijital dünyasının iletişimin daha kolay ve yaygın olduğuna işaret etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, kabulde Kıbrıs Türk halkının tarihine de değinerek, Kıbrıs Türk halkının 1571’den bu yana bu topraklarda uzun yıllar hiçbir değerini kaybetmeden varlığını sürdürebildiğinin altını çizdi.

“Kıbrıs Türk halkı öz benliğiyle bu topraklarda var olmanın gururunu yaşadı ve bugünlere kadar gelebildik.” diyen Tatar, bugünkü iletişim çağında eskiye oranla daha kolay iletişim olduğunu, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti ve Türk dünyasının yanlarında olduğunu belirtti.

Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye olmanın kendilerine çok şeyler kazandırdığını da vurgulayarak, diğer Türk teşkilatlarına da üye olduklarını ve bu yakınlıkların önemli kazanımlar olduğunu ifade etti.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonrasında Türk devletlerin bağımsızlıklarına kavuşmalarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bir siyaset geliştirdiğini dile getiren Tatar, Gaspıralı İsmail’in “Dilde, işte, fikirde birlik” sözlerine atıfta bulundu.

-Kabaklı

Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı da kabulde yaptığı konuşmada, vakıf olarak Kıbrıs’ın kültür ve edebiyat hayatında aktif rol oynamak istediklerini belirterek, “Kıbrıs’taki gençlerin Türk kimliğiyle yaşamalarını sağlamak için birtakım çalışmalar yapmak istiyoruz.” dedi.

Kabaklı, ağustos ayı gibi “Türk dünyası şiir akşamları” konulu bir etkinlik düzenlemek istediklerini, etkinlikte Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Uluslararası Final Üniversitesi’nin kendilerine destek verebileceğini ifade etti.

Etkinlikte Türk dünyasından gelecek şairlerin yanı sıra Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı’ndan da (Türksoy) bir Azeri konseri düzenlenebileceğini ifade eden Kabaklı, amaçlarının Türk dünyasının Kıbrıs ile gönül birliği içinde olduğunu ortaya koymak olduğunu kaydetti.

Kabaklı,  Elâzığ’da “Hazar Şiir Akşamları” adıyla yaklaşık 25 yıldır bu organizasyonu yaptıklarını belirterek, amaçlarının Kıbrıs’ta düzenlenecek Türk dünyası şiir akşamlarının da geleneksel hale dönüştürülmesi olduğunu söyledi.

Kabulde, Feyzan Korur da “Rüzgâr Üstü” isimli öykü kitabını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a takdim etti.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı ile TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın düzenlediği “İletişim Eğitim Programı” başladı. Eğitim programı iki gün sürecek

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın birlikte düzenlediği “İletişim Eğitim Programı”, Dışişleri Bakanlığı Uğur Umar Konferans Salonu’nda yapılıyor.

İki gün sürecek hizmet içi eğitim programı, bugün saat 10.00’da başladı.

Eğitim programının açılışında Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar, birer konuşma yaptı.

Eğitim programında, “Kamu Diplomasisi”, “Kriz Anlarında İçerik Yönetimi”, “Yapay Zeka” “Sosyal Medyanın Doğru Kullanımı ve Dezenformasyonla Mücadele” ve “Kurumsal İletişim” konu başlıkları yer alıyor.

Eğitim programının temel amacının; dış politika üretiminde iletişimin stratejik rolünü güçlendirmek, kamu diplomasisinin araçlarını etkin şekilde kullanabilen dezenformasyonla mücadele konusunda yetkin, kriz anlarında doğru ve zamanında iletişim stratejileri geliştirebilen bir diplomasi kurumsallığına katkı sağlamak olduğu vurgulandı.

İletişim Eğitim Programı’nın açılışında konuşan Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, bugünün önemli ve farklı bir gün olduğunu belirtti.

Eğitimin verildiği salonda çoğu zaman toplantılar ve konuşmalar yapıldığını belirten Ertuğruloğlu, “İlk defa bu salonun tıklım tıklım olduğunu gördüm. Son derece mutluyum.” dedi.

Ertuğruloğlu, hizmet içi eğitimin gerçekleşmesini Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı iletişim Başkanlığı’ndan aylar önce kendisinin talep ettiğini belirterek, eğitimin önemine değindi.

Ertuğruloğlu, yıllar önce bürokrat olduğu bir dönemde, Ankara Dışişleri’nde bir üst düzey bürokratla konuşurken her zaman yaptığı gibi Kıbrıs konusunda sitemkar ve talepkar bir üslupla konuştuğunu anımsatarak anısından bahsetti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Yerleşkesi açılışında yaptığı konuşma metninin sürekli cebinde olduğunu belirten Ertuğruloğlu, Erdoğan’ın konuşmasındaki “İsimlerimiz farklı olsa bile, konu Kıbrıs davası olunca, soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir” sözlerine değindi.

Kıbrıs Türk halkının yıllarca dünyadan soyutlanıp, kendi içine kapanmış olarak yaşamaya zorlandığını ifade eden Ertuğruloğlu, “Kıbrıs Türk halkı, tüm bu süreçler boyunca Anavatan Türkiye’den her zaman yardım talep etmiş ve her yardım talebi de cevap bulmuştur. Anavatan her türlü bedeli ödemeyi göze alarak, gerekirse bütün dünyayı karşısına alarak Kıbrıs Türkünü yalnız bırakmamış ve mücadelesinde bir bütün olarak, bu haklı davayı ileri götürmek için beraber mücadeleler vermişizdir. Bugün de aynı şey geçerlidir.” şeklinde konuştu.

“Bizim de üzerimize düşen görevleri, sorumlulukları yerine getirme mecburiyetimiz var.” diyen Ertuğruloğlu, yan gelip yatma diye bir lükslerinin olmadığını kaydetti.

 

“Bir BRT neden TRT olmasın, Türk Ajansı Kıbrıs neden Anadolu Ajansı olmasın.” şeklinde konuşan Ertuğruloğlu, iletişimin bu kadar önemli olduğu ve dezenformasyonun bu kadar tehlike arz ettiği dünyada çok daha etkin iletişim unsurlarını öğrenip, bunları uygulama noktasına gelmeleri gerektiğinin şart olduğunu ifade etti.

Ertuğruloğlu,  “Gündemi, Rum basınının yaratıp Türk basınının da bunu tekrarladığı bir basın olmaktan çıkmamız gerekir. Niye gündemi Kıbrıs Türk basını yaratmasın? Ama dezenformasyonla değil gerçeklerle…” ifadelerini kullandı.

Her yönüyle son derece haklı bir ulusal davanın savunucusu olduklarını belirten Ertuğruloğlu,  “Kendi içimizde de bazı unsurlar var. Bizi, haklı davayı savunmaktan dolayı utanma durumuna getirmeye çalışıyorlar. Sanki bir suç işliyoruz. Bu oyuna asla gelinmemesi gerekir.” dedi.

Anavatan Türkiye’ye ve Kıbrıs Türk halkına güvendiğini kaydeden Ertuğruloğlu, bir bütün olduklarını dile getirdi.

“Bugün ülkede siyaset yapacağım diyerek iki devletli politikayı ‘çözümsüzlüğün kendisidir’ diye lanse eden siyasilerimiz var. İki devletli politikayı savunmanın çözümsüzlüğü savunmak olduğunu söyleyebilecek kadar Kıbrıs konusundan bir haber ve başka bir dünyada yaşayan arkadaşlarımız var.” ifadelerini kullanan Ertuğruloğlu, bunun Kıbrıs konusunun ne olduğunu bilmediklerini gösterdiğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, “Kıbrıs sorunu, Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul edilmesidir. Başka bir sorun değil. Yaşadığımız bütün problemlerin nedeni ve temeli Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye kabul görmesidir. Bu gerçek ortada dururken, iki devletli politikayı savunmanın çözümsüzlüğü gündeme getirdiğini nasıl söyleyebilirsin?” diye konuştu.

Kıbrıslı Rumların Kıbrıs sorunu tanımlamasına değinen Ertuğruloğlu, eleştirilerde bulundu.

Çözümün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, “Dünya Rum’u bu şekilde şımarttığı sürece, Rum tarafı bizim de faydalanacağımız bir ortamı neden kabul etsin. Bütün avantajları kendi başına kullanırken,  üzerimizde ambargoları uygularken ve Türkiye’yi işgalci bir ülke diye suçlarken… ” şeklinde konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de, sözlerine, Berlin Büyükelçiliği’nde müsteşar olarak görev yaptığı bir dönemde okuduğu bir makaleye değinerek başladı.

Seyahatin Berlin’den Ankara’ya 14 gün olduğu 1920’lerden, bilginin Berlin’den Ankara’ya üç ya da beş saniyede geldiği bir çağda olduklarını kaydeden Başçeri, “Böylesine hızlı bir dönüşümü yaşadık ve şimdi buna adapte olmaya çalışıyoruz.” dedi.

İran ile İsrail arasında hava savaşının yaşandığına değinen Başçeri, her iki taraftan farklı farklı açıklamaların geldiğini, “hangisinin doğru, hangisinin yanlış” olduğunu ayırt etmekte zorlandığını belirtti.

“Yaptığımız işin doğruluğunu, doğru bir şekilde kamuoyuna aktarılması farklı bir boyuta geliyor. Bir Algoritma üzerinden, milyonlarca paylaşımın nasıl değerlendirildiğine bakılmaksızın, ortaya konan bazı düşünceler, fikirler sanki hepimiz bunun doğruluğuna inanıp ona göre de üretilen algılar üzerinden bir düşünce silsilesi geliştirmeye çalışıyoruz.” diyen Başçeri, kendileri için en tehlikeli olanının bunun üstüne de bir siyaset kurmaya gayret etmeleri olduğunu dile getirdi.

Hizmet içi eğitim programını önemli ve faydalı bulduğunu dile getiren Başçeri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın edinmiş olduğu tecrübenin ve bilgi birikiminin KKTC’deki bu alanda faaliyet gösterenlere aktarılmasının yararlı olacağını vurguladı.

Başçeri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın personel böylesine bir eğitim programını planladıkları için ve Dışişleri Bakanlığı kapılarını bu eğitim programına açmasından dolayı Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’na teşekkür etti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi Başkanı Doç. Dr. Bora Bayraktar da, gününüzde kamu diplomasisi ve kurumsal iletişim kavramlarının daha önce hiç olmadığı kadar önem kazandığını gördüklerini kaydetti.

Bayraktar, bu bağlamda kamu çalışanlarının, kamu diplomasisi ve kamusal iletişim konularında gerekli bilince sahip olmalarının önem kazandığına değindi.

İletişim Eğitim Programı’na değinen Bayraktar, dezenformasyonu önemli bir silah olarak kullanan sosyal medyanın, diplomasi ve habercilik ekseninde bilinçli olarak ele alınması gereken bir husus olduğunu kaydetti.

 

 

Devamını Oku

Kıbrıs

47.Güzelyurt Portakal Festivali etkinlikleri çerçevesinde Çocuk Şenliği yapıldı

Published

on

By

47. Güzelyurt Portakal Festivali etkinlikleri kapsamında Çocuk Şenliği yapıldı.

Şenlikte çocuklar, tahta bacaklar, sihirli şovlar, jonglör gösterileri, canlı heykeller, pandomim gösterileri, ışıklı-ışıksız robotlar ve bubble şov eşliğinde güzel vakit geçirdiler.

Bölgedeki dans okulları ve derneklerinin dans gösterileri sunduğu şenlikte çocuklara özel ücretsiz yiyecek içecek ikramı da yapıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam