Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Cumhurbaşkanlığı:BM Güvenli̇k Konseyi̇ statükonun i̇dame etti̇ri̇lmesi̇ne taraf olduğunu bi̇r kez daha ortaya koydu

Published

on

Cumhurbaşkanlığı, BM Güvenlik Konseyi’nin, 27 Ocak 2022 tarihli ve 2618 (2022) no’lu kararıyla, sürdürülemez olduğunu defaten vurguladığı statükonun
değiştirilmesine değil, idame ettirilmesine taraf olduğunu bir kez daha
ortaya koyduğunu belirtti

Konuyla ilgili açıklamada “Bölgemizde barış, huzur ve istikrar isteniyorsa ve ilgili taraflar bu yöndeki söylemlerinde samimiyse, yapılacak olan bellidir. Bunun yolu, tek taraflı ve dışlayıcı girişimler değil, işbirliği, yani diplomasidir”denildi.

Cumhurbaşkanlığı değerlendirilmesi şöyle:

“Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 27 Ocak 2022 tarihli ve 2618 (2022) no’lu kararıyla, sürdürülemez olduğunu defaten vurguladığı statükonun değiştirilmesine değil, idame ettirilmesine taraf olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Bu kararla BM Güvenlik Konseyi, bir yandan kalıpların dışında, baskı ve dayatmadan arınmış, müzakere yoluyla ve iki tarafın müşterek rızasıyla ortaya çıkacak bir uzlaşıyı desteklediğini ifade ederken, öte yandan, başarısızlığı 53 yıllık süreçlerde defaten kanıtlanmış, çökmüş zemine atıf yaparak, kendi içinde çelişmektedir.

Bu kararla, taraflar arasında resmi müzakerelere geçilecek ortak zemin olmadığı bir kez daha kayda geçirilirken, müzakere edilecek bir çözümün ancak iki tarafın rızasıyla olabileceği de yine aynı kararın muhtelif kısımlarında ifade edilmektedir.

Cumhurbaşkanımız, bu doğrultuda, iyi niyetli ve yapıcı tutumunu sergilemeye devam etme kararlılığındadır.

Hatırlanacağı üzere, New York’ta BM Genel Kurulu çalışmaları kapsamında
Eylül 2021’de BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde Cumhurbaşkanımızın, Rum Liderle bir araya geldiği gayrı resmi 3’lü toplantı çerçevesinde Genel Sekreter, BM Üst Düzey Görevlisi Jane Holl Lute’un yerine yeni bir Kişisel Temsilci atamayı önermişti.  Bu gayrı resmi toplantıda varılan mutabakattan geri adım atan Rum tarafının, kendi pozisyonunu dayatacak bir formülasyonda ısrar etmesi sonucunda, bu atama henüz gerçekleşememiştir.

Kıbrıs Türk tarafı bu gayrı resmi toplantı çerçevesinde BM Genel Sekreteri tarafından,
Sayın Lute’un ortak zemin olup olmadığı yönündeki çalışmalarını devam
ettirecek, yeni bir Kisisel Temsilci atama önerisini desteklemektedir.

Öte yandan, sürdürülemez statükonun değiştirilmesine yönelik Kıbrıs Türk
tarafınca atılan ve değişimin başlangıç sembolü niteliğindeki Kapalı Maraş’a
ilişkin açılımımız kararlılıkla devam edecektir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından etkin bir mekanizma olarak faaliyetlerini sürdüren
Taşınmaz Mal Komisyonu marifetiyle Kapalı Maraş’ta yer alan mülklere ilişkin başvurular artarak devam etmektedir.

Komisyonumuz, yeni Başkanının atanmasıyla birlikte etkin ve zamanlı bir şekilde başvuruları ele almaktadır.

Bu açılımımıza karşı sürdürülen arkaik siyasi söylemler, eski sakinleri de dahil, mülkiyet haklarına erişime engel olma çabası niteliğindedir. Kıbrıslı Rum lider ve onun destekçisi ülkeler, yürüttükleri bu siyasetle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun yasal bir sürecin hilafına hareket ettiklerinin bilincinde olmalıdırlar. Esasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti AİHM kararları çerçevesinde mülkiyet hakkına saygılı bir girişim başlatmışken,  BM Güvenlik Konseyi hak sahiplerinin müracaatlarının önünü tıkamakta ve mülkiyet haklarını ihlal etmektedir.

Kıbrıs Türk tarafı, Rum uzlaşmazlığından dolayı siyasi süreçte yaşanmakta olan olumsuzluklardan etkilenmeyecek şekilde iki taraflı Teknik Komite çalışmaları vasıtasıyla oluşturulan mekanizmaya büyük önem atfetmektedir.

İki Halkın günlük yaşamını kolaylaştıracak somut ilerlemelerin kaydedildiği bu çalışmalar, iki taraf arasında geliştirilmekte olan işbirliği dolayısıyla güven yaratılmasına da imkan vermektedir. Bu yöndeki uğraşlarımıza önümüzdeki dönemde de hissedilir ve elle tutulur sonuçlar üretecek şekilde yeni önerilerle devam edeceğiz.

Bölgemizdeki gelişmeler, iki tarafa da ait olan ada etrafındaki  doğal
kaynaklara dair işbirliğini kaçınılmaz hale getirmiştir. Kıbrıs Türk tarafı,
bu yönde işbirliği önerisi ve çağrısını defaten ortaya koymuştur. Bu çağrıya
kulak asmamak ancak ve ancak gerginliği tırmandırır. Kıbrıs Türk tarafı
haklarından asla vazgeçmeyeceğini hem sahada hem masada kararlılıkla ortaya
koymuştur ve Kıbrıs Rum tarafını maksimalist duruşundan vazgeçmeye davet etmiştir. BM Güvenlik Konseyi, bu gerginliğin sorumlusunu saklamak
suretiyle istikrar çabalarına bir kez daha katkı koyamamıştır. Bölgemizde
barış, huzur ve istikrar isteniyorsa ve ilgili taraflar bu yöndeki söylemlerinde samimiyse, yapılacak olan bellidir. Bunun yolu, tek taraflı ve dışlayıcı girişimler değil, işbirliği, yani diplomasidir.

Cumhurbaşkanımızın en net şekilde her platformda ortaya koyduğu üzere,
Kıbrıs Türk Halkı egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünden asla
vazgeçmeyecek ve bu çerçevede bulunacak ortak zeminle, Kıbrıs adasında gerçekçi, adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunması yolunda çabasını
sürdürecektir.

Kıbrıs Türk Tarafı olarak, BM Güvenlik Konseyi’nin de kararında tam destek
verdiği, BM Genel Sekreteri’nin yürüttüğü gayrı resmi istişarelerin, sonuç alıcı bir şekilde devamına yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yarım asrı
aşkın bir süredir devam eden çözümsüzlüğün ortadan kalkması ve bulunacak çözümün sürdürülebilir olması için diplomasinin her yolunu iyi niyetle zorlamaktayız ve zorlamaya devam edeceğiz.

Bilinmelidir ki, Kıbrıslı Türkler “toplum” değil, bağımsız bir Devlete
sahip, en az Rumlar kadar egemen bir Halktır. Kıbrıs Türk tarafı olarak, Rum
tarafını ve çözümü desteklediğini ifade eden tüm tarafları, çözümsüzlüğün
kaynağı olan eski zemini desteklemek yerine, Kıbrıs Türk tarafının ortaya
koyduğu gerçekçi zeminde başlatılacak ve müzakere yoluyla bulunacak bir
çözüme taraf olmaya çağırıyoruz.

BM Güvenlik Konseyi’nin söz konusu 27 Ocak 2022 tarihli ve 2618 (2022)
no’lu kararına ilişkin olarak Dışişleri Bakanlığımız tarafından yapılan
açıklamadaki hususları da içeren bir yazıyla görüş ve değerlendirmelerimiz
daha detaylı bir şekilde BM Güvenlik Konseyi Başkanına iletilmiştir.”

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Cumhurbaşkanı Tatar Azerbaycan’dan bir heyeti kabul etti

Published

on

By

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Antropoloji Enstitüsü İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gafar Cabiyev ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Azerbaycan-Kıbrıs Dostluk Cemiyeti’nin daveti üzerine ülkeye gelen heyete, Azerbaycan-Kıbrıs Dostluk Cemiyeti Başkanı Orhan Hasanoğlu eşlik etti.

-Tatar: “Hepimiz Türk soyundan geliyoruz”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, kabulden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti’nin Azerbaycan ile olan yakınlığını büyük bir memnuniyetle gördüğünü ifade ederek, “Bir millet üç devletiz. Hepimiz Türk soyundan geliyoruz” dedi. Milli birlik ve birlikte hareket etmenin önemine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Azerbaycan’ın kardeş devlet olduğunu vurguladı ve Doğu Akdeniz’de bir Türk devleti olan KKTC’ye gösterdikleri yakınlık ve desteğin yadsınamaz bir gerçek olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in KKTC’nin tanıtılması adına gösterdiği destek ve özverinin de altını çizerek, bu çabanın Kıbrıs Türk halkı için kıymetli bir adım olduğunu vurguladı. Azerbaycan ile KKTC arasındaki tarihi ve gönül bağlarının çok derin olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, aynı milletin evlatları olarak, Azerbaycan halkıyla da her türlü faaliyetlerin artmasının kendilerini memnun etmekte olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Tatar, “Aynı milletin aynı soydan gelen evlatları olarak biz aynı dili, dini, kültürü ve gönül birliğini paylaşıyoruz, biz Azerbaycan halkının gerçek gardaşlarıyız. Bu vesile ile bütün Azerbaycan halkına en içten hürmetlerimi ve selamlarımı sunuyorum.” diyerek sözlerine son verdi.

Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi Arkeoloji ve Antropoloji Enstitüsü İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanını Prof. Dr. Gafar Cabiyev ise, ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, yapılan çalışmalar ve yürütülen projeler hakkında bilgi aktarımında bulundu.

Devamını Oku

Dünya

İspanya ve Portekiz elektrik kesintisinin nedenini arıyor

Published

on

By

İspanya ve Portekiz’de yaşanan elektrik kesintisi sonucu milyonlarca insanın temel ihtiyaçlara erişim sağlayamaması, durumun neden kaynaklandığı yönünde soruları gündeme taşırken, kesintinin yenilenebilir enerjinin aşırı kullanımı, ani yük artışı, siber saldırı veya sistem yönetim sıkıntısı kaynaklı olabileceği görüşleri öne çıkıyor.

İspanya ve Portekiz’de dün öğle saatlerinde başlayan ve İber Yarımadası genelinde yaşayan 60 milyon kişinin hayatını bugün sabah saatlerine kadar durma noktasına getiren büyük çaplı bir elektrik kesintisi yaşandı.

Kesintinin yayılmasın ardından İspanya ve Portekiz’de hayat akışında ciddi aksaklıklar baş gösterdi. İşletmeler faaliyetini durdururken, binalarda asansörler çalışmadı. Tren ve metro hatlarına ilave olarak trafik ışık sistemlerinin de durmasıyla ulaşımda sıkıntılar oluştu, hava limanlarında seferler iptal edildi.

İspanya ve Portekiz’i geniş ölçüde etkileyen ve Fransa’nın belirli bölgelerinde sorunlar ortaya çıkaran kesinti nedeniyle milyonlarca insan temel ihtiyaçlarını karşılamaktan mahrum kaldı ve büyük kentler karanlığa gömüldü.

Avrupa’da en son 2003 yılında İtalya’da 12 saat süren ve 56 milyon insanı etkileyen geniş bir kesinti yaşanmıştı. Bu kesinti İsviçre’den İtalya’ya elektrik sağlayan yüksek gerilim hattına bir ağacın düşmesinden kaynaklanmıştı.

Öte yandan, her iki ülkedeki yetkililer de elektrik sistemindeki sıkıntının sebebi konusunda bir varsayımda bulunmamayı tercih ediyor.

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, ülkenin öğle saatlerinde 5 saniye içinde 15 gigavat elektrik üretiminin aniden kaybolduğunu, bunun da ulusal talebin yüzde 60’ına denk geldiğini söyledi.

Kesintinin uzun sürebileceği konusunda uyarıda bulunan Sanchez, böyle bir durumun daha önce hiç yaşanmadığına dikkati çekti.

Sanchez, uzmanların henüz kesintinin nedenini belirleyemediklerini, olası her nedenin araştırıldığını ifade etti.

– Siber saldırı belirtisi yok

Portekiz Başbakanı Luis Montenegro da elektrik kesintisinin arkasında bir siber saldırı olduğuna dair hiçbir işaret olmadığını açıkladı.

Elektrik kesintisinin nedeninin henüz bilinmediğini aktaran Montenegro, durumun Portekiz’den kaynaklanmadığına dikkati çekti. Portekiz’de kesintilerin giderilmesi dün gece saatlerini buldu.

Avrupa’da 36 ülkeden 40 elektrik iletim sistemi operatörünü temsil eden Brüksel merkezli dernek Avrupa Elektrik İletim Sistemi Operatörleri Ağı (ENTSO-E), İspanya ve Portekiz’in güç sistemlerindeki olaya ilişkin, “En büyük öncelik güç sisteminin restorasyonudur.” ifadesini kullandı.

Şebeke entegrasyonunu ve enerji arz güvenliğini artırmak, elektrik üretim, iletim ve dağıtım verimliliğini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren ENTSO-E, “Olay, İspanya ve Portekiz’in elektrik sisteminde kesintiye neden oldu. Fransa’nın İspanya sınırına yakın bazı bölgeleri de durumdan çok sınırlı bir süre için etkilendi.” değerlendirmesinde bulundu.

ENTSO-E, elektrik sisteminin voltajını geri yüklemek için belirlenmiş prosedürler ve protokollerin etkinleştirildiğine dikkati çekerek, İspanya ve Portekiz iletim sistemi operatörlerinin yeniden kurma süreci hakkında sürekli bilgi sağladığını bildirdi.

– Kesinti hakkında

Dün öğle saatlerinde İspanya elektrik şebekesinde yaşanan dalgalanma sonucunda ülkenin Fransa ile olan elektrik bağlantısı tamamen koptu, İber Yarımadası ile Avrupa kıta şebekesi arasında bağlantı kesildi. Avrupa sisteminden desteği kaybeden İspanya elektrik sistemi ile Portekiz elektrik sistemi hızla çöktü.

Öte yandan, İspanya ve Portekiz’in elektriklerin kesilmesine ve milyonlarca insanın temel modern ihtiyaçlara erişimin kopmasına tam olarak neyin sebep olduğunu belirlemek için çalışmalar devam ediyor.

Şebeke operatörlerinin elektrik sistemini tekrar çalışır hale getirmek için teknik olarak çok karmaşık bir süreci takip etmeleri gerekiyor.

AB Komisyonu, enerji arz güvenliğini artırmak için uzun zamandır, İspanya ve Portekiz gibi üye ülkelerin Avrupa ile elektrik bağlantısının kuvvetlendirilmesi tavsiyesinde bulunuyor.

– Siber saldırı ihtimali

Söz konusu kesintisinin başlangıçta bir siber saldırıdan kaynaklandığı yönünde endişeler olmuştu. İspanya, özellikle Gazze’de yaşananlar konusunda Avrupa’da en duyarlı ülkeler arasında yer alıyor. İsrail’in Gazze’de devam eden saldırılarına İspanya devamlı tepki gösteriyor. İspanya, Rusya ile savaşan Ukrayna’ya da ciddi destek veriyor. Belirgin siyasi duruşun İspanya’yı siber saldırılar için önemli bir hedef haline getirdi görüşü yer alıyor.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki yüksek payının da kesintide bir etkisi olabileceği iddiaları bulunuyor.

AA muhabirinin elektrik veri platformu ElectricityMaps’dan derlediği bilgilere göre, İspanya kesintinin hemen öncesinde elektriğinin yüzde 60,2’sini güneşten, yüzde 10,6’sını rüzgardan, yüzde 10,1’ini hidroelektrik santrallerinden sağladı. Ülkede bulunan nükleer rektörler elektrik üretiminin yüzde 9,7’sini, doğal gaz santralleri de yüzde 6,8’ini gerçekleştirdi. Geriye kalan elektrik üretimi ise diğer kaynaklardan karşılandı.

Böylece, İspanya kesinti öncesinde elektriğinin yüzde 80’inden fazlasını yenilenebilir kaynaklardan üretti. Söz konusu yüksek yenilenebilir kaynak kullanımının bu dalgalanmada etkisi olduğu yönünde görüşler yer alıyor.

Uzmanlar geçmişte, rüzgar ve güneş enerjisinin hızla yaygınlaşmasının özellikle eski şebekelerde büyük baskı yaptığına işaret ediyordu.

– Atmosferik olaylar

Bazı uzmanlar kesintinin bölgede yaşanana atmosferik titreşimlerden kaynaklanmış olabileceği görüşünü taşıyor. Atmosferik titreşimlerin elektrik hatlarını olumsuz etkileyen ve sistemler arasında senkronizasyon arızalarına neden olduğu yönünde iddialar yer alıyor.

İspanya şebekesinde yaşanan sistemsel bir sorunun veya bir üretim tesisindeki aksaklığın tüm sistem üzerinde zincirleme etkiye neden olmuş olması da olasılıklar arasında sıralanıyor.

AB Komisyonu daha önce, elektrik şebekesinin tam entegre olabilmesi ve etkin faaliyet gösterebilmesi için eylem planını hazırlamıştı.

AB elektrik şebekesinin daha verimli çalışması, elektrik ağının tamamen entegre olması ve altyapı modernizasyonu için şebekeye yatırımlar gerektiğine dikkat çekilen planda, AB ülkelerindeki elektrik şebekesinin sınır ötesi iletim kapasitesinin 2030’a kadar iki kat artırılması için 584 milyar avroluk yatırım gerekeceği belirtilmişti.

Yaşanan büyük çaplı elektrik kesintisinin sebebinin belirlenmesi ile birlikte Avrupa’nın şebeke alanında atması gereken adımlar daha belirgin hale gelecek.

– “Bundan alınacak derslere bakacağız”

AB Komisyonunun Baş Sözcüsü Paula Pinho, Brüksel’de düzenlenen basın toplantısında, “Yaşanan kesinti eşi benzeri görülmemiş bir büyüklükteydi. Dolayısıyla, bundan alınacak derslere bakacağız.” dedi.

Avrupa sistem operatörlerinin, İspanya ve Portekiz ulusal sistem operatörleri ile yakın çalıştıklarına işaret eden Pinho, kesintinin nedenleri ve ne kadar hazırlıklı olunduğu konusunda çok yakından gözlemlediklerini anlattı.

Pinho, olayla ilgili doğru ve uygun bir değerlendirme yaparak sonuçlar çıkarılmasının zaman alacağını ancak gerekli bütün adımları atacaklarını vurguladı.

Devamını Oku

Dünya

Rusya duyurdu: Ukrayna’da üç günlük ateşkes

Published

on

By

Rusya, 2’nci Dünya Savaşı’ndaki zaferin 80’inci yıl dönümünde Ukrayna’da geçici ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Ateşkes, 8-11 Mayıs tarihleri arasında geçerli olacak.

Kremlin’den yapılan açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kararıyla, zaferin 80’inci yıl dönümü gerekçesiyle, insani nedenlerle, Rus tarafının 7 Mayıs’ı 8 Mayıs’a bağlayan gece yarısından 10 Mayıs’ı 11 Mayıs’a bağlayan gece yarısına kadar ateşkes ilan ettiği bildirildi…
Açıklamada, bu süre içerisinde bütün askeri eylemlerin durdurulacağı belirtildi.

Rusya’nın, Ukrayna tarafının da bu örneği izlemesi gerektiğini düşündüğü kaydedilen açıklamada, Kiev yönetiminin ateşkesi ihlal etmesi halinde Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin uygun ve etkili şekilde cevap vereceği vurgulandı.

Açıklamada, “Rus tarafı, Ukrayna krizinin temel nedenlerini ortadan kaldırmayı ve uluslararası ortaklarla yapıcı etkileşimi hedefleyen ön koşulsuz barış görüşmelerine hazır olduğunu bir kez daha dile getiriyor” ifadelerine yer verildi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise Rusya’nın 2. Dünya Savaşı Zaferi’nin 80. yıl dönümünde geçici ateşkes ilan etmesinin manipülasyon girişimi olduğunu söyledi.

Zelenskiy, Telegram hesabından paylaştığı görüntülü mesajda Rus ordusunun Ukrayna’daki enerji tesislerine saldırı düzenlediğini belirterek, “Biz, Ukrayna’da bu savaşın tek bir saniyesini bile istemiyoruz ve her zaman barışı tesis etmeye ve güvenliği garanti altına almaya yardımcı olabilecek tüm ortaklarımızla mümkün olan en kısa sürede çalışmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

Zelenskiy, “Şimdi bir manipülasyon girişimi daha var. Nedense herkes 8 Mayıs’ı beklemeli ve ancak o zaman ateşkes sağlanmalı ki Putin’in geçit töreni sırasında ateşkes olsun. Biz, geçit törenlerine değil insanların hayatlarına değer veriyoruz. İşte bu yüzden dünyanın 8 Mayıs’ı beklemesine gerek olmadığına inandığını düşünüyoruz” dedi.

Devamını Oku

Trending

Reklam