Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

CTP Genel Başkanı Erhürman katıldığı programda soruları yanıtladı

Published

on

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, ülkedeki mevcut durumun, ekonomiye, demokrasiye, çevreye, siyasi kültüre ve her alana zarar verdiğini savunarak, “Tek çözüm, bu zihniyeti değiştirmektir” görüşünü ifade etti.

CTP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, katıldığı programda soruları yanıtladı.

Erhürman, gündemdeki konulara dair açıklamalarda bulundu. Erhürman, içinde bulunulan dönemin sürprizlere açık olmadığını ve her şeyin mümkün olduğu bir dönemin yaratıldığını belirtti. “Bu durum, ülkeye kalıcı zararlar veriyor” diyen Erhürman, “En büyük endişem bu; ekonomide yıkım yaşanıyor ancak doğru politikalarla toparlamak mümkün. Demokrasimiz ciddi zarar gördü, bunu da telafi etmek mümkün. Ancak çevreye ve siyasi kültüre verilen zararları geri döndürmek çok zor. İnsanlar bu durumun farkında. Tek çözüm, bu zihniyeti değiştirmektir. Hakim olan bir zihniyet var ve bu zihniyet toplumun tamamına yayılmayı hedefliyor. Bunu değiştirmenin tek yolu bu zihniyetten kurtulmaktır” dedi.

Toplumların bir varoluş refleksi olduğuna vurgu yapan Erhürman, şunları kaydetti:

“Değiştirirken kim gelsin sen karar verirsin. Bu bir varoluş refleksidir. O refleksi sergileyemezsen, varoluşla ilgili sıkıntı var demektir. Şu anda var olandan mutlu olan birini sokakta bulamıyorum. Eğitimden sağlığa, enerjiden diğer tüm alanlara kadar aynı zihniyet hakim. Bütün dünya eğitimin kalitesini konuşurken biz konteyner sınıflarını, kaç kişinin Türkçe bildiğini konuşuyoruz. Dünya başka şeyleri tartışırken biz bu gündemin çok gerisinde kalıyoruz. Bu sürdürülebilir bir durum değil ve geri döndürülmesi de çok zor. Toplumun ilk fırsatta bu zihniyeti değiştireceğine inanıyorum çünkü varoluş kaygısı taşıyan bir halk var.”

Ekonominin Güney’e kaçış hızının arttığına dikkat çeken Erhürman, “İnsanlar artık lokantaya gitmek için bile Güney’e geçiyor. Maliye, birçok alandan gelecek KDV gelirlerinden mahrum kalıyor. Ekim, kasım gibi çok ciddi bir sarsıntı yaşanabilir ancak bu duruma karşı hiçbir adım atılmadı. Halk yoksullaşmaya devam ederken, ülkeyi yönettiğini iddia edenler hiçbir şey yokmuş gibi gülerek dolaşıyorlar. Toplumun varoluş refleksini gösterip bu duruma karşı çıkması gerekiyor. Ya bu refleksi gösteririz ya da yok olmaktan şikayet etmeyi bırakırız” dedi.

Okullarda artan öğrenci sayısından ve sorunlardan da örnekler veren Erhürman, Gönyeli İlkokulu’na işaret etti.

Gönyeli İlkokulu’nda öğrenci sayısının çok fazla olduğunu ve kaç nöbetçi öğretmen gerektiğinin bile hesaba katılmadığını belirten Erhürman, eleştirilerde bulundu.

İşçilerin yaşadığı sıkıntılar, eğitimdeki sorunlar yanında hastanelerdeki duruma da değinen Erhürman, “Hastanelerde insanlar Karpaz’dan geliyor ama ilaç bulamıyor. Onkoloji bölümünde iki hemşire, her milletten hastayla başa çıkmaya çalışıyor. Nüfusun ne olduğunu bilmezsen hiçbir şey yapamazsın. Tablo felakete doğru gidiyor. Yarattığınız bu nüfusa hükümete geldik, sizi gönderiyoruz diyemezsiniz. Gelen insanlara insan onuruna yakışır olanaklar sunamamanın utancını yaşıyoruz” dedi.

Nüfus sayımının önemine dikkat çeken Erhürman, “Nüfus sayımından daha önemlisi nüfus politikasıdır. Veri olmadan bir ülke yönetilemez” görüşünü belirtti.

23 üniversitenin olduğu bir ülkede sistemi denetlemenin önemine vurgu yapan Erhürman, her alanda kalite sorunu olduğunu ve artık gerçeklerle yüzleşme zamanının geldiğini kaydetti.

Kıbrıs sorunu ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Erhürman, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi’nin atanmasının bir sürecin başlangıcına işaret ettiğini ifade ederek, şunları dile getirdi:

“Bu süreçte hareketlilik devam ediyor. AB-Türkiye ilişkilerinde Kıbrıs, bunun bir parçasıdır. BM Genel Kurulu’nu önemli bir dönüm noktası olarak görüyorum. Üçlü görüşme ihtimali uzak değil. Eğer gerçekten çözüm istiyorsak, siyasi eşitlik meselesini çözmeliyiz. BM’ye tek söylediğimiz şey, sözünüze sahip çıkın. Biz dünyaya kapılarımızı kapatacak durumda değiliz. Çocuklarımızın ihtiyacı bu değil.”

 

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Kurban Bayramı’nın üçüncü günü…

Published

on

By

Kurban Bayramı’nın üçüncü gününde de kutlamalar devam ediyor.

İslam aleminin iki büyük bayramından biri olan 4 günlük Kurban Bayramı’nın bugün üçüncü günü… Bayramlarda aile büyükleri ziyaret ediliyor, eş dost akraba bir araya geliyor, bayram şekerleri, tatlılar ikram ediliyor. Bayram sofraları kuruluyor.

Hayatta olmayan aile büyükleri mezarlarında ziyaret edilerek, dualar ediliyor, tütsüler yakılıyor, çiçek bırakılıyor.

Çocuklar için bayram yerleri ilgi görürken, havanın ani ısınmasıyla plajlar da hem serinlemek hem de eş dost ailenin bir araya geldiği cazip buluşma yeri haline gelmiş durumda…

Tüm uyarılara rağmen bazı trafik kazaları dışında, huzur bozucu önemli bir olay yaşanmazken, Polis Genel Müdürlüğü, halkın bayramı huzur ve güven ortamı içerisinde geçirebilmesi için bayram tatili boyunca 24 saat kesintisiz halkın hizmetinde olacağını duyurmuştu.

Açıklamada, şikayet ve yardım taleplerini değerlendirmek üzere, her zaman olduğu gibi bayram tatili süresince de, “155 Polis İmdat, 199 İtfaiye, 156 Narkotik” ve diğer telefon hatları ile kesintisiz olarak 24 saat halkın hizmetinde olunacağı belirtilmişti.

Belediyeler de, her bayram olduğu gibi bu bayram da hizmetlerin aralıksız sürdürülebilmesi için tedbirlerini aldığını duyurmuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Üretici Ahmet Uzunkaya özellikle lezzetli karpuz seçiminde dikkat edilmesi gerekenleri anlattı

Published

on

By

Rengarenk, sulu sulu birbirinden farklı lezzetlerde yaz meyveleri artık tezgahlarda..

En çok tercih edilen yaz meyvelerinin başında ise hiç şüphesiz kavun, karpuz geliyor ..

Tabii işin püf noktası en lezzetlisini seçebilmekte ..

Kavun, karpuz üreticisi Ahmet Uzunkaya’ya özellikle lezzetli karpuz seçiminde dikkat edilmesi gerekenleri sorduk..

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: Bir zamanlar yoksulluğumuzu bahane eden Rum liderliği, şimdi ekonomik gücümüzden korkuyor

Published

on

By

Başbakan Ünal Ünal Üstel, Kıbrıs sorunu konusunda yazılı bir değerlendirme yaptı.

Kıbrıslı Türkler’in, tümünün kendini bildi bileli Kıbrıs sorunuyla yaşadığını , Kıbrıs sorununun siyasal çözümsüzlüğünün, haksız – adaletsiz ambargoların mağduriyetini yaşadığını kaydeden Başbakan üstel, Kıbrıs Türk tarafının, her zaman Kıbrıs Sorununun çözümünde, istediklerini net olarak ortaya koyarak katkı koyduğunu kaydetti.

Bu konuda vatandaşlardan sürekli sorular aldığını ifade eden Başbakan Üstel ,Kıbrıs Türk tarafının hiçbir zaman müzakere masasını devirmediğinin altını çizdi.

Üstel değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

‘Çözüme yaklaşıldığı zaman müzakere masasını deviren, fırsatları kurşunlayan Rum tarafı olmuştur.
KKTC ekonomisinin güçlenmesi, global tüm sorunlara rağmen ayakta durup ilerlememiz Rum liderliğini rahatsız etmektedir.
Yıllar evvel, ‘ Fakir, yoksul Kıbrıslı Türklerle çözüm için anlaşırsak, ekonomik bedelini biz ödeyeceğiz’ diyen Rum liderliği şimdi, ekonomik yeterliliğimizden korkmaktadır.
Rum lider Hristodulidis’in talimatı ve yönlendirmesiyle KKTC’deki yatırımcılara mülkiyet konusunda başlatılan saldırı tam da bu nedenledir.

Başbakanı olduğum UBP – DP – YDP koalisyon hükümeti, gelişmeleri tribünlerden izlemiyor. Gerekli her türlü adımı Anavatan Türkiye’nin de desteğini alarak atma konusunda hiçbir tereddütümüz yoktur.
Halkımız, iş dünyamız rahat olsun.
Egemen eşitlik ve eşit uluslararası ilişki ve devamında iki devletli çözüm, çözüme engel değil tam tersi çözüme destektir.
Toplumlararası görüşmelerde, Rum tarafı dış dünyaya, nüfus farklılığından hareketle, sayısal eşit olmayan tarafların eşitliğinin nasıl olacağını, sorup, kendi üstünlüklerini savunmaya çalışıyor.
Halbuki iki devletli çözümden önce, iki devlet temelli müzakere, çok daha fazla eşitler arası müzakere özelliği taşır ve her türlü eşitlikçi çözüme daha uygundur..
Devletler değil, nüfus esas olsaydı Avrupa Birliği’nin en önemli karar organlarında, karar mekanizmalarında nüfusu çok az ülkelerle, çok fazla olan ülkelerin eşitliği olamazdı.
Ulusal Birlik Partisi ve partimizin büyük ortak olduğu koalisyonumuz, iç meseleler kadar Kıbrıs sorununun çözümüyle de yakıdan, katkı koyucu bir anlayışla ilgilenmektedir.
1963 – 1974 arası çok zor dönemlerden geçerken, diz çökmeyen Kıbrıs Türkü, KKTC çatısı altında asla diz çökmeden, çok daha güzel günlere, geleceğe yürüyecektir.
Hristodulidis’in, mülkiyet konusundaki, saldırgan, terörist karakterli tutumu ortadadır.
Hristodulidis, siyasetin sorumluluk ilkesini ihmal etmektedir.
Bu bir tehdit değil, hakikatin bir beyanıdır. Her eylemin bir bedeli vardır ve bu bedel, zamanı geldiğinde hem Rum toplumu hem de uluslararası kamuoyu tarafından görülüp anlaşılacaktır.
Biz, adaletsizliğe göz yumanlardan olmayacağımız gibi, adaletin ve insan haklarının tarafında olup ve yapılanlara karşı sessiz kalmayacağız.’

Devamını Oku

Trending

Reklam