Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanı Tatar:Halkımızın yılbaşı haftasında sağlığı açısından daha dikkatli olması gerekiyor

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Covid-19 pandemisinin devam ettiğine işaret ederek, halka, özellikle yılbaşında sağlığı konusunda temkinli olması çağrısında bulundu.

Tatar, 2022 dolayısıyla yeni yılda Kıbrıs Türk halkına sağlık ve esenlikler dileyerek, 2022’ye umutla baktıklarını vurguladı, yeni yılda da Kıbrıs Türk halkının ve devletin hak ve çıkarlarını kormaya devam edeceğini, bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin de gereken desteği verdiğini ve vermeye devam edeceğini söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede de bu desteğin vurgulandığını ifade eden Tatar, KKTC altyapısının güçlendirilmesiyle, daha çağdaş daha rekabet edilebilir ve insanların daha refah içinde yaşadığı bir yapının oluşturulacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme ve Türkiye temaslarını, Türk Ajansı Kıbrıs muhabirine değerlendirdi, yeni yıla yönelik mesajlar verdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, temaslarını tamamlamasının ardından ülkeye dönerken uçakta verdiği röportajda, Türkiye Cumhuriyeti’nde gerçekleştirdiği ziyaretleri, aldığı davetler üzerine gerçekleştirdiğini, uluslararası temaslara da önem verdiğini ve mümkün olduğunca uluslararası temasları da ekibiyle birlikte Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını korumak, yeni siyaseti anlatmak amacıyla gerçekleştirdiğini söyledi.

Egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki devletin işbirliğiyle bir anlaşmanın nasıl olabileceğini, şu anda Kıbrıs’ta iki taraflı teknik komitelerin yoğunluklu çalışmalarıyla Kıbrıs’ta yapılacaklarla ilgili her türlü görüşme ve temasa açık olduğunu ifade eden Tatar, bu tür çalışmalardan memnuniyet duyacağını, ekibiyle birlikte tüm altyapılarının hazır olduğunu ifade etti.

“İLK AĞIZDAN KIBRIS MESELESİNİ ANLATIYORUM”

Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiği ziyaretlerde öğrenciler, gençler, halk, gaziler, yetkililer ve yerel basın ile bir araya gelerek, ilk ağızdan Kıbrıs meselesini anlattığını söyledi.

Türkiye’de ziyaretlerde yoğun ilgi gördüğüne işaret eden Tatar, bu ziyaretlerin KKTC’nin tanıtımına büyük fayda sağladığını ifade etti. Kıbrıs’ın Türkiye ile iç içe olduğunu, ülkeye gelen nitelikli öğrencilerin yüzde 50’sinin Türkiye’den geldiğini ifade eden Tatar, ülkede 100 bin öğrenciden 50 bin öğrenciye yakınının Türkiye’den olduğunu ifade etti ve hedefinin bu öğrenci sayısını 100 bine çıkarmak olduğunu kaydetti.

Tatar, 100 bin öğrencinin Türkiye’den ülkeye gelmesinin ekonomi için bir nimet olacağına inanç belirterek, Türkiye’de yaptığı ziyaretler açıklamalar ve verdiği mesajların aynı zamanda öğrenci kadar turist akışı açısından da önemli olduğunu söyledi.

Verdiği mesajlarda KKTC’nin ziyaret edilmesini istediğini, aynı para birimi kullanılması, aynı kültür yanında doğası bakımından KKTC’nin güzelliklerini anlattığını ifade eden Tatar, temaslarının, hem siyasi hem sosyal hem kültürel hem de gönül bağlarının muhabbetin artırılmasına yönelik anlamlı bir çalışma olduğunu anlattı.

“YILBAŞI ÖNCESİ TEMKİNLİ OLALIM”

Tatar, pandeminin devam ettiğini, aşılamaların sürdüğünü, Omicron varyantının da ülkeyi çok etkilememesi temennisinde bulunarak, halka özellikle yılbaşı öncesinde temkinli olması çağrısında bulundu.

Özellikle eğlence, davetler ve organizasyonlarda dikkatli olunmasını isteyen Tatar, yeni yılda pandeminin etkisinin geçmesini diledi. Tatar, dövizde yaşanan artışın da şimdilerde gerilediğini, bundan memnuniyet duyduklarını belirterek, daha düşük faizler ve daha stabil Türk Lirası ile ekonomideki gelişmelerin daha sağlıklı olacağına inandığını söyledi.

Tatar, yeni yılda Kıbrıs Türk halkına sağlık ve esenlikler dileyerek, özellikle yılbaşı haftasında herkesi sağlığı açısından dikkatli olmaya çağırdı.

“Halkımızın yeni yılını kutluyorum, herkese sağlık esenlik diliyorum. Ben şahsen hiçbir zaman karamsarlığa kapılmış biri değilim. Ezelden beridir her şeyin daha iyi olacağı düşüncesi içerisinde pandemiye rağmen 2022’ye umutla bakmamız gerekiyor” diyen Tatar, en değerli varlığın vatan, devlet, cumhuriyet olduğunu ifade etti.

“TÜRKİYE’NİN DESTEĞİ SÜRECEK”

Tatar, yeni yılda da Kıbrıs Türk halkının ve devletin hak ve çıkarlarını kormaya devam edeceğini vurgulayarak, bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin de gereken desteği verdiğini ve vermeye devam edeceğini vurguladı.

Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede de bu desteğin vurgulandığını ifade eden Tatar, KKTC altyapısının da güçlendirilmesiyle daha çağdaş daha rekabet edilebilir ve insanların daha refah içinde yaşadığı bir yapının oluşması için aynı anlayışla Türkiye’nin desteğinin süreceğinin teyidini aldıklarını söyledi.

Tatar, Kıbrıs Türk halkına, Türkiye ile olan ilişkilerin yakınlığın desteğinin süreceği mesajını vermek istediğini ifade ederek, Kıbrıs Türk halkının Türkiye’nin desteğiyle geleceğe umutla bakabildiğini kaydetti.

Tatar, herkesin bu süreçte elini taşın altına koyması gerektiğini ifade ederek, ülkenin şartları da dikkate alınarak her platformda bunların tartışılıp asgari müşterekte buluşup meselelere şekil verilmesinin görevleri olduğuna işaret etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Papa 14. Leo İlk konuşmasında “barış” vurgusu yaptı

Published

on

By

Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçilen ABD’li Robert Francis Prevost, Papa 14. Leo olarak yaptığı ilk konuşmasında barış vurgusu yaptı.

Konuşmasında Papa Franciscus’u anan Papa Leo, diyaloglarla köprülerin kurulması gerektiğini belirtti.

Uzun yıllar görev yaptığı Peru’ya özel selam gönderen Papa 14. Leo, acı çekenlere yardım eden bir Kilise için birlikte yürüyeceklerini söyledi.

-Katolik Kilisesi’nin ilk ABD’li papası Prevost kimdir?

Dün Katolik Kilisesi’nin 267. papası olarak seçilen Kardinal Robert Francis Prevost, Arjantinli Papa Francesco’dan sonra Amerika kıtasından gelen ikinci, ABD’den ise ilk papa. Prevost’un ailesinin kökenleri ise Fransa, İtalya ve İspanya’ya dayanıyor. Kendisi de aynı zamanda, uzun yıllar görev yaptığı Peru vatandaşlığına sahip.

Katolik Kilisesi’ne bugüne kadar ABD’li bir ismin liderlik etmemesi, bu ülkenin jeopolitik gücünden kaynaklanan bir “tabuyla” açıklanıyordu.

Prevost’un bu göreve gelmesinde ise hem aile geçmişi hem Latin Amerika gibi Katolik nüfusun yüksek olduğu bir bölgeyi iyi tanıması hem de Vatikan hiyerarşisinde üst düzey görevlerde bulunması etkili görülüyor.

Robert Francis Prevost, 14 Eylül 1955’te ABD’nin Chicago kentinde, Fransa ve İtalya kökenli Louis Marius Prevost ile İspanya kökenli Mildred Martínez’in üç çocuğundan biri olarak dünyaya geldi.

Çocukluğu ve gençliği ABD’de geçti; Aziz Augustinus tarikatına bağlı bir ruhban okulunda okudu, Pensilvanya’daki Villanova Üniversitesi’nde matematik ve felsefe eğitimi aldı.

Chicago’daki Katolik İlahiyat Birliği ilahiyat bölümünden mezun olduktan sonra ise 27 yaşında Papalık Aziz Thomas Aquinas Üniversitesi’nde Kilise Hukuku eğitimi görmek üzere Roma’ya geldi.

1985’ten itibaren ise uzun yıllar Peru’da yaşadı, misyonerlik ve başpiskoposluk yaptı. 2015’te Peru vatandaşlığı da aldı.

2015’te, Arjantinli Papa Francesco tarafından Peru’nun Chiclayo piskoposu olarak atandı.

2023’te Papa Francesco tarafından önce başpiskoposluğa, ardından da kardinalliğe getirildi.

Aynı yıl, dünya çapındaki piskopos adaylıklarını inceleyen Vatikan ofisinin başına getirildi ve Latin Amerika Papalık Komisyonu başkanı oldu.

Bu üst düzey görevlerinin, Katolik Kilisesi hiyerarşisinde tanınmasını sağlaması nedeniyle papa seçilmesinde etkili olduğu düşünülüyor.

-Leone adını neden seçti?

Prevost aynı zamanda, 13. yüzyılda kurulan Aziz Augustinus tarikatından da ilk papa.

Vatikan basın ofisi, Prevost’un papalık ismi olarak 14. Leone’yi seçmesini de, bu ismi seçen son papanın “kilisenin modern sosyal doktrinini” başlatan 13. Leone olmasına bir atıf olarak açıkladı.

Basın sözcüsü Matteo Bruni bu seçimi aynı zamanda, “yapay zeka döneminde” insanlara ve işlerine “tesadüfi olmayan bir referans” diye niteledi.

Peru’da başpiskoposluk yaptığı dönemde, Katolik Kilisesi’ndeki cinsel taciz skandallarının yönetilmesiyle ilgili eleştiri de aldı.

Kendisi piskoposluk görevine gelmeden önce iki rahip tarafından cinsel tacize uğradığını söyleyen bir kadın, Prevost’u soruşturmayı kötü yönetmekle ve rahiplerden birinin ayin yapmasını engellememekle suçladı.

Piskoposluk yönetimi ise Prevost’un herhangi bir örtbas etme girişimine karıştığı iddialarını reddetti.

-Papa Francesco ile yakınlık

Papa Francesco’nun 21 Nisan 2025’te ölümünün ardından yapılan analizlerde, yeni papa seçiminde Francesco’nun reform girişimlerine destek verenler ile karşı cephedeki muhafazakarlar arasında bir çatışmadan söz ediliyordu.

Prevost içinse “orta yoldan” bir alternatif yorumları da yapılıyordu.

Prevost, son yıllarda Vatikan’daki görevlerinde Papa Francesco’nun önemli reformlarından birinin de idaresindeydi.

“Devrim” olarak yorumlanan bir adımla, piskopos atamalarından sorumlu ofise üç kadın atandığında yönetimde Prevost vardı.

Vatikan uzmanları, Papa Francesco’nun “Prevost’a güveninin tam olduğunu” söylüyor.

Prevost’un özellikle yoksullar ve göçmenlere yakınlık gösterilmesi gibi konularda Francesco’nun “devamı” niteliğinde olduğu yorumları yapılıyor.

-Yeni Papa, ilk konuşmasına “Barış sizinle olsun” diyerek başladı

Prevost da 8 Mayıs 2025 akşamı Papa 14. Leone olarak yaptığı ilk konuşmasında Papa Francesco’yu andı.

Papa olarak kalabalığa ilk hitabına “Barış sizinle olsun” diyerek başlayan Prevost, “Papa Francesco’ya teşekkürler” dediğinde meydandan alkışlar yükseldi.

Prevost konuşmasında diyalog ve köprüler kurulması, barış mesajları da verdi. İtalyanca başladığı konuşmasına daha sonra İspanyolca birkaç cümle de ekledi.

Yeni Papa, geçen ay selefinin hayatını kaybetmesinden sonra Vatikan’ın yayın organlarına verdiği söyleşide de Francesco’nun göçmenlere, mahkumlara yakınlığını övmüştü.

Provost burada ayrıca, Francesco’nun ABD’de göçmenlerin toplu sınır dışı edilmeleri uygulamasına karşı geçen Şubat’ta yazdığı mektuba da destek verdi.

7 Mayıs’ta başlayan papa seçimi öncesinde toplantılar yapan kardinaller, 6 Mayıs’taki son toplantıda, “Papa Francesco’nun yürüttüğü reformların birçoğunun ileriye taşınması gerektiğini” söylemiş, bunlar arasında istismara karşı mücadele, ekonomik şeffaflık, Vatikan hiyerarşisinin yeniden düzenlenmesi, birliktelik, barışa bağlılık ve çevreye özen gibi başlıkları saymıştı.

“Savaşların, şiddetin ve güçlü kutuplaşmaların yaşandığı bu dönemde, merhamet, birliktelik ve umut sunan manevi bir rehbere ihtiyaç duyulmaktadır” diyen kardinaller tarafından seçilen Prevost’un papalık görevinde bu konulara yaklaşımı da dikkatle izlenecek.

Devamını Oku

Dünya

İsrail, Lübnan’ın güneyinde bir dizi hava saldırısı düzenledi

Published

on

By

İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyindeki Nebatiye vilayetinde bir dizi hava saldırısı düzenledi.

Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail savaş uçakları, Nebatiye vilayetindeki yerleşim alanlarına yakın bölgeleri bir dizi saldırıyla hedef aldı.

Görgü tanıkları, İsrail savaş uçaklarının bölgedeki uçuşlarının sürdüğüne işaret etti.

Lübnan Başbakanı Selam, İsrail’in ülkesine yönelik saldırılarını durdurmasını istedi
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, İsrail ordusunun ülkesine yönelik devam eden saldırılarının durdurulması talebinde bulundu.

Başbakan Selam, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail’in ateşkes anlaşmasını ihlal eden saldırılara tepki gösterdi.

İsrail’in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararına yönelik tüm ihlal ve saldırılarının bir an önce durdurulması talebinde bulunan Selam, “İsrail’in işgal ettiği Lübnan topraklarından bir an önce çekilmesi için sarf ettiğimiz çabalarımız durmayacak.” ifadelerini kullandı.

İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım 2024’te yapılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail ordusu sıklıkla anlaşmayı ihlal ediyor.

Lübnan Enformasyon Bakanı Paul Markus, 17 Nisan’da, 27 Kasım’dan bu yana ateşkes anlaşmasını 2 bin 740 kez ihlal eden İsrail’in bu süre zarfında Lübnan’a düzenlediği saldırılarda 190 kişinin öldüğünü, 485 kişinin yaralandığını bildirmişti.

Devamını Oku

Dünya

Rusya ve Çin, çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzaladı

Published

on

By

Rusya ile Çin arasında uluslararası hukuk, biyolojik güvenlik, dijital ekonomi, bilim, eğitim, sinema ve uzay gibi çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları imzalandı.

Kremlin Sarayından yapılan açıklamaya göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping başkent Moskova’da görüştü. Dar formatta başlayan görüşmeler, geniş formatta devam etti.

Görüşmelerde, Rusya ile Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik ilişkiler, güncel uluslararası ve bölgesel konular ele alındı. Görüşmelerin ardından Putin ile Şi, iki ülke arasındaki yeni anlaşmaların imza törenine katıldı.

Putin ve Şi, Rusya ile Çin arasında kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşimin derinleştirilmesine ilişkin ortak açıklama imzaladı.

İki ülke arasında ayrıca, uluslararası hukuk, biyolojik güvenlik, dijital ekonomi, bilim, eğitim, sinema ve uzay alanlarında işbirliğini içeren 20’den fazla belge imzalandı.

Putin ve Şi, imza töreninde basına açıklamalarda bulundu.

– “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihte en yüksek seviyeye ulaştı”

Başkan Putin, Rusya ile Çin arasındaki ilişkilere değinerek, “İki ülke arasındaki ilişkiler, tarihteki en yüksek seviyeye ulaştı. İlişkilerimiz iç siyasi etkenlere ve mevcut küresel konjonktüre bağlı değil.” dedi.

Rusya ile Çin’in uluslararası ve bölgesel meselelere ilişkin yaklaşımların örtüştüğünü ve birbirine yakın olduğunu belirten Putin, şöyle konuştu:

“Ülkelerimiz, bağımsız dış siyaset izliyor ve daha adil, demokratik ve çok kutuplu dünya düzeninin oluşturulmasından yana. Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi’nin dünyadaki meselelerde merkezi rol oynamaya devam etmesi gerektiği görüşünü paylaşıyor. Küresel ve bölgesel sorunların BM Şartı, uluslararası hukuk, uluslararası toplumun çıkarları, kültürel ve medeni çeşitliliklerine saygı temelinde çözülmesi gerekiyor.”

Ekonomi ve ticaret alanında da ilişkilerin geliştiğini dile getiren Putin, ikili ticaret hacminin 2024’te rekor seviyesine ulaşarak, 245 milyar dolar olduğunu ifade etti.

İki ülke arasında ödemelerin ulusal para birimlerinde yapıldığına dikkati çeken Putin, Çin ile çeşitli alanlarda ortak projeler yürüttüklerini belirtti.

– “Rusya ile Çin, el ele her türlü zorluğun üstesinden gelecek”

Çin Devlet Başkanı Şi de görüşmeler esnasında önemli belgelere imza attıklarını dile getirerek, “Bu ikili ilişkilerimizi daha da geliştirecek.” ifadesini kullandı.

İyi komşuluk ilişkileri, kapsamlı stratejik ve karşılıklı çıkar sağlayan işbirliğini geliştirmeye devam edeceklerini dile getiren Şi, şunları kaydetti:

“Rusya ile Çin el ele her türlü hava koşuluna dayanacak ve her türlü zorluğun üstesinden gelecek. Uluslararası toplumda istikrar sağlayıcı, olumlu ve ilerici bir güç haline gelen ülkelerimizin yan yana durması, uluslararası ilişkilerde BM merkezli sistemi ve uluslararası hukuka dayalı dünya düzenini kararlı şekilde savunması gerekiyor.”

Devamını Oku

Trending

Reklam