Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Demokrasi Şehitleri kabirleri başında düzenlenen törenle anıldı

Published

on

Kıbrıs’ta 1958 ile 1996 yılları arasında öldürülen gazeteciler ve sendikacılarla, 1976-79 yılları arasında Türkiye’de öldürülen Kıbrıslı Türk öğrencilerden oluşan “Demokrasi Şehitleri” Lefkoşa Mezarlığı’ndaki kabirleri başında düzenlenen törenle anıldı.

Saat 11:00’de düzenlenen anma törenine 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı milletvekilleri ve demokrasi şehitlerinin aileleri ile sevenleri katıldı.

Demokrasi Şehitlerini Yaşatma Derneği Başkanı Burhan Eraslan’ın sunumuyla başlayan tören demokrasi şehitleri  için 2 dk’lık saygı duruşuyla devam etti. Ardından Bağımsızlık Yolu Başkanı Münür Rahvancıoğlu ile CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman birer konuşma yaptılar. AKEL Merkez Komitesi’nin mesajının da okunduğu tören kabirlere çiçekler konuşmasının ardından sona erdi.

ERASLAN: “UĞRUNA MÜCADELE VERDİKLERİ DEĞERLERİ GELECEK NESİLLERE AKTARMAK ÖNEMLİ”

Demokrasi Şehitlerini Yaşatma Derneği Başkanı Burhan Eraslan törende yaptığı sunumda, 12 Demokrasi Şehidi’nin barış, demokrasi ve insan hakları mücadelesinde canlarına kastedildiğini ve faillerinin meçhule yazıldığını söyledi.

Eraslan  1958 yılında Lefkoşa’da cinayetlere kurban giden İnkılâpçı Gazetesi yazarı ve sendikacı Fazıl Önder ve Türk Eğitim Kulübü (TEK) üyesi, sporcu ve sendikacı Ahmet Yahya; 1962 yılında Lefkoşa’da cinayetlere kurban giden Cumhuriyet Gazetesi yazar ve sahipleri avukat Ayhan Hikmet ve avukat Ahmet Muzaffer Gürkan; 1965 yılında Lefkoşa-Larnaka yolu üzerinde cinayete kurban giden Emekçi, İnkılâpçı ve Cumhuriyet Gazeteleri yazarı ve sendikacı Derviş Ali Kavazoğlu; 1976-1979 yılları arasında Türkiye’deki yüksek öğrenimleri sırasında İstanbul, Adana ve Ankara’da faşist katillerin hedefi olan ve cinayetlere kurban giden, dönemin yüksek öğrenim gençliği örgütü Kıbrıslılar Öğrenim ve Gençlik Federasyonu (KÖGEF) üyeleri Özer Elmas, Mehmet Ömer, Muharrem Özdemir, Mustafa Ertan, Ercan Turgut ve Sadık Cemil ile; 1996 yılında Lefkoşa’da evinin önünde kurşunlanarak cinayete kurban giden Yenidüzen Gazetesi yazarı ve Kıbrıs Türk Barış Derneği yöneticilerinden Kutlu Adalı’yı anmak için toplandıklarını kaydetti.

Eraslan, 12 demokrasi şehidinin anısını yaşatmanın ve uğrunda mücadele verdikleri değerleri  gelecek nesiller aktarmanın Kıbrıs’daki barış demokrasi ve insan hakları mücadelesinin kazanımlarını kavramak ve bu mücadelenin bedellerini açığa çıkarmak açısından önemli olduğunu da vurguladı.

RAHVANCIOĞLU: “HEPSİNİ BİRLEŞTİREN NOKTA GERÇEĞE OLAN İNANÇLARI VE MÜCADELE KARARLILIKLARI”

Bağımsızlık Yolu Genel Başkanı Münür Rahvancıoğlu konuşmasında demokrasi şehitlerinin bazılarının  kendi aralarında konuşsalar bazı konularda anlaşamayacak insanlar olduklarını ancak hepsini birleştiren noktanın gerçeğe, halkın bu gerçekten yola çıkarak özgürleşebileceklerine olan inançları  ile  bu inançları uğruna mücadele etme kararlılıkları olduğunu söyledi.

Rahvancıoğlu, demokrasi şehitlerinin anılarının yaşamaya devam etmesi için bugün yaşayan kişilerin aralarındaki farklılıklar ne olursa olsun gerçek etrafında birleşmek ve mücadele etmekle yükümlü olduğunu  ifade etti.

ERHÜRMAN: “DEMOKRASİ İNSAN HAKLARI VE BARIŞ MÜCADELESİ UZUN SOLUKLU BİR MÜCADELE”

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman da, demokrasi insan hakları ve barış mücadelesinin Kıbrıs toparlaklarında uzun soluklu bir mücadele olduğunu ve bu mücadele uğrunda pek çok yoldaşlarının ciddi bedeller ödediğini kaydetti.

Erhürman,  “Bugün burada en ağır bedeli ödeyenlerin huzurunda toplandık. Bunlar yaşanmışken bunların bilgisine sahipken hiç birimiz bu mücadelede yorulma bıkma usanma vazgeçme lüksüne sahip değiliz. Mücadele devam ediyor, onlar ağır  bedeller ödediler biz de bu mücadeleyi sürdürme sorumluluğu altındayız hem onlara hem de Kıbrıs Türk halkına karşı” diye konuştu.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Rusya: Ukrayna topraklarımıza yönelik saldırılarla müzakere sürecini bozmaya çalışıyor

Published

on

By

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’nın Rus topraklarına yönelik düzenlediği saldırılarla yeniden başlatılan müzakere sürecini bozmaya çalıştığını ve buna karşılık verileceğini bildirdi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ukrayna’nın 20-23 Mayıs’ta Rus topraklarına 788 insansız hava aracı (İHA) ve Batı yapımı füzelerle saldırılar düzenlediği belirtildi.

Bunlardan 776’sının hava savunma sistemlerince vurulduğu kaydedilen açıklamada, “Maalesef, 12 İHA hedefine ulaştı. Saldırılar sonucu ölü ve yaralılar var.” ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, bunun “terör eylemi” olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

“Bu eylemler, ABD yönetiminin desteğiyle Rusya ile Ukrayna arasında meselenin nihai çözümüne yönelik yeniden başlatılan müzakere sürecini bozmak, büyük çaplı esir değişimi dahil 16 Mayıs’ta İstanbul’da sağlanan anlaşmaların uygulanmasını engellemek amacıyla yapıldı. Rusya, Kiev’in terör eylemlerine gerekli şekilde yanıt verecek. Ukrayna tarafının yaptıklarının aksine hedef olarak sadece askeri unsurlar ve askeri sanayi alanda faaliyet gösteren işletmeler seçilecek.”

Açıklamada, Rusya’nın diyalog aracılığıyla barışçıl çözüme ulaşmak için yolları bulma konusunda kararlı olduğunun altı çizildi.

Devamını Oku

Dünya

Rusya: İstanbul’daki müzakerelerde Ukrayna ile sağlanan anlaşmalara bağlı kalıyoruz

Published

on

By

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna krizinin barışçıl çözümüne ve İstanbul’daki müzakerelerde Ukrayna ile sağlanan anlaşmalara bağlı kaldıklarını söyledi.

Lavrov, başkent Moskova’da Rus basınına Ukrayna’nın son günlerdeki eylemlerini değerlendirdi.

Ukrayna ordusunun 20-23 Mayıs’ta insansız hava araçları (İHA) ile Rus topraklarındaki sivil unsurlara yönelik saldırılar düzenlediğine işaret eden Lavrov, bu saldırılarda ölen ve yaralananların olduğunu belirtti.

Saldırıların İngiltere, Fransa ve Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin Kiev’i desteklemesi sonucu yapıldığını söyleyen Lavrov, “İşlenen suçlarda, bu ülkelerin de payı olduğundan eminiz. Bu siyasete son vermek için çalışacağız.” dedi.

Lavrov, “Bunun, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında sağlanan anlaşmalar doğrultusunda, İstanbul’da başlatılan müzakere sürecini bozma girişimi olduğu açık.” ifadesini kullandı.

“Buna rağmen Ukrayna ile İstanbul’da sağladıkları anlaşmalar üzerinden çalışmaları sürdüreceklerini” dile getiren Lavrov, “Krizin barışçıl çözümüne bağlı kalıyoruz. Müzakerelere her zaman açığız. Rusya ile Ukrayna heyetleri arasında İstanbul’da sağlanan anlaşmalara da bağlıyız. Müzakerelerde 1000 kişiye 1000 kişilik esir takasıyla ilgili listelerin hazırlanmasına yönelik çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz.” dedi.

Bakan Lavrov, Ukrayna ile müzakerelerde olası ateşkese yönelik bakışlarının ayrıntılı olarak sunulması konusunda mutabık kaldıklarını anımsatarak, “Esir değişimi tamamlanır tamamlanmaz Rusya, Ukrayna tarafına üzerinde çalıştığı belge taslağını teslim edecek.” diye konuştu.

Devamını Oku

Dünya

Londra’da binlerce kişi, İngiltere’nin İsrail’e silah satışını protesto etti

Published

on

By

İngiltere’nin başkenti Londra’da binlerce kişi, İngiliz hükümetine çağrıda bulunarak, İsrail’e silah satışını durdurmasını talep etti.

Başbakanlık Ofisi 10 Numara’nın bulunduğu Downing Sokağı’nda toplanan Filistin destekçisi göstericiler, Gazze’de soykırım sürerken İngiltere’nin İsrail’e silah satışını protesto etti.

Göstericiler, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Dışişleri Bakanı David Lammy’e tepki göstererek “Starmer, Lammy, saklanamazsınız. Sizi soykırımla yargılayacağız” sloganları attı.

Filistin destekçisi binlerce kişi, İsrail’in 11 haftadır Gazze Şeridi’ne insani yardım girişine izin vermemesine de tepki gösterdi.

Gösteriye, Holokost sırasında Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de 7 yaşında olan ve soykırımdan kurtulan 87 yaşındaki Holokost mağduru Yahudi Stephen Kapos da katılarak konuşma yaptı.

– “Gazze’de kasıtlı bir yıkım var”

Stephen Kapos, konuşmasında, yakın zamanda Gazze’deki durumla ilgili çekilen bir belgeseli izlerken Holokost’ta yaşadıklarını hatırladığını anlattı.

Kapos, “Aslında belgeseli izlerken onların yaşamak zorunda kaldığı şeyin bizim yaşadıklarımızdan daha kötü olduğunu düşündüm. Etrafımdaki yıkım, iki ordunun savaşmasının bir yan ürünüydü. Gazze’deki yıkım ise iki ordunun savaşmasının bir yan ürünü değil. Bu kasıtlı bir yıkım.” ifadelerini kullandı.

Gösterinin ana organizatörlerinden Filistin Dayanışma Kampanyası (PSC) Başkanı Ben Jamal da Gazze’deki soykırımı durdurmak için sözlerin yeterli olmadığını, bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.

Devamını Oku

Trending

Reklam