Connect with us
Örnek Resim Örnek Resim

Dünya

Deprem anında ve sonrasında neler yapılmalı?

Published

on

Kıbrıs’ta 11 Ocak’ta Baf açıklarında meydana gelen deprem, “Depreme hazır mıyız” sorusunu bir kez daha akıllara getirdi.

Kıbrıs’ın Alp-Himalaya deprem kuşağında olması ve depremlerin yaklaşık yüzde 17’sinin bu kuşakta gerçekleşmesi, her an depremle karşı karşıya gelebileceğimiz gerçeğini ortaya koyuyor.
Binaların depreme uygun inşa edilmesi deprem öncesinde alınacak önlemlerin başında gelse de deprem anında ve sonrasında yapılması gerekenler, güvenlik açısından büyük önem taşıyor.
Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, deprem öncesinde alınacak önlemler, deprem anında ve sonrasında “neler yapmak ve yapmamak” gerektiğini madde madde açıklıyor. Her şeyden önce “panik yapılmaması” gerektiğine dikkat çekiliyor.

Deprem sırasında bina içerisinde olunması durumunda “Hayat Üçgeni” oluşturacak şekilde “Çök-Kapan-Tutun” hareketi ile baş ve boyunun korunması çok önemli…
Depremler sonrasında ise çıkan yangınların oldukça sık görülen ikincil afetler olduğu biliciyle hareket edilmesi gerekirken, yıkıntı altında mahsur kalınmışsa hayatı riske atacak hareketlerden kaçınılması önem arz ediyor. Enerjinin kontrollü kullanılması da bir diğer önemli detay…

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı, Kıbrıs’ta 11 Ocak’ta meydana gelen depremin ardından toplumun afetlere hazırlıklı olması amacıyla 2022 yılının “Afet ve Acil Durum Uygulamalı Eğitimleri”ne başladığını, okullarda ve iş yerlerinde eğitimlerin yıl boyunca süreceğini açıklamıştı.

DEPREM ANINDA BİNA İÇERİSİNDE YAPILMASI GEREKENLER…
TAK muhabirinin Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’ndan aldığı bilgiye göre, deprem anında bina içerisinde olunduğunda yapılması gerekenler şöyle:
“Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durulmalı.
Varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek ‘hayat üçgeni’ oluşturulmalı.
Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb) malzeme ile korunmalı ve sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmeli.

“ÇÖK, KAPAN, TUTUN”
Deprem sırasında, güvenli bir yer bulup, diz üstü çökmeli, başı ve enseyi koruyacak şekilde kapanmalı ve düşmemek için sabit bir yere tutunmalı.
Merdivenlere ya da çıkışlara doğru koşulmamalı, balkona çıkılmamalı, balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalı, kesinlikle asansör kullanılmamalı. Telefonlar acil durum ve yangınları bildirmek dışında kullanılmamalı. Kibrit, çakmak yakılmamalı ve elektrik düğmelerine dokunulmamalı.

“TEKERLEKLER KİLİTLENEREK, BAŞ VE BOYUN KORUMAYA ALINMALI”
Tekerlekli sandalyede olunması durumunda tekerlekler kilitlenerek, baş ve boyun korumaya alınmalı.
Mutfak, imalathane, laboratuvar gibi iş aletlerinin bulunduğu yerlerde; ocak, fırın ve bu gibi cihazlar kapatılmalı, dökülebilecek malzeme ve maddelerden uzaklaşılmalı. Sarsıntı geçtikten sonra elektrik, gaz ve su vanaları kapatılmalı, soba ve ısıtıcılar söndürülmeli.
Diğer güvenlik önlemleri ve gerekli olan eşya ve malzemeler alınarak, bina daha önce tespit edilen yoldan derhal terk edilip, toplanma bölgesine gidilmeli.
Okulda, sınıfta ya da büroda ise sağlam sıra, masa altlarında veya yanında; koridorda ise duvarın yanına hayat üçgeni oluşturacak şekilde “çök-kapan-tutun” hareketi ile baş ve boyun korunmalı.
Pencerelerden ve camdan yapılmış eşyalardan uzak durulmalı.”

DEPREM ANINDA AÇIK ALANDA YAPILMASI GEREKENLER…
Deprem anında açık alanda yapılması gerekenler ise şu şekilde:
“Enerji hatları ve direklerinden, ağaçlardan, diğer binalardan ve duvar diplerinden uzaklaşılmalı. Açık arazide çömelerek, etraftan gelen tehlikelere karşı hazırlıklı olunmalı.
Toprak kayması olabilecek, taş veya kaya düşebilecek yamaç altlarında bulunulmamalı. Böyle bir ortamda bulunuluyorsa seri şekilde güvenli bir ortama geçilmeli.
Binalardan düşebilecek baca, cam kırıkları ve sıvalara karşı tedbirli olunmalı.
Toprak altındaki kanalizasyon, elektrik ve gaz hatlarından gelecek tehlikelere karşı dikkatli olunmalı.
Deniz kıyısından uzaklaşılmalı.”

DEPREM ANINDA ARAÇ KULLANMAK…
Deprem anında araç kullanılıyorsa uygulanması gereken adımlar şöyle:
“Sarsıntı sırasında yolda seyir halindeyseniz ve bulunduğunuz yer güvenli ise; yolu kapatmadan sola yanaşıp durulmalı. Kontak anahtarı yerinde bırakılıp, pencereler kapalı olarak araç içerisinde beklenmeli. Sarsıntı durduktan sonra açık alanlara gidilmeli.
Araç meskun mahallerde ya da güvenli bir yerde değilse (ağaç ya da enerji hatları veya direklerinin yanında, köprü üstünde vb.); durdurulmalı, kontak anahtarı üzerinde bırakılarak terk edilmeli ve trafikten uzak açık alanlara gidilmeli.
Sarsıntı sırasında bir tünelin içindeyseniz ve çıkışa yakın değilseniz; araç durdurulup aşağıya inilmeli ve yanına yan yatarak ayaklar karına çekilip, ellerle baş ve boyun korunmalı.
Kapalı bir otoparkta iseniz; araç dışına çıkılıp, yanına yan yatarak, ellerle baş ve boyun korunmalı.”
Deprem sırasında toplu taşıma araçlarında olunması durumunda ise, “Gerekmedikçe, kesinlikle araçtan inilmemesi, sarsıntı bitinceye kadar araç içinde, sıkıca tutturulmuş askı, korkuluk veya herhangi bir yere tutunulması ve araç personeli tarafından verilen talimatlara uyulması” gerekiyor.

DEPREM SONRASINDA YAPILMASI GEREKENLER…
Deprem sırası kadar deprem sonrasında atılacak adımlar da önemli.
Kapalı alanda, kişinin önce kendi emniyetinden emin olması, sonra çevresinde yardım edebileceği kimse olup olmadığını kontrol etmesi gerekiyor.

“YANGINLAR İKİNCİL AFETLER”
Depremlerden sonra çıkan yangınların oldukça sık görülen ikincil afetler olduğuna dikkat çekilerek, eğer gaz kokusu alınırsa, gaz vanasının kapatılması, camların ve kapıların açılması, binanın hemen terk edilmesi yanında dökülen tehlikeli maddelerin temizlenmesinin önemi belirtiliyor. Diğer maddeler şöyle sıralanıyor:
“Yerinden oynayan telefon ahizelerini telefonun üstüne koyun.
Acil durum çantanızı yanınıza alın, mahalle buluşma noktanıza doğru harekete geçin.
Radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarıyla size yapılacak uyarıları dinleyin.
Cadde ve sokakların acil yardım araçları için boş bırakın.”
Ayrıca her büyük depremden sonra mutlaka artçı depremler olduğuna ve bunların hasarlı binalarda zarara yol açabileceğine işaret edilerek, sarsıntılar tamamen bitene kadar hasarlı binalara girilmemesi gerektiğine vurgu yapılıyor ve artçı depremler sırasında da ana depremde yapılanların uygulanması gerektiğine dikkat çekiliyor.

DEPREM SONRASINDA AÇIK ALANDA OLMAK…
Deprem sonrasında açık alanda olunduğunda, çevredeki hasara dikkat ederek bunların not edilmesi, hasarlı binalardan ve enerji nakil hatlarından uzak durulması, yakın çevrede yardıma gerek duyanlara yardım edilmesi, mahalle toplanma noktasına gidilmesi, yardım çalışmalarına katkı konulması ve özel ilgiye ihtiyacı olan afetzedelere yardım edilmesi önem taşıyor.

YIKINTI ALTINDA MAHSUR KALMAK…
Deprem sonrasında yıkıntı altında mahsur kalınmış ise, öncelikle kişinin paniklemeden durumunu kontrol etmesi, hareket kabiliyeti kısıtlanmışsa çıkış için hayatını riske atacak hareketlere kalkışmaması gerekiyor.

“ENERJİ TASARRUFLU KULLANILMALI”
Ayrıca enerjiyi en tasarruflu şekilde kullanmak amacıyla hareketlerin kontrol altında tutulması, el ve ayaklar kullanılabiliyorsa, su, kalorifer, gaz tesisatlarına ve zemine vurarak varlığın duyurulmaya çalışılması, ses kullanılabiliyorsa, kurtarma ekiplerini duyarak, onlara seslenilmesi gerekiyor.

DEPREM ÖNCESİNDE ALINACAK ÖNLEMLER…
Peki deprem öncesinde hangi önlemlerin alınması gerekiyor?
Kaygan ve ovalık bölgelerin iskana açılmaması, konutların gevşek toprağa sahip meyilli arazilere yapılmaması deprem öncesinde alınacak önlemler olarak dikkat çekiyor.
Yapıların deprem etkilerine karşı dayanıklı inşa edilmesi, imar planında konuta ayrılmış yerler dışındaki yerlere ev ve bina yapılmaması, dik yarların (uçurum) yakınına, dik boğaz ve vadilerin içine bina yapılmaması, mevcut binaların dayanıklılıklarının arttırılması ve konutlara deprem sigortası yaptırılması diğer önlemler olarak sıralanıyor.
Dolap üzerine konulan eşya ve büro malzemelerinin, soba ve diğer ısıtıcıların sabitlenmesi, dolaplar ve devrilebilecek benzeri eşyaların birbirine ve duvara sabitlenmesi, eşya ve duvar arasında boşluk kalıyorsa çarpma etkisini düşürmek için araya bir dolgu malzemesi konulması gerekiyor.
Zehirli, patlayıcı, yanıcı maddelerin düşmeyecek bir konumda sabitlenmesi ve kırılmayacak bir şekilde depolanması, bu maddelerin üzerlerine fosforlu, belirleyici etiketler konulması önem taşıyor. Gaz kaçağı ve yangına karşı, gaz vanası ve elektrik sigortalarının otomatik hale getirilmesi de önlemler arasında bulunuyor.
Geniş çıkış yolları oluşturulması, dışa doğru açılan kapıların kullanılması, acil çıkış kapılarının kilitli olmaması ve acil çıkışların aydınlatılması gerekiyor.

“AFETE HAZIRLIK PLANLARI YAPILMALI”
“Afete hazırlık planları” yapılması ve her altı ayda bir bu planın gözden geçirilmesi, zaman zaman tatbikatlar yapılması da önem taşıyor.
Ayrıca mesken veya iş yerinin özelliği ve büyüklüğüne göre uygun yangın söndürme cihazının mutlaka bulundurulması ve periyodik bakımlarının da yaptırılması gerekiyor.

TAK/BRT

Devamını Oku
Yorum Yapabilirsiniz

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

Irak’ın orta ve güney kesimi tamamen elektriksiz kaldı

Published

on

By

Irak’ın orta ve güney kesiminde elektrikler tamamen kesildi. Başkent Bağdat başta olmak üzere ülkenin orta kesimindeki kentler ile güneydeki şehirlerde aniden elektrik kesintisi yaşandı.

Elektrik kesintilerine ilişkin Elektrik Bakanlığından ya da diğer ilgili kurumlardan henüz bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.

Irak’ta ulusal elektrik hizmeti günlük ancak ortalama 5 ila 8 saat verilebiliyor.

Ülkede yıllardır çözüm bulunamayan elektrik kesintileri sorununa karşı çevre kirliliğine neden olan ücretli mahalle jeneratörleri devreye giriyor.

Devamını Oku

Dünya

Azerbaycan ile Ermenistan’ın parafladığı barış anlaşmasının metni açıklandı

Published

on

By

Azerbaycan ile Ermenistan’ın Beyaz Saray’da parafladığı “Barış ve Devletlerarası İlişkilerin Kurulmasına İlişkin Anlaşma”nın metni kamuoyuyla paylaşıldı.

Anlaşma metni, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Washington’da gerçekleştirdiği üçlü zirvede 2 ülkenin dışişleri bakanları tarafından paraflanmıştı.

Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlıklarınca eş zamanlı olarak paylaşılan ve 17 maddeden oluşan anlaşma metni şöyle:

Madde 1 – Taraflar, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’nin cumhuriyetleri arasındaki sınırların, ilgili bağımsız devletlerin uluslararası sınırları haline geldiği ve uluslararası toplum tarafından bu şekilde tanındığı teyit ederek birbirlerinin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını ve siyasi bağımsızlığını tanıyor ve bunlara saygı gösteriyor.

Madde 2 – Taraflar, Madde 1’e tam uyarak, birbirlerine karşı hiçbir toprak iddialarının olmadığını teyit ediyor ve gelecekte de böyle bir iddiada bulunmayacaklarını onaylıyor. Taraflar, diğer tarafın toprak bütünlüğünü veya siyasi birliğini tamamen veya kısmen bölmeyi ya da zayıflatmayı amaçlayan herhangi bir eylemi planlamak, hazırlamak, teşvik etmek ve desteklemek dahil hiçbir eylemde bulunmayacaktır.

Madde 3 – Taraflar, karşılıklı ilişkilerinde, diğer tarafın toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç kullanmaktan veya güç kullanma tehdidinde bulunmaktan ya da Birleşmiş Milletler Şartı’na aykırı herhangi bir şekilde hareket etmekten kaçınacaktır. Taraflar, kendi topraklarının üçüncü bir tarafça diğer tarafa karşı BM Şartı’na aykırı biçimde güç kullanımı amacıyla kullanılmasına izin vermeyecektir.

Madde 4 – Taraflar, birbirlerinin iç işlerine karışmaktan kaçınacaktır.

Madde 5 – Taraflar, bu anlaşmanın her iki tarafça onaylanmış şekillerini teati etmesinden sonra _____ gün içinde, 1961 ve 1963 tarihli Viyana Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak aralarında diplomatik ilişkiler tesis edecektir.

Madde 6 – Taraflar, bu anlaşmanın 1. maddesi kapsamındaki yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmanın sonuçlanması için ilgili komisyonlar aracılığıyla iyi niyetle müzakereler yürütecek.

Madde 7 – Taraflar, ortak sınırları boyunca üçüncü bir tarafın kuvvetlerini konuşlandırmayacaktır. Taraflar, ortak sınırlarının belirlenmesi ve ardından işaretlenmesi süreci tamamlanana kadar, sınır bölgelerinde güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla, askeri alan da dahil olmak üzere, karşılıklı olarak üzerinde anlaşılmış güvenlik ve güven artırıcı tedbirleri uygulayacaktır.

Madde 8 – Hoşgörüsüzlük, ırkçı nefret ve ayrımcılık, ayrılıkçılık, şiddet içeren aşırılık ve terörizmin tüm biçimlerini kınayan taraflar, kendi yetki alanlarında bu gibi durumlarla mücadele edecek ve ilgili uluslararası yükümlülüklerine uyacaktır.

Madde 9 – Taraflar, her iki tarafın da dahil olduğu silahlı çatışmalardan kaynaklanan kayıp kişiler ve zorla kaybetme vakalarını çözmek için, doğrudan veya uygun olduğu durumlarda ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliği yaparak, söz konusu kişiler hakkında mevcut tüm bilgilerin paylaşımı da dahil olmak üzere önlemler alacaklardır.

Bu bağlamda, taraflar, ilgili kişilerin akıbetinin açıklığa kavuşturulmasının, uygun olduğu durumlarda kalıntılarının aranması ve iade edilmesinin ve gerekli soruşturma tedbirleri yoluyla onlar için adaletin sağlanmasının, uzlaştırma ve güven oluşturma aracı olarak önemini kabul etmektedirler. Bu konudaki ilgili yöntemler, ayrı bir anlaşmada ayrıntılı olarak görüşülecek ve kararlaştırılacaktır.

Madde 10 – Taraflar, ekonomi, transit ve ulaştırma, çevre, insani ve kültürel alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliği kurmak amacıyla karşılıklı çıkarlara ilişkin ilgili konularda ayrı anlaşmalar akdedebilirler.

Madde 11 – Bu anlaşma, tarafların uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletlerin diğer üye devletleriyle akdettikleri antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel getirmeyecektir. Her bir taraf, kendisi ile herhangi bir üçüncü taraf arasında yürürlükte olan uluslararası anlaşmaların, bu anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmemesini sağlayacaktır.

Madde 12 – Taraflar, ikili ilişkilerinde uluslararası hukuka ve bu anlaşmaya göre hareket edeceklerdir. Taraflardan hiçbiri, bu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukunun hükümlerini gerekçe olarak kullanmayacaktır. Taraflar, bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinden önce, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) uyarınca, bu anlaşmanın amacına ve hedefine aykırı herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınacaklardır.

Madde 13 – Taraflar, bu anlaşmanın tam olarak uygulanmasını garanti eder ve bu anlaşmanın uygulanmasını izlemek üzere ikili komisyon kuracaklardır. Bu komisyon, taraflar arasında kararlaştırılacak usullere göre faaliyet gösterecektir.

Madde 14 – Taraflar, uluslararası hukuk ve karşılıklı ilişkilerinde kendilerini bağlayan antlaşmalar kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine halel gelmeksizin, bu anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili her türlü uyuşmazlığı, 13. maddede belirtilen komisyon aracılığıyla da dahil olmak üzere doğrudan istişareler yoluyla çözmeye çalışacaklardır. Bu istişareler altı ay içinde karşılıklı olarak kabul edilebilir bir sonuç vermezse, taraflar uyuşmazlığın barışçıl yollarla çözülmesi için diğer yollara başvuracaklardır.

Madde 15 – Taraflar, 14. maddeye halel gelmeksizin, bu anlaşmanın imzalanmasından önce aralarında herhangi bir hukuki temele dayalı olarak var olan tüm devletlerarası iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri, yargılamaları ve uyuşmazlıkları, bu anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde geri çekecek, sonlandıracak veya başka bir şekilde çözüme kavuşturacak ve birbirlerine karşı bu tür iddiaları, şikayetleri, itirazları, talepleri ve yargılamaları başlatmayacaktır ve taraflardan herhangi birine karşı herhangi bir üçüncü tarafça başlatılan bu tür iddialara, şikayetlere, itirazlara, taleplere ve yargılamalara hiçbir şekilde dahil olmayacaklar. Taraflar, bu anlaşmaya aykırı olarak birbirlerine karşı diplomatik, enformasyon ve diğer alanlarda düşmanca adımlar atmayacak, bunları teşvik etmeyecek veya başka bir şekilde bu tür eylemlerde bulunmayacak ve bu amaçla düzenli olarak birbirleriyle istişare edeceklerdir.

Madde 16 – Bu anlaşma, tarafların ulusal mevzuatlarına uygun olarak iç prosedürlerin tamamlandığını bildiren belgelerin teati edilmesinden sonra yürürlüğe girecektir. Bu anlaşma, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 102. Maddesi uyarınca tescil edilecektir.

Madde 17 – Bu anlaşma, Azerbaycanca, Ermenice ve İngilizce dillerinde düzenlenmiştir ve tüm metinler aynı derecede geçerlidir. Herhangi bir geçerli metin arasında hükmün anlamında farklılık olması durumunda, İngilizce metin esas alınacaktır.

Anlaşmanın paraflanması, yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor
2. Karabağ Savaşı’nın ardından, Cumhurbaşkanı Aliyev’in önerisiyle Azerbaycan ve Ermenistan barış müzakerelerine başlamıştı. Taraflar, Mart 2025’te anlaşma metni üzerinde mutabakata varmıştı. Beyaz Saray’da 8 Ağustos’ta düzenlenen üçlü zirvede ise metin paraflandı.

Ancak paraflama, anlaşmanın yürürlüğe girdiği anlamına gelmiyor. Anlaşma, Azerbaycan’a karşı toprak iddialarını içeren Ermenistan Anayasası değiştirildikten sonra imzalanarak resmiyet kazanacak.

Devamını Oku

Dünya

Rusya’da WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı

Published

on

By

Rusya’da yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamaması nedeniyle WhatsApp ve Telegram üzerinden aramalar engellenmeye başladı.

Downdetector verilerine göre, Rusya’da vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan aramalarda sorun yaşadıkları bildiriminde bulundu.

Rus basınında çıkan haberlerde, ülkedeki mobil operatörlerin Rus hükümetine mektup yazarak, yaptırımlardan ötürü gerekli altyapı yenilemelerinin yapılamadığının iletildiği yer almıştı.

Buna karşın, internet trafiğinin ise arttığına işaret eden operatörlerin, trafiğin azaltılması için WhatsApp ve Telegram üzerinden aramaların engellenmesini talep ettiği belirtilmişti.

Konuya ilişkin resmi açıklama yapılmazken, bazı Rus yetkililer engellemenin telefon üzerinden dolandırıcılıkla mücadele için gerektiğini savunuyor.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’dan bazı milletvekilleri, 18 Temmuz’da yaptıkları açıklamada, mesajlaşma uygulaması WhatsApp’ın ulusal güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle yasaklanması çağrısında bulunmuştu.

Devamını Oku

Trending

Reklam