Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı: Cumhurbaşkanı Tatar’ı hedef almaya çalışan CTP yönetimini kınıyoruz

Published

on

Cumhurbaşkanlığı, “Kıbrıs Türk Halkı’nın özden gelen haklarının teyit edilmesi için Anavatan Türkiye’nin tam desteğiyle devam eden Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ı hedef almaya çalışan CTP yönetimini kınıyoruz” açıklamasında bulundu.

“Her fırsatta Rum pozisyonunu destekler şekilde Halkımızı statükoya mahkum eden siyaseti savunan CTP yönetimi, milli politikaya zarar vermek için de elinden geleni yapmaktadır” denlen açılamada, Cumhurbaşkanı Tatar’ın seçilir seçilmez yeni ve resmi bir müzakere sürecinin başlaması için egemen eşitlik ve eşit uluslarası statünün teyit edilmesi gerektiğine yönelik yeni milli politikayı ortaya koyduğu vurgulandı.

Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığında KKTC’nin, kuruluşunun ardından ilk kez anayasal ismiyle bir uluslararası örgüte gözlemci üye olduğunun hatırlatıldığı aıklamada, “Bu statünün ardından da gerek siyasi, gerek meslek ve sivil toplum örgütleri gerekse sportif ve kültürel bağlamda Türk Devletleri Teşkilatı nezdindeki davetlere, etkinliklere ve yarışmalara iştirak edilmiş, devletimiz temsil edilmiştir, bayrağımız diğer üye devletlerle gönderdeki yerini almıştır. Eşit uluslarası statü bağlamında Anavatan Türkiye’nin desteğiyle sağlanan bu çok önemli gelişmelerden dahi ana muhalefet partisi yönetimi rahatsızlık duymaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanı Tatar’ın, ülkemizdeki sorunlara, krizlere duyarlı bir yaklaşım sergilemesi de CTP yönetimini rahatsız etmiştir. Bu sorunların, devletin zarar görmemesi için, aşılmasına yönelik ilgili tarafları bir araya getirme, istişarede bulunma devletin başı konumundaki Cumhurbaşkanının en doğal vazifelerindendir. Bunu dahi muhalefet konusu yapan bu zihniyeti değerlendirmeyi halkımıza bırakıyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı bunca yıldır halkımızı izolasyona mahkum eden süreçlere devam etmeyeceğini söylemiştir. Bu süreçlere devam etmek, izolasyonun ve statükonun devam etmesi anlamına gelmektedir. CTP başkalarına yaranma anlamında milli siyasete zarar vermek için canla başla uğraş vermektedir. Anavatan Türkiye’nin desteğiyle biz yolumuza devam edeceğiz ve CTP yönetimi bu emellerine ulaşamayacaktır. Halkımıza her türlü sözleri veren, onları sürekli olarak kandıran taraflarla birlikte hareket etmeyi seçen CTP’nin “havuzlu villa” vaatlerinin kullanım süresi çoktan dolmuştur.”

“Her türlü krizi şahsi emellerine bir sıçrama tahtası olarak gören CTP yoneticilerinin aksine, Sayın Cumhurbaşkanı Rumlar ne kadar egemense Kıbrıs Türk Halkının da en az o kadar egemen olduğunu kararlılıkla ve gururla ifade etmektedir” denilen açıklamada Cumhurbaşkanı Ersin Tatar New York’ta milli politikayı bir kez daha gayriresmi yemekte masaya koyacağı, Kıbrıs Türk tarafının pozisyonunu anlatacağı ve Rum tarafını işbirliğine davet edeceği de kaydedildi. Açıklama “Halkımızın Sayın Cumhurbaşkanı’na güveni ve desteği tamdır” ifadesiyle sonlandı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı “4. Ekoturizm Uzmanlar Grubu Toplantısı” Girne’de yapılıyor

Published

on

By

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ev sahipliğinde yapılan (KKTC)Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) “4. Ekoturizm Uzmanlar Grubu Toplantısı” başladı.

Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı ile Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı’nın ortak organizasyonunda ve Dışişleri Bakanlığı’nın koordinasyonunda düzenlenen toplantı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na üye ve gözlemci ülkelerin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşiyor.

Girne Accapulco Otel’de yer alan ve iki gün sürecek olan toplantı, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmalarıyla başladı.

Açılış konuşmalarını Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Ergül Tazeoğlu, Başbakan Yardımcılığı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı, Turizm Tanıtma ve Pazarlama Dairesi Müdürü Mine Emiroğlu ve EİT Turizm Müdürlüğü Program Sorumlusu Hasan Tufan yaptı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Tabipleri Birliği Genel Sekreteri İkiz:Susmamalı, ifşa etmeli, harekete geçmeliyiz

Published

on

By

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Sinem Şığıt İkiz, “Kadına yönelik şiddeti görmezden gelen, sessiz kalan, normalleştiren herkes bu suçun bir parçasıdır” dedi.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle mesaj yayımlayan İkiz, düzenin değiştirilmesi için şiddete karşı topluca ses yükseltilmesi gerektiğini kaydetti.

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin kapalı kapılar ardında yapılan konuşmalarla sınırlı kalmaması gerektiğini, şiddete tanık olan herkesin sessiz kalmayı bırakması gerektiğini belirten İkiz, “Toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele etmek, sadece kadınların değil, tüm toplumun görevidir. Çünkü şiddetle mücadelede başarısızlık, yalnızca kadınların değil, hepimizin kaybıdır. Artık susmamalı, ifşa etmeli, harekete geçmeliyiz” dedi.

-“Bugün şiddetin tüm biçimlerini konuşma günüdür”

Şiddetle mücadelenin farkındalık günüyle sınırlı kalamayacağını, harekete geçilmesi gereken bir dönemden geçildiğini belirten İkiz, şunları kaydetti:

“Bugün, yalnızca fiziksel şiddeti değil, sessizce normalleştirilen, göz ardı edilen veya görmezden gelinen tüm şiddet biçimlerini konuşma günüdür. Artık bu gerçeği kabul etmek zorundayız: Şiddet, sessiz kaldığımız her an güçleniyor.”

“Fiziksel şiddetle sınırlı kalmamalı; iş yerlerinde kadınların karşılaştığı baskıları ve zorbalıkları konuşmalıyız” diye konuşan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Sinem Şığıt İkiz, şunları da belirtti:

“Erkek meslektaşları ya da erkek yöneticiler tarafından dışlanan, karar alma süreçlerinden bilinçli olarak uzak tutulan kadınların mücadelesini görmezden gelemeyiz. Başarıları küçümsenen, sürekli eleştirilen, yetersiz gösterilen ya da bilerek işleri zorlaştırılan kadınlar yalnız değildir. Özellikle kadın sağlık çalışanlarının, zaman zaman hasta ve hasta yakınları tarafından erkek meslektaşlarıyla kıyaslanıp küçültücü yorumlara maruz kalmasının sessiz bir şiddet olduğunu kabul etmeliyiz.”

-“Bu sadece kadınların mücadelesi değil”

Dr. Sinem Şığıt İkiz, şunları da ifade etti:

“Bugün, anne olan bir kadının anneliğinin 40’ıncı gününde nöbet tutmaya zorlanmasını, bebeğini bırakıp çalışmak zorunda kalmasını, yasal düzenlemelerin kadını veya bebeği değil sistemi korumasını konuşmamız gerekiyor. Toplum baskısıyla ya ‘işinden feragat eden’ ya da ‘ihmalkâr’ olarak etiketlenen kadınların omuzlarına yüklenen bu ağır sorumluluğu artık fark etmeliyiz. Çocuk bakımını yalnızca kadının üzerine yükleyen, ebeveynlik izni kavramına yakından bile yaklaşmayan uygulamaları konuşmalıyız. Aynı şekilde, çalışma ortamlarında cinsiyetçi şakalar yapan ve bu kişileri sessizce dinleyerek aslında onunla iş birliği yapan yaklaşımlara da karşı çıkmalıyız. Bu sadece kadınların mücadelesi değil; toplumun her bireyinin yüzleşmesi gereken bir sorundur. İşçi, köylü, göçmen, ev işi yapan kadınlar, seks işçileri, çocuk ve yaşlı bakımıyla uğraşan kadınların yaşadığı sorunlar da yüzleşilmesi, tartışılması gereken sorunlarda en önde bulunuyor. Hepsi ortak bir mücadele alanını işaret ediyor. Bu gruplar; düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşulları, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, görünmeyen emekleri ile şiddetin farklı biçimleriyle karşı karşıya kalıyor. Hem fiziksel hem de psikolojik şiddetle mücadele ederken, ekonomik bağımsızlık eksikliği, sosyal dışlanma ve yasal koruma yetersizlikleri; sorunlarını daha da derinleştiriyor. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve insan haklarını savunan kapsamlı politikaların geliştirilmesi, bu kadınların yaşam koşullarını iyileştirmek için hayati önem taşıyor. “

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Yasası’nın gerektirdiklerinin uygulanması ve en başta hastanelerde yasanın maddesine ait hastanelerde şiddete müdahale birimlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Sinem Şığıt İkiz, şunları ifade etti:

“Kadına yönelik şiddetle mücadele, kapalı kapılar ardında yapılan konuşmalar ile sınırlı kalmamalıdır. Şiddete tanık olan herkesin, sessiz kalmayı bırakıp şiddetin her şeklinin karşısında durması gerekmektedir. ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ anlayışı, bir gün o yılanın herkesi sokmasıyla sonuçlanır. Kadına yönelik şiddeti görmezden gelen, sessiz kalan, normalleştiren herkes bu suçun bir parçasıdır. Ya topluca sesimizi yükseltir, bu düzeni değiştiririz ya da bir gün yalnız kaldığımızda hiçbir desteğin olmadığını fark ederiz. Toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele etmek, sadece kadınların değil, tüm toplumun görevidir. Çünkü şiddetle mücadelede başarısızlık, yalnızca kadınların değil, hepimizin kaybıdır. Artık susmamalı, ifşa etmeli, harekete geçmeliyiz.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Sahalarda hasar tespit çalışması yapılıyor

Published

on

By

Spor Dairesi Müdürlüğü, hafta sonu ülkemizi etkisi altına alan şiddetli fırtına sebebiyle ülke genelindeki saha ve tesislerde meydana gelen hasarların tespiti ve oluşan hasarların giderilmesi için geniş çaplı bir çalışma başlattı.

Bu bağlamda Spor Dairesi Müdürü Mustafa Sütçü ve beraberindeki heyet spor tesislerinde meydana gelen hasarları yerinde inceleyerek sorunların giderilmesi ve kısa sürede tesislerin kullanabilir duruma getirilmesi için çalışmaya başladı. Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Spor Dairesi Müdürü Mustafa Sütcü, ada genelinde olumsuz hava koşulları sebebiyle spor tesislerinde de bir takım sıkıntıların yaşandığını belirtti.

Sütcü, tüm bölgelerden gerekli bilgileri toparladıklarını ve kendilerinin de oluşan hasarları yerinde inceleyerek Planlama ve İnşaat Dairesi’ne gerekli bilgileri aktardıklarını ve koordineli bir biçimde meydana gelen hasarların giderilmesi için çalışma başlattıklarını açıkladı.

Devamını Oku

Trending

Reklam