Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Ankara’da temaslarda bulundu

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve başlama törenine katılmak üzere bulunduğu Ankara’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle görüştü, basına mülakatlar verdi ve ziyaretler yaptı.

Tatar, Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı’nı ziyaret etti, Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden Sorumlu eski Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu ve Kıbrıs Türk Kültür Derneği yetkilileriyle görüştü.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kanal 7’de katıldığı programda, Kıbrıs konusu ile güncel konularda değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar, temaslarını tamamlamasının ardından bugün ülkeye dönecek.

-“Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni siyasete tam destek veriyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, temasları kapsamında Kanal 7’de katıldığı televizyon programında, soruları yanıtladı. Soru üzerine, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin, Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu iki devletli çözüm siyaseti açısından büyük önem taşıdığını söyledi.

Tatar, Türkiye’nin, iki devletli çözüm vizyonuna tam destek verdiğini ifade ederek, KKTC’nin, Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan’da Türkiye’nin güvenliği açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı.

Kıbrıs’ta bir çözüm için egemen eşitlikte ısrarlı olduklarını ifade eden Tatar, Kıbrıs’a çok büyük önem veren Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’nda yaptığı “KKTC’nin tanınması ve izolasyonların kaldırılması çağrısını” anımsattı. Erdoğan’ın KKTC’nin uluslararası görünürlüğünü artırmak için destek verdiğini, Türk Devletleri Teşkilatı’na üyeliğini sağladığını kaydeden Tatar, özellikle adaya getirilen suyun büyük önem taşıdığını, yeni siyasete tam destek verdiğini ve her alanda Kıbrıs Türk halkının yanında olduğunu vurguladı.

-“AB verdiği sözleri tutmadı”

Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupa Birliği’nin Annan Planı’na “Evet” diyen Kıbrıslı Türklere verdiği sözleri yerine getirmediğini ancak “Hayır” diyen Rum tarafını üye aldığını ifade etti. Tatar, Kıbrıs’ta iki devletin tescil edildiğini anlattı.

Kıbrıs’ta 50 yıl süren federal temelde bir çözüm arayışının Annan Planı ve Crans Montana sonrası bittiğini ifade eden Tatar, Kıbrıs’ta artık iki devletin iş birliğine dayalı bir çözümün konuşulabileceğine işaret etti.

Tatar, milli mücadele yıllarına da değinerek, Kıbrıs Türk halkının o dönem katliamdan geçirildiğini ancak tüm bunlara direndiklerini, Anavatan Türkiye’nin desteğiyle katliamdan kurtulduklarını ve devlet kurduklarını belirtti. Tatar, KKTC’nin bugün egemen bağımsız bir şekilde bölgede güçlü bir Türk devleti olarak yer aldığını kaydetti.

Tatar, Türkiye’de meydana gelen depremde yaşamını yitirenlere rahmet dileyerek, “Adıyaman’da hayatını kaybeden çocuklarımızın acısını hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.

-“KKTC başarı öyküsüdür”

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın göreve başlama töreni resepsiyonunda, devlet yetkilileriyle görüştüğünü anlatan Tatar, burada birçok ülke yetkilisinin KKTC üniversitelerinden mezun olan insanlardan oluştuğunu görmekten gurur duyduğunu söyledi.

KKTC başarı öyküsüdür, çünkü yoktan var oldu ve şu anda eğitim ve turizm yatırımlarıyla bölgede önemli bir devlet” olduğunu ifade eden Tatar, tüm bunların KKTC için değer olduğunu kaydetti ve “Bu mücadele yok sayılamaz, mücadelemiz her zaman sürecek, devletimizi yaşatacağız” dedi.

Tatar, KKTC’nin tanınma çalışmalarının sorulması üzerine en değerli olanın, Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’yi tanıması olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin Kıbrıs konusunda milli siyaseti olduğunu, kendileri için önemli olanın milli kimlik ve manevi değerlerin korunması olduğunu ifade eden Tatar, Erdoğan’ın yeni siyaset konusunda net bir duruş sergilediğini söyledi. Tatar, 47 yıl kapalı kalan Maraş’ı birlikte açtıklarını, iki devlet siyaseti, BM’de yapılan tanınma çağrısı, Türk Devletleri Teşkilatı’na KKTC’nin anayasal adıyla kabul edilmesinin önemine işaret etti.

Kıbrıs adasında Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar hakkı olduğunu ifade eden Tatar, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman yanlarında olduğunu söyledi.

-Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı ziyareti

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ardından Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı’nı ziyaret etti. Tatar burada Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı Başkanı Dr. Abdullah Çalışkan ve yönetim kurulu üyeleriyle görüştü.

Tatar burada yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün yapılan göreve başlama törenine katılmak üzere Ankara’ya geldiğini ve bu vesileyle vakfı da ziyaret etme fırsatı bulduğunu söyledi.

Ersin Tatar, törene KKTC Cumhurbaşkanı olarak katılıp halkını temsil etmekten, orada devlet başkanları ile görüşme fırsatı bulmasının onur verici olduğunu ifade etti.

Erdoğan’ın KKTC’ye verdiği önemi ve gelişmesi için ortaya koyduğu gayretleri anlatan Tatar, Erdoğan’a, ortaya koyduğu cesur duruş ve yeni siyasete verdiği önemden ötürü teşekkür etti.

KKTC’nin bağımsız hür egemen bir devlet olduğunu vurgulayan Tatar, Vakfa da, KKTC’nin tanınması gelişmesi için verdiği desteğe teşekkür etti.

KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasında ve toplantılarına katılmasında verilen desteğe de teşekkür eden Tatar, bunu KKTC adına önemli bir gelişme olarak niteledi.

Kıbrıs Türk halkının milli mücadele yıllarını ve Anavatan Türkiye’nin ortaya koyduğu desteği anlatan Tatar, “Büyük bir direniş ortaya koyduk. Kahramanlıkla destansı bir mücadele verildi ve Kıbrıs’ın Yunan adası olması engellendi” dedi. Tatar, Kıbrıs Türk halkının Türk milletinin kopmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

KKTC’nin Doğu Akdeniz’de enerji konusunda önemli bir yere sahip olduğunu, gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmasının çok daha akılcı ve ekonomik olduğunu anlatan Tatar, tüm bu gelişmelerin, KKTC’nin önemini ve değerini daha da arttığını söyledi.

KKTC’nin varlığının devamının, ulusal çıkarlar açısından önemli olduğunu ifade eden Tatar, KKTC’nin hava ve denizde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi, yapılan yatırımları anlattı.

1974’ten beridir Kıbrıs Türk halkının bağımsız egemen bir şekilde Anavatan Türkiye’nin desteğiyle devletinin çatısı altında yaşamını yürüttüğünü belirten Tatar, Türk dünyasıyla da ilişkilerin artırılmasıyla KKTC’nin coğrafyasında daha güçlü bir noktaya gelmesinde büyük önem taşıdığını söyledi.

Türk Dünyası Parlamenterler Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Çalışkan da, Tatar’a ziyaretten ötürü teşekkür etti ve temsilcilik açmayı planladıkları KKTC’nin her zaman yanında olacaklarını vurguladı. Tatar, KKTC’yi her alanda geliştirmek, görünürlüğünü artırmak, birlikten güç doğacağı bilinciyle Türk dünyası ile ilişkileri geliştirmek amacıyla çalıştıklarını söyledi.

Millet olarak ağladıkları deprem acısına da değinen Tatar, yaşamını yitirenleri andı, yarınlara umutla bakabilmek için üretip çalışmanın, birlik beraberlik içinde hareket etmenin önemine işaret etti.

Tatar, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin daha da geliştirilmesi, milli siyasetin geliştirilmesi, Kıbrıs’ta Türk varlığının korunması, Türk Devletleri ile ilişkilerin geliştirilmesi, milli değerleri korumak için çalışmaya devam edeceğini ifade ederek, müşterek davayı selamete taşımanın en önemli hedefleri olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar’a ziyaret anısına plaket ve hediyeler de takdim edildi, anı fotoğrafı çekildi. Tatar da üyelere kitaplarını hediye etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Ankara temasları sırasında KKTC Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu eşlik etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Başbakan Üstel: Dünyadan adalet istiyoruz. Kıbrıs Türkü bu güne kadar adalet görmedi

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi’nde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet ve Taşınmaz Mal Komisyonu (AİHM) ile ilgili son kararı, Kıbrıs konusu ve yakın coğrafyadaki gelişmeler konuşuldu.

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 62’nci madde tahtında söz aldı. AHİM kararı ve Taşınmaz Mal Komisyonu hakkında konuşan Erhürman’ı Başbakan Ünal Üstel yanıtladı.

İlk olarak bedelli askerlik konusuna değinen Tufan Erhürman, bununla ilgili yasa önerilerinin komitede olduğunu anımsatarak, Başbakan’la da bu konuda görüştüğünü, Meclis çalışmalarına ara vermeden bu önerinin yasallaşması gerektiğini, aksi takdirde birçok gencin daha sıkıntı yaşayacağını belirtti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet ve Taşınmaz Mal Komisyonu ile ilgili son kararıyla ilgili de konuşan Erhürman, 2010 yılından bu yana AİHM tarafından “etkili iç hukuk yolu” olarak kabul edilen Taşınmaz Mal Komisyonu’nun bu niteliğine ilişkin kabulünün devam ettiğini ancak son kararda negatif sonuçlar olduğunu belirtti.

Bu kararı bir başarı öyküsü veya zafer olarak yorumlayanlar olduğunu, bu açıklamaları hayretle dinlediğini belirten Erhürman, AİHM’in kararını “Taşınmaz Mal Komisyonu’nun surlarında açılan gedik” diye yorumladı. Erhürman, kararda “pozitif hiçbir şey söylenmediğini” ifade etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın açıklamalarına da işaret eden Erhürman, “Bu mahkeme kararı uyarı niteliğindedir. Doğru okuma yapmazsak bu gidişat bizi neyle karşı karşıya bırakacak bunları kestirmek mümkün olmayacak” dedi.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun uluslararası alandaki en önemli başarılardan biri olduğunu da belirten Erhürman, “Kimse algı operasyonu yapmaya soyunmasın. Bu algı operasyonu değil, okunan anlaşılmıyorsa zaten bir felaketle karşı karşıyayız demektir” diye konuştu.

İran ile İsrail arasında yaşananlara da değinen Tufan Erhürman, Kıbrıs’ın coğrafi olarak risk altında bulunduğunu ancak riskin sadece coğrafyayla değil Rum liderin ittifaklarıyla da ilgili olduğunu söyledi.

Kıbrıs Türk ve Rum halkını bağlayacak kararları tek başına almaya yetkili olmayan Rum lider Hristodulidis’in ABD, İsrail ve Fransa ile bir takım anlaşmalar yaptığını söyleyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının bu işin neresinde olduğunu da sordu.

İki kurucu ortaktan biri olan Kıbrıs Türk halkının bu pozisyonda olmayı hak etmediğini söyleyen Erhürman, “Eşit egemenlik değil, egemen eşitlik istiyorum demenin sonucu egemenliği Rum liderin kucağına bırakmaktır” diye konuştu.

Yerinden söz alan UBP milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu’nu da yanıtlayan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının yok sayılma noktasından iradesinin büsbütün yok olması noktasına gelindiğini söyledi.

Erhürman’dan sonra Genel Kurulda söz alan Başbakan Ünal Üstel, son günlerde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

İsrail-Gazze, Ukrayna-Rusya, İsrail-İran savaşına işaret ederek, dünyanın buna seyirci kaldığını söyleyen Üstel, 2 yıla yakın süredir bombalar yağan Gazze’ye insani yarım götüren ekiplere de müdahale edildiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ve diğerlerinin bunla ilgili de bir şey yapmadığını ifade etti.

“İki devletli çözümden yanayız çünkü egemenliğin, garantörlüğün ne kadar önemli olduğunu gördük” diyen Başbakan, bu olaylardan dersler çıkarılması gerektiğini de belirtti.

UBP’nin, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statü kabul edilmeden müzakere masasına dönülmemesini savunduğunu anımsatan Üstel,  AHİM’in mülkiyet ve Taşınmaz Mal Komisyonu ile ilgili kararını da değerlendirdi.

Söz konusu kararla, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkinliğinin bir kez daha onaylandığını ifade eden Başbakan Ünal Üstel, 1974 Barış Harekatı sonrası kuzeyle güney arasında yapılan nüfus mübadelesine ve Rum tarafında kabul edilen Vasilik Yasası’na da işaret etti.

Rumların 1974 öncesi mallarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenliği altında olduğunu ancak Rum tarafının yine yasal bir düzenlemeyle tutuklamalar yaptığını söyleyen Başbakan Üstel, “Bana göre bu tutuklamalar gayri yasaldır” dedi.

Başbakan Üstel, 2013’ten 2023’e kadar gerekli kaynak ayrılmadığından dolayı Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkinliğinin istenilen düzeyde olmadığını ifade ederek, hükümete geldikleri günden beri oluşturdukları fonlarla ayrı bir kaynak yarattıklarını da söyledi.

Bu kapsamda, 2024’ten bu güne tazminatlar için 106 milyon 374 bin Sterlin ödeme yaptıklarını, 230 dosyayı sonuçlandırdıklarını belirten Üstel, inşaat sektörünün hareketlendirilmesiyle ülkedeki ekonomik değerlerin de arttığını ifade etti.

Güney Kıbrıs’ın bundan çok rahatsız olduğunu, Kıbrıslı Türkleri zora sokmanın, ekonomiyi çökertmenin yolunu kural tanımaz şekilde aradığını belirten Üstel, Güney Kıbrıs’ta yapılan yasal düzenlemeye ve bununla yaratılan tedirginliğe işaret etti.

Üstel, “Dünyadan adalet istiyoruz. Kıbrıs Türkü bu güne kadar bu adaleti görmedi” dedi.

Gazze’de de İran’da da adalet göremediklerini kaydeden Üstel, aynı soykırımları Kıbrıslı Türklerin de yaşadığını ifade ederek, “Temennimiz yeni dünyada adalet, barış, huzur içinde yaşamaktır. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisiyle egemen devlet olursak halkımız bu huzura kavuşmuş olur” dedi.

Başbakandan sonra yeniden söz alan Tufan Erhürman, kavramların birbirine karıştığını, Ukrayna ve Rusya’nın iki egemen devlet olduğunu, aralarında egemen eşitlik bulunduğunu kaydederek, “Egemen devletler arasında da savaş olabilir” dedi.

Garantörlük konusuna da işaret eden Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünün bu adanın tamamında geçerli olduğunu söyledi.

Erhürman, “Siz ‘iki ayrı devlet’ dediğinizde KKTC üzerindeki garantörlükten bahsediyorsunuz ama bu Türkiye’nin garantörlük hakkını daraltmak demektir. ‘İki devletli çözümü ve garantilerin devamını istiyorum’ diyorsunuz ama bu ikisi birbirini tutmuyor” dedi.

Erhürman, 50 senede yaşananlardan ders çıkarılması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını da söyledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

DAÜ-SEN: “Barış için mücadele artık bir varoluş mücadelesine dönüşüyor”

Published

on

By

 Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), yakın coğrafyada yaşananlara dikkati çekerek, barış için mücadelenin bir varoluş mücadelesine dönüştüğünü belirtti.

DAÜ-SEN’den yapılan açıklamada, Batı’da ve Doğu’da yaşananlara işaret edildi, “Şimdi ise İsrail ‘nükleer program’ şüphesiyle İran’ı bombalıyor, devlet yetkililerine suikast düzenliyor. İran ise İsrail şehirlerini bombalıyor. Savaş bize o kadar yaklaştı ki yüzümüzü göğe çevirmemiz artık yeterli oluyor.” denildi.

DAÜ’de İranlı mezunlar, öğrenciler ve akademik personel olduğunun belirtildiği açıklamada, İran’a düşen her bomba ile  öğrencilerin ve akademik personelin hissettiği kaygı ve acının paylaşıldığı belirtildi.

Yaşanan çatışmaların bir anlaşma ile son bulacağının ancak bu çatışmaların ağır ve derin yaralarının kalacağının kaydedildiği açıklamada, “Gelinen noktada, Ortadoğu’da ve/veya Doğu Akdeniz’de akıl dışı politikalarla, anlamsız hırslarla, dünya daha büyük, daha küresel savaşlara doğru sürüklenebilir. Yaşadığımız ada ve bölgemiz de bu savaşlardan çok daha derin etkilenebilir. Kin, nefret ve ayrılıkçı anlayışlara dayalı siyasi iktidarların her zaman kan ve gözyaşı getirdiğine bir kez daha tanık olduğumuz bu dönemde, diyalogla, adil paylaşım anlayışıyla sorunların çözümünün önemine vurgu yapmak istiyoruz. Barış için mücadele artık bir varoluş mücadelesine dönüşüyor. Bu çerçevede, çatışmalar sonucu yakınları yara alan, kayıplar yaşayan, tüm öğrencilerimize ve meslektaşlarımıza, geçmiş olsun diyoruz, kalpten taziyelerimizi iletiyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Sivil Savunma ve Sağlık Bakanlığı, afet ve acil durum planlamalarını gözden geçirdi

Published

on

By

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından ülkede yaşanması muhtemel afet ve acil durumlarda karşılaşılabilecek sorunlara karşı yapılan planlamalar, bugün gözden geçirildi.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Teşkilat Başkanlığında yer alan toplantıya, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, Sivil Savunma Koordinatörü Cemal Betmezoğlu ve Hizmet ve Destek Şube Müdürü Barış Çavlan ile Sağlık Bakanlığı adına Bakanlık Müdürü Ergin Tertemiz ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mustafa Kalfaoğlu katıldı.

İki kurum, afet ve acil durumlarda ihtiyaç duyulacak acil sağlık hizmetlerinin etkin ve kesintisiz bir şekilde yerine getirilebilmesi amacıyla hastane, sağlık ocağı ve sağlık hizmeti veren tüm birimleri kapsayan planlamaları yeniden gözden geçirerek, gerekli düzenlemeleri yaptı.

Bölgede son dönemde yaşanan gelişmeler doğrultusunda, sağlık kuruluşlarında yaşanması muhtemel aksaklıkların giderilmesi hedefiyle gerçekleştirilen toplantıda, olası ihtiyaçlar dikkate alınarak, tüm ilçeleri kapsayacak şekilde değerlendirmelerde bulunuldu.

Planlamalar kapsamında tüm ilçelerde bulunan kamu ve özel sağlık kuruluşlarında halkın ihtiyaç duyacağı sağlık hizmetlerinin kesintisiz olarak yerine getirilmesi, triaj ve değerlendirme sonucunda gerekli sevklerin yapılması, böylece hastane, sağlık ocağı ve ileri ilkyardım merkezlerinde yaşanacak yoğunluğun önlenmesi amaçlanıyor.

Toplantıda, tüm ilçelerde bulunan İlçe Kriz Yönetim Merkezleri tarafından önceden nüfus yoğunluğuna göre belirlenen ve her yıl ihtiyaca göre yeniden gözden geçirilen ileri ilkyardım merkezlerinin işleyişinde yapılan düzenleme ile bu merkezlerin daha etkin bir şekilde hizmet vermesi kararı alındı.

Devamını Oku

Trending

Reklam