Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar’dan yeni yıl mesajı:“2025 yoğun geçecek, adanın geleceğine ilişkin olumlu işbirliklerine girmeye hazırız”

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yeni yıl mesajında, “Acısıyla tatlısıyla 2024’ten 2025 yılına girilirken, öncelikle değerli Halkıma, Anavatan Türkiye’deki kardeşlerimize ve insanlığa her türlü şiddetten, savaştan, terörizmden, felaketten, kazadan uzak, sağlıklı, umut dolu güzel günler ve nice yıllar diliyorum” ifadelerini kullandı.

“Birçok önemli iç ve dış gelişmeyi geride bırakarak 2024 yılını tamamlıyoruz” diyen Tatar, 2025’in yoğun geçeceğine işaret etti. Cumhurbaşkanı Tatar, 2024 yılını değerlendirdiği ve 2025’e dair beklentilerini aktardığı yeni yıl mesajını şöyle sürdürdü:

– 2024 Kıbrıs konusuna dair paradigmanın somut şekilde değişmeye başladığı önemli bir yıl oldu

“Kıbrıs konusuna ilişkin önemli gelişmelerin, paradigma değişikliğinin ve dönüm noktalarının yaşandığı bir yıl oldu 2024. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz Ocak ayında BM Genel Sekreteri Sayın Guterres, Sayın Holguin’i Kişisel Temsilcisi olarak 6 aylığına, yeni ve resmi bir sürecin başlayabilmesi için iki taraf arasında ortak zemin olup olmadığını araştırmak üzere atamıştı. 12 Temmuz’da görev süresi sona eren Holguin’le 6 ay boyunca büyük önem atfettiğimiz istişarelerde ve çalışmalarda bulunduk. Sayın Holguin’e, Kıbrıs Türk Halkı için yeni bir sürecin, ancak özden gelen haklarımızın, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidinin ardından başlanabileceğini iletmekle kalmadık, bunun nasıl gerçekleşebileceğine dair somut önerilerde de bulunduk.

İşte tam da bu dönemde Sayın Holguin’in samimi ve gayretli çalışmalarına katkı olarak Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün teyidine yönelik atılacak ilk adımlar olarak 3D önerimizi paylaştık. 3D, yani, doğrudan ticaret, doğrudan uçuş ve doğrudan temas bizim zalim izolasyon siyaseti ve sonuçsuz müzakerelere hapsedilmemizden dolayı erişemediğimiz haklarımızdır. 3D önerimizi Sayın Holguin’le paylaştık ve kendisi de farklı başkentlerde bunlara yönelik istişarelerini sürdürdü. Aynı dönem içerisinde geçtiğimiz 5 Nisan’da New York’a giderek Sayın Genel Sekreter’e 3D önerimizi etraflıca anlatma şansı buldum. Bu dönem içerisinde Rum tarafı tüketilmiş zeminde ve artık başarısızlığın anıtı olarak tarih sayfalarında yerini alan ‘Crans-Montana’da kalındığı yerden devam’ söylemlerini sürdürdü. Nihayetinde Kişisel Temsilcinin görev süresi olan 6 ay doldu. Holguin Sayın BM Genel Sekreteri’ne raporunu sundu. Raporunda iki taraf arasında ortak zemin bulunmadığına işaret etti ve tüketilmiş zemin olan federasyonun artık Kıbrıs konusuna bir uzlaşı bulunmasının zemini olarak iki tarafça kabul görmediği mesajını verdi.

Bu sürecin ardından BM Genel Kurulu’nun 79. Dönem toplantıları haftasında New York’a giderek Sayın Genel Sekreter’le ikili görüşmemizi yaptım. Orada kendisiyle, Kıbrıs konusuna dair atılabilecek bir sonraki adımları konuşacağımız gayriresmi çok taraflı toplantı düşüncemi paylaştım. Sayın Guterres bu önerimizi olumlu bulduğunu ancak bunun öncesinde iki Liderle gayriresmi bir yemekte bir araya gelmeyi düşündüğünü ifade etti, davetini yaptı ve nihayetinde 15 Ekim’de bu sefer Rum liderle Sayın Guterres’le görüştük.

– Sahadaki gerçeklerin masaya yansımayacağı hiçbir çözüm sürdürülebilir olmaz

Bu gayriresmi yemek oldukça önemli sonuçların da ortaya çıktığı bir organizasyon oldu. Sayın BM Genel Sekreteri yemek sonrası yaptığı yazılı açıklamada Rum liderliğinin manipülatif çabalarına son vererek iki taraf arasında yeni ve resmi bir sürece geçilebilmesi için ortak zemin olmadığını en net ifadelerle ortaya koymuştur. Aynı zamanda uzlaşı zeminine yönelik olarak iki farklı pozisyonun mevcut olduğunu da ifade etmiştir. Sahadaki gerçeklerin masaya yansımayacağı hiçbir çözüm sürdürülebilir olamaz. Realite budur ve gerçeklik temelinde olaya yaklaşmazsak aynı 1968’den beri olduğu şekliyle Kıbrıs Türk Halkını izolasyona mahkum ederiz ve bunu düşmanca siyasetiyle uygulayan Rum liderliğinin konfor alanını da muhafaza etmesine yardımcı oluruz.

Gayriresmi yemekten çıkan ikinci somut sonuç ki benim için bu da çok önemlidir, adada Sayın Hriatodulides’le yeni geçiş kapıları açılması gündemiyle bir araya gelme anlayışımızdır. Sayın Hristodulides’le seçilir seçilmez bir araya gelmiştim ve o görüşmemizde kendisine Haspolat kapısının açılmasının öneminden bahsetmiştim. Rum liderin öneri diye yeniden ısıtıp önümüze koyduğu, geçiş kapılarının basit tanımına dahi uymayan transit geçiş düşüncesini değiştireceğini umuyorum. Kendisinden yeni öneriler bekliyorum. Rum liderle bildiğiniz üzere bir araya geleceğiz ve kapılar konusunda bir görüşme yapacağız. Ben kapıların açılmasını kuvvetli şekilde destekliyorum. Bu hem işbirliği kültürü yaratılmasına katkı bulunacak bir adım hem de iki tarafın karşılıklı ekonomik faaliyetlerini arttırması açısından önemli bir gelişme olacaktır. Rum liderin bu çağrımıza sağ duyulu yaklaşması önem taşımaktadır.

Gayriresmi yemeğin üçüncü ürünü ise genişletilmiş gayriresmi bir toplantının düzenleneceği uzlaşısı oldu. Bilindiği üzere bu Kıbrıs Türk tarafının önerisiydi. Biz aslında iki Lider ve Anavatanların katılımıyla bu toplantının yapılmasını istiyorduk. İngilizlerin ilgisi ve Sayın Genel Sekreterle yaptığımız istişareler sonunda İngiltere’nin de daha düşük düzeyde katılmasına evet dedik. Bu toplantı 4 + 1 +1 şeklinde, yani 4, iki taraf ve Anavatanlar, artı BM Genel Sekreteri artı daha düşük seviyede İngiltere’den bir katılımcı şeklinde gerçekleşecek. Bu toplantı Mart ayı ortasında İsviçre’de olacak. Ocak ayında tam tarih ve şehir belirlenecek. Yine bu toplantı öncesinde Ocak sonu veya Şubat başı BM Genel Sekreteri’nin Siyasi İşlerden sorumlu Yardımcısı Sayın Rosemary DiCarlo’nun hazırlık çalışmaları yapmak üzere adaya gelmesinin bekliyoruz. Genişletilmiş toplantıda Kıbrıs adasının geleceğine dair atılabilecek adımları ve çeşitli konularda iki tarafın faydasına da olacak işbirliklerini masaya koyacağız.

– 2025 oldukça yoğun geçecek

Yeni yılın ilk ayıyla birlikte oldukça yoğun bir dönem bizi bekliyor. Diyalog ve diplomasiyi her zaman önde tuttuğumuz yaklaşımımız sayesinde bu sefer statükonun muhafazasını sağlamaya değil gerçeklik temelinde bir uzlaşıya yönelik çalışma sürdüreceğiz.

Değerli Halkım, Rum yönetimi 60 yılı aşkın bir süredir bizi baskı ve abluka altında tutma amacıyla zalim bir izolasyon siyaseti gütmektedir. Bugüne kadar sonuçsuz şekilde, hatta daha sürece başlamadan sonucu belli olan müzakereler yaşandı. Federasyon zeminde sürekli başarısız olunmasına rağmen sürdürülen bu müzakerelerden çıkan yegane ürün Rum tarafının zalim izolasyon siyasetinin normalleşmesi çabasına katkı oldu. Özden gelen haklarımıza, yani temel insan haklarımıza erişimimizi de Rum liderliğinin insafına bıraktık. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemeyiz özdeyişini alıntılayanlar aslında statükonun sürmesine yarayan tüketilmiş federasyon zeminini de dayatmaya çalışanlar oldu.

– Halkımızın çıkarları en öndedir

Muhalefetin tüketilmiş zemin yani federasyon ısrarına devam etmesi bizleri hiç etkilemiyor. Uluslararası toplum gerçekleri görmeye hızla başlamışken, muhalefetimizin buna dahi tepki göstermesi, tavsiye niteliğindeki kararları bağlayıcıymış gibi göstermeye çalışması Halkımızı kandırmaya yönelik bir çabadır. Ancak halkımız 56 yıldır neyin çalışmadığını ve neden bir uzlaşıya varılmadığını çok iyi anlamıştır. Kıbrıs Türk Halkına hizmet etmek, faydalı olmak isteyen her siyasetçi Halkının çıkarlarını en öne koymak zorundadır. Tüketilmiş federasyon zemininde bugüne kadar sürdürülen müzakereler izolasyon zulmünün sürmesine yardımcı olan en önde gelen etkenlerdendir.

– Takdir başkalarından değil halkınızdan gelince değer taşır

Kıbrıs Türk Halkı bir uzlaşıya yönelik bir çok defa olumlu tavrını ortaya koymuş, hatta Kıbrıs konusuna dair yapılan ilk ve tek referandumda da evet demesine rağmen, bir çözüme hayır diyen tarafça devam ettirilen baskıcı siyasetten dolayı temel insan hakları ihlal edilmeye devam edilmektedir. Bu ihlallerin sorumlusu sadece Rum tarafı değil onlara destek veren uluslararası toplumdur. 60 yıldır devam eden bu zulme son vermek için mücadele ederken içimizden de temel insan haklarımız için uğraşımızdan dolayı eleştiri almaktayız. Diyalog diyoruz, işbirliği diyoruz kendi içimizden eleştiriliyoruz. Statükoyu değiştirmek şart diyoruz, başarısızlığı kanıtlanmış zeminlere adeta bağlılık yemini edenleri karşımızda buluyoruz.

– En azından baskıcı Rum siyasetine hep birlikte karşı çıkmalıyız

Halkımın Egemenlik, eşitlik ve temel insan haklarına erişimi benim için yoruma kapalıdır. Herkes kendi siyasetinde neyi öne alacağı konusunda özgürdür ama en azından zulmü ve baskıcı Rum siyasetini normalleştirmeye yönelik atılan her adıma birlikte hayır diyebilmeliyiz. Başkalarından değil Halkınızdan alacağınız takdir önemlidir.

Bu dönem içerisinde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) nezdinde ilişkilerimiz güçlenerek devam etmiştir. Çeşitli kurumlarımız aile meclisimizden yapılan davetlere icabet etmiş ve yakın çalışma imkanı bulmuştur. Ben de geçtiğimiz Kasım ayında Kırgızistan Cumhurbaşkanı’nın onur konuğu olarak TDT Devlet Başkanları Konseyi 11. Zirvesine katıldım. 2025’te de ülkemizi hak ettiği şekilde TDT nezdinde temsil edecek, kardeş üye ülkelerle de ikili ilişkilerimizi daha ileriye taşımak için gayretlerimize devam edeceğiz.

– Rum liderliği silahlanmayı arttırdı

Rum liderliği, Türkiye ve KKTC’ye yönelik silahlanma faaliyetlerine 2024 yılında büyük bir hız vermiştir. Bu anlayış karşısında Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle gerekli önlemleri ve karşı adımları atmaktayız. Halkımızın huzur ve güvenliğinin muhafazası her zaman birinci sıradadır. Halkımızın içi rahat olsun.

Bizler diyalog ve işbirliği derken, buna yönelik sürekli öneriler geliştirip karşı tarafa sunarken Rum liderliği ne yazık ki ekonomimizi de doğrudan hedef almaktadır. Emlak sektörüne yönelik uluslararası hukukun hilafına tutuklamalar yapan Rum liderliği, turizm ve yüksek öğretime yönelik de düşmanca tutumunu ortaya koymaktadır. Karşımızdaki muhatapların anlayışını çok iyi biliyoruz. Biz çatışmadan değil uzlaşıdan yanayız. İşbirliği çağrılarımızı yapmaya devam edeceğiz, ancak Halkımızın haklarını da sonuna kadar korumaktan da geri durmayacağız.

– Yeni yılda dayanışmayla, birlikte çalışarak sorunlarımızı aşmalıyız

Ekonomik kalkınma için, Devletimizin, Hükümetimizin ve ilgili kurum ve kuruluşlarımızın işe ciddiyetle dört elle sarılarak, gereken adımları popülizme yenik düşmeden atması gerekmektedir.

Her alandaki eksikliklerimizin, aksaklıklarımızın giderilmesi için planlarımızı projelerimizi yapmalı, başta sağlık, eğitim, ulaştırma, enerji, tarım, turizm, haberleşme ve bilgi teknolojileri konularında atılması gereken adımları ivedi olarak atmalıyız.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinize felaketlerden, kazalardan, sıkıntılardan uzak, sağlık, huzur ve refah içinde geçecek bir sene diler, yeni yılınızı bir kez daha candan kutlar, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Berova: “19 Mayıs geçmişin gururu, gençliğin yoludur”

Published

on

By

Maliye Bakanı Özdemir Berova, “19 Mayıs; geçmişin gururu, gençliğin yoludur.” dedi.

Berova, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, şu ifadelere yer verdi:

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı bağımsızlık mücadelesi, Türk milletinin kaderini değiştiren ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atan tarihi bir dönüm noktasıdır. 19 Mayıs 1919; azmin, kararlılığın ve millet iradesinin zaferidir. Türk milletinin, istiklal ve istikbaline her koşulda sahip çıkacağını tüm dünyaya ilan ettiği, muazzam ve destansı bir uyanışın tarihidir. Aynı zamanda Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiği gençlerimize duyduğu güvenin en güçlü ifadesidir.”

Mesajında gençlere seslenen Berova, aziz şehitlerin canları pahasına savunduğu vatan topraklarının onlara emanet olduğunu vurgulayarak, cumhuriyetin değerlerini koruyarak, bilimin ve aklın ışığında ilerlemenin gençlerin elinde olduğunu kaydetti.

Berova, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatan uğruna can veren aziz şehitleri ve Şampiyon Melekleri rahmet ve minnetle andı; bu topraklarda onurlu bir gelecek için mücadele veren ve tarih yazan kahraman gazilere en derin şükranlarımı sundu.

Maliye Bakanı Berova, milletin ve geleceğin teminatı olan gençlerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Çavuş 19 Mayıs mesajı yayımladı

Published

on

By

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş’un 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle mesaj yayımladı.

Çavuş mesajında şöyle dedi:

“19 Mayıs 1919, milletimizin bağımsızlık yolunda attığı ilk adım, umudun, direnişin ve yeniden doğuşun simgesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bu anlamlı günün yıldönümünü, büyük bir gurur ve coşku ile kutluyoruz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde verilen Kurtuluş Mücadelesi, milletimizin birlik ve beraberlik içinde yazdığı eşsiz bir destandır. Bugün bizlere düşen görev, bu kutlu mirası korumak, güçlendirmek ve gelecek nesillere daha güçlü bir şekilde aktarmaktır.

Gençlerimiz, milletimizin en büyük umudu ve yarınlarımızın teminatıdır. Milli ve manevi değerlerle yoğrulmuş, çağın gereklerine uygun şekilde yetişen, üretken ve bilinçli genç bir nesil, ülkemizin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Onların fikirlerine, heyecanına ve yenilikçi gücüne yürekten inanıyoruz.

Tarımın sürdürülebilirliği, doğal kaynaklarımızın korunması ve üretimin geleceği de gençlerimizin bu alanlara ilgisiyle mümkündür. Bakanlık olarak, gençlerimizin tarım ve doğal kaynaklar alanında bilinçli, eğitimli ve yenilikçi bireyler olarak yetişmesini desteklemeye devam edeceğiz.

Bu vesileyle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm kurtuluş kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor; gençlerimizin ve aziz milletimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar’dan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı mesajı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Atatürk’ün Samsun’a çıkıp Kurtuluş savaşını başlattığı ve daha sonra bu tarihi “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak ilan ettiği 19 Mayıs 1919’un 106. Yıldönümü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayımladı.

“19 Mayıs 1919, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisidir “diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basarak Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı bu anlamlı gün, ulusumuzun bağımsızlık ve özgürlük yolundaki kararlılığının en güçlü göstergesidir. Atatürk, Türk istiklalini ve halk egemenliğine dayanan bir devleti gençlerimize emanet etmiştir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tatar, mesajına şu sözlerle devam etti:

“Kıbrıs Türk halkı da Atatürkçü düşünceyi, tüm zorluklara rağmen benimsemiş, kendi varoluş mücadelesinde O’ndan ilham almış ve uzun, meşakkatli bir sürecin sonunda kendi egemen devletini kurmuştur. Yaşadığımız tüm zorlukları birlik ve beraberlik içerisinde aşacak, devletimizi yaşatma ve özgürlüğümüzü koruma kararlılığımızı bir kez daha güçlü bir şekilde yineleyeceğiz.

Bizler, karanlıkları aydınlatan Atatürkçü düşüncenin temsilcileriyiz. Gücümüzü milletimizden, halkımızdan alıyoruz. Bizim için esas olan özgürlük, egemenlik ve milletçe güven ile sağlık içinde geleceğe yürümektir. Bunun için durmadan çalışacak, gençlerimiz ve halkımızla birlikte bu yolda ülkemiz için en iyi olanı başaracağız.

Kıbrıs Türkü, Atatürkçü düşünceden ve çağdaşlıktan ödün vermeden, gençlerine sahip çıkarak daha güzel yarınlara yürümeye devam edecektir.

Bu vesileyle, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor; başta geleceğimizin teminatı olan sevgili gençlerimiz olmak üzere, tüm vatandaşlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”

Devamını Oku

Trending

Reklam