Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Covid-19’u yoğun bakımdaki uzmanlarla yoğun bakımda yatan hastalar anlattı

Published

on

Yoğun bakımda görev yapan uzman doktorlarla, yoğun bakımda yatan hastalar, Mart 2020’den bu yana hayatımızın parçası olan Covid-19’un farklı yönlerini anlattı.

Doktorlar, toplumdaki aşılanma oranı arttıkça yoğun bakıma gelen ağır hasta sayısının azaldığına dikkat çekerken, hastalar “En kötüsü nefes alamamak, öleceğini düşünmek. Hafife alınacak bir hastalık değil. Herkes aşısını olsun, korunsun” dedi.

Anestezi ve Reanimasyon uzmanları Dr. Levent Gündost, Dr. Raşit Bedevi, Dr. Şükrü Onbaşı ve ekibe son dönemde katılan Dr. Ersu Çelebi, “Yazsak kitap olur” dedikleri süreci, farklı zamanlarda Covid-19’a yakalanıp yoğun bakımda tedavi gören, babalarını da bu hastalık nedeniyle kaybeden 42 ve 33 yaşındaki kardeşler de yaşadıklarını Türk Ajansı Kıbrıs (TAK)  muhabirine anlattı.

Yüksek riskli grupların başında gelen, Covid-19 hastalarıyla doğrudan temas halinde olan anestezi uzmanlarının anlattıklarında kaygı, fiziksel ve psikolojik yorgunluk, üzüntü; yoğun bakımda yatan hastaların anlattıklarında ise korku öne çıktı.

Anestezi uzmanları, Mart 2020’de Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nöroloji Servisi’ndeki 6 yataklı yoğun bakımında başlayan, Ocak 2021’den beri Acil Durum Hastanesi’nde devam eden yoğun bakımdaki genel tabloyu şöyle özetledi:

“Son birkaç aydır yoğun bakıma yatırılan hastaların çoğu yaşlı ve aşısız. Covid-19 en çok diyabet hastalarını etkiledi…

Süreç bağışıklık sistemi baskılanmış, akciğer kapasiteleri azalan hamileleri de etkiledi. Yoğun bakıma bir hamile yatırıldı. Aşısız olan 29 yaşındaki hasta, hayatını kaybetti. Covid-19’a yakalanan Acil Durum Hastanesi’ne yatırılan 20’den fazla hamilenin doğumunda anestezi uzmanı olarak biz de bulunduk.

Normal yoğun bakımda hastalar günde 5-10 dakikalığına yakınlarını görebiliyor, bu da onlara moral oluyordu. Burada öyle bir imkan olmadığından hastaların psikolojisi de kötü etkilendi.

Her gün, hiç aksatmadan hasta yakınlarıyla telefonda görüştük, bilgi verdik. Buraya gelenler oldu, çıkıp konuştuk. Hastanenin önünde neredeyse çadır kuran aile yakınları oldu. Beraber yatıp beraber kalktık… Onlara da kendi ailemiz gibi davrandık.

İnsanlara yakınlarını kaybettiğini söylemek kolay ve alışılabilecek bir şey değil. Elimizin kolumuzun bağlı olduğu durumlarda bunu ailelerle paylaştık, paylaşıyoruz…”

GÜNDOST: “ARTIK DAHA RAHATIZ. HASTALIK BİLİNMEZ DEĞİL…”

“Yoğun bakımda iki yıl nasıl geçti?” soruna ilk yanıtı Dr. Levent Gündost verdi. Gündost, şunları söyledi:

“Hepimiz için beklenmedik bir süreçti… Covid-19’un bilinmezliği söz konusuydu. Anestezi makinelerinden ilaçlara, sağlıkta birçok eksiğimiz vardı. Bu işe, kendi imkanlarımızla 6 yataklı nöroloji yoğun bakımında başladık. Zor bir süreçti.

Kendi kendinizi enfekte etme riski olduğundan koruyucu ekipmanları giyme, çıkarma ayrı bir dertti. Günde yarım saatimizi buna harcardık. Bu obsesyonla çalışmak çok zordu. Sadece fiziksel değil psikolojik olarak da yıprandık. İlk başta eve gitmeye korkardık. Kapıda soyunup içeri öyle girerdik. Yakınlarımız da bizden korkardı. Ailemizi, arkadaşlarımızı göremedik ama artık daha rahatız. Hastalık bilinmez değil, imkanlarımız iyi… Ekip olarak daha güçlüyüz.”

COVİD-19’UN BULAŞTIĞI TEK UZMAN DR. GÜNDOST OLDU

Yoğun bakımda görev yapan 4 anestezi uzmanından sadece Dr. Levent Gündost Covid-19’a yakalandı. Dr. Levent Gündost, Covid-19 sürecinin şöyle anlattı:

“Semptomum yoktu, hastalığı rutin testte saptadık. 2021 Ocak’ta ilk, Şubat’ta da ikinci doz aşımı olmuştum. Mart’ta hastalığa yakalandım. Aşılı olduğum için rahat geçirdim.”

ÇELEBİ: “SADECE DOKTORLAR DEĞİL, HERKES KENDİNDEN VEREREK ÇALIŞTI”

Ekibin en yeni üyesi olan, ülkeye 6 ay önce dönen Dr. Ersu Çelebi şunları anlattı:

“Hastalık çıktığında akla gelen ilk senaryo Çin’de yolda yürürken düşüp ölen insanlardı… Bir bilmezlik söz konusuydu. Eksikliklerin yaşandığı dönemde ben burada değildim ama sıkıntılı günlerimiz oldu; genç hastalarımızı kaybettik; yoğun bakımın dolduğu dönemler oldu. Sadece doktorlar değil, herkes kendinden vererek çalıştı. Rahatladık diyemiyoruz ama son zamanlarda yer sıkıntımız yok, yoğun bakımlık olabilecek hasta sayısı iki-üç ay önceye göre düştü… Artık yüz güldüren sayılar var… Omicron varyantı, bağışıklığın artması, aşılar… Aşıların etkisini hissettik. Toplum aşılandıkça bize gelen ağır hasta sayısı, gördüğümüz vakaların şiddeti azaldı. Aşısızların, dozlarını tamamlamamış hastaların Covid-19’u çok şiddetli geçirdiğini gözlemledik… Bence, pandemi algının değişmesiyle, Covid-19 normal bir hastalıkmış gibi davranmaya başladığımız gün bitecek…”

BEDEVİ: “İLK DÖNEM, ÜSTÜMDE VİRÜS VARMIŞ GİBİ HİSSEDERDİM, MARKETE GİDİP ALIŞVERİŞ YAPMAYA UTANIRDIM”

Dr. Raşit Bedevi, ise şunları söyledi:

“Bilmediğimiz bir hastalık. Ne yapacağız, nasıl yapacağız?.. Neyin içine girdiğimizi bilmiyorduk. Ekipmanlar bizi korur mu korumaz mı? İlk dönemlerde ‘insanlara bir şey bulaştırır mıyım’ diye çekinirdim. Kendimi kirli, üstümde virüs varmış gibi hissederdim, markete gidip alışveriş yapmaya utanırdım. Evden işe, işten eve… Bir dönemi böyle geçirdik. Hemen öncesinde hastanede yangın da çıkmıştı. Bomboş bir hastane… 10-15 insan, öyle gider çalışırdık. Zaman geçtikçe sürece adapte olmaya başladık. Rahatlığı yeni yeni hissetmeye başladık diyebilirim. Buna tecrübemizin de faydası oldu. Hastalık sürekli mutasyona uğradığından hâlâ endişe var tabi… ”

ONBAŞI: “HASTALIĞIN KIRILMASINI AŞI SAĞLADI. SADECE İKİ KEZ KAPANARAK BU TABLOYA ULAŞMIŞSAK, AŞININ SAYESİNDEDİR”

Dr. Şükrü Onbaşı ise şunları anlattı:

“Mart sonuna doğru ilk hastayı yoğun bakıma aldık. Görevi ilk alan bendim… Giyindim, içeri girdim. Oda bomboş… Hasta geldi, bir tuhaf oldum. Korktum… Şimdi ne olacak? Hastayı entübe ettik, solunum desteğine başladık ama ilaç yok, veri yok… Diğer solunum yolu yetmezliği tablolarında ne yapılırsa onu yapmaya başladık. İlk 5 hastayı kaybettik, 40 yaşında bir kadın hasayı yaşatabildik… Çünkü spesifik tedavi yok, sadece destek tedavisi var.

Birkaç ay önce bebeğimiz olmuştu. Ben de kapının önünde soyunur eve öyle girerdim. İlk başta kit de yoktu, bize sık sık test de yapılmazdı… 5-6 aydan sonra, araştırmaları da takip ettikçe rahatladık. Ben nöbetteyken Levent evde kılavuza bakardı, Raşit ‘şunu okudum’ derdi… Türkiye’den hocalarımızı arardık…

Bu süreçte yoğun bakımda Covid-19 için kullandığımız etkin bir ilaç hiç olmadı, sürece katkısı olmayan ilaçları bıraktık zaten, dünya da bıraktı. Şu an yüz güldüren bir ilaç tedavisi yok…

Yoğun bakımdaki marifet solunum desteğini doğru kullanabilme, cihazları manipüle edebilme. Manevralar anestezi uzmanlarının tecrübesine bağlı… Biri 8, diğeri 15 yaşında iki çocuk kaybettik. Onların dışında beklenmedik kaybımız 3-4 kişiydi.

Hastalığın kırılmasını aşı sağladı. Sadece iki kez kapanarak bu tabloya ulaşmışsak bu, aşının sayesindedir. Evet, aşılı hastalar da yoğun bakıma yattı, aşılı hastalar yoğun bakımda öldü ama bunlar olacaktı. Aşının yüzde yüz koruyucu olmadığını biliyoruz. Omicron varyantı da yüzümüze güldü. Yoğun bakıma giren Omicron vakası saptamadık.

“İKİ AYDIR NEREDEYSE YOĞUN BAKIMDA AŞILI HASTAMIZ YOK…”

Şu an yoğun bakımdaki yaş ortalaması 80… 100 yaşında aşısız hastamız var. Hasta yakınının kendi, eşi, çoluğu çocuğu aşılı, annesi, babası aşısız. Bizim insanımız yaşlısını aşılatmadı. Ben topluma notunu burada verdim. İki aydır neredeyse yoğun bakımda aşılı hastamız yok…

Vakaları saymayı bıraktığımız gün salgın bitecek ama bana göre en önemli soru şu: ‘Hastaların organizasyonu nasıl yapılacak, kim nereye yatırılacak? Yoğun bakımda Covid-19 olmayan bir hastanın yanına Covid-19 hastası yatırdığımız gün bu iş bitmiş demektir. Domuz gribi hastaları geçmişte izole edilirdi, şimdi diğer hastalarla birlikte kalıyorlar…”

İKİ KARDEŞ COVİD-19 NEDENİYLE YOĞUN BAKIMA YATTI… BABALARINI DA BU HASTALIKTAN KAYBETTİLER…

Yoğun bakıma yatırılan hastalar da Covid-19’u anlattı.

Yenierenköy’de yaşayan 42 yaşındaki Yasemin Babili 2 yıl önce, 33 yaşındaki kardeşi Fikret Mimar da Aralık 2021’de yoğun bakıma yatırıldı, 66 yaşındaki babaları Necat Mimar ise Covid-19 nedeniyle Kasım 2021’de yoğun bakımda hayatını kaybetti.

Nisan 2020’de yoğun bakıma yatırılan ilk yerel vakalardan olan Yasemin Babili entübe edildi, Fikret Mimar ise yoğun bakımda solunum desteği aldı. İki kardeşin de yoğun bakımdan servise, servisten de eve taburcu edilmesi yaklaşık bir ayı buldu.

BABİLİ: “HAYALLER SAYESİNDE HAYATTA KALDIM”

Boğaz ağrısı şikayetiyle sağlık ocağına başvuran, bir süre evinde dinlenen ancak solunum sıkıntısı yaşayınca hastaneye kaldırılan Yasemin Babili, şunları anlattı:

“Süreci çok hatırlamam. Sadece hastaneye yatırılmaktan korkardım. Yoğun bakımda, eşimle çocuklarımın yanıma geldiğini gördüm ve sanki başucumda kelebekler uçardı.

Küçük bir ışık gördüm. Ona doğru giderken, eşim ve çocuklarım bana çağırdı. Belki de ölüyordum, bilmiyorum… Hayaller sayesinde hayatta kaldım. Uyandığımda ‘çocuklarımla eşim burada mı?’ diye sordum, ‘yok’ dediler…

Hemşireler de doktorlar da bize çok iyi baktı. Onlara teşekkür ediyorum. Şu an hiçbir sağlık sorunum yok, sadece unutkanlığım var… Ben hastalığa ilk yakalananlardanım diye aşısızdım ama babam da kardeşim de çift doz aşılıydı. Hiçbir hastalığımız da yoktu… Babam için çok üzgünüm.

İnsanlar rahat ama bu hafife alınacak bir hastalık değil. Maskesiz gördüğüm insanları uyarırım… ‘Hastalık geçti, aşılıyız’ derler ama öyle değil… Hâlâ korunmak gerek… Ben çok dikkat ediyorum. Yaşamayan bilemez…”

MİMAR: “ESKİ GÜCÜM KALMADI…”

Yorgunlukla başlayan, ateşle devam eden süreçte pandemi otelinde solunum sıkıntısı yaşayan, Acil Durum Hastanesi’ne sevk edilerek yoğun bakıma alınan 33 yaşındaki Fikret Mimar ise şunlar anlattı:

“Babamı kaybettiğimizi pandemi otelinde öğrendim, cenazesine katılamadım. Solunum sıkıntısı yaşayınca beni Acil Durum Hastanesi’ne sevk ettiler. Hiçbir yan hastalığım yoktu, iki doz aşılıydım. Yoğun bakıma gireceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Hatırlamak dahi istemediğim çok kötü bir süreç yaşadım. Nefes alamazdım. Öleceğimi düşündüm. Eşimi, 8 aylık bebeğimi geride bırakmaktan korktum. Doktorlar ve hemşireler bizimle çok ilgilendi. Çıktıktan sonra hepsine teşekkür etmek için hastaneye gitmek istedim ama gidemedim, çekindim. Sizin aracılığınızla onlara çok teşekkür ediyorum…

Akciğerlerimde hâlâ sorun var, eski gücüm kalmadı. Türkiye’ye de gidip muayene oldum. İnsanlar hastalığı hafife almasın… Aşı olmayanlar bir an önce aşı olsun ve korunsun.”  TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Guterres: Altı girişimin dördünde ilerleme sağlandı

Published

on

By

ABD’nin New York kentinde Birleşmiş Milletler ev sahipliğinde düzenlenen Kıbrıs Konulu Genişletilmiş Formatlı Gayriresmi Toplantı tamamlandı.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, iki gün süren görüşmelere ilişkin ardından basına açıklamalarda bulundu.

Guterres, yaptığı açıklamada, bugün yapılan görüşmeleri “yapıcı” olarak nitelendirdi; geçtiğimiz aylarda Cenevre’de mutabık kalınan altı güven artırıcı önlemin dördünde ilerleme kaydedildiğini belirtti. İlerleme kaydedilen konuları, gençlik komitesinin kurulması, çevre ve iklim değişikliğiyle ilgili girişimler (maden bölgeleri dahil), mezarlıkların restorasyonu ve mayın temizleme çalışmaları olarak sıralayan Guterres, mayınlarla ilgili uygulamanın teknik detayların tamamlanmasıyla yapılacağını kaydetti.

Dört yeni geçiş noktasının açılması ve ara bölgede güneş enerjisi kullanımına yönelik sistemin kurulmasına ilişkin görüşmelerin süreceğini ifade eden Guterres, sürecin adım adım ilerlediğini dile getirdi.

– Dört yeni konuda uzlaşı sağlandı

Bunların yanında, dört yeni uzlaşı konusunun masaya yatırıldığını duyuran Guterres, bunların sivil toplumun katılımı için bir danışma organının oluşturulması, kültürel eserlerin paylaşımı, hava kalitesinin izlenmesi ve mikroplastik kirliliğiyle mücadele başlıkları olduğunu kaydetti. Bu girişimlerin tüm Kıbrıslıların yararına olduğu vurgusunu yapan Guterres, en kısa sürede hayata geçirilmesinin kritik olduğunu ifade etti.

Guterres, eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun liderler düzeyindeki oturumlarında yeniden bir üçlü görüşme yapılacağını kaydederek, bu toplantıyı yıl içerisinde yeni bir beşli toplantının izlemesinin planlandığını açıkladı.

Daha önce mutabık kalınan önlemlerin yanında bugün eklenen konuların da Kıbrıs’taki insanların hayatında gerçek ve olumlu etkiler yaratacağını kaydeden Guterres, bunların sembolik hareketler olmadığına, iş birliği gerektiren adımlar olduğuna dikkat çekti.

Guterres, göreve başladığı gün itibarıyla Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların güvenlik ve refahı için çalışmalar yaptığını kaydederek, mart ayında bu toplantıyı önerirken amacının net bir şekilde Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum liderler arasında yapıcı diyaloğun sürdürülmesi olduğunu belirtti. Guterres, iki liderin yanında, garantör ülkelerin yetkililerine de katılımlarından dolayı teşekkür etti.

– Guterres gazetecilerin sorularını yanıtladı

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Guterres, geçiş noktalarının hangileri olacağı konusunda bir anlaşmaya varıldığını, ancak bu noktalarından bir tanesine ilişkin izlenecek yol konusunda sıkıntı yaşandığını, bunun ilerleyen görüşmelerde ele alınacağını kaydetti.

Guterres, yeni bir görüşme sürecinin başlangıcına yönelik soruya ise bunun karmaşık bir süreç olduğuna dikkat çekerek, Kıbrıs sorunun çözümü konusunda taraflar arasında çok farklı bakış açıları olduğunu hatırlattı. Guterres, “Ancak adım adım güven inşa ediyor ve Kıbrıslıların yararına olacak somut iş birlikleri kuruyoruz.” dedi.

Sürecin devam etmesi yönünde tam bir uzlaşı olduğunu ifade eden Guterres, kendisinin daha fazlasını istediğini, yine de önemli bir ilerleme kaydedildiğini düşündüğünü ve gelinen durumdan memnun olduğunu ifade etti.

Devamını Oku

Dünya

TC Dışişleri Bakanı Fidan, BM Genel Sekreteri Guterres ile görüştü

Published

on

By

 

TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kıbrıs konulu genişletilmiş gayriresmi toplantısı vesilesiyle bulunduğu ABD’nin New York eyaletinde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştü.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Fidan, toplantıya iştirak etmek üzere bulunduğu New York’ta, Guterres ile bir araya geldi.

Devamını Oku

Dünya

Belçika’da dünyaca ünlü müzik festivalinin yapılacağı alanda yangın: Ana sahne kullanılamaz hale geldi

Published

on

By

Belçika’da düzenlenen ve dünyanın en büyük elektronik müzik festivalleri arasında gösterilen Tomorrowland’in ana sahnesi, çıkan yangında kullanılamaz hale geldi.

Belçika basınına göre, her yıl temmuz ayında yapılan ve yüz binlerce kişiyi Belçika’nın Boom kasabasında bir araya getiren Tomorrowland festivalinin yapılacağı alanda yer alan sahne yandı.

Bu yıl 18-20 Temmuz ve 25-27 Temmuz tarihlerinde yapılması planlanan festivalin ana sahnesinde çıkan yangın büyük zarara neden oldu.

Yangından kaynaklı yoğun duman nedeniyle Belçika makamları, bölge sakinlerine pencereleri ve kapıları kapalı tutmalarını tavsiye etti.

İtfaiye ekiplerinin müdahalesine rağmen festivalin ana sahnesi kullanılamaz hale geldi.

– Program devam edecek

Festival komitesi, festival alanının planlandığı şekilde bugün açılacağına dair duyuru paylaştı.

Tomorrowland ana sahnesinin yangın nedeniyle ciddi şekilde hasar gördüğüne işaret edilen duyuruda, yangında kimsenin yaralanmadığı belirtildi.

Duyuruda, programın düzenleneceği alanın bugün ziyarete açılacağı belirtilerek, festivalin yapılacağı hafta sonu için de çözümler üretileceği bildirildi.

Tomorrowland’in ana sahne dekoru her yıl belirlenen yeni tema doğrultusunda özel olarak tasarlanıyor.

Yaklaşık 400 bin kişinin katıldığı festivalin kapanış gösterisinde havai fişek gösterisi de yapılıyor.

Öte yandan, yangın öncesinde festival kurulumunda 1000’e yakın işçi çalışıyordu.

Devamını Oku

Trending

Reklam