Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde “1. Engelli Hakları Çalıştayı Eylem Planı Lansmanı” gerçekleştirildi

Published

on

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar öncülüğünde “1. Engelli Hakları Çalıştayı Eylem Planı Lansmanı” gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen Lansman’a, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tatar, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Lansman’ın gerçekleşmesine katkı koyan paydaşlar ve davetliler katıldı.

Etkinlikte konuşmaların ardından Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Zehra Altınay da Engelli Hakları Çalıştayı Ulusal Eylem Planı raporunu sundu.

Etkinlik anı fotoğrafları çekilmesiyle sona erdi.

-Tatar

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar etkinlikte yaptığı konuşmada, engellilerin engellerine rağmen engellerin aşılması için yapılan mücadelenin önemli olduğunu kaydetti.

Sadece engelliler gününde değil 365 gün sorunların aşılması için çalışanların sürmesi gerektiğine vurgu yapan Tatar, hükümetlerin her zaman bu konulara hassasiyet gösterdiğini kaydetti.

Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda varlığını sürdürmek için çok engelleri aştığına dikkat çeken Tatar, Kıbrıs Türkü’nün verdiği mücadele sırasında yaşadıkları acıları da anlattı.

-Sibel Tatar

Engelli Hakları Çalıştay Raporu Lansmanı’na katılanlara teşekkür eden Sibel Tatar, “Öncelikle ülkemiz ve ülkemizde yaşayan engelli bireyler ve engelli aileleri için çok önemli olan bu konuya, duyarlılık gösterip geldiğiniz, bilhassa basında bu önemli konunun sesi olacağınız için basındaki arkadaşlara ve sorumluluk zincirinde üzerine düşecek vazifeleri olan ilgili kurum temsilcilerine teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nün farkındalık günü olduğunu düşündüğünü dile getiren Sibel Tatar, engelli kadınlar ve engelli anneleri ile yaptıkları görüşmede sorunlarını dinlediklerini kaydetti.

Eylem Planında en önemli konunun “Ötekileştirme” olduğunu dile getiren Sibel Tatar, engelli çocukların özellikle okullarda ötekileştirildiğini söyledi ve yaşanan bir olayı örnek olarak anlattı.

Diğer bir önemli konunun da “Erişebilirlik ve Sürdürebilirlik” olduğuna dikkat çeken Sibel Tatar, engelli bireylerin düşünülmeyerek yapılan binaların engelli bireylere yaşattığı sıkıntıları anlattı.

Bu konuda ülkedeki yasal mevzuat durumunun gözden geçirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Sibel Tatar, engelli bireylerin almakta oldukları nakdi yardımlar ve bakım koşullarının düzeltilmesi gerektiğini kaydetti.

Anne babayı kaybeden yardıma muhtaç bir bireyin, anne veya babanın maaşının devamı ile desteklenmesi gerektiğini de vurgulayan Sibel Tatar, Yaşam Evi’nin yatılı kısmının da bir an önce hayata geçmesinin çok önemli bir ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Sibel Tatar sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu çatı altında Engelliler Komitesi ile bu sosyal problemi sadece bugün değil her zaman düşünüyor ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bu vesileyle ulusal eylem planının hazırlanmasına katkı koyan Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Danışmanı Aydan Başkurt‘a, Cumhurbaşkanlığı Engelliler Komitesi Başkanı Ahmet Akdeniz‘e raporun editörü Doç. Dr. Süheyla Üçışık Erbilen, Çalıştay Koordinatörleri Profesör Dr. Gökmen Dağlı, Profesör Dr.Fahriye Altınay ve Prof. Dr. Zehra Altay’a teşekkürü bir borç bilirim.”

-Dinçyürek

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de konuşmasında, ülkede birçok konuda çalıştay yapıldığını fakat çalıştaylardan çıkan sonucun eylem planlarının hayata geçirilmesinin esas olduğunu kaydetti.

Yapılan çalıştayda hazırlanan eylem planının çok anlamlı olduğuna dikkat çeken Dinçyürek, Sibel Tatar liderliğinde yapılan bu çalışmanın, “ben olmaktan çıkıp biz olmaya” dönüştürdüğünü belirtti.

Anavatan Türkiye’nin he zaman yanlarında olduğunu dile getiren Dinçyürek, doğru proje ve ihtiyaçlara Anavatan’ın her zaman olumlu karşılık verdiğini söyledi.

Zaman zaman bilgiye erişimde, deneyim ve finansmanda yaşanan eksikliklerde hep yanlarında Türkiye’yi bulduklarını dile getiren Dinçyürek, bu ve benzeri projelerin toplum için önemini vurguladı ve çalıştaya katkı koyan herkese teşekkür etti.

-Gardiyanoğlu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu da konuşmasına, “Hayat bir vesiledir” sözleriyle başladı.

Bakanlık görevine çalışma hayatından geldiğini ve sosyal hizmetler alanında çok bilgili olmadığını dile getiren Gardiyanoğlu, Bakanlık süresince yaptıkları projeleri ve çözülen sorunları anlattı.

-“Engelsiz Yaşan Evi’nin yatılı bölümü 2025 yılında açılacak”

Engelli çocukları olan ailelerin yaşadığı sıkıntıları dile getiren Gardiyanoğlu, özellikle ailelerin vefatından sonra engelli çocukların durumunun ne olacağı konusunda yaşanan kaygıya son vermek adına Engelsiz Yaşam Evi’nin 2025 yılında yatılı bölümünün açılacağı müjdesini verdi.

25 yıldır hiç dokunulamayan Sosyal Hizmetler Yasası çalışmalarını tamamladıklarını ve Meclis’e gönderdiklerini dile getiren Gardiyanoğlu, sosyal hizmetler alanındaki tüm tüzüklerin de tamamlanarak Bakanlar Kurulu’na geldiğini söyledi ve “Önemli olan tesisi açmak değil idaresini yaptırmaktır. Bu da yasalarla olur.” ifadelerini kullandı.

Yaşlılığın da bir engel olduğu bilinciyle çalıştıklarına dikkat çeken Gardiyanoğlu, göreve başladığı tarihten bugüne kadar yapılan çalışmaları anlattı.

Gardiyanoğlu, Güneşköy Rehabilitasyon Merkezi binasını bitirdiklerini, Girne 18 yaş üstü Rehabilitasyon Merkezi binasının da tamamlandığını, Gazimağusa İrfan Nadir Rehabilitasyon Merkezi’nde bulunan Down cafesinin de açılışının yapılacağını ve Demirhan Engelsiz Rehabilitasyon Merkezi’nin da tamiratının yapıldığını kaydetti.

2025 yılında engelli bireylerin katkılarının artırılması yönünde çalışmalar yapıldığını dile getiren Gardiyanoğlu, ayrıca Yenierenköy bölgesinde 18 yaş üstü Rehabilitasyon ve Huzurevi Merkezi projesinin de tamamlanıp temellerinin atılacağını söyledi.

Özellikle ÖZEV’i ziyaretinde insan üstü çabayı gördüğünü dile getiren Gardiyanoğlu, ÖZEV’e bakıldığında gerçek anlamda bir rehabilitasyon merkezinin nasıl olacağının net bir şekilde görüldüğünü kaydetti.

Gardiyanoğlu, çalıştayın gerçekleşmesine katkı koyan tüm paydaşları kutladı.

-Akdeniz

Cumhurbaşkanlığı Engelliler Komitesi Başkanı Ahmet Akdeniz de, 15 Aralık 2020 tarihinde kurulan komitede engellilerin sorunlarının çözümü yönünde irade koymayı amaçladıklarını kaydetti.

Engelli haklarını sivil toplum örgütleriyle buluşturarak çalışmalar yaptıklarına dikkat çeken Akdeniz, 16 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen çalıştayda 4 ana başlıkta eylem planı ortaya konduğunu belirtti.

Ülkede istenildiğinde her şeyin yapıldığını dile getiren Akdeniz, nitelikli engellilerin topluma ve işgücüne dahil edildiğinde başarılarının da görüldüğünü kaydetti.

Sibel Tatar’ın öncülüğünde atılan somut adımları anlatan Akdeniz, yapılan çalışmalarla sözden, eyleme geçildiğini belirtti.

Taleplerine anında cevap verildiğini dile getiren Akdeniz, kamuda yapılan çalışmalardan da örnekler verdi.

Akdeniz, Çalıştay’a katkı koyan herkese teşekkür etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

11 İnönülü şehit düzenlenen törenle anıldı

Published

on

By

İnönü şehitleri düzenlenen törenle anıldı.

1958-1963 ve 1974 yıllarında şehit edilen 11 İnönülü için düzenlenen tören protokol sırasına göre şehitler anıtına çelenklerin konmasıyla başladı.

Ardından saygı duruşunda bulunuldu ve 3 el saygı atışı yapılarak, İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Törende Öykü Zort “ Bu Vatan Kimin?” isimli şiiri okudu.

Mesarya Belediye Başkanı Ahmet Latif törende yaptığı konuşmada, milli mücadele yıllarında İnönü köyünün 11 evladını toprağa verdiğini anımsatarak, şehitleri rahmetle andı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, 1974’ten önce ekmeğini kazanmak için işine giderken bir çok Kıbrıslı Türk’ün şehit edildiğini hatırlatarak, Rumların Kıbrıs Türkünü yok etmek için sistematik saldırılarda bulundu anlattı.

Kıbrıs Türk halkının kahramanca ülkesini ve halkını savunduğunu dile getiren Tatar, “1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında Anavatan Türkiye’nin desteğiyle KKTC olarak dünyada haklı yerimizi alırken tüm bunları şehitlerimize borçluyuz” dedi.

Tatar, “Kıbrıs Türk halkının en az Rumlar kadar bu topraklarda hakkı vardır. Devletimizin kabul görmesi, egemenliğimizin tanınması gerekiyor, ancak o zaman adil kalıcı bir çözüm olur” dedi.
New York’ta da bu gerçekleri paylaşacağını ifade eden Tatar, bu kadar bedel ödeyen bir halkın egemenlik ve tanınma hakkı olduğunu söyledi.

Kıbrıs’ta iki ayrı halk ve devlet olduğunu vurgulayan Tatar, bir anlaşma olacaksa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin o anlaşmanın bir parçası olacağını söyledi.

Tören duaların okunmasıyla sona erdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü kutladı

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TÜRKSOY’un 32’nci kuruluşu yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Cumhurbaşkanı Tatar yazılı mesajında şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs Türk Halkı için Türksoy teşkilatı büyük önem taşımaktadır. Kültürden sanata, edebiyata, tarihe, müziğe, farklı gelenekleri, örf ve âdetleri bir çatı altında toplayan TÜRKSOY’un 1993 yılından beri yaptığı çalışmaları buradan bir kez daha hürmetle selamlarım.

Türk Devletleri arasında 32 yıl önce kardeş halkların ortak iradesiyle temelleri atılan Türksoy, geçen zaman içinde Türk Dünyası’nın kültürel buluşma köprüsü olmuştur.

TÜRKSOY teşkilatının KKTC’ye gösterdiği ilgi alaka sonucunda, KKTC haksız bir şekilde maruz kaldığı birtakım engellemeleri kültür ve sanat alanında aşmıştır. TÜRKSOY’un bizlere açtığı kapı ve köprüler vasıtasıyla Kıbrıs Türk Halkının kültürü, sanatı, müziği, edebiyatı, örf ve âdetleri dünyaya ulaşmıştır. Çeşitli ülke ve şehirlerde, kültür ve sanatın farklı dallarında yapılan etkinliklerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin temsilcilerine kültür ve sanatlarını paylaşma fırsatı verilmiştir. Bu bakımdan da TÜRKSOY’a teşekkürlerimi iletiyorum.

KKTC ve TÜRKSOY iş birliği çerçevesinde bundan sonraki süreçte de Kıbrıs Türk Halkının kültür ve sanat insanlarının Türk Dünyası mümtaz şahsiyetleri arasında anılması ve ilan edilmesi bizler için de bir ilham kaynağı olacaktır. Dolayısıyla şimdiden sizlerin yapacağı çalışmalar için bir kez daha teşekkür diyorum.

Türk Halkları arasındaki kardeşlik bağları büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’ın KKTC Halkı için aynı soydan gelen, aynı milletin evlatları olduğunu, gönül birliği, gelenek ve görenek, ortak kültür, ortak tarih ve ortak dil temelinde hiçbir farklılığının bulunmamaktadır.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk halklarının ortak kültürel mirasını yaşatma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma idealiyle kurulan Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı TÜRKSOY’un 32. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyorum.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Özcenk’ten DAÜ-SEN’e çağrı

Published

on

By

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan asılsız açıklamaların zarar verici bulduğunu vurgulayarak, DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) yönetimini kamuoyu üzerinden değil, üniversitenin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet etti.

“DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir” vurgusu yapan Özcenk, “Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir” dedi.

Erdal Özcenk’in açıklaması aynen şöyle:

“1979 yılında kurulan ve 1986’da devlet üniversitesi statüsünü kazanan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin değil, bölgenin en köklü ve saygın yükseköğretim kurumlarından biridir. Uluslararası düzeyde akredite olmuş programları, seçkin akademik kadrosu ve çok kültürlü öğrenci yapısıyla DAÜ, bugüne kadar on binlerce mezun vermiş ve KKTC’nin dünyaya açılan bilimsel yüzü olmuştur.

DAÜ’nün varlığı ve başarısı, başta Gazimağusa olmak üzere ülke genelinde ciddi bir ekonomik ve sosyal katkı yaratmaktadır. Binlerce öğrencinin ve personelin oluşturduğu bu büyük yapı, yerel esnaftan konaklama sektörüne, ulaşımdan hizmet sektörüne kadar geniş bir yelpazede KKTC ekonomisine doğrudan katkı sağlamaktadır. Üniversitemiz aynı zamanda ülkemizin tanıtımına, uluslararası platformda bilinirliğine ve itibarına da büyük değer katmaktadır.

Ancak bölgemizin içinde bulunduğu hassas coğrafi konum (özellikle Ortadoğu’daki süregelen savaşlar) ülkemize olan öğrenci başvurularını olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, yükseköğretimin itibarı daha da önem kazanmışken, köklü ve güvenilir yapısıyla DAÜ’nün varlığı çok daha kritik bir hal almıştır.

Dünyadaki 193 ülkenin tamamında devlet üniversiteleri bulunmakta ve bu üniversiteler, ülkelerinin bilimsel gelişimi, gençliğin eğitimi ve toplumsal ilerleme açısından vazgeçilmez yapılardır. KKTC hükümetlerinin de DAÜ’ye bugüne kadar verdiği katkı ve desteğin değerli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Üniversitemizin yaşaması ve eğitim kalitesinin daha da artırılması için gereken her türlü desteğin bundan sonra da verileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Bu süreçte, DAÜ-SEN Başkanı tarafından sosyal medya ve basın aracılığıyla yapılan açıklamaları son derece talihsiz ve kurumumuza zarar verici bulduğumu vurgulamak isterim. Öğrenci kayıtlarının devam ettiği, üniversitemizin geleceği açısından hayati öneme sahip bu dönemde yapılan asılsız ve temelsiz açıklamalar, kurum aidiyeti ve sorumluluk duygusuyla bağdaşmamaktadır.

DAÜ, siyaset üstü bir kurumdur. Politik malzeme yapılması kabul edilemezdir. Üniversitemize ilişkin görüş ve eleştirilerin, kurumun kendi içindeki platformlarda, akademik teamüller ve karşılıklı saygı çerçevesinde ifade edilmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. KKTC’deki tüm siyasi görüşlerin de DAÜ’nün kurumsal yapısına zarar verebilecek yaklaşımlardan uzak durmaları ortak sorumluluğumuzdur.

Üniversitemizde alınan tüm kararlar, ilgili akademik-idari kurullarda tartışılarak, Üniversite Yönetim Kurulu tarafından oylanmakta ve ardından Vakıf Yöneticiler Kurulu’nun onayına sunulmaktadır. Bu kurumsal süreçler, şeffaf, katılımcı ve denetlenebilir bir yapı içinde yürütülmektedir.

DAÜ-SEN yönetimini, kamuoyu üzerinden değil, üniversitemizin iç işleyiş mekanizmaları içerisinde doğrudan, yapıcı ve sorumlu bir iletişime davet ediyorum. Kurumun geleceğini birlikte konuşmak ve geliştirmek, hepimizin ortak görevidir.”

TAK

Devamını Oku

Trending

Reklam