Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde “1. Engelli Hakları Çalıştayı Eylem Planı Lansmanı” gerçekleştirildi

Published

on

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar öncülüğünde “1. Engelli Hakları Çalıştayı Eylem Planı Lansmanı” gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen Lansman’a, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve eşi Sibel Tatar, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim, Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, Lansman’ın gerçekleşmesine katkı koyan paydaşlar ve davetliler katıldı.

Etkinlikte konuşmaların ardından Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Zehra Altınay da Engelli Hakları Çalıştayı Ulusal Eylem Planı raporunu sundu.

Etkinlik anı fotoğrafları çekilmesiyle sona erdi.

-Tatar

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar etkinlikte yaptığı konuşmada, engellilerin engellerine rağmen engellerin aşılması için yapılan mücadelenin önemli olduğunu kaydetti.

Sadece engelliler gününde değil 365 gün sorunların aşılması için çalışanların sürmesi gerektiğine vurgu yapan Tatar, hükümetlerin her zaman bu konulara hassasiyet gösterdiğini kaydetti.

Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda varlığını sürdürmek için çok engelleri aştığına dikkat çeken Tatar, Kıbrıs Türkü’nün verdiği mücadele sırasında yaşadıkları acıları da anlattı.

-Sibel Tatar

Engelli Hakları Çalıştay Raporu Lansmanı’na katılanlara teşekkür eden Sibel Tatar, “Öncelikle ülkemiz ve ülkemizde yaşayan engelli bireyler ve engelli aileleri için çok önemli olan bu konuya, duyarlılık gösterip geldiğiniz, bilhassa basında bu önemli konunun sesi olacağınız için basındaki arkadaşlara ve sorumluluk zincirinde üzerine düşecek vazifeleri olan ilgili kurum temsilcilerine teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nün farkındalık günü olduğunu düşündüğünü dile getiren Sibel Tatar, engelli kadınlar ve engelli anneleri ile yaptıkları görüşmede sorunlarını dinlediklerini kaydetti.

Eylem Planında en önemli konunun “Ötekileştirme” olduğunu dile getiren Sibel Tatar, engelli çocukların özellikle okullarda ötekileştirildiğini söyledi ve yaşanan bir olayı örnek olarak anlattı.

Diğer bir önemli konunun da “Erişebilirlik ve Sürdürebilirlik” olduğuna dikkat çeken Sibel Tatar, engelli bireylerin düşünülmeyerek yapılan binaların engelli bireylere yaşattığı sıkıntıları anlattı.

Bu konuda ülkedeki yasal mevzuat durumunun gözden geçirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Sibel Tatar, engelli bireylerin almakta oldukları nakdi yardımlar ve bakım koşullarının düzeltilmesi gerektiğini kaydetti.

Anne babayı kaybeden yardıma muhtaç bir bireyin, anne veya babanın maaşının devamı ile desteklenmesi gerektiğini de vurgulayan Sibel Tatar, Yaşam Evi’nin yatılı kısmının da bir an önce hayata geçmesinin çok önemli bir ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Sibel Tatar sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu çatı altında Engelliler Komitesi ile bu sosyal problemi sadece bugün değil her zaman düşünüyor ve çözüm üretmeye çalışıyoruz. Bu vesileyle ulusal eylem planının hazırlanmasına katkı koyan Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Danışmanı Aydan Başkurt‘a, Cumhurbaşkanlığı Engelliler Komitesi Başkanı Ahmet Akdeniz‘e raporun editörü Doç. Dr. Süheyla Üçışık Erbilen, Çalıştay Koordinatörleri Profesör Dr. Gökmen Dağlı, Profesör Dr.Fahriye Altınay ve Prof. Dr. Zehra Altay’a teşekkürü bir borç bilirim.”

-Dinçyürek

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek de konuşmasında, ülkede birçok konuda çalıştay yapıldığını fakat çalıştaylardan çıkan sonucun eylem planlarının hayata geçirilmesinin esas olduğunu kaydetti.

Yapılan çalıştayda hazırlanan eylem planının çok anlamlı olduğuna dikkat çeken Dinçyürek, Sibel Tatar liderliğinde yapılan bu çalışmanın, “ben olmaktan çıkıp biz olmaya” dönüştürdüğünü belirtti.

Anavatan Türkiye’nin he zaman yanlarında olduğunu dile getiren Dinçyürek, doğru proje ve ihtiyaçlara Anavatan’ın her zaman olumlu karşılık verdiğini söyledi.

Zaman zaman bilgiye erişimde, deneyim ve finansmanda yaşanan eksikliklerde hep yanlarında Türkiye’yi bulduklarını dile getiren Dinçyürek, bu ve benzeri projelerin toplum için önemini vurguladı ve çalıştaya katkı koyan herkese teşekkür etti.

-Gardiyanoğlu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu da konuşmasına, “Hayat bir vesiledir” sözleriyle başladı.

Bakanlık görevine çalışma hayatından geldiğini ve sosyal hizmetler alanında çok bilgili olmadığını dile getiren Gardiyanoğlu, Bakanlık süresince yaptıkları projeleri ve çözülen sorunları anlattı.

-“Engelsiz Yaşan Evi’nin yatılı bölümü 2025 yılında açılacak”

Engelli çocukları olan ailelerin yaşadığı sıkıntıları dile getiren Gardiyanoğlu, özellikle ailelerin vefatından sonra engelli çocukların durumunun ne olacağı konusunda yaşanan kaygıya son vermek adına Engelsiz Yaşam Evi’nin 2025 yılında yatılı bölümünün açılacağı müjdesini verdi.

25 yıldır hiç dokunulamayan Sosyal Hizmetler Yasası çalışmalarını tamamladıklarını ve Meclis’e gönderdiklerini dile getiren Gardiyanoğlu, sosyal hizmetler alanındaki tüm tüzüklerin de tamamlanarak Bakanlar Kurulu’na geldiğini söyledi ve “Önemli olan tesisi açmak değil idaresini yaptırmaktır. Bu da yasalarla olur.” ifadelerini kullandı.

Yaşlılığın da bir engel olduğu bilinciyle çalıştıklarına dikkat çeken Gardiyanoğlu, göreve başladığı tarihten bugüne kadar yapılan çalışmaları anlattı.

Gardiyanoğlu, Güneşköy Rehabilitasyon Merkezi binasını bitirdiklerini, Girne 18 yaş üstü Rehabilitasyon Merkezi binasının da tamamlandığını, Gazimağusa İrfan Nadir Rehabilitasyon Merkezi’nde bulunan Down cafesinin de açılışının yapılacağını ve Demirhan Engelsiz Rehabilitasyon Merkezi’nin da tamiratının yapıldığını kaydetti.

2025 yılında engelli bireylerin katkılarının artırılması yönünde çalışmalar yapıldığını dile getiren Gardiyanoğlu, ayrıca Yenierenköy bölgesinde 18 yaş üstü Rehabilitasyon ve Huzurevi Merkezi projesinin de tamamlanıp temellerinin atılacağını söyledi.

Özellikle ÖZEV’i ziyaretinde insan üstü çabayı gördüğünü dile getiren Gardiyanoğlu, ÖZEV’e bakıldığında gerçek anlamda bir rehabilitasyon merkezinin nasıl olacağının net bir şekilde görüldüğünü kaydetti.

Gardiyanoğlu, çalıştayın gerçekleşmesine katkı koyan tüm paydaşları kutladı.

-Akdeniz

Cumhurbaşkanlığı Engelliler Komitesi Başkanı Ahmet Akdeniz de, 15 Aralık 2020 tarihinde kurulan komitede engellilerin sorunlarının çözümü yönünde irade koymayı amaçladıklarını kaydetti.

Engelli haklarını sivil toplum örgütleriyle buluşturarak çalışmalar yaptıklarına dikkat çeken Akdeniz, 16 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen çalıştayda 4 ana başlıkta eylem planı ortaya konduğunu belirtti.

Ülkede istenildiğinde her şeyin yapıldığını dile getiren Akdeniz, nitelikli engellilerin topluma ve işgücüne dahil edildiğinde başarılarının da görüldüğünü kaydetti.

Sibel Tatar’ın öncülüğünde atılan somut adımları anlatan Akdeniz, yapılan çalışmalarla sözden, eyleme geçildiğini belirtti.

Taleplerine anında cevap verildiğini dile getiren Akdeniz, kamuda yapılan çalışmalardan da örnekler verdi.

Akdeniz, Çalıştay’a katkı koyan herkese teşekkür etti.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

“İlk Gençlik Romanı Ödül Töreni”, Gülten Dayıoğlu’nın katılımıyla yapıldı

Published

on

By

Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı’nın her yıl düzenlediği “İlk Gençlik Romanı Ödül Töreni”, bu yıl Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) ev sahipliğinde KKTC’de yapıldı.

Her yıl Gülten Dayıoğlu’nun doğum günü olan 15 Mayıs’ta gerçekleştirilen törende bu yıl ödüle ‘Buradayım’ isimli romanıyla Filiz Gündoğan layık görüldü.

Tören açılışında, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü, AÖA Yönetim Kurulu üyesi Murat Aktuğ, AÖA Başkanı Prof. Dr. Güner Konedralı ve Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı Genel Sekreteri ve Sözcüsü Murat Dayıoğlu birer konuşma yaptılar.

Açılış konuşmaları sonrasında ‘Türkiye ve KKTC’de Çocuk ve Gençlik Edebiyatı’nın Gelişimi’ isimli panel düzenlendi. Panelin başkanlığını Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Sever üstlendi.

Panelde, Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Öznur, 29 Mayıs Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Karagül ve Akdeniz Karpaz Üniversitesi’nden Dr. Çağın Zort konuştu.

Panel sonrasında gerçekleştirilen ödül töreninde, Gülten Dayıoğlu tarafından Filiz Gündoğan’a ödülü takdim edildi.

Etkinlik Gülten Dayıoğlu’nun 90. yaş gününün kutlanması sonrasında imza etkinliğiyle son buldu.

-Aktuğ

Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim ve Terbiye Dairesi Müdürü, AÖA Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aktuğ törende bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bugün burada sadece bir ödül töreni maksadıyla bir araya gelmiş değiliz. Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti edebiyatıyla ilgili belki de tarihin en üretken yazarının vesile olduğu bir vakıfın ödül töreni için bir araya geldik.” dedi.

Kendisinin Gülten Dayıoğlu’yla tanışmasının 1970’li yıllarda Ayşegül serisiyle başladığını söyleyen Aktuğ, bu kitapların sorgulama, hayal gücünü geliştirme ve toplumsal konularda farklı bakış açıları edinme becerilerini geliştiren bir başlangıç olduğunu kaydetti.

Aktuğ, çocukların ve gençlerin gelişiminin sadece edebiyatçı ve yazarların katkısıyla sağlanamayacağını işaret ederek, aileler ve öğretmenlere önemli görevler düştüğünü, Atatürk Öğretmen Akademisi gibi kurumların desteklerinin sağladığı bu gibi ortamların çok önemi olduğunu ifade etti.

Konuşmasının sonunda edebiyatın bir çocuğun iç dünyasında köprü kurmak olduğunu aktaran Aktuğ, “Gelin bu köprüleri hep birlikte kuralım.” şeklinde konuştu.

-Konderalı

Atatürk Öğretmen Akademisi Başkanı Prof. Dr. Güner Konderalı da konuşmasında Vakfın her yıl düzenlediği “İlk Gençlik Romanı Ödül Töreni”ni gerçekleştirdiklerini işaret ederek, bunun sadece bir ödül töreni değil, aynı zamanda umuda ve inanca olan bir yolculuğun kutlanması olduğunu söyledi.

Gülten Dayıoğlu’nun kurduğu vakıf sayesinde genç kalemlere ellerini uzattığını ve onların seslerini daha gür duymalarını sağladığını kaydeden Konderalı, gençlerin seslerinin sadece edebiyatı değil toplumu da değiştirip, dönüştürdüğünün altını çizdi.

Konderalı, Dayıoğlu’nun yalnızca Türk Edebiyatı’nın üretken ve değerli bir yazarı olmadığını aynı zamanda çocukların ve gençlerin dünyasını derinden anlayan, onların düşlerine, sıkıntılarına kulak veren edebiyat dünyasının Fadiş’i olduğunu dile getirdi.

Gülten Dayıoğlu’nun izinden yürüyen her kalem bizim için bir ışık demetidir.” diyen Konderalı, bu ışığı çoğaltmak ve yaymanın da öğretmen ve öğretmen adaylarının en kutsal görevleri olduğunu söyledi.

Konderalı konuşmasında, ödül alacak genç yazarı da kutlayarak, “Kaleminiz hiç susmasın.” dedi.

-Murat Dayıoğlu

Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı Genel Sekreteri ve Sözcüsü Murat Dayıoğlu ise konuşmasında Vakıf hakkında bilgi vererek, 2007 yılında kurulduğunu belirtti.

Vakfı 2007 yılından bu yana hep etkin tuttuklarına dikkat çeken Murat Dayıoğlu, “O taahhütten bu yana 18 tane ödül verdik. 18 tane kitabımız yayınlandı.” dedi.

Murat Dayıoğlu, bugün Vakfın logosuyla yayınlanan kitapların hem gençler ve çocuklar arasında hem de öğretmenler ve veliler arasında tavsiye edilir kitaplar olarak kabul edildiğini işaret etti.

Bu yıl ödül alan yazar Gündoğan’ı da kutlayan Dayıoğlu, Vakıf olarak nisan ayında o yılın yazarını belirlediklerini ve 23 Nisan’da da Gülten Dayıoğlu’nun ödülü alan kişiye kazandığını bildirdiğini ve Gülten Dayıoğlu’nun doğum günü olan 15 Mayıs’ta da ödül törenini yaptıklarını açıkladı.

– “Türkiye ve KKTC’de Çocuk ve Gençlik Edebiyatı’nın Gelişimi” isimli panel düzenlendi

Açılış konuşmaları sonrasında gerçekleştirilen panelde başkanlık yapan Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Sever aynı zamanda Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi Kurucu Müdürü olduğunu söyleyerek, böylesi bir merkezin Türkiye’de tek olduğunu söyledi.

Panelde, Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyesi Şevket Öznur, Kıbrıs’ta çocuk edebiyatının tarihçesi hakkında sunum yaptı. Çocuk edebiyatında masalların önemli bir yeri olduğunu işaret eden Öznur, başta Reşat Ebeoğlu olmak üzere bu alana katkı yapanlar hakkında bilgi verdi.

Türkiye’de Çocuk Edebiyatı’na dair konuşan 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Karagül, Türkiye’de çocuk edebiyatının öncelikle Avrupa’daki eserlerin çevirileri üzerinden başladığını, daha sonra bu çevirileri yapan yazarların çocuk edebiyatı üzerine eserler yazdıklarını söyledi.

Akdeniz Karpaz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Çağın Zort ise konuşmasında çocuk edebiyatı bağlamında masallar, ninniler ve şiirler hakkında konuşarak, Kıbrıs Türk kültürünün bir parçası olan ninnilerden örnekler verdi.

-Gülten Dayıoğlu

Panel sonrasında gerçekleştirilen ödül töreninde, Gülten Dayıoğlu katılımcıların alkışlarıyla 90. yaş günü kutladı.

Törende, “Buradayım” isimli romanıyla birinci gelen Filiz Gündoğan’a ödülünü takdim eden Gülten Dayıoğlu, Kıbrıs’a koşarak geldiğini ve doğum gününü de ilk kez yurt dışında kutladığını söyledi.

Konuşmasında, Vakfın kuruluş aşaması hakkında da kısa bir bilgi veren Gülten Dayıoğlu, Vakfın kuruluş fikrini ilk ortaya attığı 2007 yılında onu destekleyen eşi Cevdet Dayıoğlu’nu kendisine “Ben varım. Yayındayım.” dediğini ifade etti.

Vakfın kuruluş aşamasında birçok insanın destek olduğunu aktaran Dayıoğlu, herkese teşekkür etti.

Dayıoğlu, o dönemde 40 üniversiteye mektup yazdığını ve 15 üniversitenin geri dönüş yaptığını söyleyerek, o günden itibaren bugüne kadar üniversiteleri dolaşıp bu tür törenler düzenlediklerini kaydetti.

Dayıoğlu, tek hedeflerinin çocuk olduğunu işaret ederek, “Amacımız kitap okuma kültürünün oluşmasıdır.” şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda Kıbrıs’a dört defa geldiğini belirten Dayıoğlu, “Tüm kalbimle herkese teşekkür ediyorum.” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Halka Hizmet Yolunda Üç Yıl Toplantısı… Hükümet yetkilileri, basın mensuplarının sorularını yanıtladı

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) toplumda tedirginlik yaratan son uygulamalarına ilişkin, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti ile istişare halinde üretilen kararları gelecek hafta açıklayacağını belirtti.

Üstel, “Bugüne kadar Rum’un hiçbir hareketine duyarsız kalmadık, bu hareketlerine de duyarsız kalmayacağız.” dedi.

Hükümetin 2022–2025 dönemindeki icraatlarının kamuoyu ile paylaşıldığı “Halka Hizmet Yolunda Üç Yıl” başlıklı basın toplantısında, Başbakan Ünal Üstel ve bakanlar basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Başbakan Ünal Üstel, Rum tarafının tedirginlik yaratan son uygulamalarına karşı hükümetin atacağı adımlara ilişkin soruya yanıt vererek, bu konunun Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti ile en üst düzeyde masaya yatırıldığını belirtti. Üstel, bugüne kadar Rum tarafının hiçbir hareketine kalmadıkları gibi bu konuya da duyarsız kalmayacaklarını vurgulayarak, “Türkiye Cumhuriyeti ile üreteceğimiz kararları gelecek hafta sizlerle paylaşacağız. Bu doğrultudaki çalışmalarımız istişare halinde sürdürülüyor.” ifadelerini kullandı.

Üstel, Dipkarpaz Yolu’ndaki gelişmelere ilişkin, Karpaz Yolu’nun 2012’de ihaleye çıkıldığını ve sonrasında gelen kısa süreli hükümetlerden dolayı bugüne kadar tamamlanamadığını hatırlattı. Türkiye Cumhuriyeti’yle yapılan İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü’yle bu yolun gündeme alındığını belirten Üstel, çalışmalara başladıklarını ve yolun iki kilometrelik asfalt işleminin yarın tamamlanacağını kaydetti.

Söz konusu yolu kullanan Birleşmiş Milletler gibi taraflardan yolun yapımına destek olunmasına ilişkin herhangi bir teklif gelmediğini söyleyen Üstel, bugüne kadar bütün altyapı çalışmalarının Türkiye Cumhuriyeti ile yapıldığını ifade etti.

Soru üzerine, Pile Yolu’nda çıkan “diplomatik kriz” nedeniyle, oradaki yol çalışmasının yarım kaldığını dile getiren Üstel, “Rum tarafı her zamanki gibi entrika çevirmeye devam etti. Ama bilmelidir ki ne yaparsa karşılıklı. Toplu konut yapacaksa, biz de toplu konut yapacağız. Adım attıklarında, aynı adımla karşılık vereceğiz.” dedi.

– “Alkollü mama olayı…Dinçyürek: “Otopsi kati raporu gelince net adımlar atacağız”

Bir bebeğin ölümüyle sonuçlanan hastanede bebek mamasına alkol karıştırılması olayındaki soruşturmaya dair soruya yanıt veren Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, şunları kaydetti:

“Biz ön araştırmaları, Hukuk Dairesi ve Polis Genel Müdürlüğü’yle iş birliği içerisinde yaptık. İddiaları destekleyecek en önemli noktalardan biri otopsi kati raporudur. Otopsiyle ilgili birinci basamak Kıbrıs’ta yapıldı. Doku teknikleri için ana vatan Türkiye’ye gönderildi. Oradan çok yakın tarihte sonuçlar geldi. İlk yapılan otopsi ve Türkiye’den gelen sonuçlar birleştirilerek ve hasta dosyaları ile ifadeleri dikkate alınarak, adli tıp uzmanı bize otopsi kati sonucunu verecek. O gün idari soruşturmada net adımlar atacağız.”

Sağlık Bakanlığı olarak benzer olayların yaşanmaması adına bir takım tedbirler aldıklarını açıklayan Dinçyürek, Cumhuriyet Meclisi’nde komite safhasında olan sağlıkta kalite yönetimine ilişkin yasanın kısa sürede geçeceğini belirtti.

Bunun, altı ayı aşkın bir süredir Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’yla iş birliğiyle çevrim içi ve yerinde, sağlıkta kalite yönetimi hakkında çalışmaların sürdürüldüğünü kaydeden Dinçyürek, bu konuda hastanelerden ön raporların gelmeye başladığını, kısa sürede somut adımların atılacağını söyledi.

– Ülkeye giren “tetikçiler”… İçişleri Başkanı Oğuz: “Konu çözülene kadar gündemden düşmeyecek”

Kamuoyunda ses getiren, yurt dışından gelen “tetikçilere” ilişkin alınan tedbirler hakkında soruya yanıt veren İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, polis teşkilatının bu konuda etkili bir çalışma sürdürdüğünü kaydetti. Polisin olayların kaynağı ve azmettiricisine ilişkin bilgiye sahip olduğuna dikkat çeken Oğuz, soruşturmaların gizlilik içerisinde yürütüldüğünü anımsattı.

Oğuz, bu çerçevede Türkiye Cumhuriyeti ile yürütülen çalışmalar olduğunu da belirterek, “Bu konu çözülene kadar gündemden düşmeyecek.” dedi.

Ülkeye deniz ve hava yoluyla girişlerde biyometrik veri sistemine ilişkin bilgiler aktaran Oğuz, parmak izi alımı uygulamasının da başlatıldığını belirtti.

Ülke güvenliğine ilişkin veri paylaşımının da devam ettiğini ve aranan şahısların iadesinin gerçekleştiğini kaydeden Oğuz, bu uygulamaların “kapalı bir şekilde” yapıldığını, üst düzeyde takip edildiğimi söyledi.

– “Devletin sorumluluğu ülkedeki her bireyin güvenliğini sağlamak”

Gazetecilerin güvenliğine ilişkin soruya yanıt veren ve bu konuda Gazeteciler Birliği’nin yaptığı eyleme işaret eden İçişleri Bakanı Oğuz, ülkedeki her bireyin güvenliğinin sağlanmasının devletin sorumluluğu olduğunu vurguladı. Oğuz, polis teşkilatının güvenliğin sağlanması için gerekli çalışmaları yürüttüğünü söyledi.

Oğuz, bazı kişilere yönelik özel taleplerin de yasalar çerçevesinde araştırılarak, gerekli önlemlerin alındığını ifade etti.

– Üstel: “Giriş kapılarına yeni güvenlik uygulamaları koyuyoruz”

Başbakan Ünal Üstel de, güvenliğin kendileri için hayati bir konu olduğunu belirterek, ülkenin iç huzurunu ve güvenliğini sağlayacak tedbirleri almak için Türkiye ile birlikte çalıştıklarını kaydetti.

Yurt dışından gelen öğrencilerin geliş prosedürlerinde yapılan değişiklikleri hatırlatan Üstel, artık öğrencilerin her bir adımının takip edilebildiğinin, giriş ve çıkışlarda gerekli kontrollerin yapılabildiğinin altını çizdi.

Havalimanlarına konulan yüz tarayıcılarının bu kapsamda önemine dikkat çeken Başbakan Üstel, bu sistemin kara ve deniz kapılarına da konulacağını duyurdu; termal kameralarla Güney sınırında her türlü geçişin görülebildiğini kaydetti.

Üstel, polis teşkilatına alınan altı mobil aracın iki ay içerisinde geleceğini de duyurarak,  bu araçlarla denetimlerde parmak izi alınarak, suç işlemiş kişilerin tespitinin yapılacağını aktardı.

Üstel, “İnsanımızın gazetecimizin, iş adamlarımızın huzurla çalışabilmesi için elimizden gelen ne varsa, bütün imkanları seferber ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Giriş kapılarımızı kontrol altına alıp, dünyada uygulama neyse aynılarını kapılarımızda uygulayacağız.” dedi.

– Maliye Bakanı Berova: “Borçlanmalarda kaygı verici bir durum yok… Üç yıl içerisinde denk bütçeye ulaşacağız”

Maliye Bakanlığı’nın borçlanmalarıyla ilgili soruya yanıt veren Maliye Bakanı Özdemir Berova, bu borçlanmaların bazı çevreler tarafından algı operasyonu yapılarak, “kamu maliyesinin maaşları dahi ödeyecek durumda olmadığının” iddia edildiğini söyledi, durumun böyle olmadığını kaydetti.

Berova, 2025 yılı bütçesinin Meclis’ten geçirilirken 18 milyar TL’lik bir açık görüldüğünü ve bunun hükümetin yıl içerisinde bu miktarda borçlanmasına yasal dayanak sağladığını belirterek, borçlanmaların da bu çerçevede yapıldığını belirtti.

Berova, bu kapsamda alınan tedbirlere değinerek, özellikle kayıt dışılığın önlenmesi için büyük çaba sarf edildiğine, vergi gelirlerinin artırıldığına dikkat çekti.

“Sene sonunda bu 18 milyar TL’lik bütçe açığını çok daha az bir rakamlara kapatacağız.” diyen Berova, ancak zaman zaman borçlanmaların yapılacağını söyledi. Enflasyonda bir azalma beklediklerini ifade eden Berova, üç yıl içerisinde denk bütçeye kavuşulmasının planlandığını vurguladı.

– Üstel: “Üçüncü ülkelerden gelerek konut alan emeklilere ilişkin yeni düzenlemeler bugün paylaşılacak”

Başbakan Ünal Üstel de, konuya ilişkin söz alarak, hükümeti kurarken ülkede istikrarı sağlayacaklarını söylediklerini hatırlattı. Üstel, bugüne kadar biriken sorunların çözümü için canla başla çalıştıklarını belirtti.

Bu sorunlardan birinin üçüncü ülkelerden gelerek ülkede konut sahibi olan ya da kiralayan emekliler olduğunu söyleyen Üstel, bu kişilerin ülkedeki yaşamlarının kolaylaştırılması için bugün yayımlanarak halkın bilgisine getirilecek İkamet Tüzüğü’nde yapılan değişikliklere işaret etti.

Üstel, enflasyonun sadece  ülkeye özel bir durum olmadığını kaydederek, buna rağmen ülkedeki her kesime yardımcı olmaya çalıştıklarını belirtti.

Bugün, çevrim içi takip sistemiyle ürünlerin her aşamadaki fiyatlarının otomasyon sistemiyle takip edilebilir olduğuna dikkat çeken Üstel, fahiş fiyatların da Maliye Bakanlığı personeli tarafından hemen tespit edilip, gerekli cezaların verilebildiğini kaydetti.

– “Paradan kaynaktan hiçbir sıkıntımız yoktur. Ödemeye de devam edeceğiz”

Mal Tazmin Komisyonu’nun Rum tarafından gelen talepleri karşılayacak durumu olup olmadığına ilişkin soruyu yanıtlayan Başbakan Üstel, “Paradan kaynaklı hiçbir sıkıntımız yoktur. Ödemeye de devam edeceğiz.” dedi.

Üstel, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun hayati bir komisyon olduğunu vurgulayarak, kısa süreli hükümetlerden dolayı tazminatların zamanında ödenememesinden dolayı Rum tarafının konuyu Avrupa Parlamentosu’na taşıyarak Komisyon’u iptal etmeye çalıştığını hatırlattı. Üstel, iki defa başarısız oylamanın ardından üçüncü oylamanın haziranda yapılacağını kaydetti.

Bu kapsamda yapılacak ödemelere kaynak bulunması için hükümet olarak yaptıkları ilk işlerden birinin konut alan yabancılara ek vergi konulması olduğunu belirterek, bu şekilde oluşturulan fonla yaklaşık 18 milyon sterlin toplandığını ve Komisyon’daki hazır dosyalara ödeme yaptıklarını belirtti. Ek borçlanma yapılarak da ödemelerin gerçekleştirildiğini söyleyen Üstel,  şöyle konuştu:

“2021’i bitirdik, 2022’ye başlıyoruz. Paramız mevcuttur. Hiç sıkıntımız yoktur. Ama Rum tarafı Komisyon’a müracaat edenlerin dosyalarını geri çekmeleri için baskı yapıyor. Biz de aksine dosyaların ödenmesi için büyük çaba sarf ediyor, gününde ödüyoruz. Ödemeye de devam edeceğiz.”

Girne Limanı’ndaki hizmetlerin kalitesine ilişkin soru üzerine ise Başbakan Üstel, hizmetlerin iyileştirilmesi için çalıştıklarını kaydetti.

– Çavuşoğlu: “Disipliğin Tüzüğü’ne ilişkin herkesin mahkeme kararına saygı göstermesi gerek”

Öğretmen sendikalarının Disiplin Tüzüğü’ndeki değişikliklere yönelik yaptıkları eylemlere ilişkin soruyu yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, sürecin mahkemede olduğunu hatırlatarak, KKTC’nin hukuk temelinde kurulmuş, anayasası ve yasaları olan bir devlet olduğunu,  hükümetin de insan hak ve özgürlükleri kapsamında gelen talepleri değerlendirip, bir düzenleme yaptığını kaydetti.

Çavuşoğlu, ülkede kimsenin Atatürk’ün ilke, inkılapları ve laik yaşama karşı bir eylemde bulunmak gibi bir düşüncesi olmadığını belirterek, “Ama Anayasa’ya bir aykırılık varsa, bunun kararını mahkeme verecektir. Dolayısıyla mahkemenin kararına herkesin saygıyı göstermesi lazım.” dedi.

Çavuşoğlu, sendikaların kendileri gibi düşünmeyenlere dayatma yapma hakkı olmadığını söyledi.

– Üstel: “Çağdaş dünyada düzenleme neyse onu yaptık”

Başbakan Ünal Üstel de,  konuya ilişkin söz alarak, değişikliğe ilişkin çağdaş devletlerdeki uygulamaları, Birleşmiş Milletler Çocuk Sözleşmesi’ni dikkate aldıklarını kaydetti.

Üstel, “Ne Atatürk ilkelerine karşı bir düzenleme yaptık, ne de laikliği gölgeye düşürecek bir düzenleme yaptık. Çağdaş dünyada düzenleme varsa onu yaptık. Ama eğer Anayasa’mızda aykırılık varsa da Mahkeme’nin kararına uyarız.” dedi.

Bugüne kadar sendikalara boyun eğmediklerini, bundan sonra da eğmeyeceklerini ifade eden Üstel, çocukların geleceği için daha çağdaş bir dünyaya hızla ilerlemek ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.

Devamını Oku

Kıbrıs

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, “Gözeklen” sloganıyla iş sağlığı ve güvenliğine dikkat çekti

Published

on

By

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, iş sağlığı ve güvenliği konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla hazırladığı yeni kamu spotunu sosyal medya platformlarında kamuoyuyla paylaştı. “Gözeklen” sloganıyla yayımlanan video, kısa sürede büyük beğeni toplayarak geniş kitlelere ulaştı.

Kıbrıs Türkçesinde “dikkat et, gözet” anlamına gelen “Gözeklen” ifadesiyle yayımlanan kamu spotu, yabancı işçiler dahil olmak üzere, çalışanların iş yerinde güvenliğini ön planda tutmayı, iş kazalarının önlenebilir olduğunu vurgulamayı ve iş sağlığı ile güvenliği kültürünün toplumda yerleşmesini hedefliyor.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün sadece işverenler ve çalışanlar arasında değil, tüm toplum genelinde benimsenmesi gerektiği belirtilerek, kamu spotunun bu yöndeki farkındalığı artırmayı amaçladığı vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam