Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Kıbrıs, eski Kıbrıs değil. Doğu Akdeniz, eski Doğu Akdeniz hiç değil!

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, halkın milletvekilliği seçimiyle “eşit egemenlik” siyasetine desteğini bir kez daha gösterdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Milliyet gazetesine verdiği röportajda, geçen hafta sonu yapılan seçimlerin ardından siyasi atmosfer ve Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre, Tatar, “Kıbrıs, eski Kıbrıs değil” başlığıyla manşetten verilen haberde, bugün Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ve yeni konjonktürün bambaşka noktada olduğunu vurguladı.

Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, KKTC’nin haksızlığa uğradığını kabul ettiğini belirtti.

Genel seçimler sonrası, önümüzdeki dönemde ülkedeki siyasi atmosferi nasıl değerlendirdiği sorusuna Cumhurbaşkanı Tatar, şu şekilde cevap verdi;
“Genel başkanlığını yaptığım ve Cumhurbaşkanı adayı olarak seçime girdiğim Ulusal Birlik Partisi, oyunu yüzde 40’ların üzerine taşıdı ve 24 milletvekiliyle KKTC Meclisi’nin en büyük partisi oldu. Bu da benim siyasetime, artan bir destek olduğunu göstermektedir. Şu anda hükümet çalışmaları var. Genel başkana yetkiyi verdiğimde, yemin töreninden sonra mecliste, UBP önderliğinde bir koalisyon hükümeti kurulacaktır. Bu koalisyon hükümeti de benim siyasetimi ve vizyonumu, mecliste aynı şekilde temsil edecektir. Dolayısıyla benim için bu, büyük rahatlık oldu. Bu seçimde yüce mecliste benim siyasetimi benimsemeyen milletvekili sayısı 25-30’larda olsaydı, gerçekten çok büyük bir sıkıntıya girerdim. Çünkü o zaman; ‘Biz federasyonu savunuyoruz, Cumhurbaşkanı’nın söylemi boşa çıkmıştır. Cumhurbaşkanı gerçekten halkı temsil etmiyor, görevini bıraksın veya siyasetini değiştirsin’ diyeceklerdi. Tabii bu, Türkiye’de de sıkıntı yaratacaktı. Türkiye Cumhuriyeti bildiğiniz gibi benim siyasetimi desteklemektedir. Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, yeni konjonktür, jeopolitik, deniz yetki alanları, karasuları, ekonomik münhasır bölge, göklerde SİHA’lar, İHA’lar artık bambaşka noktada. Kıbrıs, eski Kıbrıs değil. Doğu Akdeniz, eski Doğu Akdeniz hiç değil! Türkiye daha proaktif bir siyaseti savunmakta. Dolayısıyla bu seçimde pandemiye, krize, dövize rağmen, güzel bir sonuç çıkmıştır bizim açımızdan.”

“RUMLAR İÇİN KÖTÜ HABER”

“Rum basını, ‘Tatar kazandı, Tatar’ın partisi oyunu artırdı’ şeklinde yazdı. Avrupa’dan da böyle mesajlar geldi. ‘Demek ki artık Tatar’ın iki devletli yeni siyaseti, halk tarafından benimsenebiliyor. Bu bizim için kötü haber, çünkü artık federasyonu konuşan kalmadı, seçim neticeleri bunu göstermektedir’ diye üzüntülerini belirtiyor, gerçeğin de böyle olduğunu itiraf ediyorlar. Bu da beni memnun etti.”
Cumhurbaşkanı Tatar, önümüzdeki dönemde atacakları adımlara ilişkin de; “Bizim için önemli olan şu anda ekonominin toparlayabilmesi. Bizden ve UBP ile koalisyon ortağından beklenen, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkileri en iyi şekilde sürdürebilmek, ekonomik açılımlara imza atmak” dedi.

“BM GENEL SEKRETERİ, HAKSIZLIĞA UĞRADIĞIMIZI KABUL EDİYOR”

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in son raporu, adadaki durumun çözümüne hizmet eden bir rapor muydu sorusuna Cumhurbaşkanı Tatar şu yanıtı verdi:

“BM dikkatli olmaya çalışıyor. BM genel sekreteriyle temaslarımda, bizi çok iyi anladığını hatta sempati duyduğunu düşünüyorum. Haksızlığa uğradığımızı kabul ediyor fakat; ‘Önümdeki parametreler; Kıbrıs’ta hâlâ iki toplumlu, iki bölgeli federasyondan bahsetmekte. Güvenlik Konseyi aldığı bu kararı kolay kolay değiştirmez’ diyor. Biz de kendisine; ‘60 yıldır yüzlerce görüşme oldu, hiçbirinde bir neticeye gidilemedi’ diyoruz. Kıbrıs’ta hakkımız olan, 1960 antlaşmalarıyla tescil edilen egemenliğimizin kabulünü istiyoruz. Eşitlik temelinde egemenliğimiz tanınır, uluslararası anlamda Rumlarla eşit statüde masaya oturabilirsek, o zaman resmi müzakerelere geçeriz. Ama kendi egemenliğimiz kabul edilmeden, tekrar federasyon görüşmelerine katılmıyoruz. Egemen eşitlik temelinde BM Güvenlik Konseyi’nden yeni bir karar çıkarılmasını talep ettik ve o zaman müzakerelere resmi olarak geçebileceğimizi ilettik”

“KOMİTE GÖRÜŞMELERİNİ DESTEKLİYORUM”

İki taraf arasında farklı konularda komite görüşmelerini desteklediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar; “Cumhurbaşkanı olarak iki tarafın komitelerinin buluşup konuşması için cesaretlendiriyorum” diye konuştu.

Diyaloğun faydalı olduğunu, bugün anlaşılamasa da ileride konjonktürün değişebileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar; “O gün geldiğinde, antlaşma olabilmesi için mutlaka insanların birbirini tanıması, anlaması gerekir. Konuşmayı, diyaloğu teşvik ediyorum. Ama artık bizim egemen eşitlikten geri adım atmamız söz konusu değil” dedi.

“MARAŞ’A BÜYÜK İLGİ VAR”

Kapalı Maraş’ta çok önemli bir açılım gerçekleştirildiğini, önümüzdeki dönem Maraş’a yönelik planların ne olduğu sorusuna ise Cumhurbaşkanı Tatar şu şekilde cevap verdi:

“Maraş, 6 Ekim 2020’de açıldı ve çok büyük ilgi uyandırdı, heyecan yarattı. Şu anda herkes oraya gidebiliyor, denize girip parklarda dolaşabiliyor. O günden bugüne pandemiye rağmen 400 bine yakın insan Maraş’ı ziyaret etti. İnşallah pandemi sonrasında buraya akın akın turist gelecek. Maraş bu haliyle bile bir cazibe merkezi olmuştur. Yavaş yavaş oraya insanların dönmesini bekliyoruz. Dönen dönecek, Rum da olsa dönecek. Beğenmeyen malını satıp gidebilecek. Çok ilgi var. Türkiye’den, başka ülkelerden pek çok insan Maraş’ı inceliyor, nerede ne var diye. Ama resmi olarak tüm düzenleme ve anlaşmaların, Taşınmaz Mal Komisyonu tarafından onayı lazım. Bunlar yavaş yavaş olacaktır. Maraş’ın açılması, yeni iki devletli politikamıza destek vermiş; aynı zamanda ekonomi ve turizme de yeni bir potansiyel kazandırmıştır.”

Tatar, yakın zamanda turizm merkezi gibi yatırımlar ya da Maraş’ın eski günlerine dönmesi beklenmeli mi sorusuna ise “Biraz temkinli konuşmam lazım. O şekilde bir gelişme birkaç yıl içinde beklenemeyebilir ama orada çok iş yapılmıştır. Temizliği, altyapısının güçlendirilmesi vs. Gazimağusa Belediyesi çok mesai harcadı, harcamaya da devam ediyor. Ama o inkişaf, o yeni yatırımlar biraz süre alabilir. Niyetimiz, oranın eski günlerine kavuşabilmesi” yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türk televizyonlarında KKTC Ercan Havalimanı’nın Azerbaycan’da olduğunun sanılması sebebiyle Milliyet üzerinden sitemini de paylaşarak şu mesajları iletti:

“Ben Türk kamuoyuna her zaman şunu söylerim; herkes hayatında en az bir kez Kıbrıs’a gelip Kıbrıs’ı görmeli. Burası gerçekten önemli bir yerdir Türkiye ve Türk insanı için… Geçenlerde bir televizyon programında sormuşlar; ‘Ercan, nerenin havalimanıdır?’ Bakü’nün demişler. Hayır! Ercan, KKTC’nin havalimanıdır. Rahmetli Fehmi Ercan bizim ilk şehitlerimizdendir. Onun adı, Ercan Havalimanı’na verilmiştir; bunu Türk insanının ve gençlerin bilmesi lazım.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Rusya: Macron, en geç 2027’de ortadan kaybolacak ve özlenmeyecek

Published

on

By

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un, ülkesini Avrupa için tehdit olarak nitelendirmesine ilişkin, “Kendisi en geç 14 Mayıs 2027’de sonsuza kadar ortadan kaybolacak ve özlenmeyecek.” ifadesini kullandı.

Dmitriy Medvedev, Rusya’yı Avrupa ve Fransa için tehdit oluşturmakla suçlayan Emmanuel Macron’a sosyal medya hesabı üzerinden yanıt verdi.

Macron’un ismini “Micron” şeklinde yazan Medvedev, “Micron’un kendisi bir tehdit oluşturmuyor. Kendisi en geç 14 Mayıs 2027’de sonsuza kadar ortadan kaybolacak ve özlenmeyecek.” görüşünü paylaştı.

Macron, dün gerçekleştirdiği ulusa sesleniş konuşmasında Rusya’nın 2030’a kadar ordusunu 40 milyar avrodan fazla harcamayla 3 bin tank ve 300 savaş uçağıyla daha da büyütmeyi planladığını, Avrupa’nın güvenliği için tehdit olmayı sürdürdüğünü söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

Brent petrolün varili 69,63 dolardan işlem görüyor

Published

on

By

Brent petrolün varili, uluslararası piyasalarda 69,63 dolardan işlem görüyor.

Dün 71,08 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 69,32 dolar seviyesinde tamamladı. Brent petrolün varil fiyatı, bugün saat 10.05 itibarıyla kapanışa göre yaklaşık yüzde 0,45 artarak 69,63 dolar oldu. Aynı saatte Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 66,49 dolardan alıcı buldu.

Piyasalarda petrol talebi ve arzına ilişkin endişelerin derinleşmesiyle dün Brent petrolün varil fiyatı Aralık 2021’den sonraki en düşük seviyesini görmüştü. ABD’nin tarife adımları sonrası gerilimi hafifleten muafiyet açıklamalarının ardından petrol fiyatları bugün bir miktar yükseldi.

Kanada ve Meksika’dan ithal ettiği mallara yüzde 25 gümrük vergisi uygulamaya başlayan ABD yönetimi, ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA) kapsamında ülkeye gelen otomobillere bir aylık muafiyet tanınacağını açıkladı.

Trump yönetiminin bu adımının, daha fazla tarife muafiyetinin müzakere edilebileceğine yönelik bir işaret olarak yorumlandığı piyasalarda, petrol fiyatları talep endişelerinin hafiflemesiyle yukarı yönlü hareketlendi.

Öte yandan, dünyanın en çok petrol tüketen ülkesi ABD’nin ham petrol stoklarındaki artış ise ülkedeki talep endişelerini besleyerek fiyatlardaki düşüşü sınırladı.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), ülkedeki ticari ham petrol stoklarının geçen hafta yaklaşık 3 milyon 600 bin varil arttığını açıkladı. Piyasa beklentisi, stokların yaklaşık 600 bin varil artacağı yönündeydi.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun nisanda üretimi artırma planının ardından piyasalarda olumsuz arz ve talep dengesinin hakim olması da fiyatları aşağı yönlü baskılamaya devam ediyor.

Brent petrolde teknik olarak 73,54 doların direnç, 69,12 doların ise destek olarak izlenebileceği belirtiliyor.

Devamını Oku

Dünya

Tüm COVID varyantlarına karşı yeni antikor tedavisi

Published

on

By

Stanford Üniversitesi’nden araştırmacılar, virüsün daha az değişken bir kısmını hedef alarak COVID-19 varyantlarına karşı etkili kalan çift antikor tedavisi geliştirdi. Bu buluş, virüs evrimini geride bırakabilecek daha uzun süreli tedavilerin yolunu açabilir.

COVID-19’a neden olan virüs, sürekli olarak mutasyona uğrayarak birçok antikor tedavisinin etkisiz hale gelmesine yol açıyor.

Stanford liderliğindeki bir araştırma ekibi, virüsün evrimini takip edebilecek uzun süreli tedaviler geliştirmek için iki antikor kombinasyonu kullanma yolunu buldu. Bir antikor, virüsün stabil bir kısmına bağlanırken, diğer antikor enfeksiyonu engelliyor.

Bu yenilikçi yaklaşım, tüm test edilen SARS-CoV-2 varyantlarını etkisiz hale getirdi ve daha uzun süreli tedavilerin önünü açabilir. İleriye dönük geliştirilirse, diğer koronavirüsler, grip ve HIV gibi hastalıklarla da mücadelede kullanılabilir.

Sürekli mutasyona uğrayan bir virüsle mücadele
COVID-19’a neden olan virüs, sürekli olarak mutasyona uğruyor ve bu da mevcut antikor tedavilerinin etkisini yitiriyor.

Pandemi sırasında geliştirilen birçok tedavi, yeni varyantlara karşı artık etkili olmuyor. Ancak, Stanford Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, virüsün evrimini takip edebilecek daha uzun süreli tedaviler oluşturmanın bir yolunu keşfetmiş olabilir.

Ekip, virüsün stabil bir kısmına bağlanan bir antikorla, enfeksiyon yeteneğini engelleyen diğer bir antikorun kombinasyonunu kullanarak bir yöntem geliştirdi.

Laboratuvar testlerinde bu antikor kombinasyonu, orijinal SARS-CoV-2 virüsünü ve tüm varyantlarını, Omicron dahil olmak üzere, etkisiz hale getirdi. Ekip bu bulgularını 5 Mart 2025 tarihinde Science Translational Medicine dergisinde yayınladı.

Çalışmanın kıdemli yazarı Christopher O. Barnes, “Değişen bir virüse karşı, virüs evrimine dirençli yeni bir tedavi nesli geliştirdik, bu tedavi, SARS-CoV-2 ile enfekte olmuş kişiler için yıllarca faydalı olabilir” dedi.

Gözden kaçan bir seçenek
Barnes ve birinci yazar Adonis Rubio liderliğindeki ekip, COVID-19’u atlatmış hastalardan bağışlanan antikorlarla bu araştırmayı gerçekleştirdi. Bu antikorların virüsle nasıl etkileşime girdiğini inceleyerek, nadiren mutasyona uğrayan bir virüs bölgesine bağlanan bir antikor buldular.

Virüsün Spike N-terminal domaini (NTD) içinde yer alan bu alan, doğrudan tedavi için faydalı olmadığı için genellikle göz ardı edilmişti. Ancak, bu bölgeye bağlanan özel bir antikor, virüse tutunmayı sürdürüyor. Bu, yeni tedavilerin tasarlanmasında faydalı çünkü başka bir antikorun virüsün reseptör bağlanma bölgesine (RBD) tutunmasını sağlıyor ve böylece virüsün insan hücrelerine bağlanmasını engelliyor.

Daha dayanıklı bir savunma tasarlamak
Araştırmacılar, bu çift veya “bispeçifik” antikorları, CoV2-biRN adıyla tasarladılar. Laboratuvar testlerinde, bu antikorlar SARS-CoV-2’nin tüm bilinen varyantlarına karşı yüksek oranda nötralizasyon sağladı. Ayrıca, farelerde omicron varyantının bir türüne maruz kalan hücrelerde viral yükü önemli ölçüde azalttılar.

İleriye gidiş: COVID-19 ötesi
Bu keşfin insan hastaları üzerinde tedavi olarak kullanılmadan önce daha fazla araştırma ve klinik deneme yapılması gerekiyor, ancak yaklaşım umut verici ve yalnızca COVID-19’a neden olan virüs için değil.

Araştırma ekibi, bispeçifik antikorları, tüm koronavirüsler üzerinde etkili olacak şekilde tasarlamayı planlıyor. Bu virüs ailesi, soğuk algınlığına, MERS’e ve COVID-19’a neden olan virüsleri içeriyor.

Bu yaklaşım, grip ve HIV gibi hastalıklar için de etkili olabilir.

Barnes, “Virüsler, nüfusu enfekte etme yeteneklerini korumak için sürekli evrimleşiyor,” diyor.

“Buna karşı koymak için geliştirdiğimiz antikorların da etkili olabilmesi için sürekli evrimleşmesi gerekiyor.”

Devamını Oku

Trending

Reklam