Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar’a “Türk Dünyası Üstün Hizmet Madalyası” verildi

Published

on

“Küresel İklim Değişikliği” ve “Yatırımlar ve İş Birliği Zirvesi” Girne’deki Elexus Otel’de yapılıyor.

Zirve kapsamında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a “Türk Dünyası Üstün Hizmet Madalyası” verildi.

Tatar, Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devleti olarak KKTC’nin çevresini ve doğasını yakışır şekilde koruyup, gelecek nesillere yaşanabilir bir gelecek bırakmanın herkesin görevi olduğunu kaydetti.

“Her bir damla suyun değeri vardır.” diyen Tatar, birlik ve beraberlikle küresel ısınma ve diğer tehlikelerin aşılabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve gerçekleştirilmesinin en büyük temennisi olduğunu dile getirdi.

Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği (TDMMB) ve Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) iş birliğinde 4. Uluslararası Su Konferansı Akdeniz Ülkelerindeki Sorunlar (WPMC -2024) ve 7. Uluslararası Doğal Çevre Konferansı Kaynaklar ve Sürdürülebilir Çevre Yönetim (NRSEM-2024) konferanslarının ortak açılışları gerçekleştirildi.

Üç gün sürecek olan “Küresel İklim Değişikliği Uluslararası Konferansı” ve “Yatırımlar ve İş Birliği Geliştirme Programı Zirvesi”; bilim insanlarını, iş dünyası temsilcilerini ve mühendislik ile mimarlık alanındaki uzmanları bir araya getiriyor.

Cumurhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Genel Başkanı Dr. İlyas Demirci, YDÜ Rektörü Prof Dr. Tamer Şanlıdağ ve çok sayıda konuk, etkinlikte yer aldı.

Etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmalarıyla devam etti.

Etkinliğin açılış konuşmalarını Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ) İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Dekanı, ENÇESU Yön. Kur. Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş ile Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Genel Başkanı Dr. İlyas Demirci yaptı.

Etkinlikte KKTC Su Temin Projesi sinevizyonu ile Cumhurbaşkanı Tatar’ın Türk dünyasında KKTC’nin temsilini içeren sinevizyon gösterimi yapıldı ve daha sonra protokol konuşmalarına geçildi.

Arıklı: “Önümüzdeki yüzyıl su savaşlarına sahne olacak”

İlk olarak söz alan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, muhteşem bir proje olan KKTC Su Temin Projesi’nin sinevizyonunu birlikte izlediklerini belirterek, suyun KKTC için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hep birlikte gördüklerini kaydetti.

Arıklı, gelecek yüzyılın su savaşlarına sahne olacağını ve savaşların en büyük sebebinin su olacağını dile getirdi.

Dünyada ciddi bir su krizinin yaşandığına dikkat çeken Arıklı, su krizinin yarattığı ekolojik felaketin ve kuraklığın insanların geleceğini de tehdit ettiğini vurguladı.

Su krizinin yarattığı ekolojik felaketle ilgili örnek vererek konuşmasına devam eden Arıklı, insanoğlunun tabiat anaya karşı ciddi bir savaş verdiğini dile getirdi.

Orta Asya’daki üç Türk Cumhuriyeti arasında en büyük kavgalardan birinin “su kaynakları” meselesi olduğunu belirten Arıklı, “İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgal etmesinin sebebi de, oradaki su kaynaklarıdır.” dedi.

“KKTC, yüzyılın projesi olan ‘KKTC Su Temin Projesi’ne kavuşmasaydı, çok ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalacaktık.” ifadesini kullanan Arıklı, ekolojik dengeyi sağlamanın en büyük görevleri arasında olduğunu dile getirdi.

Arıklı, “Avrupa Birliği 2035’te, özellikle dizel, gaz ve benzinle çalışan araçların üretimini ve kullanımı yasaklayacak. Bu yönde bir karar aldı. Emisyona çok önem veriyorlar. Güney Kıbrıs, emisyon hacmine uymadığı için geçen yıl 100 milyon dolar Avrupa Birliği’ne ceza ödedi.” diye konuştu.

Bu tür bilimsel toplantıların çok önemli olduğunu vurgulayan Arıklı, bilim adamları olarak bu rakamların daha somut olarak ortaya konmasının siyasilere yol göstereceğini ifade etti.

Ataoğlu: “Gereksiz su kullanımının önüne geçmemiz gerekiyor”

Başbakan Yardımcısı Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da, Türk dünyasında birlik ve beraberliklerinin daha ileriye gitmesi ve kalıcı olabilmesi için bugün en önemli konuları tartışmak adına birlikte olduklarını aktardı.

Organizasyonda emeği geçenlere ve YDÜ ailesine teşekkürlerini sunan Ataoğlu, havaların ısınması, iklim değişikliği ve suyun giderek tehlikeye girmesinin herkesin yaşadığı sıkıntılar olduğunu ifade etti.

“Bugün itibariyle önümüzü görerek bu süre içerinde alınması gereken tedbirler nelerse, o tedbirleri almamız gerecek.” ifadesini kullanan Ataoğlu, çevre kirliliğinin önlenmesiyle ilgili çocukların daha eğitimli ve bilinçli olabilmeleri için çevre dersinin müfredata girmesi konusundaki çalışmalara değindi.

Sürekli atık sistemi konusuna da değinen Ataoğlu, ülkeki inşaat, turizm ve eğitim sektörünün gelişmesiyle birlikte ortaya çıkabilecek sıkıntılar konusunda ciddi tedbirler alınmaya başlandığını dile getirdi.

Gelecek yıllarda su sıkıntısının ne kadar daha yoğun olacağına dikkat çekildiğini aktaran Ataoğlu, bu konuda gerekli tedbirlerin alınmasının önemine değindi.

Zirvenin kendilerine ışık tutacağını belirten Ataoğlu, KKTC Su Temin Projesi’nin önemine dikkat çekti.

“Ne mutlu bize Anavatan’ımız var.” diyen Ataoğlu, gereksiz su kullanımının önüne geçilmesine vurgu yaptı.

Güngör Çöplüğü’nde yaşanan sıkıntılara da değinen Ataoğlu, çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Suyun önemine bir kez daha dikkat çeken Ataoğlu, çalışmaların verimli olacağına inanç belirtti.

-Serim: “Küresel ısınma, iklim değişikliği, kuraklık, çölleşme nedeniyle su kaynaklarımız olumsuz etkilenmektedir”

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim de, Yakın Doğu Üniversitesi ile Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği’nin iş birliğinde düzenlenen Uluslararası Zirve vesilesiyle birlikte olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Serim, zirvenin genelde uluslararası toplum, özelde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için önem arz eden iklim değişikliği ve yatırım imkanları konularında, çözümler üretilmesi, yaratıcı fikirlerin geliştirilmesi ve yeni iş birliklerinin tesis edilmesine imkan tanımasını ümit ettiğini ifade etti.

“Programın başında KKTC Su Temin Projesi’ne dair tanıtıcı filmi birlikte izledik. Bir hayalin gerçeğe dönüşmesini temsil eden bu asrın projesi sayesinde, Kıbrıs Türk kardeşlerimizi temiz içme suyuyla buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” ifadelerine yer veren Serim, projenin bir diğer önemli ayağı olan tarımsal sulama alanında da çalışmalara devam edildiğini kaydetti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin verimli topraklarını kaliteli suyla buluşturarak ürün verimliliğini ve çeşitliliğinin artırmayı hedeflediklerini belirten Serim, “Küresel ısınma, iklim değişikliği, kuraklık, çölleşme, plansız sanayileşme ve kentleşme nedeniyle su kaynaklarımız olumsuz etkilenmektedir. Tüm bunlarla birlikte, hızlı tüketim kültürü ve su kirliliği gibi tehditler de kullanılabilir temiz su kaynaklarının hızla erimesine yol açmaktadır.” dedi.

İklim değişikliğinin su kaynaklarını miktar ve kalite bakımından olumsuz etkilerken, küresel ısınmanın afetlerin sıklığını ve şiddetini de artırdığını belirten Serim, şöyle devam etti:

“Dikkat ederseniz son yıllarda su baskınları, seller, fırtınalar, orman yangınları ve kuraklık gibi doğal afetlerle daha sık karşılaşıyoruz. Artık her yeni yaz mevsimi, ‘tarihin en sıcağı’ olarak kayıtlara geçiyor, ‘şimdiye dek görülen en şiddetli yağış, en büyük kuraklık, en yıkıcı sel’ gibi rekor tanımlamalarını daha sık duyuyoruz. Bilim insanları iklim krizinin boyutlarının hesaplanabilir ve öngörülebilir olmaktan çıktığına dikkat çekmektedir. Küresel iklim değişikliğinin sebep olduğu sorunlar artık sadece kutuplarda ya da okyanusun yüzlerce metre altında değil, en yakınımızda, evimizde, soframızda hissedilir hale gelmiştir.

İklim değişikliği ile mücadele sadece bir çevre sorunu olarak algılanmamalıdır. Düşük karbonlu ekonomiye küresel düzeyde geçilmesi, ülkelerin büyüme stratejilerini, enerji, sağlık ve tarım politikalarını, gıda güvenliğini ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini de şekillendirmektedir. Dünyada halen 600 milyon insanın elektriğe erişimi bulunmazken; uzmanlar 2050 yılında elektrik tüketiminin iki katına çıkacağına işaret etmektedir. Bu nedenle, bir yandan iklim değişikliğinin enerji sektörüne olan olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesine, diğer yandan sahip olduğumuz enerji kaynaklarını verimli ve etkin kullanılmasına ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, iklim değişikliğiyle mücadelede yeşil dönüşüm kritik bir öneme sahiptir. Karbon emisyonlarını azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmak, dünyamızın geleceğini korumak için hayati adımlardır.”
Yeşil dönüşümün sürdürülebilir kalkınmayı teşvik ederken, enerji verimliliğini artırdığını ve doğal kaynakları koruduğuna vurgu yapan Serim, ayrıca, çevresel koruma ve bioçeşitliliğin artırılması için de büyük fırsatlar sunduğunu, yeni istihdam olanakları yaratarak ekonomiye dinamizm kattığını dile getirdi.

İklim değişikliğinin sınır tanımayan ve gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak tüm ülkeleri etkileyen niteliğiyle günümüzün en önemli küresel ısınmalarından biri olduğunu kaydeden Serim, “Akdeniz havzası da, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı en hassas bölgelerden biri olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle, iklim değişikliğinin etkilerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde masaya yatırılmasının ayrıca önemli olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

İklim kriziyle küresel mücadeleye kararlı bir şekilde katkı sağladıklarını ve geniş bir yelpazede kritik adımlar attıklarını ifade eden Serim, şöyle devam etti:

“2053 yılı için net sıfır emisyona ulaşma ve yeşil kalkınma vizyonumuz ekseninde kilit sektörlerimizi dönüştürüyoruz. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 59’a yükseltildi. Bu oranla Avrupa’da beşinci, dünyada on birinci sıradayız. Bugün 31 bin megavat olan rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücümüzün 2035 yılında 120 bin megavata çıkarılması hedefleniyor. Ulusal enerji verimliliği eylem planımız kapsamında 100 milyon ton karbondioksit eşdeğeri emisyon azaltımı öngörülüyor. Su kaynaklarımızın etkin kullanımı için su verimliliği seferberliği ilan edildi. Milli ağaçlandırma günü olarak belirlediğimiz, her 11 Kasım’da milyonlarca fidan toprakla buluşuyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın refikaları Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde başlatılan Sıfır Atık Projesi kapsamında 5,9 milyon ton sera gazı emisyonunun önüne geçildi. Söz konusu proje kapsamında hazırlanan ‘Küresel İyi Niyet Beyanı’nın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından imzalanmış olması da dünyamız için önemli bir kazanımdır. İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında edindiğimiz tüm bu tecrübe ve birikimi kendimizden hiçbir zaman ayrı göremediğimiz Kıbrıs Türk kardeşlerimizde de paylaşıyoruz.”

-“İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında atılan her adım insana ve geleceğe yapılan bir yatırımdır”

Serim, bu çerçevede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çevre kirliliğinin azaltılması ve çevrenin koruma ve kullanma dengesinin sağlanmasını teminen bilgi, deneyim ve teknoloji paylaşımı alanlarında iş birliği yaptıklarını belirtti.

Hava kalitesinin artırılmasına yönelik adımlarla Kıbrıs Türk halkının daha sağlıklı nefes alma hedefini desteklediklerini ifade eden Serim, atık yönetim sistemi ile vahşi depolamanın önüne geçilmesinin önemli olduğunun altını çizdi.

Teknik ekiplerin geçen haftalarda arazide çalışmalarını gerçekleştirdiğini ve en kısa sürede vahşi depolamanın sıfırlanması hedefinin hayata geçirileceğine inandığını dile getiren Serim, “Ayrıca, sürekli atık su izleme sistemleri ile sıfır atık uygulamaları geliştirilmesine yönelik çalışmalar da devam etmektedir. İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında atılan her adım insana ve geleceğe yapılan bir yatırımdır. İnsanlığı tehdit eden bu küresel ısınmayla ancak tek vücut olarak mücadele edebiliriz. Bu çerçevede, önümüzdeki iki günde ortaya konulacak fikir ve önerilerin ortak mücadelemize katkı sağlayacağına inancım tamdır.” ifadelerine yer verdi.

Serim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin eğitim adası ve turizm adası nitelikleriyle öne çıkmakta olduğunu ancak artık KKTC’nin bir yatırım adası olmasının da vaktinin geldiğini ifade etti.

Serim, “Göreve başladığım ilk günden itibaren, Türkiye’den ve farklı ülkelerden yatırımcı ve girişimciler ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki yatırımcı ve girişimciler arasında daha güçlü bağlar tesis edilmesinin önemini özellikle vurguluyor; bu yönde herkesi teşvik etmeye özen gösteriyorum. Zira, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile sadece turizm ve eğitim alanlarında değil, enerji, inşaat, sağlık ve daha birçok sektörde iş birliği ve yatırım potansiyeli bulunmaktadır.” dedi.

Son dönemde güneydeki komşu ülkenin siyasi saiklerle inşaat sektörünü hedef aldığını dile getiren Serim, şöyle devam etti:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu ve benzeri girişimlerin üstesinden gelecek güçtedir. Türkiye de her konuda olduğu gibi, bu konuda da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanındadır. Türk Dünyası Müteahhitler ve Mimarlar Birliği’nin kalabalık bir heyetle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiği ziyaret de bunun bir göstergesidir. Bugünkü çalışmaların yanı sıra, heyetin yarın arazide sektör temsilcileriyle bir araya geleceğini biliyorum. Sonuç odaklı bir yaklaşımla önemli projelerin temelinin atılacağına inanıyorum. Önümüzdeki dönemde de ülkemizde Kıbrıs Türk inşaat ve emlak sektörünü tanıtıcı bir dizi etkinlik düzenlenmesinin de yararlı olacağını düşünüyorum.

Kıbrıs Türk ekonomisinin daha güçlü bir yapıya sahip olması ve Kıbrıs Türk halkının daha iyi yaşam standartlarına kavuşması ortak hedefimizdir. Mevcut küresel ekonomik yapıda sürdürülebilir bir kalkınma için, ithalata, tüketime ve iç piyasaya dayalı, ve birkaç sektöre odaklı bir ekonomik model yeterli olamamaktadır. Kıbrıs Türk ekonomisinin büyümesi için sektörel çeşitlilik ve ihracata dayalı üretim olmazsa olmazdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir ada ekonomisi olmasını, siyasi gerekçelerle maruz kaldığı kısıtlamaları elbette ki yok sayamayız. Ancak sürekli olarak sorunlara takılıp kaldığımız takdirde, Kıbrıs Türkü’nün layık olduğu refah seviyesine ulaşması mümkün değildir. Fırsat alanlarına odaklanmak, ihtiyaçları belirlemek ve doğru modelleri geliştirmek zorundayız.”

KKTC’de iş gücü, enerji ve hammadde maliyetlerinin rekabet edebilirliği zorladığını bildiklerini ifade eden Serim, Türkiye olarak, Kıbrıs Türk iş insanlarınca sunulacak, üretim potansiyeli ve rekabet modelini somut biçimde ortaya koyan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisine katma değer sağlayacak proje ve girişimlere her türlü desteği sunmaya hazır olduklarını vurguladı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne özgü, marka haline gelebilecek niş ürünler tespit edilip geliştirildiği takdirde, bunların dış pazarlara satışında maliyetlerin belirleyici rolünün azalacağının unutulmaması gerektiğini belirten Serim, kalite ve standardı yüksek ürünler, doğru sunum ve ambalaj gibi etkenlerle desteklendiği takdirde, yüksek fiyatlara alıcı bulabildiğine değindi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu alanlarda yapılacak yatırımları desteklemeye ve üretilecek katma değeri yüksek ürünlerin, Türkiye üzerinden dünya pazarlarına erişmesine yardımcı olmayı istediklerini kaydeden Serim, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisinin güçlü bir yapıya kavuşması için üretimin artması ve çeşitlendirilmesi, üretimin artması için de Kıbrıs Türk pazarının dışına çıkılarak, ihracat yapılması şarttır. Rekabet gücü yüksek ürünlerin doğrudan sunulabileceği 85 milyonluk büyük bir pazar ve Türkiye üzerinden çok daha geniş pazarlara erişim imkanı mevcuttur.” dedi.

“Türkiye bu doğrultuda, Kıbrıs Türk laboratuvarlarının standartlarının geliştirilmesi ve uluslararası kabul edilirliğe sahip akreditasyona sahip olması, Kıbrıs Türk firmalarının ulusal ve uluslararası fuarlarda temsil edilmesi, navlun destekleri, ihracatta tecrübe ve bilgi paylaşımı gibi alanlarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne desteğini sürdürmeye hazırdır.” diyen Serim, Kıbrıs Türklerinin ürettikleri ürünleri Türkiye’ye ve uluslararası pazarlara sunmalarının bir yolunun da e-ticaretten geçmekte olduğunu aktardı.

Serim, gelişime çok açık durumdaki bu alanda da mevzuat ve uygulamalara dair tecrübe ve bilgi birikimlerini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne aktardıklarını söyledi.

Bu alanda ilk adımın kamusal destekle PTTAVM üzerinden atıldığını belirten Serim, şöyle devam etti:

“PTTAVM’nin açtığı yoldan yeni platformların da ilerleyeceğine, e-ticaretin genişleyip yaygınlaşarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde üretimi teşvik edeceğine inanıyoruz.

Ayrıca KKTC’deki şirketlerin sadece Ada’daki yetkinlikleri ve kapasiteleriyle sınırlı kalmamalarını istiyoruz. Kıbrıs Türk şirketlerinin Türkiye’de ortaklıklar kurmalarına daha fazla imkan tanıyacak bir çalışmanın da halen devam ettiğini belirtmek isterim. Bu şekilde, Türkiye’deki muhtelif sektörlerle çalışan Kıbrıs Türk müteşebbislerinin büyümesine katkı sunulması hedeflenmektedir.

Doğu Akdeniz’in incisi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu denli kapsamlı bir uluslararası zirvenin düzenlenmesini önemli bulduğumu bir kez daha vurgulamak isterim. Zirvenin gerçekleştirilmesine katkı sağlayan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor; farklı ülkelerden aramızda bulunan tüm katılımcılara hoş geldiniz diyorum.

Sizleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde görmekten mutluluk duyuyorum. Önümüzdeki dönemde benzer uluslararası etkinliklerin daha fazla düzenlenmesini ümit ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

– Tatar: “Her bir damla suyun değeri vardır”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC olarak küresel ısınmaların ve bir takım tehlikelerin insanlık için tehlike yarattığı dönemde, hem Güney Kıbrıs hem de kendi halkları için nelerin yapılabileceği noktasındaki iş birliklerinin önünü Güney Kıbrıs’ın ısrarla ve inatla KKTC’yi tanımadığı gerekçesiyle tıkadığını belirtti.

“Sadece 60 kilometre uzaklıktaki suyu getirdiğimiz Anavatan’ımıza kablo ile bağlanarak, gerek Kuzey gerekse Güney Kıbrıs’ın enerji konusunu kökten çözme hedefindeyiz.” diyen Tatar, adanın çevresini, doğasını ve insan sağlığını korumaya yönelik böylesine ciddi bir projeye ‘hayır’ diyerek, Avrupa Birliği’nin bazı mekanizmalarını tıkamak suretiyle kapattıklarını söyledi. “Biz yine de muhataplarla ısrarımızı sürdürüyoruz.” diyen Tatar, söz konusu projenin adanın korunabilmesi noktasında küresel bir takım ciddi tehlikeleri bertaraf edebilecek, elektrik enerjisini alternatif bir çözümle Türkiye üzerinden kabloyla getirilmesini sağlayacak, hem kaliteli hem de sürdürülebilir bir proje olduğunu dile getirdi.

Tatar, söz konusu projenin kaliteli, sürdürülebilir, maliyeti düşük ve çevre dostu bir proje olduğunu yineledi.

Tatar, “Böylesine ciddi bir projeye karşı çıkmayınız; iki topluma ve insanlığa büyük bir haksızlıktır. AB’ye bağlı olacak olan bu uygulamanın maliyeti çok daha düşük olacaktır. Mesafesi de kısa ve çok daha hızlı olacak. Aksi halde Yunanistan üzerinden yapılacak bir bağlantı çok daha zordur.” ifadelerini kullandı.

Suyun korunmasının önemine dikkat çeken Tatar, şöyle devam etti:

“Anavatan’dan su getirilmesi projesinin başarılı ve mümkün olamayacağı yönünde karşı çıkanlar vardı.

O zamanın şartlarında mühendislik tartışmaları bile yapılmıştı ama başardık. Emeği geçen tüm mühendislerimize ve katkı koyanlara teşekkürler. Proje, 2015 yılında tamamlanmış ve neredeyse 10 yıldır kesintisiz olarak su KKTC’ye akmaktadır. Bu adanın geleceği bakımından bir nimettir. Her bir damla suyun değeri vardır. Doğu Akdeniz’de, yeşilimiz, mavimiz, ormanlarımız, çevremiz, tarımımız gibi zenginliklerimizi küresel ısınmanın arttığı bu dünyada koruyabilmeliyiz. Dünya bu bağlamda büyük bir felakete giderken büyük çalışmalar da diğer yandan sürüyor. Biz Anavatan ve Türk dünyası ile bir bütün olup çalışmalar yapmalıyız.”

“Ülkemizdeki tehlikelerin ortadan kalkması için veya en aza inmesi için kendi tedbirlerimizi almalı ve kendi geleceğimizi kurtarmalıyız. Bu dünya sadece bizim değildir, hepimizindir, onu gelecek nesillere emanet edeceğiz.” diyen Tatar, depremlerde de aynı durumun söz konusu olduğunu dile getirdi.

Bugünün mühendisliği ve planlarıyla çalışmaları geleceği düşünerek yapmak gerektiğini ifade eden Tatar, “Yap gitsin anlayışı doğru değildir. Türk dünyası mühendis ve mimarlarını bir kez daha tebrik ediyorum. Ziyaretlerimizde ve temaslarımızda sık sık istişarelerde bulunuyoruz. Türk dünyası ile bu şekilde birlik ve beraberlik içerisinde, iş birliklerimizi arttırarak daha büyük sonuçlar alacağımıza inanıyorum.” ifadelerine yer verdi.

Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devleti olarak KKTC’nin çevresini ve doğasını kendilerine yakışır şekilde koruyup, gelecek nesillere yaşanabilir bir gelecek bırakmanın herkesin görevi olduğunu kaydeden Tatar, birlik ve beraberlikle küresel ısınma ve diğer tehlikelerin aşılabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve gerçekleştirilmesinin en büyük temennisi olduğunu dile getirdi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Yeni Maraş Sağlık Merkezi açıldı

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği ile Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve Ekonomik İş Birliği Ofisi’nin (KEİ) katkılarıyla yapımı tamamlanan Yeni Maraş Sağlık Merkezi törenle açıldı.

Gazimağusa Maraş bölgesinde yer alan sağlık merkezinin açılışına, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, diğer yetkililer ile vatandaşlar katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek açılış konuşmasını yaptı.

-Dinçyürek: “Adanın en donanımlı sağlık merkezi”

“İyi günde, kötü günde, her zaman kendileriyle birlikte olan” vatandaşlara seslenen Dinçyürek, merkez ile birlikte bölge insanına kaliteli erişilebilir bir sağlık hizmeti sunacaklarını söyledi.

Merkezin, adanın en gelişmiş sağlık merkezi olduğunu ifade eden Dinçyürek, merkezin, bölgenin artan nüfusuna göre modern donanımlarla geliştirildiğini kaydetti.

Bölge halkına uzun yıllar hizmet verecek merkezin, tam teşekküllü odalarıyla ve altyapısıyla birlikte 8 bin metrekare açık, bin metrekare kapalı alana sahip ve ek binalara olanak sağlayan arazisi olduğunu belirten Dinçyürek, merkezin yapımı için 54 milyon TL’lik finansmanın Türkiye Cumhuriyeti tarafından, diğer yatırımların da Sağlık Bakanlığı kaynaklarıyla tamamlandığını söyledi.

Merkezin, açık Maraş bölgesine bugüne kadar yapılan en önemli ve nitelikli kamu yatırımı olduğunu vurgulayan Dinçyürek, Başbakan Ünal Üstel’in önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın desteğiyle sağlıkta çok geniş yatırımlar yaptıklarını anlattı.

Dinçyürek, Değirmenlik ve Lapta sağlık merkezlerinin açılacağını, Pamuklu sağlık merkezinin ise temelinin atılacağını, Girne Hastanesi’nin yakında açılacağını, Güzelyurt Hastanesi ve devlet laboratuvarı inşaatının hızlı şekilde sürdüğünü, Dikmen Sağlık Merkezinin de ihaleye çıkacağını işaret etti. Dinçyürek, tüm bunların istikrarlı hükümet sayesinde olduğunu söyledi.

Sağlık alanında da, her alanda olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti ve Lefkoşa Büyükelçiliğinin büyük desteği olduğunu belirten ve buna teşekkür eden Dinçyürek, merkezin bölgeye ve ülkeye hayırlı olmasını temenni etti.

-Başçeri: “Bu yatırım, bu topraklardan vazgeçilmeyeceğini gösterdi”

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de, Maraş Sağlık Merkezi’nin güçlü altyapısıyla bölgede vatandaşlara kaliteli erişilebilir sağlık hizmeti sunacağını söyledi.

Merkezin, iki ülkenin ortak emeğinin somut bir tezahürü olduğunu ifade eden Başçeri, KKTC’de görev yaptığı sürelerde en büyük şikayetlerden birinin bu bölgeye devletin yatırım yapmaması olduğunu, sebebinin de bu toprakların verileceği düşüncesi olduğunu kaydetti. Başçeri, devlet yatırımının, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “İki devletli çözüm” vizyonuyka bölgeye geldiğine işaret etti

Bu yatırımın da, bu topraklardan vazgeçilmeyeceğini gösterdiğini belirten Başçeri, sağlık altyapısını güçlendirmek için kararlılıkla çalıştıklarını söyledi.

Sadece sağlık alanında değil her alanda çalıştıklarını, KKTC’de hervalana 3 milyar TL’ye yakın destek sağladıklarını anlatan Başçeri, askeri hastanenin yapıldığını ve burada vatandaşlara da ayakta tedavi hizmeti verildiğini, Güzelyurt Hastanesi açılışının 15 Kasım’a yetiştirilmesi için çalıştıklarını ve Lefkoşa’da ülkenin en büyük sağlık yatırımı için temel atıldığını belirtti.

Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde 3 servisin tamamlandığını, deprem dayanıklılığı testleri ardından yeniden yapılandırma yapılacağını ifade eden Başçeri, Lapta’dan Pamuklu’ya sağlıkta kapsamlı dönüşümü başlattıklarını vurguladı.

Türkiye olarak KKTC halkının her zaman her alanda yanında olmaya, var güçleriyle çalışmaya devam ettiklerini belirten Başçeri, merkezin bir yıldan kısa bir zamanda tamamlanmasının da verdikleri önemi gösterdiğini ifade etti.

Halkın sağlığa hızlı ve kaliteli ulaşmasını dileyen Başçeri, Sağlık Bakanlığı ve tüm kurulmara gönülden teşekkür ederek, merkezin hayırlı olmasını diledi.

-Üstel: “Halkımıza verdiğimiz her sözün arkasındayız, yerine getirdik, getireceğiz”

Başbakan Ünal Üstel de, güzel bir eserin açılışında vatandaşlarla birlikte olmaktan gurur duyduğunu söyledi.

“Hükümet olarak her verdiğimiz sözün arkasındayız, her sözümüzü yaptık, yerine getirdik, getireceğiz” diyen Üstel, bu sağlık merkezinin de bu sözlerden biri olduğunu kaydetti.

Her bölgede her sorunu gözden geçirip, çözdüklerini ifade eden Üstel, hükümet olarak öncelikli olarak halkın ihtiyacı olan yatırımları yapmaya devam edeceklerini belirtti.

Üstel, yeni sağlık merkezinin Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yapıldığını kaydetti.

Üstel, 2025 yılının sağlıkta atılım yılı, gençlerin atılım yılı olduğunu söyledi.

Pamuklu bölgesinde hastaneyi yapacaklarını ve her verilen sözü yerine getireceklerini işaret eden Üstel, Türkiye ile yapılan anlaşmalarla ülkeye 76 milyar TL kaynak getirdiklerini söyledi.

Üstel, Lefkoşa Yeni Devlet Hastanesi temelinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Tatar ile birlikte atıldığını işaret etti.

Hastanenin en hızlı şekilde tamamlanacağını söyleyen Üstel, 2025 yılı içinde bir çok sağlık yatırımının halkın hizmetine sunulacağını, bunun da hükümetin sağlığa verdiği önemi gösterdiğini kaydetti.

Gençlerin de ülkesine, toprağına tırnaklarını geçirmesi için ev sahibi yapacaklarını belirten Üstel, yasaların geçirildiğini, adımların atıldığını, arsalar ve kredilerin verildiğini anlattı.

Üstel, amaçlarının, gençlerin köylerine yerleşmesi olduğunu ve hükümet olarak kendilerinin de alt yapılarını sağladığını ifade etti.

Kırsal kesim arsalarını da bugün bu çerçevede dağıtacaklarını belirten Üstel, Maraş bölgesine de yapılacak sosyal konut projesinin ilkinin temelinin 27 yıl sonra Güzelyurt’ta atıldığını ve her bölgeye sosyal konut projesi yapacaklarını kaydetti.

Her ilçeye, her bölgeye Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte çalışarak, eşit hizmet götüreceklerini ifade eden Üstel, hükümet olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne desteklerinden dolayı teşekkür etti.

Üstel, hükümetin rozete bakmadan çalıştığını, halka hizmet ettiğini ve bu çerçevede Gazimağusa’da ihtiyaçlı bölgelerde su tesisatını değiştiklerini kaydetti.

Gazimağusa Limanı’nı da belediye başkanı ile birlikte ziyaret ettiklerini, yerinde tespit ettikleri su sıkıntılarını aştıklarını anlatan Üstel, belediye başkanları, iş insanları ile el ele vererek sorunları çözdüklerini, halka hizmet ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da desteklerine teşekkür eden Üstel, çalışmaya ve sağladıkları siyasi istikrarla halk, ülkeye hizmet etmeye devam edeceklerini vurguladı.

-Tatar: “Merkez, hastanenin yükünü azaltacak”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, Maraş bölgesine böylesine muhteşem bir yatırım yapılmasından dolayı duyduğu gururu vurguladı.

Tatar, 5 yıl önce yaptıkları Maraş açılımına işaret ederek, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle bu bölgenin KKTC’nin parlayan bölgesi olduğunu söyledi.

Maraş’ı 2,5 milyon insanın ziyaret ettiğini, bu açılımla bu bölgenin de değer bulduğunu ifade eden Tatar, Maraş’ın KKTC toprağı olduğunu belirtti.

“Biz hep birlikte Gazimağusa ve Maraş’a sahip çıkmaya devam ediyoruz” diyen Tatar, Türkiye ve KKTC yetkilileriyle birlikte çalışarak yapılan merkezin bölgeye halka büyük hizmetler vereceğini söyledi.

Tatar, merkezin bölgede etkin sağlık hizmeti vereceğini ve Gazimağusa Devlet Hastanesi’nin yükünü hafifleteceğini ifade ederek, merkeze 20 milyon dolar civarında bir yatırım yapıldığını kaydetti.

Erdoğan’ın KKTC’ye verdiği desteğe işaret eden Tatar, siyasi istikrarın önemine vurgu yaptı. Tatar, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte çalışarak, ülkeye kabloyla enerji getirilmesiyle geleceğe umutla yürümeye devam edeceklerini söyledi.

Erdoğan ve Yılmaz’a teşekkür eden Tatar, protokollerle ülkeye 40 milyar TL’den fazla yatırım yapıldığını ve bunun devam edeceğini kaydetti.

Tatar, ülkedeki yatırımların sürdüğünü ancak en önemli yatırımın sağlığa olduğunu, halkın da sağlığına dikkat etmesi gerektiğini ifade etti.

Tatar, sağlık yatırımlarının güçlü bir şekilde devam etmesinden duyduğu memnuniyeti de dile getirerek, Lefkoşa, Güzelyurt, Girne hastaneleri ile merkezlerin de yaşam bulacağını söyledi.

Tatar, tüm bu yatırımların büyüme ve refahı artıran yatırımlar olduğunu, bundan dolayı hükümeti tebrik etti.

Konuşmaların ardından açılış yapıldı.

Devamını Oku

Kıbrıs

HP Parti Meclisi Özersay’ın cumhurbaşkanı adaylığını oylamak amacıyla toplanacak

Published

on

By

Halkın Partisi (HP) Parti Meclisi Genel Başkan Kudret Özersay’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, aday olup olmayacağını oylamak amacıyla toplanacak.

HP’den verilen bilgiye göre 30 Temmuz Çarşamba akşamı yapılacak toplantı Yakın Doğu Üniversitesi Kütüphanesi Konferans Salonu’nda yer alacak. Oylamanın ardından saat 21.00’de kararla ilgili basına açıklama yapılacak.

Devamını Oku

Kıbrıs

Asaf Şenol yarın toprağa verilecek

Published

on

By

Sağlık Bakanlığı eski müsteşarlarından Asaf Şenol yarın İsmail Safa Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Lefkoşa Kabristanlığı’nda defnedilecek.

1956 doğumlu Asaf Şenol bugün hayatını kaybetti. Şenol’un bir süredir tedavi gördüğü öğrenildi.

Veteriner hekim olan Asaf Şenol, Lefkoşa Kaymakamlığı ve Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı yapmıştı.

-Mesajlar

Sağlık Bakanı Dr. Hakan Dinçyürek, Şenol’un vefatı nedeniyle mesaj yayımladı. Dinçyürek mesajında, “Sağlık Bakanlığı eski müsteşarlarından Asaf Şenol’un vefatını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına başsağlığı diliyorum” ifadeleri yer aldı.

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer de Şenol’un vefatı nedeniyle yayımladığı başsağlığı mesajında, “Memleketine sevdalı, örnek bir yurtsever olarak yaşamını sürdürmüş, değerli dostumuz Asaf Şenol’u kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz. Işıklar içerisinde, huzurla uyusun” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam