Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Kıbrıs

Denktaş için Lefkoşa AKM’de tören düzenlendi

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Mutlak suretle Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin adadaki varlığı caydırıcı bir güç olarak devam edecektir. Bir anlaşma olacaksa mutlak suretle egemenlik temelinde olacaktır. Onun için yeni siyasetin, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüde olması gerekiyor. Bu Denktaş siyasetinin bir devamıdır” dedi.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş için Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin tanınma zamanın geldiğini, ambargo ve izolasyonların kalkması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının çeşitli farklı ülkelerde, ekonomik, sosyal, siyasi bağlamdaki bütün aşamalardan bir an önce geçmesi gerektiğini kaydetti.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, 12. ölüm yıldönümünde anılıyor.

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş için Anıt Mezarı’nda düzenlenen ilk tören ardından, ikinci tören Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde yer aldı.

Törene, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, bazı bakanlar, milletvekilleri, diğer askeri erkan, üst düzey yöneticiler, muharip dernekler, vatandaşlar ve Denktaş’ın ailesi katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla saat 10.45’te başlayan törende, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar birer konuşma yaptı.

Tören, Osman Örek Meslek Lisesi öğrencilerinin oratoryosuyla son buldu.

-Denktaş

Serdar Denktaş törende yaptığı konuşmada, bu yıl Mutlu Barış Hareketi’nin 50. Yılı, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın 100. doğum yılı, bedenen aramızdan ayrılışının ise 12. yılı olduğuna işaret ederek, “Denktaş ruhen ve fikren içimizde yaşamaya devam ediyor” dedi.

Her insan gibi, evlatları olarak ona özlemlerinin ve onu kaybetmenin verdiği acının hiçbir zaman bitmeyeceğini ifade eden Denktaş, babasının Türk ulusana babalık yapmak isteyecek kadar büyük bir yüreği olduğunu kaydetti.

Denktaş babasını şu sözlerle anlattı:

“Bıkmadan usanmadan savunduğu Türk davasına kendisini adamış, Kıbrıs Girit olmasın korkusunu kitaplaştıracak kadar bilinçli, öfkesini kendi içinde patlayacak kadar insancıl.

Hayvan sevgisini, doğa sevgisini, yurt sevgisini fotoğraflayacak kadar kültürlü.

Bayrak, millet sevgisini, Anavatana bağlılığı genç nesillere aktarabilmek adına her gün o konuda konuşması gerektiğini bilecek kadar inançlı.

En zor anlarda bile söyleyeceği bir söz ile etrafındakilerin yüzünü güldürecek, havayı yumuşatacak kadar esprili.

Halkını bilen, halkına güvenen, hukuka saygılı Anavatanına bağlı, kişiliğiyle duruşuyla, tavrıyla her kesimden saygı gören bir insan, bir lider.”

-“Her zaman devlet adamı, her zaman halkçı, Atatürkçülüğü bir yaşam biçimi olarak uygulayan, kin tutmayan, intikam güdüsü olmayan insan gibi bir insan”

Babasının boşluğu doldurulamayan ve doldurulamayacak bir lider olduğunu dile getiren Denktaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“O’nu kah boynunda fotoğraf makinesi, sokak aralarında dolaşırken, arabasına atlayıp gittiği köy kahvesinde vatandaşla sohbet ederken, yanından hiç ayırmadığı köpeği Boncuk ile oynarken görenler onun ne kadar yumuşak ruhlu olduğunu bilirler.

Onu görüşme masasında dava savunurken görenler, ne kadar kıvrak bir zekaya sahip olduğunu, karşısında oturan ekibi ne kadar iyi tanıdığını, Kıbrıs Türk halkının haklarına el uzatmaya çalışanlar karşısında ne kadar şahinleştiğini bilirler.

Kendisine fikren karşı olan muhaliflerin bile saygı duyduğu, liderlik vasfını konuşarak, birini taklit ederek değil, içtenliği nedeniyle kazanan, sırası geldiğinde elde silah mücahit, sırası geldiğinde elde kalem bir yazar, sırası geldiğinde müşfik bir baba, tonton bir dede, sırası geldiğinde savunduğu davanın inceliklerini bilen bir diplomat, her zaman devlet adamı, her zaman halkçı, Atatürkçülüğü bir yaşam biçimi olarak uygulayan, kin tutmayan, intikam güdüsü olmayan insan gibi bir insan.”

Serdar Denktaş, babası Denktaş’ı bir kez daha anarken, eksikliğini, gidişiyle bıraktığı yeri doldurulamayacak boşluğu, en eleştirildiği zamanda bile söylediklerinin haklılığını anladıklarını ve onu özlediklerini kaydetti.

-“Bizlerden beklediği bu devleti yüceltmektir”

Rauf Raif Denktaş’ın halkına bıraktığı mirasın devlet olduğunu vurgulayan Serdar Denktaş, “bizlerden beklediği bu devleti yüceltmektir” dedi.

Devleti lafla değil eylemlerle yüceltmek gerektiğini ifade eden Denktaş, “İçinde yaşayan insanımızın kültür ve refah seviyesini her alanda yükseltmek, kısacası insanımıza devleti benimsetmek, onlara mutlu olacakları bir ortam yaratmak bizlerin boynun borcudur. O’nu rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz, ruhu şad olsun” dedi.

Tatar

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da konuşmasında, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın bu topraklarda doğup yetişmiş, dehası, kıvrak zekası, eğitimiyle bu küçücük adanın sınırlarını aşmış bir toplum lideri olduğunu vurguladı.

-“Endişelerle dopdolu bir hayat yaşadı”

Denktaş’ın çok iyi bir hukukçu, hem de bir mücahit olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’ın hem TMT’nin kurucularından olduğunu, hem Erenköy’de mücahitlerin yanında bulunduğunu, gerektiğinde hayatını tehlikeye atarak kayıkla Kıbrıs’a çıktığını ve Rumlar tarafından hapse atıldığını, endişelerle dopdolu bir hayat yaşadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın tarihe, en son Türk devletini kuran Türk büyüğü olarak geçtiği düşüncesini dile getirerek, Denktaş’ın 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan ederken söylediklerine atıfta bulundu.

Konuşmasında Denktaş’ın “Bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık mücadelesidir. Gelinen aşamada Türkiye’nin de desteğini alarak onu ilan ederken bağımsızlığımız, bütünlüğümüz, hürriyetimiz ve bu topraklarda Kıbrıs adasında hiçbir zaman diğer halkın boyunduruğu altında yaşayamayacağımıza yönelik haykırışımızdır” sözlerine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının 1960 anlaşmalarında Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kurucu ortak olarak yer aldığını anımsattı.

Kıbrıs Türk halkının kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Denktaş’ın hukukçu kimliğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, o anlaşmalarda Türkiye’nin etkin ve filli garantörlüğü ile tek taraflı müdahale hakkının bulunmasının önemine değindi.

-“Denktaş’ın hizmetlerinin unutulmaması gerek”

O dönemde yaşananları ve Denktaş’ın katkılarını aktaran Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 20 Temmuz 1974’te Türkiye Kıbrıs’a müdahalesini gerçekleştirirken ve ondan önceki süreçte Denktaş’ın hizmetlerinin unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Denktaş’ın Türk askerini adaya getiren insan olarak bilinmek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, 1983’te kurulan KKTC’nin temelinde bağımsızlık, özgürlük ve hürriyet mücadelesi bulunduğunu söyledi.

Şu anda kendilerinin yürütmekte olduğu siyasetin, Denktaş’ın vasiyeti olduğunu, ne egemenlik, ne de devletten vazgeçilebileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’ın Türkiye sevgisi, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığı, her hal ve şartta Anadolu halkı ile Türkiye askerine duyduğu hürmetin önemine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, zor günlerde, Türkiye’nin kendi içerisindeki bazı sıkıntılı durumlarında bile desteğini görebilmenin, Denktaş gibi bir liderin saygınlığı, milletine olan bağlılığı, inançlı duruşu sayesinde olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının Türkiye Cumhuriyeti’nin tam desteği ile bu süreçleri yürüttüğünü, Türkiyesiz bu süreçlerin yürütülemeyeceğini ve Kıbrıs Türk halkının adadaki varlığını koruyamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Mutlak suretle Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin adadaki varlığı caydırıcı bir güç olarak devam edecektir. Bir anlaşma olacaksa mutlak suretle egemenlik temelinde olacaktır. Onun için yeni siyasetin, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüde olması gerekiyor. Bu
Denktaş siyasetinin bir devamıdır” dedi.

KKTC’nin tanınma zamanın geldiğini, ambargo ve izolasyonların kalkması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının çeşitli farklı ülkelerde, ekonomik, sosyal, siyasi bağlamdaki bütün aşamalardan bir an önce geçmesi gerektiğini kaydetti.

Filistin ve Gazze’de yaşananlara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, orada yaşanan vahşete tanıklık edildiğini, Anavatan Türkiye, Kıbrıs Türk halkının yardımına gelmeseydi, o günlerin burada da yaşanacağını söyledi.

Filistin’in bir anavatanı, garantör ülkesi bulunmadığını belirten Tatar, Denktaş’ı, rahmet, özlem ve minnetle andığını söyledi.

Tören, Osman Örek Meslek Lisesi öğrencilerinin oratoryosuyla son buldu.

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kıbrıs

Meclis bugünkü çalışmalarını tamamladı.. Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmamasına genel kurul onayı

Published

on

By

UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmaması ve hakkındaki kovuşturmayla yargılamanın milletvekilliği sıfatının sona ereceği zamana ertelenmesini tavsiye eden komite raporu Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda oy çokluğuyla kabul edildi. 27 kabul, 20 ret oyu kullanılırken, 3 milletvekili de oylamaya katılmadı.

Meclis Genel Kurulu’nda, onaya ve bilgiye sunuşların ardından UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemini incelemek üzere oluşturulan özel komitenin konu hakkındaki raporu görüşüldü. Görüşmenin ardından oylama yapıldı.

Genel kurul daha sonra Siyasal Partiler (Değişiklik) Yasa Önerisi’ni ele aldı. Komite raporunun okunmasının ardından öneri madde madde oylandı ve ikinci görüşme tamamlandı. Siyasal partilerin mali denetimiyle ilgili düzenleme öngören önerinin üçüncü görüşmesi, ivediliği olmadığından bir sonraki birleşime bırakıldı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, oylamanın ardından bugünkü çalışmalarını tamamladı. Bir sonraki birleşim yarın saat 10.00’da denetim gündemiyle yapılacak.

-Talat

UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması önerisini incelemek üzere oluşturan rapora ilişkin görüşmede ilk sözü CTP Milletvekili Ongun Talat aldı. Talat, oy çokluğuyla Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması isteminin reddedilmesinin yeni meclisin ilk görüşmesi olmasının üzücü olduğunu belirtti.

Gizlilik kararı alınmasına rağmen bazı milletvekillerinin kamuoyunda konuyla ilgili açıklamalar yapmasının doğru olmadığını kaydeden Talat, çıkan raporun gerekçelerine değinerek, komitenin yetki sınırlarını aşan ifadelere yer verilmesini eleştirdi. Talat, raporun eleştirdiği ifadelerinden örnekler okudu.

Raporda, polis müdürlüğünü töhmet altında bırakacak ifadeler yer aldığına işaret eden Talat, bazı noktalara da gizlilik kararı getirilerek açıklamasız bırakıldığını kaydetti.

Talat, komitelerin üzerinde çalışılmış bir dosya için “ispat” edilemedi demesinin bile bir yargı olduğunu, komitenin mahkemenin görevini üstlenme yetkisi olamayacağını vurguladı.

“Başsavcılığın isteminin siyasi gerekçelere dayandığı”na ilişkin raporda yer alan ifadenin açıklanması gerektiğini dile getiren Talat, son derece zorlama bir raporla ‘ispat edilememiş’ denerek komite herhangi bir suçu ispat etmekle yükümlüymüş yanılgısı yaratıldığını söyledi.

Talat, kendilerinin CTP milletvekilleri olarak komiteyle ilgili vicdanlarının rahat olduğunu ancak meclisin de topluma doğru mesajlar vermesi gerektiğini belirtti.

Ongun Talat, dokunulmazlık kaldırılarak, konunun ilerletilmesi gerektiğini söyledi.

-Solyalı

CTP Milletvekili Ürün Solyalı ise, bu konunun isme değil ilkelere dayalı ele alınması gerektiğini kaydederek, UBP’nin bir grup kararı alarak, “Bu konuya siyasi bir duvar ördüğünü” savundu.

Bu kararın UBP tarafından verildiğini ve komite üyelerinin kılıf hazırladığını iddia eden Solyalı, “O kararın altında UBP’nin tamamının imzası vardır” dedi.

Daha önce Aytaç Çaluda ve Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmaması üzerine dosyaların yollandığı Anayasa Mahkemesi’nin değerlendirmelerine atıfta bulunan Solyalı, komitenin ciddi bir “istad” olup olmadığına karar verecek yetkisi olduğu sonucuna varıldığını söyledi.

Solyalı, Yeşilırmak’ın o diplomayı alarak, kullandığının somut olduğunu, bu nedenle suç unsuru olup olmadığına mahkemenin karar vermesi gerektiğine dikkat çekti.

Komitenin suçludur deme hakkına sahip olmadığını, kendilerinin de CTP üyeleri olarak bir suçlamada bulunmadıklarını ancak araştırılabilir gördükleri bir konuyla ilgili araştırma yapılmasını istediklerine işaret eden Solyalı, “Komite dokunulmazlığın kaldırılması kararı alsaydı, Yeşilırmak’ın sadece her vatandaş gibi yargılanmasının önü açılmış olacaktı. Başka herhangi bir konuda da işlem yapılmayacaktı” dedi.

-Arıklı

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, ilk kez mecliste bir dokunulmazlık reddedilmiş gibi bir izlenim yaratıldığı eleştirisinde bulunarak, dokunulmazlığın kaldırılmasına ilişkin bugüne kadar 19 kez oylama yapıldığını ve sadece 4’ünün kabul edildiğini hatırlattı. Arıklı, savcılıktan her gelen ithamnamenin doğru olmadığını belirtti.

Geçmişte dokunulmazlığı oylanan UBP Milletvekili Aytaç Çaluda’nın itibar suikastine uğradığını savunan Arıklı, Çaluda’nın dokunulmazlık süreciyle ilgili bilgi verdi.

Yeşilırmak’ın diploma alması konusunda zaman aşımı olmadığından ilgili davanın milletvekilliği sona erdiği zaman görülebileceğini belirten Arıklı, insanların itibarını zedelemenin bu kadar kolay olmaması gerektiğini söyledi.

-Özuslu

CTP Milletvekili Sami Özuslu, dokunulmazlığı kalksın talebinde bulunulan 19 kişinin 11’inin hükümetten olduğunu ve birlikte oylandığını hatırlatarak, diğer oylamaların sebepleri ve sonuçlarıyla ilgili de bilgi verdi.

Kamu vicdanı diye bir şey olduğunu ve “istediğiniz kadar yasaları eğip bükün, ayrıcalıklıdır” algısının değişmeyeceğini savunan Özuslu, Yeşilırmak’ın “benim korkacak bir şeyim yok” dediğini hatırlatarak “Bırakın yargılansın” dedi. Özuslu, Yeşilırmak’a da “Çık ve partinle kamuoyunu rahatlat” çağrısı yaptı.

-Şahali

CTP Milletvekili Erkut Şahali, konu yükseköğrenimin tamamına gölge düşüren bir konu olması nedeniyle çok geniş bir kitlenin zan altında kaldığını söyledi.

Siyasetin itibar erozyonuna son verilmesini isteyen Şahali, “demir tavında dövülür” diyerek Yeşilırmak’ın milletvekilliğinden sonra yargılanmasının bir anlam ifade etmeyeceğini, konunun bugün çözülmesi gerektiğini söyledi.

Sözkonusu üniversiteyle alakalı yaşananlarda bir dizi hükümete yakın kişinin yargılandığını hatırlatan Şahali, Yeşilırmak’ın yargılanmayarak hem şüpheleri üzerine çektiğini, hem de yargılanıp aklanma hakkından vazgeçtiğini dile getirdi.

Şahali, yükseköğrenim alanında kaybedilen itibarın ekonomik olarak hızlı bir kan kaybına sebep olduğunu belirterek, “Ben tüm milletvekillerinin kendisini ak ve pak tutmak zorunda olduğuna inananlardanım. Ülkenin yargısına güvenmesi gerekenlerin kendini göstereceği yer burasıdır” dedi.

Konunun şu anda herkese zarar verir noktaya geldiğini belirten Şahali, konunun siyasete doğrudan etki etmiş bir konuma geldiğini hatırlattı.

-Hasipoğlu

Son sözü alan UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması istemini değerlendiren özel komitenin başkanı UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ise, Yeşilırmak’ın dokunulmazlığıyla ilgili komitede 4 toplantı yapıldığını ve taraflar dinlenerek rapor sunduklarını belirtti. Hasipoğlu, dosyanın polis ve komite üyeleri haricinde kimse tarafından incelenmediğini vurguladı.

Meclisin yargılamaya engel olamayacağını, alınan kararın sadece ertelenmeye sebep olacak bir adım olduğunu ifade eden Hasipoğlu, bu konuyla ilgili yargılanan kimsenin olmadığını da söyledi.

Hasipoğlu, Yeşilırmak’ın hangi beyanıyla suç işlediğini tespit edemediklerini ve komiteye gelen kimsenin de bu soruya yanıt veremediğini belirtti.

Yeşilırmak’ın muafiyet ve intibak işlemlerinin yetkili kişilerce yapıldığını ve karar verenin üniversite olduğunu anlatan Hasipoğlu, “Emrah bey bu diplomayı alsın diye suç işlediğine ilişkin emare de yok, belge de yok. Bu yüzünden bizim vicdanımız rahat” dedi.

Hasipoğlu, kendilerinin yargılama olmasın değil de, her ne yapılacaksa ertelensin bakış açısına sahip olduklarını söyledi.

Savcılık görüşünün Allah kelamı olmadığını ancak görüşü kaldırmadıklarını, yerinde durduğunu kaydeden Hasipoğlu, öyle bir yetkileri de olmadığını belirterek aldıkları kararın sadece ertelenmesi yönünde olduğunu belirtti.

Devamını Oku

Kıbrıs

Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili komitenin raporu ele alındı

Published

on

By

UBP İskele Milletvekili Emrah Yeşilırmak’ın yasama dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili oluşturulan komitenin raporu Meclis’te görüşüldü.

İlk sözü alan Komite üyesi CTP milletvekili Ongun Talat, konunun sadece bir milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmaması değil, meclisin itibarını da ilgilendirdiğini belirterek, halka milletvekilinin ayrıcalıklı olduğu mesajını verdiğini söyledi.

Komite üyesi CTP milletvekili Ürün Solyalı da bu meselenin isime değil ilkelere dayalı olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı ise bugüne kadar 19 tane yasama dokunulmazlığının kaldırılması talebi geldiğini; bunlardan 4’ünün onay gördüğünü belirterek, savcılıktan her gelen ithamnamenin yüzde 100 doğru olarak kabul edilemeyeceğini söyledi.
Arıklı, “zaman aşımı olmadığına göre yarın yargılansa ne olur? Bişey mi kaybederiz. Biz ilkeli duruşumuza devam ediyoruz ve hayır diyoruz” dedi.

UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu komitenin çalışmalarını tamamladığını ifade ederek, komitede 4 toplantı gerçekleştirdiklerini, YÖDAK ve Savcılık makamını dinlediklerini , dosyayı incelediklerini belirterek, raporu Meclise sunduklarını belirtti.

Emrah Yeşilırmak’ın sosyal medyada linç edildiğini ifade eden Hasipoğlu talebin savcılık makamından geldiği için, yasama, yargının işine karışıyor gibi bir algı oluştuğunu ancak bunun doğru olmadığını ifade etti.

Hiçbir şeyi hasır altı etme niyetlerinin olmadığını belirten Hasipoğlu , “Yargının yetki alanına girmedik, böyle bir niyetimiz yok. Meclis iç tüzüğüne göre davranıyoruz. Önümüzdeki dönem YÖDAK’ın inceleme yapmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını Oku

Kıbrıs

Engelsiz Yaşam Evi’nde ‘Engelsiz Yaşam Şenliği’ düzenlendi

Published

on

By

10-16 Mayıs Engelliler Haftası etkinlikleri çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı himayelerinde Engelsiz Yaşam Şenliği düzenlendi…

Şenlikte konuşan Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Alev Ecevit şenliğin engelli ve engelsiz bireyleri bir araya getirerek karşılıklı anlayış ve dayanışmayı hedeflediğini belirtti.
Alev Ecevit “Engelsiz bir yaşam sadece engelli bireyler için değil tüm toplum için daha adil, daha huzurlu ve daha mutlu gelecektir. Bu şenlik vesilesiyle bu hedefe doğru adım atalım ve engelleri birlikte aşalım” dedi.

Değirmenlik Akıncılar Belediye Başkanı Ali Karavezirler ise belde sınırları içerisinde hizmet veren Engelsiz Yaşam Evi’nin bölge için büyük bir değer olduğunu belirtti.

1’i sorumlu 10 öğretmen, 8 hizmet görevlisiyle 30 öğrenciye hizmet veren Engelsiz Yaşam Evi’ne her türlü desteği vermeye devam edeceklerini ifade eden Karavezirler, engelliler için yaptıkları çalışmalara değindi.

Karavezirler “Unutmayın engelliler birlikte aşılır. Değirmenlik Akıncılar Belediyesi olarak engellilerin engellerini aşmak için destek olacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise 12 yıl önce temeli atılan Engelsiz Yaşam Evi’nin temellerinin dönemin Başbakanı İrsen Küçük tarafından atıldığını anımsatarak, İrsen Küçük’ü rahmetle andı…
Tatar “Bizim yüreğimiz hep halkımızla. Buradan özel gereksinimli çocuklarımıza selam olsun. Çünkü biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak dünya devletlerinde göremeyeceğiniz şevketi muhabbeti sizin ile paylaşan devletiz. Özelliğinizin kıymetini bilmeniz lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, annelerin Anneler Günü’nü de kutladı.

Şenlikte Engelsiz Yaşam Evi 5. Mevsim Yaşam Korosu şarkılarını söylerken, Algım Özel Eğitim Merkezi Halk Oyunları ise halk dansları gösterileri sundu…

Etkinlikte ayrıca Güneşköy Halk Oyunları ekibi, Akıncılar – Değirmenlik Belediyesi Jimnastik Kulübü ve Meserya Yıldızı Jimnastik Kulübü de dans gösterisi gerçekleştirdi…

Devamını Oku

Trending

Reklam