Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar:KKTC adıyla uluslararası toplantıda yer almamız gerçekten çok anlamlıydı

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dün düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Olağanüstü Zirvesi’ne ilişkin, “İlk defa anayasal adımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla böyle bir uluslararası toplantıda yer almamız, orada diğer devlet başkanlarıyla toplantıya katılmamız, konuşma yapmamız ve aynı zamanda o bayraklarımızın önünde hep birlikte fotoğraf vermemiz, bizim için gerçekten çok anlamlıydı” dedi.

TDT Olağanüstü Zirvesi’ne katılımıyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Tatar, zirvede gözlemci üye olarak yer almalarının KKTC‘nin, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde “önemli bir kilometre taşı” olduğunu vurguladı.

Tatar, “Dün bir bakıma tarihe not düşmüştür çünkü ilk defa anayasal adımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adıyla böyle bir uluslararası toplantıda yer almamız, orada diğer devlet başkanlarıyla toplantıya katılmamız, konuşma yapmamız ve aynı zamanda o bayraklarımızın önünde hep birlikte fotoğraf vermemiz, bizim için gerçekten çok anlamlıydı” diye konuştu.

Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve toplantının organizasyonunda emeği geçenlere teşekkür etti.

TDT’deki toplantıya katılarak KKTC‘nin önemli bir aşama kaydettiğini söyleyen Tatar, dün bütün dünyaya bir kez daha Kıbrıslı Türklerin egemen ve ayrı bir devlet olduğunu kanıtladıklarını vurguladı.

Tatar, Kıbrıs Türklerinin yalnızlaştırılmasının, Türklerin Ada’daki varlığını yok etmeye yönelik olduğuna dikkati çekerek, yeni jeopolitik ortamın Ada’da iki ayrı devletin varlığını zorunlu kıldığını dile getirdi.

Türk coğrafyasının selametle ve sağlıklı şekilde gelişebilmesi ve kalkınabilmesi için mücadele ettiklerini belirten Tatar, “Dolayısıyla bu Türk devletinin kopmaz bir parçası olan Kıbrıslı Türklerin de aynı karede bulunması, aynı şekilde bütün bu yapılanlara hem müşahede etmemiz hem oralarda bulunmamız ve bütün bu konularda bizim de bir Türk devleti olarak yer almamız, çok önemli milli hassasiyetleri içermektedir” ifadelerini kullandı.

– “İzolasyonların kaldırılması KKTC‘nin önünü açacak”

Cumhurbaşkanı Tatar, Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler 77. Genel Kurulunda Kıbrıs Türklerine yönelik ambargoların kaldırılması için konuşma yaptığını hatırlatarak, “Zulüm niteliğindeki çağ dışı olan bu izolasyonların yavaş yavaş kaldırılması, KKTC‘nin önünü açacaktır” dedi.

Tatar, KKTC‘nin ayrı egemen bir devlet olarak tescil edilmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde KKTC‘deki su probleminin çözüldüğünü belirten Tatar, “Bugün sürekli olarak Anadolu suyu, Kıbrıs’a ulaşmaktadır. Bu, büyük bir nimettir, büyük bir projedir ve dünkü konuşmalarda bunu söyledik, biz yine Türkiye’nin onay vermesiyle bu suyu da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle bir anlaşma durumunda paylaşabileceğimizi söyledim” diye konuştu.

– “Doğu Akdeniz’de Türk-Yunan dengesi için Kıbrıs’ta iki ayrı devlet olması lazım”

Tatar, Rum Yönetimi’nin KKTC‘nin “kimseyle temas kurmasını” ve KKTC bayrağının hiçbir fotoğraf karesinde yer almasını istemediğini söyledi.

Ada’da anlaşmanın herkesin faydasına olacağını vurgulayan Tatar, “Doğu Akdeniz’de özellikle Türk-Yunan dengesinin sürdürülebilmesi için mutlak suretle Kıbrıs’ta iki ayrı devlet olması lazımdır. Ada’da bir Türk devleti vardır. Bunu artık görmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varmamız mümkün değildir. Bir anlaşma olmazsa da tabii her iki taraf da kaybeder” değerlendirmesinde bulundu.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Hasipoğlu: “İsrail-İran çatışmasına ABD’nin müdahil olmasıyla gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz”

Published

on

By

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, İsrail-İran çatışmasına Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) müdahil olmasıyla gelişmeleri “endişeyle takip ettiklerini” söyledi

Hasipoğlu, bölgesel gelişmeler ve güncel konularla ilgili yazılı açıklama yaptı.

İran’ın Birleşmiş Milletlerden ABD’nin İran’a saldırısının incelenmesi ve kınanması talebiyle BM Güvenlik Konseyinden (BMGK) “acil oturum” talep ettiğini belirten Hasipoğlu, “Savaştaki füzelerin hedefinin nükleer tesis boyutuna gelmesi, içinde bulunduğumuz coğrafya için daha da endişe verici bir boyuta dönüştürmüştür” dedi.

-BM Güvenlik Konseyi “barış gücü değil izleme konseyi”

BM’nin barış gücü olmaktan artık çıkarak bir izleme konseyine dönüştüğünü söyleyen Hasipoğlu, “ ABD, Rusya gibi büyük devletlerin daimi üye olup veto haklarının olmasından dolayı Güvenlik Konseyinden mazlum halkları koruyacak, yaptırım içeren, önleyici kararlar çıkamamaktadır. Güçlünün haklı olduğu, hiçbir Batılı ya da Müslüman ülkenin kınamanın ötesine geçmediği BM ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantılarına şahitlik ediyoruz. Bunu daha önce Bosna’da, en son en acı şekilde Gazze’de Filistinlilerin yaşadıklarıyla ve bu yapıların karar alamadığını görüyoruz” dedi

BM’nin bugün ABD – İsrail müttefikliğinin yaptığı saldırıları izlemekle yetindiğini ve asli görevini yapamadığını ifade eden Hasipoğu , İsrail ile İran arasındaki çatışmaların da 10’uncu gününe girdiği şu günlerde izleyici koltuğunda oturmaya devam ettiğini belirtti.

– “Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık”

Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Aynı tecrübeyi Kıbrıslı Türkler olarak bizler de hem sahada hem masada yaşadık . 1974 öncesi Rum saldırıları karşısında BM’nin izleyici rolü ve alınan güvenlik konseyi kararları ortadadır. Keza, 1979 yılından itibaren başlayan federasyon müzakerelerinde, Rum tarafının uzlaşmaz tutumuna ek olarak , BM’in yapısal bozukluğundan dolayı çözüm de sağlanamamıştır . 1974 öncesinde Rum mezalimliğine tanıklık eden BM, sonraki federasyon görüşme süreçlerinde ise çözüm anlamında masaya getirdiği tüm plan ve önerilerine ‘Evet’ diyen Kıbrıs Türk halkına hak ettiği değeri ve statüyü vermek yerine , ‘Hayır’ diyen tarafın ödüllendirmeye devam etmiştir. Diğer bir ifadeyle BM müzakere süreci ile ilgili bir nihai tespit yapmaktan kaçınmış, hep Rum tarafının istediği şekilde bir çözüm arayışı içerisinde olmaya çalışıp, Rum tarafının içerisinde bulunduğu konfor alnının muhafaza etmesine çanak tutmuştur. Halbuki görüşme süreçlerini hamisi konumunda olan BM, Rum tarafının retçi tavırları sonrasında gerekli kararları alıp, Rum tarafını rahatsız edebilseydi, belki de bizlerin arzu ettiği çözüm modeli bugün hayat bulmuş olacaktı”

-Hakan Fidan’ın son açıklaması

Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) mesajını değerlendiren Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dünya, özellikle de bölgemiz, iyice ateş çemberine dönerken, Kıbrıs Türk halkının yegane güvencesinin ve en büyük destekçisinin Anavatan Türkiye olduğuna, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın son açıklamalarıyla bir kez daha tanıklık ettik. Hakan Fidan’ın KKTC’nin gözlemci üye olarak yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkına yer vermesi son derece önemli ve anlamlıdır. Kıbrıs Türk halkının yaşamakta olduğu izolasyon çemberinin aşılması gerektiğine vurgu yapan Hakan Fidan, doğrudan temas çağrısıyla da Anavatan Türkiye’nin milli dava Kıbrıs konusundaki politikasını da dünya kamuoyuna hatırlatmıştır.

Bu vesileyle, haklı davamızın her platformda yankı bulması için sözünü sakınmaktan çekinmeyen Anavatan Türkiye’mize ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a yürekten teşekkür ediyor, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC ve Kıbrıs Türk halkı ile ekonomik, siyasi, kültürel ilişkilerini daha da artıracağına inanıyoruz”

-“Rum tarafı tüm adanın güvenliğini riske sokuyor “

Hasipoğlu, Kıbrıs Rum liderliği ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemlerinin, Kıbrıs adasının tamamını ciddi bir tehlike altına soktuğunu söyledi.

Hasipoğlu, “Şimdilerde ise Amerika – İsrail yuvalanmasına sahasını açarak tüm adayı riske sokmaktadır. Kıbrıs Türk halkı olarak, Rum tarafının bizleri ortak düşman olarak gören İsrail’den farklı bir zihniyette olmadığını çok iyi biliyoruz. Bundan sonra sıra size gelecek zihniyetinin bir tezahürü olarak, bizi bu adada azınlık olarak gören, eşit kabul etmeyen ve ilk fırsatta, tıpkı Gazze’deki Filistinliler gibi, kendi ana yurdumuzda yok etmeye çalışan acımasız bir zihniyetle karşı karşıyayız” dedi

Hasipoğlu , GKRY’nin limanlarını başta ABD, İsrail ve Fransa olmak üzere birçok ülkeye açtığına dikkati çekerek, “Kıbrıs adası, tam bir barut fıçısı ama bizim halkımızın güvencesi güçlü Türkiye Cumhuriyeti’dir.” diye konuştu.

Gazimağusa’dan görülen füzelere şahitlik eden biri olarak, savaşı yakın hissetmenin kaygı verici olduğunu söyleyen Hasipoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle Crans Montana başta olmak üzere geçmiş federasyon görüşme süreçlerinde Rum tarafının Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin ve askerinin olmayacağı bir sistemde ısrar ederek masayı devirmesinin sebebini o dönemlerde idrak edemeyenler, şimdi garanti sisteminin önemini daha da iyi anlamalıdırlar. Rum – İsrail zihniyeti, bizleri azınlık gören, bundan sonra da sıra size gelecek zihniyetidir . Bu yüzden geçmişte olduğu gibi bu süreçleri tekrar başlatmak isteyenler, son yıllarda yaşanan savaşları ve soykırımları iyi analiz edip içselleştirmeleri gerekmektedir . Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de dikkate alarak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamlılığı UBP’nin kırmızı çizgisi olduğunu bir kez daha belirtir, söz sahibi olduğumuz müddetçe, halkımızın varlığı ve güvenliği için savunmaya devam edeceğimizi vurgularız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Gazimağusa Limanı’nda çöken yolun altında içinde tarihi eserler bulunan mezar olduğu düşünülen mağara bulundu

Published

on

By

Gazimağusa Limanı’nda yolun çökmesiyle toprak altında kalan tarih de gün yüzüne çıktı.

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Emine Emel Ziba konuyla ilgili BRT Gazimaĝusa muhabirine bilgi verdi.

Ziba, yolun bir bölümünde çökme olduğuna dair arandığını ifade ederek, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Gazimağusa Bölge Sorumlusuna bilgi verdiğini dile getirdi.

Teknik kurul tarafından incelemeler yapıldığını belirten Ziba, açığa çıkan mağaranın içerisinde tarihi eserlerin de bulunduğu bir mezar olduğunun düşünüldüğünü vurguladı.

Bölgede gerekli güvenlik önlemlerinin alındığını belirten Ziba, Pazartesi itibariyle kazı çalışmalarına başlanacağını sözlerine ekledi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Girne’de denizde yüzerken rahatsızlanan Gülseven yaşamını yitirdi

Published

on

By

Girne’de denizde yüzdüğü sırada muhtemelen rahatsızlanarak boğulma tehlikesi geçiren 80 yaşındaki Emel Gülseven tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi.

Polis Basın Subaylığından yapılan açıklamaya göre, Girne’de sakin Emel Gülseven bu sabah Karaoğlanoğlu’nda denizde yüzdüğü sırada muhtemelen rahatsızlanarak boğulma tehlikesi geçirdi.

Bölgede bulunanların yardımı ile sahile çıkarılarak ambulans ile Girne Dr. Akçiçek Hastanesinde kaldırılan Gülseven, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.

Devamını Oku

Trending

Reklam