Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Köseoğlu’nu Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı olarak atadı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakanlık Müsteşarlığı’ndan emekli olan Ömer Köseoğlu’nu Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı olarak atadı. “TARAFIZ, OBJEKTİF VE ADİL BİR ŞEKİLDE GÖREVİNİ YERİNE GETİRECEĞİNE OLAN İNANCIM TAM” Uzun yıllar çeşitli bakanlıklarda ve s

Published

on

Cumhurbaşkanı Tatar, Köseoğlu’nu Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı olarak atadı
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakanlık Müsteşarlığı’ndan emekli olan Ömer Köseoğlu’nu Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı olarak atadı.
“TARAFIZ, OBJEKTİF VE ADİL BİR ŞEKİLDE GÖREVİNİ YERİNE GETİRECEĞİNE OLAN İNANCIM TAM”
Uzun yıllar çeşitli bakanlıklarda ve son olarak Başbakanlık’ta müsteşar olarak görev yapan Ömer Köseoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından Kamu Hizmetleri Komisyonu Başkanı olarak atandı. Cumhurbaşkanlığı’nda bugün Ömer Köseoğlu’nu kabul eden Cumhurbaşkanı Tatar, Köseoğlu’na yeni görevini tevdi etti.
Kabulde gerçekleştirdiği konuşmada, 30 yıldan fazla kamunun çeşitli kademelerinde görev yapan Ömer Köseoğlu’na devlete hizmetlerinden ötürü teşekkür eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Köseoğlu’nun bürokrat olarak çok önemli başarılara imza attığını kaydetti.
Kamu Hizmeti Komisyonu’nun çok önemli bir kurum olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Ömer Köseoğlu’nun komisyonda birlik ve beraberlik içerisinde yönetim kuruluyla birlikte başarı olacağına inanç belirtti.
“ÖMER KÖSEOĞLU’NUN TARAFIZ, OBJEKTİF VE ADİL BİR ŞEKİLDE GÖREVİNİ YERİNE GETİRECEĞİNE OLAN İNANCIM TAM”
Liyakat düzenine bağlı olarak, performans odaklı terfi ve atamaların yapılmasında Ömer Köseoğlu’nun tarafız, objektif ve adil bir şekilde görevini yerine getireceğine olan inancının tam olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kamu Hizmetleri Komisyonu Başkanlığı görevinde Köseoğlu’na başarılar diledi.
Ömer Köseoğlu da gerçekleştirdiği konuşmada, Kamu Hizmetleri Komisyonu Başkanlığı görevini, geçmiş tecrübelerini de kullanarak, tarafız, objektif ve adil bir şekilde görevini yerine getireceğini ifade etti.
ÖMER KÖSEOĞLU’NUN ÖZGEÇMİŞİ
27 Temmuz 1963 yılında Lefkoşa´da doğdu. 1963 olaylarında altı aylıkken ailesi ile birlikte Peristerona’dan Doğancı’ya göç etti. Orta ve lise öğrenimini Güzelyurt Kurtuluş Lisesi’nde tamamladı. Daha sonra, üniversite öğrenimi için Ankara´ya gitti ve 1987 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümünden mezun oldu.
1989 yılında özel bir Chartered Accountant firmasında işe başladı. Daha sonra Sosyal Sigortalar Dairesi’nde muhasebe memuru olarak görev yaptı.
2 Ocak 1990 tarihinde Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi’nde göreve başladı.2000 yılına kadar dairenin her kademesinde görev yaptı. Bu süre içerisinde 1997 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Takas ve Saklama Bankası AŞ.´de eğitime katıldı. Kuzey Kıbrıs Menkul Kıymetler Yasası´nın hazırlanması ve şirketlerin borsada faaliyet gösterebilmesi için Limited Şirketler (Değişiklik) Yasası’nın hazırlanmasında görev aldı. Birçok şirkette “Kayyum” olarak, Kıbrıs Türk Denizcilik Şirketi Ltd.’te Denetçi olarak görev yaptı. O tarihlerde ilk kez Dairenin otomasyona geçmesinde etkin rol üstlendi.
6 Ekim 2000 yılında görev yapmakta olduğu Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi’ne Müdür olarak atandı ve bu görevini Şubat 2004 tarihine kadar sürdürdü. Bu dönemde baş gösteren bankalar krizinde Mahkeme tarafından tasfiyesine karar verilen beş bankaya Resmi Kabz ve Tasfiye Memuru olarak atandı. Annan Planı müzakere sürecinde ekonomi konularında çalışma gruplarında görev yaptı. 
Şubat 2004 tarihinden sonra yaklaşık beş yıl Ekonomi Müşaviri olarak YAGA yönetim kurulu üyeliği,  Avrupa Birliği Uyum çalışmaları kapsamında Limited Şirketler Yasası ve Muhasebe Meslek Yasası çalışma grubunda görev yaptı.
1 Haziran 2009 tarihinde Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’na Müsteşar olarak atandı. Bunun yanında Kara Para ile Mücadele Kurulu Başkanlığı görevlerini yürüttü. Ayrıca, Temmuz 2016 tarihine kadar yedi yıl boyunca Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu Yönetim Kurulu üyesi ve Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Annan Planı sonrası Cumhurbaşkanlığı’na bağlı iki taraflı Ekonomi Teknik Komitesi Başkanlığını yaptı. Altı yıla yakın Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttü. 2011 yılında Avrupa Birliği uyum çalışmaları kapsamında Malta’da gerçekleştirilen Limited Şirketler Yasası ve Muhasebe Meslek Yasası çalışma grubuna Başkanlık yaptı. Ankara’da özelleştirme hazırlık çalışmaları kapsamında Özelleştirme İdaresi’nde eğitime katıldı. 24/2012 sayılı Özelleştirme Yasası çalışmalarına başkanlık yaptı. 2010-2012 Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması programının hazırlanmasında Teknik Heyet Üyesi olarak etkin görev aldı.
16 Şubat 2011 tarihinde Başbakanlık Müsteşarı olarak atandığı görevini, 13 Temmuz 2016 tarihine kadar sürdürdü. Bu dönemde Bayrak Radyo Televizyon Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı, Afet ve Acil Durum Yönetim Komitesi Başkanı olarak görev yaptı. Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı olarak, Bankanın üyesi bulunduğu ADFIAP( Association of Development Financing Intituions in Asia and the Pasific)´in Genel Kurulu’nu ilk kez 20-23 Nisan 2011 tarihlerinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tüm engelleme çabalarına rağmen 22 ülkeden 46 kurumun katılımı ile ülkemizde gerçekleştirdi. Kıbrıs Türk Petrolleri Şti Ltd. ve Ercan Havaalanı´nın özelleştirilmesi çalışmalarını yürütmüş olup, Özelleştirme Raporu Hazırlama Komisyonu ve Değer Tespit Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2015 yılında Avrupa Komisyonu tarafından Brüksel’de düzenlenen Bölgeler Politikası Çalıştayı’na katıldı.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı´nın KKTC´nin Münhasır Ekonomik Bölge alanında Petrol ve Doğalgaz Arama ve Çıkarma Anlaşmasının müzakere ve hazırlıkları ile Mart 2016 tarihinde imzalanan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümet ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti arasında “Su Temini ve Yönetimine İlişkin Hükümetler Arası Anlaşma”´nın hazırlanmasında KKTC heyetine başkanlık yaptı. “2010-2012 Kamunun Etkinliğinin ve Özel Sektörün Rekabet Gücünün Artırılması Programı”´nın takibi ve hayata geçirilmesi için Teknik Heyet Başkanı olarak çalıştı. “2013-2015 Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı” ve “2016-2018 Yapısal Dönüşüm Programı”´nın hazırlanması, imzalanması ve uygulanmasının takibinde  Teknik Heyet Başkanı olarak etkin çalışma yürüttü.
13 Temmuz 2016 tarihinden,16 Mart 2018 tarihine kadar Başbakanlık Müşaviri olarak görev yaptı.
16 Mart 2018 tarihinde İçişleri Bakanlığı’nda Müsteşar olarak görev yapmaya başladı ve bu görevini 11 Haziran 2019 tarihine kadar sürdürdü. Bu süre içerisinde Şartlı Tahliye Kurulu Başkanı, Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Komisyon Başkanı ve Merkezi Av Komisyonu Başkanı olarak da görev yaptı. Ayrıca İçişleri Bakanlığını Taşınmaz Mal Komisyonu toplantılarında temsil etti. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun daha verimli çalışması amacıyla sorunların çözümü için etkin rol üstlendi.
11 Haziran 2019 tarihinde yeniden Başbakanlık Müsteşarlığı’na atandı ve 16 Ağustos 2021 tarihinde emekli olana kadar bu görevini sürdürdü. İki yıllık bu süre içerisinde Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu üyeliği, yüz yılın felaketi pandemi sürecinde 1 Nisan 2020 tarihinde oluşturulan Kredi Faiz Destek Fonu´nun Yönetim Kurulu Başkanlığı, Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu Başkanlığı ile İstihdam Politikaları Düzenleme ve Yürütme Kurulu Başkanlığı görevlerini emekli olana kadar yürüttü. Bu pandemi sürecinde ekonominin en az hasarla atlatılması amacıyla sektörlere ve çalışanlara destek sağlanması amacıyla farklı dönemleri kapsayan, üç Destek Paketinin hazırlanmasına Başkanlık yaptı. Yine bu dönemde ayrı ayrı 2019,2020 ve 2021 yıllarını kapsayan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümetleri arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmalarının hazırlanması, imzalanması ve uygulanmasının takibinde Teknik Heyet Başkanı olarak görev yaptı. Üst Kademe (Değişiklik) Yasa tasarısı, Kamu Görevlileri (Değişiklik) Yasa tasarısı ve Kurumların (Kuruluş Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik) Yasa tasarılarının hazırlanmasında çalışma gurubuna Başkanlık yaptı.  2021 yılında yapılan ve beş yıllık İstatistik Programının hazırlanmasının ve onaylanmasının gerçekleştiği ilk İstatistik Konsey toplantısına Başkanlık yaptı.
32 yıllık kamu görevinde, Müsteşar olarak görev yaptığı 10 yıllık süre içerisinde sekiz ayrı Başbakanla birlikte çalıştı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam