Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cevdet Yılmaz: Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet KKTC’dir

Published

on

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Kıbrıs Türkleri, devletini kurarak bağımsızlık yolunda önemli adım atmıştır. Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet KKTC‘dir” dedi.

Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının 41’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında gerçekletirilen törende konuştu. Yılmaz, “Kıbrıs Türkü’nün denenmiş, başarısızlığı kanıtlanmış, tükenmiş federasyon modelini hedefleyen eski sürüm BM parametreleriyle kaybedecek vakti yok. Kıbrıs Türkleri, devletini kurarak bağımsızlık yolunda önemli adım atmıştır. Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet KKTC‘dir” ifadesini kullandı.

Cevdet Yılmaz, Kıbrıs’ta federal bir çözüm modelinin söz konusu olmadığını söyledi. İki devletli çözüm vurgusu yaptı. “Uluslararası toplum bunu artık kabul etmelidir” dedi.

Yılmaz şöyle devam etti:

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 41’inci yıldönümü vesilesiyle Lefkoşa’da bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ada’da ve dünyanın dört bir yanında yaşayan Kıbrıs Türklerinin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramını yürekten kutluyorum. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve kalpleri her daim Kıbrıs Türküyle atan milletimizin selamlarını ve kutlama dileklerini iletiyorum. 41 yaşına basan, Doğu Akdeniz’in parlayan yıldızı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 41 kere maşallah diyorum!

“15 Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs Türkü için bir dönüm noktasıdır”
Uğradığı zulümlere, karşı karşıya kaldığı tüm zorluklara rağmen asla yılmayan, sahip olduğu mücadele ruhundan ödün vermeyen Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini dünyaya ilan ettiği gündür bugün… Vatanından asla vazgeçmeyeceğini, bağımsızlığından asla taviz vermeyeceğini ve asla esaret altında yaşamayacağını haykırdığı gündür.

Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz, asırlar boyunca karşılaştığı tüm zorluklara rağmen varlığını sürdürmüş, kültürünü ve kimliğini koruyarak adadaki asli unsur olmaya devam etmiştir.
Birkaç ay önce, Kıbrıs Türklerinin yaşadığı zulme son veren ve Ada’ya barış ve huzur getiren Kıbrıs Barış Harekâtı’nın da 50’inci yıl dönümünü idrak etmiştik. Bu vesileyle, Mutlu Barış Harekatı’na siyasi liderlik yapan merhum Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı rahmetle ve minnetle yad ediyorum.

Barış Harekâtı’nın sağladığı güvenlik ve özgürlük ortamı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanına imkân tanımıştır. Rum kesimi dahil tüm adada barış, huzur ve istikrar sağlanmıştır.
Enosis hayali uğruna her türlü mezalimi gerçekleştirenlerin önleri mukavemet ruhuyla kesilmiştir.
Kıbrıs Türkleri kendi devletini kurarak bağımsızlık yolunda önemli bir adım atmış; milli iradesini kararlılıkla ortaya koymuştur.

Bugün Kıbrıs Adası’ndaki tek meşru devlet; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir!
Göklerde ay yıldızlı bayraklarımızı yan yana görmek hepimiz için iftihar vesilesidir.
Bayraklarımız, huzur ve refahın teminatıdır.

Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi uğruna canlarını ortaya koyan kahraman Mehmetçik ve Mücahitlerimizi bir kere daha bu vesileyle rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
Bugün burada gür bir sesle bir kez daha ifade etmek isterim ki, Kıbrıs meselesi hepimizin davasıdır. Milli davamızdır.

“Rumların samimi olmadığı açıktır”
Rumların ortaklık devletini gasp etmesinin üstünden 61 yıl geçti. İki taraf arasında 1968 yılından bu yana aralıklarla yapılan tüm müzakere süreçlerinde, Kıbrıs meselesine adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm için ortaya samimi-yapıcı bir irade koyan, iyi niyetle yaklaşan taraf daima Kıbrıs Türk tarafı olmuştur. Peki ya Rumlar?

Yapılan tüm müzakerelerde uzlaşmaz bir tavır sergiledikleri tarihin kanıtlarına geçmiş bir gerçektir.
Buna rağmen halen federasyon istediklerini, çözüm istediklerini dillendiriyorlar.

1963 yılında ortaklık devletini silah zoruyla yıkan, 2004 yılında Annan Planı’nı reddeden, 2017 yılında Crans-Montana’da masadan kaçan onlar değil miydi?

Kıbrıs Türk’ü ana vatan ve garantör Türkiye’nin gerçekleri çok iyi kavradığını her halükarda bilmelidir. Çok şükür ki hakikati gören gözlere kurulan tuzakları fark eden devlet aklına ve geleceğimize ışık tutan tarih şuuruna sahibiz. Rum Kesimi, Ada’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türkleri ile siyasi gücü ve refahı, siyasi eşitlik temelinde asla paylaşmak istemediler, istemiyorlar.
Kıbrıs Türklerini “azınlık” olarak görüp, sözde devletlerine yama yapmaya çalışıyorlar.

Kıbrıs Türkü’nün denenmiş ve başarısızlığı kanıtlanmış, tükenmiş federasyon modelini hedefleyen eski sürüm BM parametreleri ile kaybedecek vakti yoktur. Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonunu tüm kuvvetimizle destekliyoruz. Federal bir çözüm modeli artık söz konusu değildir.

Ada’nın gerçeklerini ve iki tarafın da iradesini yansıtmayan hiçbir önerinin bizi çözüme götürmeyeceği apaçık ortadadır. Gerçeği duymak istemeyenler olsa da, Ada’da iki ayrı halk ve 41 yıllık KKTC devlet gerçeği vardır. 41 yıl önce bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmuş olması, bu gerçeği gözler önüne sermektedir. Uluslararası toplum da bunu artık kabul etmelidir.
Rumlar, Annan Planı’nı reddetmelerine rağmen, Topluluğun ilkelerini çiğneme pahasına Avrupa Birliği’ne üye olarak kabul edildiler ve bu durum onların rahat bir konfor alanında yaşamalarını sağladı. Buna karşılık, Kıbrıs Türkleri haksız ve insanlık dışı izolasyonlara maruz bırakıldılar.
Bu şartlar altında Kıbrıs Türklerinin, kendi hakları olan egemen eşitliklerinin ve uluslararası alanda eşit statüye sahip olduklarının tanınmasını istemeleri son derece doğaldır!

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 79. Genel Kurulu’na hitaplarında bir kez daha ifade ettikleri üzere, “uluslararası toplum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımalı, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmalıdır”. Ada’daki gerçekler temelinde, herkesin istikrarına ve refahına hizmet edecek bir çözüm ancak böyle mümkün olabilecektir.

Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın Azerbaycan’da gerçekleşen Şuşa Zirvesinin ardından Bişkek’te Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’ne onur konuğu olarak davet edilmesi, bu desteğin somut bir yansımasıdır ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına verilen güçlü bir mesajdır. Kıbrıs Türkü’nün her türlü zorluğa rağmen, büyük fedakârlıklarla kurduğu ve çatısı altında güvenle yaşadığı devletinden vazgeçmesini hiç kimse beklemesin.

“Kıbrıs Türkü elde ettiği kazanımlardan asla geriye gitmeyecektir”
Ana vatan ve garantör Türkiye, Kıbrıs Türkü’nün ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her zaman yanındadır, yanında olacaktır.

Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının korunması için var gücüyle çalışmaya devam edecektir.
Ayrıca, Doğu Akdeniz’in tüm bölge halkları için barış denizi olması yönünde çalışıyoruz. İnanıyoruz ki bölgesel barış tüm halkların huzurunu ve refahını artıracaktır.
Bölgeye yönelik dış güçlerin emperyalist tasarımları ve müdahale çabaları hiç kimseye fayda getirmeyecektir.

Bu çerçevede, Filistin davasına olan desteğimiz de kesintisiz devam ediyor.
Adaletin ve uluslararası hukukun gereği olarak, Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine omuz vermeyi, Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan katliamlara karşı duruşumuzu sürdürüyoruz.

Doğu Akdeniz’de barış ve istikrar arayışımız, Filistin’de de hak ve adaletin tesis edilmesiyle güçlenecektir. Uluslararası hukukun, kanun ve kuralların içinin boşatılması hiç kimseye huzur getirmeyecektir.

Mazlumun yanında durmak, insanlık onurunun bir gereğidir. Birliğimizi ve gücümüzü artırarak, iç cephemizi tahkim ederek özgüven içinde geleceğimizi inşa edeceğiz.

Kıbrıs’ta gösterdiğimiz dayanışmanın bir benzerini, mazlum Filistin halkıyla olan kardeşlik bağımızda da kararlılıkla sürdüreceğiz. Ateşkesi, insanı yardımlar, iki devletli siyasi çözümü tüm imkânlarımız ile savunmaya devam edeceğiz.

Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin kendi vatanlarında hak ettiği refah içinde yaşaması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturulması öncelikli hedefimiz olmaya devam ediyor.

“Türkiye Yüzyılı aynı zamanda Kıbrıs Türklerinin yüzyılı olacaktır”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz bir şekilde ifade ettiği üzere, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkları sürece eksik kalmaya mahkûmdurlar.

Kıbrıs Türkü’nü haksız izolasyonlar ile yıldırmaya çalışsalar da, bizler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin inşası ve ihyası için el birliğiyle çalışıyoruz.

2024 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması, ekonomik kalkınma ve sosyal refah yönünde bu çabalarımızın en somut göstergesidir.

Tarımsal sulamadan enerji arzı güvenliğine, ulaşımdan eğitime, sosyal konutlardan e-devlet çalışmalarına kadar Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yaşam standartlarını yükseltecek birçok projeyi hayata geçirdik. Bunları geliştirmeye ve üstüne yenilerini eklemeyi sürdürüyoruz.

Dün, Türkiye tarafından inşa edilen ve donatılan 24 Aralık 1963 Girne Asker Hastanesi’nin resmi açılışını gerçekleştirerek, askerlerimizin, vatandaşlarımızın ve KKTC vatandaşlarının kullanımına sunduk.

Cumhuriyete ulaşma yolunda çekilen acıların önemli bir sembolü olan 24 Aralık 1963 tarihini bu hastane ile ölümsüzleştirmiş olduk.

Kıbrıs Türkü birlik ve beraberliğini sürdürdüğü müddetçe, ana vatanın da desteğiyle, her geçen yıl daha da ileri gidecektir.

Tüm çabamız Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yaşam standartlarını yükseltmek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin istikbalini ve refahını ilelebet güvence altına almak içindir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılında olduğu gibi, Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da Türkiye Cumhuriyeti yanınızdadır, her zaman yanınızda olacaktır.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yeniboğaziçi Şehitleri törenle anıldı

Published

on

By

1964-1974 tarihleri arasında Boğaziçi köyünde şehit düşen 8 kişi bugün düzenlenen törenle anıldı.

Kahraman şehitlerimiz bir kez daha saygı ve minnetle anıldı. Boğaziçi Şehitler Anıtı’nda yer alan tören çelenklerin anıta
konulmasıyla başladı.

Saygı duruşu ve saygı atışının ardından İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi. Günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yapan Yeniboğaziçi İlkokul Öğretmeni Zehra Güçlüsoylu, 15 Kasım’ın tarihçesinden bahsederek Geçitkale köyünde bir kişinin diri diri yayılarak vahşice şehit düşürüldüğünü anlattı.

Yeniboğaziçi İlkokulu öğrencilerinden Eşref Akil’in “Şehitlerimize Ağıt” isimli şiiri okumasının ardından törende günün anlam ve önemine ilişkin ikinci konuşmayı Yeniboğaziçi Belediye Başkanı Katip Demir yaptı.

Şehitler sayesinde bu topraklarda özgürce yaşadıklarını vurgulayan Demir, vatan savunmasında hayatını kaybeden şehitleri rahmet ve saygıyla andığını kaydetti. Tören din görevlisinin okuduğu dua ile sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Yolumuz mücadele yoludur, Türkiye ile birlikte geleceğin yoludur

Published

on

By

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 41’inci kuruluş yıl dönümü kutlamaları kapsamında Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda resmigeçit töreni düzenlendi.

Törene Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, TBMM adına TBMM Başkan Vekili Celal Adan, Başbakan Ünal Üstel, Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ, 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, TC Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, KTBK Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, GKK Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü, ana muhalefet partisi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Türkiye ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bakanlar, bazı milletvekilleri, askeri erkan, kurum, kuruluş, dernek temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Törende,  bazı siyasi parti temsilcileri, Türkiye ve Azerbaycan’dan gelen heyetler de yer aldı.

Tören, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın tören birliklerini denetlemesi ve halkın bayramlarını kutlamasıyla başladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın cevabının yer aldığı mesaj teatisinin ardından Lefke ve Erenköy’den getirilen bayraklar Cumhurbaşkanı’na takdim edildi.

– Erdoğan: “KKTC’nin geleceğe emin adımlarla ilerlemesi bizler için büyük gurur kaynağıdır”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mesajında, şu ifadelere yer verdi:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 41’inci yıldönümü münasebetiyle Zat-ı Devletleri’ne ve Kıbrıs Türkü kardeşlerime en kalbi tebriklerimi iletiyorum.

Kıbrıs Türk halkının 60 yılı aşkın bir süredir verdiği destansı varoluş mücadelesinin en kıymetli tezahürü olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, kuruluşundan bu yana egemenliğini her geçen gün daha da tahkim etmek suretiyle geleceğe emin adımlarla ilerlemesi bizler için büyük gurur kaynağıdır.

Kıbrıs meselesinin Ada’daki gerçekler temelinde, adil ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşması, ancak Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili ve haklarının teslim edilmesiyle mümkün olacaktır. BM 79. Genel Kurulu’nda bu sene bir kez daha kayda geçirdiğim gibi, uluslararası toplum üzerine düşeni artık yapmalı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyarak ülkeniz ile diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler tesis edilmesinin önü açılmalıdır.

Kıbrıs Türkü’nün varlığını teminat altına alan ve Ada’ya barış getiren Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılını idrak ettiğimiz bu özel senede, Anavatan ve Garantör Türkiye Cumhuriyeti’nin her daim Kıbrıs Türk halkının yanında olmaya, hak ve hukukunu korumaya devam edeceğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Bu onurlu günde büyük Türk Milleti’nin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü’nün gurur ve coşkusunu kıvançla paylaşıyor, Milletim ve şahsım adına 15 Kasım Cumhuriyet Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.”

Tatar: “Yolumuz mücahidin yoludur, Türkiye ile birlikte geleceğin yoludur”

Törende, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar, burada yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda çok acılar çektiğini, göçler yaşadığını, soykırımlardan geçtiğini hatırlatarak, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukları olarak, onun ışığında bu mücadeleyi başarıyla sürdürmenin gururu içerisinde olduklarını kaydetti.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının egemenlik temelinde sürdürmekte olduğu yeni siyasetin önemine vurgu yaptığı konuşmasında, “Egemenlik bizim özden gelen hakkımızdır, pazarlığa tabi değildir.” dedi, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tesciliyle yeni bir müzakere sürecine girilebileceğini yineledi.

Kıbrıs meselesine ilişkin, geçen ay içerisinde Birleşmiş Milletler himayelerinde liderlerin gayri resmi yemek toplantısında bir araya geldiğini anımsatan Tatar, bu toplantıda artık Kıbrıs Türk halkına yönelik izolasyon ve ambargoların kaldırılması gerektiğini ancak son zamanlarda Rum tarafının tam tersine baskılarının artmakta olduğunu ifade ettiğini söyledi.

“Adadaki hiçbir zenginliği Kıbrıs Türk halkıyla paylaşma niyetinde olmadığı açık olan Güney Kıbrıs’la artık bir federasyon devletinin kapandığını” ifade eden Tatar, yapılması planlanan sonraki geniş kapsamlı toplantılarda da gelecek süreçler için yeni önerilerin ve iş birliklerinin değerlendirileceğini dile getirdi.

Tatar “Bizim yolumuz mücahidin yoludur, Türkiye ile birlikte geleceğin yoludur.” dedi, Kıbrıs Türk halkının kimsenin hakkında gözü olmadığını, talebinin Doğu Akdeniz’de umutla geleceğe yürüyebilmek, barış ve huzur içerisinde yaşayabilmek olduğunu vurguladı.

TDT’ye gözlemci üye olarak kurum ve kuruluşların çeşitli toplantılara katılmasıyla Kıbrıs Türk halkının yeni kazanımlar da elde ettiğini belirten Tatar, bunların KKTC’nin bağımsız bir Türk Devleti olarak yoluna devam ettiğinin göstergesi olduğunu söyledi.

– Yılmaz: “Tüm imkanlarımız ve gücümüzle iki devletli çözüm vizyonunun arkasındayız”

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise, konuşmasında, adada ve dünyanın yer yerinde yaşayan Kıbrıs Türklerinin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye halkının selamlarını iletti.

Yılmaz, “41 yaşına basan Doğu Akdeniz’in parlayan yıldızı KKTC’ye 41 kere maşallah diyorum.” dedi.

15 Kasım 1983 tarihinin Kıbrıs Türkü için bir dönüm noktası olduğunu, vatanından asla vazgeçmeyeceğini, bağımsızlığından taviz vermeyeceğini haykırdığı gün olduğunu söyleyen Yılmaz, yan yana duran TC ve KKTC bayraklarının huzurun ve refahın teminatı olduğunu kaydetti, “Kıbrıs meselesi hepimizin davasıdır. Milli davadır.” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, “Kıbrıs Türkü’nün denenmiş ve başarısızlığını kanıtlanmış Birleşmiş Milletler parametreleriyle artık kaybedecek vakti yoktur.” diyerek, İki devletli çözüm vizyonuna tüm kuvvetleriyle inandıklarını, tüm imkanları ve güçleriyle bu vizyonun arkasında bulunduklarını kaydetti.

“Adanın gerçeklerini ve iki tarafın da iradesini yansıtmayan çözüm önerilerini kabul etmeyeceğiz.” diye konuşan Yılmaz, adada iki ayrı halk ve 41 yıllık KKTC gerçeği olduğunu ifade etti.

Yılmaz, “Kıbrıs Türkü’nün her türlü zorluğa rağmen büyük fedakarlıklarla kurduğu ve çatısı altında güvenle yaşadığı devletinden vazgeçmesini kimse beklemesin. Kıbrıs Türkü elde ettiği kazanımlardan asla geriye gitmeyecektir. Anavatan Türkiye her zaman Kıbrıs Türkü’nün yanında olacaktır.” dedi.

KKTC’nin sürdürülebilir bir ekonomik yapısına ulaşmasının da öncelikli hedefleri arasında bulunduğunu belirten Yılmaz, 2024 yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Anlaşması’nın bu çalışmaların en somut örneği olduğunu, her alanda yaşam standartlarını yükseltecek projelere devam etme kararlılıklarında bulunduklarını kaydetti.

– Tören resmigeçit ile sona erdi

Halk dansları gösterisi ile TC Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği konserinin ardından tören resmigeçit le sona erdi.

 

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda resmigeçit töreni düzenlendi

Published

on

By

15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda resmi geçit töreni düzenlendi.
Tören, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın tören birliklerini denetlemesi ve halkın bayramlarını kutlamasıyla başladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajı ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın cevabi mesajının teatisinin ardından Lefke ve Erenköy’den getirilen bayraklar Cumhurbaşkanı’na takdim edildi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz,KKTC’nin 41’inci kuruluş yılını kutlayarak başladığı konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk milletinin selam ve sevgilerini iletti, “KKTC’ye 41 kere maşallah” dedi.
15 Kasım’ın Kıbrıs Türkü için bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Yılmaz, “15 Kasım sahip olduğu mücadele ruhundan ödün vermeyen Kıbrıs Türkü’nün egemenliğini ilan ettiği, bağımsızlığından taviz vermeyeceğini ve asla esaret altına yaşamayacağını ilan ettiği gündür” vurgusu yaptı.
Kıbrıs Türkü’nün adadaki asli unsurlardan biri olduğunu ve 20 Temmuz 1974’ün’de 50’nci yılının idrak edildiğini anımsatan Yılmaz,1974 Mutlu Barış Harekatı’nın düzenlenmesinde öncülük eden merhum yöneticiler Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ı da andı.
Barış harekatının yarattığı özgürlük ortamının KKTC’nin ilanına imkan sağladığını ve tüm adaya barış getirdiğini söyleyen Yılmaz, Kıbrıs Türkleri bağımsızlık yolunda adım atarak milli bir irade ortaya koyduğunu söyledi.

Adadaki tek meşru devletin KKTC olduğunu, dalgalanan bayrakların da huzur ve güvenliğin teminatı olduğunu kaydeden Yılmaz, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Küçük, Mehmetçik, Mücahit ve tüm kahramanları rahmet, minnet ve şükranla andı.
Kıbrıs meselesinin milli bir dava olduğunu ifade eden Yılmaz, Rumların ortaklık devletini gasbının üzerinden 60 yıl geçtiğini hatırlattı.
Tüm müzakere süreçlerinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma için çalışan tarafın da daima Kıbrıs Türk tarafı olduğuna işaret eden Yılmaz, “Rumların ise uzlaşmaz bir tavır sergiledikleri tarih kayıtlarına geçmiştir” dedi.

1963’te ortaklık devletini silah zoruyla yıkan, Annan Planı’nı reddeden ve Crans Montana’da masada kaçanın da Rum tarafı olduğunu anımsatan Yılmaz, hakikati gören gözlere, tarih şuuruna sahip Türk milletiyle Rumların siyasi eşitliği asla paylaşmak istemediğine vurgu yaptı.
Yılmaz, “Denenmiş ve başarısızlığı kanıtlanmış, eski sürüm BM parametreleri ile kaybedecek vakit yoktur. Cumhurbaşkanı Tatar’ın ortaya koyduğu 2 devletli çözüm vizyonunun yanında ve arkasındayız. Federal çözüm modeli artık söz konusu değildir. Gerçeği duymak istemeyenler olsa da, adada 2 ayrı halk ve 41 yıllık bir KKTC devleti vardır. Uluslararası toplum da bunu kabul etmelidir. Topluluk ilkelerini çiğneme pahasına Rum tarafı Avrupa Birliği’ne kabul edilmiş, Kıbrıs Türkleri haksız izolasyonlara maruz bırakılmıştır. Tanınmayı istemek de en doğal haktır. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’na hitabında da ifade ettiği gibi ‘Uluslararası toplum KKTC’yi tanımalı, diplomatik ve sosyal ve siyasi ilişki kurmalıdır’ ” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın,Azerbaycan ve Bişkek’teki TDT zirvelerine katılmasının da Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına destek için verilen bir mesa olduğunu ifade eden Yılmaz, bu haklı davadan vazgeçilmesini kimsenin beklememesi gerektiğini söyledi.
Yılmaz, Anavatan ve garantör Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’nin ve Kıbrıs Türkü’nün her zaman yanında olacağını ve çıkarlarının korunması için var gücüyle desteğe devam edeceğini de belirtti.

Doğu Akdeniz’in bir barış denizi olması için çalışmaların süreceğini de dile getiren Cevdet Yılmaz, “Bölge güçleri ve dış emperyalist çabalar sonuç vermeyecek, Filistin davasına da desteğimiz sürecek, Gazze’deki katliamlara karşı duruşumuzu sürdüreceğiz, mazlumun yanına durmak akılcı olduğu kadar onurlu bir davranıştır. Başkalarından yardım beklemeden çalışacak, Kıbrıs’taki dayanışmamız gibi Filistin’dede dayanışmamızı sürdüreceğiz” dedi.

Kıbrıs Türü’nün kendi vatanında hak ettiği refah içinde yaşaması ve sürdürülebilir bir ekonomik yapının öncelikleri olduğunu da söyleyen Yılmaz, “Ulu önder Atatürk’ün de dediği gibi; askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça eksik olur. İzolasyonlara karşı el birliği ile çalışıyoruz. Mali işbirliği anlaşması, tarımsal sulama, enerji arz güveliği, sosyal konutlar ve e-devlet çalışmalarına yenileri de eklenecek.Dün inşa edilen ve donatılan 24 Aralık 1963 Girne Aker Hastanesi askerler, TC ve KKTC vatandaşlarının kullanımına sunuldu, hayırlı olsun. Bu önemli tarih de hastane ile ölümsüzleşmiş oldu.

Anavatan’ın desteği ile KKTC her yıl daha da ileri gidecek. KKTC’nin yaşam standarlarını yükselterek,geleceği güven altına alacağız.Türkiye Cumhuriyeti’nin 2’nciyüzyılında da Türkiye yanınızda olmaya devam edecek ve bu Kıbrıs Türkleri’nin de yüzyılı olacak. KKTC’nin asırlık bir çınara dönüşmesini diliyorum Yaşasın TC, yaşasın KKTC” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da törende yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk Halkı’nın bu topraklarda çok acılar çektiğini, göçler yaşadığını ve soykırımlardan geçtiğini ama hiç yılmadığını belirtti.

Kıbrıs Türk Halkı’nın başka milletlerin esareti altında yaşamamak için, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Kurtuluş ve İstiklal savaşlarında verdiği mücadele gibi Rum Yunan ikilisine karşı direndiğini söyleyen Tatar, 41 yıl önce Rauf Raif Denktaş öncülüğünde Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin oy birliği ile Kıbrıs Türkü’nün meşru istek ve iradesine uygun olarak KKTC’yi bağımsız bir devlet olarak ilan ettiğini anlattı.

Kıbrıs Türk Halkı’nın, zor süreçlerden geçmiş, kendi devletini kurmuş ve bağımsızlık ve hürrüyetin ne olduğunu bilen bir halk olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk Halkı’nın zor süreçleri Anavatan Türkiye sevgisi ile yürütebildiğini kaydetti…
Cumhurbaşkanı Tatar, Egemenlik temelinde sürdürülen milli davanın dayanağının Kıbrıs Türk Halkı’nın özden gelen hakkı olduğunu ve pazarlığa tabi olmadığının altını çizdi.

Tatar “Artık egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüz kabul edilirse ancak masaya oturacağımızı her platformda haykırıyoruz” diyerek Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bunu her platformda seslendirmesi ile yeni siyasetin zeminin güçlendiğini söyledi.

Sürdürülen yeni siyaseti Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer platformlarda anlatmaya devam ettiklerine dikkati çeken Tatar, her ortamda Kıbrıs Türk Halkı’na destek veren ve haklı davasını anlatan Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm Büyükelçileri’ne de teşekkür etti.

Tatar, Ekim ayında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in davetiyle gerçekleştirilen gayrıresmi yemekte izolasyonların artık kalkması gerektiğini ifade ettiğini ancak aksine son zamanlarda Rum tarafının turizm, eğitim, inşaat ve emlak sektörüne saldırmasının KKTC’ye zarar verme niyetinde olduklarını ama bu girişimlerinin beyhude olduğunu söyledi.

KKTC‘nin haklı davasından ve temel ilkelerinden asla vazgeçmeyeceklerini de söyleyen Tatar, karşı taraf ile egemenlik temelinde iş birliğine hazır olduklarını vurguladı.

Tatar, BM Genel Sekreteri’nin anavatanların da yer alacağı geniş katılımlı bir toplantı için arayış içerisinde olduğunu da aktardı.

“Kıbrısta iki eşit devlet modeli bizler için artık vazgeçilmezdir” diyen Tatar, adanın ne güzelliklerini ne de zenginliklerini paylaşmak istemeyenin Rum tarafı olduğunu vurguladı.
Tatar “Bizim yolumuz Mücahidin yoludur, Türkiye ile birlikte yolumuzdur. Kıbrıs Türk Halkı olarak bu topraklarda tek istediğimiz umutla geleceğe yürüyebilmek, barış ve huzur içinde yaşayabilmektir. Kimsenin hakkında gözümüz yok Biz kendi hakkımızın arayışı içerisindeyiz” diye konuştu.

KKTC’nin ekonomik gelişimi, refahı ve gelişmişliğini artırmak için her türlü çaba içerisinde olduklarını da söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Başbakan Ünal Üstel ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin güçlü işbirlikleri yaptıklarını anlattı ve yeni mali protokolün bir an önce hazırlanarak yürürlüğe girmesinin en büyük temennisi olduğunu ifade etti.

Tatar “Dünyada krizlerin olduğu bir dönemde KKTC’nin mali durumunun daha da güçlenmesi önem taşıyor” diyerek, KKTC’nin gelişmesinin ona olan inancı daha da artıracağını belirtti.

Tatar konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti ile yapılan işbirliklerine de işaret etti…

Türkiye Cumhuriyeti ile yapılan temas ve işbirlikleri sayesinde KKTC’ye yatırımların arttığına da işaret eden Tatar, bunun da Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’ye sahip çıktığının bir göstergesi olduğunu ifade etti ve “Türkiye Cumhuriyeti ile yaptığımız bir takım anlaşmalar çok daha güçlü adımlarla yürütebilmemizin garantisidir” dedi.

Tatar, bölgede yaşananlara bakıldığında Mavi Vatanın ne kadar önemli olduğunun görüldüğünü kaydederek, KKTC’nin bütün Türk dünyasının en güneydeki bir serhat vatanı olduğunu belirtti.

Kıbrıs Türk Halkı’nın yalnız olmadığına da işaret eden Tatar, “Bizim arkamızda 85 milyon Türkiye ve yurt dışında yaşayan binlerce Kıbrıslı Türk vatandaşımız vardır” dedi.

Konuşmaların ardında tören halk dansları gösterileri, Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği Konseri ve resmi geçit ile tamamlandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam