Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin küresel siyasetteki etkisinin arttığını vurguladı

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türkiye’nin rolünün ve etkisinin ne kadar artmakta olduğunu görüyoruz. Küresel dengelerin değişmesiyle artık Türkiye bir aktördür, sesini dinletebilen, duyurabilen bir güçtür.” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurul toplantıları kapsamında ABD’nin New York şehrinde bulunan Tatar, AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Tatar, BM Genel Kurul toplantıları kapsamında KKTC hakkındaki meseleleri Türk devletlerinden ve farklı ülkelerden muhataplarıyla görüştüğünü belirterek bunları New York’taki Türkevi’nde yer alan KKTC Temsilciliğinde gerçekleştirdiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, BM Genel Kurulunda, KKTC‘nin tanınması yönünde üçüncü kez çağrıda bulunduğunu anımsatan Tatar, bunun, Genel Kurul’a damgasını vurduğunu söyledi.

Tatar, “Kıbrıs Türkü’nün kendi duyuramadığı sesini en güçlü şekilde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan orada duyurmuştur. O kadar güzel cümlelerle anlatıyor ki bütün dünya bu mesajı duyuyor.” diyerek dünya liderlerinin yanı sıra diplomatların ve araştırmacıların Genel Kurul’da bu mesajı dinlediğini kaydetti.

Ersin Tatar, Erdoğan’ın BM Genel Kurulunda uluslararası toplumun önünde Gazze’ye yönelik yaptığı değerlendirmenin de takdir topladığına işaret etti.

KKTC‘nin başkenti Lefkoşa’da Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılının kutlandığı törende de Erdoğan’ın KKTC‘yi “Türkiye’nin gözbebeği” olarak nitelendirdiğini hatırlatan Tatar, “Gelişen yoğun stratejik, jeopolitik olaylarla Doğu Akdeniz’de yine kendisinin konuşmasında ifade ettiği hem Doğu Akdeniz’in kuzeyinde ve batısında Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi hakları ve hukukları ve Kıbrıs halkının tümünün etrafındaki tüm parsellerde ve o enerji dağılımındaki coğrafyanın genelinde Kıbrıs Türkü’nün hakkı vardır. Kıbrıs adasının etrafındaki bütün o pozisyonlardan Kıbrıs Türkü’nün kendi hakkı vardır.” dedi.

Tatar, Kıbrıs Türklerinin yalnız olmadığını ve Türkiye’nin hem kendi hakkını hem de Kıbrıs Türkü’nün hakkını korumakla mükellef olduğunu vurgulayarak dünyanın Kıbrıs meselesinin artık geride kaldığını ve KKTC‘nin tanınması gerektiğini bildiğini dile getirdi.

Erdoğan’ın BM Genel Kurulundaki “Federasyon modeli artık geçerliliğini tamamen yitirmiştir. Ada’da iki ayrı devlet ve iki ayrı halk vardır. Kıbrıs Türklerinin müktesep hakları olan egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüleri yeniden tescil edilmeli, tecrit artık son bulmalıdır. Bugün uluslararası toplumu bir kez daha Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya, diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurmaya davet ediyorum.” ifadelerine işaret eden Tatar, bu sözlerin kendileri için değerli olduğunu belirtti.

Tatar‘ın New York’taki diplomatik temasları

Tatar, New York’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü ve Türk hükümetinden bakanların katıldığı sivil toplum davetlerinde konuşmalar yaptığını aktararak iş insanlarıyla çeşitli görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydetti.

Bu görüşmelerde, KKTC‘nin milli davasının hangi aşamada olduğunu anlattığını söyleyen Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılının tamamlanmasının meseleleri farklı boyutlara ulaştırdığını dile getirdi.

Tatar, Doğu Akdeniz’deki jeopolitik gelişmelerin yanı sıra enerji ve güvenlik meselelerine dikkati çekerek Gazze’deki savaşın ve Türkiye’nin Libya ve Mısır ile ilişkilerinin bölgedeki meseleyi çok farklı boyutlara getirdiği değerlendirmesinde bulundu. Tatar, KKTC‘nin bu denklemler içerisinde yer alan bağımsız bir Türk devleti olduğunun altını çizdi.

– TDT gözlemci üyeliği

KKTC‘nin, Türk Devletleri Teşkilatının (TDT) gözlemci üyesi olduğunu anımsatan Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bugün bütün Türk dünyasının Akdeniz’e açılan bir penceresi şeklinde oradaki konumunu sürdürmektedir; barışın, huzurun ve oradaki güvenliğin bir teminatıdır.” ifadelerini kullandı.

Tatar, “Türkiye’nin rolünün ve etkisinin ne kadar artmakta olduğunu görüyoruz. Küresel dengelerin değişmesiyle artık Türkiye bir aktördür, sesini dinletebilen, duyurabilen bir güçtür. Sayın Erdoğan liderliğinde gerçekten büyük bir ivme kazanmıştır. Bütün bunların tabii ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne de yansımasını görüyoruz.” dedi.

Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün KKTC‘nin özden gelen hakları olduğunu kaydeden Tatar, bunlar teyit edilemeden Kıbrıs Türk halkının müzakere sürecine “çekilemeyeceğini” vurguladı. Tatar, Türk toplumunun ambargolar altında bırakıldığı çerçevede bir anlaşmayı imzalamayacaklarını söyledi.

Tatar, Türkiye’nin son yıllarda her platformda KKTC‘ye desteğini vurguladığına dikkati çekerek Doğu Akdeniz’de bambaşka bir denge kurulduğunu, bunun görülmesi gerektiğini, aksi takdirde barış, huzur ve güven ortamının tesis edilemeyeceğini dile getirdi.

– Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüşmeler

Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüşmeleri “olumlu gelişmeler” olarak nitelendiren Tatar, “Bütün bunlar gerekli yerlere gerekli mesajlarını verilmesi bakımından önemli. Bizim de beklentimiz Rum tarafının artık Kıbrıs Türk halkının haklı pozisyonunu görebilmeleridir.” diye konuştu.

Tatar, herkesin hakkını alması gerektiğini belirterek birlikte barış ve huzur içinde yaşanabilecek bir gelecek sunmak istediklerini kaydetti.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki en uzun sahil şeridine sahip olduğunu vurgulayan Tatar, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de söz sahibi olduğunu belirtti.

– İngiltere ve ABD, GKRY’deki üsleri kullanıyor

ABD ile GKRY arasında artan savunma işbirliğine ilişkin Tatar, GKRY’de iki egemen İngiliz üssü olduğunu ve bunları İngiltere’nin istediği gibi kullanabildiğini anlattı.

Tatar, İngiltere’nin bu üsleri askeri olarak da her anlamda kullanabildiğini belirterek ABD’nin de filosu bulunduğunu ve oradaki limanları kullandıklarını söyledi.

Bu anlaşmaların GKRY’i o bölgedeki bir üs olarak kullanılması için daha da cazip hale getirdiğini ifade eden Tatar, GKRY’nin bir üs olarak kullanılması durumunda hedef haline geleceğine dair farklı taraflardan açıklamalar olduğunu belirtti.

Tatar, KKTC‘nin hedef haline gelmediğini ve GKRY gibi üs olarak kullanılmadığını aktararak “Büyük bir devlet ve ana vatan olarak ve Kıbrıs’ın garantör ülkesi olarak ve bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlenmeleri benim için önemlidir.” ifadesini kullandı.

GKRY ile bir dertleri olmadığını kaydeden Tatar, KKTC ve Türkiye’nin derdinin halkın yaşamını sürdürmesi, refah içinde ve güvende olması, çağdaş dünya değerleriyle yoluna devam etmesi olduğunu dile getirdi.

Tatar, GKRY ile bir kavgaları olmadığını belirterek “Yeter ki herkes yerini bilsin. Yeter ki Güney Kıbrıs kendi nimetleriyle, ekonomik başarılarıyla yoluna devam etsin.” diye konuştu.

– “İki devlet birbirini tanırsa Kıbrıs meselesi kökten çözülür”

Bir anlaşma olabilmesi için 61 yıldır iki ayrı devlet olduğu gerçeğinin görülmesi gerektiğine dikkati çeken Tatar, “Bu iki devlet, birbirini tanırsa o zaman zaten Kıbrıs meselesi kökten çözülür. Türkiye de buna yardımcı olmaya hazır.” değerlendirmesini yaptı.

Tatar, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlayışla Kıbrıs meselesinin çözülmesinin herkes için bir kazanç olacağına işaret ederek Kıbrıs Barış Harekatı’ndan bu yana Kıbrıs’ta barış ve huzur olduğunu vurguladı.

– “Kıbrıs’ta bir işgalci varsa, o da Yunanistan”

Türkiye’nin Kıbrıs’ta “işgalci” olarak nitelendirildiği iddiaları reddeden Tatar, “Kıbrıs’ta bir işgalci varsa o da Yunanistan’dır.” dedi.

Tatar, Kıbrıs’ta 1964, 1974 ve 2004’te olmak üzere 3 anayasa ihlali yapıldığını anımsatarak “Dolayısıyla anayasayı ihlal eden ve bugün Kıbrıs Cumhuriyeti diye, bu 1960’ta kurulan devleti istismar ederek bir Rum devletiymiş gibi Kıbrıs’ın tümünü temsil eder gibi bir anlayışla orayı işgal eden Yunanistan’ın desteğiyle Kıbrıslı Rumlardır.” diye konuştu.

Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve diğer ilgili bakanlar ve bürokratlarla Türkevi’nde Kıbrıs meselesini boyutlarıyla değerlendirdiklerini anlatan Tatar, bunların çok değerli olduğunu ve gelişmelere cevap verme noktasında birlikte hareket etmenin mutluluk verici olduğunu dile getirdi.

Tatar, Türkiye ve KKTC‘nin aynı şekilde tutum sergilemesinin dışarıdan bakıldığında daha güçlü bir etki bıraktığına dikkati çekti.

Kıbrıs Türklerinin bir bütün şeklinde hareket etmediğine dair bir algı oluşturulmaya çalışıldığına değinen Tatar, Kıbrıs Türklerini parçalamaya, bölmeye ve davalarına zarar vermeye çalışanların çabalarına alet olmamaları gerektiğini vurguladı.

Tatar, New York’taki görüşmelerinin devam edeceğini, 28 Eylül’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya geleceğini ifade ederek Guterres’in Kıbrıs meselesini çok iyi anladığını ve bildiğini, meseleye adil ve tarafsız baktığını dile getirdi.

– Gazze’ye yardım Gazimağusa Limanı’ndan da yapılabilirdi

Tatar, AA muhabirinin GKRY limanlarından Gazze’ye gemilerle yardım faaliyetlerinin işlevselliğine ilişkin sorusuna, Kıbrıs adasının hepsinin GKRY’e aitmiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığı şeklinde yanıt verdi.

Esas olan Gazze’ye yardım ve tahliyeyse bunun Gazimağusa Limanı’ndan da yapılabileceğine işaret eden Tatar, bu sürece Türkiye’nin destek verebileceğini ve böylece KKTC‘nin de Gazze’ye yardım eli uzatabileceğini bildirdi.

Tatar, Türkiye’nin bu noktada çok duyarlı ve cesaretli olduğunu, elinden geleni yaptığını belirterek KKTC‘nin de bu yardım faaliyetlerine dahil olmayı dilediğini ancak hepsinin GKRY üzerinden yapıldığını ifade etti.

– “Barışın devamı hem Kıbrıs Türkü’ne hem de Kıbrıs Rumu’na yarar”

GKRY ile bir anlaşma olacaksa Türkiye’nin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin caydırıcı olarak varlığının devam etmesi gerektiğinin altını çizen Tatar, “Bu varlığı, barışın devamı hem Kıbrıs Türküne hem de Kıbrıs Rum’una yarar. Çatışma olduğunda herkes kaybeder. Madem ki bunun çözümünü bulduk ve 50 yıldır kimsenin burnu kanamıyor, mutlaka Türkiye Cumhuriyeti, herhangi bir anlaşmanın parçası olacak, garantörlüğü devam edecek, asker orada duracak ki barış, huzur ve güven devam etsin.” diye konuştu.

Tatar, Gazze’de yaşananların bir kez daha ana vatan Türkiye’nin garantörlüğünün, Türk askerinin varlığının ve iki devletliliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini vurgulayarak İsrail-Filistin meselesinin de iki devlet ve iki devletli çözümle ilgili olduğunu söyledi.

KKTC‘yi 1974 öncesine, daha kötü bir duruma götürecek başka bir anlaşma istemediklerini aktaran Tatar, sadece daha iyi bir durum olacaksa yeni bir anlaşma sağlanabileceğini kaydetti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Lefke Maden Müzesi düzenlenen törenle açıldı

Published

on

By

18-24 Mayıs Müzeler Haftası etkinlikleri tamamlandı.

Bu çerçevede haftanın son etkinliği Lefke Maden Müzesi’nin açılışı oldu.

Lefke Çarşı Merkezi’nde Vasıf Palas olarak bilinen tarihi binada yer alan ve Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı tarafından bölgeye kazandırılan Lefke Maden Müzesi düzenlenen törenle açıldı.

Törenin açılış konuşması Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Ziba tarafından yapıldı.

Ziba, geleceğe ışık tutmak ve kültürel mirasımıza sahip çıkmak amacıyla çalıştıklarını belirterek, kültürel mirasın korunması ve sürekliliğinin sağlanmasında en büyük aracın müzeler olduğunu vurguladı.

Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya da Lefke’ye bir müze kazandırmak için 2014 yılından itibaren çeşitli proje çalışmaları yapıldığını anlatarak, böyle bir müzenin Lefkeye kazandırılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da ada genelinde turizmi 12 aya yaymak ve her ilçeye bir müze kazandırmak hedefiyle çalıştıklarını belirterek, Lefke’ye kazandırılan bu müze ile tüm ilçelerde müze hedefine ulaştıklarını ifade etti.

Ataoğlu, Lefke’ye bir müze kazandırmak için bölge halkı, sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimle işbirliğiyle içinde çalıştıklarını kaydederek, müzenin Lefke’ye gelecek turistlerin durak noktası olacağını ve turistlerin Lefke esnafıyla iç içe olmasına da vesile olacağını vurguladı.

Bakanlık olarak CMC alanın turizme kazandırılmasıyla ilgili de çalışma başlatacaklarına dikkati çekerek, geçmişteki değerleri günümüze, günümüzü de geleceğe taşıma hedefiyle çalışmaya devam ettiklerini söyledi.

Konuşmaların ardından müzenin açılışı gerçekleştirildi ve müze gezildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Veteriner Dairesi harekete geçti: Değirmenlik ve İskele’de Koyun Keçi Çiçeği aşısı uygulanacak

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Veteriner Dairesi Müdürlüğü, Değirmenlik köyü ve İskele Merkez’deki bazı küçükbaş hayvan işletmelerinde Koyun Keçi Çiçek Hastalığı tespit edildiğini duyurdu.

Yapılan açıklamada Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Veteriner Dairesi ve ilgili belediyelerin iş birliğiyle, hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla kontrol ve eradikasyon çalışmaları başlatıldığı belirtildi.

Bu kapsamda alınan acil tedbirlere yer verilen açıklamada; Değirmenlik ve İskele Merkez’de tüm küçükbaş hayvan işletmelerinde 27 Mayıs günü acil aşılama yapılacağı kaydedildi.

Aşılamanın, resmi veteriner hekimler tarafından yürütüleceği ve üreticilerin önceden bilgilendirileceği vurgulanan açıklamada, tüm üreticilerin bu programa katılımının yasal bir zorunluluk olduğu hatırlatıldı.

Açıklamada karantina ve hayvan hareketlerinin kısıtlanmasına ilişkin önlemlere de yer verildi.
Buna göre; Değirmenlik köyü ve İskele Merkez’deki küçükbaş işletmelerin karantina altına alındığı duyurulurken, Değirmenlik’te damızlık hayvan satışları ve işletmelere yeni hayvan girişinin 3 ay süreyle yasaklandığı da açıklandı.

Açıklamada, sadece belirlenen mezbahalarda kesilmek üzere kasaplık hayvan satışına, Veteriner Dairesi kontrolüyle izin verileceği belirtildi.

İskele Merkez’de de tüm küçükbaş hayvan giriş ve çıkışlarının 3 ay süreyle tamamen yasaklandığı ifade edilen açıklamada, kasaplık satışlarına 1 ay sonra, veteriner kontrolü ile izin verileceği kaydedildi.

Açıklamada işletmelere insan, araç ve hayvan giriş çıkışlarını asgari düzeye indirmeleri çağrısı da yapılırken, biyogüvenlik önlemleri ve dezenfeksiyon uygulamalarının mutlaka yapılması istendi.

Dezenfeksiyon işlemlerinin resmi makamlar tarafından kontrol edileceği de vurgulanan açıklamada, tüm şüpheli vakaların en kısa sürede Veteriner Dairesine bildirilmesi istendi.

Açıklamada, Koyun Keçi Çiçek Hastalığı’nın, sadece koyun ve keçileri etkileyen viral bir hastalık olduğunu, virüsün, serin ve karanlık ortamlarda 2 yıla kadar, açık meralarda ise 2 ay canlı kalabileceği kaydedilirken, virüsün insanlara bulaşmadığı belirtildi.

Açıklamada, hastalık görülen sürülerdeki sağlıklı hayvanların et ve sütlerinin tüketilmesinde, gıda hijyeni kurallarına uyulduğu sürece sakınca olmadığı da ifade edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Üstel: Muhtarların özlük haklarını daha da iyileştireceğiz

Published

on

By

Lapta Alsancak Çamlıbel Belediyesi ve Özeray Ivestment işbirliğiyle, Lapta Tınaztepe Muhtarlık Binası ve “Sercan Aydındağ Parkı” bugün düzenlenen törenle Başbakan Ünal Üstel tarafından açıldı.

Tınaztepe Muhtarı Halil Karalar, Yeni muhtarlık binası, çocuk parkı, kafeterya ve Genç Lapta Avcılık Atıcılık Derneği binasını kazandıran herkese teşekkür ederek, kalıcı, modern bir muhtarlık binasına kavuşmanın sevindirici olduğunu söyledi.

Parka adını veren Merhum Sercan Aydındağ’ın kardeşi Peyzaj Mimarı Yağmur Aydındağ da tesisin, bölge halkına hayırlı olmasını dilerken, projeye ve parka ağabeyi Sercan Aydındağ’ın adının verilmesine katkı sağlayan herkese ailesi adına teşekkür etti.

Muhtarlar Birliği Başkanı Akay Darbaz da, muhtarların 50 yıldır devam eden sorunlarını çözmek için alışan Başbakan Ünal Üstel ve ekibine teşekkür ederek, binası olmayan 110 muhtarlığın binalarına kavuşacağını vurguladı.

Darbaz, “Muhtarlara verilen değer, halka , halka verilen değer ise, ülkeye verilen değerdir ”diye konuştu.

Özeray Investment Genel Müdürü Serhat Kotak, da park ve dernek binasının hayata geçirmesine kaktı sağlamaktan mutluluk duyduklarını söyledi.

Lapta Alsancak Çamlıbel Belediye Başkanı Fırat Ataser de Lapta’da eksikliği olan projeyi hayata geçiren Özeray Investment’e, Peyzaj düzenlenmesini üstlenen Yağmur-Damla Aydındağ kardeşlere ve katkı koyan herkese teşekkür etti.

Lapta’da altyapı yol, sosyal alan, kaldırım , kanalizasyon konusunda eksiklikler bulunduğunu dile getiren Ataser, halkın daha iyi yaşam şartlarına kavuşması için alışmaya devam edeceklerini kaydetti.

Ataser, Başpınar Muhtarlığı’nın yanındaki alana da, muhtarlık binası ve park yapacaklarını söyledi, Ilgaz köyünde oluşturulan kültür merkezinin de Haziran sonu hizmete gireceğini belirtti.

Lapta’ya hak ettiği değeri vererek, hak ettiği değere kavuşturacaklarını dile getiren Ataser, kendilerine bu çalışmalarda büyük aktkı koyan Başbakan Ünal Üstel ve ekibine teşekkür etti.
Başbakan Ünal Üstel, de konuşmasında, Lapta’da böyle anlamlı bir açılışta bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirtti.

Hükümete geldikleri günden bu yana halka verdikleri tüm sözleri tuttuklarını belirten Üstel, vatandaşların, çalışanların mutluluğu ve refahı için devletin tüm olanaklarını kullandıklarını vurguladı.

Göreve geldikleri günden bu yana, turizmden, tarıma, narenciyeye tüm sektörlere dokunarak, ayakta tutmaya çalıştıklarını kaydeden Üstel, Türkiye Cumhuriyeti ile en üst düzeydeki yaptıkları protokollerle, ülke insanını rahatlatmak için, ülkenin ihtiyaç duyduğu projelere, 46 milyar gibi parayı aktardıklarını ifade etti.

Ülkenin ihtiyaç duyduğu projeleri tek tek hayata geçirerek, daha iyi bir noktaya ulaşmak için canla başla çalıştıklarını dile getiren üstel, hükümette oldukları 3 yılın muhasebesini geçtiğimiz günlerde halka verdiklerini söyledi.

2012 yılında ihalesine çıkılan ancak yarım kalan Girne Alsancak Lapta Karşıyaka yolunda çalışmaya başladıklarını anımsatan Üstel, bugün yolun çift şeritli modern bir yol olarak Lapta’ya kadar tamamlandığını , kısa süre sonra da Karşıyaka’ya kadarki bölümün tamamlanarak , yol çalışmalarının devam edeceğini belirtti.

2025 yılını sağlık yılı ilan ettiklerini anımsatan Üstel, ülke genelinde sağlık ocakları ve hastanelerin yenilenmesi için çalışma başlattıklarını dile
getirerek, Lapta Sağlık Merkezi’nin de kısa süre içinde hizmete gireceğini anımsattı.

Üstel, devlet olarak Tüm bu projeleri hayata geçirirken, yetişemedikleri noktalarda da yerel yönetimler ve iş insanlarıyla işbirliği yaptıklarını kaydetti.

Göreve geldiklerinde, Muhtarlar Birliği’yle yaptıkları toplantılarda, binası olmayan 110 muhtarlığı binalarına kavuşturmak için İçişleri Bakanlığı ve Yerel Yönetimler ile çalışma başlattıklarını dile getiren Üstel, muhtarların özlük haklarını daha da iyileştirmek için adım atacaklarını ifade etti.

Üstel konuşmasının sonunda projenin hayat bulmasına katkı sağlayan herkese teşekkür etti.

Konuşmaların ardından projeye katkı sağlayanlara teşekkür plaketleri verildi.

Devamını Oku

Trending

Reklam