Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Çin’de Delta varyantı alarmı: Çok sayıda bölgeye yayıldı

Çin’de koronavirüsün Delta varyantını taşıyan yurt içi kaynaklı vakalar çok sayıda eyalet ve bölgeye yayıldı. Ulusal Sağlık Komisyonu, son 24 saatte Çin ana karasında 93’ü yurt içi kaynaklı 109 yeni vaka tespit edildiğini açıkladı.

Published

on

Ulusal Sağlık Komisyonu verilerine göre, ekim ortasından bu yana kaydedilen yerel kaynaklı vaka sayısı 500’e yaklaştı.

Son 24 saatte Çin’in güneybatısındaki Çongçing şehri ve Siçuan eyaletinin başkenti Çıngdu, yerel kaynaklı yayılmanın görüldüğü şehirler arasına katıldı.

Son 24 saatte yerel kaynaklı 93 vaka

Ulusal Sağlık Komisyonu, son 24 saatte Çin ana karasında 93’ü yurt içi kaynaklı 109 yeni vaka tespit edildiğini açıkladı.

Heilongciang eyaletinde 35, Hıbey ile Gansu eyaletlerinde 14’er, Pekin’de 9, İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nde 6, Çinghay eyaleti ve Çongçing kentinde 4’er, Ciangşi, Yunnan eyaletleri ile Ningşia Hui Özerk Bölgesi’nde 2’şer ve Şiçuan eyaletinde bir yerel kaynaklı vaka tespit edildi.

Son 24 saatte ayrıca yurt dışı kaynaklı 16 vaka tespit edilirken virüsle bağlantılı can kaybı görülmedi.

Pekin’e girişler yasaklandı

Son 24 saatte 9 vakanın kaydedildiği başkent Pekin’de son salgındaki vaka sayısı 43’e çıkarken, Pekin’e seyahat edilmesi yasaklandı.

Pekin’den bu bölgelere seyahat eden yolcuların virüs testi negatif olsa dahi dönüş için uçak ve tren bileti alamadığı bildirildi.

Pekin’in 260 kilometre kuzeyindeki, Hıbey eyaletine bağlı Şiciacuang kentinde olağanüstü hal ilan edildi, vakaların görüldüğü Hıcuang köyü karantina altına alındı.

Kuzeybatıdaki Heilongciang eyaletinde, Rusya sınırındaki Heihı kenti, bir günde 26 vaka tespit edilmesinin ardından “yüksek riskli bölge” ilan edildi.

Ülkede ekim ortasında baş gösteren yerel vakaların, İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nin Ecin Sancağı bölgesi kaynaklı olduğu düşünülüyor. Moğolistan ile gümrük kapısının bulunduğu kentteki vakalar, turist kafileleri aracılığıyla Gansu ve diğer eyaletlere yayılmıştı.

Heihı’daki salgınının ise Ecin’dekinden ayrı olarak başka bir yurt dışı kaynaktan çıktığı tahmin ediliyor.

Daha önceki yayılmalardan daha geniş ölçekli

Uzmanlar, Çin’deki son yayılmanın, haziran ve temmuzda Nancing’de başlayan yayılmadan çok daha geniş ölçekli ve yoğun olduğuna dikkati çekiyor.

Vakaların Kovid-19’un bulaşıcılığı yüksek Delta varyantını taşıması, Pekin’in “sıfır vaka” hedefine dayalı salgınla mücadele stratejisini zora sokuyor, karantina, toplu testler ve seyahat yasakları gibi olağanüstü tedbirlerin alınmasını gerektiriyor.

Şanghay’daki Disneyland’deki tüm ziyaretçilere pazar gecesi, daha önce tema parkını ziyaret eden bir kişide virüse rastlandığı gerekçesiyle toplu test yapıldı.

Ülkede yerel kaynaklı vakaların görüldüğü okul, rezidans ve işletmelerin kapatılması, yerleşimlerin karantinaya alınması sıkça rastlanan uygulamalar haline geldi.

“Sıfır vaka stratejisine devam edilmeli”

Öte yandan Çin hükümeti, tüm maliyetleri ve zorluklarına rağmen “sıfır vaka” stratejisinden ödün vermek istemiyor.

Ülkenin en önemli salgın hastalık uzmanlarından Cong Naşan, Çin Küresel Televizyon Ağına (CGTN) verdiği mülakatta, “sıfır vaka” stratejisinin, diğer ülkelerin uyguladığı enfeksiyon sonrası tedavi yaklaşımından çok daha az maliyetli olduğunu savundu.

Az sayıda vaka görülen bazı ülkelerin kapılarını dışarıya açtıktan sonra vaka sayılarının arttığına dikkati çeken Naşan, “Çin, salgınla mücadelede ne kadar başarılı olursa olsun, bir kere dışa açıldığında yurt dışından vakaların gelmesi ve ülke için yayılmanın başlaması kaçınılmaz. Dolayısıyla ben şu anda sıfır yayılma stratejisinin çok maliyetli olmadığını, bilakis daha az maliyetli olduğunu düşünüyorum” sözlerini kullandı.

COVID-19 salgınında ilk vakaların ortaya çıktığı Çin ana karasında bugüne dek 97 bin 423 vaka tespit edilirken 4 bin 636 kişi hayatını kaybetti. Halen 37’sinin durumu ağır 1000 hastanın tedavisi sürüyor.

TRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Rusya’daki Kamçatka Yarımadası’nda 7,6 büyüklüğünde deprem

Published

on

By

Rusya’daki Kamçatka Yarımadası’nda 7,6 büyüklüğünde deprem meydana geldiği bildirildi.

Rusya Bilimler Akademisi Jeofizik Servisinden yapılan açıklamada, 7,6 büyüklüğündeki depremin yarımadadaki Petropavlosvk-Kamçatskiy kentine 115 kilometre mesafede, Büyük Okyanus açıklarında olduğu belirtildi.

Açıklamada, gün içinde birkaç kez artçı deprem yaşandığı kaydedildi.

Rusya Acil Durumlar Bakanlığından yapılan açıklamada depremin ardından tsunami tehdidinin oluştuğuna işaret edilerek, “Sakinlere kıyıdan uzaklaşmayı öneriyoruz.” uyarısında bulunuldu.

Avrasya’nın kuzeydoğusunda bulunan Kamçatka Yarımadası, batıda Ohotsk Denizi, doğuda Bering Denizi ve Büyük Okyanusu ile çevrili.

Devamını Oku

Dünya

Şam yönetimi acil ateşkes ilan etti

Published

on

By

Suriye Cumhurbaşkanlığı, ülkenin içinden geçtiği hassas koşulları gerekçe göstererek sivillerin korunması, toprak bütünlüğünün ve kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla derhal ve kapsamlı ateşkes ilan edildiğini, güvenlik güçlerinin yeniden konuşlanmaya başladığını duyurdu.

Suriye Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Suriye halkının kanının dökülmesini önlemek ve devletin ulusal ve insani sorumluluğunun gereği olarak kapsamlı bir ateşkes kararı alınmıştır” ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, tüm taraflara devlet kurumları ile güvenlik güçlerinin ateşkesi sorumlulukla uygulayabilmesi için gerekli alanın açılması, istikrarın sağlanması ve akan kanın durdurulması çağrısında bulunuldu.

Cumhurbaşkanlığının açıklamasında, tüm silahlı çatışma ve savaş eylemlerinin derhal ve ülkenin her yerinde durdurulması, sivillerin korunmasının garanti altına alınması ve insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılmasının sağlanması istendi.

Ateşkesin uygulanmasını sağlamak, kamu düzenini tesis etmek ile sivillerin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla güvenlik güçlerinin bazı bölgelerde konuşlanmaya başladığı belirtilen açıklamada, bu adımların “sükunet ve istikrarın pekiştirilmesi” amacını taşıdığı vurgulandı.

Devamını Oku

Dünya

Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Yusuf: Meclis iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için kararı almalı

Published

on

By

Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı Hüseyin Macit Yusuf, Cumhuriyet Meclisi’nin Meclis’in iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için karar alması, KKTC’nin tanınması için kampanya başlatılması gerektiğini söyledi.

Yusuf, 20 Temmuz Barış Ve Özgürlük Bayramı mesajında, 20 Temmuz 1974’ün “Mukavemetçi Kıbrıs Türkünün varoluş mücadelesinin taçlandırıldığı, özgürlüğüne kavuştuğu” gün olduğunu belirtti.

Yusuf, mücahit ve Mehmetçiğin, 20 Temmuz’da emperyalist güçlerin desteklediği Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunan yapma emellerine, eli kanlı EOKA teröristlerinin Megali İdea ve Enosis rüyasına son verdiğini kaydetti.

Kıbrıs Türk Halkı’nın can ve kanla koruduğu topraklarda Müslüman Türk varlığının sonsuza dek bağımsız ve egemen olarak yaşayacağını 20 Temmuz 1974’te ilan ettiğini kaydeden Yusuf, “Bağımsız Devletimiz KKTC’nin temelleri ve adada iki ayrı devlete dayalı çözümün coğrafi zemin ve siyasi temeli bu şanlı günde atılmıştır” dedi.

Yusuf mesajında şu ifadeleri kullandı: “Kıbrıs’ta Türk varlığını hazmedemeyenler müzakere masasında bin bir ayak oyunuyla, Kıbrıs’ın tamamına sahip çıkıp, Kıbrıs Türkünü ve KKTC’yi yok etmek, Türk ordusunu adadan çıkarmak, Anavatan’ın garantörlüğüne son vermek ve Anavatan’la olan bağlarımızı koparmak istemektedir. Bunu yaparken de diplomasi, baskı, tehdit, şantaj, adam satın alma, yalan ve dolan dahil her yolu mubah görmekten çekinmemektedirler. Şer planlarıyla ve Bizans oyunlarıyla Kıbrıs elimizden alınmak istenmektedir. Emperyalist planlarla Kıbrıs’ın Rum – Yunan yapılmasına asla müsaade etmeyeceğimiz bilinmelidir.”

Avrupa Birliği ve ABD’nin Kıbrıs’ta iki devletin varlığını kabul etmeyecekleri yönündeki söylemlerini “safsata” olarak değerlendiren Yusuf, bu açıklamaların Türk tarafını bağlamadığını ifade etti.

Yusuf, şöyle devam etti: “Faşist Eokacı/Enosisçi Rum lider Hristodulidis, Rumların lehine olan statükonun devamından yanadır ve bu durumu sürdürmeye çalışmaktadır. Rum liderin en büyük korkusu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve adada kurdukları yalana/dolana dayalı sahte düzenlerinin bozulmasıdır. KKTC’nin tanınmasını engellemek için Hristodulidis kapı kapı dolaşmakta ve işbirlikçileri emperyalist batı ile yeni tezgahlar hazırlamaktadır”

Yusuf, Rum-Yunan ikilisi ile federasyoncuların son günlerde Türk tarafının mevcut siyasetinden vazgeçerek taviz vereceği söylemlerini yaydığını belirterek bunların KKTC’nin tanınmasını engellemek üzere ortaya atılmış boş laftan başka bir şey olmadığını söyledi.

Türkiye’nin KKTC’nin tanınması çağrılarının ve iki egemen devlete dayalı siyasetin olumlu adımlar olduğunu kaydeden Yusuf, “KKTC Cumhuriyet Meclis’i de, iki devlete dayalı çözüm ve tanınma için karar almalı ve KKTC’nin tanınması için kampanya başlatılması doğrultusunda adımlar atmalıdır” dedi.

Yusuf, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) sosyal, siyasi, kültürel, sportif, ve benzer alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini de ifade etti.

Maraş’ın vakıf toprağı olduğunu ve kesinlikle Rum’a iadesinin söz konusu olmaması gerektiğini belirten Yusuf, “Eski sakinlerin, arzu etmeleri halinde, KKTC idaresinde geçmişte işgal ettikleri mülklere kiracı olarak dönmelerinde ise sakınca yoktur” dedi.

-” Guterres vakit kaybetmeden 60 yıla yakın süren müzakerelerin başarısızlığını ilan etmelidir”

BM Genel Sekreteri Guterres’in iyi niyet misyonu çerçevesinde düzenlediği zirvelerden “adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüm çıkmasının mümkün olmadığı” görüşünü ifade eden Yusuf, “Son New York Zirvesi’nde Rum lider Hristodulidis’in geçiş kapılarının açılması için sürdürdüğü uzlaşmaz tutum ibretliktir. Rumlarla en basit konularda bile anlaşmak mümkün değildir ve ortak zemin arayışları da beyhude çabalardır. Guterres vakit kaybetmeden 60 yıla yakın süren müzakerelerin başarısızlığını ilan etmelidir” dedi.

Yusuf, “Kıbrıs Türkünün self determinasyon-kendi geleceğini belirleme- hakkından taviz verilmeyecektir” dedi ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün Kıbrıs türkü için olmazsa olmaz olduğunu kaydetti.

Yusuf, “Gazze’de Filistinli kardeşlerimizin hunharca katledilmeleri ve dünyanın gözü önünde soykırıma tabi tutulmaları Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğünün ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam