Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar: “Yeni bir anlaşma ancak iki devletin işbirliğiyle olabilir”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılacak  5+1 formatındaki gayriresmi Kıbrıs konulu toplantıya ilişkin, “Cenevre’de eğer 1974’ten bu yana barış, güven ve huzurun devamı için bir şeyler yapılacaksa mutlak surette yeni bir anlaşma ancak iki devletin işbirliğiyle olabilir.” dedi.

Başkent Üniversitesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Dr. Fazıl Küçük Vakfı tarafından, Ankara’da TİKA Konferans Salonu’nda “Dr. Fazıl Küçük ve Halkın Sesi II. Uluslararası Sempozyumu düzenlendi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Dr. Fazıl Küçük Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Akay Küçük sempozyumda birer konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sempozyumda yaptığı konuşmada, Kıbrıs davasını yürütmenin bir ruh, heyecan, inanç, sevgi meselesi olduğunu belirterek, Dr. Fazıl Küçük’ün de kendisini halk davasına adadığını, halka yönelik ücretsiz hizmetler yaptığını söyledi.

Tatar, Küçük’ün 1942’de “Kıbrıs’ta ayrı bir halk var” siyasetinin temelini attığını dile getirdi.

Kıbrıs Türkü’nün adanın asli unsuru olduğunu vurgulayan Tatar, “Dr. Fazıl Küçük’ün ifade ettiği gibi, Kıbrıs Türk halkı ayrı bir halk. Diliyle, diniyle, kültürüyle, mücadelesiyle her türlüsüyle ayrı bir halk.” dedi.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını koruyabilmek, egemenlik temelinde bir anlaşma için mücadele ettiklerini aktardı.

Kıbrıs Türk halkının tarihsel mücadelesine değinen Tatar, “Türkiye, 1960 anlaşmasının garantörüdür. Dr. Fazıl Küçük’ün imzalamış olduğu ‘Kıbrıs Cumhuriyeti Anlaşması’ bizi bugünlere kadar getirmiştir. Kıbrıs Türk halkının egemen eşit bir halk olarak tescil edilmesi açısından bu anlaşma çok önemliydi.” ifadelerini kullandı.

Tatar, Küçük’ün atmış olduğu imzayla egemenlik temelinde bir anlaşma için mücadelelerini başarıyla sürdürebildiklerini belirterek, gelecek hafta Cenevre’de Türkiye ve Yunanistan dışişleri bakanlarının katılacağı toplantıda bunları dile getireceğini kaydetti.

Kıbrıs Türk halkının soylu bir geçmişinin olduğunu vurgulayan Tatar, bağımsız bir Türk devletine sahip olan Kıbrıs Türk halkının, geçmişi ve yaptıklarıyla Doğu Akdeniz’de en az Rum halkı kadar hak sahibi olduğunu dile getirdi.

Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ev sahipliğinde 17-18 Mart’ta Cenevre’de yapılacak 5+1 gayriresmi Kıbrıs toplantısına ilişkin, şu ifadeleri kullandı.

“Cenevre’de eğer 1974’ten bu yana barış, güven ve huzurun devamı için bir şeyler yapılacaksa mutlak surette yeni bir anlaşma ancak iki devletin işbirliğiyle olabilir. Federal temelde bir anlaşmanın maksadı Türkiye’yi adadan çıkarmak. Rum yönetimi bunu her gün söylüyor zaten.”

Küçük’ün “Kıbrıs meselesi Türkiyesiz çözülemez” dediğini hatırlatan Tatar, 1974 harekatıyla aslında Kıbrıs meselesinin kökten çözüldüğünü vurguladı.

 Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da sempozyumda yaptığı konuşmada, Dr. Fazıl Küçük’ün yalnızca bir siyasetçi değil, halkının sesi olmayı başarmış bir fikir ve dava adamı olduğunu belirterek, “Dr. Küçük ve sonrasında merhum Rauf Denktaş’ın liderliğinde Kıbrıs Türk halkının verdiği mücadele, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kimliğini, haklarını ve özgürlüğünü koruma yolundaki kararlılığının bir simgesidir.” dedi.

Ersoy, Dr. Küçük’ün 1942’de çıkarmaya başladığı “Halkın Sesi Gazetesi” ile Kıbrıs Türk halkının sesini dünyaya duyurmakta çok önemli bir rol üstlendiğini vurgulayarak, o tarihten bu yana aralıksız yayın hayatına devam eden gazetenin, Kıbrıs Türkü için önemli bir sembol olduğunu söyledi.

Dr. Küçük’ün 1984’deki vefatı sonrasında 1998’de, ailesi tarafından kurulan Dr. Fazıl Küçük Vakfı’nın, onun mücadelesini ve milli gayretlerini tanıtmak, Kıbrıs Türk Halkının mücadele tarihini ve ilkelerini nesilden nesle aktarmayı amaç edindiğini dile getiren Ersoy, kendilerinin de Dr. Fazıl Küçük Vakfı’nın, onun mücadelesini ve milli gayretlerini tanıtmak, Kıbrıs Türk halkının tarihini ve ilkelerini canlı tutmak amacıyla önemli çalışmalar yürüttüklerini anlattı.

TİKA aracılığıyla 2020’de Dr. Fazıl Küçük Müzesi’nde yer alan çalışma odasına, Dr. Fazıl Küçük’ün birebir gerçekçi bir balmumu heykelinin yaptırıldığını bildiren Ersoy, “Bunun yanı sıra Halkın Sesi Gazetesi ve Dr. Küçük’e ait önemli belgelerin titizlikle taranarak geniş kitlelerin erişimine sunulması için de gereken katkı verilmiştir. Projenin hayata geçirildiği günden bu yana 40 yıllık arşivin tümü taranarak ve dijitalleştirilmesi sağlanmıştır. Söz konusu çalışmalar, bu değerli mirasın gelecek nesillere aktarılması, kültürel hafızamızın korunması adına büyük bir adım olmuştur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Sempozyuma KKTC, Türkiye, Azerbaycan, Almanya ve İtalya’daki üniversiteler, kamu kurumları ve araştırma merkezlerinden yetkililerin katıldığını ve 27 bildiri sunulacağını paylaşan Ersoy, Kıbrıs meselesinin doğru bir şekilde kavranabilmesi ve yorumlanabilmesi adına sempozyumun önemli bir adım olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin, her zaman Kıbrıs Türk halkının haklı davasında yanında olduğunu belirten Ersoy, “Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bizler de Kıbrıs Türk kültürünün, sanatının ve tarihinin korunması, yaşatılması ve dünyaya tanıtılması için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Kıbrıs Türk halkının zengin kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmak, tarihine sahip çıkmak ve onu daha geniş kitlelere duyurmak hepimizin ortak görevidir.” ifadesini kullandı.

Dr. Fazıl Küçük için hazırlanan kısa film gösteriminin ardından konuşan Dr. Fazıl Küçük Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Mehmet Akay Küçük ise Fazıl Küçük’ün, Kuzey Kıbrıs’ın Anavatan’dan kopmaması için çok mücadele verdiğini dile getirdi.

Küçük, “O Anavatan’ı uyandırdı, harekete geçirdi. Gün geldi Kıbrıs’taki Rum toplumlarıyla da mücadele etti. Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla kurulan yeraltı terörist örgütü EOKA çapulcuları ile savaştı. 1963 kanlı Noel’de 1973’e kadar Kıbrıs Türkü’nün en zor günlerinde toplumun başında mücadele verdi. Halkının yanından kaçmadı. Kıbrıs Türkleri’nden maddi ve manevi hiçbir şey almadı, aksine verdi. İşte biz bugün buralarda onu anıyor ve sizlere anlatmaya çalışıyorsak onun verdiği sonsuz mücadeleden dolayı duyduğumuz şükran borcundandır.” sözlerini sarf etti.

Sempozyum kapsamında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, TİKA Başkanı Serkan Kayalar ile akademisyenler ve uzmanlar, Dr. Fazıl Küçük’ün mücadelesini ve Kıbrıs Türk halkının hak arayışını ele aldı.

Katılımcılar, konuşmaların ardından Dr. Fazıl Küçük’ün fotoğraflarının yer aldığı sergiyi gezdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Londra’da Doughty ile görüştü

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Londra ziyareti kapsamında Birleşik Krallık Avrupa Bakanı Stephen Doughty ile görüştü.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre, İngiltere Parlamentosu’ndaki görüşme, Temmuz ayında planlanan Kıbrıs konulu gayriresmî toplantı öncesinde yapıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, görüşmenin oldukça verimli geçtiğini belirterek, son gelişmelere ilişkin görüş ve endişelerini dile getirme fırsatı bulduğunu söyledi. Diyaloğu her zaman desteklediğini ifade eden Tatar, resmi bir çözüm olmasa da geçmişle gelecek arasında bir köprü kurulması gerektiğine inandığını vurguladı. Ancak bunun için karşılıklı saygının şart olduğunu belirten Tatar, Rum tarafının hâlâ kendisini adanın tek yasal hükümeti olarak gördüğünü, oysa Kıbrıs Türk halkının kendi devleti, demokrasisi ve devlet kurumları bulunduğunu kaydetti.

Bunların göz ardı edilemeyeceğini söyleyen Tatar, “Gelecekteki herhangi bir çözüm, egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye dayalı iki devlet temelinde olmalıdır. 60 yıllık federal çözüm arayışının başarısız olması sonrası, artık iş birliği ve iyi komşuluk ilişkilerine dayalı yeni bir sayfa açmanın zamanı gelmiştir” şeklinde devam etti.

Stephen Doughty ile yaptığı görüşmenin odak noktasının, bir sonraki gayriresmî Kıbrıs toplantısına yönelik hazırlıklar olduğunu belirten ve mart ayında Cenevre’de yapılan ikili görüşmeye de değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre’de Rum liderliğinin Kıbrıs Türk halkına karşı taşınmaz mallar üzerinden yürüttüğü düşmanca ve sindirme amaçlı uygulamalara dair ciddi endişelerini dile getirdiğini belirtti.

– “Cenevre’de mutabık kalınan altı konuda ivme yaratma çabaları baltalanıyor”

Cenevre dönüşünde bu uygulamaların artış gösterdiğini ifade eden Tatar, tutuklamalar ve yasal baskılar da dahil olmak üzere doğrudan ekonomiyi hedef alan gelişmeler yaşandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Tatar, bu durumların, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Cenevre’de üzerinde mutabık kalınan altı konuda yeni bir ivme yaratma çabalarını baltaladığını vurguladı.

Taşınmaz mallara ilişkin etkili bir yerel hukuki çözüm mekanizması olan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) bulunduğunu ve bu mekanizmanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından da onaylandığını ifade eden Tatar şöyle devam etti:

“TMK, tazminat, takas veya iade esaslarına dayalı bir hukuki çözüm sunmaktadır. Buna rağmen, Rum liderliği tutuklamaları başlatarak ve cezai sorumluluğu genişletmek üzere ceza yasasında değişiklik yaparak gerginliği tırmandırmıştır. Bu uygulamalar, Kıbrıs Türk halkı arasında büyük bir öfke yaratmıştır ve derhal son bulmalıdır”

Cenevre’deki gayriresmî toplantıda tarafların altı iş birliği inisiyatifi üzerinde mutabık kaldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, “BM Genel Sekreteri bu girişimleri anlamlı bir ilerleme ve yeni bir atmosfer olarak memnuniyetle karşılamıştı. Gençlik Teknik Komitesi, mezarlık restorasyonu ve iklim değişikliği konularında ilerleme sağladık. Ancak Rum liderliği, bu yeni çabayı baltalayan politikalarda ısrar etmektedir” ifadelerini kullandı.

– “Rum tarafı BM Genel Sekreteri’nin olumlu atmosfer vurgusunu zedeleyen adımlar atmaya devam ediyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi María Ángela Holguín’in yeniden görevlendirilmesine değinerek, “Temsilci Holguín’in çabalarına rağmen, Rum tarafı Genel Sekreter’in olumlu atmosfer vurgusunu zedeleyen adımlar atmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

Tatar, yeni geçiş kapılarının açılmasının önemine de vurgu yaparak, Haspolat ve Akıncılar’da geçiş kapısı açılması yönündeki önerisini yineledi. Bu önerinin, özellikle Metehan’daki trafik yoğunluğunu azaltmak açısından önemli olduğuna dikkat çeken Tatar, geçen yıl sekiz milyon geçişin kaydedildiğini hatırlattı.

Metehan’daki yoğunluğun, her iki taraftaki ekonomik paydaşlar ve halktan ortak talepler doğurduğunu belirten Tatar, yapıcı önerilerine rağmen Rum tarafının geçiş koridorlarında ısrarcı bir tutum sergilediğini ifade etti.

Rum tarafının KKTC üzerinden “Güney’den Güney’e” geçiş koridorları yönündeki tutumuna da değinen Tatar, bunun Kuzey ile Güney arasında bir geçiş noktası teşkil etmediğini vurguladı.

-“Birleşik Krallık her iki tarafa da eşit davranmalıdır”

Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşik Krallık’a, “Kıbrıs Türk halkına yönelik politikasını gözden geçirme” çağrısında bulunarak, garantör ülke olarak İngiltere’nin her iki tarafa da eşit davranma konusunda yasal ve ahlaki bir sorumluluğu bulunduğunun altını çizdi.

Direkt uçuşlar, ticaret ve temas konularını da gündeme getiren Tatar, Nisan 2004’teki Annan Planı referandumunda Kıbrıs Türk tarafının yüzde 65 ile planı kabul ettiğini, Rum tarafının ise yüzde 76 ile reddettiğini hatırlatarak, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkına yönelik izolasyonları sona erdirme sözü verdiğini belirtti.

Tatar, sözlerini Birleşik Krallık’a adadaki her iki tarafa da adil muamele ve garantörlük sorumluluğunu yerine getirme çağrısını yineleyerek tamamladı.

Görüşme sırasında Cumhurbaşkanı Tatar’a, KKTC’nin Londra Temsilcisi Çimen Keskin, Cumhurbaşkanlığı yetkilisi Kerem Haser ve KKTC Temsilciliği’nden Esma Eroğlu eşlik etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı koordinasyonunda sığınak tatbikatı düzenlenecek

Published

on

By

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı koordinasyonunda, afet ve acil durumlara hazırlık amacıyla yarın Gazimağusa’da sığınak tatbikatı düzenlenecek.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre “Sığınak Tatbikatı 2025” yarın 10.00-11.30 saatleri arasında tatbik edilecek.

Tatbikata, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı kadrolu personeli ile Sivil Savunma Gazimağusa Bölge Müdürlüğü tarafından görevlendirilen Halk Örgütü (HÖ) personeli katılacak.

Senaryo kapsamında, olası bir hava taarruzu durumunda uygulanacak tahliye ve sığınma prosedürleri test edilecek. Saldırı ihtimaline karşı ülke genelinde gerekli önlemlerin alınması maksadıyla İlçe Kriz Yönetim Kurulu oluşturulacak.

-Tatbikatta izlenecek adımlar

Gazimağusa bölgesindeki siren sistemi ve cami hoparlörlerinden “sarı ikaz” anonsu yapılarak olası saldırı bildirimi verilecek. Bunu müteakip bilgilendirici anonslar yayınlanacak.

Toplanma alanlarına intikal kapsamında bölge müdürlükleri tarafından toplanma noktalarındaki görevli Halk Örgütü personeli sevki sağlayacak. Kent merkezinde yaşayan vatandaşlar, Sivil Savunma Halk Örgütü Cadde/Sokak Kılavuzları eşliğinde yaşadıkları bölgelerden tahliye edilerek belirlenen toplanma alanlarına yönlendirilecek.

Hemen ardından siren sistemi ve cami hoparlörlerinden “kırmızı ikaz” uyarısı yapılarak, tehlikenin yaklaştığı bilgisi paylaşılacak. Bu uyarının ardından vatandaşlar, sefer görev emri verilen araçlarla sığınaklara nakledilecek.

İlçe kabul merkezlerinde halk örgütü sosyal yardım ekibi tarafından kayıt işlemleri tamamlanan vatandaşlar sığınaklara yerleştirilecek.

Ardından Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Atilla Karaca, sığınaklara tahliye edilen vatandaşlara hitaben bir konuşma yapacak.

Tehlikenin ortadan kalktığına dair yetkili birimlerden alınan bilginin ardından, mobil araçlar, Afet Radyosu Kuzey’in Sesi Radyo Vatan ve cami hoparlörlerinden “beyaz ikaz” yayınlanarak tahliye işlemi başlatacak.

Vatandaşlara Mobil Mutfak Aracı aracılığıyla iaşe dağıtımı yapılacak, ardından Sefer Görev Emri verilen araçlarla toplanma alanlarına geri götürülecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Davet Tatbikatı’nın deniz safhası icra edildi

Published

on

By

Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Davet Tatbikatı’nın deniz safhası dün başarıyla icra edildi.

Tatbikatın, Doğu Akdeniz’de Gazimağusa açıklarında, Türk Arama Kurtarma bölgesindeki deniz safhasında, iki senaryo uygulandı.

İlk senaryoda, içerisinde çok sayıda göçmen bulunan kuru yük gemisi ile ticari yatın çarpışması sonrasında denize düşen kazazedeler kurtarıldı. Ayrıca kuru yük gemisinde çıkarılan yangın söndürülerek, düzensiz göçmenler tahliye edildi.

İkinci senaryoda ise, bir tanker ile ticari geminin çarpışması sonucu denize düşen kazazedeler kurtarıldı.

Ardından tatbikata katılan unsurlar tarafından selamlama ve tören geçişi yapıldı. Basın açıklamasının sonrasında ise aile fotoğrafı çekildi.

-Kendir: “Tatbikatta, arama kurtarma teşkilatlarının iş birliği ve koordinasyonu pekiştirildi”

Türkiye Cumhuriyeti (TC) Sahil Güvenlik Komutanı Koramiral Ahmet Kendir konuşmasına, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda şehit olarak bu tatbikata adını veren, Şehit Teğmen Caner Gönyeli’yi ve tüm şehitleri rahmetle anarak, başladı. Kendir, 16 Nisan 2025 tarihinde vefat eden, Şehit Teğmen Caner Gönyeli’nin eşi Nükhet Gönyeli’yi de rahmet ve minnetle andı.

TC ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) askeri ve sivil arama kurtarma unsurlarının katılımıyla gerçekleşen tatbikatın başarıyla tamamlandığını ifade eden Kendir, şunları kaydetti:

“Tatbikat, Doğu Akdeniz’de, KKTC hava sahası, kara suları ile ana karası üzerinde ve Türkiye’nin arama kurtarma bölgesi içerisinde yer alan uluslararası sularda, denizde ve karada ortaya çıkabilecek arama kurtarma ihtiyaçlarını tespit etmek, arama kurtarma faaliyetlerinde müdahale etme süresini minimuma indirmek, her iki ülkenin arama kurtarma teşkilat ve unsurlarının eğitim seviyesi ile birlikte karşılıklı koordinasyon ve iş birliğini geliştirmek maksadıyla icra edilmiştir.”

Tatbikatın üç farklı senaryoya istinaden icra edildiğini dile getiren Kendir, tatbikatın 24 ve 25 Haziran tarihlerinde icra edilen fiili kısmına TC’den; 1 fırkateyn, 1 insansız hava aracı, 3 sahil güvenlik korveti, 4 sahil güvenlik botu, 7 helikopter, 3 uçak, 2 arama kurtarma timi, 1 özel harekât timi ile 1 dalış emniyet güvenlik ve arama kurtarma timi, KKTC’den ise 5 sahil güvenlik botu, 2 helikopter, 2 römorkör, 2 bot ve 5 arama kurtarma timinin katıldığını belirtti.

Kendir, Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2025 Arama Kurtarma Tatbikatı’nda, arama kurtarma teşkilatlarının iş birliği ve koordinasyonu pekiştirilerek, askeri ve sivil arama kurtarma unsurlarının birlikte çalışabilirliği ile arama kurtarma harekâtına ilişkin komuta kontrol ve muhabere usullerinin denendiğini ifade etti.

Kendir, “Bu tatbikat ile sorumluluk sahamızda, her türlü deniz ve hava koşulunda, 24 saat süre ile gerçekleşen arama kurtarma faaliyetlerinin, Türkiye ve KKTC tarafından karşılıklı iş birliği içerisinde, başarı ile icra edilebileceği ulusal ve uluslararası kamuoyuna bir kez daha gösterilmiştir” vurgusu yaptı.

-“Zor durumda olan insanların yardım çağrılarına en kısa sürede reaksiyon göstererek onlara ulaşmak hayati bir zorunluluk”

Denizde ve karada, zor durumda olan insanların yardım çağrılarına en kısa sürede reaksiyon göstererek onlara ulaşmanın, hayati bir zorunluluk olduğunun altını çizen Koramiral Kendir, şöyle devam etti:

“Sorumluluk sahasında gerçekleştirdiği tüm görevlerde ‘önce insan’ prensibiyle hareket eden arama kurtarma teşkilatımız, bu zorunluluğun farkındalığıyla gerçekleştirdiği tatbikatlar neticesinde arama kurtarma faaliyetlerindeki performansını daha da geliştirmektedir.”

7 gün 24 saat esasına göre görev icra eden arama kurtarma unsurlarının gerçekleştirdiği bu tatbikatın, çevre denizlerinde meydana gelebilecek her türlü olay karşısında üstlenilen sorumluluğun ve etkin bir arama kurtarma teşkilatına sahip olunduğunun en net göstergesi olduğunu ifade eden Kendir, şunları kaydetti:

“İnsan hayatını riske edebilecek olası tehlike durumlarında, hazırlıklı bir şekilde arama kurtarma faaliyetlerinin icra edilebilmesi maksadıyla, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni desteklemeye ve karşılıklı iş birliğini artırmaya var gücüyle devam edecektir.”

-Sağlam: “Tatbikat, Doğu Akdeniz’deki hakimiyetimizi ve arama kurtarma teşkilatımızın gücünü bir kez daha gözler önüne serdi”

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam da, TC ve KKTC arama kurtarma teşkilatları tarafından müşterek icra edilen Şehit Teğmen Caner Gönyeli Arama Kurtarma Tatbikatı’nın başarılı bir şekilde tamamlandığını söyledi.

Tatbikatın, arama kurtarma teşkilatlarının karşılıklı uyum ve iş birliğini artırmak ve arama kurtarma faaliyetlerindeki reaksiyon sürelerini minimuma indirerek, yardıma ihtiyacı olanlara en kısa sürede ulaşmak açısından son derece önemli olduğunu dile getiren Sağlam, tatbikatın, görev ve sorumlulukları kritik bir noktada yer alan arama kurtarma teşkilatlarının gündelik hayatta meydana gelebilecek senaryolara karşı daima hazırlıklı olması ve personelini bu amaç doğrultusunda özenle yetiştirmesi bakımından da elzem olduğunu vurguladı.

Sağlam, “İnsan hayatını her şeyin üstünde tutan bir anlayışın, yüksek görev ve sorumluluk bilincinin sahadaki canlı yansıması olan Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2025 Arama Kurtarma Tatbikatı, dünyanın en stratejik deniz yollarından biri haline gelen Doğu Akdeniz’deki hakimiyetimizi ve arama kurtarma teşkilatımızın gücünü bir kez daha gözler önüne sermiştir” dedi.

Mehmet Sağlam, tatbikat süresince kurulan yüksek seviyedeki koordinasyon, teknik yeterlilik ve görev bilinci gösteren kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Jandarma Genel Komutanlığı’nın, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın unsur ve personelini tebrik etti.

Gerek stratejik konumu ve küresel deniz ulaşımı, gerekse biyolojik çeşitlilik ve ekosistem zenginliğiyle üç tarafı çevreleyen Mavi Vatan denizlerinde, huzur ve güvenliğin sağlanmasında sorumlu tek kolluk olan Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın arama kurtarma faaliyetlerindeki etkin rolünün de çağın gereklerine uygun olduğunu belirten Sağlam, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın unsurları ve personeliyle, dünyada bu yetkinliğine sahip sayılı sahil güvenlik teşkilatları arasında yer aldığını vurguladı.

Arama kurtarma teşkilatlarının, ihtiyaç duyulan her an, her olayda hayat kurtarmak adına hazır olduğunun altını çizen Sağlam, tatbikata katılan yabancı ülke temsilcilerine de teşekkür etti.

Denizlerde, Mavi Vatan’da sahil güvenliğin gücünü bütün dünyanın gördüğünü ve görmeye devam edeceğini ifade eden Sağlam, şehitleri de rahmetle andı.

TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral İlker Görgülü ve Caner Gönyeli’nin kızı Nil Gönyeli’nin de takip ettiği tatbikatı, Azerbaycan, Gambiya, Cibuti’den yabancı gözlemciler ile Türkiye ve KKTC’den basın mensupları da izledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam