Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanı Tatar’a Gazi Üniversitesi’nde “Fahri Doktora” diploması verildi

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Ankara Gazi Üniversitesi’nde “Fahri Doktora” diploması verildi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, temaslarda bulunmak üzere geldiği Ankara’da Gazi Üniversitesi’ni ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Tatar’a, Gazi Üniversitesi’nde “Fahri Doktora” ünvanı takdim edildi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Gazi Üniversitesi tarafından düzenlenen “Kıbrıs Türklerinin Varlık Mücadelesinde Gazi’nin Kahramanlarını Anma Töreni”ne de katıldı.

Tören, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız’ın karşıladığı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın salona gelişinin ardından şehitler huzurunda bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

“Milli Mücadele ve Şehitler Haftası” dolayısıyla düzenlenen törende, Kıbrıs Türk halkının yaşadığı zor yıllar anlatıldı, şehitler anıldı ve Kıbrıs Türk halkının milli mücadele yıllarını  anlatan video yanında Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan bir video gösterildi.

Törende konuşma yapan şehit Kemal Özalper’in oğlu Fevzi Özalper, milli mücadele yılları, Barış Harekatı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması sürecini anlattı.

Törende ayrıca şehit Binbaşı Nihat İlhan’ın oğlu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan da konuşma yaptı. İlhan, babasının yaşamını anlattığı konuşmasında, Kıbrıs Türk halkı ve Türk halkı için yaptıklarına da değinerek, KKTC ile işbirliklerinin ziyaretlerle devam ettiğini söyledi.

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız da, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a üniversite hakkında bilgi verdi ve ziyaretinden ötürü teşekkür etti. Yıldız ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kıbrıs görüşmelerinde Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte ortaya koyduğu yeni siyasete destek belirtti.

 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da burada yaptığı konuşmada, Gazi Üniversitesi’nde bulunmaktan onur ve gurur duyduğunu söyledi. Tatar, fahri doktora unvanı verilmesinden dolayı da teşekkür etti.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının hep bir mücadele içinde olduğunu, milli mücadele yıllarında korku ve endişeyle yaşadığını kaydetti.

Şehit düşen herkesi rahmetle, gazileri şükranla anan Tatar, İlhan ailesinin acısını içinde yaşadığını çünkü o dönem ailesinin de o bölgede yaşadığını ve kendilerinin de şehit edilebileceğini anlattı. Elazığ’a gidip, İlhan ailesine dua okuduğunu ifade eden Tatar, Özalper ailesini de yâd etti.

Tatar, Kıbrıs’ın bir Türklük meselesi olduğunu ifade ederek, Türk ulusunun bekası için Kıbrıs’ın önemine işaret etti.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kıbrıs’ın İngiltere’ye kiralandığını, Kıbrıs Türk halkının o dönemden sıkıntılar yaşamaya başladığını, halkın göç ettiğini, zor yıllar geçirdiğini anlatan Tatar, milli mücadele yıllarında Türk halkının gözünün kulağının Türkiye’de olduğunu ve hep geleceği günü beklediğini söyledi.

Tatar, Kıbrıs’ta iki ayrı halk olduğunun o dönemden kabul edildiğini ve Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken bunun göz önünde bulundurulduğunu belirtti. Tatar, Rumların ortaklık cumhuriyetini bozduğunu, Kıbrıs Türk halkının katliama zulme maruz kaldığını ve uluslararası camianın buna seyirci kaldığını anlattı.

Yunanistan’ın adaya gerçekleştirdiği darbe dönemine de değinen Tatar, Türkiye’nin buna seyirci kalmayarak, harekatı gerçekleştirdiğini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğunu kaydetti.

Şimdi de Kıbrıs Türk halkının egemenliği, devleti ve bağımsızlığının ön plana çıkarıldığını ve yeni siyasetin ortaya konduğunu ifade eden Tatar, Türk halkının kopmaz parçası olan Kıbrıs Türk halkının geleceğe güvenle bakması için yeni siyasetini kökleştirdiğini belirtti.

Tatar, KKTC’nin ayrı bir devlet olduğunu ve her alandaki tecritlere rağmen Türkiye’nin desteğiyle geliştiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta AB’nin tarafsızlık ve objektifliğini kaydettiğini, verilen sözler yerine getirilmediği halde bugüne kadar hep iyi niyetle masada olduklarını ifade etti. Tatar, Kıbrıs’ta mücadelenin devam ettiğini, uluslararası baskıların sürdüğünü ancak 60 yıldır başarı bulamayan federasyon temelinde BM parametrelerini, çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve Türkiye’nin Kıbrıs’tan çıkacağı bir yolu kabul etmeyeceklerini söyledi.

Kıbrıs’ta artık ortaya koydukları yeni siyasetin daha da kökleşmesi gerektiğini ifade eden Tatar, Kıbrıs’ta iki ayrı egemen devlet olduğunu, 60 yıldır da bunun öyle olduğunu, bu yüzden Türkiye’nin tam desteği olan yeni siyasetin gerisine gitmemeleri ve geri adım atmamaları gerektiğini söyledi.

Kıbrıs Türk halkının geleceğinin güvenli olması için Türkiye’nin garantörlüğünün devam etmesi gerektiğini ve KKTC’nin her yönüyle geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Tatar, pandemi sıkıntısının geçeceğini de kaydetti.

Mavi Vatan’da mücadelenin sürdüğünü belirterek, Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve selameti için haklarının korunmasının önemine işaret eden Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle KKTC’nin çok daha iyi bir noktada olacağını kaydetti.

Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a hediyeler takdim edildi, aile fotoğrafı çekildi.

 

 

BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam