Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Kıbrıs, eski Kıbrıs değil. Doğu Akdeniz, eski Doğu Akdeniz hiç değil!

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, halkın milletvekilliği seçimiyle “eşit egemenlik” siyasetine desteğini bir kez daha gösterdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Milliyet gazetesine verdiği röportajda, geçen hafta sonu yapılan seçimlerin ardından siyasi atmosfer ve Kıbrıs sorununa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre, Tatar, “Kıbrıs, eski Kıbrıs değil” başlığıyla manşetten verilen haberde, bugün Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin ve yeni konjonktürün bambaşka noktada olduğunu vurguladı.

Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, KKTC’nin haksızlığa uğradığını kabul ettiğini belirtti.

Genel seçimler sonrası, önümüzdeki dönemde ülkedeki siyasi atmosferi nasıl değerlendirdiği sorusuna Cumhurbaşkanı Tatar, şu şekilde cevap verdi;
“Genel başkanlığını yaptığım ve Cumhurbaşkanı adayı olarak seçime girdiğim Ulusal Birlik Partisi, oyunu yüzde 40’ların üzerine taşıdı ve 24 milletvekiliyle KKTC Meclisi’nin en büyük partisi oldu. Bu da benim siyasetime, artan bir destek olduğunu göstermektedir. Şu anda hükümet çalışmaları var. Genel başkana yetkiyi verdiğimde, yemin töreninden sonra mecliste, UBP önderliğinde bir koalisyon hükümeti kurulacaktır. Bu koalisyon hükümeti de benim siyasetimi ve vizyonumu, mecliste aynı şekilde temsil edecektir. Dolayısıyla benim için bu, büyük rahatlık oldu. Bu seçimde yüce mecliste benim siyasetimi benimsemeyen milletvekili sayısı 25-30’larda olsaydı, gerçekten çok büyük bir sıkıntıya girerdim. Çünkü o zaman; ‘Biz federasyonu savunuyoruz, Cumhurbaşkanı’nın söylemi boşa çıkmıştır. Cumhurbaşkanı gerçekten halkı temsil etmiyor, görevini bıraksın veya siyasetini değiştirsin’ diyeceklerdi. Tabii bu, Türkiye’de de sıkıntı yaratacaktı. Türkiye Cumhuriyeti bildiğiniz gibi benim siyasetimi desteklemektedir. Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, yeni konjonktür, jeopolitik, deniz yetki alanları, karasuları, ekonomik münhasır bölge, göklerde SİHA’lar, İHA’lar artık bambaşka noktada. Kıbrıs, eski Kıbrıs değil. Doğu Akdeniz, eski Doğu Akdeniz hiç değil! Türkiye daha proaktif bir siyaseti savunmakta. Dolayısıyla bu seçimde pandemiye, krize, dövize rağmen, güzel bir sonuç çıkmıştır bizim açımızdan.”

“RUMLAR İÇİN KÖTÜ HABER”

“Rum basını, ‘Tatar kazandı, Tatar’ın partisi oyunu artırdı’ şeklinde yazdı. Avrupa’dan da böyle mesajlar geldi. ‘Demek ki artık Tatar’ın iki devletli yeni siyaseti, halk tarafından benimsenebiliyor. Bu bizim için kötü haber, çünkü artık federasyonu konuşan kalmadı, seçim neticeleri bunu göstermektedir’ diye üzüntülerini belirtiyor, gerçeğin de böyle olduğunu itiraf ediyorlar. Bu da beni memnun etti.”
Cumhurbaşkanı Tatar, önümüzdeki dönemde atacakları adımlara ilişkin de; “Bizim için önemli olan şu anda ekonominin toparlayabilmesi. Bizden ve UBP ile koalisyon ortağından beklenen, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkileri en iyi şekilde sürdürebilmek, ekonomik açılımlara imza atmak” dedi.

“BM GENEL SEKRETERİ, HAKSIZLIĞA UĞRADIĞIMIZI KABUL EDİYOR”

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in son raporu, adadaki durumun çözümüne hizmet eden bir rapor muydu sorusuna Cumhurbaşkanı Tatar şu yanıtı verdi:

“BM dikkatli olmaya çalışıyor. BM genel sekreteriyle temaslarımda, bizi çok iyi anladığını hatta sempati duyduğunu düşünüyorum. Haksızlığa uğradığımızı kabul ediyor fakat; ‘Önümdeki parametreler; Kıbrıs’ta hâlâ iki toplumlu, iki bölgeli federasyondan bahsetmekte. Güvenlik Konseyi aldığı bu kararı kolay kolay değiştirmez’ diyor. Biz de kendisine; ‘60 yıldır yüzlerce görüşme oldu, hiçbirinde bir neticeye gidilemedi’ diyoruz. Kıbrıs’ta hakkımız olan, 1960 antlaşmalarıyla tescil edilen egemenliğimizin kabulünü istiyoruz. Eşitlik temelinde egemenliğimiz tanınır, uluslararası anlamda Rumlarla eşit statüde masaya oturabilirsek, o zaman resmi müzakerelere geçeriz. Ama kendi egemenliğimiz kabul edilmeden, tekrar federasyon görüşmelerine katılmıyoruz. Egemen eşitlik temelinde BM Güvenlik Konseyi’nden yeni bir karar çıkarılmasını talep ettik ve o zaman müzakerelere resmi olarak geçebileceğimizi ilettik”

“KOMİTE GÖRÜŞMELERİNİ DESTEKLİYORUM”

İki taraf arasında farklı konularda komite görüşmelerini desteklediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar; “Cumhurbaşkanı olarak iki tarafın komitelerinin buluşup konuşması için cesaretlendiriyorum” diye konuştu.

Diyaloğun faydalı olduğunu, bugün anlaşılamasa da ileride konjonktürün değişebileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar; “O gün geldiğinde, antlaşma olabilmesi için mutlaka insanların birbirini tanıması, anlaması gerekir. Konuşmayı, diyaloğu teşvik ediyorum. Ama artık bizim egemen eşitlikten geri adım atmamız söz konusu değil” dedi.

“MARAŞ’A BÜYÜK İLGİ VAR”

Kapalı Maraş’ta çok önemli bir açılım gerçekleştirildiğini, önümüzdeki dönem Maraş’a yönelik planların ne olduğu sorusuna ise Cumhurbaşkanı Tatar şu şekilde cevap verdi:

“Maraş, 6 Ekim 2020’de açıldı ve çok büyük ilgi uyandırdı, heyecan yarattı. Şu anda herkes oraya gidebiliyor, denize girip parklarda dolaşabiliyor. O günden bugüne pandemiye rağmen 400 bine yakın insan Maraş’ı ziyaret etti. İnşallah pandemi sonrasında buraya akın akın turist gelecek. Maraş bu haliyle bile bir cazibe merkezi olmuştur. Yavaş yavaş oraya insanların dönmesini bekliyoruz. Dönen dönecek, Rum da olsa dönecek. Beğenmeyen malını satıp gidebilecek. Çok ilgi var. Türkiye’den, başka ülkelerden pek çok insan Maraş’ı inceliyor, nerede ne var diye. Ama resmi olarak tüm düzenleme ve anlaşmaların, Taşınmaz Mal Komisyonu tarafından onayı lazım. Bunlar yavaş yavaş olacaktır. Maraş’ın açılması, yeni iki devletli politikamıza destek vermiş; aynı zamanda ekonomi ve turizme de yeni bir potansiyel kazandırmıştır.”

Tatar, yakın zamanda turizm merkezi gibi yatırımlar ya da Maraş’ın eski günlerine dönmesi beklenmeli mi sorusuna ise “Biraz temkinli konuşmam lazım. O şekilde bir gelişme birkaç yıl içinde beklenemeyebilir ama orada çok iş yapılmıştır. Temizliği, altyapısının güçlendirilmesi vs. Gazimağusa Belediyesi çok mesai harcadı, harcamaya da devam ediyor. Ama o inkişaf, o yeni yatırımlar biraz süre alabilir. Niyetimiz, oranın eski günlerine kavuşabilmesi” yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Türk televizyonlarında KKTC Ercan Havalimanı’nın Azerbaycan’da olduğunun sanılması sebebiyle Milliyet üzerinden sitemini de paylaşarak şu mesajları iletti:

“Ben Türk kamuoyuna her zaman şunu söylerim; herkes hayatında en az bir kez Kıbrıs’a gelip Kıbrıs’ı görmeli. Burası gerçekten önemli bir yerdir Türkiye ve Türk insanı için… Geçenlerde bir televizyon programında sormuşlar; ‘Ercan, nerenin havalimanıdır?’ Bakü’nün demişler. Hayır! Ercan, KKTC’nin havalimanıdır. Rahmetli Fehmi Ercan bizim ilk şehitlerimizdendir. Onun adı, Ercan Havalimanı’na verilmiştir; bunu Türk insanının ve gençlerin bilmesi lazım.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İspanya ve Portekiz’deki elektrik kesintisi yenilenebilir enerjiyi tartışmaların odağı haline getirdi

Published

on

By

İspanya ve Portekiz’i karanlıkta bırakan elektrik kesintisinin nedeni belirsizliğini korurken yenilenebilir enerji, tartışmaların odağına yerleşti.

İspanya ve Portekiz’de 28 Nisan’da meydana gelen, milyonlarca kişiyi elektriksiz bırakan ve elektrik hizmetinin tam olarak yeniden sağlanmasının yaklaşık 23 saat sürdüğü elektrik kesintisinin sebebine ilişkin tartışmalar sürüyor.

Kesintiye sebep olan problemin, nükleer ve termik santrallerle aynı elektrik sistemini kullanan yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrik sebebiyle meydana gelmiş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

İspanya’nın 45 bin kilometreyi aşan 400 ve 220 kilovolt arasında değişiklik gösteren enerji iletim hatlarında elektrik hizmeti kullanıcılara ulaştırılıyor.

Devletin çoğunluk hissedarı olduğu Redeia grubuna ait İspanya Elektrik Şirketi (REE) elektrik dağıtımı ve sistemin işleyişinden sorumluyken İspanya ve Portekiz’de faaliyet gösteren küçük şirketler de elektriğin kullanıcılara ulaştırılmasını sağlıyor.

İspanya’nın La Vanguardia gazetesi yazarı Pilar Blazquez, şebekeye ulaşan elektriğin tüketicinin talebine uygun olmasının sağlanması gerektiğini, oluşacak bir problemde sistemin dengeyi sağlamak için bazı kaynakları devre dışı bırakarak diğerlerini kullandığını belirtti.

Yazıda ifadelerine yer verilen İspanyol Fotovoltaik Derneği Sözcüsü Salvador Salat da elektrik şebekesinde 28 Nisan’daki kesinti meydana gelene kadar koruma sisteminin akımdaki dengeyi sorunsuz sağladığını aktardı.

Salat, sistemin çöktüğü kesinti sırasında, enerji bağlantılarının normal bir şekilde kesilmediğini, 18 bin megavatlık elektrikten, 10 bin megavat fotovoltaik (güneş enerjisiyle üretilen elektrik) akımın aniden kesildiğini, ardından da 1500 megavat rüzgar, 3 bin megavat da nükleer enerjiden sağlanan elektriğin kesildiğini söyledi.

İspanyol uzman, sistemin güneş enerjisinden gelen elektriğin bağlantısını kesmek için 20 saniyelik bir süre tanıdığını ancak kesintinin 5 saniyede gerçekleştiğine dikkati çekerek bunun sebebini sorguladı.

– Yenilenebilir enerji sistem güvenliklerine ihtiyaç duyuyor

El Pais gazetesi yazarı Clemente Alvarez, İspanya elektrik şirketinin İber Yarımadası’nı etkileyen kesintiye güneş enerjisinden sağlanan üretimin kaybolması sorununa işaret ettiğini, bunun da tüm sistemi çökerttiğini yazdı.

Alvarez, Redeia’nın ise 2024’teki yıllık raporunda “yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması ve daha geleneksel kaynakların yerini almasıyla sistem güvenliği açısından ortaya çıkan riskler konusunda uyarıda bulunduğuna” dikkati çekti.

Yenilenebilir Enerji Vakfı, REE’nin belirlediği gerekliliklere uygun olarak elektrik üretilen güneş enerjisi santrallerinin bağlantısının kesildiğini, “yenilenebilir veya geleneksel hiçbir elektrik türünün dayanağı olmadan kesintinin tek nedeni olarak suçlanamayacağını” ifade etti.

Alvarez, yenilenebilir enerjiden üretilen elektriğin sistemde voltaj ve frekans gibi özel gereksinimleri de beraberinde getirdiğine dikkati çekerek bunun güvenlik açısından bir zorluk oluşturabileceğini söyledi.

İspanyol gazeteci, Yenilenebilir Enerji Vakfı Başkanı Fernando Ferrando’nun REE’ye sorduğu sorulardan birisinin “milisaniyelerle çalışan bir sistemde 5 saniyelik voltaj düşünün nasıl meydana geldiği” olduğunu belirtti.

– İspanya’da elektrik ihtiyacının tamamı yenilenebilir enerjiden karşılanmıştı

İspanya’nın yenilenebilir enerji konusunda dünyada öncü ülkelerden olduğunu hatırlatan Alvarez, 16 Nisan’da ülkedeki elektrik sisteminin birkaç saatliğine de olsa ihtiyacının tamamını yenilenebilir enerjiden karşıladığını, 16 Mayıs 2023’te bu durumun 9 saat sürdürüldüğünü hatırlattı.

Alvarez, kesintinin yaşandığı gün yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrik miktarının ihtiyacın tamamı olmadığına vurgu yaparak yaşanan olumsuzlukta çok fazla sorumluluğun da ortaya çıktığını ifade etti.

İspanyol gazeteci, konuya ilişkin uzmanların, yenilenebilir enerjiden elde edilen üretime göre sistemlerin düzenlenmesi gerektiği görüşünü savunduğunu belirtti.

– Güneş enerjisinden elde edilen elektrik sistemden kopmadı, “koparıldı”

La Vanguardia yazarı Antonio Cerrillo, REE’nin ve resmi yetkililerin kesintiye neden olan problemden özel enerji şirketlerini sorumlu tuttuğuna işaret etti.

Cerrillo, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in özel elektrik şirketlerinden gerekli sorumluluğu almalarını talep edeceğini ve konuya ilişkin Ekolojik Geçiş Bakanlığının soruşturma başlatacağı yönündeki açıklamalarını hatırlattı.

İspanyol yazar, REE’nin elektrik kesintisinin ülkenin güneybatısında başlayan üretim sistemindeki bir sorundan kaynaklanmış olabileceğine işaret eden açıklamasını anımsattı.

Cerrillo’nun yazısında, REE Operasyonel Hizmetler Direktörü Eduardo Prieto’nun, kesintinin İber Yarımadası’nın güneybatısından kaynaklanmasının, problemin güneş sebebiyle olabileceği ihtimalini değerlendirdi.

Prieto, REE’nin İber Yarımadası’nın güneybatı bölgesinde “üretim kaybına yol açabilecek bir unsur” tespit ettiğini ve “bunun başarıyla çözüme kavuşturulduğunu” belirtti.

İspanyol yetkili, bu olaydan çok kısa süre sonra elektrik sisteminin üretim kaybıyla bağdaşan başka bir “unsurun” ortaya çıktığını bunun da elektrik kesintisinin meydana gelmesiyle tespit edilen salınımlarla uyumlu koşullara yol açtığını” ifade etti.

Prieto, henüz sadece ön bulguların varlığına işaret ederek “etkilenen üretimin güneş enerjisi olma ihtimali çok yüksek” olduğunu söyledi.

Cerrillo, hem elektrik sağlayıcısı şirketlerin hem de yenilenebilir enerji kuruluşlarının, güneş enerjisi ile elde edilmen elektrik üretiminin şebeken kendi istekleri doğrultusunda ayrılmadığını, “hattan koparıldıklarını” aktardı.

İspanyol gazeteci, ayrıca şebekeye verilen güneş enerjisi kaynaklı elektrik miktarının bir gün önceden planlandığını belirtti.

– Nükleer enerji ve yenilenebilir enerji rekabeti

El Pais yazası Manuel Planelles de nükleer santraller ile güneş ve rüzgar enerjisiyle üretilen elektrik arasındaki rekabete değindi.

Planelles, yenilenebilir enerjinin daha az masraflı olduğunu belirterek nükleer enerjinin düşük fiyatlar nedeniyle yenilenebilir enerjiyle rekabet edemediğini aktardı.

Nükleer santrallerin radyoaktif atıklar ve vergiler sebebiyle büyük yüklerin altına girdiğini belirten Planelles, bu sebeple nükleer enerji sektörünün yenilenebilir enerji sektörüyle rekabetinin düşük olduğunu belirtti.

Planelles, elektrik kesintisinin yaşandığı zamanda da elektrik üretiminin yarısından çoğunun yenilenebilir enerjiden sağlandığına dikkati çekti.

İspanyol gazeteci, ülke siyasetindeki sağ kesimin nükleer enerjiye olan desteğine dikkati çekerek bunun sürdürülebilmesi sağcıların için mali destek sağlanması yönündeki talebini hatırlattı.

– Yenilenebilir enerjinin entegrasyonuna yönelik riskler 5 yıl önce bildirilmiş

İspanya’nın El Mundo gazetesinin haberinde, REE teknisyenlerinin elektrik sistemine ilişkin 2020 yılında sunduğu çalışmada, yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonuna ilişkin uyarıya yer verildi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının geniş çaplı entegrasyonunun diğer Avrupa ülkelerine göre daha sınırlı bağlantıya sahip İspanya’daki elektrik şebekesi istikrarı üzerinde daha büyük bir etkisi olacağı ifade edilirken REE teknisyenlerinin bu duruma karşı akımdaki dengesizliklerin önüne geçmek için “temel önlemler” tavsiye ettiği belirtildi.

Elektrik şirketinin, söz konusu uyarılardan 5 yıl sonra, ülke çapında etkili olan elektrik kesintisinin sebebinin benzer problemlerden kaynaklanmış olabileceğini açıkladığı aktarıldı.

Teknisyenlerin çalışmalarında öngördüğü tedbirlerin kısıtlı bir şekilde hayata geçirildiği belirtilerek yenilenebilir enerji üretiminin ise hızlandığına dikkati çekildi.

Bu durumun elektrik sisteminde arz ve talebin tetiklediği akım dengesizliklerini dengeleme kabiliyetini zayıflattığı kaydedildi.

Redeia’nın, şubat ayında yatırımcılara, “yenilenebilir enerji kaynaklarının yüksek bir şekilde nüfuz etmesi nedeniyle üretim kesintilerinde kısa vadeli riskin” bulunduğu konusunda bilgilendirdiği hatırlatıldı.

Devamını Oku

Dünya

Brent petrolün varili 62,57 dolardan işlem görüyor

Published

on

By

Brent petrolün varili, uluslararası piyasalarda 62,57 dolardan işlem görüyor.

Dün 64,77 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, günü 63 dolar seviyesinde tamamladı. Brent petrolün varil fiyatı, bugün saat 09.28 itibarıyla kapanışa göre yaklaşık yüzde 0,68 azalarak 62,57 dolar oldu. Aynı saatte Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili 59,48 dolardan alıcı buldu.

Fiyatlardaki düşüşte, dünyanın iki büyük petrol tüketicisi arasındaki ticaret savaşının yol açtığı talep endişeleri ve piyasalarda artan arz fazlası beklentileri etkili oldu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da birçok ticaret ortağından ithal edilen ürünlere ek vergi uygulayacağını açıklamasının ardından düşüşe geçen petrol fiyatları, Çin’den gelen misilleme adımının ardından 9 Nisan’da son dört yılın en düşük seviyesini test etti.

Son haftalarda müzakere sürecine dair atılan karşılıklı adımlar piyasalarda sınırlı bir iyimserlik yaratsa da sık değişen tarife söylemleri, ekonomik aktivitenin uzun vadede yavaşlama eğilimine gireceğine yönelik endişeleri ortadan kaldırmadı.

Talep görünümündeki olumsuzlukların arz fazlası endişeleriyle birleşmesi, petrol fiyatlarını Kasım 2021’den bu yana en sert aylık düşüşe yönlendirdi. Brent ve WTI ham petrolün varil fiyatlarında yüzde 16’yı aşan bir değer kaybı yaşanıyor.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu üyesi 8 ülkenin üretim artışına devam edeceği beklentisi piyasalardaki arz fazlalığı endişelerini besliyor. Suudi Arabistan, Rusya, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Kazakistan, Cezayir ve Umman’dan oluşan 8 ülkenin, üretim miktarını belirlemek üzere 5 Mayıs’ta toplanması planlanıyor.

Rusya-Ukrayna ateşkes görüşmeleri ve ABD ile İran arasında yürütülen nükleer müzakerelerin jeopolitik gerilimleri azaltması da fiyatlardaki seyirde etkili oluyor.

Öte yandan, Amerikan Petrol Enstitüsü (API), ABD’de ham petrol stoklarının geçen hafta önceki haftaya göre 3 milyon 760 bin varil arttığını bildirdi. Söz konusu artış, dünyanın en çok petrol tüketen ülkesinde talep endişelerini besleyerek fiyatları aşağı yönlü destekledi.

ABD Enerji Enformasyon İdaresinin (EIA) gün içerisinde resmi stok verilerini açıklaması bekleniyor.

Brent petrolde teknik olarak 70,67 doların direnç, 60,11 doların ise destek olarak izlenebileceği belirtiliyor.

Devamını Oku

Dünya

Cumhurbaşkanı Tatar Azerbaycan’dan bir heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Antropoloji Enstitüsü İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gafar Cabiyev ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Azerbaycan-Kıbrıs Dostluk Cemiyeti’nin daveti üzerine ülkeye gelen heyete, Azerbaycan-Kıbrıs Dostluk Cemiyeti Başkanı Orhan Hasanoğlu eşlik etti.

-Tatar: “Hepimiz Türk soyundan geliyoruz”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kabulden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin Azerbaycan ile olan yakınlığını büyük bir memnuniyetle gördüğünü ifade ederek, “Bir millet üç devletiz. Hepimiz Türk soyundan geliyoruz” dedi. Milli birlik ve birlikte hareket etmenin önemine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Azerbaycan’ın kardeş devlet olduğunu vurguladı ve Doğu Akdeniz’de bir Türk devleti olan KKTC’ye gösterdikleri yakınlık ve desteğin yadsınamaz bir gerçek olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in KKTC’nin tanıtılması adına gösterdiği destek ve özverinin de altını çizerek, bu çabanın Kıbrıs Türk halkı için kıymetli bir adım olduğunu vurguladı. Azerbaycan ile KKTC arasındaki tarihi ve gönül bağlarının çok derin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, aynı milletin evlatları olarak, Azerbaycan halkıyla da her türlü faaliyetlerin artmasının kendilerini memnun etmekte olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, “Aynı milletin aynı soydan gelen evlatları olarak biz aynı dili, dini, kültürü ve gönül birliğini paylaşıyoruz, biz Azerbaycan halkının gerçek gardaşlarıyız. Bu vesile ile bütün Azerbaycan halkına en içten hürmetlerimi ve selamlarımı sunuyorum.” diyerek sözlerine son verdi.

Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Antropoloji Enstitüsü İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanını Prof. Dr. Gafar Cabiyev ise, ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, yapılan çalışmalar ve yürütülen projeler hakkında bilgi aktarımında bulundu.

Devamını Oku

Trending

Reklam