Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar:AİHM, kararında, Rum liderin başını çektiği haksız, hukuksuz abluka siyasetine ciddi uyarı yaptı

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “K.V. Mediterranean Tours Limited” kararında, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) etkin bir iç hukuk yolu olduğu tescillediğini belirterek, “Taşınmaz Mal Komisyonu vardır, işler ve çözüm üretir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, bu kararın, Rum lider Nikos Hristodulidis ve Rum yönetiminin, Kıbrıs Türk halkına karşı baskıcı siyasetin “ne kadar çökmüş ve inandırıcılığını yitirmiş” olduğunu da gösterdiğini belirterek, “Bu sadece bir mahkeme kararı değil, aynı zamanda bir uyarıdır. ‘Kıbrıs Türk tarafını yok sayarak, abluka altına alarak bir çözüm elde edemezsiniz’ mesajıdır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Ben bu vesileyle halkımızın tüm kesimlerine, hangi görüşten olursa olsun, bir kez daha birlik çağrısı yapmak istiyorum. TMK, Kıbrıs Türk halkının kendi hukuk sistemine duyduğu güvenin bir ifadesidir. Kendi ayakları üzerinde duran bir Kıbrıs Türk Halkı, Rum liderliğini en çok korkutan şeydir” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AİHM’in mülkiyet davası kararını Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 10 Haziran 2025 tarihli “K.V. Mediterranean Tours Limited” Türkiye kararında, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin bir iç hukuk yolu olduğunun bir kez daha vurgulandığını belirterek, şöyle devam etti:

-Bu karar haklılığımızı yeniden tescillemiştir

“Bu karar, aslında uzun süredir sürdürdüğümüz hukuki ve siyasi mücadelenin haklılığını yeniden tescillemiştir. TMK’nın varlığı, işleyişi ve yetki alanı ilk kez onaylanmıyor, bu AİHM kararlarında istikrarlı biçimde teyit edilen bir gerçekliktir. Dolayısıyla burada yeni olan bir durum değil, Rum tarafının görmezden gelmeye çalıştığı etkin bir hukuki yapının bir kez daha uluslararası düzeyde kabul görmesidir. Taşınmaz Mal Komisyonu vardır, işler ve çözüm üretir.”

Mahkemenin, mülkiyetin iadesinin tek yol olmadığını, tazminat ve takas gibi yöntemlerin de geçerli telafi biçimleri olduğunu ifade ettiğini belirten Tatar, bunun çok kritik bir nokta olduğunu, Rum tarafının yıllardır “mutlak iade” anlayışını kutsal bir hak gibi sunduğunu, ancak bu kararın, bu söylemin artık bir geçerliliği olmadığını bir kez daha açıkça ilan ettiğini kaydetti.

Tatar, “AİHM, TMK’nın sunduğu tazminat, takas ve iade seçeneklerinin tümünün insan haklarına uygun telafi biçimleri olduğunu söylüyor. Hukuk dışı, tek taraflı beklentiler değil, çok taraflı, adil ve makul yaklaşımlar esas alınmalıdır. Bu da TMK’nın varlığını ve meşruiyetini pekiştirmiştir” dedi.

Kararda bazı gecikmelere de değinildiği, AİHM’in, sürecin adil yargılama ilkesiyle genel hatlarıyla uyumlu olduğunu belirttiğini ifade eden Tatar, “bu eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz” sorusu üzerine şunları söyledi:

-Bu bizim için bir fırsattır

“AİHM’nin bu noktada dengeli davrandığını söyleyebilirim. Bazı gecikmelerin başvurandan kaynaklandığını not etmiş, diğer taraftan bizim de kurumlarımızı geliştirmemiz gerektiğine işaret etmiştir. Bu bizim için bir fırsattır. TMK zaten dinamik bir yapıdır ve süreçleri daha şeffaf, hızlı ve etkin hale getirmek için elimizden geleni yapacağız. Buradaki önemli vurgu, AİHM’in, TMK’nın adil yargılama ilkesiyle çelişmediğini, aksine, uluslararası hukuka uygun çalıştığını açıkça ifade etmesidir.”

Tatar, AİHM kararının, Kapalı Maraş’taki taşınmazlara ilişkin TMK’nın Vakıflar İdaresi’ni müdahil taraf olarak kabul etmesini de adil bulduğu, ayrıca Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının davalarda görev almasının menfaat çatışması yaratmadığını belirtmesini de şöyle yorumladı:

-“Bu kararın en çarpıcı boyutlarından biri budur”

“Bu kararın en çarpıcı boyutlarından biri de budur. AİHM, Vakıflar İdaresi’nin Kapalı Maraş başta olmak üzere çeşitli bölgelerdeki tarihsel mülkiyet iddialarını dikkate alarak TMK nezdindeki müdahilliğini meşru, gerekli ve adil yargılama ilkesiyle uyumlu bulmuştur. Bu, bizim yıllardır arşiv belgeleriyle, tapu kayıtlarıyla ve hukuk temelli argümanlarla savunduğumuz vakıf mallarının statüsünün uluslararası hukukta görmezden gelinemeyeceğini gösteren önemli bir tespittir.

Aynı şekilde, Rum tarafının sıkça dile getirdiği bir başka çarpıtmayı da AİHM açıkça çürütmüştür: Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının söz konusu davalarda görev almalarının, tarafsızlık ve menfaat çatışması doğurmadığını karara geçirmiştir. Bu, KKTC yargısının bağımsızlığına ve kurumsal bütünlüğüne duyulan uluslararası güvenin ifadesidir.”

-“Rum yönetimine mesaj”

“Rum liderliğinin bu kararı nasıl karşılayacağı” sorusuna da Tatar, şu cevabı verdi:

“Sayın Hristodulidis ve liderliğini yaptığı Rum yönetimi, uzun süredir insan hakları ve uluslararası hukuk kavramlarını araçsallaştırarak, Kıbrıs Türk halkına karşı baskıcı bir siyaset yürütüyor. Bu karar, işte tam da bu siyasetin ne kadar çökmüş ve inandırıcılığını yitirmiş olduğunu gösteriyor. Bu sadece bir mahkeme kararı değil, aynı zamanda bir uyarıdır. ‘Kıbrıs Türk tarafını yok sayarak, abluka altına alarak bir çözüm elde edemezsiniz’ mesajıdır.

Rum tarafının ısrarla sürdürdüğü abluka siyaseti, sadece doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temasımızı engellemeyle sınırlı değildir. Mülkiyet meselesi üzerinden de halkımızı uluslararası sistemin dışına itmeye çalışıyorlar. Bu karar, işte bu çok katmanlı abluka siyasetinin ne kadar hukuk dışı olduğunu ortaya koyuyor. Biz bunu her fırsatta, her zeminde dile getiriyoruz. BM Genel Sekreteri Sayın Guterres de dahil, sesimizi ulaştırabildiğimiz tüm uluslararası muhataplara, bu gerçekliği anlatıyoruz. Çünkü bu, sadece bir halkın mülkiyet hakkı değil, temel insan haklarının tesisi, aynı zamanda iradesi, varlığı ve geleceği meselesidir.”

-Kamuoyuna çağrı

Cumhurbaşkanı Tatar, karar sonrası da şu çağrıyı yaptı:

“Ben bu vesileyle halkımızın tüm kesimlerine, hangi görüşten olursa olsun, bir kez daha birlik çağrısı yapmak istiyorum. TMK, Kıbrıs Türk halkının kendi hukuk sistemine duyduğu güvenin bir ifadesidir. Bu karar, dışlayıcı, düşmanca ve baskıcı siyasetlere karşı elimizdeki en güçlü cevabın, kendi kurumlarımız olduğunu göstermiştir. O yüzden bu yapılarımıza sahip çıkmak, onları güçlendirmek ve içeride dayanışmayı artırmak zorundayız. Kendi ayakları üzerinde duran bir Kıbrıs Türk halkı, Rum liderliğini en çok korkutan şeydir. Ekonomimizi, kurumlarımızı hedef alıyorlar çünkü kendi kendimize yetmemiz onların planlarına uymuyor. Ama biz yılmadan çalışacağız.

Bizim çözüm vizyonumuz çok nettir: Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı demokrasi, iki ayrı egemen devlet vardır. Bu, tarihi, coğrafi, siyasi ve hukuki bir gerçekliktir. Dolayısıyla çözüm olacaksa bu, ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde mümkündür. Kıbrıs Türk halkı artık federasyon masallarına inanmıyor. On yıllardır süren federasyon müzakereleri bize hiçbir şey kazandırmadı, sadece Rum tarafının haksız hukuksuz silah zoruyla elde ettiği statüyü bir konfor alanına dönüştürdü bizim statümüzü ise aşındırdı. O nedenle artık ayakları yere basan, gerçekçi ve halkımızın onurunu koruyan bir çözüm modelinden yanayız.

Bu vizyon, sanıldığından çok daha fazla uluslararası zeminde karşılık buluyor. Elbette kısa vadede tanınma gibi süreçler zaman alabilir ama önemli olan, Kıbrıs Türk halkının iradesine dayanan ve karşı tarafın da gerçekleri kabul etmesini zorunlu kılan bir çizgide yürümektir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

TMK Başkanı Veçhi ve Genel Sekreter Aylanç, DAÜ Senatosu’nu güncel gelişmeler konusunda bilgilendirdi

Published

on

By

Taşınmaz Mal Komisyonu Başkanı Növber Ferit Veçhi ve Komisyon Genel Sekreteri Nahide Akyüzlü Aylanç, Doğu Akdeniz Üniversitesi’ni (DAÜ) ziyaret ederek, DAÜ Senato Üyeleri’ne yönelik “Taşınmaz Mal Komisyonu’nun İşleyişi ve Güncel Gelişmeler” konulu sunum gerçekleştirdi.

Sunuma DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç ile DAÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Osman M. Karatepe, Prof. Dr. Salih Katırcıoğlu ve Prof. Dr. Ali Öztüren de katıldı.

Verilen bilgiye göre, sunum açılışında konuşan Prof. Dr. Kılıç, Taşınmaz Mal Komisyonu Başkan ve Genel Sekreterini DAÜ’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Aylanç, sunumunda, Taşınmaz Mal Komisyonu hakkında bilgiler vererek, Komisyonun kuruluşu, işleyişi, devam eden davalar ve yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yaptı.

TMK Başkanı Veçhi ise, Taşınmaz Mal Komisyonu’na yapılan başvurular ve izlenen yol hakkında bilgiler verdiği sunumunda, tazminat, iade veya takas olarak üç seçeneğin yer aldığını ve çoğunlukla başvuranların tazminat seçeneğini tercih ettiğini aktardı. Her dilde başvuruların yapılabildiğini aktaran Veçhi, başvuru süreci ve yapılması gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu. Karara bağlanan ve devam eden davalar hakkında bilgiler veren Veçhi, toplam 8 bin 160 adet başvuru olduğunun altını çizdi.

Soru-cevap şeklinde ilerleyen sunumda mülkiyet konusu üzerinde de durularak, katılımcıların merak ettiği birçok nokta ele alındı. Feragatname imzalayıp Güney Kıbrıs’ta kalan mallarına karşılık Kuzey Kıbrıs’ta mal alan Kıbrıslı Türklerin var olduğu ifade edilerek, Kıbrıslı Rumların bu tarz mallara karşı Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurduğunda neler olduğunun sorulması üzerine Veçhi, eşdeğerden mal verilip verilmemesinin hiç önemi olmadığını belirterek, bu tarz durumlarda TMK yasalarına göre iadesinin yapılmadığını, tazminat olarak ödemesinin yapıldığını vurguladı.

Öte yandan Güney Kıbrıs’tan göç edip Kuzey Kıbrıs’a gelen Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs’ta bıraktıkları mallarına ne olduğu sorusuna cevap veren Veçhi, malların herhangi birine devredilmediğini hala daha mal sahibinin adına olduğunu belirtti.

Sunum sonunda Prof. Dr. Kılıç tarafından Vechi ve Aylanç’a katkılarından dolayı teşekkür plaketi takdim edildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

İdari Komite Tapu ve Kadastro Dairesi Yasa Tasarısı’nı görüştü

Published

on

By

Cumhuriyet Meclisi, İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi “Tapu ve Kadastro Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Y.T No: 270/4/2025) Yasa Tasarısı”nı ele aldı.

Cumhuriyet Meclisinden verilen bilgiye göre, saat 11.00’de UBP Milletvekili Komite Başkanı Sunat Atun başkanlığında toplanan Komite, Tasarı’yı madde madde görüşmeye devam etti.

Komite toplantısına davetli olarak Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kamu Yönetimi ve İnsan Kaynakları Başkanlığı, KTAMS ve KAMUSEN’den yetkililer katılarak konu ile ilgili görüşlerini sundu.

UBP Milletvekili Sunat Atun başkanlığında toplanan İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi toplantısına, Komite Üyesi UBP Milletvekili Fırtına Karanfil ve Komite Üyesi CTP Milletvekili Devrim Barçın katıldı.

Komite bahse konu Yasa Tasarısı’yla ilgili çalışmalarına bir sonraki toplantısında devam edecek.

Devamını Oku

Kıbrıs

Ombudsman, Girne Antik Liman’daki teknelere ilişkin rapor hazırladı

Published

on

By

Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman), Girne Antik Liman’da izinsiz ve kaçak olarak duran tekneler bulunduğu ve ilgili Bakanlığın bu konuda gerekeni yapmadığı iddiasıyla yapılan başvuru üzerine konuyu inceleyerek rapor hazırladı.

Açıklamaya göre, Faik Gencer’in başvurusu ile ilgili olarak başlatılan araştırmada Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı’ndan bilgi talep edildi.

Raporda, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı’nın toplam 11 Yat Bağlama Sözleşmesi imzalandığını belirttiği aktarıldı.

Raporda, “Sayın Müsteşar tarafıma gönderdiği yazısında, ödemelerini yapmayan teknelerle ilgili tutanak tutulmadığına ilaveten Liman içerisinde kaçak olarak barınan küçük balıkçı tekneleri için herhangi bir yaptırım uygulanmadığını, izinsiz ve kaçak olarak Limanda duran tekneler olduğunu tespit ettiklerini ancak bu konuda da hiçbir yaptırım uygulamadıklarını kaydetmiştir. Rutin olarak yapıldığı söylenen denetimlerle ilgili Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı tarafından Dairemize herhangi bir belge sunulmamıştır.

Girne Antik Limanı Koruma ve Geliştirme Esasları Tüzüğü Girne Antik Liman’a tekne bağlanmasına ilişkin kurallar açıktır. Tüzüğün13’üncü maddesinde belirtildiği gibi bu Tüzüğü turizm işleriyle görevli Bakanlık yani Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı yürütür. Ancak Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nın Girne Antik Liman’da izinsiz ve kaçak olarak duran tekneler konusunda hiçbir yaptırım uygulamadığı, bir başka ifade ile yasa ile belirlenmiş kuralların yerine getirilmesini sağlamak için gereğini yapmadığı kendi Müsteşarlarının beyanı ile sabittir.” denildi.

Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nın Girne Antik Liman’da izinsiz ve kaçak olarak duran tekneler konusunda yasal mevzuatta düzenleme olmasına rağmen hiçbir yaptırım uygulamadığı, yani ilgili yasal mevzuata ve kurallara uygun davranılmasını sağlamak hususunda gereğini yapmadığının Müsteşarlarının beyanı ile sabit olduğunun aktarıldığı raporda, İdare’nin Anayasa ve yasalar yanında, tüzüklere, yönetmeliklere ve diğer düzenleyici işlemlere de uygun davranma yükümlülüğü hatırlatılarak, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nın açıkça bu ilkeye aykırı hareket ettiği belirtildi.

OMBUDSMAN RAPOR

Devamını Oku

Trending

Reklam