Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Çin devlet medyasından Tayvan’a “savaş uyarısı” yorumu

Çin’in son 4 günde Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası’na çok sayıda savaş uçağı sokması, ülke medyasında Tayvan’daki bağımsızlık eğilimli hükümete ve destekçilerine savaş uyarısı olarak yorumlandı.

Published

on

Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluş yıl dönümünün kutlandığı Ulusal Gün ve izleyen 3 günde devlet medyasında yer alan haber ve yorumlarda, Tayvan’ın ilan ettiği ADIZ’daki uçuşların milli gurur vesilesi olarak görülmesi dikkati çekti.

Ülkenin etkin gazetelerinden ve parti yönetimine yakınlığıyla bilinen Global Times’ta yer alan yorumlarda, uçuşların Tayvan’da hükümetteki Demokratik İleri Parti’nin (DPP) bağımsızlık yanlısı eğilimlerine ve onu destekleyen dış güçlere verilen bir mesaj olduğu ifade edildi.

Askeri geçit töreni benzetmesi

Gazete, 3 Ekim’de yayımladığı baş yazıda, söz konusu uçuşlar için “Ulusal Gün’e yakışan bir askeri geçit töreni” yorumunu yaptı.

Uçuşların daha önce Ulusal Gün kutlamalarında Tiananmen Meydanı’nda yapılan askeri geçit törenlerine benzetildiği yazıda, “Bu, Çin’in ada üzerindeki egemenliğinin açık ve kuşkuya yer bırakmayan beyanıdır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin 72’nci kuruluş yıl dönümüne yakışan bir eylemdir. Ülke genelinde halkımıza büyük cesaret vermiştir. Ulusal Gün’ün önemini vurgulayarak yeni bir mertebeye yükseltmiştir.” ifadelerine yer verildi.

Yazıda uçuşların, Çin’in bölgedeki egemenlik haklarını korumaktaki kararlılığının yanı sıra, hava kuvvetlerinin gücünü ve operasyon kapasitesini ortaya koyduğu belirtildi.

“Uyarmanın vakti geldi: Savaş, gerçek”

Gazete, dün yayımladığı başyazıda ise bu kez uçuşların Tayvan ayrılıkçılarına yönelik bir “savaş uyarısı” olduğu değerlendirmesinde bulundu.

“Tayvan ayrılıkçılarını ve onların destekçilerini uyarmanın vakti geldi: Savaş, gerçek” başlıklı yazıda, DPP iktidarı bölgedeki artan askeri gerilimden sorumlu tutuldu.

Yazıda, DPP’nin 2020’de iktidara gelmesinin ardından bölgedeki barışçı atmosferin bozulduğu belirtilerek, “DPP liderleri sürekli olarak otoriter idareye karşı demokratik dünyanın ön cephesinde yer aldıkları iddiasını öne sürüyor. ABD, Japonya ve DPP yetkilileri arasındaki stratejik suç ortaklığı giderek cesaretleniyor.” denildi.

Bu koşullarda Tayvan Boğazı’ndaki durumun her an bir savaşın patlak verebileceği sürekli bir cepheleşme haline geldiğinin vurgulandığı yazıda, “Belli ki Çin anakarasının kapsamlı askeri mücadele hazırlığı için perde açılmıştır. Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun Tayvan Boğazı’ndaki askeri tatbikatları bundan böyle Çin’in adadaki egemenliğini vurgulamakla sınırlı kalmayacak, Tayvan Adası’nı geri almaya yönelik seferberlik, harekat, saldırı ve lojistik hazırlıkları uygulamak üzere yapılacaktır.” yorumu yapıldı.

Çin’de Halk Cumhuriyeti’nin ilanının kutlandığı 1 Ekim Ulusal Günü ve onu izleyen 3 günde toplam 149 uçak, Tayvan’ın ADIZ ilan ettiği bölgeye girmişti.

Tayvan Savunma Bakanlığı, 1 Ekim’de 38, 2 Ekim’de 39, 3 Ekim’de 16 ve 4 Ekim’de 56 savaş uçağının hava savunma tanımlama sahasına girdiğini bildirmişti.

Çin’in Tayvan’ın ADIZ ilan ettiği bölgeye yönelik uçuşlarını, uçak sayısını artırarak sürdürmesi, bölgede gerilimin tırmandığının işareti olarak yorumlanıyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İran, MOSSAD karargahını vurdu

Published

on

By

İran Devrim Muhafızları Ordusu, Tel Aviv’deki MOSSAD ve Askeri İstihbarat Müdürlüğünün hedef aldığını duyurdu. “Operasyon başarıyla gerçekleşti, merkez şu an yanıyor” dedi.

İsrail İran’a 5 gündür saldırıyor. Karşılığında Tahran, füzelerle misilleme yapıyor. İsrail’in pek çok noktasında sirenler çaldı. “Sığınaklara girin” uyarısı yapıldı.

İran, MOSSAD karargahını vurduğunu duyurdu. Açıklama, İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapıldı.

İsrail ordusuna ait İstihbarat Birimi Aman(AMAN) ve MOSSAD Karargahı vurulduğu ifade edildi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu açıklamasında, “MOSSAD Karargahı yanıyor” dedi.

Açıklama, İran Devlet Radyosu’ndan duyuruldu, tekbirlerle kutlandı. İsrail’den ise henüz bir açıklama gelmedi.

İsrail, üst düzey komutanını öldürdüğünü iddia etti
İsrail ordusu, Tahran’a düzenlediği bir saldırıda İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (IRGC) Khatam el-Enbiya Merkez Karargâhı Başkanı Ali Shadmani’yi suikastla öldürdüğünü açıkladı.

Ordu açıklamasında, Shadmani “İran’ın en üst düzey askeri komutanı” ve “İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’e en yakın isim” olarak tanımlandı.

İran’dan ise konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama gelmedi.

Shadmani, aynı karargâhın bir önceki başkanı Gholamali Rashid’in hafta başında İsrail tarafından suikastla öldürülmesinin ardından bu göreve getirilmişti.

İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef olan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Dünya

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in saldırılarını kınadı

Published

on

By

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını kınadı ve bölgesel sükunet ve nükleer silahsızlanma çağrısı yaptı.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin farklı ülkelerden mevkidaşlarıyla gerçekleştirdiği diplomasi trafiğinin ardından 21 Arap ve İslam ülkesinin dışişleri bakanları tarafından ortak yazılı açıklama yapıldı.

Mısır haber ajansı MENA’ya göre, ortak açıklamaya, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Pakistan, Bahreyn, Brunei, Türkiye, Çad, Gambiya, Cezayir, Komorlar, Cibuti, Suudi Arabistan, Sudan, Somali, Irak, Umman, Katar, Kuveyt, Libya, Mısır ve Moritanya imza attı.

Ortak açıklamada, İsrail’in, 13 Haziran’dan bu yana İran’a düzenlediği saldırılar ile uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletlerin ilke ve amaçlarını ihlal eden her türlü eylem kınananarak, devletlerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, iyi komşuluk ilkelerine ve anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesine saygı gösterilmesi gerektiği kaydedildi.

Tüm bölgenin güvenliği ve istikrarı için ciddi sonuçlar doğurabilecek bu gerilimden derin endişe duyulduğu belirtilen açıklamada, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının durması gerektiği, gerginliğin azaltılması ve kapsamlı sükunet sağlanması için de çalışılmasının önemli olduğu vurgulandı.

Açıklamada, nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir Orta Doğu inşasının önemine dikkati çekilerek, bölge ülkelerinin tamamının hızlıca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na taraf olması gerektiği ifade edildi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından teminat altına alınmış olan nükleer tesislerin hedef alınmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, bunun 1949 Cenevre Sözleşmesi uyarınca uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali olduğuna işaret edildi.

Açıklamada, İran’ın nükleer programı konusunda sürdürülebilir bir anlaşmaya varmanın tek yolunun mümkün olan en kısa sürede müzakere masasına geri dönmek olduğunun altı çizildi.

Bölgedeki krizleri çözmenin tek yolunun diplomasi, diyalog ve uluslararası hukuk kuralları olduğu ifade edilen açıklamada, mevcut krizin de askeri yollarla çözülemeyeceği vurgulandı.

⁠İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı da 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Dünya

İran’dan İsrail halkına “ülkeyi terk etmeleri” çağrısı

Published

on

By

İran Silahlı Kuvvetler Basın Sözcüsü Rıza Seyyad, İsrail halkına seslendiği açıklamasında, İsrail’i terk etmeleri çağrısında bulunarak hayatlarını kurtarmalarının tek yolunun bu olduğunu söyledi.

İran devlet televizyonu, Silahlı Kuvvetler Basın Sözcüsü Seyyad’ın İsrail’in terk edilmesi çağrısı yaptığı açıklamasını yayımladı.

Açıklamasında İsrail halkına seslenen Seyyad, “İşgal altındaki toprakları terk edin, bu, hayatınızı kurtarmanın tek yoludur.” ifadesini kullandı.

İsrail’in saldırılarına “ezici ve pişmanlık verici” bir cevap vermekten başka kendilerine bir seçenek bırakılmadığını belirten Seyyad, “Cesur İran savaşçılarının yıkıcı tepkisinin kapsamı şüphesiz işgal altındaki toprakların tamamını kapsayacaktır.” dedi.

Askeri, güvenlik ve karar alma merkezileri ile İsrailli komutan ve bilim adamlarının ikametgahları başta olmak üzere birçok önemli yerin vurulduğunu kaydeden Seyyad, “İşgal altındaki toprakları terk edin, çünkü gelecekte sizin için kesinlikle yaşanabilir olmayacaklar. Suçlu rejimin sizi canlı kalkan olarak kullanmasına izin vermemeniz gerektiğini vurguluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Seyyad ayrıca, sığınaklarda bulunmanın güvelik sağlamayacağı uyarısında bulundu.

– İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma

İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda hayatını kaybederken, toplam sivil can kaybı da 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede ise 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Trending

Reklam