Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Olgun ortak zemin bulunması için Genel Sekreter’in “Şahsi Danışman” (Personal Envoy) görevlendirmesi gerektiğini söyledi

Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, TAK’a yaptığı açıklamada, Jane Holl Lute’un Shell petrol şirketi  yönetim kuruluna atanması sonucu BM Genel Sekreteri Guterres tarafından kendisine verilen ortak zemin olup olmadığını tespit görevi

Published

on

Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Olgun ortak zemin bulunması için Genel Sekreter’in “Şahsi Danışman” (Personal Envoy) görevlendirmesi gerektiğini söyledi

Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, ’a yaptığı açıklamada, Jane Holl Lute’un Shell petrol şirketi  yönetim kuruluna atanması sonucu BM Genel Sekreteri Guterres tarafından kendisine verilen ortak zemin olup olmadığını tespit görevinin sona erdiğini, Guterres’in aynı amaçla, zaman sınırlı yeni bir görevlendirme yapması gerektiğini söyledi.

Olgun, resmi müzakerelerin başlayabilmesi için halihazırda ortak zemin bulunmadığını, ilk yapılacak işin ortak zeminin oluşup oluşmadığını tespit etmek olduğunu kaydetti. Ergün Olgun, gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşı için resmi ve anlamlı müzakerelerin ancak ortak zemin bulunması halinde başlayabileceğini, ancak Kıbrıs Rum tarafının ortak bir zemin varmış gibi resmi müzakerelerin

Crans-Montana’da kalınan yerden devam ettirilmesi için görevlendirme yapılması beklentisi içerisinde olduğunu ifade etti.

GENEL SEKRETER OR ZEMİN OLMADIĞINI TEYİT ETTİ

Ergün Olgun, Genel Sekreter Antonio Guterres’in Nisan 2021’de Cenevre’de yapılan 5+BM gayrı resmi toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelerin başlayabilmesi için ortak bir zemin bulunmadığını, ancak bu konuda çalışmaya devam edeceğini belirttiğini anımsattı. Olgun, ortak zemin bulunmadan başlatılacak kapsamlı bir müzakerenin anlamlı olamayacağını ve ancak çözümsüzlüğe hizmet eden statükonun devamını sağlayacağını belirtti.  Ergün olgun, bu nedenlerle Rum tarafının ortak zemin bulunmadan başlatmak istediği resmi müzakereleri yürütecek Özel Temsilci atanmasını Kıbrıs Türk tarafının kabul etmeyeceğini muhataplarına

anlattıklarını kaydetti. Olgun ayrıca Cenevre’deki toplantılarda Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin ortak zemin bulunmadan Genel Sekreter’in Kıbrıs için Özel Temsilci atanmasını uygun bulmadığını açıkça ifade ettiğini de hatırlattı.

Kıbrıs Türk tarafının ortak zemin anlayışı ile ilgili olarak da Olgun, Rum tarafı halen ne kadar egemense, ne ölçüde egemenlik icra ediyorsa ve siyasi kurumlarıyla hangi uluslararası statüye sahipse Kıbrıs Türk tarafının da eşitlik gereği bunlara sahip olma hakkı bulunduğunu, eşit haklar ve uluslararası statüye dayalı denklik içinde Kıbrıs’ta gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşı olabileceğini, Kıbrıs Türk halkının tarihten ve anlaşmalardan kaynaklanan haklarına saygı gösterilmesinin ortak zemini oluşturabileceğini belirtti. Olgun, taraflardan birinin her yönüyle diğerinden ne egemenlik ne de statü bakımından üstün olmadığının teyidiyle ortak zeminin sağlanabileceğinin altını çizdi.

Olgun, Rum tarafının “biz halen ne kadar egemensek siz de o kadar egemensiniz ve her yönüyle her iki taraf da eşit statüye sahiptir” demesiyle ve bunun BM Güvenlik Konseyi tarafından da kayıt altına alınmasıyla müzakereler için ortak zemin oluşacağını belirtti.  Ergün Olgun,  bunun karşılıklı olarak

tarafların birbirlerine karşı saygılı olduğunu ve eşitlik temelinde dengenin sağlandığını göstereceğini ifade etti.

Kıbrıs Rum tarafının “egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde” müzakereye oturmayı reddettiğini, bugüne kadar bir anlaşmaya varılamamasının nedeninin de bu zihniyet olduğunu belirten Ergün Olgun, “Kıbrıs Türk tarafı KKTC’yi resmen tanıyın, ona göre müzakereye oturalım demiyor. İdeali bu olurdu, ancak, denklik gereği, prensip itibarıyla egemen eşit olarak müzakereye başlayacağımızı kabul edin, uluslararası statü olarak eşit olduğumuzu kabul edin müzakereye oturalım diyor” şeklinde konuştu.

KIBRIS RUM TARAFI OR ZEMİN OLMADIĞINI ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIYOR

Olgun, Kıbrıs Rum tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zeminini reddederek ortak zemin bulunmadan müzakereleri başlatma arayışının üstünlüklerini gözetecek şekilde Kıbrıs Türk tarafını işgalleri altındaki sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”ne monte etme/yamalama peşinde olduklarının kanıtı olduğunu belirtti.

Genel Sekreterin liderler Ersin Tatar ve Nikos Anastasiadis ile Eylül’de New York’ta gerçekleştirdiği gayrı resmi görüşme sonrasında hazırladığı taslak açıklamada, “şahsi temsilci” atanması konusunda tarafların mutabık kaldığından bahsettiğini, ancak Kıbrıs Rum liderinin daha sonra bu açıklamanın yayınlanmasını reddettiğini söyledi.

İŞBİRLİĞİ İÇİN GENİŞ BİR YELPAZE VAR

Ergün olgun, muhtemel bir uzlaşı konusunda ise şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs Türk tarafı egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemininde yapılacak resmi uzlaşı müzakerelerinsonucunda nasıl bir düzenlemenin ortaya çıkabileceği konusunda bir önyargıda bulunmayı doğru bulmuyor. Devletlerin iş birliği yapabileceği geniş bir yelpaze var.  Bu küçücük adada kavga yerine kurumsal iş birliği yapmak rasyonel olandır. Bu iş birliği modelinin ne olacağı egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü zemininde yapılacak olası resmi müzakerelerde iki tarafın ortak rızası ile ortaya çıkabilir”

İKİ HALKIN İŞ BİRLİĞİNİ GELİŞTİRME VE GÜNLÜK HAYATI KOLAYLAŞTIRMA ÇALIŞMALARI

Olgun, Kıbrıs Türk tarafının iki tarafın egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri zemininde kurumsal işbirliğini öngören vizyonunu ileri götürme çabaları yanında, Ada’daki günlük hayatı kolaylaştıracak ve iki halk arasında güven yaratılmasına katkıda bulunacak, aşağıdan yukarıya

işbirliğini geliştirme gayretlerini kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğinin de altını çizdi.

BARIŞ GÜCÜ MİSYON ŞEFLİĞİ İÇİN STEWART’A ONAY VERİLDİ

Ergün Olgun, Birleşmiş Milletler Barış Gücü Misyon Şefliği görevini yürüten Elizabeth Spehar yerine atanacak görevli için önerilen ilk ismi, geçmiş icraatlarının tarafsızlık ilkesi açısından sakıncalı olacağını

düşündüklerinden uygun bulmadıklarını, son önerilen Colin Stewart’ın uygun bulunduğunu, nihayetinde Kıbrıs Türk ile Kıbrıs Rum tarafının Stewart’a onay verdiklerini ifade etti.

Olgun, Stewart’ın Kanada Dışişleri Bakanlığı’nda görev yaptıktan sonra diğer görevleri yanında Birleşmiş Milletler ‘in Doğu Timor Misyonu ve BM Batı Sahra Özel Temsilcisi ve Batı Sahra’daki Referandum İçin Misyon Şefi olarak görev yaptığını anlattı.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul’un açıklamalarına tepki gösterdi, “Biz laf değil, hizmet üretiyoruz!” dedi.

Başbakan Üstel, “Girne Belediye Başkanının hükümetimize yönelik yaptığı mesnetsiz açıklamaları hayretle okumaya devam ediyoruz. Ama kimse meydanı boş zannetmesin. Biz, 50 yıldır laf üretenlere karşı hizmet üretmeyi kendine görev bilmiş bir partiyiz. “Onlar konuşur, UBP yapar” dememizin sebebi de budur” dedi.

Üstel, “Halkımız çok iyi bilmektedir ki; bu ülkede yolları da, hastaneleri de, okulları da, sosyal konut projelerini de, liman projelerini de, en yapılmaz denen reformları da yapan hükümetimizdir. Son 3 yıla, 30 yılın işini sığdırdık. Batı Girne Çevre Yolları’nı yıllar sonra yapan da biziz, Doğu Girne Çevre Yolu Projesi’ni başlatan ve tamamlayacak olan da biziz” ifadelerini kullandı.

“İş üretemeyenlerin laf üretmelerini anlıyoruz”

Başbakan Üstel, “Girne’de büyük proje görmek isteyenler, yarım asırdır yapılmayan Antik Liman projesine de bakabilirler. Bu proje ile Girne’nin çehresini değiştirdik. Yıllardır beklenen Yeni Girne Hastanesi’ne yakında açılıyor. Taş taş üstüne koymamış, ülkede elle tutulur tek büyük projesi dahi olmayan bir anlayışın, rutin işleri “asrın projesi” gibi pazarlamasını anlıyoruz. İş üretemeyenlerin laf üretmelerini de anlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var”

“Ne var ki; Kendi ifadeleriyle manipülasyon ve popülist açıklamaları son 3 yılda hükümetimizin gerçekleştirdiği bu dev projeleri gölgeleyemez” açıklamasını yapan Başbakan Üstel, şöyle devam etti:

“Unutulmamalıdır ki; yerel yönetimler reformunu hayata geçiren, batık belediyeleri ayağa kaldıran, belediyeleri güçlendiren ve halka daha çok hizmet edebilecek hale getiren de bizim hükümetimizdir. Kendi partileri, belediyeleri birleştirme yasası görüşülürken Meclis’in kapılarını kırmakla meşguldü, o ama yasayı geçirip belediyeleri birleştiren, güçlendiren ve ayağa kaldıran yine bizdik.

Bu arkadaşların hükümetimizle kavga aramak yerine bize teşekkür etmesi gerekir. Nitekim geçmişte bu teşekkürü de kameralar karşısında yaptılar. Bu ülkenin şova değil, işe ihtiyacı var. Kimse hükümeti hedef göstererek kendi küçük şovlarına bizi alet etmeye kalkmasın. Biz hamasi nutuk atmak için değil, halkımıza hizmet etmek için buradayız. halkın belediyelerden beklediği tek şey de hizmettir.”

“Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın”

Başbakan Ünal Üstel, “O yüzden Girne Belediye Başkanı asli görevlerini yerine getirsin, boyundan büyük işlere de ve sözlere de bulaşmasın. Biz Girne Belediye’sinin de Girne halkının da dün olduğu gibi yarın da yanında olmaya devam ederek, onların gerçek anlamda hayrına dokunan tüm büyük projeleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Hükümetimiz devletin her kuruşunu halkın faydasına kullanan bir anlayışla çalışmaya devam edecek, halkın hayatına dokunan büyük projeleri hayata geçirecektir. Ve Kimse boş laflarla halkı kandıramayacak, hükümetin hizmetlerini gölgeleyemeyecektir!” dedi.

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, Ulusal Birlik Partisi Merkezi’nin düzenlediği “Dijital Dönüşümün Gücü; Etkileşim” etkinliğinde partililere hitap etti…

“KIBRIS’TA GELECEK İKİ DEVLETLE KURULACAK, FEDERASYON TARİHE GÖMÜLDÜ”

Konuşmasına teşkilat mensuplarına teşekkür ederek başlayan Tatar, “Sayın Başbakan, değerli bakanlarımız, milletvekillerimiz, ilçe başkanlarımız, büyüklerimiz ve UBP teşkilatlarının neferleri… Bu güzel sabahta sizlerle beraber olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Büyük bir aile olduğumuzu bir kez daha hissetmenin gururu içindeyim” dedi.

“MÜCADELEMİZİ TARİHİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE SÜRDÜRÜYORUZ”

Geçmişi hatırlamanın önemine vurgu yapan Tatar, “Bu ülkede ecdadımız, analarımız, babalarımız, dedelerimiz büyük mücadeleler verdi. Geçmişimizi bilmezsek yok olmaya mahkûmuz. Bizler geçmişimizi bilerek ülkemizin ve devletimizin bekası için yolumuza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON DEFTERİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, “Annan Planı döneminde partimiz, rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yanında yer aldı. O gün haklıydık, bugün haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Yıllarca iyi niyetimizle federasyon temelli bir anlaşma için çalıştık. Ancak artık federasyon meselesi geride kalmıştır. Beş yıl önce ‘geleceğe yürüyoruz’ dedik, bugün gerçekten geleceğe yürüdük” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TÜM DÜNYAYA DUYURULDU”

Tatar, son BM görüşmelerine işaret ederek, “Cumartesi akşamı BM merkezinde muhataplarıma da ifade ettim. İki devletli çözümün istikrar için tek yol olduğunu söyledim. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı demokrasi vardır. Bu istikrar, Gazze’den Suriye’ye, Irak’tan Ukrayna’ya kadar tüm coğrafyada önemlidir” diye konuştu.

“ERDOĞAN’IN DESTEĞİ EN BÜYÜK GÜVENCEMİZDİR”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki açıklamalarına dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan, üçüncü kez KKTC’nin tanınması gerektiğini, federasyon defterinin kapandığını ifade etti. Kıbrıs Türk halkı üzerinde yıllardır uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini tüm dünyaya duyurdu. Bu, bizim en büyük güvencemizdir” şeklinde konuştu.

“UBP BU DAVANIN ÖNCÜSÜDÜR”

Ulusal Birlik Partisi’nin devlet için önemine de vurgu yapan Tatar, “UBP, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamıdır. 11 Ekim’de 50. yılını kutlayacak olan partimiz, kuruluşundan itibaren bu davanın öncüsü olmuştur. 19 Ekim seçimlerinde kazanarak tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemen bir halk olduğunu bir kez daha göstereceğiz” dedi.

“19 EKİM’DEN SONRA DA AYNI KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM”

Seçim sonrasına ilişkin mesaj da veren Tatar, “New York temaslarımda da söyledim. 19 Ekim’den sonra da Kasım ve Aralık’ta yine orada olacağım, yine ‘iki devlet’ diyeceğim. Çünkü bu mesele millet meselesidir, vatan meselesidir, bayrak meselesidir” dedi.

“TÜRKİYE BU COĞRAFYADA SÖZ SAHİBİDİR”

Türkiye’nin büyük gücüne dikkat çeken Tatar, “Sayın Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşması tüm dünyada yankı buldu. Gazze’nin sesi oldu, kimsenin söyleyemediğini söyledi. Bugün Türkiye, milli savunma sanayisiyle, askeri potansiyeliyle Amerika, Rusya ve Çin’in de dikkate aldığı bir güçtür. Böyle bir ülkenin garantörlüğünde yolumuza güvenle devam ediyoruz” dedi.

“PANDEMİDEN DEPREME, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN AYAKTAYIZ”

Tatar, KKTC’nin yakın dönemde yaşadığı sıkıntılara değindi:
“Pandemiyi, 6 Şubat depremini, Gazze ve Ukrayna’daki savaşları yaşadık. Bütün bu belirsizliklere rağmen Türkiye Cumhuriyeti ile kurduğumuz güçlü ilişkiler sayesinde yatırımlar devam ediyor. Sağlık ocakları, hastaneler, çevre yolları, dijital dönüşüm projeleri bunun göstergesidir.”

“E-DEVLET PROJESİ TAMAMLANIYOR”

KKTC’nin dijital dönüşüm sürecinde önemli adımlar attığını vurgulayan Tatar, “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasında yapılan anlaşma sayesinde, Türk Telekom, 100 milyon doları aşan yatırımla ülkenin genelinde fiber optik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Yakın gelecekte fiberoptik ile ada genelinde ve Türkiye bağlantısı üzerinden tüm dünyaya bağlanacağız. Bütün engellemelere, kısıtlamalara, ambargolara rağmen çağın nimetlerini halkımıza sunacağız” dedi.

“BU DAVA VATAN MESELESİDİR”

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu dava vatan meselesidir, bayrak meselesidir. KKTC halkı, egemenliğiyle, bağımsızlığıyla ve onuruyla yoluna devam edecektir. 19 Ekim seçimlerini kazanarak tüm dünyaya güçlü bir mesaj vereceğiz. Sizlere güveniyorum, birlikte başaracağız.”

Devamını Oku

Kıbrıs

Published

on

By

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Şehit Doğan Ahmet İlkokulu önünde yaptığı basın açıklamasında, ülkede nüfus ve vatandaşlık politikası olmamasının eğitimde ciddi sorunlara yol açtığını söyledi.

Maviş, üç yıl önce 300 öğrenci bandında olan okulun bugün 500 öğrenciye ulaştığını belirterek, “Nüfus ve vatandaşlık politikası oluşturulmazsa beş değil, yirmi beş okul yapsak yetmez” dedi. Sorunun yalnız eğitimle sınırlı olmadığını vurgulayan Maviş, sağlık, trafik, su ve elektrik gibi alanlarda da hizmetlerin yetersiz kaldığını ifade etti.

“Öğretmen eksikliği devam ediyor”
Şehit Doğan Ahmet İlkokulu’nda beş öğretmen eksikliği bulunduğunu söyleyen Maviş, bazı öğrencilerin hâlâ sınıf öğretmenleriyle tanışmadığını kaydetti. Ayrıca müzik, resim, İngilizce ve beden eğitimi derslerinde de öğretmen eksiklikleri nedeniyle öğrencilerin sanat ve spor etkinliklerinden geri kaldığını belirtti.

“Tiny House çözüm değil”
Maviş, okul bahçesine kurulan üç adet “Tiny House” hakkında da konuşarak, “Konteyner yerine prefabrik denilse de övünülecek bir şey yok. Tiny House da koysanız, villa da yapsanız bu nüfusa bu okullar yetişmiyor” ifadelerini kullandı. Kalabalık sınıfların verimliliği düşürdüğünü vurgulayan Maviş, “Çocukların balık istifi şeklinde sınıflarda oturması kabul edilemez” dedi.

“Yeni okul yapılmalı”
Maviş, bölgedeki öğrenci artışına dikkat çekerek, “Bu okul iki şubeden üçe, üçten dörde çıktı. Şu anda 18 şubeye ve 500 öğrenciye ulaştı. Önümüzü göremiyoruz. Seneye bu okula konteyner istemiyoruz, yeni derslikler ve yeni okul istiyoruz” çağrısında bulundu.

Bakanlığın hayırseverlere mi başvuracağı, yoksa devlet bütçesinden kaynak mı ayıracağı konusunda yorum yapmayan Maviş, “Hamitköy ile bu bölge arasına yeni bir okul istiyoruz. Övünecekse Nazım Bey, seneye buraya bir okul yapıldığı için gelsin övünsün” dedi.

“Bakan bizi anlamıyor”
Maviş, Eğitim Bakanı’nı eleştirerek, “Bakan siyasetin diliyle konuşuyor, biz ise sınıfta çocukların gözlerine bakarak vicdan muhasebesi yapıyoruz. Aynı dili konuşmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maviş, hükümetin planlama yapmadığını, nüfus artışıyla birlikte eğitim ve sağlık hizmetlerinin sekteye uğradığını belirterek, “Devlet olmanın gereği yerine getirilmelidir. Seneye bu sorunların çözülmesini bekliyoruz” dedi.

 

Devamını Oku

Trending

Reklam