Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i kabul etti

Published

on

Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu nedeniyle temaslarda bulunmak amacıyla New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’i kabul etti.

New York’taki Türkevi’nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilciliğindeki kabulde konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı açıklamasına göre, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için bir temsilcilik tahsis etmesinin önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, temsilciliğin siyasi boyutu yanında manevi değeri olduğuna dikkat çekti.

-Özel’in Sosyalist Enternasyonal’deki tepkisi

Kıbrıs milli davasında birlikte hareket edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, New York’ta düzenlenen Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’nda AKEL temsilcisinin, Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğunu ileri sürmesi nedeniyle Özel’in önce salonu terk etmesi ardından cevap vererek tepki göstermesinin kendisini mutlu ettiğini ifade etti.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın bu yıl 50’nci yıl dönümünün kutlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, harekatın emrini veren dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit ve başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan’ı rahmetle andı, şehitlere rahmet diledi ve gazilere şükranlarını sundu.

1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, Rum tarafının Enosis’e bir sıçrama tahtası olarak gördüğünü ve 3 yıl sonra Kıbrıs Türklerine saldırıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, 1963 yılından beridir Kıbrıs Türkü’nün tecrit altında bulunduğunu vurguladı.

BM’de alınan 186 numaralı geçici kararla Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşru hükümeti olarak tanındığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, alınan kararın üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen Rumların tüm Kıbrıs’ı temsil ediyormuş gibi hareket ettiğini kaydetti.

Rumların dünyayı kandırmaya devam ettiğine, Kıbrıs Türkü’nün ambargo ve izolasyonlar altında yaşadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün mağdur edilmesinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

Kıbrıs’ta yeni bir milli siyaset belirlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar,

18 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni siyasetle ilgili tezkerenin oy birliğiyle kabul edilmesinin kendisini ve Kıbrıs Türkü’nü çok mutlu ettiğini vurguladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 77, 78 ve 79’uncu BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, “Kıbrıs Türkü’ne uygulanan ambargoların kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması çağrısı” yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün tescil edilmeden görüşmelere başlanmayacağının” vurgulandığını kaydetti.

Kıbrıs’ta iki devletin; su, enerji, çevre ve doğal kaynaklar gibi birçok konuda işbirliği yapabileceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin Batı ve Kuzey Akdeniz’de, Kıbrıs Türkü’nün ise Ada genelinde haklarının bulunduğunu vurguladı.

“Tanınmamış olsak da egemen devlet olarak Türkiye ile işbirliği içerisinde zenginlikleri paylaşma konusunda önemli bir noktadayız” diye konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, yeni siyasetin jeopolitik ve jeostratejik gelişmeler dikkate alınarak gündeme geldiğini söyledi.

-“İşgalci diyenler gaf işliyor”

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ta işgalci olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Bunu söyleyenler gaf işlemektedir. Türkiye Cumhuriyeti 50 yıldan beridir Kıbrıs’ta barışın, huzurun ve güvenin teminatıdır. Kıbrıs Türklerine ve Kıbrıs Rumlarına barış gelmiştir. 50 yıldan beridir kimsenin burnu kanamamıştır” ifadelerini kullandı.

İngiliz Üsleri ve başka ülkelerin sürdürdüğü faaliyetlerle Güney Kıbrıs’ın lojistik bir merkez haline getirildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Orta Doğu ve Gazze’de yaşananlardan dolayı Güney Kıbrıs’ın bir hedef haline gelebileceğini vurguladı.

Kıbrıs’tan 60 kilometre uzaklıkta olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ın garantör ülkesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Yunanistan’ın ise Kıbrıs’tan bin kilometre, Avrupa Birliği’nin merkezinin 2 bin kilometre ve İngiltere’nin 3 bin kilometre uzaklıkta olduğunu aktardı.

Cumhurbaşkanı Tatar, yanı başında bulunan Kıbrıs’ın ulusal çıkarlarının Türkiye için çok önemli olduğuna değinerek, Kıbrıs’ın Mavi Vatan ve Gök Vatan’da Türkiye için jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemli olduğunun altını çizdi.

1974 yılındaki darbeyle indirilen Makarios’un, 19 Temmuz 1974’te BM binasında “Yunanistan’ın işgalci olduğunu söylediğini” hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Makarios’un konuşmasında, Yunanistan’ın Kıbrıs’ta darbe yaptığını ve Kıbrıs’ı işgal ettiğini açıkladığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Makarios’un, görevini yapması ve düzeni sağlaması için garantör ülke olan Türkiye’ye bir nevi çağrıda bulunduğuna dikkat çekti.

-Özel: “Konu Kıbrıs olduğunda hakları koruma noktasında en iddialı partiyiz…. Kıbrıs ile tarihsel bağlarımız var”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de konuşmasında Türkevi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilciliğinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Genel Başkan Özel, 1970’lerde İhsan Sabri Çağlayangil’in bir bilgisayar firmasından satın aldığı ve öngörüsüyle kazandırdığı Türkevi’nin 2017 yılında restore edilerek ortak kullanıma açıldığını, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dostlarına güven verdiğini ve dost olmayanların imrenerek baktığı bir yer olduğunu söyledi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı ve CHP Başkanlığı koltuğunu miras bıraktığını aktaran Özgür Özel, genel başkan seçildikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yaptığını, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılında ise ikinci ziyaretini gerçekleştirdiğini ifade etti.

CHP Genel Başkanı Özel, bir arada olmanın güç verdiğini, söylemlerde ve ortak savunulan değerlerde bir arada durup, fikir alışverişinde bulunup, riskleri değerlendirmenin önemli olduğunu vurguladı.

Dünyanın 77 ülkesinden temsilcilerin yer aldığı Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’nda gündem başkayken, AKEL temsilcisinin Türkiye’nin işgali ile ilgili bir ifade kullandığını dile getiren Özel şöyle konuştu:

“Kimse tepki vermeyince salonu terk ettik. Konuşması bitince söz aldık. Türkiye’nin kuvvetli ve haklı tezlerini söyledik. Kıbrıs’a barış götürdüğümüzü, karşımızda direnemeyecek bir kuvvetin olduğunu, işgal niyetinde olsaydık Adanın tümünü alabileceğimizi ifade ettik. O günden bugüne çok uluslu toplum ne bekliyorsa Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerine getirdiğini ancak anlaşmazlıkların sebeplerinin başkaları olduğunu söyledik.”

Yapılan açıklamanın Türkiye ve siyasi muhatapları üzerinde etki yarattığına işaret eden Özel, “Türk ordusuna işgalci denildiğinde ve Kıbrıs Barış Harekatı hukuk dışı olarak ifade edildiğinde, uluslararası hukuk anlamında mahkum edilmeye çalışıldığımızda, tüm gündemleri terk edip, gerçekleri anlatmak için gündemi meşgul etmek lazım” diye konuştu.

Kıbrıs meselesinin dünyaya duyurulmasında eksikler bulunduğunu ifade eden Özel, “Bu konuda kararlıyız. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ters düştüğümüz konular olabilir. Türkiye’de ana muhalefet partisiyiz, yurt dışında Türkiye’nin partisiyiz. Konu Kıbrıs olduğunda hakları koruma noktasında en iddialı partiyiz. Kıbrıs ile tarihsel bağlarımız var” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi komitede görüşüldü, oylama perşembe günü

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 16 milyar 485 milyon 959 bin TL’lik Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine ilişkin görüşmesini dün gece tamamladı. Komite bütçeyi perşembe günü saat 11.00’de DAÜ bütçesini, ardından Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini oylayacak.

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi bugün, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bütçelerini görüşecek. Tarım ve Doğal Bakanlığı’na bağlı Kıbrıs Türk Süt Endüstrisi Kurumu, Toprak Ürünleri Kurumu ve Genel Tarım Sigortası Fonu bütçeleri de ele alınacak.

-Kılıç

DAÜ bütçesinin görüşülmesi sırasında söz alan DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç, bir yıl içinde yaptıkları çalışmaları anlatarak hedeflerinin 2027’de denk bütçeye ulaşmak olduğunu söyledi.

Üniversiteye yapılan katkı ve harcamaları sıralayan Kılıç, cari harcamalarda küçülmek için attıkları adımları ve tasarruf tedbirlerinden bazılarını paylaştı.

15 bin 900 civarında öğrencileri olduğunu, YÖK’ün de önerisiyle ağırlıklı olarak 2 yıllık programlar açtıklarını ifade eden Kılıç, bazı dersleri dijital ortama geçirerek daha fazla öğrenciye eğitim verdiklerini kaydetti.

Kılıç, üniversitenin gelirlerini artırmak için dijital alanda yaptıkları çalışmaları da anlatarak, DAÜ’ye olan borçları almak için neler yaptıklarını sıraladı. Kılıç, altyapı ihtiyaçlarının her geçen yıl arttığına işaret etti.

Kılıç’ın konuşmasının ardından komite üyeleri ve Milli Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, DAÜ yetkililerine bütçedeki kalemlerle ilgili sorular sordu. Bürokratlar, Maliye Bakanlığıyla imzalanan protokolle ilgili de bilgi verdi.

Toplantı, DAÜ’nün hazırladığı bütçeyle Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı bütçe arasında fark olması üzerine uzun süre karşılıklı soru cevap şeklinde sürdü.

-Berova

Maliye Bakanı Özdemir Berova, geçen yıl kamu maliyesi olarak bu konuya Milli Eğitim Bakanıyla birlikte yoğun mesailer harcandığını belirtti. Maliye Bakanlığı’nın DAÜ’nün vergi borcunu üstlendiğini ve borçlanmalarına da kefil olduğunu belirten Berova, emekliliklerle ilgili de 300 milyonun üzerinde tasarruf beklediklerini söyledi.

Bakanlıkla DAÜ arasında yapılan protokole bağlı olarak gerektiğinde yeni tedbirler alınacağını vurgulayan Berova, DAÜ’ye destek olmak için ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti.

Berova, genel kuruldaki görüşmede daha ayrıntılı bilgi vereceklerini ve detaylı tartışacaklarını belirtti. DAÜ’ye yapılan nakdi yardımla ilgili de bilgi veren Berova, gerektiği zaman protokolü yeniden güncelleyeceklerini dile getirdi.

-Çavuşoğlu

Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, 5 sene önce DAÜ’nün batacağı uyarısında bulunduğunu ve tutmayan bütçelerle zaman geçirildiğini söyleyerek, protokol yapılana kadar yaşananların bedelinin ödenmesi gerektiğini belirtti.

Çavuşoğlu, protokolle maşlardan indirim yapılmasının bir fedakarlık olarak gösterilmesini eleştirerek, “Mecburdunuz çünkü batırıp geldiniz.. Bizi başka şekilde konuya dahil edemezdiniz” dedi.

DAÜ temsilcilerine hitaben “Gerçekçi olun. Hiçbirinizin DAÜ’yü korumaya niyeti yok. Hala mazeret uydurursunuz” diyen Çavuşoğlu, DAÜ’yle ilgili yaşanan süreci anlattı.

Çavuşoğlu, protokolün yapılması aşamasıyla ilgili detaylı bilgi vererek, “DAÜ’nün isteklerini yerine getirmek DAÜ’yü bitirmek demektir” dedi.

Gereken tedbirler alınmıyorsa bir maaşın daha kesilebileceğini belirten Çavuşoğlu, DAÜ kadar diğer üniversitelerin de değerli olduğuna işaret ederek, onlara hiç bu kadar destek olunmadığını kaydetti.

Tedbir olarak hayata hiçbir şey geçirilmediğini, sadece kağıt üstünde tedbir alınacak dendiğine işaret eden Çavuşoğlu, online ders verecek yetkileri olmadığı halde sınıfları birleştirip, online yapıldığını hatırlattı. Çavuşoğlu, solar enerji talebi olduğunu ama bunun masrafını kimin göreceğinin belirtilmediğini söyledi. Çavuşoğlu, “Öğrenci getirisiyle öğretmen giderini hesapladığımızda 10 bin öğrenci açığımız var” dedi.

Çavuşoğlu’nun konuşmasının ardından komite toplantısı sona erdi. Komite, Perşembe günü Milli Eğitim Bakanlığı ve DAÜ bütçelerini oylayacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

MED Forumu’nda Akdeniz’de güvenlik konusu ve Türkiye’nin tezleri ele alındı.. Koramiral Payal: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bütün adayı temsil etmiyor

Published

on

By

İtalya merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsünün (ISPI), İtalya Dışişleri Bakanlığının katkılarıyla bu yıl Roma’da 10’uncusunu düzenlediği “MED Akdeniz Diyalog Forumu”nda ilk gün panelleri tamamlandı.
Waldorf Astoria Oteli’ndeki forumda, “Akdeniz’de Deniz Gücü: Küresel Etkiyi Şekillendirmek” başlıklı bir panel yapıldı.

Türk Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Koramiral Yalçın Payal, panelde yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk Halkının Akdeniz’deki haklarının görmezden gelinemeyeceğine vurgu yaptı.

Payal, “Bölgede atılacak bütün adımlar, kıyıdaş devletlerle istişare edilerek atılmalı. Türkiye için önemli olan iki şey var: Bir; deniz yetki alanlarının adil biçimde belirlenmesi, ikincisi de Kıbrıslı Türklerin haklarının verilmesi. Çünkü Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, bütün adayı ve Kıbrıslı Türkleri temsil etmiyor.” diye konuştu.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e en uzun kıyıya sahip ülkesi olduğunu vurgulayan Payal, “Buna rağmen bazı devletler, Türkiye’nin hak ettiğinden daha az bir deniz yetki alanı almasını amaçlıyor. Türkiye’yi bölgede meşru deniz yetki alanları belirlenmesinin dışında tutacak herhangi bir girişimin kabul edilemez olduğu dikkate alınmalıdır.” dedi.

Kıbrıs’ta 50 yıldır barış olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının kendini güvende ve eşit derecede egemen olacağı iki devletli modelden yana olduklarını belirten Koramiral Payal, “Müttefiklerimizin ve ortaklarımızın, adadaki mevcut barışçıl durumu riske atan girişimlerin bir parçası veya tarafı olmamalarını kritik bir mesele olarak görüyoruz.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: Topumsal huzuru da tehdit eden kadına yönelik şiddetin hiçbir bahanesi olamaz

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kadına yönelik şiddetin asla kabul edilemeyeceğini söyledi.

“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “kadına yönelik şiddette hiç bir toleransımız olamaz, olmamalıdır. Devletler bu yönde azami gayreti göstermelidir” ifadesini kullandı.

Kadına yönelik şiddetin toplumsal huzuru da tehdit eden, bir insanlık sorunu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Kadına yönelik şiddet kutsal varlıklarımız olan analarımıza ve insanlığa ihanettir. Kadına yönelik şiddetin hiçbir gerekçesi, hiçbir bahanesi, hiçbir mazareti olamaz.Hiçbir canlıya özellikle de insana ve de kadınlara yönelik şiddet hicbir şekilde asla kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

“Kadına şiddet eylemleriyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aile ve yakınlarına sabırlar dilerim” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, şiddet olaylarının yaşanmaması için gereken tebirlerin alınması ve caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğinin altını da çizdi. Cumhurbaşkanı Tatar, tüm kadınların onurlu, özgür ve eşit yaşama haklarını koruma mücadelelerinde daima yanlarında olacağını da vurguladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam