Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

CTP “Kıbrıs’ta Çözüm Ekseninde Ekonomi Paneli” düzenledi

Published

on

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) tarafından “Kıbrıs’ta Çözüm Ekseninde Ekonomi” başlıklı panel düzenlendi.

Partiden yapılan açıklamaya göre KTÖS Konferans Salonu’nda dün yapılan panelde, Mustafa Besim, İzge Arısal, Berkan Tokar, İpek Borman ve Mertkan Hamit konuşmacı olarak yer aldı. Panele, CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, bazı MYK Üyeleri, milletvekilleri ve belediye başkanları katıldı.

Panelde, Kıbrıs’taki çözüm arayışlarının ekonomi üzerindeki etkileri ve atılabilecek olası adımlar ele alındı. Konuşmacılar, çözüm sürecinin ekonomiye olan potansiyel katkılarına işaret ederek, Kıbrıs’ın gelecekteki ekonomik yapısına dair bazı stratejik değerlendirmelerde bulundular.

Panelin ardından düzenlenen kokteylde katılımcılar ekonomi ve çözüm süreci üzerine sohbet etme fırsatı buldu. Etkinliğin, eylül ayında çeşitli örgütler ve sendikalar tarafından düzenlenen barış etkinlikleri çerçevesinde ve çözüm sürecine katkı sağlamak amacıyla yapıldığı ifade edildi.

-Tokar: “Dış yardımların etkin kullanımı için kurumsal kapasite artırılmalı”

Ekonomist Berkan Tokar, panelde, sermaye eksikliği yaşayan gelişmekte olan ülkelerin dış yardıma duyduğu ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, bu tür ülkelerde dış yardımların istihdam yaratılması, bölgesel entegrasyonun sağlanması, ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve kalkınma hedeflerine ulaşılmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirtti.

Kıbrıs’taki çözüm sürecine de değinen Tokar, gerek Türkiye gerekse Avrupa Birliği kaynaklı yardımların önemine işaret ederek, dış yardımların etkin bir şekilde kullanılabilmesi amacıyla ülkede “kurumsal kapasite”nin artırılması gerektiğini belirtti. Tokar, kurumsal yapının güçlendirilmesi ve kalkınma planlarının hazır hale getirilmesi için reformların elzem olduğunu söyledi.

-Hamit: “Kilit iş birlikleri bir tür Güven Yaratıcı Önlem niteliğindedir”

Ekonomist Mertkan Hamit sunumunda AB Merkez Bankası eski başkanı Draghi tarafından Avrupa’nın rekabet edebilirliği üzerine hazırlanan rapora odaklandı ve Kıbrıs meselesinin AB’nin ekonomik geleceği ile ilgili tartışmaları göz önünde alarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

“Rapordaki temel vurgulardan hareketle, Kıbrıs sorunu bağlamında, her iki tarafın da enerji maliyetleri, inovasyon eksikliği ve ekonomik çeşitlilik gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu vurgulandı” diyen Hamit, önerilen çözümler arasında ortak enerji ve ticaret altyapısının geliştirilmesi, yenilenebilir enerji projeleri, veri paylaşımı, iş gücü ve beceri gelişimi konusunda iki toplum arasında kilit iş birliklerinin bir tür Güven Yaratıcı Önlem niteliğinde çözüm sürecini destekleyici bir nitelikte ele alınması gerektiğini vurguladı.

-Borman: “Siyasal, ekonomik ve sosyal süreçler birbiriyle ilintilidir”

Uluslararası İlişkiler Uzmanı İpek Borman, konuyu küresel bir perspektiften ve uluslararası ilişkiler bağlamında değerlendirerek, küresel dönüm noktaları üzerinde durdu ve siyasal, ekonomik ve sosyal süreçlerin birbiriyle ilintili ve kesişen süreçler olduğunu vurguladı. Borman, Kıbrıs sorununun çözümüne de daha kapsamlı bir çerçeveden yaklaşılması ve barışın sürdürülebilirliğine odaklanılması gerektiğini kaydetti. Borman, toplumsal cinsiyet eşitliği, ekonomik kalkınma, güçlü siyasi ve idari kurumlar, adalet, sürdürülebilir enerji ve çevre konularının birbirinden bağımsız değil, kesişen konular olarak bir bütün olarak ele alınmasının önemini de vurguladı.

-Arısal: “Uluslararası ticaret sistemlerine ve bölgesel yapılara entegrasyon…”

Ekonomik ve Sosyal Politikalar Uzmanı İzge Arısal, çözümsüzlüğün, yönetişim ve ekonomi politikalarının performansı üzerinde yarattığı etkileri, uluslararası yönetişim göstergeleri ve örnekler ışığında değerlendirdi. Arısal, uluslararası ticaret sistemlerine ve AB gibi bölgesel yapılara entegrasyonun, yönetişim kalitesinin artmasında katalizör görevi gördüğünü vurguladı. Arısal, uluslararası ticaret ağlarına dahil olunmamasının, Dünya Bankası ve IMF gibi küresel kuruluşlar tarafından sağlanan yapısal reform programları ile kapasite geliştirme desteklerinden faydalanılamamasının ve bölgesel ölçekli altyapı yatırımlarına katılamamasının, Kıbrıs Türk ekonomisi ve yönetişim kapasitesi üzerinde geriye döndürülmesi zor çözülmeler yarattığını söyledi.

-Besim: Mevcut durum sürdürülebilir değil

Ekonomist Mustafa Besim ise, “Kıbrıs’ta çözümün sağlayacağı kazançlar ve çözümsüzlüğün yarattığı maliyetiler” konulu konuşmasında Kıbrıs’taki mevcut siyasi durumun “sürdürülebilir” olmadığını ve özellikle Kıbrıslı Türklerin statükodan sosyal, siyasal ve ekonomik olarak büyük zarar gördüğünü anlattı. Konuşmasında çözümün getireceği ekonomik kazançları rakamlarla ortaya koyan Besim, ancak o zaman Kıbrıslı Türklerin gelişmiş, dinamik ve güçlü bir ekonomi yaratabileceklerini söyledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi komitede görüşüldü, oylama perşembe günü

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 16 milyar 485 milyon 959 bin TL’lik Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine ilişkin görüşmesini dün gece tamamladı. Komite bütçeyi perşembe günü saat 11.00’de DAÜ bütçesini, ardından Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini oylayacak.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi bugün, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bütçelerini görüşecek. Tarım ve Doğal Bakanlığı’na bağlı Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu, Toprak Ürünleri Kurumu ve Genel Tarım Sigortası Fonu bütçeleri de ele alınacak.

-Kılıç

DAÜ bütçesinin görüşülmesi sırasında söz alan DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç, bir yıl içinde yaptıkları çalışmaları anlatarak hedeflerinin 2027’de denk bütçeye ulaşmak olduğunu söyledi.

Üniversiteye yapılan katkı ve harcamaları sıralayan Kılıç, cari harcamalarda küçülmek için attıkları adımları ve tasarruf tedbirlerinden bazılarını paylaştı.

15 bin 900 civarında öğrencileri olduğunu, YÖK’ün de önerisiyle ağırlıklı olarak 2 yıllık programlar açtıklarını ifade eden Kılıç, bazı dersleri dijital ortama geçirerek daha fazla öğrenciye eğitim verdiklerini kaydetti.

Kılıç, üniversitenin gelirlerini artırmak için dijital alanda yaptıkları çalışmaları da anlatarak, DAÜ’ye olan borçları almak için neler yaptıklarını sıraladı. Kılıç, altyapı ihtiyaçlarının her geçen yıl arttığına işaret etti.

Kılıç’ın konuşmasının ardından komite üyeleri ve Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, DAÜ yetkililerine bütçedeki kalemlerle ilgili sorular sordu. Bürokratlar, Maliye Bakanlığıyla imzalanan protokolle ilgili de bilgi verdi.

Toplantı, DAÜ’nün hazırladığı bütçeyle Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı bütçe arasında fark olması üzerine uzun süre karşılıklı soru cevap şeklinde sürdü.

-Berova

Maliye Bakanı Özdemir Berova, geçen yıl kamu maliyesi olarak bu konuya Milli Eğitim Bakanıyla birlikte yoğun mesailer harcandığını belirtti. Maliye Bakanlığı’nın DAÜ’nün vergi borcunu üstlendiğini ve borçlanmalarına da kefil olduğunu belirten Berova, emekliliklerle ilgili de 300 milyonun üzerinde tasarruf beklediklerini söyledi.

Bakanlıkla DAÜ arasında yapılan protokole bağlı olarak gerektiğinde yeni tedbirler alınacağını vurgulayan Berova, DAÜ’ye destek olmak için ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti.

Berova, genel kuruldaki görüşmede daha ayrıntılı bilgi vereceklerini ve detaylı tartışacaklarını belirtti. DAÜ’ye yapılan nakdi yardımla ilgili de bilgi veren Berova, gerektiği zaman protokolü yeniden güncelleyeceklerini dile getirdi.

-Çavuşoğlu

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, 5 sene önce DAÜ’nün batacağı uyarısında bulunduğunu ve tutmayan bütçelerle zaman geçirildiğini söyleyerek, protokol yapılana kadar yaşananların bedelinin ödenmesi gerektiğini belirtti.

Çavuşoğlu, protokolle maşlardan indirim yapılmasının bir fedakarlık olarak gösterilmesini eleştirerek, “Mecburdunuz çünkü batırıp geldiniz.. Bizi başka şekilde konuya dahil edemezdiniz” dedi.

DAÜ temsilcilerine hitaben “Gerçekçi olun. Hiçbirinizin DAÜ’yü korumaya niyeti yok. Hala mazeret uydurursunuz” diyen Çavuşoğlu, DAÜ’yle ilgili yaşanan süreci anlattı.

Çavuşoğlu, protokolün yapılması aşamasıyla ilgili detaylı bilgi vererek, “DAÜ’nün isteklerini yerine getirmek DAÜ’yü bitirmek demektir” dedi.

Gereken tedbirler alınmıyorsa bir maaşın daha kesilebileceğini belirten Çavuşoğlu, DAÜ kadar diğer üniversitelerin de değerli olduğuna işaret ederek, onlara hiç bu kadar destek olunmadığını kaydetti.

Tedbir olarak hayata hiçbir şey geçirilmediğini, sadece kağıt üstünde tedbir alınacak dendiğine işaret eden Çavuşoğlu, online ders verecek yetkileri olmadığı halde sınıfları birleştirip, online yapıldığını hatırlattı. Çavuşoğlu, solar enerji talebi olduğunu ama bunun masrafını kimin göreceğinin belirtilmediğini söyledi. Çavuşoğlu, “Öğrenci getirisiyle öğretmen giderini hesapladığımızda 10 bin öğrenci açığımız var” dedi.

Çavuşoğlu’nun konuşmasının ardından komite toplantısı sona erdi. Komite, Perşembe günü Milli Eğitim Bakanlığı ve DAÜ bütçelerini oylayacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

MED Forumu’nda Akdeniz’de güvenlik konusu ve Türkiye’nin tezleri ele alındı.. Koramiral Payal: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bütün adayı temsil etmiyor

Published

on

By

İtalya merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsünün (ISPI), İtalya Dışişleri Bakanlığının katkılarıyla bu yıl Roma’da 10’uncusunu düzenlediği “MED Akdeniz Diyalog Forumu”nda ilk gün panelleri tamamlandı.
Waldorf Astoria Oteli’ndeki forumda, “Akdeniz’de Deniz Gücü: Küresel Etkiyi Şekillendirmek” başlıklı bir panel yapıldı.

Türk Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Yalçın Payal, panelde yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk Halkının Akdeniz’deki haklarının görmezden gelinemeyeceğine vurgu yaptı.

Payal, “Bölgede atılacak bütün adımlar, kıyıdaş devletlerle istişare edilerek atılmalı. Türkiye için önemli olan iki şey var: Bir; deniz yetki alanlarının adil biçimde belirlenmesi, ikincisi de Kıbrıslı Türklerin haklarının verilmesi. Çünkü Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bütün adayı ve Kıbrıslı Türkleri temsil etmiyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e en uzun kıyıya sahip ülkesi olduğunu vurgulayan Payal, “Buna rağmen bazı devletler, Türkiye’nin hak ettiğinden daha az bir deniz yetki alanı almasını amaçlıyor. Türkiye’yi bölgede meşru deniz yetki alanları belirlenmesinin dışında tutacak herhangi bir girişimin kabul edilemez olduğu dikkate alınmalıdır.” dedi.

Kıbrıs’ta 50 yıldır barış olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının kendini güvende ve eşit derecede egemen olacağı iki devletli modelden yana olduklarını belirten Koramiral Payal, “Müttefiklerimizin ve ortaklarımızın, adadaki mevcut barışçıl durumu riske atan girişimlerin bir parçası veya tarafı olmamalarını kritik bir mesele olarak görüyoruz.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Topumsal huzuru da tehdit eden kadına yönelik şiddetin hiçbir bahanesi olamaz

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kadına yönelik şiddetin asla kabul edilemeyeceğini söyledi.

“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “kadına yönelik şiddette hiç bir toleransımız olamaz, olmamalıdır. Devletler bu yönde azami gayreti göstermelidir” ifadesini kullandı.

Kadına yönelik şiddetin toplumsal huzuru da tehdit eden, bir insanlık sorunu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kadına yönelik şiddet kutsal varlıklarımız olan analarımıza ve insanlığa ihanettir. Kadına yönelik şiddetin hiçbir gerekçesi, hiçbir bahanesi, hiçbir mazareti olamaz.Hiçbir canlıya özellikle de insana ve de kadınlara yönelik şiddet hicbir şekilde asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

“Kadına şiddet eylemleriyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aile ve yakınlarına sabırlar dilerim” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, şiddet olaylarının yaşanmaması için gereken tebirlerin alınması ve caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğinin altını da çizdi. Cumhurbaşkanı Tatar, tüm kadınların onurlu, özgür ve eşit yaşama haklarını koruma mücadelelerinde daima yanlarında olacağını da vurguladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam