Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Isparta Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’de “yıkılmaz ve sarsılmaz bir Türk kalesi” olduğuna dikkat çekerek, KKTC halkı üzerinde oynanan büyük haksızlıklar olduğunu ifade etti.

Tatar, “KKTC, Doğu Akdeniz’de barış, huzur ve istikrarın anahtarıdır. Biz Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıyız.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Isparta Ticaret ve Sanayi Odası (ITSO) 16. Komite (Turizm) Başkanı Müjgan Cingöz ve Meclis Başkan Vekili Arif Ünal’ın koordinasyonunda Yönetim Kurulu Başkanı Metin Çelik’in davetiyle dün akşam gittiği Isparta’da temaslarda bulunuyor.

Tatar, bu kapsamda Isparta Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti.

Isparta Valisi Aydın Baruş, Isparta Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Çelik, Isparta Ticaret Borsası Başkanı Hüdai Şahin, ITSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile iş dünyasından isimler kabulde yer aldı.

Ziyarette Cumhurbaşkanı Tatar’a Türk Bayrağı ile çeşitli hediye takdimi de yapıldı.

Tatar: “Kimse bizi koparamaz, ayıramaz”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yaptığı konuşmasında, Isparta’da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi.

KKTC’ye uçak seferlerinin artmasıyla aradaki bağların daha da güçlendiğini kaydeden Tatar, “Kimse bizi koparamaz, ayıramaz.” dedi.

Tatar, Isparta’nın en önemli ekonomik değeri olan gül sektörüyle ilgili ziyaretler yaptığını belirterek, “Oradaki emektarlara, hizmet sektöründeki insanlara katkı ve emeklerinden dolayı teşekkür ederim” dedi.

Kendisini her zaman Anavatan ve Türkiye sevgiyle geliştirdiğini ifade eden Tatar, şöyle devam etti:

“Rahmetli Süleyman Demirel’i rahmet yad etmek istiyorum. Kıbrıs davasına büyük hizmetleri oldu. Isparda Süleyman Demirel’in hizmetleriyle anılan bir kent. KKTC, küçük ama çok önemli bir ada. KKTC küçük bir toprak parçası olarak görülmesin. Bizim deniz yetki alanlarımız vardır, kıta sahanlığımız vardır, karasularımız vardır, Ekonomik Münhasır Bölge haklarımız vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki hakkı ve hukuku ile birleştirdiğimizde bambaşka bir ulusal harita ortaya çıkıyor.”

Kıbrıs’ın milli bir dava olduğunu vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte ve müştereken yürütülmekte olan çok önemli bir dava” dedi.

– “KKTC, Doğu Akdeniz’de yıkılmaz ve sarsılmaz bir Türk kalesidir”

KKTC, Doğu Akdeniz’de yıkılmaz ve sarsılmaz bir Türk kalesidir.” diye konuşan Tatar, KKTC halkı üzerinde oynanan büyük haksızlıklar olduğuna dikkat çekti.

Tatar, “Biz hep dostluk elimizi her zaman uzattık. Ama hep onlar bunları her zaman reddetmiştir” ifadelerine yer verdi.

Türkiye’de yaşayan çok sayıda Kıbrıslı Türk olduğunu kaydeden Tatar, “1878’de İngiltere’nin gelmesiyle 100 binin altında olan Rum nüfusunun 1960’da 450 bine çıktığını, Kıbrıs Türk halkının ise 120 binin altında kaldığını” anlattı.

Rumların, “Kıbrıs bir Yunan adasıdır, Yunanistan’a bağlanması gerekmektedir” şeklinde siyaset yaptığını belirten Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz hiçbir zaman pes etmedik. Mücadelemizi sürdürdük. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’ta dönüm noktası oldu. Kıbrıs Türk halkı bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuştu. Bu büyük bir zaferdir. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümünü kutlayacağız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir ziyaretinde ‘geliniz birlikte gidelim, birlikte Kıbrıs’taki coşkuyu kutlayalım’ şeklinde açıklaması olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve bütün Türkiye’ye coşkumuzu şimdiden duyurduğu için teşekkürlerimi sunuyorum.”

Gazilerin o günkü heyecanla kendilerini karşıladığını kaydeden Tatar, Gazilerin Kıbrıs’ta çok değerli olduğunu, 20 Temmuz’da büyük bir mücadeleye imza attıklarını vurguladı.

Türk dünyasının en güneydeki bağımsız bir Türk devleti olan KKTC’nin değerinin ve statüsünün yükseldiğini belirten Tatar, “Çok çalışıyoruz çok üretiyoruz. 14 bin kilometre uzaklıktaki Avusturalya’da Kıbrıs Türkü’nün mücadelesini gördüm. Dünyada tek yürek oldu. Kıbrıs Türkü dünyada her yerde. Tek yürek ve tek vücut olarak mücadelesini sürdürüyor” dedi.

“Milli siyasetimizde iki devletli bir çözüm modeliyle ancak bir anlaşma olabilir.” ifadesini kullanan Tatar, KKTC’nin milli bir Türk devleti olarak yaşaması gerektiğini ifade etti.

Tatar, “KKTC, Doğu Akdeniz’de barış, huzur ve istikrarın anahtarıdır. Biz Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdıyız.” şeklinde konuştu.

Gazimağusa’nın bir parçası olan Maraş’ın açılmasının çok önemli bir adım olduğunu ifade eden Tatar, Maraş’ı iki milyondan fazla insanın ziyaret ettiğini söyledi.

Ticaret ve Sanayi Odasının bir arada olmasının önemli olduğunu ifade eden Tatar, Isparta’ya büyük hizmetler verdiklerini söyledi.

-Çelik: “KKTC ile yakın işbirliği ve dostane ilişkiler kurmaya büyük önem veriyoruz”

Isparta Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Çelik de, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı Isparta’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Çelik, KKTC’de yaptıkları görüşmelerde ticari ilişkileri güçlendirme ve işbirliği alanlarını genişletme konusundaki kararlılıklarını bir kez daha dile getirdi.

Ocak ayında KKTC’ye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade eden Çelik, “Gerçekleştirdiğimiz ziyarette Cumhurbaşkanımıza bizi kabul etmesinden dolayı teşekkür ediyorum. Bugün de davetimize icabet ederek Isparta’mızı ziyaret etmenizden dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz. Isparta Ticaret ve Sanayi Odası olarak, sizleri aramızda görmek bizi onurlandırıyor ve işbirliği fırsatlarını değerlendirme şansı veriyor.” ifadelerine yer verdi.

Isparta Ticaret ve Sanayi Odası olarak, KKTC ile yakın işbirliği ve dostane ilişkiler kurmaya büyük önem verdiklerini kaydeden Çelik, tarım ve turizm başta olmak üzere daha birçok alanda potansiyel işbirliği fırsatları olduğunu düşündüğünü kaydetti.

– “Ortak projeler geliştirme gayreti içerisinde olacağız”

Özellikle tarım alanında, Isparta’nın zengin üretim potansiyeliyle Kıbrıs’ın ihtiyaçları arasında uyumlu bir denge kurabileceklerine inandıklarını dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu doğrultuda hem Kıbrıs hem de Isparta iş dünyası arasında daha sıkı ilişkiler kurarak, karşılıklı fayda sağlayacak ortak projeler geliştirme gayreti içerisinde olacağız. Isparta ve KKTC arasındaki bu yakın ilişkilerin daha da derinleşerek sürmesini ümit ediyoruz. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar‘a, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkan Vekilimiz Sayın Ramazan Gündoğdu’ya ve beraberindeki değerli heyet üyelerine bu önemli ziyaretleri için teşekkür ediyor, işbirliği ve dostluğumuzun daha da güçlenerek devam etmesini temenni ediyorum. Güller diyarı Isparta’mıza hoş geldiniz.”

-Gündoğdu: “Kişi başına düşen gelirimiz, 13-14 bin dolar seviyelerindedir”

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkan Vekili Ramazan Gündoğdu da, “Bugün çok anlamlı ve bizim için çok önemli bu toplantıda sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyorum. Kıbrıs Türk Ticaret Odası olarak, Türkiye ile KKTC iş insanlarını yakınlaştırmayı, birlikte iş yapmalarını kolaylaştırmayı ve Türkiye ile KKTC arasındaki ticareti artırıp genişletmeyi hedefleyen faaliyet ve çalışmalara büyük önem ve öncelik veriyoruz. Bugün Cumhurbaşkanımız ile birlikte sizlerle birlikte olmamız da bunun güzel bir örneği olmaktadır.” dedi.

KKTC’nin ciddi bir ekonomik potansiyelinin olduğunu ifade eden Gündoğdu, KKTC’de milli gelirin 2023’te 4 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşmiş olmasını beklediklerini kaydetti.

“Kişi başına düşen gelirimiz 13-14 bin dolar seviyelerindedir.” diye konuşan Gündoğdu, Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’nin en önemli ticaret ortağı olduğunun altını çizdi.

Gündoğdu, “Elimizdeki 2023 yılı verilerine göre, 2023 yılında 2.8 milyar dolarlık ithalat ve 159 milyon dolarlık ihracat yapmışız. İthalatımızın yüzde 70’ini Türkiye’den yapmışız. İhracatımızın ise yüzde 80’ini Türkiye’ye gerçekleştirmişiz.” ifadelerine yer verdi.

-“En önemli potansiyellerimizden birisi, turizm…”

Bu küçük adada, böyle bir ithalat hacmine ulaşılmasının KKTC’nin bir hizmetler ülkesi olduğunu gösterdiğine dikkat çeken Gündoğdu, şöyle devam etti:

“Bu bağlamda en önemli potansiyellerimizden birisinin, turizm sektörü olduğu görülmektedir. Adamıza gelen yolcu sayısı her yıl artmaktadır. 2023 yılında hava ve deniz yolu ile ülkemize gelen yolcu sayısı 1,8 milyon olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılında ülkemize 100’den fazla ülkeden yolcu gelmiştir. KKTC’ye gelen yolcuların yüzde 80 kadarı da yine Türkiye’den gelmektedir. Yenilenmiş olan Ercan Havaalanı’nın yüksek bir yolcu potansiyeli vardır. Özellikle çeşitlenen turizm ürünlerinin gelişmesine katkıda bulunacak bir potansiyele sahibiz. Yaz turizmi gibi, kültür turizmi potansiyelimiz de yüksektir.

Adamız bir turizm ülkesi olmasına karşın belli segmentlerde yatak açığı olduğundan da söz ediliyor. Ercan Havaalanının yıllık 10 milyon yolcuya hizmet verebileceği düşünüldüğü zaman daha etkili bir turizm destinasyonu olabilmek için 20-30 bin yatağa daha ihtiyaç duyuluyor. Bu durumda turizm yatırımlarının önemi ortaya çıkmış oluyor. Turizm yatırımlarının verimli bir yatırım alanı olmaya devam edeceğini KKTC ekonomisinin motor gücü olmayı sürdüreceğini düşünmekteyiz.”

KKTC’de yüzden fazla ülkeden öğrenci bulunduğunu belirten Gündoğdu, “Türkiye Cumhuriyeti başta olmak üzere, birçok ülkeden öğrenciler bulunuyor. Bir yüksek öğretim adası olan ülkemizdeki öğrencilerin yüzde 40’ı Türk öğrencilerdir.” dedi.

Gündoğdu, ithalattaki  öğrenci ve yolcu kapasitesi oranları dikkate alındığında, KKTC’nin geliştirmekte olduğu hizmet sektörlerinin başlıca destekçisinin Türkiye olduğunun net bir şekilde görüldüğünü ifade etti.

Gündoğdu, “Ülkemiz ekonomisi, Türkiye ekonomisi büyüdükçe büyüyebilmekte; Türkiye ekonomisinin sunduğu olanakları kullanarak turizm, inşaat ve yükseköğretim sektörleri örneğinde olduğu gibi üçüncü ülke vatandaşlarına da hizmet verebilir duruma gelerek dünyaya açılabilmektedir. İnşaat sektörümüz, özellikle Kuzey ülkelerinin yurttaşları için konutlar üretmektedir. Adamızdan konut sahibi olan yabancı ülke yurttaşlarının sayısı 100 bini aşmış bulunmaktadır. Gelişen pazarlama etkinlikleri sayesinde bu pazardan giderek daha büyük bir pay alabileceğimize inanıyoruz.” diye konuştu.

İklim ve toprak özellikleri buna uygun olan KKTC’de çağdaş tarımın gerektirdiği ölçüde su kaynağına sahip olduğunu da bildiklerini ifade eden Gündoğdu, örtü altı ürünlerin maliyetinin kısmen daha düşük olacağını ve piyasaya erken girme avantajı ile birleştiği zaman bunun önemli bir kazanca dönüşebileceğini varsaydıklarını söyledi.

KKTC’de Türkiye destekli olarak sürdürülen Güvercinlik Organize Sanayi Bölgesi’nde ihracata yönelik üretim için yeni bir Organize Sanayi Bölgesi oluşturulması projesinin de kendilerini heyecanlandırdığını ifade eden Gündoğdu, katkılarından dolayı Türkiye’ye bir kez daha teşekkür ederek “Kıbrıs Türk halkının ekonomik varoluş olanaklarını güçlendirmeyi sizlerle birlikte çalışarak yapabileceğimizin bilincinde olduğumuzu ve birlikte çalışmayı sürdürmek için her türlü gayreti göstereceğimizi bilmenizi isterim.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TAE, bağcılığın geliştirilebilmesi amacıyla 6’sı yeni 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı

Published

on

By

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (TAE), bağcılığın geliştirilmesi amacıyla yeni üzüm çeşitleri ve teknikleri konusunda çalışmalar yapıyor. TAE, çalışmaları kapsamında 6’sı yeni olmak üzere 12 sofralık üzüm çeşidini denemeye aldı.

Çeşitler geleneksel talvar yerine, kademeli İtalyan talvarında denenecek. Yeni çeşit ve tekniklerden elde edilecek verim sonuçları ise eski çalışmalarla kıyaslanacak.

        2023’te bin 585 ton taze üzüm ithal edildi

TAE verilerine göre; 2023’te bağ ve talvar alanı 2 bin 200 dönüm, hasat ise 3 bin 132 ton olarak gerçekleşirken, Ticaret Dairesi’nin verilerine göre; 2023’te yıllık hasadın yaklaşık yarısına denk gelen bin 585 ton taze üzüm ithal edildi.

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca ve TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya yeni üzüm çeşitleri ve teknikler konusunda TAK muhabirinin sorularını yanıtlayarak, bilgiler verdi.

-Tangolar: “Kuraklığın artması nedeniyle bağcılığın yeni çeşitler ve yeni tekniklerle geliştirilmesi gerek”

Çukurova Üniversitesi Bağcılık Öğretim Üyesi Profesör Doktor Semih Tangolar, coğrafik konumuna bakıldığında Kıbrıs’ın bulunduğu kuşak açısından bağcılık için ideal yerlerden biri olduğunu söyledi.

Çeşitleri, kullanılan teknikler (Talvar), tüketim şekilleri nedeniyle üzümün Kıbrıs için önemli bir ürün olduğuna işaret eden Tangolar,  “Kıbrıs için bağcılığı tarımsal üretim yelpazesinden çıkaramazsın, bağcılığın daha da modernize edilmesi gerekiyor” dedi.

Asmanın tuzlu toprak ve kuraklığa en dayanıklı bitkilerden biri olduğunu, bu nedenle az suyla çok ürün elde edilebileceğini anlatan Tangolar, özellikle sofralık bağların baharda sulanması gerektiğini, şaraplık bağlarda sulamanın gerekli görülmediğine işaret etti.

Avrupa ülkelerinde dekar başına 700 kilo üzerinde verim elde edilen bağlardaki üzümlerin şaraplık olarak tercih edilmediğini ifade eden Tangolar, söz konusu bağlarda şeker ve asit dengesinin arzu edilen oranda çıkmadığını söyledi.

“Kuraklığın gün geçtikçe artması nedeniyle bağcılığın hem yeni çeşitler hem de yeni tekniklerle geliştirilmesi gerekiyor” diyen Tangolar, örtü altı topraksız kültür tekniğinin de (su ve gübrenin etkin kullanıldığı bir teknik) bağcılık için yeni olduğunu, İspanya ve İtalya’da bu uygulanmaya başladığını aktardı.

-1.5 ay erken hasat.. İtalyan talvarı iki kademeli, üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta

Bu yöntemle 1-1.5 ay erken verim alındığını kaydeden Tangolar, 32 litrelik saksılarda örtü altı yetiştirilen asmalardan 5 kilo ürün, yani dekar (1000 metre kare) başına 5-6 ton ürün alındığını anlattı.

Bu yöntemde hastalıkla mücadelenin de daha az olduğunu, bunun maliyeti düşürdüğünü kaydeden Tangolar, “Tuzluluk sorunu yok, kuraklıkla işin yok, toprak kökenli hastalık yok bu yenilikçi bir yaklaşım” dedi.

İtalyan talvarının da yeni bir teknik olacağını, çalışmaya dahil edilen çeşitlerin İtalyan talvarında (Tendon talvar) veriminin gözlemleneceğini ifade eden Tangolar, İtalyan talvarının Kıbrıs’taki talvara göre farkını anlattı. Tangolar, İtalyan talvarının iki kademeli olduğunu ve üzümlerin altta, sürgün ve yaprakların çoğunun üst katta geliştiğini kaydetti.

-Yüzde 25-30 daha fazla verim

Tangolar, İtalya’da yapılan denemelerde İtalyan talvarlarından yüzde 25-30 daha çok verim alındığına da işaret etti.

İtalyan talvarında ilaçlamanın ve hasadın çok daha kolay, ürün yanmasının daha az, kalite için salkım seyreltmenin de daha kolay olduğunu ifade eden Tangolar, denemeye alınan bazı çeşitlerin İtalyan talvarındaki verimine de bakacaklarını belirtti.

Tangolar ayrıca, yerli çeşitlerin kuraklığa dayanıklılarını tespiti için de yeni bir çalışma planladıklarını paylaştı.

-Karaca: “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var”

Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürü Cem Karaca da, Kıbrıs Türk kültüründe olan üzüm üretiminin talepleri karşılanmada yetersiz kalması nedeniyle, bağcılık üzere çeşit deneme araştırması yapılması kararı alındığını anlattı.

Karaca, son zamanlarda tesis sahipleri tarafından üretilen şarapların tattırılmasıyla öne çıkan butik otelciliğin gelişmekte olmasının da bu kararı almada etken olduğunu ifade etti.

Ülkeye en uygun çeşitleri belirlemek adına, “Çeşit adaptasyon” çalışmasının ilkinin 2000’li yıllarda yapıldığını, bu denemelerde 15 şaraplık çeşit denendiğini anlatan Karaca, “Aroma açısından bağcılıkta iklimimizin verdiği avantajlar var. Burada üretilen şarap gerekse sucuk veya diğer ürünlerin aroma açısından kendine özgü bir karakteri var. Bağcılığa KKTC’de alternatif bir üretim değil asli üretim olarak bakıyoruz” dedi.

TAE bünyesinde 2002’den sonra bağcılıkla ilgili çalışmalar yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Doktor Yeşim Rehber Dikkaya da, çalışmaya eski çalışmada öne çıkan 6 çeşit ve 6 yeni çeşidi dahil ettiklerini, bunları İtalyan talvarında denemeye aldıklarını ifade etti.

Dikkaya, İtalyan talvarından elde edilecek verimleri, eski çalışmalardan elde ettikleri verilerle kıyaslayacaklarını belirterek, çalışmanın sonuçlarının 2 yıl sonra çıkmasını beklediklerini söyledi.

Dikkaya, çalışmaya var olan çeşitlerden verigonun da dahil edildiğini, yeni çeşitlerin de “İsa, Exalta, Early Swift, Michael Palyari, Red Clod” olduğunu anlattı.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Bayar: Denktaş ile ilgili çirkin saldırı asla affedilemez

Published

on

By

 

 

TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ile ilgili çirkin saldırının asla affedilemez olduğunu vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’la ilgili asılsız iddiaların yer aldığı kitabı ve yazarını sert çekilde eleştiren Bayar şu açıklamalarda bulundu:

“TMT’nin kurulmasında fedakarca büyük katkıları olan ve bugün Kıbrıs’ta Türklük TMT sayesinde varlığını korurken, TMT’nin kurucularından, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a ‘Dümbük’ isimli ucube kitabıyla saldıran, ordudan atılmış eski GKK’lığı subaylarından İlker Özkunt’u kitabındaki seviyesiz, saygısız nankörce saldırılarından dolayı Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği olarak şiddetle kınıyoruz. Bizler Kıbrıslı Türkler olarak, Rauf Raif Denktaş’ın fikirlerinin taşıyıcısı ve bekçileriyiz. Bizim için böylesine değerli bir devlet adamımıza çirkince saldırı asla affedilemez ve bu şahsın devletimizin açacağı dava ile mutlaka cezalandırılması gerektiğine inanıyor ve devlet yetkililerinin bunu yapacağına yürekten inanıyoruz ve bekliyoruz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Öztürkler, Denktaş ile ilgili asılsız iddialar içeren kitabı kınadı

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’a yönelik,hiçbir somut temele dayanmayan çirkin iddiaların yer aldığı kitabı esefle kınadığını belirtti.

Öztürkler açıklamasında, “Bir milletin özgürlük ve egemenlik davasına adanmış bir ömrün sahibi olan, Kıbrıs Türk halkının tarihi mücadelesine önderlik eden  Sayın Denktaş’a yönelik kitapta yer alan iddialar, sadece şahsına değil; onun temsil ettiği  mücadeleyi ve halkımızın hafızasına da zarar vermektedir.” ifadelerini kullandı.

Kurucu Cumhurbaşkanı’nın sadece bir devlet adamı değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve onur mücadelesinin simgesi ve Türklük dünyasına da adını altın harflerle yazdıran bir lider olduğunu vurgulyaan Öztürkler, şu ifadeleri kullandı:

“Hayatını halkına, davasına ve devlete adamış bir liderin ardından, yıllar sonra böylesi ucuz ve seviyesiz iddialarla gündeme getirilmesi, hiçbir şekilde kabul edilemez. Halkımızı, milli değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmaya, bu tür sorumsuz yaklaşımlara karşı daha da kenetlenmeye çağırıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam