Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Çocukların yüzde 61’i internet ve oyun bağımlısı!

Published

on

Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun (UMK) önleme ve eğitim çalışmaları çerçevesinde Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (YABEM) önderliğinde Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü ile iş birliği içinde yürüttüğü “Çocuklarımızı Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesinin sonuçları düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı.

Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Turuncu Salon’daki toplantıdaki açıklamalara  göre, proje kapsamında pek çok okulda öğretmen, öğrenci ve ebeveynlere yönelik eğitimler düzenlenerek, çocuklardaki teknoloji kullanımının boyutlarını ölçen anket ve araştırmalar gerçekleştirildi.

EĞİTİMLERE 66 EBEVEYN, 271 ÖĞRETMEN İLE 978 ORTAOKUL VE LİSE ÖĞRENCİSİ KATILDI

KKTC’nin 5 farklı bölgesinde gerçekleştirilen eğitimlere 66 ebeveyn, 271 öğretmen ile 978 ortaokul ve lise öğrencisi katıldı. 
Proje eğitimleri, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri ve Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanından 3 uzman tarafından yürütüldü. Eğitimlerde sanal ortamlardaki tehlikelerle ilgili bilgiler aktarılarak, çocukların sanal düşmanlardan korunması için bilinçlendirme çalışmaları yapıldı. 
Ayrıca, “siber zorbalık, siber avcılar, gizli bilgileri yayınlama, kimlik avı, dolandırıcılık, kötü amaçlı yazılımlar, bilgi güvenliği ve ihlali, kişisel veriler ve kişisel bilgi güvenliği, aile koruma yazılımları, sosyal paylaşım ağlarında ayarlar” konularında da eğitimler verilerek, farkındalık yaratıldı.

 
PROJENİN ÜÇ AŞAMASI

“Çocuklarımızı Sanal Düşmandan Koruyoruz!” projesi üç aşamada gerçekleştirildi. 
3 Kasım 2020’de başlayan ilk aşamada ebeveynlere yüz yüze eğitimler verilerek, sonrasında çocuklarının internet kullanım düzeyleri, internet bağımlılık durumları ve çocuklarının internet kullanımına yönelik yaşadıkları sorunları belirlemeyi amaçlayan anket çalışmaları yapıldı. 
Projenin ikinci aşamasında ise, öğretmenler hedeflendi. 8 Şubat 2021’den itibaren farklı branşlardan öğretmenler ile eğitim ve anket çalışmaları gerçekleştirildi. 
Projenin üçüncü ve son aşamasında ise, öğrencilerin bilgisayar oyun bağımlılık düzeylerini belirlemeye yönelik çalışmalar yapılarak öğrencilerden toplanan veriler, istatistiksel analizlere dönüştürüldü. 

ÇOCUKLARIN YÜZDE 84,6’SI İNTERNETİ AKTİF KULLANIYOR

Araştırmaya katılan anne ve babalardan elde edilen verilere göre, çocukların yüzde 84,6’sı interneti aktif bir şekilde kullanıyor. 
Asıl dikkat çekici verilerden biri ise internet kullanımına ayrılan günlük zaman. Çocukların yüzde 61,3’ü interneti, günde üç saat ve üzerinde kullanıyor. Çocuklar interneti akademik çalışma, iletişim kurma, yeni arkadaşlar edinme, müzik dinleme, sosyal medya kullanma, film, belgesel, video izleme ve oyun amacıyla kullanıyor. Ancak günlük internet kullanım süresi üç saati aşan çocuklar, interneti oyun oynamak için daha yoğun kullanıyor. 
Araştırmaya katılan ailelerin yüzde 51,9’u çocuklarının internet kullanımına ayırdığı sürenin çokluğundan rahatsız oluyor ve bu süreyi sınırlama yoluna başvuruyor. 
Yüzde 55,8’i de çocuklarının kendileri ile zaman geçirmek yerine internette zaman geçirmeyi tercih ettiğini ve yüzde 44,2’si çocukların internete girmek için günlük işlerini aksattıklarını düşünüyor. 

RUHSAL FİZİKSEL VE SOSYAL İLİŞKİLERE ZARAR VERİYOR

Projenin ortaya koyduğu sonuçlara göre öğretmenlerin yüzde 61,8’i öğrencilerinin büyük kısmının oyun bağımlısı olduğuna inanıyor. Bu durumun öğrencilerin ruhsal ve fiziksel sağlığı ile sosyal ilişkilerine zarar verdiğini düşünüyor. Araştırmaya katılan öğretmenler, oyun bağımlılığının öğrencilerde, uykusuzluk, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, yorgunluk, akranları ile etkili iletişim kuramama, uyumsuzluk, hırçınlık, sabırsızlık gibi problemlere neden olduğunu düşünüyor.  
İnternet kullanımının haftada 8 ila 10 saatin üzerinde olması bağımlılığa işaret ediyor. Araştırma sonuçlarına göre ise çocukların büyük bir bölümü internette günde 3, haftada 21 saatten fazla zaman geçiriyor.
“Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesinin sonuçlarının açıklandığı toplantıda Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çiğdem Hürsen ve, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü temsilcisi Süreyya Geylan Gürdal da birer konuşma yaptı. 

TÜZÜNKAN: “ANNE-BABALARA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR’’

Teknoloji kullanımının hayatın her alanında arttığını vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, bu durumun çocuklarda ciddi bir şekilde internet ve oyun bağımlılığı oluşmasına ve sosyallikten uzaklaşmalarına neden olduğunu kaydetti.
Doç. Dr. Tüzünkan, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu’nun birçok belediyenin desteği ile yürüttüğü “Çocuklarımızı Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesinin sonuçlarının da bu gerçeği çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi. 
COVİD-19 salgını nedeniyle eğitimin online şeklinde yürütülmesinin, çocukların bilgisayar, tablet ve benzeri cihazların başında geçirdiği zamanı ciddi oranda artırdığını hatırlatan Doç. Dr. Murat Tüzünkan, çocukların teknoloji kullanımını daha bilinçli kullanabilmesi için ailelere ve öğretmenlere büyük sorumluluklar düştüğünü ifade etti. 

KARAOKÇU: “ÇIKAN SONUÇLARA GÖRE ÖNLEME ÇALIŞMALARI HAZIRLANACAK”

Teknoloji bağımlılığının günümüzde en az madde bağımlılığı kadar ciddi sonuçlar yaratabilecek bir bağımlılık türü haline geldiğine dikkat çeken Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu da, “Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz projesi ile ailelerde, öğretmenlerde ve çocuklarda konuyla ilgili farkındalık yaratmayı ve sorunun boyutlarını ortaya koymayı amaçladık” dedi.
“Anne babalar, çocuklarını teknolojinin olumsuz etkilerinden korumak konusunda yetersiz kalabiliyor ve onları takip edemiyor” vurgusu yapan Karaokçu, farkındalığı arttırmak için bilim ve eğitimden destek aldıklarını söyleyerek, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’ne katkılarından dolayı teşekkür etti. 
Projenin hem bilgi düzeyini ölçme, hem de bir tespit çalışması olduğuna işaret eden Karaokçu, elde edilen sonuçlara göre yine YDÜ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile işbirliğinde önleyici programlar hazırlanmasına yönelik çalışmalara başlayacaklarını sözlerine ekledi.

HÜRSEN: “ANKET SONUÇLARI KORKUNÇ DERECEDE”

Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çiğdem Hürsen de, ülke genelinde yürüttükleri proje ile ebeveyn, öğretmen ve öğrencilere ulaşarak internet ve oyun bağımlılığının boyutları ile ilgili önemli sonuçlara ulaştıklarını söyledi. 
“Öğretmenlerin yüzde 80’ini, internet ve oyun bağımlısı olduğunu düşündükleri öğrencilerinin sınıf içerisinde problemli bir şekilde davrandığını, arkadaşlarıyla etkili bir iletişim kuramadığını bu durumun akademik başarılarını da olumsuz etkilediğini düşünyor” diyen Doç. Dr. Hürsen, “Yaptığımız araştırmalar, ailelerin çocuklarının internet kullanımı konusunda yeterince bilgisi olmadığını ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
İlkokuldan itibaren öğretim programlarına, internet ve oyun bağımlılığına karşı farkındalık kazandıracak içeriklerin eklenmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Çiğdem Hürsen, şöyle devam etti: 
“Çocukların sanal ortamda geçirdikleri süreyi azaltmanın yolu yasaklar veya sınırlamalardan geçmiyor. Çocukları, internette geçirdikleri zamanı dolduracak gerçek etkinliklere yönlendirmek gerekiyor. Sosyal aktiviteler, sanat, spor gibi dallarla çocukların desteklenmesi çok önemli. Bunun için ise veli-öğretmen işbirliği ile küçük yaşlardan itibaren çocukların ilgi ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması için çaba sarf edilmeli” 

GÜRDAL: “BAKANLIK OLARAK SONUÇLARI ÇOK ÖNEMSİYORUZ”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü temsilcisi Süreyya Geylan Gürdal da konuşmasında, “Bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu veriler, internet bağımlılığının çocuklarımız arasında ne denli tehlikeli bir boyuta ulaştığını gösteriyor” dedi.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı olarak ülke çocukları için böylesine önemli bir projenin bir parçası olmayı çok önemsediklerini dile getiren Gürdal, şunları kaydetti: 
“Proje kapsamında yürütülen bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu veriler, internet bağımlılığının çocuklarımız arasında ne denli tehlikeli bir boyuta ulaştığını gösteriyor. Projeye katkı koyan bütün kurumların bu sorunun çözümü için geliştirilecek projelerde de iş birliği içerisinde çalışmaya devam etmelerini temenni ediyorum” 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam