Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanı Tatar:Bütün dünyaya egemenliğimizi haykırdık…Büyük mesafe aldık

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, radyo programına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, hızlı yayılan Omicron varyantı dolayısıyla ülkemizde de vaka sayısında artış olduğuna işaret ederek vatandaşlarımızın kişisel tedbirlerini bu dönemde artırmaları gerektiğini yineledi ve pozitifleşen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerini iletti.

Avrupa Birliği’nden Kıbrıslı Türklere verilen aşıların yetersizliği

Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle yapılmış olan Acil Durum Hastanesi’nin pandemi döneminde yapılan büyük bir yatırım olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, sağlık sisteminde süreçten dolayı ortaya çıkan eksiklikleri, seçimlerden sonra hükümetin öncelikli konu olarak mutlaka ele alacağını kaydetti.
BM raporunda da belirtildiği üzere Avrupa Birliği’nden Kıbrıslı Türklere verilen aşıların yetersizliğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz muhatap olarak AB’yi görüyoruz. AB’ye kendimize düşen payı istediğimizi ilettik” dedi.

“Kıbrıs Türk halkı gücünü Türkiye’nin desteğinden buluyor”

Kıbrıs meselesinin özünde yatanın egemenlik konusu olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin garantörlük hakkının geçmişe dayandığını adada söz hakkının olduğuna dair uluslararası antlaşmaların olduğunu kaydetti. “Kıbrıs Türk halkı gücünü Türkiye’nin desteğinden buluyor” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin desteğinin her anlamda Kıbrıs Türk halkı için anlam ifade ettiğini ve bu destek sayesinde bugün bir cumhuriyetimizin ve devletimizin var olduğunu belirtti.

Kıbrıs’ta verilen mücadelenin nasıl bu noktalara geldiğinin bilinciyle, uğruna şehit düşenlere saygı duyan bir siyasi anlayışın önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum-Yunan ikilisinin en büyük hedefinin adayı bir Yunan adası yapmak olduğunu anımsattı. “AB şemsiyesi altında refah sözleri ile federasyon adı altında üniter bir yapı çerçevesinde oynanan bir oyuna gelmeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, eşitlik ve egemenlik temelinde iki devlet gerçeğine dayalı bir antlaşma ile Kuzey’in de Türkiye’nin desteğiyle AB’ye üye olmasının mümkün olabileceğini, AB’ye karşı olmadığını dile getirdi.

“Egemen devletiz. Bir antlaşmada iki ayrı egemen devlet anlayışı yer bulursa, o zaman biz AB’nde olabiliriz”
Federasyon oyunuyla Kıbrıs Türk tarafının AB’ye alınmak suretiyle Türkiye ile bağların kopartılmaya çalışıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Egemen devletiz. Bir antlaşmada iki ayrı egemen devlet anlayışı yer bulursa, o zaman biz AB’nde olabiliriz. Ama kuzeydeki egemen devlet olarak Türkiye ile ilişkileri bu anlayışla her zaman devam ettirebilmeliyiz” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteği ile iki devletli çözüm önerisini masaya koyduklarını ve büyük mesafe aldığımızı hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, ancak egemen eşit iki devlet temelinde resmi müzakerelere başlayabileceklerini, yıllardır görüşülen federasyon görüşmelerinden bir sonuç çıkmadığını dile getirdi. “Bizim eşitliğimiz karşı taraftan kabul görmüyor” diyen Cumhurbaşkanı Tatar; federasyon görüşmelerinde Rum tarafının zihniyetinin, çoğunluğun azınlığı yöneteceği, Türkiye’nin askerinin adadan çekileceği ve uzun vadede adanın bir Helen adası olacağı şeklinde olduğunu gördüklerini ve bunun zaman kaybına neden olduğunu belirtti. “BM’ye sunduğumuz altı maddelik önerimizle egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki devletin iş birliği ile bir antlaşma olabileceğini ifade ettik” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının mücadelesini ileriye taşıyabilmek için uluslararası camiada çeşitli temaslarımızda egemenliğimizin önemini ve yürüttüğümüz siyaseti Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğiyle anlatmaya devam ettiğimizi, bütün dünyaya egemenliğimizi haykırdığımızı söyledi.

Türkiye’den aldığı davetlere icabet ederek yaptığı temaslarda Kıbrıs meselesini anlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye ile karşılıklı ilişkilerimizin her düzeyde daha da güçlenmesinin öneminin altını çizdi.
Maraş konusunda bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Tatar; Maraş’taki malların vakıflara ait olmasına rağmen İngiliz döneminde hukuksuzluk yapılarak peşkeş çekildiğini anlatarak bir antlaşma olursa Maraş’ın iade edileceği yönünde bir anlayışın geliştiğini ancak Türk tarafınca ortaya konan tüm özveri ve bir antlaşmaya ulaşmak için sürdürülen gayretlerin sonuçsuz kaldığını; Kıbrıs Türk halkına verilen vaatlerin yerine getirilmediğini hatırlattı ve bu nedenle Türkiye ile istişare ettikten sonra iki devletli yeni siyasi vizyonla Maraş açılımının gerçekleştiğini belirtti. Ekonomi için önemli bir adım olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş konusundaki Kıbrıs Türk siyasetinin ise Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden malların eski sahiplerine verilebileceği yönünde olduğunu ifade etti. Maraş açılımının devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, altyapı çalışmalarının sürdüğünü ve vatanımızın bir parçası olarak Maraş’ın ülkemize kazandırıldığını söyledi.

“Euro’ya geçiş mümkün değildir”

Ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Cumhurbaşkanı Tatar, dövizdeki artış ve pandeminin getirdiği birtakım olumsuzluklar olduğunu belirtti. Pandemi dolayısıyla hayatın durduğu ve fabrikaların çalışmadığı zamanlardan dolayı dünyada tükenen stokların ve Çin’den gelen tedarik zincirinde sıkıntıların yaşandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, bu sıkıntıların giderilmesi için Türkiye’den Avrupa’ya büyük bir üretim hareketlilik olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, dövizin değer kazanmasına rağmen Türkiye’nin ihracatında artış sağlandığını belirterek birçok alanda bu hareketliliğin KKTC’ye olumlu yansımalar yapacağını belirtti.

“Halkın mağdur olduğu ve sıkıntılar yaşadığımız doğrudur. Geçmişte de bunlar oldu. Selametle çıktık. İnşallah yine öyle olacak. Umudumuzu yitirmedik. Yine yitirmeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, ülkemizin yatırımcı potansiyeli olan bir ülke olduğunu ve sabırlı olmamız gerektiğini söyledi.

Euro’ya geçilebilmesi konusu üzerine Cumhurbaşkanı Tatar şunları kaydetti:

 “Euro’ya geçiş mümkün değildir. Var olan bütçe açığı büyük ölçüde Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılanıyor. Euro arttık sonra bütçe açığı da artar. Bu açığın finansmanın kaynağı bellidir. Bunların Türkiye ile istişare edilmesi lazım. Euro kullanımı hayat pahalılığını artırır. Aynı bölgede Türkiye ile yoğun temaslar ve ilişkiler olması dolayısıyla aynı para biriminin kullanılmasında büyük fayda vardır” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Euro’ya geçiş konusunun dile getirilmesinin Türkiye ile ilişkileri zedelemeye yönelik girişimler olarak nitelendirdiğini ve doğru bulmadığını sözlerine ekledi.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında, yardım bekleyenlerin de bulunduğu 35 kişi hayatını kaybetti

Published

on

By

İsrail ordusunun, sabah saatlerinden bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda, aralarında yardım için bekleyenlerin de bulunduğu 35 Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.

Sağlık kaynakları ve görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail güçleri Gazze Şeridi’nde konutların yanı sıra zorla yerinden edilmiş Filistinlilerin barındığı çadır ve sivillerin toplandığı alanları hedef almaya devam ediyor.

İsrail askerleri, Gazze kentinin güneyindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekleyen sivillerin üzerine ateş açtı. Saldırıda 11 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Yaralılardan bazılarının durumunun kritik olduğu kaydedildi.

Zeytun Mahallesi’nde Filistinli aileye ait evin bombalanması sonucu biri çocuk, 3 Filistinli yaşamını yitirdi, yaralananlar oldu.

Refah ketindeki ABD-İsrail yardım dağıtım merkezlerinin yakınında bekleyen ve açlıkla boğuşan yüzlerce kişinin üzerine ateş açıldı. Saldırıda 3 Filistinli hayatını kaybetti, 20 kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Megazi Mülteci Kampı’nda bombalı saldırı düzenlenen evde 10 Filistinli öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’un Mevasi bölgesinde ise İsrail ordusu iki çadırı hedef aldı. Bombalı saldırıda aralarında çocukların da olduğu 8 kişi hayatını kaybetti.

İsrail, 27 Mayıs’tan bu yana Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası yardım kuruluşlarının denetimi dışında, ABD-İsrail güdümlü “Gazze İnsani Yardım Vakfı”nı devreye sokarak sözde yardım dağıtımı gerçekleştiriyor.

Ancak bu yapı, BM tarafından tanınmıyor ve Filistinli gruplarca reddediliyor. Hamas, bu sistemi “ölüm tuzakları” olarak nitelendiriyor.

İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze Şeridi’ne giriş sağlayan tüm kara sınır kapılarını kapalı tutuyor. Yardım taşıyan yüzlerce kamyonun geçişi engellenirken, yalnızca sınırlı sayıda aracın Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin veriliyor. Oysa Gazze’nin günlük en az 500 yardım kamyonuna ihtiyacı bulunuyor.

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü Gazze’de, yoğun bombardıman, aç bırakma, zorla yerinden etme ve altyapının yıkımı sonucu büyük bir insani felaket yaşanıyor. Uluslararası kamuoyunun ve Uluslararası Adalet Divanı’nın ateşkes çağrılarına rağmen İsrail’in soykırım boyutuna varan saldırıları aralıksız sürüyor.

Devamını Oku

Dünya

İran Atom Enerjisi Kurumu: “Nükleer tesislerin durumu iyi”

Published

on

By

 İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, “nükleer tesislerin durumunun iyi olduğunu ve çalışanlarının moralinin yüksek olduğunu” söyledi.

İran devlet televizyonuna konuşan İslami, ülkedeki nükleer tesislerin son durumuna ilişkin bilgi verdi.

İslami, “Nükleer tesislerin durumu iyi. Çalışanların morali yüksek.” ifadelerini kullandı.

İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, birkaç gün önce, İsrail’in Kum kentindeki Fordo Nükleer Tesisi’ne saldırı sonrasında tesiste küçük çapta hasar oluştuğunu fakat nükleer kirlilik meydana gelmediğini, İsfahan kentindeki Natanz Nükleer Tesisi’ne saldırı sonrasında ise tesis içerisinde nükleer kirlilik meydana geldiğini fakat bu kirliliğin tesisin dışına yayılmadığını söylemişti.

Devamını Oku

Dünya

İran, ABD’nin İsrail’in saldırılarında yer alması halinde yanıt vereceklerini bildirdi

Published

on

By

İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ali Bahreini, “Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız.” dedi.

Bahreini, BM Cenevre Ofisine Akredite Basın Mensupları Birliği (ACANU) üyesi gazetecilerle bir araya gelerek İsrail’in İran’a saldırılarıyla başlayan çatışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İsrail rejiminin 13 Haziran’dan bu yana İran’a saldırılar düzenlediğini hatırlatan Bahreini, “Bunlar sivil, kadın, çocuk, sivil altyapı hatta ülkemizdeki barışçıl nükleer tesislerini hedef alan İsrail saldırganlığıdır. Bu saldırılar sırasında çok sayıda çocuk ve kadın dahil, yüzlerce masum insan öldürüldü. Sadece İran’da değil, aynı zamanda bölgemizdeki insanların tehlikeli sızıntılara maruz kalması nedeniyle barışçıl nükleer tesislerimiz etrafında büyük bir tehlike var.” diye konuştu.

Bahreini, İsrail’in, ABD’nin yanı sıra birçok Batılı ülke tarafından finansal, lojistik ve askeri alanda desteklenmesini eleştirdi.

İsrail’in, İran’a sebepsiz yere saldırdığını belirten Bahreini, “İsrail bu saldırılar sırasında sivilleri hedef alarak ayrımcılık, orantılılık ve saldırılar hakkında halkın bilgilendirilmesi ilkesini ihlal etti. İsrail, uluslararası hukukun ve insan haklarının tüm normlarını ihlal etti. İran, İsrail saldırılarına karşılık verme konusunda kararlı. Halkımızı, güvenliğimizi ve topraklarımızı savunmada hiçbir şüphe, tereddüt göstermeyeceğiz. Çok ciddi ve güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Şu anda yaptığımız da bu. Kendimizi savunmaktan başka bir şeye odaklanamayız.” ifadelerini kullandı.

Bahreini, ABD’nin, İsrail’in yaptıklarına ortak olduğuna işaret ederek “ABD olmadan İsrail hiçbir şey. İsrail ne yapıyorsa ABD’nin askeri ve istihbarat desteğiyle yapıyor. ABD’nin eylemlerini takip edeceğiz. Herhangi bir noktada ABD’nin İran’a yönelik saldırılarda doğrudan yer aldığı sonucuna varırsak ABD’ye yanıt vermeye başlayacağız.” diye konuştu.

BM Güvenlik Konseyinin yanı sıra diğer uluslararası örgütlerin bu süreçte İsrail’in işlediği suçları durdurma konusunda başarısız olduğuna dikkati çeken Bahreini, uluslararası kuruluşların varlık nedenlerini kaybettiklerini söyledi.

Bahreini, İran’ın nükleer programının barışçıl olduğunu vurguladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam