Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Alev Ecevit, çocuk ebeveynler ve 18 yaş altı evlilikler hakkında açıklama yaptı.

Ecevit açıklamasında, çocukların toplumun geleceği olduğunu belirterek, 18 yaş altı evliliklerin, çocukların fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyen ciddi bir tehdit olduğuna dikkati çekerek, bu tür evliliklerin, yasal olarak çocuk istismarı kapsamında değerlendirildiğini vurguladı.

Sosyal Hizmetler Dairesi olarak, 18 yaş altı evliliklerin tespiti ve önlenmesi için çalıştıklarını kaydeden Ecevit, çocuğun üstün yararını gözeterek hızlı müdahalelerde bulunduklarını ve gerekli yasal süreçleri başlattıklarını belirtti.

Devlet İstatistik Kurumu’nun verilerinde 14-19 yaş arası doğum sayısının dünya verilerindeki gibi bir aralıkta sunulduğu için, sanki 18 yaşın altında 61 çocuk doğum yapmış gibi bir algı oluştuğunu ifade eden Ecevit, bu durumun gerçeği yansıtmadığını kaydetti.

Alev Ecevit, 2023 yılında 14-16 yaş arasında bir doğum olayı gerçekleşmediğini, bu durumda olan çocuklarla ilgili bilgilerin Polis Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı tarafından Sosyal Hizmetler Dairesi’ne bilgi verilmesinin yasal zorunluluk olduğunu hatırlattı.

Diğer doğum sayılarının üst yaş grubunu kapsadığını aktaran Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Alev Ecevit, bu sebeple çocuk yaşta doğum ile ilgili Sosyal Hizmetler Dairesi’ne herhangi bir bilgi verilmediğini belirtti.

Topluma düşen en büyük sorumluluğun, bu tür istismarları fark ettiklerinde yetkililere bildirmek olduğunu vurgulayan Ecevit, Sosyal Hizmetler Dairesi bünyesinde hizmet veren ALO 183 İhbar Hattı’nın, istismara uğrayan veya uğrama riski taşıyan çocuklara yönelik olarak yapılan ihbarları dikkate alarak, ihbar edilen vakalara müdahele edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması adına ilgili birimlere yönlendirme yaptığını hatırlattı.

Ecevit açıklamasında “Sosyal Hizmetler Dairesi olarak, çocuklar her zaman bizlerin önceliği olup, erken yaşta evliliklerin önlenmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Çocuklarımızı korumak ve onların hak ettikleri güvenli bir geleceği sağlamak hepimizin ortak görevidir” ifadelerine yer verdi.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, yılın ilk asgari ücretini aylık brüt 43 bin 469 TL, net 37 bin 818 TL olarak belirledi.

Toplantı sonrası açıklama yapan Asgari Ücret Saptama Komisyonu Başkanı Tahir Serhat, yüzde 7,5 artışla asgari ücretin brüt 43 bin 469 TL, net 37 bin 818 TL olarak belirlendiğini belirtti.

Serhat, asgari ücretin oyçokluğuyla kabul edildiğini, işçi temsilcilerinin “hayır oyu” verdiğini belirtti.

Asgari ücret rakamlarıyla ilgili bilgi veren Serhat, rakamın saatlik 250,78 TL, günlük 2 bin 6,26 TL ve haftalık 10 bin 31,30 TL olarak belirlendiğini açıkladı.

Toplantı sonrasında açıklama yapan işçi tarafını temsilen Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Başkanı Ahmet Serdaroğlu, belirlenen rakamın hayat pahalığı altına olduğunu söyleyerek, “Yazıklar olsun, bu rakam devleti yönetenlerin ayıbıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve Başbakandan konuyla ilgili açıklama yapmasını talep eden Serdaroğlu, “Kendileri yüzde 11.12 artış alırken asgari ücretliyi açlığa mahkum ettiler” ifadesini kullandı.

“Özel sektörün acilen sendikalaşması gerektiğini” dile getiren Serdaroğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu masasının anlamını yitirdiğini söyledi.

Asgari ücretin belirleneceği günlerde Bakanlık Müsteşarı Tahir Serhat’ın Asgari Ücret Saptama Komisyonu Başkanı olarak atanmasının nedenini soran Serdaroğlu, Başbakana seslenerek, “Bakan Gardiyanoğlu bu rakamı kabul etmeyeceği için mi müsteşarı komisyon başkanlığına atadınız?” diye sordu.

Rakamın sermaye kesimi ile Başbakan arasında anlaşılarak belirlendiği iddiasında bulunan Serdaroğlu, bir günde iki saat içinde “yangından mal kaçırır gibi” asgari ücret belirlendiği, böyle bir durumun daha önce yaşanmadığını savundu.

Serdaroğlu, “ ‘Bin dolar asgari ücret olur mu’ diyenlere sesleniyorum. Bu asgari ücreti alanlar nasıl geçinecekler?” diye sordu.

Haftalık gıda denetimlerinde tavsiye dışı bitki koruma ürünü içeren bir yerli ürüne rastlandı.

Tarım Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, 10-16 Ocak tarihleri arasında ithal ve yerli ürünlerden alınan numuneler, Devlet Laboratuvarı’nda yapılan analizler sonucunda Avrupa Birliği pestisit limitlerine göre değerlendirildi.

Buna göre, ithal ürünlerden alınan 27 numunenin 27’si temiz çıktı; limit üstü bitki koruma ürünü içeren numuneye rastlanmadı. Yerli ürünlerde ise, alınan 23 numunenin 22’si temiz çıkarken, tavsiye dışı bitki koruma ürünü içeren 1 numuneye rastlandı.

Yeşilırmak köyü sakini Figen Karafistan’a ait çilekte tavsiye dışı bitki koruma ürünü tespit edildiğinden dolayı ürün imha edildi.