Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Tatar:Yükseköğretimde bir marka yarattık. Bu kadar eleştiriyi, yıpratılmayı hak etmediğimizi düşünüyorum

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yükseköğretimde bir marka yarattığını kaydederek, “Kendi kendimizi daha fazla yıpratmayalım, bu kadar eleştiriyi, bu kadar yıpratılmayı hak etmediğimizi düşünüyorum” dedi.

Yükseköğretimin ülke için çok değerli ve önemli bir sektör olduğunu vurgulayan Tatar, “Sektörün kalitesini ve umudunu korumak için ne gerekirse yapmaya hazırım” açıklamasında bulundu.

Üniversitelerarası Akademik Koordinasyon Kurulu (ÜAKK) toplantısı Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katılımıyla yapıldı.

Sayıştay Toplantı salonunda bugün öğleden sonra gerçekleşen toplantında üniversitelerin rektörleriyle, üniversitelerin Üniversitelerarası Akademik Koordinasyon Kurulu için seçtiği, profesörlerden oluşan üyeler yer aldı.

Toplantıda ilk sözü alan YÖDAK Başkanı Aykut Hocanın, Cumhurbaşkanı Tatar’a ve katılımcılara üniversiteleri kalite açısından değerlendiren kuruşların üye olduğu Avrupa Kalite Güvence Birliği (ENQA) ile ilgili yaşanan son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

YÖDAK’ın 2007’den beri ENQA’ya gözlemci üye olduğunu kaydeden Hocanın, üyelikle ilgili başvuruların 5 yılda bir yenilendiğini, bunun için geçtiğimiz şubat ayında gerekli başvuruyu yaptıklarını ancak bunun işleme konulmadığını söyledi.

ENQA’dan bir yazı aldıklarını, bu yazıda üyelerden birinin YÖDAK’ın gözlemci üyeliğinin yenilenmesine itirazda bulunduğunun belirtildiğini ifade eden Aykut Hocanın, eski YÖDAK Başkanı’nın tutuklanması, bir üniversitede yürütülen diploma soruşturması, uluslararası öğrencilerin adaya gelişleri ve insan kaçakçılığıyla ilişkilendirilmeleriyle ilgili iddialar konusunda da bilgi talep edildiğini paylaştı.

Hocanın, bu konuda Cumhurbaşkanı’na, Milli Eğitim Bakanı’na ve Yükseköğretim Dairesi Müdürü’ne bilgi vererek, cevabi yazılarında YÖDAK’ın çalışmaları, yeni kurulan Yükseköğretim Bilgi Sistemi (YÖKSİS) ve öğrenci sayılarını aktardıklarını paylaştı.

ENQA’dan aldıkları ikinci yazıda özellikle uluslararası öğrenciler ve YÖKSİS ilgili daha fazla bilgi istendiğini belirten Aykut Hocanın, her iki yazıda paylaştığı bilgileri ENQA Genel Kurul’una katılmak üzere gittiği Malta’da ENQA Başkanı’na ve bazı yönetim kurulu üyelerine de aktardığını ifade etti.

ENQA Başkanı’nın YÖDAK adına yapılan itirazları yönetim kuruluna da ilettiğini, YÖDAK’ın gözlemci üyelikten çıkarılmasıyla ilgili oylamanın Genel Kurul gündeminden çekildiğini ifade eden Hoca’nın, “Çalışmaların zaman alacağını takdir ettiklerini ifade edip bunları tamamladığımız zaman ENQA’ya yeniden başvuru yapabileceğimize dair öneride bulundular” dedi.

-Tatar

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise konuşmasında yükseköğretimin ekonomik kalkınma ve KKTC’nin tanıtılmasındaki rolüne işaret ederek, sektörün zarar görmesinin, itibar kaybetmesinin ülkeye yapılan en büyük kötülük olduğunu söyledi.

200 bine yakın yabancı öğrencinin KKTC’deki üniversitelerden mezun olduğuna da dikkat çeken Tatar, şöyle devam etti

“Sahte diploma dağıtıldığını söyleyenler hepimize ihanet, bu memlekete de kötülük ediyor. Öyle manşetler, öyle açıklamalar var ki sanki bu yanlışı herkes hep birlikte yapıyor. Böyle bir şey yoktur. Bir yanlış varsa, nerede ve nasıl olduğu bellidir. Araştırması da yapılıyor. Zafiyet varsa onlarla ilgili de tedbirler alınıyor. Bu evlatlar ne fedakarlıklarla burada eğitimlerini sürdürüyor. Çıkan her yanlış haber onlara haksızlıktır. Evet, birtakım sıkıntılar yaşanmış olabilir, hak edenler de gerekli cezaları alacak.”

Üniversitelerin kolay kurulmadığını, seçkin ve önemli insanların yıllarca burada eğitim verdiğini, yükseköğretimde 45 yıllık bir tecrübe olduğunu kaydeden Ersin Tatar, sektörün ülke ekonomisine katkısının yılda bir milyar dolar civarında olduğunu ifade etti.

Tatar, “Bu sektörü daha da büyütmek hepimizin görevidir. Bu sektör bizler için çok değerli ve önemlidir. Siyasiler de yaptıkları açıklamalarda sektörün menfaatini ve geleceğini düşünmeli… Açıklamalar ölçülü olmalı” dedi.

Bazı üniversitelerin eğitimiyle, yatırımlarıyla dünyadaki üniversitelerle yarışır duruma geldiğini de vurgulayan Tatar, şöyle devam etti:

“KKTC yükseköğretimde bir marka yarattı. Turizm de bir markadır ama benim kanaatimce eğitimdeki markamız daha da değerlidir. Sektörün kalitesini ve umudunu korumak için ne gerekirse yapmaya hazırım. Kendi kendimizi daha fazla yıpratmayalım, bu kadar eleştiriyi, bu kadar yıpratılmayı hak etmediğimizi düşünüyorum.”

Rumların her zaman Kıbrıs Türk halkının önünü kesmek için çalıştığını da söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şöyle devam etti:

“Her fırsatı kullanarak KKTC’nin ve sektörlerinin altını oymak için, bize zarar vermek için her türlü girişimi yapmaya hazırdırlar. Bu da bizim gerçeğimizdir. Yapacak bir şey yok. Diplomatik alanda onlarla kuracağımız ilişkiler de bunu düzeltmez. Çünkü niyetleri bambaşkadır… Biz kusur işlememeye dikkat etmek durumdayız. Güney Kıbrıs’a vesile olmamak için buna dikkat etmek zorundayız.”

Yakın coğrafyadaki sıcak gelişmelere de değinen Ersin Tatar, Kıbrıs’a gelecek öğrencilerin bunları da göz önünde bulundurduğunu söyleyerek, “Çok krizler atlattık, inşallah bunlar da geride kalacak” diye konuştu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi ve LAÇ belediyelerinden eş zamanlı plaj temizliği

Published

on

By

Karadeniz Kültür Derneği, Yeniboğaziçi Belediyesi ve Lapta Alsancak Çamlıbel (LAÇ) Belediyesi iş birliğiyle çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla eş zamanlı bir plaj temizliği etkinliği yaptı. 

Karadeniz Kültür Derneğinden verilen bilgiye göre gönüllüler ile belediye ekiplerinin katıldığı etkinlikte bu sabah eş zamanlı olarak iki farklı bölgede  Yeniboğaziçi Belediyesi Plajı ve LAÇ Belediyesine bağlı plajların temizliği yapıldı.

Etkinlikte konuşan Temiz Kumsallar Komitesi Sözcüsü Emin Yazıcı, bugünkü temizlik kampanyasıyla farkındalık oluşturmak istediklerini  belirterek, “Amacımız, gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak ve bu konuda sürdürülebilir projeler üretmek” dedi.

Halkın bu tür etkinliklere destek vermesinin çevre bilincinin gelişmesi açısından önemli olduğuna da dikkat çeken Yazıcı, “Temiz bir dünya, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu projemize ortak olan LAÇ Belediyesi, Yeniboğaziçi Belediyesi, Cittaslow ekibi, sosyal gençlik derneğine ve Karadeniz Kültür Derneği yönetimine, üyelerine ve katkı sağlayan tüm duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.” dedi.

 

TAK/BRT

Devamını Oku

Kıbrıs

KKTC’deki öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği yaban mersininin Zonguldak’ta üreticisi oldu

Published

on

By

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde yaşayan psikolog Selçuk Kaymak, öğrencilik yıllarında tadından etkilendiği tıbbi ve aromatik bitkilerden yaban mersini (mavi yemiş) yetiştirmeye başladı.

Kentte bir kurumda psikolog olarak görev yapan 31 yaşındaki Kaymak, KKTC’de üniversite eğitimi aldığı yıllarda ilk kez yediği yaban mersininin tadını beğendi.

Çocukluk yıllarından bu yana doğa ve toprakla iç içe büyüyen Kaymak, zaman içerisinde eğitimini tamamlayıp mesleğini eline almasının ardından belirli zamanlarda şehir stresinden uzak kalmak, toprak ve hayvancılıkla uğraşan ailesine katkı sağlamak amacıyla yaban mersini yetiştirmeye karar verdi.

Araştırmalar yapan Kaymak, bu meyveyi yetiştirmek için Litvanya’dan özel olarak toprak, İstanbul’dan da fidanları getirtti. Babasına ait iki dönümlük bahçede üretime başlayan Kaymak, ilk hasadını geçen yıl yaptı.

İşten kalan zamanlarını bahçede geçiren ve bahçeye gelenlere mahsulü doğrudan toplama imkanı da sunan Kaymak, gayretiyle gençlere örnek olmayı hedefliyor.

– “Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum”

Selçuk Kaymak, AA muhabirine, köyde doğup büyüdüğünü, doğaya ve toprağa karşı her zaman ilgisinin olduğunu söyledi.

Yaban mersinini ilk kez KKTC’de tükettiğini ve tadını beğendiğini aktaran Kaymak, daha sonraları bununla ilgili araştırmalar yaptığını, mesleğini eline aldıktan sonra da babasının bahçesinde bu işi yapmaya karar verdiğini anlattı.

Kaymak, iki dönümlük arazide çalışmalara başladığını belirterek, “Bin fidanım var. Yaklaşık 2,5 yıldır bu işi tamamen doğal, kendi imkanlarımla, otomasyon sistemim olmadan yapmaya çalışıyorum. Bu yıl ikinci kez hasat ediyorum. Severek yapıp bu işte olmaya çalışıyorum.” dedi.

Toprakla uğraşmayı sevdiğini dile getiren Kaymak, şöyle devam etti:

“Bu işi yapabilir miyim diye düşündüm. Büyük emekler sonucunda bahçeyi kurdum. Bahçeyi kurarken de ailem ve yakınlarımdan destek aldım. Yaban mersini içerisinde zaten bin adet, ‘hobi amaçlı üretim’ olarak geçer çünkü genelde büyük bahçelerde 20-25 bin fidan bulunur. Kesinlikle ticari amaç gütmüyorum. Aileme kazancı oluyor. Benimki hobi, zaman geçirme. Doğayla, toprakla buluşarak kendimi deşarj etme yöntemi olarak bu bahçeyi kullanıyorum. Mesleki olarak söylersem, benim terapi yöntemim. Doğa bizi gerçekten tamir ediyor. Buna her zaman inanırım.”

Kaymak, yaban mersininin, içerdiği yüksek antioksidan, vitamin ve mineral değerleri sayesinde faydalı olduğunu aktardı.

Yaban mersininin özel besleme ve bakım koşulları olduğunu, özel toprak istediğini anlatan Kaymak, meyvenin bakımıyla sabırla ve özenle ilgilendiğini dile getirdi.

Kaymak, bir işi gerçekleştirmek için istekli olmanın önemine işaret ederek, “Bir şeyi yapabilme gücü insanların içinde varsa kesinlikle bırakmasınlar çünkü ben bunu hissettim ve isteyerek başladım. Fidanlarımı İstanbul’dan getirtip evimin önüne koyduğumda, ‘Bunlar ne?’ diye söylenenler muhakkak olmuştur. Bu hale gelebileceğine kimse inanmamıştır ama ben inanıyordum.” ifadelerini kullandı.

İnanmanın başarmanın yarısı olduğunu vurgulayan Kaymak, “Bu işin severek yapılması gerekiyor. Sadece ticari amaçla bu işi yapacaklarsa yapmasınlar. Bahçemdeki her fidanı tanıyorum. Onların ne durumda olduğunu takip etmeye çalışıyorum.” diye konuştu.

 

Devamını Oku

Kıbrıs

Tatar, Melbourne’daki 20 Temmuz etkinliğine canlı bağlantı ile katıldı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Avustralya’nın Melbourne kentinde North Cyprus Turkish Community of Victoria (Viktorya Kuzey Kıbrıs Türk Cemiyeti) ve bu derneğin Yaşlılar Kolu tarafından düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenine canlı bağlantı ile katılarak Kıbrıs Türk toplumuna seslendi.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre etkinlikte, Cumhurbaşkanı Tatar’ın mesajı, salonda bulunan konuklar tarafından ilgiyle karşılandı.

Cumhurbaşkanı Tatar, mesajında, Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesinin önemine vurgu yaparak, Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümünü gururla andıklarını belirtti. Törende katılımcılara, “20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nız kutlu olsun” mesajı iletildi.

Törene, Melbourne KKTC Fahri Temsilcisi Hasan Sayar, Türkiye Cumhuriyeti Melbourne Başkonsolosu Doğan Ferhat Işık, geçmişte Melbourne Başkonsolosluğu ve Lefkoşa Büyükelçiliği Müsteşarlığı görevlerinde bulunan Mehmet Seyit Apak, North Cyprus Turkish Community of Victoria Başkanı  Lütfiye Ali, Yaşlılar Kolu Başkanı Emel Hüseyin, Viktorya Kıbrıs Türk Gaziler Derneği Başkanı Hüseyin Sonuç, Cumhurbaşkanlığı Yurt Dışı Kıbrıslı Türkler Komitesi Avustralya üyesi ve Kıbrıs Türk Profesyoneller Odası Başkanı Nevin Hüseyin, iş insanları Yüksel Kemal ve Soner Hüseyin, Kıbrıs Türk asıllı futbolcu Aziz Behic’in babası Yaşar Behic, ve cemiyet mensuplarından Numan Atılgan Turan da katıldı.

Törenin devamında, “geçmişin acı dolu hatıraları paylaşıldı” belirtilen açıklamada, “Mücahitler, esaret ve zulümle geçen yıllardaki yaşanmışlıklarını anlatarak duygu dolu anlar yaşattı. Emel Hüseyin’in kendi yazdığı ‘Karaoğlan’ adlı şiiri okuması ise büyük beğeni topladı” denildi.

Etkinlik, Barış Harekatı’nın 51. yıl dönümüne özel hazırlanan pastanın kesilmesi ve ikramlarla sona erdi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam