Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Aytaç ve beraberindeki heyeti kabul etti

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı dolayısıyla Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç ve beraberindeki heyeti kabul ederek görüştü.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar kabulde yaptığı konuşmasında, 1 Ağustos’ta Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın (GKK) 48’inci, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT) 66’ncı ve Kıbrıs’ın fethinin 453’üncü yıl dönümünün kutlanacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, milli siyasetimizi, hak ve hukukumuzu korurken arkamızda Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğunu ifade ederek, “En yetkili ağızlardan da Mavi Vatan konusunda açıklamalar gelmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamalarda Mavi Vatan ve Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukundan bahsetmiştir. Sonuna kadar kendisine teşekkür ederim. Kıbrıs Türk halkının müktesep haklarını Türkiye Cumhuriyeti’nin koruyacağını ifade etmiştir” dedi. Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının müktesep hakkının egemenlik olduğuna işaret etti.

1 Ağustos münasebetiyle Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Tatar, GKK’nın Kıbrıs Türk halkının asayişi ve güvenliğinden sorumlu olduğunu belirtti. Kolay bir bölgede bulunmadığımızı, yakın coğrafyada süregelen savaşın olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Her türlü tehlikeye karşı sahillerimizi ve adamızı koruyabiliyoruz” dedi.

Kıbrıs Türk halkının barış ve huzur içinde yaşamakta olduğunu, bunun değerinin iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın 453 yıl önce Osmanlı Devleti tarafından 80 bin şehit vererek Venediklilerden alındığını ve 350 yıl süren Osmanlı döneminde adada herkesin barış ve güvenliğin sağlandığını söyledi.

Rum-Yunan ikilisinin İngiliz döneminde adaya nüfus getirdiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, İngiliz döneminde nüfus oyunları ile adanın Rum-Yunan ikilisinin olduğuna dair algı yaratılmaya çalışıldığını söyledi.

Dr. Fazıl Küçük ve dava arkadaşlarının önemli mücadelesi ve Türkiye’nin desteğiyle adanın Yunanistan’a bağlanmasına izin verilmediğine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, adanın Yunanistan’a bağlanması için Rumların İngilizlere yarattığı baskıya engel olunduğunu belirtti. Türk Mukavemet Teşkilatı’nın verdiği mücadelenin önemine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, 1976 yılında kurulan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın düzenli bir ordu olarak gurur kaynağımız olduğunu söyledi.

Tek yürek olarak yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türklerle birlikte KKTC’ye sahip çıkılması gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, tarihten gelen müktesep hakkımızın hukuken meşruiyeti olduğunu ve güçlü bir hak olduğunu belirtti.

Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç da, askeri, polisi, sahil güvenliği, havacılığı ve sivil personeli dahil tüm Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı personeli adına Cumhurbaşkanı Tatar’a kendilerini kabul ettiği için teşekkürlerini sundu. GKK sahip olduğu modern araçları, üstün eğitimli personeli, hal ve hazırlık seviyesi ile geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerinin büyük desteği ile Türk milletini korumaya devam edeceğini belirten Aytaç, devletin sınırlarını, vatan toprağını ve Mavi Vatan’ı korumak GKK’nın görev tanımı çerçevesinde olduğunu ve bundan büyük gurur duyduklarını ifade etti. Adadaki Türk varlığının bu günlere gelmesini sağlayan TMT’nin devamı olmalarının gurur verici olduğunu kaydeden Aytaç, Cumhurbaşkanı Tatar’a GKK’na verdiği önem ve destek dolayısıyla teşekkür etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Sıla Usar İncirli, Meclis Genel Kurulu’ndan BRT canlı yayınına katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Hükümetin ülkeyi 26 milyar TL açık ve devasa bir faiz yüküyle 2026 yılına soktuğunu belirten İncirli, “Bu bütçe, halkın ilaçsız, çocukların okulsuz, yolların bakımsız kalacağının belgesidir. Bütçe görüşmeleri biter bitmez sivil toplumla birlikte erken seçim için sokağa ineceğiz” dedi.

“YOLSUZLUK AYYUKA ÇIKTI, HÜKÜMETİN KALMASI ÜLKEYE ZARAR”

2026 bütçesinin bir “yokluk bütçesi” olduğunu vurgulayan İncirli, “Hükümet durmadan borçlandı, şimdi faiz yükü halkın sırtına biniyor. Bu bütçe hizmetin aksaması demektir; hastanede ilaç, okulda sınıf, yolda asfalt olmaması demektir. Halk bu yükü daha fazla taşıyamaz” ifadelerini kullandı.

Ülkede yolsuzluk, rüşvet ve yozlaşmanın artık saklanamaz boyutlara ulaştığını belirten CTP Lideri, “Bir ülke nasıl batar? Yolsuzluk varsa, kaynaklar har vurup harman savrulursa batar. Bu hükümetin kaldığı her gün kurumlarımıza ve kaynaklarımıza zarar veriyor. Bir gün bile fazla kalmamalılar” dedi.

“BAKANLAR DEĞİŞSE NE YAZAR? ZİHNİYET DEĞİŞMELİ!”

Hükümet değişikliği veya kabine revizyonu söylentilerine de değinen İncirli, net konuştu: “İstedikleri bakanı alıp yerine başkasını koysunlar; zihniyet değişmediği sürece hiçbir şey düzelmez. Revizyon değil, topyekün değişim şart. Hükümet kendi özel ajandasını yürütüyor, halkın derdiyle ilgilenmiyor.”

“BÜTÇE SONRASI SEFERBERLİK: 2026’NIN İLK ÇEYREĞİNDE SEÇİM!”

Bütçe görüşmelerinin tamamlanmasının ardından muhalefet dozunu artıracaklarını açıklayan İncirli, “Meclis’teki güçlü muhalefetimizi sokağa taşıyacağız. Sendikalar, sivil toplum örgütleri ve ekonomik örgütlerle temas ederek, erken seçim talebini toplumsal bir dalgaya dönüştüreceğiz. Hedefimiz 2026’nın ilk çeyreğinde halkı sandığa götürmektir” dedi.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Erkut Uluçam, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarımında iki yıl önce narenciyede başlayan böcek krizinin, bugün hayvancılıkta şap hastalığı ile devam ettiğini kaydetti.

Ülkeye gelen her türlü bitkisel materyal için karantina kapsamında laboratuvar testlerinin yapılması gerektiğini ifade eden Uluçam, “Bu güne kadar yapıldı mı? Yapılıyor mu? Yapılacak mı?” sorularını yöneltti.

Avrupa Birliği’nin, kamu kurumlarının Avrupa Birliği müktesebatına uyum çalışmaları kapsamında Tarım Bakanlığına bitki sağlığı ve karantina laboratuvarı için çeşitli laboratuvar ekipmanları hibe ettiğini anımsatan Uluçam, proje kapsamında Tarım Bakanlığının bu laboratuvarın kurulacağı bir bina yapmayı taahhüt ettiğini belirtti. Küçük Kaymaklı’da binanın yapılacağı yerin Tarım Bakanlığına tahsis edildiğini ancak sonuçta “sıfıra sıfır, elde var sıfır” noktasına gelindiğini ifade etti.

Şap hastalığına da değinen Uluçam, hastalığın Türkiye’de aylar öncesinden hızla yayılmaya başladığını, bu nedenle Türkiye’den ithal edilen sap ve samanın ithalatının birkaç aydır durdurulduğunu kaydetti. Sadece silaj benzeri ürünlerin ithalatına izin verildiğini ancak bu ürünlerin ve bunları taşıyan tırların ülkeye girişinde herhangi bir dezenfeksiyon yapılmadığını belirten Uluçam, şap hastalığının ülkeye olası girişini önlemek için herhangi bir ön tedbir alınmadığını savundu.

Uluçam, yıllar önce şap hastalığı ile ilgili olarak Hayvan Sağlığı Yasası altında yürürlüğe giren ve 70 sayfalık bir tüzük olan “Şap Hastalığının Kontrolü İçin Uyulması Gereken Kurallar Tüzüğü”nün bugünler için hazırlandığını hatırlattı. Ayrıca 2001 yılında Bakanlar Kurulu’nun, İngiltere’de ortaya çıkan şap hastalığı nedeniyle alınacak önlemleri onayladığını belirten Uluçam, bu karar doğrultusunda markalı ürünler hariç et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerinin yolcu beraberinde, kişisel kullanım dahil olmak üzere, KKTC’ye ithalatının ikinci bir karara kadar yasaklandığını, söz konusu kararın 2005 yılında yürürlükten kaldırıldığını aktardı.

Türkiye’de yıllardır yürürlükte olan karantina uygulamaları kapsamında ikinci el tarım aleti ithalatında Bitki Sağlık Sertifikası (Phytosanitary Certificate) zorunluluğu bulunduğunu ifade eden Uluçam, bu belgenin makinenin belirli zararlılardan ari olduğunu ve ithalatçı ülkenin karantina düzenlemelerine uygunluğunu gösterdiğini kaydetti. Uluçam, “Bizim bu durumdan haberimiz var mı?” diye sordu.

Şap virüsünün bulaştığı ürünlerde hayatta kalma sürelerine de dikkat çeken Uluçam, virüsün sığır derisi ve kıllarda 4 hafta, sütte 9 gün, ayakkabılarda 3 ay, sıvı hayvan dışkısında 6 ay, samanda 3 ay, toprakta 4 hafta, kuru otlar ve danelerde 5 ay, idrarda 40 gün ve sineklerde 70 gün hastalık yapma gücünü koruduğunu belirtti.

Virüsün bulaşma yollarının; hasta hayvanların salya, sümük, süt, dışkı ve idrarları, ölü hayvanların kadavraları, kesilmiş etler, virüs taşıyıcı hayvanların sağlıklı hayvanlarla teması, hayvan bakıcıları, virüs bulaşık kamyonlar, hastalık çıkan ahırlardan hayvan alım satımı yapan kişiler, aşılama veya tedavi için ahırlara girip çıkan kişilerin elbise ve çizmeleri ile ahırlara girip çıkan kuşlar, kümes hayvanları ve kemirgenler olduğunu aktardı.

Olası bir genel salgında hayvancılık sektöründeki maddi kaybın telafi ve tazmin edilemeyecek kadar büyük olacağını vurgulayan Uluçam, “Umarız bu kötü durum gerçekleşmez” ifadelerini kullandı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

(original_title)

Published

on

By

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı doğrultusunda, Anahat Holding çatısı altındaki şirketlere “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Yasa dışı bahis” ve “Suç gelirlerinin aklanması” suçlamalarıyla düzenlenen operasyon kapsamında sunucu Okan Karacan gözaltına alındı.

Ne olmuştu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi ve Aklama Suçu Soruşturma Bürosu tarafından, “7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” suçlarından soruşturma yürütüldüğü belirtildi.

Açıklamada, MASAK raporuna göre, şüpheli Berkin Kaya’nın hesap hareketleri incelendiğinde çok sayıda ve yüksek tutarlı nakit yatırma ve çekme işlemlerinin bulunduğu, nakit işlemlerinin kaynağının anlaşılamadığı, Kaya’nın SWIFT işlemlerinin yoğun olduğu ve yurt dışındaki bazı şirketlere yüklü miktarda para transferleri gerçekleştirdiği aktarıldı.

Şüphelinin ortağı olduğu firmalar incelendiğinde, bu ölçekte para transferlerini açıklayabilecek yeterli sermaye yapısı veya ticari faaliyetinin tespit edilemediği, hesaplarının yasa dışı bahis ve dolandırıcılık organizasyonlarında kullanıldığına ilişkin çok sayıda istihbarat bulunduğu ifade edilen açıklamada, hesaplarda dolaşan yüklü miktarların kaynağının da açıklanamadığı, bu hesapların yasa dışı bir organizasyonda kullanılıyor olabileceğinin değerlendirildiği kaydedildi.

İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla GAİN Medya A.Ş. ve bağlı şirketler ile Anahat Holding A.Ş. başta olmak üzere toplam yedi şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyım olarak atanmasına karar verildi. Berkin Kaya, Barbaros Reşat Gülcan ve Selahattin Aydın gözaltına alındı.


Devamını Oku

Trending

Reklam