Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı, BM’nin görev süresinin bir yıl uzatılması kararına tepki gösterdi

Published

on

Cumhurbaşkanlığı, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün görev süresinin bir yıl süreyle uzatılmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararına ilişklin açıklama yaptı.
Açıklamada, kararın kabul edilmez olduğu belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı, Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün görev süresinin bir yıl süreyle uzatılmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararını değerlendirdi.

Açıklamada, “Cumhurbaşkanımız göreve gelir gelmez, elli yıldır çözümsüzlüğe mahkum edilen Kıbrıs konusunu bir uzlaşıyla neticelendirmek hedefiyle yeni bir vizyon ortaya koymuştur. Hal böyleyken, BM Güvenlik Konseyi bugün almış olduğu kararın müzakere zeminine atıf yapan paragraflarında, sahadaki durumu yine görmezden gelerek, statükonun muhafazasına yönelik ifadelere yer vermiş ve BM Güvenlik Konseyi bu sorunun gerçek anlamda çözülmesiyle ilgilenmediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir” denildi.

Kararın yeni bir siyasi sürece atıf yapılan paragraflarındaki ifadelerin kabul edilmez olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“ Tekrarlamakta fayda görülür ki, Kıbrıs Türk Tarafı, Kıbrıs Türk Halkını yarım asrı aşkın bir süredir hak mahrumiyeti ve insanlık dışı izolasyona mahkum eden, Kıbrıs Rum tarafına haksız ve hukuksuz olarak yaratılan illüzyon çerçevesinde tüm adayı temsil etme imkanını tanıyan vedefa defa aynı şeylerin siyasi yelpazenin her kanadından gelen Liderler tarafından müzakere edilip, sürekli başarısızlığa uğramak suretiyle tüketilen zeminden rızasını çekmiştir.

Bir uzlaşmazlığın çözümüne yönelik yapılacak müzakerelerin başlayabilmesi için yerleşmiş tek kural vardır: ihtilaflı taraflar müzakere edecekleri zemin üzerinde anlaşmak zorundadır. Gelinen noktada, BM Genel Sekreteri’nin de Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararla onayladığı ilgili raporunda açıkça ifade ettiği gibi, iki tarafın yeni ve resmi bir müzakere sürecine başlaması için gereken bir ortak zemin bulunmamaktadır. Kıbrıs Türk Halkı geleceğini, müktesep hakları hilafına dikte edilen zorlama zeminlere ve çözüm modellerine teslim etmeyecektir. Kıbrıs’ta bir çözümle ilgilendiğini ifade eden uluslararası çevrelere, statükoyu korumaya yönelik ifadelerden imtina ederek, iki tarafın üzerinde anlaşma sağlayacakları bir zemine destek vermelerini tavsiye ediyoruz.

Kıbrıs Türk Tarafı, müktesep haklarımızın, yani egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün teyidiyle, yeni ve resmi bir müzakere sürecine hemen geçilebileceğini hem sözlü hem de yazılı bir şekilde defaten ifade etmiştir.Cumhurbaşkanımızın yeni vizyonu zemininde Kıbrıs konusunu kısa sürede adil ve kalıcı bir uzlaşıyla sonuçlandırmaya yönelik resmi müzakereleri başlatma çağrısını, bu vesileyle yeni seçilecek Rum Lidere de iletiriz.

Ortak zeminin olup olmadığının tespitine yönelik çalışmalar devam ederken, Kıbrıs Türk Tarafı, herhangi bir şarta bağlı olmadan, iyi niyeti ve yapıcı yaklaşımının bir göstergesi olarak, 1 Temmuz ve 8 Temmuz 2022 tarihlerinde BM Genel Sekreteri vasıtasıyla, Rum tarafına iletmiş olduğu iki mektupla, toplamda altı konuda iş birliği önerisi yapmıştır. Hem Kıbrıs Türk Halkının,hem Kıbrıs Rum Halkının, hem Kıbrıs Adası’nın, hem de bölgemizin istikrar ve refahına katkısı olacak, kazan-kazan ilkesiyle hazırlanmış olan
önerilerimiz, uluslararası toplum tarafından olumlu karşılanmış, Kıbrıs Rum liderliği de bu önerilerin önemini görmezden gelememiş ve bugüne kadar resmi yanıtlarını bekletmişlerdir. Bahse konu Güvenlik Konseyi kararında bu altı iş birliği önerimize atıf yapılmaması bir eksikliktir. Önerilerimiz sadece esasa dair detayları değil, aynı zamanda bu başlıkların nasıl görüşüleceğine ilişkin yöntemi de içermektedir. Hepsi de önemli ve acil olmakla birlikte önermiş olduğumuz altı iş birliği alanının bazılarının bekletilme şansı yoktur. Cumhurbaşkanımız, iki tarafın iş birliğini elzem olarak görmektedir ve önerilen altı alandaki iş birliğinin gerçekleştirilmesi için gayretlerini sürdürecektir. Bu iş birlikleri sayesinde atılacak somut adımlarla, hem Kıbrıs Türk Halkının, hem Kıbrıs Rum Halkının hayatına dokunacak projeleri hayata geçirme kararlılığımızı da bir kez daha paylaşırız.

Benzer bağlamda, Kıbrıs Türk Tarafı, İki Taraflı Teknik Komitelerin iki Halkın gündelik hayatını kolaylaştırmaya yönelik sürdürmekte olduğu faaliyetleri ve somut iş birliği projelerini desteklemeye devam edecektir.

Karardaki Kapalı Maraş’a ilişkin ifadeler, uluslararası toplumun değişime yönelik sığ siyasetinin bir tezahürüdür. Tekrar etmekte fayda görüyoruz ki, Kıbrıs Adası’nda sahadaki durumu yansıtan değişim, Maraş açılımı ile başlamıştır ve bu siyasetimiz diğer alanlara yayılarak devam edecektir.
Maraş’ı kapalı şekilde kaderine terk etmek, sadece statüko bekçiliği değil, eski sakinlerin haklarını göz ardı etmek anlamına gelmektedir.

Maraş 2020’ye kadar neden kapalı kalmıştı? Bunun sorumlusu ilk başta uluslararası toplumun yanlı tutumu ve Rum uzlaşmazlığıdır. Siyasi sürece dair pozisyonumuzda olduğu gibi, Kıbrıs Türk Halkı geleceğini kendi tayin edecektir ve ülkemizin herhangi bir toprak parçası da Rum iradesine teslim edilmeyecektir.

Kapalı Maraş’ın eski sakinlerinin, Meclisimizin kabul etmiş olduğu 67/2005 sayılı Yasa tahtında kurulan ve uluslararası tanınmışlığı bulunan Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmuş olmaları ve TMK’nın bu başvuruları değerlendiriyor olması, atılan adımların isabetli olduğunun göstergesidir.

Buna karşı çıkmak, yalnız hak mahrumiyeti değil, hukukun engellenmesi anlamına gelmektedir.

Anılan kararda bir başarı olarak aksettirilmeye çalışılan, ancak gerçekte 10 yılı aşkın bir süredir Rum engeline takılan hayvansal olmayan işlenmiş gıdanın ticaretine yönelik belirlenmiş birkaç ürünümüzün satışı, Rum bürokrasisine rağmen, sembolik olarak başlamıştır. Asıl başarı, Kıbrıs Türk üreticilerin herhangi bir kısıtlamaya tabi tutulmaksızın, tercihli bir şekilde ürünlerini uluslararası pazarlara ulaştırabilmeleridir.

Bu doğrultuda, bu kısıtlamaların tamamen kaldırılmasına yönelik uluslararası topluma da büyük bir görev düşmektedir. Son altı ayda sınır geçişlerinde Rum muhacereti tarafından çıkarılan zorluklar da, ekonomik iş birliği yapılabilmesinin önünde önemli bir engel teşkil etmeye devam etmektedir.

Sınır geçişlerindeki zorlukların aşılmasına yönelik ilgili makamlarımızla istişare içerisinde girişimlerimiz devam etmektedir.

Kararda, Kıbrıs Türk Halkının on yıllardır maruz bırakıldığı insanlık dışı izolasyona değinilmemesini, buna sebep olanların gerçeği gizleyerek,
ayıplarını örtme çabası olarak değerlendirmekteyiz.

1960’ta, iki Halkın egemen eşitliklerinden kaynaklanan rızalarıyla kurulan ortaklık Cumhuriyeti’ni, 1963’te silah zoruyla bir Rum Devleti’ne dönüştüren
Rum liderliğinin rızası ile 1964 yılından itibaren operasyonlarını sürdüren BM Barış Güçü’nün, ülkemizdeki faaliyetlerini yasal bir zemine oturtmak şarttır. Bu amaca yönelik olarak Dışişleri Bakanlığımızın hazırlamış olduğu Kuvvetler Statüsü Anlaşma taslağı BM yetkililerine iletilmişti. Halihazırda gerek bizim gerekse BM’nin kabul edebileceği bir anlaşma üzerinde müzakereler devam etmektedir. Gerçek böyleyken ve BM, Dışişleri Bakanlığımızın önerisine karşı öneri vermişken, bunu saklamak ve bu operasyonların GKRY’nin rızası ile 1 yıl daha devam edeceğini karara yansıtmak, iyi niyetle bağdaşmamaktadır. KKTC sınırları içerisinde, iyi niyetimizle faaliyetlerini yürütebilen BM’nin bu tavrı, göstermekte olduğumuz müsamahanın suistimali olarak değerlendirilmektedir.

Cumhurbaşkanımızın beklentisi, bu hususta ivedilikle karşılıklı kabul edilebilir bir mutabakata varılmasıdır.

Kıbrıs konusunu adil ve kalıcı bir uzlaşıya ulaştırma hedefiyle, iki egemen Devlet’in, iki Halkın faydasına olacak işbirliğine ilişkin çabalarımızı yoğunlaştırarak, hem iki Tarafın, hem Kıbrıs Adası’nın, hem de Doğu Akdeniz Bölgesi’nin istikrar ve refahına katkıda bulunacak, hak ve çıkarlarımızdan ödün vermeyerek, diplomasi odaklı politikamızı kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

“8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali”, Londra’da başladı.. Başbakan Üstel: Ekonomik tuzaklar, dış kaynaklı baskılar bizi yolumuzdan döndüremez

Published

on

By

Toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve kültürel mirası yaşatmak amacıyla Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi tarafından düzenlenen “8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali” Londra’da başladı.
Londra’da Enfield Donkey Lane’de düzenlenen ve iki gün sürecek 8. Kıbrıs Türk Kültür Festivale Başbakan Ünal Üstelin yanısıra Başbakan Yardımcısı, Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu , Anamuhalefet CTP Dışilişkiler Sekreteri milletvekili Fikri Toros da katıldı.

Londra’da temaslarda bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise festivali yarın ziyaret edecek. Etkinliğin açılış konuşmasını Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi Başkanı Kenan Nafi yaptı.

Festivalin Kıbrıs Türk kültürü ve değerlerinden ilham alarak gerçekleştiğini belirten Nafi, genç nesillerin kendi kimliklerini ve kültürlerini geleceğe aktarmasının önemine değindi…
Festivalin sponsorlarından TaşYapı Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Turanlı ise İngiltere’de bulunan derneklere destekte bulunmaya devam edeceklerini kaydetti.
Turanlı, yetkililerle görüştüğünü belirterek “ Yakında gelecekte Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nin Eski Ercan Havalimanı’nda da yapılmasını umduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı, Turizm Kültür Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise, dördüncü neslin ata topraklarından kopmadan kültürlerini sürdürmelerinin önemine vurgu yaptı.

Ataoğlu, Kıbrıslı Türk gençlerin İngiltere’deki gençlerle birlikte hareket etmesinin ve bu birlikteliğin sürdürülebilir olmasının en büyük temennileri olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bir kültür yaşatılmak isteniyorsa; dansla, müzikle, dille ve gelenekle yaşatılmalıdır. Bu festival bunun en güzel örneğidir”

CTP Dışilişkiler Sekreteri Milletvekili Fikri Toros ise toplumların kültürleri ve sanatlarına sahip çıkmadığı sürece dünyayla bütünleşmede geri kalacağını söyledi.
Toros, “Bizim toplumumuz ise dünyanın muhtelif yerlerinde önemli roller üstlenmektedir. Kıbrıs Türk kültürünü, sanatını ve sanatçısını dünyayla, farklı kültürlerle bir araya getirme sorumluluğunu taşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Toros ayrıca festivalin KKTC’ de yapılma çağrısını da desteklediğini belirtti.

Başbakan Ünal Üstel ise festivalin açılışında yaptığı konuşmada öncelikle birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.
Kıbrıs Türk halkının yaşadığı acılara rağmen dimdik ayakta durduğunu, kendi devletini kurup kendi kendini yönetir hale geldiğini vurgulayan Üstel, “Varoluş mücadelemizin en büyük ilhamı özgür yaşama irademizdir ve bu irade her nesilde yeniden filiz vermektedir” dedi.

“1974 sonrası sadece Anavatan Türkiye’nin sarsılmaz desteğiyle ayakta kalmadık, aynı zamanda kendi kurumlarımızı inşa eden, demokrasisini kuran ve geleceğe sahip çıkan bir halk olduk” diyen Üstel, gençlere de seslendi.

“Barışı samimiyetle arzulayan devlet ve halk olarak 50 yıl boyunca federasyon masalarına esir edildik. Bizler federasyon defterini artık kapattık. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın son beş yıldır ortaya koyduğu ve sahip çıktığı iki devletli çözüm vizyonu, Türkiye ile tam bir uyum içerisindedir ve aynı kararlılığı biz de savunuyoruz. Bu vizyon artık sadece Kıbrıs Türk halkının değil, tüm Türk milletinin resmi iradesidir” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM kürsüsünden yaptığı çağrıyı hatırlatan Üstel, “Türk dünyası ile ilişkilerimiz tarihi bir zirvede. Kıbrıs Türk halkı sahipsiz değildir. Elbette rahatsız olanlar var. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk halkına karşı organize ekonomik sabotaj kampanyası yürütmektedir” dedi.

Üstel, Özellikle inşaat sektörünü hedef alıp mülkiyet bahanesi ile insanımıza hukuk dışı baskılar kurmaktadır..Bilinmelidir ki; ne ekonomik tuzaklar, ne dış kaynaklı baskılar bizi yolumuzdan döndüremez. Biz pes etmeyiz. Biz boyun eğmeyiz. Biz Kıbrıs Türküyüz” ifadelerini kullandı.

Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere de seslenen Üstel,”KKTC’nin haklı davasını tüm dünyaya anlatın . Bize uygulanan hukuk dışı uygulamaları anlatın. Yatırımcılarla bir araya gelin KKTC ye yatırımları arttırın…” diye konuştu.

Ocak ayında gerçekleştirilen İngiltere temaslarını anımsatan Başbakan Üstel, “Verdiğimiz sözleri unutmadık” diyerek müjdeleri ardı ardına açıkladı.

Üstel, “KKTC Başbakanlık bünyesinde İngiltere Genç Diaspora Koordinasyon Kurulu kurulacak. “Yuvaya Dönüş Paketi” ile İngiltere’den KKTC’ye dönüş yapmak isteyen gençlere vergisel ve sosyal kolaylıklar sağlanacak. İngiltere’de yaşayan gençlere sosyal konut edinme hakkı tanınmasının önü açılacak. E-Devlet sistemleri sadeleştirilecek. Yurtdışındaki gençler, KKTC’nin dijital kamu diplomasisi faaliyetlerinde daha aktif olacak”dedi.

Başbakan Üstel bedelli askerlikle ilgili yeni yasa önerisine ilişkin de bilgi verdi.

Üstel, “Yurt dışında yaşayan çift uyruklu gençlere bedelli askerlik hakkı tanınacak. Ülkedeki kalış süresi 90 günden 120 güne çıkarılacak. Bedelli ücretlerinde indirim yapılacak, asgari ücrete bağlı oranlar düşürülecek. Tıpta uzmanlık ve doktora yapan gençlerin durumu yasal güvence altına alınacak. Yoklama kaçağı ya da bakaya olanlara af getirilecek. Önceki yıllarda süresi içinde bedelli hakkını kullanamayanlara bir defaya mahsus başvuru hakkı sağlanacak” dedi.

Başbakan Üstel konuşmasını gençlere seslenerek şöyle tamamladı:

“Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, biliniz ki bu devlet sizin devletinizdir. Bu bayrak sizin bayrağınızdır. Ve biz, bu bayrağı sizlerle birlikte daha da yükseklere taşıyacağız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Üstel: KKTC Başbakanlık İngiltere Genç Diaspora Koordinasyon Kurulu’nu kuruyoruz…Bedelli askerlikle ilgili kolaylaştırıcı adımlar için yasal çalışmaları başlattık

Published

on

By

8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali , KKTC’den üst düzey katılımla başladı.

Açılışa katılan Başbakan Ünal Üstel konuşmasında önemli mesajlar verdi.

Üstel festivalin açılışında yaptığı konuşmada öncelikle birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.
Kıbrıs Türk halkının yaşadığı acılara rağmen dimdik ayakta durduğunu, kendi devletini kurup kendi kendini yönetir hale geldiğini vurgulayan Üstel, “Varoluş mücadelemizin en büyük ilhamı özgür yaşama irademizdir ve bu irade her nesilde yeniden filiz vermektedir” dedi.

“1974 sonrası sadece Anavatan Türkiye’nin sarsılmaz desteğiyle ayakta kalmadık, aynı zamanda kendi kurumlarımızı inşa eden, demokrasisini kuran ve geleceğe sahip çıkan bir halk olduk” diyen Üstel, gençlere de seslendi.

“Barışı samimiyetle arzulayan devlet ve halk olarak 50 yıl boyunca federasyon masalarına esir edildik. Bizler federasyon defterini artık kapattık. Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın son beş yıldır ortaya koyduğu ve sahip çıktığı iki devletli çözüm vizyonu, Türkiye ile tam bir uyum içerisindedir ve aynı kararlılığı biz de savunuyoruz. Bu vizyon artık sadece Kıbrıs Türk halkının değil, tüm Türk milletinin resmi iradesidir” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM kürsüsünden yaptığı çağrıyı hatırlatan Üstel, “Türk dünyası ile ilişkilerimiz tarihi bir zirvede. Kıbrıs Türk halkı sahipsiz değildir. Elbette rahatsız olanlar var. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk halkına karşı organize ekonomik sabotaj kampanyası yürütmektedir” dedi.

Üstel, Özellikle inşaat sektörünü hedef alıp mülkiyet bahanesi ile insanımıza hukuk dışı baskılar kurmaktadır.. Bilinmelidir ki; ne ekonomik tuzaklar, ne dış kaynaklı baskılar bizi yolumuzdan döndüremez. Biz pes etmeyiz. Biz boyun eğmeyiz. Biz Kıbrıs Türküyüz” ifadelerini kullandı.

Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklere de seslenen Üstel,”KKTC’nin haklı davasını tüm dünyaya anlatın . Bize uygulanan hukuk dışı uygulamaları anlatın. Yatırımcılarla bir araya gelin KKTC ye yatırımları arttırın…” diye konuştu.

Ocak ayında gerçekleştirilen İngiltere temaslarını anımsatan Başbakan Üstel, “Verdiğimiz sözleri unutmadık” diyerek müjdeleri ardı ardına açıkladı.

Üstel, “KKTC Başbakanlık bünyesinde İngiltere Genç Diaspora Koordinasyon Kurulu kurulacak. “Yuvaya Dönüş Paketi” ile İngiltere’den KKTC’ye dönüş yapmak isteyen gençlere vergisel ve sosyal kolaylıklar sağlanacak. İngiltere’de yaşayan gençlere sosyal konut edinme hakkı tanınmasının önü açılacak. E-Devlet sistemleri sadeleştirilecek. Yurtdışındaki gençler, KKTC’nin dijital kamu diplomasisi faaliyetlerinde daha aktif olacak”dedi.

Başbakan Üstel bedelli askerlikle ilgili yeni yasa önerisine ilişkin de bilgi verdi.

Üstel, “Yurt dışında yaşayan çift uyruklu gençlere bedelli askerlik hakkı tanınacak. Ülkedeki kalış süresi 90 günden 120 güne çıkarılacak. Bedelli ücretlerinde indirim yapılacak, asgari ücrete bağlı oranlar düşürülecek. Tıpta uzmanlık ve doktora yapan gençlerin durumu yasal güvence altına alınacak. Yoklama kaçağı ya da bakaya olanlara af getirilecek. Önceki yıllarda süresi içinde bedelli hakkını kullanamayanlara bir defaya mahsus başvuru hakkı sağlanacak” dedi.

Başbakan Üstel konuşmasını gençlere seslenerek şöyle tamamladı:
“Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın, biliniz ki bu devlet sizin devletinizdir. Bu bayrak sizin bayrağınızdır. Ve biz, bu bayrağı sizlerle birlikte daha da yükseklere taşıyacağız”

Devamını Oku

Kıbrıs

Ataoğlu: Kıbrıs Türk kimliği Londra’da gururla yaşatılıyor

Published

on

By

Londra’da düzenlenen 8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nde konuşan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, “Bu festival, kültürümüzü yaşatmanın ve geleceğe taşımanın en güçlü yoludur” dedi. Ataoğlu, Kıbrıs Türk kimliğinin sadece adamızda değil, diasporada da gururla yaşatıldığını vurguladı.

8. Londra Kıbrıs Türk Kültür Festivali kapsamında konuşan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, etkinliğin sadece bir festival değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının kimliğini, kültürel mirasını ve birlik ruhunu yaşatan önemli bir köprü olduğunu vurguladı.

Ataoğlu, “Ata toprağındaki gençlerimiz ile Londra’daki gençlerimizin bir araya gelmesi, onlara emanet edeceğimiz değerlerin imzasıdır” dedi.

Gençlere aktarılan kültürel mirasın sürdürülebilir olmasının, onlara verilen değerin bir sonucu olduğunu belirten Ataoğlu, “Gençlerimize ne kadar değer verir ve ne kadar sorumluluk emanet edersek, bu emaneti çok daha ileriye taşıyacaklardır. Bu konuda en ufak bir şüphem yok” ifadelerini kullandı.

Ataoğlu, “Binlerce kilometre ötede, Londra’nın kalbinde atmaya devam eden Kıbrıs Türk kalbi, bu festivalde en güçlü haliyle hissediliyor. Diasporada yaşayan kardeşlerimizin bağlılığı sayesinde Kıbrıs Türk kimliği gururla taşınıyor” dedi.

Festivalin genç nesillere folklor, mutfak, sanat ve tarih gibi değerlerin aktarılmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Ataoğlu, “Bir kültür yaşatılmak isteniyorsa; dansla, müzikle, dille ve gelenekle yaşatılmalıdır. Bu festival bunun en güzel örneğidir” ifadelerini kullandı.

Ataoğlu, gençlere verilen değerin kültürel mirasın sürdürülebilirliğinde belirleyici olduğunu vurguladı. Ataoğlu, “Ata toprağındaki gençlerimizin, Londra’daki gençlerle buluşması, geleceğe emanet edeceğimiz ortak değerlerin en güçlü göstergesidir” dedi.

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca birçok zorlukla karşılaştığını ancak hiçbir zaman kimliğinden vazgeçmediğini belirten Ataoğlu, festivale katkı koyan organizatörlere, gönüllülere, sanatçılara ve katılımcılara teşekkür etti.

“Kültürümüz bir miras olduğu kadar bir sorumluluktur” diyen Ataoğlu, hükümet olarak hem ülkede kültürel mirası korumaya hem de yurt dışındaki vatandaşlarla gönül bağlarını güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi. “Kıbrıs Türk kimliği
Londra’da gururla yaşatılıyor”

Londra’da düzenlenen 8. Kıbrıs Türk Kültür Festivali’nde konuşan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, “Bu festival, kültürümüzü yaşatmanın ve geleceğe taşımanın en güçlü yoludur” dedi. Ataoğlu, Kıbrıs Türk kimliğinin sadece adamızda değil, diasporada da gururla yaşatıldığını vurguladı.

8. Londra Kıbrıs Türk Kültür Festivali kapsamında konuşan Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, etkinliğin sadece bir festival değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının kimliğini, kültürel mirasını ve birlik ruhunu yaşatan önemli bir köprü olduğunu vurguladı.

Ataoğlu, “Ata toprağındaki gençlerimiz ile Londra’daki gençlerimizin bir araya gelmesi, onlara emanet edeceğimiz değerlerin imzasıdır” dedi.

Gençlere aktarılan kültürel mirasın sürdürülebilir olmasının, onlara verilen değerin bir sonucu olduğunu belirten Ataoğlu, “Gençlerimize ne kadar değer verir ve ne kadar sorumluluk emanet edersek, bu emaneti çok daha ileriye taşıyacaklardır. Bu konuda en ufak bir şüphem yok” ifadelerini kullandı.

Ataoğlu, “Binlerce kilometre ötede, Londra’nın kalbinde atmaya devam eden Kıbrıs Türk kalbi, bu festivalde en güçlü haliyle hissediliyor. Diasporada yaşayan kardeşlerimizin bağlılığı sayesinde Kıbrıs Türk kimliği gururla taşınıyor” dedi.

Festivalin genç nesillere folklor, mutfak, sanat ve tarih gibi değerlerin aktarılmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Ataoğlu, “Bir kültür yaşatılmak isteniyorsa; dansla, müzikle, dille ve gelenekle yaşatılmalıdır. Bu festival bunun en güzel örneğidir” ifadelerini kullandı.

Ataoğlu, gençlere verilen değerin kültürel mirasın sürdürülebilirliğinde belirleyici olduğunu vurguladı. Ataoğlu, “Ata toprağındaki gençlerimizin, Londra’daki gençlerle buluşması, geleceğe emanet edeceğimiz ortak değerlerin en güçlü göstergesidir” dedi.

Kıbrıs Türk halkının tarih boyunca birçok zorlukla karşılaştığını ancak hiçbir zaman kimliğinden vazgeçmediğini belirten Ataoğlu, festivale katkı koyan organizatörlere, gönüllülere, sanatçılara ve katılımcılara teşekkür etti.

“Kültürümüz bir miras olduğu kadar bir sorumluluktur” diyen Ataoğlu, hükümet olarak hem ülkede kültürel mirası korumaya hem de yurt dışındaki vatandaşlarla gönül bağlarını güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi.

Devamını Oku

Trending

Reklam