Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Covid-19’u yoğun bakımdaki uzmanlarla yoğun bakımda yatan hastalar anlattı

Published

on

Yoğun bakımda görev yapan uzman doktorlarla, yoğun bakımda yatan hastalar, Mart 2020’den bu yana hayatımızın parçası olan Covid-19’un farklı yönlerini anlattı.

Doktorlar, toplumdaki aşılanma oranı arttıkça yoğun bakıma gelen ağır hasta sayısının azaldığına dikkat çekerken, hastalar “En kötüsü nefes alamamak, öleceğini düşünmek. Hafife alınacak bir hastalık değil. Herkes aşısını olsun, korunsun” dedi.

Anestezi ve Reanimasyon uzmanları Dr. Levent Gündost, Dr. Raşit Bedevi, Dr. Şükrü Onbaşı ve ekibe son dönemde katılan Dr. Ersu Çelebi, “Yazsak kitap olur” dedikleri süreci, farklı zamanlarda Covid-19’a yakalanıp yoğun bakımda tedavi gören, babalarını da bu hastalık nedeniyle kaybeden 42 ve 33 yaşındaki kardeşler de yaşadıklarını Türk Ajansı Kıbrıs (TAK)  muhabirine anlattı.

Yüksek riskli grupların başında gelen, Covid-19 hastalarıyla doğrudan temas halinde olan anestezi uzmanlarının anlattıklarında kaygı, fiziksel ve psikolojik yorgunluk, üzüntü; yoğun bakımda yatan hastaların anlattıklarında ise korku öne çıktı.

Anestezi uzmanları, Mart 2020’de Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Nöroloji Servisi’ndeki 6 yataklı yoğun bakımında başlayan, Ocak 2021’den beri Acil Durum Hastanesi’nde devam eden yoğun bakımdaki genel tabloyu şöyle özetledi:

“Son birkaç aydır yoğun bakıma yatırılan hastaların çoğu yaşlı ve aşısız. Covid-19 en çok diyabet hastalarını etkiledi…

Süreç bağışıklık sistemi baskılanmış, akciğer kapasiteleri azalan hamileleri de etkiledi. Yoğun bakıma bir hamile yatırıldı. Aşısız olan 29 yaşındaki hasta, hayatını kaybetti. Covid-19’a yakalanan Acil Durum Hastanesi’ne yatırılan 20’den fazla hamilenin doğumunda anestezi uzmanı olarak biz de bulunduk.

Normal yoğun bakımda hastalar günde 5-10 dakikalığına yakınlarını görebiliyor, bu da onlara moral oluyordu. Burada öyle bir imkan olmadığından hastaların psikolojisi de kötü etkilendi.

Her gün, hiç aksatmadan hasta yakınlarıyla telefonda görüştük, bilgi verdik. Buraya gelenler oldu, çıkıp konuştuk. Hastanenin önünde neredeyse çadır kuran aile yakınları oldu. Beraber yatıp beraber kalktık… Onlara da kendi ailemiz gibi davrandık.

İnsanlara yakınlarını kaybettiğini söylemek kolay ve alışılabilecek bir şey değil. Elimizin kolumuzun bağlı olduğu durumlarda bunu ailelerle paylaştık, paylaşıyoruz…”

GÜNDOST: “ARTIK DAHA RAHATIZ. HASTALIK BİLİNMEZ DEĞİL…”

“Yoğun bakımda iki yıl nasıl geçti?” soruna ilk yanıtı Dr. Levent Gündost verdi. Gündost, şunları söyledi:

“Hepimiz için beklenmedik bir süreçti… Covid-19’un bilinmezliği söz konusuydu. Anestezi makinelerinden ilaçlara, sağlıkta birçok eksiğimiz vardı. Bu işe, kendi imkanlarımızla 6 yataklı nöroloji yoğun bakımında başladık. Zor bir süreçti.

Kendi kendinizi enfekte etme riski olduğundan koruyucu ekipmanları giyme, çıkarma ayrı bir dertti. Günde yarım saatimizi buna harcardık. Bu obsesyonla çalışmak çok zordu. Sadece fiziksel değil psikolojik olarak da yıprandık. İlk başta eve gitmeye korkardık. Kapıda soyunup içeri öyle girerdik. Yakınlarımız da bizden korkardı. Ailemizi, arkadaşlarımızı göremedik ama artık daha rahatız. Hastalık bilinmez değil, imkanlarımız iyi… Ekip olarak daha güçlüyüz.”

COVİD-19’UN BULAŞTIĞI TEK UZMAN DR. GÜNDOST OLDU

Yoğun bakımda görev yapan 4 anestezi uzmanından sadece Dr. Levent Gündost Covid-19’a yakalandı. Dr. Levent Gündost, Covid-19 sürecinin şöyle anlattı:

“Semptomum yoktu, hastalığı rutin testte saptadık. 2021 Ocak’ta ilk, Şubat’ta da ikinci doz aşımı olmuştum. Mart’ta hastalığa yakalandım. Aşılı olduğum için rahat geçirdim.”

ÇELEBİ: “SADECE DOKTORLAR DEĞİL, HERKES KENDİNDEN VEREREK ÇALIŞTI”

Ekibin en yeni üyesi olan, ülkeye 6 ay önce dönen Dr. Ersu Çelebi şunları anlattı:

“Hastalık çıktığında akla gelen ilk senaryo Çin’de yolda yürürken düşüp ölen insanlardı… Bir bilmezlik söz konusuydu. Eksikliklerin yaşandığı dönemde ben burada değildim ama sıkıntılı günlerimiz oldu; genç hastalarımızı kaybettik; yoğun bakımın dolduğu dönemler oldu. Sadece doktorlar değil, herkes kendinden vererek çalıştı. Rahatladık diyemiyoruz ama son zamanlarda yer sıkıntımız yok, yoğun bakımlık olabilecek hasta sayısı iki-üç ay önceye göre düştü… Artık yüz güldüren sayılar var… Omicron varyantı, bağışıklığın artması, aşılar… Aşıların etkisini hissettik. Toplum aşılandıkça bize gelen ağır hasta sayısı, gördüğümüz vakaların şiddeti azaldı. Aşısızların, dozlarını tamamlamamış hastaların Covid-19’u çok şiddetli geçirdiğini gözlemledik… Bence, pandemi algının değişmesiyle, Covid-19 normal bir hastalıkmış gibi davranmaya başladığımız gün bitecek…”

BEDEVİ: “İLK DÖNEM, ÜSTÜMDE VİRÜS VARMIŞ GİBİ HİSSEDERDİM, MARKETE GİDİP ALIŞVERİŞ YAPMAYA UTANIRDIM”

Dr. Raşit Bedevi, ise şunları söyledi:

“Bilmediğimiz bir hastalık. Ne yapacağız, nasıl yapacağız?.. Neyin içine girdiğimizi bilmiyorduk. Ekipmanlar bizi korur mu korumaz mı? İlk dönemlerde ‘insanlara bir şey bulaştırır mıyım’ diye çekinirdim. Kendimi kirli, üstümde virüs varmış gibi hissederdim, markete gidip alışveriş yapmaya utanırdım. Evden işe, işten eve… Bir dönemi böyle geçirdik. Hemen öncesinde hastanede yangın da çıkmıştı. Bomboş bir hastane… 10-15 insan, öyle gider çalışırdık. Zaman geçtikçe sürece adapte olmaya başladık. Rahatlığı yeni yeni hissetmeye başladık diyebilirim. Buna tecrübemizin de faydası oldu. Hastalık sürekli mutasyona uğradığından hâlâ endişe var tabi… ”

ONBAŞI: “HASTALIĞIN KIRILMASINI AŞI SAĞLADI. SADECE İKİ KEZ KAPANARAK BU TABLOYA ULAŞMIŞSAK, AŞININ SAYESİNDEDİR”

Dr. Şükrü Onbaşı ise şunları anlattı:

“Mart sonuna doğru ilk hastayı yoğun bakıma aldık. Görevi ilk alan bendim… Giyindim, içeri girdim. Oda bomboş… Hasta geldi, bir tuhaf oldum. Korktum… Şimdi ne olacak? Hastayı entübe ettik, solunum desteğine başladık ama ilaç yok, veri yok… Diğer solunum yolu yetmezliği tablolarında ne yapılırsa onu yapmaya başladık. İlk 5 hastayı kaybettik, 40 yaşında bir kadın hasayı yaşatabildik… Çünkü spesifik tedavi yok, sadece destek tedavisi var.

Birkaç ay önce bebeğimiz olmuştu. Ben de kapının önünde soyunur eve öyle girerdim. İlk başta kit de yoktu, bize sık sık test de yapılmazdı… 5-6 aydan sonra, araştırmaları da takip ettikçe rahatladık. Ben nöbetteyken Levent evde kılavuza bakardı, Raşit ‘şunu okudum’ derdi… Türkiye’den hocalarımızı arardık…

Bu süreçte yoğun bakımda Covid-19 için kullandığımız etkin bir ilaç hiç olmadı, sürece katkısı olmayan ilaçları bıraktık zaten, dünya da bıraktı. Şu an yüz güldüren bir ilaç tedavisi yok…

Yoğun bakımdaki marifet solunum desteğini doğru kullanabilme, cihazları manipüle edebilme. Manevralar anestezi uzmanlarının tecrübesine bağlı… Biri 8, diğeri 15 yaşında iki çocuk kaybettik. Onların dışında beklenmedik kaybımız 3-4 kişiydi.

Hastalığın kırılmasını aşı sağladı. Sadece iki kez kapanarak bu tabloya ulaşmışsak bu, aşının sayesindedir. Evet, aşılı hastalar da yoğun bakıma yattı, aşılı hastalar yoğun bakımda öldü ama bunlar olacaktı. Aşının yüzde yüz koruyucu olmadığını biliyoruz. Omicron varyantı da yüzümüze güldü. Yoğun bakıma giren Omicron vakası saptamadık.

“İKİ AYDIR NEREDEYSE YOĞUN BAKIMDA AŞILI HASTAMIZ YOK…”

Şu an yoğun bakımdaki yaş ortalaması 80… 100 yaşında aşısız hastamız var. Hasta yakınının kendi, eşi, çoluğu çocuğu aşılı, annesi, babası aşısız. Bizim insanımız yaşlısını aşılatmadı. Ben topluma notunu burada verdim. İki aydır neredeyse yoğun bakımda aşılı hastamız yok…

Vakaları saymayı bıraktığımız gün salgın bitecek ama bana göre en önemli soru şu: ‘Hastaların organizasyonu nasıl yapılacak, kim nereye yatırılacak? Yoğun bakımda Covid-19 olmayan bir hastanın yanına Covid-19 hastası yatırdığımız gün bu iş bitmiş demektir. Domuz gribi hastaları geçmişte izole edilirdi, şimdi diğer hastalarla birlikte kalıyorlar…”

İKİ KARDEŞ COVİD-19 NEDENİYLE YOĞUN BAKIMA YATTI… BABALARINI DA BU HASTALIKTAN KAYBETTİLER…

Yoğun bakıma yatırılan hastalar da Covid-19’u anlattı.

Yenierenköy’de yaşayan 42 yaşındaki Yasemin Babili 2 yıl önce, 33 yaşındaki kardeşi Fikret Mimar da Aralık 2021’de yoğun bakıma yatırıldı, 66 yaşındaki babaları Necat Mimar ise Covid-19 nedeniyle Kasım 2021’de yoğun bakımda hayatını kaybetti.

Nisan 2020’de yoğun bakıma yatırılan ilk yerel vakalardan olan Yasemin Babili entübe edildi, Fikret Mimar ise yoğun bakımda solunum desteği aldı. İki kardeşin de yoğun bakımdan servise, servisten de eve taburcu edilmesi yaklaşık bir ayı buldu.

BABİLİ: “HAYALLER SAYESİNDE HAYATTA KALDIM”

Boğaz ağrısı şikayetiyle sağlık ocağına başvuran, bir süre evinde dinlenen ancak solunum sıkıntısı yaşayınca hastaneye kaldırılan Yasemin Babili, şunları anlattı:

“Süreci çok hatırlamam. Sadece hastaneye yatırılmaktan korkardım. Yoğun bakımda, eşimle çocuklarımın yanıma geldiğini gördüm ve sanki başucumda kelebekler uçardı.

Küçük bir ışık gördüm. Ona doğru giderken, eşim ve çocuklarım bana çağırdı. Belki de ölüyordum, bilmiyorum… Hayaller sayesinde hayatta kaldım. Uyandığımda ‘çocuklarımla eşim burada mı?’ diye sordum, ‘yok’ dediler…

Hemşireler de doktorlar da bize çok iyi baktı. Onlara teşekkür ediyorum. Şu an hiçbir sağlık sorunum yok, sadece unutkanlığım var… Ben hastalığa ilk yakalananlardanım diye aşısızdım ama babam da kardeşim de çift doz aşılıydı. Hiçbir hastalığımız da yoktu… Babam için çok üzgünüm.

İnsanlar rahat ama bu hafife alınacak bir hastalık değil. Maskesiz gördüğüm insanları uyarırım… ‘Hastalık geçti, aşılıyız’ derler ama öyle değil… Hâlâ korunmak gerek… Ben çok dikkat ediyorum. Yaşamayan bilemez…”

MİMAR: “ESKİ GÜCÜM KALMADI…”

Yorgunlukla başlayan, ateşle devam eden süreçte pandemi otelinde solunum sıkıntısı yaşayan, Acil Durum Hastanesi’ne sevk edilerek yoğun bakıma alınan 33 yaşındaki Fikret Mimar ise şunlar anlattı:

“Babamı kaybettiğimizi pandemi otelinde öğrendim, cenazesine katılamadım. Solunum sıkıntısı yaşayınca beni Acil Durum Hastanesi’ne sevk ettiler. Hiçbir yan hastalığım yoktu, iki doz aşılıydım. Yoğun bakıma gireceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Hatırlamak dahi istemediğim çok kötü bir süreç yaşadım. Nefes alamazdım. Öleceğimi düşündüm. Eşimi, 8 aylık bebeğimi geride bırakmaktan korktum. Doktorlar ve hemşireler bizimle çok ilgilendi. Çıktıktan sonra hepsine teşekkür etmek için hastaneye gitmek istedim ama gidemedim, çekindim. Sizin aracılığınızla onlara çok teşekkür ediyorum…

Akciğerlerimde hâlâ sorun var, eski gücüm kalmadı. Türkiye’ye de gidip muayene oldum. İnsanlar hastalığı hafife almasın… Aşı olmayanlar bir an önce aşı olsun ve korunsun.”  TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Madleen gemisindeki aktivistlerden Thunberg: “(İsrail tarafından) uluslararası sularda kaçırıldık”

Published

on

By

İsrail’in Gazze’ye insani yardım taşırken uluslararası kara sularında alıkoyduğu Madleen gemisindeki 12 insan hakları aktivistinden biri olan Greta Thunberg, İsrail tarafından kaçırıldıklarını ve bunun İsrail’in işlediği “sayısız ihlallerden biri” olduğunu söyledi.

İsveçli aktivist Greta Thunberg, İsrail tarafından sınır dışı edilmesinden sonra Paris Charles de Gaulle Havalimanı’nda basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Gazze’ye yardım götürmek için yola çıkan ve daha sonra İsrail tarafından engellenen Madleen gemisinde bulunan 12 aktivistten biri olan Thunberg, İsrail güçleri tarafından kaçırıldıklarını belirtti.

“Uluslararası sularda kaçırıldık” diyen Thunberg, daha sonra “kendi iradeleri dışında İsrail’e götürüldüklerini” kaydetti.

Thunberg, Gazze’ye yönelik ablukayı kırmak için yola çıktıklarını ve Madleen’de bulunan arkadaşları ile “hiçbir yasayı çiğnemediklerini” vurgulayarak, İsrail tarafından alıkonmalarına ilişkin, “Bu, İsrail tarafından işlenen sayısız ihlaller listesine eklenen bir başka kasıtlı hak ihlalidir.” dedi.

Öte yandan Thunberg, İsrail güçleri tarafından alıkonmalarının “Filistin halkının yaşadıkları ile kıyaslanamayacağını” ifade etti.

Gazze’ye insani yardımların bir an önce ulaştırılmasını ve İsrail işgalinin, baskısının ve sistematik şiddetinin sona ermesini istediğini söyleyen Thunberg, Filistin’i desteklemekten geri durmayacaklarının altını çizdi.

İsrail, alıkoyduğu Madleen gemisindeki 12 insan hakları aktivistinden aralarında Greta Thunberg’in de yer aldığı 4 kişiyi sınır dışı edeceğini, bunu reddeden 8 aktivistin ise mahkemeye çıkarılacağı duyurmuştu.

– İsrail, Madleen gemisine müdahale etmişti

“Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition)” adlı sivil toplum kuruluşunun Gazze’ye yönelik ablukayı kırıp bölgeye yardım götürme amacıyla düzenlediği son misyon çerçevesinde 18 metrelik gemi, 1 Haziran’da İtalya’nın Katanya kentindeki San Giovanni Li Cuti Limanı’ndan Gazze için yola çıkmıştı.

Madleen gemisindeki aktivistler, İsrail ordusunun müdahale etmesi durumunda barışçıl tutumlarını sürdüreceklerini ve direniş göstermeyeceklerini duyurmuştu.

İsrail ordusu, dün Gazze’ye yönelik ablukayı kırmayı amaçlayan Madleen gemisine müdahale etmiş ve gemidekileri alıkoymuştu.

Gemide, Avrupa Parlamentosunun Fransız üyesi Rima Hassan ve Almanya vatandaşı Yasemin Acar’ın yanı sıra Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilya’dan Thiago Avila, İspanya’dan Sergio Toribio, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi, İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve gazeteci Omar Faiad bulunuyordu.

Devamını Oku

Dünya

İngiltere, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Norveç’ten, iki İsrailli bakana yaptırım kararı

Published

on

By

İngiltere, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Norveç, Batı Şeria’da Filistinlilere karşı nefreti kışkırttığı için İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e karşı yaptırım kararı aldıklarını açıkladı.

İngiltere, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Norveç dışişleri bakanları, ortak açıklama yaparak İsrailli bakanlar için yaptırım kararı aldıklarını duyurdu.

Açıklamada, Filistinlileri evlerinden çıkarma, saldırganlık ve insan hakları ihlalleri yönünde yapılmış aşırıcı söylemlerin kışkırttığı yerleşimci şiddetinin iki devletli çözümü baltaladığına işaret edildi.

Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin çok sayıda Filistinli sivilin ölümüne neden olduğu ve toplulukları yerlerinden ettiği vurgulanan açıklamada, “Biz, İsrailli ve Filistinliler için güvenlik ve onuru, bölge için uzun vadeli istikrarı sağlayacak iki devletli çözüme bağlı olmayı sürdürüyoruz. Ancak bu durum, aşırılık yanlısı yerleşimci şiddeti ve yerleşimleri genişletmeyle tehlikeye atılıyor.” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Ben-Gvir ve Smotrich’in aşırılık yanlısı yerleşimci şiddetini kışkırttığına ve Filistinlilerin insan haklarının ihlal edilmesine neden oldukları belirtildi.

Aşırılık yanlısı söylemler neticesinde Filistinlilerin yerinden edilmesinin ve Batı Şeria’da gasbedilmiş Filistin topraklarına yeni İsrail yerleşimlerinin kurulmasının tehlikeli bir girişim olduğuna işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bu eylemler kabul edilemez. İsrail hükümetiyle bu konuda geniş kapsamlı bir temas kurduk yine de şiddet olaylarının failleri eylemlerini dokunulmazlık ve cesaretle sürdürdü. Bu nedenle sorumlulara hesap sormak için bir adım atıyoruz. İsrail hükümeti, uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmelidir. Biz de yayılmacı, şiddet ve aşırılık yanlısı eylemlere karşı anlamlı adımlar atması çağrısı yapıyoruz.”

İki İsrailli bakanın İsrail’in güvenlik ve dünyadaki pozisyonunu da tehlikeye attığını belirten 5 imzacı ülkenin açıklamasında, “Hala, İsrail halkıyla ortak değerlerimiz, onların geleceği ve güvenliği temelinde güçlü bir ilişki kurmak istiyoruz.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Açıklamada, bugün alınan yaptırım kararlarının Batı Şeria’daki eylemlere odaklandığı belirtilirken Gazze’de yaşananlardan ayrı tutulmaması gerektiği de kaydedildi.

Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlilerin yerlerinden edilmemesi gerektiği vurgulanan açıklamada, Filistin topraklarının daraltılmamasının önemine işaret edildi.

Acil bir ateşkes, esirlerin salıverilmesi ve Gazze’ye insani yardımların girişine izin verilmesi çağrısı yapılan açıklamada, Hamas tarafından yönetilmeyen bir Gazze ve iki devletli çözüm için siyasi bir yol haritası gerektiği bildirildi.

– Yaptırımlara ilişkin detaylar

İngiltere Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Ben-Gvir ve Smotrich’e uygulanacak yaptırımlara ilişkin detaylar paylaşıldı.

İki bakanın Filistinli sivillere yönelik devam eden kışkırtmaları nedeniyle uygulanan yaptırımların hemen yürürlüğe girdiği belirtilen açıklamada, “İngiltere, kamuya açık ya da özel görüşmelerde (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümetini gelecekteki Filistin devletini baltalayan yasa dışı yerleşim yerlerini genişletmemeye, yerleşimci şiddetini bastırmaya ve iki bakanın kışkırtıcı aşırılık yanlısı ifadelerini kınamaya çağırdı.” değerlendirmesi yer aldı.

Açıklamada, Smotrich ve Ben-Gvir’in Batı Şeria’daki Filistinlilere yönelik saldırganlık ve şiddet eylemlerini teşvik etmek, zalimce, insanlık dışı, aşağılayıcı muamele ve cezaya maruz kalmama hakkını ihlal eden faaliyetlerde bulunmak, bunlara katılmak, teşvik etmek ve desteklemekten sorumlu olduğu belirtildi.

Ben-Gvir ve Smotrich’e yönelik mal varlıklarını dondurma, seyahat yasağı, şirket yöneticisi, kurucusu olmama ya da şirket tanıtımına katılma yasağı yaptırımlarının uygulanacağı açıklandı.

– İsrail yaptırıma yanıt verileceğini açıkladı

Öte yandan, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İngiltere’nin Smotrich ve Ben-Gvir hakkında aldığı yaptırım kararına yanıt vereceklerini açıkladı.

Bakan Saar, Zambiya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Mulambo Haimbe ile yaptığı ortak basın açıklamasında, İngiltere’nin aşırı sağcı bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilere yönelik yaptırımlara dahil edilmesi kararı hakkında bilgilendirildiklerini söyledi.

İsrail Başbakanı Netanyahu’yu bu konuda bilgilendirdiğini ve yaptırım kararına verilecek yanıtı değerlendireceklerini dile getiren Saar, gelecek haftanın başında bu konuda özel bir kabine toplantısı yapacaklarını açıkladı.

Saar, İsrailli bakanlara yönelik yaptırım kararının “çirkin” olduğunu savundu.

Devamını Oku

Dünya

Brent petrolün varili 66,82 dolardan işlem görüyor

Published

on

By

Brent petrolün varili, uluslararası piyasalarda 66,82 dolardan işlem görüyor.

Dün 66,79 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 66,75 dolar seviyesinde tamamladı. Brent petrolün varil fiyatı, bugün saat 09.18 itibarıyla kapanışa göre yaklaşık yüzde 0,1 artışla 66,82 dolar oldu. Aynı saatte Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 64,58 dolardan alıcı buldu.

Petrol fiyatlarındaki kısmi yükselişte ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmelerine dair iyimserliğin artması etkili oldu.

ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in geçen hafta gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin ardından iki ülkenin yetkilileri dün Londra’da bir araya geldi.

Trump, Beyaz Saray’da düzenlenen yatırım etkinliğinde yaptığı açıklamada, Londra’daki temaslardan “iyi haberler” aldıklarını belirtti. ABD’li şirketlerin Çin pazarına açılmasını istediklerini vurgulayan Trump, “Bu Çin için harika bir şey olacak, dünyanın geri kalanı için de harika bir şey olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Çin’e yönelik ihracat kontrollerinin kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin soruya ise Trump, “Göreceğiz.” yanıtını verdi.

İki ülke arasında daha önce yaşanan tarife restleşmeleri sonrası ABD, Çin’e uyguladığı gümrük vergilerini yüzde 145’e kadar çıkarmış, Pekin ise ABD ürünlerine yüzde 125 tarife uygulamıştı. Artan gerilim sonrası taraflar geçen ay İsviçre’nin Cenevre kentinde görüşmüş ve karşılıklı gümrük tarifelerinin 90 gün boyunca düşürülmesi konusunda uzlaşmıştı.

Ancak Trump, 30 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Çin’in Cenevre’de varılan anlaşmanın büyük bölümünü ihlal ettiğini öne sürdü. Çin Devlet Başkanı Şi ile konuyu ele alacağını belirten Trump, çözüme ulaşılmasını umduğunu ifade etti.

Washington ile Pekin arasında olası bir uzlaşmanın, dünyanın en büyük petrol tüketicisi ve ithalatçısı konumundaki iki ülkenin talebini artırarak fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturması bekleniyor.

Öte yandan, ABD’nin İran ile yürüttüğü nükleer müzakerelerde henüz ilerleme kaydedilememesi piyasalarda arz endişelerini derinleştiriyor. Dün İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesi sonrası konuşan Trump, ABD’nin İran ile perşembe günü yeni bir görüşme gerçekleştireceğini belirterek, “O zamana kadar bekleyeceğiz. Vazgeçmek istemiyorlar. Vazgeçmeleri gereken şey uranyum zenginleştirmesi. Biz de tam tersini istiyoruz.” dedi.

Trump, İran’ın hala ABD’nin taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu dile getirerek, “Bunu söylemekten nefret ediyorum çünkü alternatifi çok, çok kötü ve onlar orada değiller. Anlaşma hakkındaki düşüncelerini bize ilettiler ve ben de bu kabul edilebilir değil dedim.” ifadesini kullandı.

Brent petrolde teknik olarak 71,30 doların direnç, 62,54 doların destek olarak izlenebileceği ifade ediliyor.​​​​​​​

Devamını Oku

Trending

Reklam