Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

DAÜ Rektör ve rektör yardımcıları istifa etti

Published

on

Bir süredir mali sıkıntıları nedeniyle kamuoyunun gündeminde olan Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Rektör Prof. Dr. Aykut Hocanın ve rektör yardımcıları istifa etti.
                 

       Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Rektör Prof. Dr. Aykut Hocanın ve rektör yardımcıları Prof. Dr. Hasan Demirel, Prof. Dr. Hüseyin Aktuğlu, Prof. Dr. Serhan Şensoy ile Prof. Dr. Deniz İşçioğlu yazılı açıklama yaparak istifalarını kamuoyu ile paylaştı.

Konu ile ilgili DAÜ Rektörü ve Rektör Yardımcılarının yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

Üniversitemizde açılan Rektörlük münhali eğilim yoklaması sonucunda, siz değerli çalışanlarımızın teveccühü ile, 2020 Haziran ayında pandemi koşullarının belirsizliği içerisinde Rektörlük görevini yürütmek üzere 5 yıllığına seçilmiş Rektör olarak göreve geldim. O dönemki zorlu şartlar altında çalışanlarımızın ve öğrencilerimizin sağlığını gözeterek ilk aşamada seyreltilmiş ve daha sonra ise tam olarak yüz yüze eğitime 2021-2022 Güz dönemi başında geçtik.

Göreve başladığımız günden bugüne kadar, başta pandemi sonrasında yüksek enflasyona dayalı hayat pahalılığı ve en son da Kahramanmaraş’ta yaşanan deprem felaketini içeren yaklaşık üç buçuk yıl süre içerisinde, ekip arkadaşlarımla birlikte Üniversitemize özveriyle hizmet ettik. Bu süre içerisinde, mevzuat çalışması olarak Performans Yönetmeliği’nin oluşturulması, Öğrenci Disiplin Yönetmeliği, Seçkin Profesör ve Kıdemli Öğretim Üyeliği gibi daha önceden var olmayan kadroların oluşturulması, akademik personelde 67 yaş sınırının uygulanması da dahil olmak üzere birçok akademik alanda, üniversitemizin önünü açacak ve KKTC Yükseköğretim alanına örnek olacak uygulamaları hayata geçirdik. Akademik Yükseltilmelerde Elektronik Başvuru ve değerlendirme sistemi, Senato, ÜYK ve DSYK Toplantılarına yönelik Elektronik Oy verme Sistemi, Kararların Elektronik İmza ile imzalanabilmesine yönelik E-imza sistemi ve Akademik Veri Yönetim Sistemi gibi birçok alanda özgün yazılım ve sistemler geliştirdik. Ayrıca, online kayıt ve ödeme sistemi ile Yeni Öğrenci Portalı öğrencilerimizin hizmetine sunulmuştur. Altyapı geliştirme kapsamında, yeni İşletme ve Ekonomi Fakültesi Binasının 1. Etabı, 1000 yatak kapasiteli yap-işlet-devret Akdeniz Yurdunun Üniversitemize kazandırıp gerekli bakım ve onarım çalışmaları hızla tamamlanarak Güz 2022 döneminden itibaren öğrencilerimizin hizmetine sunulması, derslik ve laboratuvar modernizasyonu, binalarımızın proje envanterinin çıkarılması, depreme dayanıklılık risk analizlerinin yapılarak güvenlik açısından bazı binaların boşaltılması tamamlanmıştır. Yine aynı kapsamda, DAÜ 1 yurdu, tamamen kendi özkaynaklarımız ve personelimizin emeği ile yeni İletişim Fakültesi ve Yabancı Diller Okulu binası olarak kullanıma açılmıştır. Çalışmalarımızda dürüstlük, şeffaflık ve yasa, tüzük ve yönetmeliklere uyarak adaleti sağlamak hep ön planda tutulmuştur. Attığımız her adımda, Üniversitemizdeki huzur ortamı ve çalışma barışının sağlanması gözetilmiştir. Üniversitemizin kaliteli eğitim, araştırma ve topluma hizmet alanlarında her zaman olduğu gibi gelişmesine ve öncü olmasına katkıda bulunulmuştur. Üniversitemiz, görevde bulunduğumuz dünyanın en saygın kuruluşlarının yaptığı dünya sıralamalarındaki yükselişine hızla devam etmiş, ülkemizde öncü olmayı başarmıştır.

Göreve başladığımız günden itibaren, Rektörlük ve Vakıf Yöneticiler Kurulu olarak üniversite idaresinin uyum içerisinde çalışmasının önemini hep vurguladık. Çalışanların temsilcisi olan sendikalar ile iletişim içerisinde iş barışının korunmasına yönelik önemli adımlar atılmıştır. Ülkemizde yaşanan olumsuz ekonomik koşulların yaşandığı yaklaşık son bir yıldır, üniversitemiz bütçesinde mali sıkıntılar yaşanmaktadır. Gelirlerimizin önemli bir bölümünü oluşturan öğrenci gelirlerinin artış hızı, ana gider kalemi olan personel giderlerinin yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan yüksek Hayat Pahalılığı ödenek hızının altında kalmıştır.

Değerli DAÜ Ailesi,

Bir süreden beridir, özellikle üniversitemizin mali sorunları bahane edilerek Vakıf Yöneticiler Kurulu ve bazı sendikalar tarafından Rektörlüğün ve yetkili kurulların dahil edilmediği çalışmalar yapılmıştır. Bu süreçte, üniversite Rektörlüğü üniversitenin geleceği ile ilgili protokol çalışmaları için yapılan birçok toplantıdan dışlanmış, üniversite kurullarının ve Rektörlüğün görüşlerinin yeterli ölçüde yansımadığı bir süreç yaşanmıştır. Buna rağmen, bu çalışmaların gerektirdiği mevzuatın hazırlanması için Rektörlüğe kısıtlı süreler tanınarak Rektörlüğün ve Senato gibi akademik kurulların itibarsızlaştırılması hedeflenmiştir. Bu konudaki hassasiyeti ve konunun önemini defalarca anlatmaya çalıştığımız halde bu konudaki ısrar devam etmiştir. Rektörlük bu konuda kendisine iletilen taslak planı hiç geciktirmeden, kurulların bilgisine getirmiş kurulların görüşlerinin protokol taslağına yansımasını sağlamıştır. Üniversite Senatomuzun, belirlediği takvim çerçevesinde talep edilen çalışmaların tamamlanmasının hemen ardından, bir takım suçlamaların bulunduğu ve Rektörlükle çalışmak istemiyoruz yazısı Sayın VYK Başkanı tarafından sizlerle paylaşılmıştır. Sanıyorum bu boyutta bir müdahale hiçbir VYK tarafından bugüne kadar yapılmamıştır.

Gelinen noktada, yaşanan sürecin doğru yönetilmediği ortadadır. Kişisel hırslar, Üniversitenin çıkarlarının önüne geçmiştir. Bu sürecin uzatılarak Üniversiteye verilen zararın daha da büyümesinin parçası olmak istemiyoruz. Üniversite menfaatleri çerçevesinde bu dönemin sağlıklı şekilde yürütülmesi yönünde tüm çabalarımız sonuçsuz kalmıştır. Elbette sorumluluk, bugünün mimarı olan başta bu süreci yanlış kurgulayanların üzerinde olacaktır.

Değerli DAÜ’lüler, bugün itibarı ile üç buçuk yıldır özveri ile sürdürdüğümüz görevlerimizden ayrılıyoruz. Görev yaptığımız süre içinde bizlere ve dolayısıyla DAÜ’ye destek veren, Üniversitemiz için bizimle ter döken, fikir üreten, özveri ile katkı koyan tüm, işçi, yönetsel ve akademik personelimize en içten duygularımızla teşekkür ederiz. DAÜ’nün esas sahibi olan sizlerle, olası tüm platformlarda Üniversitemizin, özerk ve demokratik yapısının korunması için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Görev yerimiz değişse bile tüm DAÜ sevdalıları gibi görevimizin başındayız ve DAÜ’ye hizmet etmeye devam edeceğiz.

Saygılarımızla, DAÜ Rektörü ve Rektör Yardımcıları’

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Akgünler Denizcilik yeni hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişletti

Published

on

By

Akgünler Denizcilik’in 25. kuruluş yıl dönümünde, yeni nesil, yüksek kapasiteli hızlı deniz otobüsü “Grand Master” ile hizmet ağını genişleterek, Girne-Taşucu arası seyahat süresini 2 saat 30 dakikaya indirdiği bildirildi.

Akgünler Denizcilik’ten verilen bilgiye göre, 24 Temmuz itibarıyla Girne-Taşucu-Girne hattında seferlerine başlayan gemi, 43 araç ve 430 yolcu kapasitesine sahip.

Akgünler Denizcilik Genel Müdürü İbrahim Baştuğ, “25. yılımızı kutlarken ailemize katılan Grand Master ile hizmet kalitemizi bir adım daha yukarıya taşıyoruz. Yolcularımıza hızlı, konforlu ve zaman kazandıran bir yolculuk deneyimi yaşatmayı amaçlıyoruz. KKTC ile Türkiye arasındaki ulaşımı daha da güçlendirecek bu yatırım, deniz taşımacılığında her zaman hizmet kalitesini artırma hedefinde olan lider firma olmamızın bir göstergesidir.” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Başbakan Üstel: “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir”

Published

on

By

Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.Başbakan Ünal Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının bir özgürlük kullanımı olmadığını belirterek, “Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” dedi.

Üstel, “düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır.” diyerek, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini kaydetti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre Üstel, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasını vatan yaparken, canı pahasına mücadele verdiğini anımsattı.

“EOKA’dan önce de Kıbrıs Türk halkı, ENOSİS idealini benimseyen Rumların, kilisenin hedefiydi. Kıbrıs Türkünün insan hakları ve insan haklarına bağlı olarak özgürlükleri, zayıflatılmadan öte yok edilmeye çalışıldı. Sivil, demokratik ve çok sesli bir yapı, ulusal var oluş mücadelemizin, hedeflerindendi.” diyen Üstel, Güvenlik Kuvvetleri kurulurken, TMT’nin askeri görevini üstlendiğini kaydetti.

-“İnsan hakları bütün hakların önünde”

UBP’nin TMT’nin siyasi anlamda bayrağını devraldığını ifade eden Üstel, “Bu bir süreçtir ve bizler, gerek UBP, gerekse var oluşunda etkin yer aldığımız hükümetlerde TMT’nin nitelikli demokrasi anlayışını ileriye götürüyoruz.” dedi.

KKTC’de basının özgür olduğunu, hatta gazeteci olmayanların bile, kendini gazeteci ilan ederek yayın yapmasını sabırla izlemeyi tercih ettiklerini belirten Üstel, insan haklarının bütün hakların önünde olduğunu ifade etti.

– “Düşünce özgürlüğünü bilmeyenler, düşünce özgürlüğünün düşmanıdır”

“Yalan özgürlüğü, düşünce özgürlüğü değildir. Kişilik haklarına saldırı, düşünce ya da medya özgürlüğü değildir.” ifadelerine yer veren Üstel, toplumun ortak değerlerine saldırı nitelikli her türlü yayının da bir özgürlük kullanımı olmadığını belirtti.

“Düşünce özgürlüğünü bilmeyenlerin düşünce özgürlüğünün düşmanı” olduğunu ifade eden Üstel, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın tarihi kişiliğini hedef alan yayını, hukuk devletinin ağırlığına uygun olarak takip ettiklerini de kaydetti.

-“Gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz”

“Hükümetimiz ve şahsım bu konuda gerekenin yapılmasıyla ilgili kesin bir kararlılık içindeyiz.” diyen Üstel, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs Türk halkının lider vasıflı bir bireyi olarak tüm Türklük dünyasında yüksek itibar sahibi olduğunu vurguladı.

Üstel, “Aramızdan bedenen ayrılması, fikirleriyle sonsuza dek yaşamasına engel değildir. Bu düşüncelerimiz toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve var oluş mücadelemize hayatın her alanında katkı koyan isimlerimiz için de geçerlidir.” dedi.

Toplumsal barışı, yüksek bir duyarlılıkla korumak zorunda olduklarını ifade eden Üstel, düşünce özgürlüğüyle alakası olmayan yaklaşımlara gösterilecek her hoşgörünün, benzer yaklaşım içinde olanları cesaretlendirdiğini belirtti.

Üstel, düşünce özgürlüğüne değer veren herkesin, siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerinin, düşünce özgürlüğüne zarar veren yaklaşımlara karşı tavır koymaktan çekinmemesi gerektiğini dile getirdi.

Üstel, “Özgürlüğe zarar veren her türlü yayın, beyan ve yaklaşım, yılan gibidir. Gün gelir bugün seyredenleri de sokar. Kimse, ‘Beni sokmayan, yılan bin yaşasın’ diyemez.” ifadelerine yer verdi.

Devamını Oku

Kıbrıs

GKRY, Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 380 bin euro bağışladı

Published

on

By

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs’taki Kayıp Şahıslar Komitesi’ne (KŞK), 380 bin euro bağışladı.

Bu bağışla GKRY’nin 2005’ten bugüne KŞK’ye sağladığı mali yardım 4 milyon 392 bin 700 euroya yükseldi.

KŞK’den yapılan açıklamada, bağışın kazı çalışmalarının güçlendirilmesi ve kazı ekiplerinin artırılması da dahil olmak üzere KŞK’nin 2025’teki çalışmalarını destekleyeceği kaydedildi.

KŞK’ye yapılan bağışların, Komite’nin kayıp şahısların kalıntılarının tespit edilmesi ve ailelerine iade edilmesi amacına katkıda bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıplardan, şu ana kadar toplam 1055 kişinin kimliklendirilerek, usulüne uygun cenaze töreniyle ailelerine teslim edildiği hatırlatıldı.

Açıklamada, projenin devamı için Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağışçı desteklerine ihtiyaç duyduğu vurgulandı.

Devamını Oku

Trending

Reklam