Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar, Zonguldak’ta Kıbrıs Gazileri ile bir araya geldi

Published

on

Temaslarda bulunmak amacıyla Zonguldak’ta bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Gazileri’ni ziyaret etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Tatar burada yaptığı konuşmada, Zonguldak Gazileri ile birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Zonguldak’ın Kıbrıs Türkü için büyük anlam taşıdığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, 23 Aralık 1963’te gerçekleştirilen Banyo Katliamı’nda Tabip Binbaşı Necmi İlhan’ın, çocuklarıyla birlikte öldürülen eşi Mürüvet İlhan’ın Zonguldaklı olduğunu aktardı.

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı emrini veren dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı merhum Bülent Ecevit’in de Zonguldak milletvekili olduğunu anlatan Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlük hakkı ile Kıbrıs’a müdahale ettiğini ve tarihi bir karar alındığını vurguladı.

Zonguldak’taki Mehmetçikleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 5’inci Cumhurbaşkanı olarak ziyaret etmekten onur duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Sizlerle hasret gideriyorum, kucaklaşıyorum ve size teşekkür etmeye geldim.” dedi.

Kıbrıs Barış Harekatı üzerinden 50 yıl geçtiğini dile getiren Tatar, “Ağabeylerim olarak beni kucaklamanız benim için büyük bir şeref ve onurdur. Şehit olma pahasına harekata katılmanız, fedakarlık ve kahramanlık göstermeniz önemlidir. Size minnetlerimi sunuyorum ve şehitlerimizi rahmetle anıyorum.” ifadelerini kullandı.

Beşparmaklar’da Yunanistan’ın desteğiyle silahlanan Rumlar’a karşı Kıbrıs’ta görev yapan Mücahitlerin de mücadelesiyle karadan, havadan ve denizden çıkarma yapılarak başarı sağlandığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı’nın dünyanın birçok yerinde harp okullarında ders olarak okutulduğunu söyledi.

Mehmetçikler ile Mücahitlerin birlikte destan yazdığına işaret eden Cumhurbaşkanı, Mücahitlerin Rum Yunan ikilisine karşı örgütlendiğini ve yıllarca Mehmetçiklerle kucaklaşmanın planını yaptığını kaydetti.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümünde bulunulduğunu belirten Tatar, “Bu milli tarihi unutmayız ve unutturmayacağız. Kolay başarı yakalamadık.” dedi.

-“Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleşmeseydi ve KKTC kurulmasaydı, Kıbrıs bir Yunan adası olacaktı”

Avrupa Birliği içinde yer almayan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Türkiye’nin garantörlüğünün son bulması ve Türk askerinin adadan çekilmesi için baskı yapıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Asla Anavatanımızdan, Türkiye’nin garantörlüğünden ve Türk askerinden vazgeçmeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, bağımsız, özgür ve onurlu bir yaşam için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşatılması ve güçlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, Türk Milletinin Doğu Akdeniz’de havada, karada ve denizde hak ve hukukunun korunması gerektiğine dikkat çekti.

Mehmetçiklerin ve Mücahitlerin Kıbrıs Barış Harekatı’nda buluşmasının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasına yol açtığını anlatan Tatar, Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk Devleti olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin güvenliği için önemli olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı, Türk Milleti’nin ayrılmaz ve kopmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü’nün vatanı ve bayrağı için büyük mücadeleler verdiğini kaydetti.

Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğunun Doğu Akdeniz’deki serhat bekçisi olduğunu ve güvenliği için önemli olduğunu aktaran Tatar, Osmanlı İmparatorluğu’nun 357 yıl Kıbrıs Adası’nı yönettiğini ifade etti.

Türkiye ziyaretlerinde Kıbrıs Gazileri ile buluştuğuna işaret eden Tatar, Kıbrıs’taki tüm anma törenlerine de gittiğine ve Kıbrıs davasını her platformda anlattığına dikkat çekti.

Türk Devletler Teşkilatı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerini aldığını aktaran Tatar, tanınma ve tanıtma açısından önemi bir adım atıldığını kaydetti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanıtılması için yurtdışındaki temsilciliklerde çalışma yapıldığını ifade eden Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçilerinin de Kıbrıs Meselesini dünya ile paylaştığını söyledi.

Kıbrıs Türkü’nün özden gelen haklarını kullanmak ve kendi geleceğini tayin etmek istediğini dile getiren Tatar, “Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleşmeseydi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmasaydı, Kıbrıs bir Yunan adası olacaktı. Kıbrıs’ın Yunan Adası olmasıyla, Büyük Yunanistan hayali gerçekleşecek, Mavi Vatan’da hak ve hukuk onların eline geçecekti. Kıbrıs Barış Harekatıyla hayalleri suya düştü.” dedi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam TMK’dır

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını kararı BRT ekranlarında değerlendirdi.

Hasipoğlu, AİHM’in bu kararla bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunu teyit ettiğini söyledi.

Kararın, Güney Kıbrıs’ın TMK’yı etkisizleştirme çabalarına güçlü bir yanıt niteliğinde olduğunu belirten Hasipoğlu, TMK’nın varlığını sürdürebilmesi için yapılan ödemelerin ve hükümetin bu konudaki kararlılığının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin Rum Mediterranean Tours şirketiyle ilgili Türkiye hakkında verdiği kararı değerlendirdi. Hasipoğlu, AİHM’in bir kez daha Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğunu tescillediğini belirtti.

BRT ekranlarında konuşan Hasipoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 67/ 2005 sayılı yasa ile kurulan Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)’nun etkinliğini ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptığını söyledi.

Güney Kıbrıs’ın daha öncede benzer bir davayı da AİHM’e götürdüğünü anımsatan Hasipoğlu “ AİHM, bir kez daha etkin iç hukuk yolu olarak TMK’yı gösterdi. Bu önemli bir karardır.” Dedi.

Davaya konu olan mülkün Kapalı Maraş bölgesinde bulunduğunu belirten Hasipoğlu, Rum tarafının bu meseleyi hızla AİHM’e taşıyarak, TMK’nın etkinliğini zayıflatmak ve aleyhte bir karar çıkması durumunda “haksız tutuklamaların” önünü açmayı hedeflediğini belirtti. Hasipoğlu, “Bu karar, AİHM’in Güney Kıbrıs’a tutuklamalar konusunda verdiği sert bir cevaptır. Kıbrıslı Rumların başvuracağı tek makam, yargı yolu TMK’dır. Bunun dışında alternatif yoktur.” Dedi.

Kararda, Vakıflar İdaresi’nin davada taraf olmasının adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelmediğinin de tespit edildiğini söyleyen Hasipoğlu, AİHM’in “mülkiyet hakkı ihlalinin giderilmesinde tek çözüm iade değildir, tazminatla da çözülebilir” vurgusunu önemli bulduklarını belirtti.

TMK’nın etkinliğinin büyük ölçüde yapılan ödemelere bağlı olduğunu vurgulayan Hasipoğlu, Ünal Üstel hükümeti döneminde bu konuda ciddi adımlar atıldığını ifade etti.
Hasipoğlu,” Biz bugün TMK’da bu ödemeleri yapmasaydık bizim lehimize olacak bir karar çıkmayacaktı. Bu zamana kadar Rum vatandaşlarına 350 milyon 850 bin sterlin ödeme yapılmıştır. Sadece 2024-2025 yılında Üstel hükümetinin yaratmış olduğu fonla 106 milyon 374 bin sterlinlik ödeme yapılmış ve 230 dava sonuçlandırılmıştır.” İfadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta KKTC Meclis heyetiyle birlikte Strasbourg’da olduklarını belirten Hasipoğlu, Avrupa Konseyi’nde TMK’nın etkinliğiyle ilgili yapılması beklenen bir oylamanın, AİHM kararının açıklanması nedeniyle Aralık ayına ertelendiğini de bildirdi.

Hasipoğlu, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin mallarına vasilik sistemi kurduğunu belirterek “Bütün Kıbrıslı Türklerin mallarını adeta dondurmuş kamulaştırmış, bir kısmını ise hiç kamulaştırmadan GKRY vatandaşlarının tahsisine bırakmış, Kıbrıslı Türklerin mallarının üzerine evler, apartmanlar inşa etmiştir. Her şeyi çözümden sonraya endekslemiş. Biz ise çözümü beklemeden onlara bu ödemeleri yapıyoruz.” dedi.

Avrupa’nın tanımadığı bir devlet olarak Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun içinde kaldıklarını ancak sözde tanınan bir devlet olan GKRY ise TMK’yı yok saymaya devam ettiğini kaydeden Hasipoğlu, Rum tarafının tek taraflı ve hukuka aykırı uygulamaları karşısında karşılıklılık ilkesi gereği ne gerekiyorsa yapılacağını vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP Genel Başkanı Özersay: “TMK hala etkili bir iç hukuk yoludur; gecikmeler acilen giderilmeli”

Published

on

By

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına ilişkin bugün açıklanan kararı değerlendiren Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) tüm olumsuzluklara rağmen AİHM tarafından hâlâ etkili bir iç hukuk yolu olarak kabul edildiğini belirterek, “AİHM kararını hafife almak yerine ciddiyetle dikkate almalıyız” ifadelerini kullandı.

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamaya göre, AİHM kararında başvuru sürecindeki gecikmeler nedeniyle Türkiye aleyhine tazminata hükmedildiğini ancak TMK’nın işlevselliğinin ortadan kalkmadığını belirten Özersay, bu gecikmelerin giderilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini savundu.

“Bu konunun şakası yoktur” diyen ve TMK’nın bu çerçevede etkin şekilde değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildiren Özersay, Rum tarafının tutuklamalarla Kıbrıs Türk tarafına uyguladığı baskının mantıksızlığının dünya kamuoyuna anlatılması açısından da bu durumun önemli olduğunu söyledi.

Değerlendirmesinde, AİHM’in Vakıflar İdaresi’nin TMK sürecine taraf olarak katılmasının adil yargılanma hakkını ihlal etmediğini, iadenin taşınmaz hakkı açısından tek çözüm yolu olarak görülmediğini ve Rum tarafının Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının tarafsızlığına yönelik iddialarının da AİHM tarafından yerinde bulunmadığını ileri süren Özersay, TMK’nın geçerliliğinin bir kez daha teyit edildiğini vurguladı.

İdari gecikmelerin giderilmemesi halinde ileride daha ciddi sorunların yaşanabileceğini belirten Özersay, Komisyonun etkinliğinin artırılması için düzenli bir fon sistemi oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Dışişleri Bakanlığı’ndan AİHM kararına ilişkin açıklama: “TMK etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildi”

Published

on

By

Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bugünkü K.V. Mediterranean Tours Limited kararına ilişkin açıklama yaparak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olarak teyit edildiğine vurgu yaptı.

Açıklamada, AİHM’in söz konusu kararında, Kapalı Maraş’taki bir taşınmaza ilişkin hak iddialarını içeren başvuruyu değerlendirirken, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki haklarını ileri sürmek isteyen Kıbrıslı Rumlar için etkin bir iç hukuk yolu olduğunu bir kez daha teyit ettiği belirtildi.

AİHM’in ayrıca, taşınmazın Kapalı Maraş’ta bulunması sebebiyle Kıbrıs Türk Vakıflar İdaresi’nin (Evkaf) TMK sürecine taraf edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırı olmadığına kanaat getirdiği ve Yüksek Mahkeme’nin tarafsızlığına yönelik iddiaları reddettiği vurgulandı.

Bakanlık açıklamanın devamında, “Gelinen aşamada, ülkemizdeki mülkiyet rejiminin güvencesi olarak gördüğümüz Taşınmaz Mal Komisyonu’nun çalışmalarını etkin bir şekilde sürdürmeye devam etmesi için gerekenin yapılması hususundaki kararlılığımızı bu vesileyle bir kez daha yineleriz” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam