Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Çin jetleri Tayvan hava sahasına girdi

Tayvan, Çin Halk Kurtuluş Ordusuna ait 4 savaş uçağının Tayvan Hava Savunma Tanımlama Sahası’na girdiğini duyurdu.

Published

on

Tayvan Savunma Bakanlığı, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 4 J-16 savaş uçağının gece saatlerinde hava savunma sahasının güneybatı bölümüne girdiğini duyurdu.

Açıklamada, uçakların telsizle uyarıldığı, faaliyetlerini izlemek üzere sivil devriye uçakları ile hava savunma füze sistemlerinin devreye sokulduğu bildirildi.

Bakanlık, dün Twitter’dan yaptığı açıklamada, gündüz saatlerinde 52 savaş uçağının ADIZ’ın güneybatı bölgesine girdiğini belirtmişti.

Toplamda 56’ya ulaşan uçuşlar, Tayvan’ın kayıtlarını tutmaya başladığı Eylül 2020’den bu yana bir günde tespit ettiği en çok sayıda uçağın katıldığı “ihlal” oldu.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilanının kutlandığı 1 Ekim Çin Ulusal Günü ve onu izleyen 2 günde toplam 93 uçak, Tayvan’ın ADIZ ilan ettiği bölgeyi ihlal etmişti.

Tayvan Savunma Bakanlığı, 1 Ekim’de 38, 2 Ekim’de 39, 3 Ekim’de ise 16 savaş uçağının hava savunma tanımlama sahasına girdiğini bildirmişti.

Çin’in Tayvan’ın ADIZ ilan ettiği bölgeye yönelik uçuşlarını, uçak sayısını artırarak sürdürmesi, bölgede gerilimin tırmandığının işareti olarak yorumlanıyor.

ABD’den tepki

ABD, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na (PLA) ait 52 savaş uçağının, Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Sahası (ADIZ) ilan ettiği bölgeye girmesini “provokatif” bir eylem olarak nitelendirerek, Çin’in Tayvan’a karşı tutumundan dolayı “endişeli” olduklarını bildirdi.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, dünkü günlük basın toplantısında, “Çin’in Tayvan yakınlarındaki provokatif askeri eylemlerinden dolayı endişeliyiz. İstikrarı bozma riski taşıyan ve yanlış hesaplar içeren bu eylemler bölgesel barış ve istikrarı baltalamaktadır.” ifadesini kullanmıştı.

Çin’e Tayvan’a karşı askeri, diplomatik ve ekonomik baskı ve zorlamalara son verme çağrısı yapan Psaki, Tayvan’a olan desteklerini sürdüreceklerini ve bölgedeki gelişmeleri yakından izlediklerini kaydetmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price da önceki gün yaptığı açıklamada, Çin’in Tayvan çevresindeki askeri faaliyetlerinin, “provokatif olduğunu”, “hesap hatası riski taşıdığını”, “bölgesel barış ve istikrarı tehdit ettiğini” belirtmişti.

ABD’nin Tayvan’a öz savunma kapasitesini koruması için yeterli desteği sürdüreceğini vurgulayan Price, “Pekin yönetimine Tayvan üzerindeki askeri, diplomatik ve ekonomik baskı ve zorlamalarına son vermeye çağırıyoruz.” değerlendirmesinde bulunmuştu.

Çin’den ABD’ye yanıt

Öte yandan, Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price’ın beyanına yanıt olarak yaptığı yazılı açıklamada, Tayvan’ın Çin’e bağlı olduğu ve ABD’nin bu konuda yorum yapma konumunda olmadığını belirterek, “ABD tarafının söz konusu beyanları ‘tek Çin’ ilkesini ve Çin-ABD ortak bildirisinde belirtilen şartları ihlal etmekte, son derece yanlış ve sorumsuz bir mesaj vermektedir.” ifadelerini kullandı.

ABD’nin uzun zamandır Tayvan’a silah satarak ve ada ile resmi ve askeri bağlarını güçlendirerek olumsuz eylemlerde bulunduğunu, ABD savaş uçaklarının adaya indiğini ve savaş gemilerinin sıklıkla Tayvan Boğazı’nda seyrettiğini vurgulayan Hua, “Bu provokatif eylemler Çin-ABD ilişkilerine, bölgesel barış ve istikrara zarar vermektedir. Çin bunlara karşıdır ve gerekli karşı tedbirleri almaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Hua, Çin’in Tayvan’ın bağımsızlığına yönelik tüm girişimleri engellemek için gereken tedbirleri alacağını, ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü kararlılıkla koruyacağını vurguladı.

Bu yıl 200 günde ihlaller tespit edildi

Tayvan’ın resmi istatistiklerine göre, Çin savaş uçakları bu yıl 200 günde ADIZ’a yönelik ihlallerde bulundu.

Tayvan, daha önce 15 Haziran’da 28, 5 Eylül’de 19, 16 Eylül’de 9 ve 23 Eylül’de de 24 savaş uçağının ADIZ’a girdiğini rapor etmişti.

Uluslararası hukukta tanımı bulunmayan ve herhangi bir uluslararası otorite tarafından denetlenmeyen Hava Savunma Tanımlama Sahası (ADIZ), genelde ülkeler tarafından tek taraflı ilan ediliyor. Tanımlama sahası, ülkenin tanımlı hava sahasını ihlal niyeti olmayan sivil uçakları kapsamına almıyor ancak bölgeye giren askeri uçaklar potansiyel tehdit olarak değerlendirilerek uyarılıyor.

Tarihteki ilk ADIZ, ABD Başkanı Harry Truman tarafından Kore Savaşı’nın başlamasının ardından ulusal acil durum düzenlemeleri kapsamında Aralık 1950’de ABD hava sahası için ilan edilmişti. Dünya genelinde 20’ye yakın ülkede, ADIZ tanımı bulunuyor.

Çin-Tayvan anlaşmazlığı

Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.

Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.

Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İran, MOSSAD karargahını vurdu

Published

on

By

İran Devrim Muhafızları Ordusu, Tel Aviv’deki MOSSAD ve Askeri İstihbarat Müdürlüğünün hedef aldığını duyurdu. “Operasyon başarıyla gerçekleşti, merkez şu an yanıyor” dedi.

İsrail İran’a 5 gündür saldırıyor. Karşılığında Tahran, füzelerle misilleme yapıyor. İsrail’in pek çok noktasında sirenler çaldı. “Sığınaklara girin” uyarısı yapıldı.

İran, MOSSAD karargahını vurduğunu duyurdu. Açıklama, İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapıldı.

İsrail ordusuna ait İstihbarat Birimi Aman(AMAN) ve MOSSAD Karargahı vurulduğu ifade edildi.

İran Devrim Muhafızları Ordusu açıklamasında, “MOSSAD Karargahı yanıyor” dedi.

Açıklama, İran Devlet Radyosu’ndan duyuruldu, tekbirlerle kutlandı. İsrail’den ise henüz bir açıklama gelmedi.

İsrail, üst düzey komutanını öldürdüğünü iddia etti
İsrail ordusu, Tahran’a düzenlediği bir saldırıda İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (IRGC) Khatam el-Enbiya Merkez Karargâhı Başkanı Ali Shadmani’yi suikastla öldürdüğünü açıkladı.

Ordu açıklamasında, Shadmani “İran’ın en üst düzey askeri komutanı” ve “İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’e en yakın isim” olarak tanımlandı.

İran’dan ise konuyla ilgili henüz resmi bir açıklama gelmedi.

Shadmani, aynı karargâhın bir önceki başkanı Gholamali Rashid’in hafta başında İsrail tarafından suikastla öldürülmesinin ardından bu göreve getirilmişti.

İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef olan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Dünya

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in saldırılarını kınadı

Published

on

By

Arap ve İslam ülkeleri, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını kınadı ve bölgesel sükunet ve nükleer silahsızlanma çağrısı yaptı.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin farklı ülkelerden mevkidaşlarıyla gerçekleştirdiği diplomasi trafiğinin ardından 21 Arap ve İslam ülkesinin dışişleri bakanları tarafından ortak yazılı açıklama yapıldı.

Mısır haber ajansı MENA’ya göre, ortak açıklamaya, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Pakistan, Bahreyn, Brunei, Türkiye, Çad, Gambiya, Cezayir, Komorlar, Cibuti, Suudi Arabistan, Sudan, Somali, Irak, Umman, Katar, Kuveyt, Libya, Mısır ve Moritanya imza attı.

Ortak açıklamada, İsrail’in, 13 Haziran’dan bu yana İran’a düzenlediği saldırılar ile uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletlerin ilke ve amaçlarını ihlal eden her türlü eylem kınananarak, devletlerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne, iyi komşuluk ilkelerine ve anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesine saygı gösterilmesi gerektiği kaydedildi.

Tüm bölgenin güvenliği ve istikrarı için ciddi sonuçlar doğurabilecek bu gerilimden derin endişe duyulduğu belirtilen açıklamada, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının durması gerektiği, gerginliğin azaltılması ve kapsamlı sükunet sağlanması için de çalışılmasının önemli olduğu vurgulandı.

Açıklamada, nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir Orta Doğu inşasının önemine dikkati çekilerek, bölge ülkelerinin tamamının hızlıca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na taraf olması gerektiği ifade edildi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından teminat altına alınmış olan nükleer tesislerin hedef alınmaması gerektiği vurgulanan açıklamada, bunun 1949 Cenevre Sözleşmesi uyarınca uluslararası hukukun ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali olduğuna işaret edildi.

Açıklamada, İran’ın nükleer programı konusunda sürdürülebilir bir anlaşmaya varmanın tek yolunun mümkün olan en kısa sürede müzakere masasına geri dönmek olduğunun altı çizildi.

Bölgedeki krizleri çözmenin tek yolunun diplomasi, diyalog ve uluslararası hukuk kuralları olduğu ifade edilen açıklamada, mevcut krizin de askeri yollarla çözülemeyeceği vurgulandı.

⁠İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın farklı kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda ölürken, toplam sivil kaybı da 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Dünya

İran’dan İsrail halkına “ülkeyi terk etmeleri” çağrısı

Published

on

By

İran Silahlı Kuvvetler Basın Sözcüsü Rıza Seyyad, İsrail halkına seslendiği açıklamasında, İsrail’i terk etmeleri çağrısında bulunarak hayatlarını kurtarmalarının tek yolunun bu olduğunu söyledi.

İran devlet televizyonu, Silahlı Kuvvetler Basın Sözcüsü Seyyad’ın İsrail’in terk edilmesi çağrısı yaptığı açıklamasını yayımladı.

Açıklamasında İsrail halkına seslenen Seyyad, “İşgal altındaki toprakları terk edin, bu, hayatınızı kurtarmanın tek yoludur.” ifadesini kullandı.

İsrail’in saldırılarına “ezici ve pişmanlık verici” bir cevap vermekten başka kendilerine bir seçenek bırakılmadığını belirten Seyyad, “Cesur İran savaşçılarının yıkıcı tepkisinin kapsamı şüphesiz işgal altındaki toprakların tamamını kapsayacaktır.” dedi.

Askeri, güvenlik ve karar alma merkezileri ile İsrailli komutan ve bilim adamlarının ikametgahları başta olmak üzere birçok önemli yerin vurulduğunu kaydeden Seyyad, “İşgal altındaki toprakları terk edin, çünkü gelecekte sizin için kesinlikle yaşanabilir olmayacaklar. Suçlu rejimin sizi canlı kalkan olarak kullanmasına izin vermemeniz gerektiğini vurguluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Seyyad ayrıca, sığınaklarda bulunmanın güvelik sağlamayacağı uyarısında bulundu.

– İsrail’in İran’a şiddetli saldırılarıyla başlayan çatışma

İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler başta olmak üzere ordunun üst komuta kademesini de hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi.

İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve bazı üst düzey komutanlar ile 9 nükleer bilim insanı saldırılarda hayatını kaybederken, toplam sivil can kaybı da 224 olarak açıklandı.

İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle yaptığı misillemede ise 24 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı aktarıldı.

Türkiye başta olmak üzere çok sayıda ülke İsrail’i kınadı.

Devamını Oku

Trending

Reklam