Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra’da, Cambridge Üniversitesi’nde “Kıbrıs’ta İlerleme için Öneri Yolu” konulu konferans verdi.
Tatar, konferansta; “Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir antlaşma için, Kıbrıs Türk tarafının eşit, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün elzem” olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Tatar, Londra’da, Cambridge Üniversitesi Türk Topluluğu tarafından Cambridge Üniversitesi’nde organize edilen ve öğrenci ile akademisyenlerin katıldığı “Kıbrıs’ta İlerleme için Öneri Yolu” konulu konferans verdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, online olarak da yayımlanan konferansta yaptığı konuşmada, İngiltere’nin, “Kıbrıs konusuna, yeni bir yaklaşımla yaklaşması, garantör güç olarak yükümlülüklerini yerine getirirken, Kıbrıs Türk halkına eşit statü, fırsat eşitliği ve eşit muamele konusunda öncü olması” çağrısı yaptı.
Selwyn Koleji Quarry Whitehouse Konferans Salonu’nda yer alan konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1982 yılında Ekonomi bölümü mezunu olduğu Cambridge Üniversitesi’nde konferans vermekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Anavatan Türkiye’den 40 mil uzaklıktaki Kıbrıs adasının, üç kıtanın kesiştiği Doğu Akdeniz’de önemli bir konumda olduğunu belirterek, adanın, doğal gazın bulunmasıyla da bölgede hakimiyet kazanmak isteyen güçler için jeopolitik hesaplarda önemli rol oynadığını kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca İngiltere ile iyi ilişkiler içinde olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, 1950’lerde adayı Yunanistan’a bağlama emelleri içinde olan Kıbrıslı Rumların, 1955-1959 yılları arasında 371 İngiliz askerini öldürdüğünü anımsattı ve İngiltere’de eğitim görmüş ve yaşamış biri olarak herkes için hak ve adalet değerlerine verdiği önemi dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, 1956 yılında aralık ayında İngiltere Sömürgeler Bakanı Alan Lennox-Boyd’un Avam Kamarası’na açıkladığı ve iki yıl sonra dönemin İngiliz Başbakanı Harold MacMillian’ın yinelediği taahhütte “Kraliçe hükümetinin amacı self determinasyona yönelik herhangi bir hareketin Kıbrıs’ın özel durumlarına göre Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıslı Rumlardan farksız olarak, gelecekteki statülerine kendileri karar verebilecek şeklinde uygulanması yönündedir. Kraliçe hükümeti, karma nüfuslarda self determinasyonun uygulanmasında olası seçenekler arasında bölünmeyi de içereceğini tanımaktadır” şeklinde ibarelerin yer aldığını anlattı.
Görevi sırasında federal temelde bir antlaşma için Annan Planı’na destek veren İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un bugün “iki devlet modeline” destek ifade ettiğini ve bu konuya eski bakanın İngiliz basınındaki pek çok makalesinde yer verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, eski Rum Dışişleri Bakanı merhum Nikos Rolandis’in de Rum tarafının en az 15 çözüm planı ve önerisini reddettiğini açıkça yazdığını ve Kıbrıs konusunun egemenlik ve statü konusu ve bir tarafın diğeri üzerinde hakimiyet kurma çabası konusu olduğunu ifade ettiğini aktardı.
İki devlet politikasına ve Kıbrıs konusuna değinen Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasında şunları belirtti:
“Diplomasi yoluna inanan biri olarak önceki denemelerin başarısızlıkla sonuçlanmasından ders çıkararak bugüne kadar bir antlaşmaya varılamamasının esas nedenini iyi anlamak gerektiğini düşünüyorum. Yarım asırdan fazla bir süredir eşitlik temelinde federal bir uzlaşı için yapılan görüşmeler, Rum tarafının Kıbrıs Adası’nı bir Helen adası olarak görmesi nedeniyle sonuçsuz kalmıştır.
2004 yılında, Annan Planı’na Rum tarafı yüzde 76 hayır oyu kullanırken, Kıbrıs Türk tarafı yüzde 64 evet demiştir. Yine Türk tarafının tüm çabalarına rağmen 2017 yılında, Rum tarafının adanın eşit ortağı olan Kıbrıs Türk halkı ile güç ve refahı eşit temelde paylaşma hususundaki isteksizlikleri nedeniyle federal temelde bir anlaşma için denenen son şans da sonuç vermemiştir.
Federal anlaşma temeli artık çökmüştür ve artık yeni ve taze fikirlerin ilerleme yolu olarak ortaya konulmasının zamanı gelmiştir. İyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde yan yana yaşayan iki devlete dayalı yeni politikamız Kıbrıs Türk tarafının eşit egemenliği ve eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi temelindedir. Kıbrıs Adası’nda tarihten gelen müktesep haklarımızla en az Kıbrıslı Rumlar kadar eşit hak ve statüye sahip olduğumuz gerçeğini her zaman vurgulamaktayız”.
Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile geçen cuma günü gerçekleştirdiği telefon görüşmesine değinerek, Genel Sekreter Guterres’in açıkça iki taraf arasında ortak zeminin bulunmadığını söylediğini belirtti ve telefon görüşmesiyle ilgili şunları kaydetti:
“Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün kabulünün yeni resmi müzakerelerin başlaması için şart olduğunu anlattım. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün kabulünün reddedilmesinin ise, Kıbrıs Türk tarafının müktesep eşitliğini reddetmek olduğunu ve bunun da ortam zemin bulma ve müktesep eşitliğe dayalı bir anlaşmanın sağlanamamasının altında yatan esas neden olduğunu Genel Sekreter’e ifade ettim.”
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusunda ilerlemenin yolunun BM Genel Sekreteri’nin, Kıbrıs’ta iki tarafın egemen eşitlik hakları ve eşit uluslararası statüsünün iyi niyet misyonu çerçevesinde BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanmasını sağlamasıyla olabileceğini aktardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, eski Dışişleri Bakanı Dominic Raab ve İngiltere’nin Avrupa Bakanı Leo Docherty ile makamında yaptığı görüşmelere atıfta bulunarak şunları söyledi:
“Görüşmelerimizde, Kıbrıs Türk halkına İngiltere’nin uygulamakta olduğu adil ve eşit olmayan muamelenin yeniden gözden geçirilmesi konusunu gündeme getirdim. Garantör güç olarak İngiltere’nin her iki tarafa da eşit davranmakla yükümlü olduğunu ilettim. 2004 yılında Kıbrıs Türk halkına uygulanan insanlık dışı izolasyonun sona ermesi yönünde verilen sözlere rağmen bugün halen narenciyemiz, patatesimiz ve diğer ürünlerimiz için doğrudan ticaret yapamıyoruz. İngiltere’ye ülkeden direkt uçuş yapılamıyor. Yolcuların Türkiye’deki havalimanlarından geçmesi (touch down) hem yolculuk süresini hem de uçuş maliyetini artırmaktadır. İngiltere’de yaşayan 350 binden fazla Kıbrıslı Türk ve KKTC’de yaşayan 10 binden fazla İngiliz, bu haksız durumdan olumsuz olarak etkilenmektedir. Gençliğimiz kendi bayraklarıyla uluslararası dostluk maçlarına bile katılamamaktadır. Yaşam ve gelişim hakkı, insan hakları konusudur ve bu da antlaşma sağlanması konusudur çünkü şu anda Rum tarafı eşitlik temelinde bir çözümü kabul etmeden konfor alanındayken; Kıbrıs Türkleri BM ve AB üye devletlerinin haksız izolasyonları altındadır. Bu nedenledir ki İngiltere’nin, Kıbrıs Türklerinin varlığını görmezden gelmeden bu büyük haksızlığın sona ermesi için öncü adımlar atması gerektiğine inanıyorum. Artık Kıbrıs Türk halkı için özgürlük ve adalet zamanıdır.”
Temmuz 2021’de BM Genel Sekreteri aracılığıyla Rum liderliğine 6 iş birliği önerisi sunduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, bu 6 önerinin hidrokarbon kaynakları, adanın Türkiye Cumhuriyeti üzerinden Avrupa enterkonnekte sisteme geçmesi, güneş enerjisi ve yenilenebilir enerjiye geçiş, her iki tarafta su kaynaklarının kullanımı, düzensiz göç ve adanın mayınlardan temizlenmesi konularını içerdiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Tatar, ayrıca, şubat ayında Türkiye’de meydana gelen deprem felaketinin ardından her iki tarafın depreme hazırlıklı olması konusunda iş birliği önerisi yaptığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, iki devlet siyasetine gün geçtikçe uluslararası desteğin arttığını ve İngiliz parlamenterleri ve medyasında yer bulduğunu belirterek, “KKTC’nin bir başarı öyküsü olduğunu” vurguladı.
İki devlet temelinde bir antlaşmayla her iki tarafın kendi ilişkilerini sürdürebileceğini ve herhangi bir tarafın bir diğeri üzerinde hakimiyet veya tehdit unsuru oluşturamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen eylül ayında Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulu’nda yaptığı tarihi konuşmaya atıfta bulunarak uluslararası toplumu KKTC’yi resmi olarak tanıma çağrısı yapmasının Kıbrıs Türkleri için tarihi bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Türk halkına verdiği desteğin önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Anayasal ismiyle gözlemci üye kabul edilmesinin de Kıbrıs Türk halkının mücadelesinde çok önemli bir adım olduğunu kaydetti.
KKTC’nin farklı alanlardaki yatırım ve çalışmalarla giderek gelişmekte ve güçlenmekte olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, 144 farklı ülkeden, üniversitelerinde eğitim alan öğrencinin olduğunu, kendi elektrikli araçlarını üretmeye başladıklarını, Ercan Havalimanı’nın yenilendiğini ve 20 Temmuz’da yeni terminal binasıyla Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılmasının beklendiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, kendisini konferans vermek üzere davet eden Cambridge Üniversitesi Türk Topluluğu’na ve konferansa katılarak kendisini dinleyen herkese teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görevindeki 5 yılını düzenlediği basın toplantısı ile değerlendirdi…
Lefkoşa Grand Pasha Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, 4 yıl 8 ay önce Kıbrıs Türk halkı tarafından 5. Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini anımsattı, görev süresi boyunca hiç kimseyi ayırmadan, sorunların çözümü için elinden gelen bütün gayreti gösterdiğini belirtti.
Tatar “Cumhurbaşkanlığı görevime başlarken temel hedeflerim şunlardı; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini güçlendirmek, Halkımızın refah ve güven içinde yaşamasını sağlayabilmek, Türkiye ile ilişkilerimizi her alanda geliştirmek ve adamızda kalıcı bir barış için egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü irademize kararlılıkla sahip çıkmaktı. Memnuniyetle belirtmek isterim ki, aradan geçen 4 yıl 8 ayda, bu hedeflerimizin tamamında çok önemli ilerlemeler kaydettik.” Dedi
Anavatan Türkiye’nin de tam desteğini alan iki devletli çözüm vizyonunu ortaya koyduklarını anımsatan Tatar, bugün Kıbrıs’ta karşılaşılan en büyük gerçeğin, Kıbrıs Türk Halkı’nın 62 yıldır maruz bırakıldığı abluka ve izolasyonun devam etmesi olduğunu vurguladı.
“Bu sessiz insanlık suçu, yıllardır açık bir biçimde uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları ihlaline rağmen sürmektedir.” Diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkının engellenen haklarının yeniden tesis edilmesinin öncelikli gündemleri olduğunu belirtti.
1968'den bu yana iki taraf arasında yürütülen resmi ve gayrı resmi müzakerelerin sonuçlarının ortada olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı, “Karşımızda, halkımızın haklarını gasp etmiş ve her fırsatta müzakere masasını deviren, hırsı kibrini aşmış bir muhatap var” dedi.
Bu kadar çabaya rağmen neden hala bir uzlaşıya varılamadığını soran Tatar, “Artık üzerine titrememiz gereken şey, geleceğe güvenle bakabilen, onurlu bir halkı temsil eden kendi devletimizdir” dedi.
Tek taleplerinin egemen eşitlik, eşit uluslararası statü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını göz ardı ederek tasarladığı düzende, eşitliğe yer olmadığını söyledi.
“Bugün, uluslararası hukukla uyumlu mülkiyet rejimimiz kapsamındaki taşınmaz mallara sahip çıkan, tasarrufta bulunan insanlarımızın peşlerine düşüyor, sınır kapılarında pusu kuruyorlar” diyen Tatar, Kıbrıs Türk halkına verilen hangi sözün tutulduğunu, hangi vaadin gerçekleştirildiğini sordu.
Kıbrıs Türk halkının güvenlik garantisinin de ortadan kaldırmak istendiğini belirten Cumhurbaşkanı sözlerini söyle sürdürdü;
“Kıbrıs Adası’nın çevresinde ve bölgemizde yaşanan son gelişmeler, güvenliğin ne kadar hayati ve vazgeçilmez olduğunu açıkça göstermektedir. Rum tarafının “sıfır asker, sıfır garanti” ısrarı, masum bir talep değil, bizi savunmasız bırakmayı ve bu yolla tüm adayı kendi kontrolüne almayı hedefleyen stratejik bir adımdır.”
Rum liderliğinin, yabancı güçleri adaya davet ederek yalnızca sorumsuz bir tavır sergilemediğini, aynı zamanda Kıbrıs’ı ciddi bir güvenlik riskiyle de karşı karşıya bıraktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk’ü için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, müdahale hakkı ve adadaki askeri mevcudiyetinin vazgeçilmez olduğunu vurguladı.
Tatar “milli davanın” anlamını yitirmiş içi boş müzakere sloganları değil, Kıbrıs Türkünün ve devletin özgür, bağımsız ve refah içinde gelişimini sağlamak, geleceğe ve vatana sahip çıkmak olduğunu kaydetti.
Göreve geldikleri günden itibaren kararlı bir duruş sergilediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı 2021’de BM Genel Sekreteri Guterres’le gerçekleştirdikleri zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarının şahitliğinde Rum lidere vizyonlarını en net şekilde ifade ettiklerini söyledi.
“Ortak zemin bulunmadan, geçmişi tekrar ederek, çökmüş, tüketilmiş zeminde müzakereye oturmanın hiçbir anlam ifade etmeyeceğini açıkça belirttik” diyen Tatar BM Genel Sekreteri’nin toplantının ardından ortak bir zemin olmadığını uluslararası topluma teyit etmesinin kendileri için dönüm noktası olduğunu kaydetti.
Rum tarafına yönlendirilen işbirliği önerileri hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Tatar, adadaki tüm halkların yararına yönelik tüm önerilerin Rumlar tarafından reddedildiğini anlattı.
Mart ayında, Cenevre’de gerçekleşen görüşmelerde yine ortak bir müzakere zemini bulunamadığını anımsatan Cumhurbaşkanı bunun üzerine her iki tarafın da yararına olacak biçimde, temel konularda birlikte çalışabilecek “Kıbrıs İş Birliği Konseyi” kurulmasını ve on iki başlık içeren bir iş birliği önerisinde daha bulunduklarını söyledi.
Kıbrıs İş Birliği Konseyi önerimizin reddedilmesine rağmen, iki taraf arasında dört yeni geçiş kapısının açılması, mayınların temizlenmesi, gençlik teknik komitesi kurulması, mezarlıkların restorasyonu ile iklim değişikliğinin olası etkileri ve ara bölgede güneş enerji santralinin kurulmasına ilişkin altı başlık üzerinde anlaşmaya varıldı. Ancak her iki halkın da öncelikli beklentisi ve ihtiyacı olan yeni geçiş kapıları konusunda hala istediğimiz ilerleme maalesef sağlanamamıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin meşru bir iç hukuk yolu olarak teyit ettiği Taşınmaz Mal Komisyonuna rağmen Rum tarafının iş insanlarına yönelik başlattığı saldırgan tutumun da uzlaşma ve çözüm arzusunu baltalayan başka bir sorun olarak ortaya çıktığını belirten Tatar çözümden, barıştan ve müzakereden kaçan tarafın belli olduğunu söyledi.
Tatar Rum tarafının zihniyet değişmedikçe, iki taraf arasında adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir barışın gerçekleşmesinin mümkün olmayacağını vurguladı.
Anavatan Türkiye ile sevgi, saygı, kardeşlik bağları içinde ortak tarihi ve milli değerlere dayalı ilişkileri güçlendirmenin en önemli görevlerimden biri olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı “Türkiye’siz bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nefes alamaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmadan, Türkiye Mavi Vatan’da ve Doğu Akdeniz’de eksik kalır.” Dedi. ??? 29. dakika
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin her alanda KKTC’ye olan desteklerini anımsattı.
Uluslararası diplomasi yolunda yeni bir atılım dönemi başlattıklarını da kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu dönemin en önemli kazanımı, hiç kuşku yok ki KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na Gözlemci Üye olarak kabul edilmesidir” dedi.
Tatar “Özbekistan’ın tarihi Semerkant şehrinde, 11 Kasım 2022 tarihinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı, Devlet Başkanları Zirvesinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin resmi adıyla gözlemci üye kabul edilmesi, Kıbrıs konusunda belirlediğimiz yeni siyasetimiz için de bir dönüm noktası olmuştur…/… Bugün KKTC’nin bütün kamu kurumları, STK’ları, bu kardeş ülkelerle her anlamda düne göre daha çok görüşmekte ve daha çok bir araya gelmektedir.” Dedi.
Yeni iki devlet vizyonuyla başlayan uluslararası diplomasi ve ilişki kurma girişimlerinin yaygınlaşarak devam ettiğini kaydeden Tatar, Gambiya’dan Avusturalya’ya kadar çeşitli ülkelere gerçekleştirdiği ziyaretleri ve görüşmeleri hakkında bilgi verdi.
Tatar konuşmasında Cumhurbaşkanlığına bağlı olan Kayıp Şahıslar Komitesi, Milli Arşivler ve Araştırma Dairesi ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasına da yer vererek, kendi döneminde bu kurumların yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Eşi Sibel Tatar’ın koordinasyonunda ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde hayata geçirilen projelere de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, “Büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim ki Cumhurbaşkanlığımızın toplumsal faydaya dönük sosyal proje ve çalışmalarında bu dönemde büyük bir çeşitlilik ve gelişme yaşanmıştır.” Dedi.
Konuşmasının sonunda Kıbrıs’ta iki ayrı ve egemen devletin varlığının, tarihsel bir gerçeklik ve bir olgu olarak uluslararası toplumun gözleri önünde olduğunu yineleyen Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı;
“Şu bir gerçektir ki iki devletli çözüm zemini, Kıbrıs’ın iki yakasına da barış, huzur, refah ve güvenlik getirecek tek zemindir. İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geleceğini, gerçekçilikten kopmuş sözde hayallerle değil, yaşadığımız dünyanın somut gerçekliklerini dikkate alarak halkımızın iradesiyle ve halkımızın sağduyusuyla hep birlikte kuracağız. Halkımızın, onurlu geleceği yolunda koyduğu iradenin sorumluluğu bize cesaret vermektedir. Bu yoldan ne pahasına olursa olsun ayrılmayacağız”.
Cumhuriyet Meclisi Sayıştay Komitesi, “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu” onaylayarak Genel Kurula sevk etti.
Cumhuriyet Meclisi’nden verilen bilgiye göre, Sayıştay Komitesi, 11.00’da Komite Başkanı CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay Başkanlığında toplandı.
Toplantıda “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporu” ve “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu” ele alındı.
Toplantıda “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun 143/2024 Numaralı Elektronik Sayaç Alımı İhalesine İlişkin Sayıştay Denetim Raporu’nun” genel görüşmesine başlandı. Raporla ilgili çalışmalara bir sonraki toplantıda devam edilecek.
Komite toplantısına davetli olarak, Sayıştay Başkanlığı, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları (EL-SEN)’nden yetkililer katıldı.
Komite daha sonra “Orman Arazilerinin Kiralanması Konulu Verimlilik, Etkinlik ve Tutumluluk (VET) Sayıştay Denetim Raporunu ” ele alarak raporu oybirliğiyle onayladı ve Genel Kurul’a sevk etti.
Toplantıya davetli olarak Sayıştay Başkanlığı ve Orman Dairesi’nden yetkililer katılarak konu ile ilgili görüşlerini sundu.
Toplantıya Komite üyelerinden UBP Milletvekili Fırtına Karanfil ve CTP Milletvekili Sami Özuslu yanında UBP Milletvekili Hasan Taçoy, CTP Milletvekili Salahi Şahiner ve CTP Milletvekili Devrim Barçın da katıldı.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), yarın mezuniyet töreni ile işsizlere yönelik mesleki tanıtım stantlarının yer alacağı bir sergi düzenliyor.
KTEZO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre sergi saat 18.00; mezuniyet töreni ise saat 19.30’da Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezinde yer alacak.
Ağırlıkla otomotiv alanı olmak üzere çeşitli mesleklerde 145 çırak ve 46 yetişkin düzenlenecek olan törenle mezuniyet belgelerini alacak.
Düzenlenecek sergide ise klima, tesisat, mobilya, torna, elektrik, metal, otomotiv gibi mesleklerin tanıtılacağı stantlar kurulacak.
İş arayanlar yanında meslek değiştirmek, bölüm tercihi yapmak isteyen herkes stantları gezebilecek; iş tercihi yapıp, başvuruda bulunabilecek. En kısa sürede de işyerlerine dağıtımları yapılarak istihdamları gerçekleştirilecek.
KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga kendi işini göremeyen toplumları bekleyecek olanın sadece kaos olduğunu kaydederek “Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar ve 15 yıllık deneyimin bize gösterdiği, istenmesi halinde sorunların rahatça aşılabileceği ve üretken bir toplum yapısının yaratılması için hiçbir engelin olmadığıdır.” dedi.
Tulga; dayanışma ve el birliğinin artık tercih olmaktan çıktığını ve zorunlu hale geldiğini de sözlerine ekledi.