Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar:BM’nin Kıbrıs Cumhuriyetini adanın tek hakimi görmesinden rahatsızız

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ı Cumhurbaşkanlığı’nda kabul etti.

Görüşmede Holguin’e, Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart eşlik etti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar görüşme sonrası basına yaptığı açıklamada
Holguin’e Kıbrıs meselesinin 60 yıldan uzun bir geçmişi ve çok farklı boyutları olduğunu, Kıbrıs Türk halkının duruşunu anlayabilmek için bugünlere nasıl gelindiğini iyi bilmesi gerektiğini anlattığını söyledi.

Kıbrıs’ta iki halk bulunduğunu, Kıbrıslı Rumların İngiliz döneminde adanın Yunanistan’la birleşmesine yönelik hem İngiliz idaresi hem de Kıbrıslı Türklere yönelik saldırılarda bulunduğunu, 1960’ta kurulan ve o dönemin koşullarında (adada Türk – Yunan dengesini sağladığından) başarı olarak nitelenen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulduğunu anlattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makaryos’un, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adanın Yunanistan’a bağlanması için bir sıçrama tahtası olduğu açıklamasının da bulunduğunu hatırlattığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmede Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 3 yıl sonra Makarios’un Anayasa değişikliği önerisiyle Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulmasına neden olduğunu da kaydetti.

Kıbrıs Türkü’nün bu dönemde devletten dışlandığını, saldırılara maruz kaldığını ve göçe zorlandığını da anlattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, bir çözüm bulana kadar adanın tek hakimi olarak gördüğünü belirten (186 numaralı kararı) bir karar aldığını anlattığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “İşte bizim esas rahatsızlığımız (BM’nin Kıbrıs Cumhuriyetini adanın tek hakimi görmesi) dedim” dedi.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 60 yıl önce kurulduğunu ancak bugün sadece Kıbrıslı Rumları temsil ettiğini anlattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, buna rağmen Kıbrıs Türkü’nün izolasyonlar, ambargo altında tutulduğunu, adanın Kuzeyine ne bir direkt uçuş ne de direkt ticaret yapılabildiğini, Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Türk tarafının başka ülkelerle yapacağı görüşme veya temasları engelleyebildiğini, özellikle AB’nin buna ayak uydurduğunu anlattığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bu eşit egemenlik ve eşit uluslararası statü, üç yıldır sürdürmekte olduğunuz siyaset… elbette bir mesaj vardır. Tekrar bir müzakere süreci başlayacaksa mutlak suretle bu egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü noktasındaki taleplerimize -esas olarak bunlar 1960 anlaşmasında var- yönelik adımlar atılması gerekmektedir.”

Geçmişte Kıbrıs Türkü’nün müzakere masasına sorgulamadan oturduğunu, süreç sonunda Kıbrıs Türkü’nün hiçbir kazanım elde etmeden masadan ayrıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, 2004’te halk oylamasına sunulan Annan Planı döneminde Kıbrıslı Türklere, anlaşmaya evet demeleri halinde izolasyonların kaldırılacağı vaatlerinin verildiğini ancak bu sözlerin tutulmadığını, hatta dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın BM Güvenlik Konseyine sunduğu, “Benim Kıbrıs Türklerine sözüm var sizin de sözünüz var, bu izolasyonların kalkması gerekir” şeklindeki önerisinin reddedildiğini kaydetti.

Rum halkının planı reddetmesine rağmen tek taraflı AB’ye alındığını da anlattığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı, Türkiye’nin de garantör ülkelerinden olmasına rağmen, AB’ye alınırken ne Kıbrıs Türkü’ne ne de Türkiye Cumhuriyeti’ne sorulduğunu aktardığını ifade etti.

AB’nin Birliğe üye yapılacak ülkelerde siyasi ihtilaf olmaması gerektiği yönündeki prensibi olmasına rağmen de “Kıbrıs Cumhuriyetinin” AB’ye alındığını ifade ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da dahil pek çok yetkilinin Kıbrıslı Türklere haksızlık yapıldığını dile getirdiğine dikkat çektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Türkünün esas itibarıyla hakkını aramakta olduğunu” aktardığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Hiçbir şey alınmadan, tekrar aynı noktada müzakere masasına oturmayacağımızı, federal temelde bir görüşme sürecinin hep boşa çıktığını, bir bakıma tüketildiğini, dolayısıyla bizlerin eşit egemenlik ve eşit uluslararası statüsü şartlarında atılacak adımlarla ortak zemin olabileceğini anlattım” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Holguin’in henüz Kıbrıs Türk tarafının duruşu ile ilgili bir “açılım gösterecek” duruş sergilemediğini, ancak esas olanın Kıbrıs Türkü’nün ortaya “kesin ve net bir şeyler” koyması olduğunu, geçmişte müzakere masasına sorgusuz sualsiz oturulduğunu belirtti.

İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın da katıldığı İsviçre’deki zirvede de, Annan Planı döneminde yaşananların benzerinin yaşandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, İsviçre Crans Montana’da müzakerelerin sıfır asker sıfır garanti noktasına getirilmeye çalışıldığını, dönemin dışişleri bakanının, bugünkü Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis olduğunu, görüşmelerin çökmesi için en etkili diplomatın da Hristodulidis’in olduğunun söylendiğini belirtti.

“Her oturduğunuzda bir şey kaybedersiniz” diye konuşan Cumhurbaşkanı
Tatar şunları da kaydetti:
“Aynı noktada tekrar masaya oturmamızın ne anlamı var! Hiçbir anlamı yoktur çünkü aynı oyunu size yine oynayacaklar. Her oturduğunuzda bir şey kaybedersiniz. Mustafa Akıncı benden önceki Cumhurbaşkanı, o toplantıda haritayı verdi. O harita bende yok, birinde varsa söylesin… Bu harita karşı tarafta var kasada duruyor.”

Müzakerelerin tekrardan başlaması halinde Kıbrıs Rum kesiminin söz konusu haritayı masaya koyup “bunu verdiydiniz” diyebileceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Ben o haritayı ne gördüm ne tanırım ne de dikkate alırım.” dedi.

Her görüşme sürecinde Kıbrıs Türkü’nden bir şeyler koparılmaya çalışıldığını, buna karşın Kıbrıs Türkü’nün de masaya oturduğu noktadan daha zayıf bir noktada kalktığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Dolaysısıyla bizim yeni siyasetimiz, eşit egemenlik ve eşit uluslararası statü noktasında bazı ciddi açılımlarla tatmin olmamız durumunda yeni bir sürecin başlayabileceğini kendilerine ifade ettik” dedi.

Holguin’in neyin ne olduğunu artık iyi anladığına, Kıbrıs konusunun ayrıntılarına vakıf olduğuna inandığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Haklı olduğumuz noktalarda bizi takdir edecek pozisyondadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü’nün mağdur bir durumda olduğunu, izolasyonlar altında yaşamaya zorlandığını ancak bunu söylerken de Kıbrıs Rum tarafının dikte edeceği bir anlaşmaya evet demenin de söz konusu olmadığını belirtti.

Egemenlik olmadan varılacak bir anlaşmanın buz üzerine yazı yazmaya benzediğini kaydeden Tatar, Kıbrıs meselesinin özünde var olan ortaklık anlamasındaki ortaklık haklarının tescil ettirilmesinin önemine işaret etti.
Kıbrıs Türk devletinin 60 yıldır var olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Mutlak suretle, her zaman söylemeye çalıştığım gibi, bir anlaşma olacaksa bu anlaşmanın bir parçası da Kuzey’deki Türk devleti olacaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olacaktır” dedi.

Bugüne kadar tek egemenlik ve Kıbrıslı Türklerin de “yurttaş” olarak görüldüğü tezler üzerinde durulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, “Şu andaki pozisyon, egemen eşitlik, eşit uluslararası statü… yani bir anlaşma olacaksa mutlak suretle kuzeydeki bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti o anlaşmanın bir parçası olacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Holguin’in 14 Mart Perşembe akşamı misafiri olacağını, baş başa bir yemekli bir görüşme yapacaklarını da açıkladı.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar, görüşme sonrası, Cumhurbaşkanlığından ayrılmadan yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşmesinin “çok iyi” geçtiğini, adada kalacağı bir haftanın yapıcı olmasını temenni ettiğini kaydetti.

Holguin, “Kıbrıs meselesine Kıbrıs sorunu değil de Kıbrıs konusu olarak bakılmaya başlanmasını temenni ediyorum” dedi.

Holguin, adanın her iki tarafından bazı siyasi parti, sivil toplum örgütü ve ticaret odalarıyla görüşeceğini belirtti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Medya Etik Kurulu’ndan kınama

Published

on

By

Medya Etik Kurulu, Doğu Akdeniz Üniversitesi Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun şikayeti üzerine başlattığı inceleme sonunda “ciddi etik ihlali” tespit ettiği “Gargacık” ve “Kıbrıs Gerçek” isimli yayın organlarını kınadı.

Medya Etik Kurulu konuyla ilgili açıklamasında, “mesleki hassasiyet ve medya özgürlüklerini temel alarak, titizlikle ve evrensel ilkeler” üzerinden yapılan değerlendirmede, sözkonusu kuruluşların DAÜ ile ilgili çeşitli tarihlerde yaptığı yayınların tek taraflı, teyide muhtaç, tarafsızlık ilkesinden uzak ve yorum odaklı olduğu sonucuna varıldığını belirtti

Açıklamada ayrıca künyesiz, kaynağı belirsiz ve etik dışı yayın yapan dijital medya platformlardaki artışa işaret edilerek, dezenformasyonun yayılmasında, kamuoyunun yanlış yönlendirilmesinde ve kişilik haklarının ihlalinde önemli rolü olan bu oluşumların takipçisi olunacağı kaydedildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Lefke Sancağı Serdarları Anıtı düzenlenen törenle açıldı

Published

on

By

Gemikonağı’ndaki Lefke TMT Mücahitler Derneği Lokali avlusunda, Kıbrıs Türk halkının onurlu direnişine büyük katkıda bulunmuş lefke Sancak Serdarlarının aziz hatırasına ithafen inşa edilmiş, Lefke Sancağı Serdarları Anıtı düzenlenen törenle açıldı.
 

Lefke TMT Mücahitler Derneği öncülüğünde, çeşitli katkılarla yapılan anıtın açılış töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.

  Törende günün anlam ve önemini belirten konuşma Lefke TMT Mücahitler Derneği Başkanı Ahmet Ced tarafından yapıldı.
 

Ced, Kıbrıs Türkü’nün bıgünlere gelirken çok acılar ve zorluklar çektiğini anımsatarak, bugün bayrağımız altında hür  ve onurlu yaşamayı verilen mücadeleye ve anavatan Türkiye’ye borçlu olduğumuzu söyledi.

  Bölgede böyle bir anıt yapılabilmesi için çalıştığını anlatan Ced, anıtın yapılmasına katkı koyan herkese teşekkür etti.

  Yeşilırmak Sancağı mücahitlerinden Rauf Özhun da TMT’ nin kuruluşunun ve mücahitlik yıllarında verdikleri mücadelenin önemini vurguladı.

  TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar da bu anıtı bölgeye kazandırmak için çalışan herkese teşekkür ederek, anıtın verilen mücadeleyi hatırlatan güzel bir eser olduğunu kaydetti.

  Bayar, son günlerde TMT’ye ve kurucu cumhurbaşkanına dil uzatanlar olduğunu ifade ederek, bıgünlere TMT, liderlerimiz ve anavatan Türkiye desteğiyle gelindiğine dikkat çekti.
 

Konuşmaların ardından anıtın açılışı gerçekleştirildi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Yeni Maraş Sağlık Merkezi açıldı

Published

on

By

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği ile Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve Ekonomik İş Birliği Ofisi’nin (KEİ) katkılarıyla yapımı tamamlanan Yeni Maraş Sağlık Merkezi törenle açıldı.

Gazimağusa Maraş bölgesinde yer alan sağlık merkezinin açılışına, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, Başbakan Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, diğer yetkililer ile vatandaşlar katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek açılış konuşmasını yaptı.

-Dinçyürek: “Adanın en donanımlı sağlık merkezi”

“İyi günde, kötü günde, her zaman kendileriyle birlikte olan” vatandaşlara seslenen Dinçyürek, merkez ile birlikte bölge insanına kaliteli erişilebilir bir sağlık hizmeti sunacaklarını söyledi.

Merkezin, adanın en gelişmiş sağlık merkezi olduğunu ifade eden Dinçyürek, merkezin, bölgenin artan nüfusuna göre modern donanımlarla geliştirildiğini kaydetti.

Bölge halkına uzun yıllar hizmet verecek merkezin, tam teşekküllü odalarıyla ve altyapısıyla birlikte 8 bin metrekare açık, bin metrekare kapalı alana sahip ve ek binalara olanak sağlayan arazisi olduğunu belirten Dinçyürek, merkezin yapımı için 54 milyon TL’lik finansmanın Türkiye Cumhuriyeti tarafından, diğer yatırımların da Sağlık Bakanlığı kaynaklarıyla tamamlandığını söyledi.

Merkezin, açık Maraş bölgesine bugüne kadar yapılan en önemli ve nitelikli kamu yatırımı olduğunu vurgulayan Dinçyürek, Başbakan Ünal Üstel’in önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın desteğiyle sağlıkta çok geniş yatırımlar yaptıklarını anlattı.

Dinçyürek, Değirmenlik ve Lapta sağlık merkezlerinin açılacağını, Pamuklu sağlık merkezinin ise temelinin atılacağını, Girne Hastanesi’nin yakında açılacağını, Güzelyurt Hastanesi ve devlet laboratuvarı inşaatının hızlı şekilde sürdüğünü, Dikmen Sağlık Merkezinin de ihaleye çıkacağını işaret etti. Dinçyürek, tüm bunların istikrarlı hükümet sayesinde olduğunu söyledi.

Sağlık alanında da, her alanda olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti ve Lefkoşa Büyükelçiliğinin büyük desteği olduğunu belirten ve buna teşekkür eden Dinçyürek, merkezin bölgeye ve ülkeye hayırlı olmasını temenni etti.

-Başçeri: “Bu yatırım, bu topraklardan vazgeçilmeyeceğini gösterdi”

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de, Maraş Sağlık Merkezi’nin güçlü altyapısıyla bölgede vatandaşlara kaliteli erişilebilir sağlık hizmeti sunacağını söyledi.

Merkezin, iki ülkenin ortak emeğinin somut bir tezahürü olduğunu ifade eden Başçeri, KKTC’de görev yaptığı sürelerde en büyük şikayetlerden birinin bu bölgeye devletin yatırım yapmaması olduğunu, sebebinin de bu toprakların verileceği düşüncesi olduğunu kaydetti. Başçeri, devlet yatırımının, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “İki devletli çözüm” vizyonuyka bölgeye geldiğine işaret etti

Bu yatırımın da, bu topraklardan vazgeçilmeyeceğini gösterdiğini belirten Başçeri, sağlık altyapısını güçlendirmek için kararlılıkla çalıştıklarını söyledi.

Sadece sağlık alanında değil her alanda çalıştıklarını, KKTC’de hervalana 3 milyar TL’ye yakın destek sağladıklarını anlatan Başçeri, askeri hastanenin yapıldığını ve burada vatandaşlara da ayakta tedavi hizmeti verildiğini, Güzelyurt Hastanesi açılışının 15 Kasım’a yetiştirilmesi için çalıştıklarını ve Lefkoşa’da ülkenin en büyük sağlık yatırımı için temel atıldığını belirtti.

Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde 3 servisin tamamlandığını, deprem dayanıklılığı testleri ardından yeniden yapılandırma yapılacağını ifade eden Başçeri, Lapta’dan Pamuklu’ya sağlıkta kapsamlı dönüşümü başlattıklarını vurguladı.

Türkiye olarak KKTC halkının her zaman her alanda yanında olmaya, var güçleriyle çalışmaya devam ettiklerini belirten Başçeri, merkezin bir yıldan kısa bir zamanda tamamlanmasının da verdikleri önemi gösterdiğini ifade etti.

Halkın sağlığa hızlı ve kaliteli ulaşmasını dileyen Başçeri, Sağlık Bakanlığı ve tüm kurulmara gönülden teşekkür ederek, merkezin hayırlı olmasını diledi.

-Üstel: “Halkımıza verdiğimiz her sözün arkasındayız, yerine getirdik, getireceğiz”

Başbakan Ünal Üstel de, güzel bir eserin açılışında vatandaşlarla birlikte olmaktan gurur duyduğunu söyledi.

“Hükümet olarak her verdiğimiz sözün arkasındayız, her sözümüzü yaptık, yerine getirdik, getireceğiz” diyen Üstel, bu sağlık merkezinin de bu sözlerden biri olduğunu kaydetti.

Her bölgede her sorunu gözden geçirip, çözdüklerini ifade eden Üstel, hükümet olarak öncelikli olarak halkın ihtiyacı olan yatırımları yapmaya devam edeceklerini belirtti.

Üstel, yeni sağlık merkezinin Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte yapıldığını kaydetti.

Üstel, 2025 yılının sağlıkta atılım yılı, gençlerin atılım yılı olduğunu söyledi.

Pamuklu bölgesinde hastaneyi yapacaklarını ve her verilen sözü yerine getireceklerini işaret eden Üstel, Türkiye ile yapılan anlaşmalarla ülkeye 76 milyar TL kaynak getirdiklerini söyledi.

Üstel, Lefkoşa Yeni Devlet Hastanesi temelinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Tatar ile birlikte atıldığını işaret etti.

Hastanenin en hızlı şekilde tamamlanacağını söyleyen Üstel, 2025 yılı içinde bir çok sağlık yatırımının halkın hizmetine sunulacağını, bunun da hükümetin sağlığa verdiği önemi gösterdiğini kaydetti.

Gençlerin de ülkesine, toprağına tırnaklarını geçirmesi için ev sahibi yapacaklarını belirten Üstel, yasaların geçirildiğini, adımların atıldığını, arsalar ve kredilerin verildiğini anlattı.

Üstel, amaçlarının, gençlerin köylerine yerleşmesi olduğunu ve hükümet olarak kendilerinin de alt yapılarını sağladığını ifade etti.

Kırsal kesim arsalarını da bugün bu çerçevede dağıtacaklarını belirten Üstel, Maraş bölgesine de yapılacak sosyal konut projesinin ilkinin temelinin 27 yıl sonra Güzelyurt’ta atıldığını ve her bölgeye sosyal konut projesi yapacaklarını kaydetti.

Her ilçeye, her bölgeye Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte çalışarak, eşit hizmet götüreceklerini ifade eden Üstel, hükümet olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne desteklerinden dolayı teşekkür etti.

Üstel, hükümetin rozete bakmadan çalıştığını, halka hizmet ettiğini ve bu çerçevede Gazimağusa’da ihtiyaçlı bölgelerde su tesisatını değiştiklerini kaydetti.

Gazimağusa Limanı’nı da belediye başkanı ile birlikte ziyaret ettiklerini, yerinde tespit ettikleri su sıkıntılarını aştıklarını anlatan Üstel, belediye başkanları, iş insanları ile el ele vererek sorunları çözdüklerini, halka hizmet ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da desteklerine teşekkür eden Üstel, çalışmaya ve sağladıkları siyasi istikrarla halk, ülkeye hizmet etmeye devam edeceklerini vurguladı.

-Tatar: “Merkez, hastanenin yükünü azaltacak”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, Maraş bölgesine böylesine muhteşem bir yatırım yapılmasından dolayı duyduğu gururu vurguladı.

Tatar, 5 yıl önce yaptıkları Maraş açılımına işaret ederek, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle bu bölgenin KKTC’nin parlayan bölgesi olduğunu söyledi.

Maraş’ı 2,5 milyon insanın ziyaret ettiğini, bu açılımla bu bölgenin de değer bulduğunu ifade eden Tatar, Maraş’ın KKTC toprağı olduğunu belirtti.

“Biz hep birlikte Gazimağusa ve Maraş’a sahip çıkmaya devam ediyoruz” diyen Tatar, Türkiye ve KKTC yetkilileriyle birlikte çalışarak yapılan merkezin bölgeye halka büyük hizmetler vereceğini söyledi.

Tatar, merkezin bölgede etkin sağlık hizmeti vereceğini ve Gazimağusa Devlet Hastanesi’nin yükünü hafifleteceğini ifade ederek, merkeze 20 milyon dolar civarında bir yatırım yapıldığını kaydetti.

Erdoğan’ın KKTC’ye verdiği desteğe işaret eden Tatar, siyasi istikrarın önemine vurgu yaptı. Tatar, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte çalışarak, ülkeye kabloyla enerji getirilmesiyle geleceğe umutla yürümeye devam edeceklerini söyledi.

Erdoğan ve Yılmaz’a teşekkür eden Tatar, protokollerle ülkeye 40 milyar TL’den fazla yatırım yapıldığını ve bunun devam edeceğini kaydetti.

Tatar, ülkedeki yatırımların sürdüğünü ancak en önemli yatırımın sağlığa olduğunu, halkın da sağlığına dikkat etmesi gerektiğini ifade etti.

Tatar, sağlık yatırımlarının güçlü bir şekilde devam etmesinden duyduğu memnuniyeti de dile getirerek, Lefkoşa, Güzelyurt, Girne hastaneleri ile merkezlerin de yaşam bulacağını söyledi.

Tatar, tüm bu yatırımların büyüme ve refahı artıran yatırımlar olduğunu, bundan dolayı hükümeti tebrik etti.

Konuşmaların ardından açılış yapıldı.

Devamını Oku

Trending

Reklam