Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanı Tatar 9 Mart Baf Direnişi ve Şehitlerini Anma Günü dolayısıyla anma mesajı yayımladı: ‘Türkiye’nin garantörlüğünden asla vazgeçilemez’

Published

on

Baf Direnişi ve Şehitleri yarın anılıyor. Baf Şehitlerini Anma Günü nedeniyle yarın 09.30’da Güzelyurt Baf Şehitleri Anıtı’nda tören düzenlenecek.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 9 Mart Baf Direnişi ve Şehitlerini Anma Günü dolayısıyla anma mesajı yayımladı. Tatar, mesajında, Ukrayna’da yaşanmakta olanlara dikkat çekerek; “Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden asla vazgeçilemeyeceğini” yineledi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın açıklaması şöyle:

“Rum-Yunan ikilisinin Enosis hedefli olarak 21 Aralık 1963 tarihinde başlattığı Kanlı Noel saldırılarında Kıbrıs Türk halkı katliamdan geçirilirken, başta Lefkoşa’nın Türk bölgesi olmak üzere, ada çapındaki bütün Türk bölgeleri çok ağır saldırılara maruz kalıyordu. Rum liderliğinin hedefi, Türk direnişini kırmak ve Kıbrıs’ı bir Helen Adası yapmaktı.

Çok ağır saldırılara maruz kalan bölgelerden birisi de Baf’ın Türk bölgesi ve Türk köyleriydi. Bu saldırılara karşı Baf Türkleri ile mücahitleri, destansı bir direniş gösterirken, bunun bedeli de kan ve can oldu. Bugün, Baf Direnişi’nin 58. yıl dönümünde toprağa düşen aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimizi saygıyla selamlıyorum.

Baf’ın Türk bölgesine yönelik olarak 7 Mart 1964 günü başlayan ve 9 Mart’a kadar devam eden Rum saldırılarının ana nedenlerini de bir kez daha hatırlatmakta yarar vardır.
Ada sathında Türk bölgelerine yönelik Rum saldırıları devam ederken, BM Güvenlik Konseyi’nin 4 Mart 1964 tarihli siyasi, haksız ve Rum yanlısı kararıyla ‘Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti’ olarak tanınan Rum Yönetimi, bu karardan güç ve cesaret alarak Türk bölgelerine yönelik saldırılarını daha da yoğunlaştırırken, 7 Mart tarihinde de Baf’ın Türk bölgesine yönelik saldırılar başlamıştır.

Yunan alayı takviyeli ve ağır silahlarla gerçekleşen bu saldırılara karşı Baf Türkleri ve mücahitleri, destansı bir direniş gösterirken; büyük kayıplar da vermiştir. Baf mücahitleri 13 şehit verirken, yaşanan Rum-Yunan vahşeti de unutulamaz. Mavrali mevzisinde mermileri tükendikten sonra esir alınan 9 mücahidimiz, Baf’ın Rum bölgesinde bulunan mezbahaya götürülür, kasap çengellerine asılır, kasap bıçakları ve nacaklarla doğranır.

Dünya bu saldırılara ve vahşete karşı seyirci kalırken, sadece garantör ülke Türkiye Cumhuriyeti harekete geçer. Saldırıların durmaması halinde müdahalede bulunacağı yönünde, Rum-Yunan ikilisine nota verir. Türkiye’nin bu kararlı duruşu sonrasında Rum saldırıları sona erer.

Geçmişte Kıbrıs Türk halkının yaşadıkları ve bugün Ukrayna’da yaşanmakta olanlar, Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçemeyeceğimizin nedenlerini gözler önüne sermektedir. Bugün Rum-Yunan ikilisi ile bazı çevreler, 1960 garanti sisteminin çağdışı kaldığını ileri sürüp ‘sıfır asker, sıfır garanti’ dayatmasında bulunurken; Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı kırmızı çizgimizdir ve bunlardan asla vazgeçemeyiz. Anavatan Türkiye’ye daha sıkı sarılıp yolumuza devam edeceğiz. Bu, halkımıza ve şehitlerimize olan en büyük borcumuzdur.

Bugün kendi vatanımızda, kendi devletimizin çatısı altında egemen ve özgür olarak yaşarken; hedefimiz, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak bir çözüme ulaşmaktır. Federal temele dayalı bir antlaşmaya ulaşabilmek için 1968 yılından bu yana devam eden müzakere süreçleri ile Rum tarafının olumsuz tutumu, özellikle Annan Planı referandumu ile Crans Montana’da yaşananlar, federal temele dayalı bir antlaşmanın mümkün olmadığını gözler önüne sererken, egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm önerimiz gündeme getirilmiş ve bu çözüm önerimiz ilk kez Cenevre’de müzakere masasına konulmuştur. Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından da desteklenen bu çözüm önerimiz, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak olan tek çözüm yoludur.

Baf Direnişi’ni ve aziz şehitlerimizi bugün bir kez daha anarken; temennim, sorunların savaş ve silahla değil, diyalog yoluyla çözümlenmesi ve tüm dünyada barış ve huzurun egemen olmasıdır. Rum tarafına çağrım ise silahlanma ile gerginlik yaratıcı faaliyetlere son vermesi, diyalog önerilerimize olumlu yaklaşmasıdır.

Aziz şehitlerimiz, rahat uyuyun. Uğruna şehit düştüğünüz kutsal değerler ile emanetlerinizi ayaklar altında çiğnetmeyeceğiz. Sizi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Ruhunuz şad olsun.”

 

BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Yemen’deki Husiler, İsrail’de Ben Gurion Havalimanı’nı vurdu

Published

on

By

Yemen’deki Husiler, İsrail’in başkenti Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaalanı’nı füzeyle vurdu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İsrail’in merkezine düşen bir füze rapor edildiği aktarıldı.

Açıklamada, İsrail’in birçok bölgesinde çalan sirenlerin ardından Yemen’den fırlatılan füzeyi engellemek için çeşitli girişimlerde bulunulduğu, ancak Ben Gurion Havalimanı bölgesinde bir düşüş tespit edildiği belirtildi.

Devlet televizyonu KAN da Tel Aviv’deki Ben Gurion Havaliman’nın isabet aldığını ve saldırı nedeniyle alanın iniş ve kalkışlara kapatıldığını duyurdu.

Yemen’deki Husiler, ateşkes anlaşmasını bozarak Gazze Şeridi’ne şiddetli saldırılarını tekrar başlatan İsrail’i zaman zaman balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla hedef alıyor.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, Suriye’ye yönelik son hava saldırılarını 12 savaş uçağıyla gerçekleştirdiğini duyurdu

Published

on

By

İsrail ordusu, cuma gecesi Suriye’ye düzenlediği hava saldırılarında 12 savaş uçağıyla çok sayıda hedefi vurduğunu açıkladı.

Ordudan yapılan açıklamada, hava saldırılarında uçaksavarlar ve bir karadan havaya füze rampası da dahil olmak üzere askeri altyapının hedef alındığı öne sürüldü.

İsrail jetlerinin Şam’ın Haresta ile Tel Mınin bölgelerinin yanı sıra Hama, Lazkiye, Dera ve Kuneytra’yı hedef almasının ardından yapılan açıklamada, “hava harekatı özgürlüğünü korumak için” Suriye’ye saldırılara devam edileceği tehdidinde bulunuldu.

Dürzi toplumunu Şam yönetimine karşı kışkırtan İsrail, “Dürzileri koruma” bahanesiyle Suriye’ye saldırılar düzenliyor.

İsrail ordusu, cuma gecesi savaş uçaklarıyla Suriye’nin başkenti Şam’ın yanı sıra Hama, Lazkiye, Dera ve Kuneytra illerindeki birçok noktayı bombalamıştı.

İsrail, 2 Mayıs’ın ilk saatlerinde Şam’daki Devlet Başkanlığı Sarayı yakınlarına da saldırıda bulunmuştu.

Devamını Oku

Dünya

Gazze’ye yardım için yola çıkan gemiye saldırı İstanbul’da protesto edildi

Published

on

By

Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği üyeleri, Özgürlük Filosu Koalisyonunun (Freedom Flotilla Coalition-FFC) Gazze’ye insani yardım ulaştırma hedefiyle yola çıkan gemisine Malta yakınlarında insansız hava aracıyla saldırı düzenlenmesini protesto etti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sona erdirmek için dünyanın farklı yerlerinden kampanya ile inisiyatiflerin bir araya gelmesiyle oluşturulan ve olası tehlikelere karşı gizli tutulan FFC yardım gemisinin Malta yakınlarındaki uluslararası sularda insansız hava araçlarının saldırısına uğramasına tepki amacıyla İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde gösteri düzenlendi.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından gruptakiler, ellerindeki pankartlarla İsrail aleyhine slogan attı.

– Dernek başkanı Songür gemiden canlı bağlantıyla yaşananları anlattı

Saldırıya uğrayan gemide bulunan Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı Beheşti İsmail Songür, protestoya canlı bağlantıyla katılarak, gemide yaşananları aktardı.

Gemiye tekrar bir saldırı yapılmasını beklediklerini kaydeden Songür, protestocu gruba, “Orada İsrail’e karşı göstereceğiniz destek bizler için koruma kalkanı olacak.” dedi.

Songür, Gazze’ye destekten vazgeçmediklerini, gerekirse aylarca limanlarda kalacaklarını, denizin ortasında yatacaklarını ve bu gemileri İsrail’in sınırlarına yığacaklarını belirtti.

Derneğin Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Ekrem Kubilay Karadeniz ise yalnızca sivil aktivistlerin bulunduğu ve amacı Gazze’deki ablukayı kırmak, bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine dikkati çekmek olan gemiye, İsrail tarafından iki ayrı dron saldırısı düzenlendiğini söyledi.

Karadeniz, “Gemi limandan ayrılmadan önce, elektrik sistemine ve iletişim altyapısına yönelik saldırılar gerçekleştirilmiş, geminin dünyayla bağlantısı kesilmeye çalışılmıştır.” bilgisini verdi.

Saldırının uluslararası kamuoyunda geniş yankı bulduğunu ifade eden Karadeniz, “Tıpkı Mavi Marmara’da olduğu gibi, İsrail bu saldırısıyla bir kez daha kendi ayağına sıktı. Dünya, İsrail’in hukuk tanımaz ve saldırgan tutumunu bir kez daha görmüş oldu.” diye konuştu.

Özgürlük Filosu’nun, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de yaşanan sivil kayıplara dikkati çekmek ve insani yardım ulaştırmak amacıyla Tunus’tan yola çıktığını anımsatan Karadeniz, geminin Malta Limanı’ndan katılacak yeni aktivistlerle Akdeniz’e açılacağını aktardı.

Grup, daha sonra konsolosluk önünden ayrıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam