Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: “Kıbrıs’ta iki ayrı devletin varlığı kabul edilmeli”

Published

on

New York’ta Kıbrıs konusuyla ilgili temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta iki ayrı devletin varlığının kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.

24 TV’nin canlı yayınına katılarak, Kıbrıs Türk halkının asırlardır mücadele verdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar; Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın kaldığı otelde, o yıllarda mücadele eden arkadaşlarıyla kendisini yad ettiğini söyleyerek, Denktaş’ın orada bıkmadan usanmadan bağımsızlıktan, özgürlükten, egemenlikten bahsettiğini; Türkiye’nin 1974’ten sonra Kıbrıs’a gelebildiğini ve o gün kurtulup, o gün özgürlüğe ve bağımsızlığımıza kavuşulduğunu anlattığını söyledi.Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre, BM Genel Kurulu’nda Rum lider Nikos Anastasiadis’in kürsüye çıktığını, tek taraflı ve tamamen Türkiye’yi suçlayacak şekilde bir konuşma yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar şöyle dedi:“Benim Cumhurbaşkanı seçilmemi, Türkiye’nin müdahalesiyle ortaya çıkmış bir başarı olarak tarif etti. Yani Sayın Akıncı kalsaydı, Kıbrıs meselesini çözecekti. Tamamen yalana dayalı, tarihi gerçekleri çarpıtan, doğrularla alakası olmayan bir konuşma yaptı. Zihniyet bu. Biz büyük bir sabırla bu mücadeleyi yürütmekteyiz. Hamdolsun Türkiye’ye. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve tüm yetkililer beni burada fevkalade güzel ağırladı. Türk Evi’nin açılması için benim orada olmam, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çeşitli sebeplerle beni diğer devlet başkanlarıyla tanıştırması ve o kurdele kesiminde orada benim de durabilmem gurur vericidir.”Sosyal medya hesabından, Özgürlük Heykeli’nin önünde “Egemen eşitlikten vazgeçilmez” yazılı bir gönderi paylaştığı hatırlatılıp bunun sorulması üzerine ise Cumhurbaşkanı Tatar şunları ifade etti:“Biz şu anda Cenevre’de 27-29 Nisan tarihlerinde yaptığım sunumda da ilk kez söylediğim gibi, ki bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir dönüm noktası olarak nitelendirmiştir;egemen eşitlik ve uluslararası eşit statü talep ediyoruz. Aksi takdirde resmi müzakerelere geçmeyeceğiz. Bu da bizim değerlendirmemiz. 1960 anlaşmalarında Kıbrıs’ın iki kurucu ortağı olan Kıbrıslı Türkler, en az Rumlar kadar egemendir, meşrudur. Dünyanın Kıbrıs’a baktığında gördüğü şudur; Birleşmiş Milletlerde konuşan Rum liderdir. Bana söz hakkı verilmiyor. O güya Kıbrıs Cumhuriyeti adına konuşuyor, bütün Kıbrıs’ın yöneticisiymiş gibi bir algı oluşturuyor. Böyle bir şey yoktur. Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır. Güneydeki Rum Cumhuriyeti; kuzeydeki de Kıbrıslı Türklerin devletidir. Biz 1963’ten beri kendi devletimizi yönetiyoruz. Kendi halkımızı birlik ve beraberlik içinde bugünlere hazırladık. KKTC olarak egemen bir devlet olarak Kıbrıs’ın kuzeyinde varlığımızı sürdürüyoruz. Artık dünyaya diyoruz ki biz ortaklık ve tek egemenlik, özellikle Avrupa Birliği’nde olacak olan bu yapının bizim için çözüm olamayacağıdır. Çünkü Türkiye, AB üyesi değildir. Bütün oynanan oyunların sonucu olarak çoğunluğun azınlığı yöneteceği, Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye’nin bağlarının kopartılacağı, Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan ve milli çıkarlarımızın pekiştiği konularda Türkiye’nin dışlanmasıyla bir zafiyet oluşturma çabası içindedirler. Biz bu oyuna gelmeyiz. Biz Kıbrıs’ta iki ayrı eşit halkın egemen olarak yan yana yaşayan iki devletin iş birliği ile bir anlaşmanın olabileceğini söylüyoruz. Biz de anlaşma istiyoruz ama eşitlik temelinde ve devlet temelinde. Bu yeni siyasetin temel felsefesi budur.”“TÜRK ASKERİ BARIŞIN TEMİNATIDIR”Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın seçilmesinin, Rum kesiminde hayal kırıklığı yarattığını, CHP’den bazı isimlerin Mavi Vatan doktrininin bir saldırganlık ve bunun da Türkiye’nin askeri güç anlamında kışkırtması olduğunu söylemelerini ve Türkiye’nin KKTC’ye verdiği desteği nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Yaptığımız bütün değerlendirmelerde Mavi Vatan’ın ne kadar önemli olduğunu gördük. Türkiye Doğu Akdeniz’e çanağı olan, çok yakın bir coğrafya. Tabii ki bizim için de çok önemlidir. Türkiye’nin yanımızda olması da çok önemlidir. Farklı değerlendirmeleri yapanların tekrar düşünmesi lâzım. Oluşan pozisyon, bizim Mavi Vatan’da haklı iddialarımızın yer bulmasıdır” dedi.Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopulos’un, özellikle Doğu Akdeniz mücadelesi ve Mavi Vatan meselesi olarak Türkiye’yi kışkırtıcı davranmakla suçlaması ve bu yaklaşımların Atina cephesinden gelmesini şaşkınlıkla izlediğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, 9 Eylül’de İzmir’de, TC Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la yaptığı değerlendirmelerde Ege’de yaşananların apaçık belli olduğunu, bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, hem hukuka hem anlaşmalara aykırı olduğunu, Türkiye’nin ana kıta olarak bölgedeki hakimiyeti yanı başındaki adaların yetki alanını istismar etmek suretiyle Türkiye’nin açık denizlere hareket kabiliyetini sınırlamaya çalıştıklarını kaydetti. Bunun kabul edilemez olduğunu kaydeden Tatar, Türkiye’nin gücünün, duruşunun ve Doğu Akdeniz’deki hakimiyetinin belli olduğunu dile getirdi.Türkiye’nin KKTC halkını garantör ülke olarak desteklemesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’ta temsil edilmesinin güvenlik için çok önemli olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar şöyle devam etti:“Biz 1974’ten önce çok acılar çektik. Asker gelene kadar soykırım yaşadık, her türlü zulmü işkenceyi yaşadık bunları unutamayız. Kıbrıs Türk halkı olarak asla 1974 öncesine dönmeyiz. Buna izin vermeyiz. Oynanan oyun tamamen hukuksuzdur. Bu oyunlar geride kalmıştır. O yüzden KKTC güçlendirilmelidir.  Kıbrıs Türk halkının refahı ve geleceğe yönelik beklentileri için alt yapıyı güçlendirmek adına Türkiye’nin oradaki varlığı çok önemlidir. Ege Denizi’nden İskenderun Körfezi’ne kadar güçlü bir KKTC-TC iş birliği içinde olmak, Türkiye’nin güvenliği için de çok önemlidir. Ortak davada siyaset, birlikte hareket etmeyi gerektirir. Bütün dünyaya verilen mesaj şudur: Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye, birlik ve beraberlik içinde aynı siyaseti sağlamak ve paylaşmakla bizi güçlü bir konuma getirmiştir, ben bundan büyük bir memnuniyet duymaktayım”.“KIBRIS TÜRKLERİ ŞANSLI..”Sahada ve masada, güçlü bir Türkiye’nin ne ifade ettiği ve Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine yönelik yürüttüğü baskı süreci hakkındaki düşüncelerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Tatar; Batı Trakya Türklerinin durumuna bakıldığında Kıbrıs Türklerinin ne kadar şanslı olduğunun anlaşıldığını, onları yok etmek için her türlü oyunun oynandığını dile getirdi ve “Yunanistan’ın sempatisine kaldıysanız hapı yuttunuz demektir. Yunanistan’ın sempatisini kazanmak gibi bir şansları da yoktur çünkü onların zihniyeti bellidir” ifadelerini kullandı.Türk Evi’nin açılışında Başpiskopos’un Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanında durduğunu ve sırf bu yüzden Rumların ve Yunanistan’ın Başpiskoposa tepki gösterdiğini ve randevuları da iptal ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar şunları söyledi:“Kıbrıs’ta biz egemen bir devlet olarak varlığımızı sürdürmek durumundayız. Eğer biz federasyona, yani çoğunluğun azınlığı yöneteceği bir maceraya sürüklenirsek bittiğimiz gündür. Benim dünya görüşüm budur. Ben bunları söyleyerek seçimleri kazandım ve KKTC Cumhurbaşkanı oldum. Ben halk insanıyım. BM’de dünyaya, Türkiye’nin müdahalesiyle seçim kazanmış bir Cumhurbaşkanı olarak takdim ediliyorum. Bu, Kıbrıs Türk halkının demokratik yapısına ve verdiği mücadeleye büyük bir ayıptır. Benim için önemli olan Kıbrıs Türk halkının çıkarıdır. Elbette Türkiye ile birlikte hareket ediyoruz. İş birliğimiz anlamlı, milli ve doğrudur. Türkiye’nin desteğiyle bu milli politikayı savunuyor olmam bana gurur veriyor. Türk Evi’nde ben de kürsüye davet edildim ve bir konuşma yaptım. Türk Evi’nde bize de bir kat tahsis edilmesi, bize güç vermiştir. Etle tırnağın ayrılmayacağı gibi bizim de Türkiye ile bağlarımız asla kopmaz”.“KKTC MUTLAKA TANINACAK..”Yapılan bütün bu çalışmaların ve verilen mesajların KKTC gerçeğinin kabul edilmesi anlamında çok önemli olduğunu; artık herkesin Kıbrıs’ta iki ayrı devletin varlığını kabul etmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Tatar; haksızlık yapılsa da herkesin bunu bildiğini de dile getirdi. Tatar, KKTC’nin mutlaka tanınacağına inandığını ve şu anda verilen mücadelenin, bunun alt yapısı olduğunu söyledi.Cumhurbaşkanı Tatar sözlerine şöyle devam etti:“Kıbrıs’ta iki yarı halk vardır. Biz Kıbrıs Türkü’yüz, onlar Kıbrıslı Rum; biz Müslümanız onlar Hristiyan. Bu iki ayrı halkın da verdiği mücadeleye saygı duymak gerekmektedir. Kimse bizi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evrilmiş bir federasyon yapısını kabul etmemiz için zorlayamaz. Zorlamayla barış olmaz, anlaşma olmaz. Kıbrıs’ın yapısına baktığımızda bu iki ayrı halkın, iki ayrı kültürün yan yana, iş birliği içinde kendi devletleriyle bir anlaşmaya girmeleri ve bunun ileriye taşınması en sağlıklı olanıdır. Barış ancak böyle yaşanacaktır. 1974’ten beri kimsenin burnu kanamamıştır. Çünkü Türk askeri Kıbrıs’tadır, Türk askeri barışın teminatıdır. 20 Temmuz 1974 sabahı rahmetli Bülent Ecevit’in de dediği gibi, ‘Mehmetçik sadece Türklere değil, Rumlara da barışı getirmek için Kıbrıs’a bir çıkarma yapmıştır.’ O günden bugüne barış, iki taraf için de sağlanmıştır. Bugün güneydeki Rum ekonomisi kendisini kabul ettirmişse adada barış olduğu içindir.TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan New York’ta Kıbrıs Türk halkının sesi olmuştur. Türkiye’ye yapılan haksızlık, bize yapılmış sayılır. Bizim kaderimiz, Türkiye ile birlikte hareket etmekten geçer ve bunun tartışması bile olamaz. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, ben Kıbrıslı Türklerin Cumhurbaşkanı’yım. Kıbrıs Türk halkının varlığı dünyada kabul görecektir bu da Türkiye’nin desteğiyle mümkündür.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam