Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

CTP Genel Başkanı Erhürman, New York temasları konusunda sivil toplum örgütlerini bilgilendirdi

Published

on

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman, New York temasları ve Kıbrıs sorunu konusunda sivil toplum ve sendika temsilcileri ile toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıda konuşan Erhürman, Sosyalist Enternasyonalin “Barış Süreçlerinin Mimarisi” başlığıyla düzenlenen toplantılarına katılmak üzere New York’a gittiklerini anımsattı.
CTP olarak Kıbrıs’ta bir çözüm olacaksa bunun BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon olması gerektiği düşüncesinde olduklarını kaydeden Erhürman, geçmişte bu zeminde yapılan müzakerelerde neden bir sonuca ulaşılamadığını incelemek ve ona göre metodoloji oluşturmak gerektiğini ifade etti.
“Biz müzakere olsun diye müzakere istemiyoruz. Bizi sonuca ulaştıracak bir müzakere istiyoruz” diyen Erhürman, sonuca ulaşabilmek için müzakere başlamadan önce yapılması gerekenlerin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Erhürman “bizim metodolojik açıda ilk maddemiz Müzakere masası kurulmadan önce siyasi eşitlik ve dönüşümlü başkanlık teyit edilecek ve öyle başlanacak. Bunlar pazarlık konusu yapılmayacak ki sonuca ulaşabilelim. İki masa kurulacaksa bu masada zaman sınırı olacak. Üç müzakere süreci sonuç odaklı olacak…/… Yani sonuç odaklıdan bizim anladığımız sıfırdan başlamayalım Crans Montana’da nereden kaldıysa oradan başlayalım. Dördüncüsü ise BM başlamadan ortaya şart koşsun, eğer yine Kıbrıs Rum liderliğinin ayak sürmesi sonucu bu masa devrilirse bu statükoya geri dönülmeyecek, bunu da baştan belirleyelim”diye konuştu.
Erhürman, bu dört maddenin hiçbirinin CTP’nin ön şartı olmadığını BM’nin kendi sözleri olduğunu belirtti.
Bulunduğu bölge nedeniyle Kıbrıs sorununun salt toplumlar arası bir sorun olamayacağını belirten Erhürman, enerji konusunda siyasi gerekçelerle Türkiye’yi dışarda bırakan bir proje uygulanmak istenirse bunun bölgedeki çözüm ve barış atmosferine zarar vereceğini vurguladı.

Erhürman “gerçekten çözümü desteklemek istiyorsanız yapmanız gereken hem bu projeyi iki toplumlu hale getirmek hem de ekonomik akla uygun bir şekle dönüşmesini sağlayarak karşılıklı bağımlılık yaratmaktır. Yunanistan, Kıbrıs, Türkiye enerjide ortak oldu demek bu bölgede barış ve istikrar açısından geleceğe dönük önemli bir adım atıldı demektir” dedi.
New York’ta BM Genel Sekreteri ve liderlerin gayri resmi yemekte bir araya gelmesine ilişkin değerlendirmede de bulunan Erhürman, bunun olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti.
Erhürman, CTP olarak her türlü diyaloğu sonuna kadar desteklediklerini belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan arasında uzun yılların ardından ilk kez önemli bir temas hattı oluştuğunu da anımsatan CTP Genel Başkanı Erhürman, bunun çok önemli bir gelişme olduğunu ve Kıbrıs sorununun ekseni dışında düşünülemeyeceğini belirtti.
Erhürman “Kıbrıs sorununda uzun süredir bir hareketsizlik var. Ancak CTP olarak son 8-10 aydan beridir şunu söylüyoruz; ‘Kıbrıs sorununda hareketsizlik var gibi görünüyor ancak öyle değil. Arka kapı diplomasisi çok hızlandı” yorumunda bulundu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

KTSO Ürdün’ün hellim ithalatına getirdiği yasağı değerlendirdi: “Hellim ticaretini olumsuz etkileyecek”

Published

on

By

Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), Ürdün hükümetinin tüm ülkelerden süt ve süt ürünleri ithalatını durdurma kararının, ülkenin en önemli ihracat kalemlerinden biri olan hellim ticaretini olumsuz etkileyeceğini belirtti.

Sanayi Odası tarafından yapılan açıklamada, Katar ve Lübnan’ın ardından Ürdün’ün de hellim ihracat pazarları arasından çıkmasının, sektörde ciddi bir daralmaya yol açacağı belirtilerek, hükümete üreticilere yeni pazarlar konusunda destek olma çağrısında bulunuldu.

KTSO, bu sürecin yalnızca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yönelik bir yasak olmadığını, Ürdün’ün yerel süt ve süt ürünleri üreticilerini korumak, sektörü sürdürülebilir hale getirmek ve yapısal olarak güçlendirmek amacıyla tüm ülkelere yönelik bir ithalat yasağı kararı aldığını ifade etti.

Açıklamada, Ürdün’ün aldığı bu kararın bir plan çerçevesinde olduğu belirtilirken, kararın aniden uygulanmasının KKTC’li üreticileri mağdur ettiğine dikkat çekildi.

Sanayi Odası açıklamasında, “Ürdünlü ithalatçılarla KKTC’li hellim üreticilerinin en azından mevcut anlaşmalarını tamamlamalarına izin verilseydi, yoldaki ürünler ithalatçılara ulaşabilir, ihracat için yola çıkan tırlarımız Mersin ve Gazimağusa limanlarında kalmazdı. Bu açıdan, Ürdün hükümetinden daha duyarlı bir yaklaşım beklerdik.” ifadelerine yer verildi.

“Ürdün hükümetinin yerel üreticiyi koruma amacıyla aldığı karar takdire şayandır. Sanayi Odası olarak yıllardır savunduğumuz ve hükümetlerimize sürekli olarak anlattığımız konu da budur.” denilen açıklamada, gerekli görüldüğünde ithalata yasak getirilebileceği ve bu tür uygulamaların ilgili sektörleri uzun vadede güçlendirebileceği ifade edildi.

Geçmişte KKTC’de zeytinyağı ithalatına getirilen yasağın zeytin üretimini artırdığı ve modern tesislerin kurulmasına önayak olduğu hatırlatılan açıklamada, Ürdün örneğinin dünya genelinde yerli üretimin korunmasına verilen önemin somut bir göstergesi olduğu belirtildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Erhürman:Kıbrıs Türk halkının değişim iradesi nettir

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının değişim iradesinin net bir şekilde görülebileceğini kaydetti.

CTP’den yapılan açıklamaya göre, katıldığı programda soruları yanıtlayan Erhürman, “Ekim ayından sonra Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi masada olacak.” ifadelerini kullandı.

“Şengen” meselesinin esasen bir vize meselesi olduğunu kaydeden Erhürman, AB ülkelerinin büyük çoğunluğunun da bu sisteme üye olduğunu kaydetti. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Şengen’e üye olma durumuyla ilgili konuşan Erhürman, “Bu, AB açısından yapılması gereken bir iştir, bunu görüyoruz ve anlıyoruz. Ancak esas mesele, Kıbrıslı Türklerin giderek görünmez hale gelmesidir. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ Anayasası’ndan söz ediyorsak, Kıbrıslı Türkler bu Cumhuriyetin kurucu ortaklarından biridir.” dedi.

Bu gelişmelerin, Kıbrıslı Türkler açısından olumsuz sonuçlar doğurma potansiyeli taşıdığını kaydeden Erhürman, şunları söyledi:

“Bizde bu konuyla ilgilenen herhangi bir makam var mı? Bu konudan haberdar dahi olmadıklarından eminim. AB burada bir hata yapmaktadır. Bizim taraftan ses çıkmaması da buranın sanki ‘normal bir yer’ olduğu izlenimini yaratıyor. Bu anlayışla da ‘Şengen’i buraya da getirelim.’ yaklaşımı sergileniyor. Oysa durum böyle değil ve bunu AB’ye anlatmak gerekiyordu zaten. Doğru düzgün bir görüşme bile yok. Bu konuyu anlatacak bir makam da yok. AB’ye yönelik algı da negatif yönde geliştiği için bu tür girişimlerde bulunma refleksi tamamen ortadan kalkmış durumda.”

– “Sarayönü’nden nutuk atarak sesimizi duyuramayız”

“Şengen meselesi bu haliyle geçerse, ‘karma evliliklerden’ doğan yurttaşlarımızın Güney Kıbrıs’a geçişinde sorun yaşanacağı çok açık.” diyen Erhürman, bu nedenle girişimlerde bulunulması gerektiğine işaret etti. Bu girişimleri yapabilecek tek makamın ise Cumhurbaşkanlığı makamı olduğunun altını çizen Erhürman, şöyle konuştu:

“AB ile düzenli temas içerisinde olursanız, bu gelişmelerden haberdar olursunuz. Aksi halde, atı alan Üsküdar’ı geçer. Tehditlerle, bağırarak, Sarayönü’nde konuşmalar yaparak bu halkın sorunlarını çözemezsiniz. Bu halkın sorunları diyalog ve diplomasiyle çözülür.”

Erhürman, “Ekim ayından sonra mülkiyet, karma evlilikler ve kapsamlı çözüm konularında, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi masada olacak.” dedi ve ekimden sonra hızlı bir diplomasi süreci yaşanacağını savundu.

“Sarayönü’nden nutuk atarak sesimizi duyuramayız.” diyen Erhürman, onlarca yıllık müzakerelerden çıkarılması gereken dersler olduğunu belirtti. “Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını yeniden masaya koymamız gerekir.” diye konuşan Erhürman, bunun yolunun diyalog ve diplomasi olduğunu yineledi. Mülkiyet meselesinde de aynı şekilde, Güney’de mal bırakan Kıbrıslı Türklerin olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğine vurgu yapan Erhürman, son dört buçuk yılda dünya ile ilişkilerin koptuğunu ileri sürdü.

– “Çözümsüzlük çözümdür mesajı veriliyor”

Erhürman, “AB ile kurulmuş onlarca ilişki ortadan kalktı. BM ile ilişkiler asgari düzeye indi. Esas mesele, bu ilişkilerin yeniden kurulmasıdır. Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesi yeniden gösterilmelidir.” diye konuştu.

Mülkiyet konusuyla ilgili konuşan Erhürman, ortada salt hukuki değil, siyasi bir mesele olduğunu savundu. Önceki yıllarda çözüm iradesinin, Kıbrıs Türk tarafında olduğunu söyleyen Erhürman, “Karşı taraf müzakereden kaçıyorsa, bu taraftaki bireyleri tek tek hedef haline getiremezsiniz diyorduk. Çözümsüzlüğün bedeli halka ödetilemez diyorduk. Şimdi çözüm iradesi yok.” dedi.

İki devletlilik söylemiyle dünyaya “çözümsüzlük çözümdür.” mesajı verildiğini ileri süren Erhürman, Rum lider Nikos Hristodulidis’in açtırdığı davaların ise hukukun bir araç olarak kullanılması olduğunun altını çizdi.

Erhürman, “Bu siyasi bir hamle gerektirir. Çözüm iradesini masaya koyacak ve dersinize çalışacaksınız.” dedi. Bir dönem Cumhurbaşkanlığı’nda düzenli toplanan mülkiyet masası bulunduğuna işaret eden Erhürman, şöyle devam etti:

“Sayın Talat döneminde kayıplar konusunda dava açtık. O güne kadar sadece Kıbrıslı Rumların kaybı olduğu sanılıyordu. Karşı davalara ihtiyaç kalmayacak şekilde çözüm iradesi devam etseydi, bugünlere gelmezdik. 2005’te hangi karşı davalar açılabilir diye makale yazdım. Ne yapmak istediğimizi biliyoruz. Müzakere masası vardı, mülkiyet masası vardı. Şimdi müzakere masası da yok, mülkiyet masası da.” dedi.

– “Planlama yok, yönetim yok”

İstişarenin tek taraflı bir şey olmadığını belirten Erhürman, “Doğru zeminde kurulan iyi ilişkiler ortadan kalktı. Türkiye açısından baktığımızda da özne olma sorunumuz var. Özne olmak, konuna hâkim olmak ve Türkiye Cumhuriyeti ile bu temelde istişare yürütmektir.” dedi ve “Son dört buçuk yıldır ne BM, ne AB, ne de Türkiye nezdinde özne olma durumu var.” ifadelerini kullandı.

Diyalog ve diplomasinin her zaman iyi olduğuna dikkat çeken Erhürman; inşaat, turizm, sanayi, eğitim ve sağlık hizmetlerindeki sıkıntılara değinerek, kılını kıpırdatmayan bir yapı ile karşı karşıya olunduğunu savundu.

“Planlama yok, yönetim yok. Mesele sandıkta çözülür. Sahada gördüğümüz net bir şekilde Kıbrıs Türk halkının değişim iradesidir. Bu değişim iradesiyle bu sorunlar çözülmeye başlanacaktır.” diyen Erhürman, ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin memlekete geri döndürülemez zararlar verdiğini ileri sürdü.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Eşi Sibel Tatar, Tekerlekli Sandalye Dans Milli Takımı sporcusu Yeliz Güllü ile bir araya geldi

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Eşi Sibel Tatar, Tekerlekli Sandalye Dans Milli Takımı sporcusu, 2019 Rusya Kıtalararası ve Dünya Kupası Şampiyonu Yeliz Güllü ile bir araya gelerek, görüştü.

Cumhurbaşkanlığı Engelliler Komitesi’nin önerisi ile Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sibel Tatar öncülüğünde hayata geçirilmesi hedeflenen “Tekerlekli Sandalye Dans Sporu” projesinin konuşulduğu görüşmede, projenin geniş kitlelere hitap edebilmesi ve herkese dokunulabilmesi adına Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği üyelerinin de bu projede yer alacağı ifade edildi.

Sibel Tatar, projenin hayata geçmesinin bir çok engelli bireye ışık tutacağına duyduğu inancı ifade ederek, engelli bireyler için örnek olan, tekerlekli sandalyedeki çocuklarımıza ve gençlerimize dans öğreterek onları hayata bağlayan Yeliz Güllü’ye projeye sağlayacağı katkılardan dolayı teşekkür etti.

Devamını Oku

Trending

Reklam